geçenlerde bir yazarın tanımı gözüme çarptı sıkıntısını dile getirdiği. kendisine biraz tereddütten sonra gerçekten iyi niyetle yardım etmek istedim ve çok kibar düzgün bir üslupla bir mesaj attım. aman yareppim atmaz olaydım bir küfür etmediği kaldı. şok oldum ben de attığım mesaj asla kötü bir şey de değildi çok kibar ve iyi niyetle yazıldığı çok belli bir mesajdı. o kadar şaşırdım ki tekrar tekrar okudum hanımefendi acaba neye sinirlendi diye hala da aklım almıyor.

sonradan özür diledi başka bir şeye sinirliydim sinirimi senden çıkardım dedi ama çok kızdım ve kırıldım kendisine daha önce burda hiç böyle kaba bir tepki almamıştım. kötü bir şey yazsam neyse ama gerçekten iyi bir şey yazmıştım. az biraz sakin olsak güzel olur. bu kadar sinir bünyeye zarar. artık mesaj atarken çok temkinliyim.
devamını gör...

statü kavramının buraya da bulaştığını gösteren bir başlık. kimin, hangi sıfatla yazdığı önemli olmadığı gibi bırakın insanlara yüksekten bakmayı dediğim yazar beyanıdır aynı zamanda.
devamını gör...

yerimizi aldık şimdilik, sabırsızlıkla bekliyoruz.

edit: yayının bitmesini bekleyemedim, etkileyici bir hikaye anlatış tarzı var. anlatırken kokteyl yapar gibi hikayeyi harmanlıyor * bir sonraki yayınını da sabırsızlıkla bekleyeceğim.


son hikaye'de didim'e apollon tapınağına kehanet almaya gidiyor. * buradan

teşekkürler sözlük radyosu ekibi.
devamını gör...

“ bende ego yok” demek bile kısmen bir ego ibaresidir. yerinde ego özgüven, fazlası kompleks...

edit: atleastonehundredeightyfivelemontrees’in uyarısı ile -de’yi de birleştirdim mi tamamdır:)
devamını gör...

insan vücudunda böbreklerden salgılanır ve kemik iliğine etki ederek,
eritrosit yapımını uyarır. epo tedavisi en çok kronik böbrek yetmezliği olan ve diyaliz tedavisi gören hastalarda renal anemi için kullanılır.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

tanimlamalarini gizliden gizliye takip ettigim, asiri tatli, sohbeti asiri guzel olan cağnım yazarimdir.yazdiklarini keyifle okumakla beraber kibarligiyla da gonlumu fethetmistir. hep yazsin ben de hep okuyayim, arada bir de ozelden de dürtsun ama! kahveli sohbetlere hep beklerim. ıyi ki var...
devamını gör...

mahlası çok hoşuma giden, vişnenin ekşi tadının aksine sözlüğe şeker gibi tat katan ve sıcakkanlı bulduğum yazarımız. yazdıklarını okumak çok keyifli. gözüm üzerinde.**
devamını gör...

o onun geleceğine karar vermesin, bu ona karar vermesin. yahu kardeşim türkiye aristokrasi olsun ya da direkt monarşiye dönelim rahatlayalım. akli dengesi yerinde olan herkes oyunu verir, vermekle de yükümlüdür. beğendiğiniz iktidar olsun istiyorsanız bu insanlarla iletişim yollarını bulup onları ikna edersiniz. sanki genç olan herkes siyasi deha bu ülkede. mantıksız bir taleptir.
devamını gör...

kelime olarak ön deyiş anlamındadır. mukaddimenin kardeşidir.

antik yunan tiyatrosunda tragedyaların başında monolog olarak veya koro tarafından okunan tek soluklu bilgilendirme yazılarıdır.
yıkıma yakın bir noktada başlatılan öykünün, eylem ve zaman birliği çerçevesinde sonuçlanmasını sağlamak adına, sahnelenecek olayların öncesindeki zaman hakkında bilgi veren açılış bölümüdür.

çağdaş tiyatroda ise, oyunun anlamı ve amacı üzerine bilgiler veren giriş bölümüdür.

romeo ve juliet'in modern prolog metni;
hikayemizin geçtiği güzel verona şehrinde, iki aile arasında uzun süredir devam eden bir nefret yeni bir şiddete dönüşüyor ve vatandaşlar, vatandaşlarının kanıyla ellerini lekeliyor. bu düşman ailelerin iki şanssız çocuğu sevgili olur ve intihar eder. talihsiz ölümleri, ebeveynlerinin kan davasına son verir. önümüzdeki iki saat boyunca, çocukların ölümlerinden başka hiçbir şeyin durduramayacağı mahkum aşklarının ve ebeveynlerinin öfkesinin hikayesini izleyeceğiz.
devamını gör...

flash tv oyunculuğunu gözümüze sokan çalışma.
''ay ben izleyemem'' tepkisine, çocukcağızın, ''ama siz istediniz'' cevabı cuk oturmuş.
ayrıca hayatında hiç porno izlememiş kadınların tv programı yapması skandalıııııı.... siyasal islam kılıklı ablamız 300 adım öteye gitti de kendisinden bir önceki kuşağın porno filmi olmadan tv'de yayıncı olamadığını birileri anlatmalı. hayatın acı gerçeklerine bu kadar uzakken hayata dair program yapılamazz. bayılıyorum namuslu hanımfendilere...
devamını gör...

neden öyle dedin ermolettin? benim nickaltına arada bir s*çmık bırakanlar oluyor, hakkını yeme adamların.*

edit: hazımsızın biri geldi başlığa bıraktı gitti bak al, hemen altta.*

edit 2: çocukken eldivenle sevilmiş tipimizde geldi merak edenler aşağı doğru baksın. (bkz: kambersiz düğün olmaz)
devamını gör...

tarih gibi tekerrür eden bir olgu. annelerin, hatta anneannelerin gençliklerinde giydiği elbiseler, yıllar sonra tekrar moda olmadı mı?
bir dönem bazı insanlar moda için moda, bir beşinci kol faaliyeti, ülkelerin ekonomisini çökertmeyi amaçlamıştır. " diyorlardı. buna rağmen modacılar eski elbiseleri yaşadıkları dönemin çizgisine uyarlamışlar. dönemin gençliği, aile albümlerindeki sararmış fotoğraflardaki gibi giyinmeye büyük ilgi duymuş.
her dönem geçerli olan bu olgu, ismi ne kadar da moda olsa kendini tekrarlamaktan geri durmuyor.
devamını gör...

hepimiz farklı meslekler icra ediyoruz, farklı mesailer yapıyoruz, farklı hayatlar yaşıyoruz. bunca çeşitliliğin arasında hepimiz farklı olaylara şahit oluyoruz. bu olaylar kimi zaman sadece anlık bir duygu değişimine sebep olurken kimi zaman aylarca rüyalarımıza giriyor, kimi zaman da hayatımızın yönünü tamamen değiştiriyor.

bu başlığın çıkış noktası munchausen sendromu başlığında yaptığım tanıma ilaveten anlatmak istediğim, bizzat yaşadığım ve kendimce çarpıcı bulduğum birkaç olayı anlatmak istememdi. sonradan düşündüm de, neden diğer portakalseverler de kendi yaşadıkları çarpıcı meslek hikayelerini anlatmasınlar? umarım bu başlık, henüz meslek seçimi yapmamış/mesleği eline almamış genç portakalseverler için de nelerle karşılaşabileceklerini önceden görebildikleri hikayeleri barındırır.

ilk hikaye:

munchausen sendromu ile ilgili tek bilgim yıllar evvel dersin birinde bir hocamın kısaca bahsettiği kadardı. ve ben ilk gerçek munchausen vakasını gördüğümde bunun öyle üstünkörü anlatılıp geçilecek bir şey olmadığını farketmiştim.

20'li yaşların sonlarında bir adam gelmişti acil servise, kucağında yarı baygın karısı ile. ben henüz toy bir öğrenciyim, koşuşturmaca içinde duyuyorum bütün olanları. adam eve geldiğinde kadını defalarca kusmuş ve yarı baygın halde bulmuş, hemen kucaklayıp arabayla acile getirmiş.

acilde koşuşturmaca başladı, kadının zehirlendiğine kanaat getirildi, midesi yıkandı vs.

hocanın odasında birkaç asistan doktor, hemşire ve ben vardım, kadın hastanın tedavisi bitirilmiş henüz taburcu edilmemişti. hoca ile asistanların konuşmalarına kulak kabarttım:
asistan doktor 1: hocam bu kadını daha önce de bu şekilde acile getirdi adam. acaba kadına bir şey yapıyor olmasın bilerek?
hoca: hasta kayıt dökümüne baktınız mı?
asistan doktor 2: baktım hocam, son 3 ay içinde 4 defa giriş yapılmış.
hoca: şikayetler hep aynı mı?
asistan doktor 1: aynı sayılır, çok benzer: neredeyse hepsinde kusmuş ve yarı baygın getirilmiş.
asistan doktor 2: polise haber verelim mi hocam?
hoca: kadınla ve kocasıyla ayrı ayrı konuşayım bi, sonra bakarız.

aradan zaman geçti, arada ne oldu ne bitti takip edemedim, zira o aralar acile hasta yağıyordu adeta. fakat sonradan öğrendim tüm hikayeyi: kadın, kocası onunla yeteri kadar ilgilenemediği için (adamın işleri çok yoğunmuş o sıralar ve şehir dışına gidip geliyormuş sürekli) ilgisini çekmek istemiş, ilk başlarda hasta numarası yapmış fakat kocasından yeteri kadar ilgiyi görememiş yine. ardından ilaçlar içmeye başlamış, bu da yetmeyince temizleyici kimyasallar içmeye başlamış. bu son gelişinde de kadının 1-1buçuk litre çamaşır suyu içtiğini farketmişler, sırf kocasının ilgisini çekebilmek için..
ilk karşılaştığım munchausen sendromu bu olsa da maalesef zaman içinde çok daha kötülerini gördüm. belki onları da başka zaman eklerim buraya.
devamını gör...

midas, efsanelere konu olan frig kralıdır. hakkında türlü efsaneler olmakla beraber arkeolojik kayıtlarda da adın geçen gerçek bir kraldır. ben bilinen efsanelerinden birini aktaracağım;

efsaneye göre apollon ve satyr marsyas bir gün müzik yarışına girerler. ikisi de kendi seçtiği müzik aletini çalacaktır; apollon lirini, marsyas (tanrıça athena'nın göle attığı ve beğenip aldığı) flüdünü.

yarışmanın üç jürisi vardır; bunlardan ikisi sıradan insan, biri kral midas'tır. midas'ın 2 oy hakkı vardır.

yarış başlar, apollon ve marsyas ortaya enfes melodiler çıkartırlar. iki jüri apollon'un gazabından korktuğu için oyunu tanrıya vermişlerdir. fakat iki oy hakkı bulunan midas marsyas'ın flüdünden çok etkilenmiş ve oyunu ondan yana kullanmıştır. sonuç berabere kalınca apollon müzik aletlerini tersten tutarak bir melodi daha çalmayı teklif etmiş, marsyas bunun adil olmadığını savunsa da apollon'un teklifi kabul edilmiştir.
apollon lirini güzel bir şekilde çalmış fakat marsyas'ın flüdünden ses çıkmamıştır. bunun üzerine yarışmayı tanrı apollon kazanır.

fakat yarışı ilk aşamada kazanamamasının intikamını midas'tan alıcaktır. midas'ın müzik kulağının olmadığını, kulağının iyi duyamadığını söyleyerek kulaklarını eşek kulağına çevirir.
midas bu kulakları şapkasının altında bir süre saklasa da berberi bunu saklamayı başaramaz. kimseye söylemeyeceğine söz veren berberi bir gün kuyuya bağırır "midas'ın kulakları eşek kulakları".
o suyun gittiği otlar, ağaçlar dile gelmiş onlar da söyler olmuş "midas'ın kulakları eşek kulakları" diye. böylece yayılmış tüm şehre. halk dalga geçmiş kralla. tanrıya yalvarmış normale döndürsün kulaklarını diye. apollon acımış ve normal insan kulaklarına döndürmüş nihayetinde.
devamını gör...

sözlükte acilen halledilmesi gereken sorun. mizah, troll adı altında her değere istedikleri gibi sallayabileceklerini sanıyorlar. komik bile değil.
devamını gör...

ne yazık ki türkiye'deki bazı iş yerlerinde bulunmayan dolaptır. *

evlerde de genelde dolap şeklinde değil de çekmece şeklinde bulunandır. içinde de -türk insanlarının hastalık hastası olması nedeniyle- bin bir çeşit ilaç bulunur. eğer evinizde yoksa * en azından bir ağrı kesici, yaralar için krem, yarabandı alıp koymak gerekir. yoksa insan ihtiyaç duyana kadar almayı unutuyor, ihtiyaç duyunca da gerekli malzemeleri bulmak için çırpınıyor. *
devamını gör...

en son neydi kayıp ettiğin şey, bir obje mi, bir fırsat mı, yoksa bir insan mı?
peki en son sahip olduğun şey neydi?
insan gerçekten bir şeylere sahip olabilir mi? sahip olmadığı bir şeyi kayıp edebilir mi?
satın alma, kirala. sahip olma, zincirsiz yaşa.
duymuş muydun daha önce bunları. ben duymuştum.

şimdi soruyorum o zaman sana, neden sahip olmak, bağlanmak için uğraşıyorsun.

neden kuş olup uçmak varken ağaç olup kök salıyorsun.

*makinist ile son istasyon radyo yayınında kullanılacak başlıktır.
devamını gör...

yaklaşık 10 gündür buradayım yani daha yeni sayılırım ancak üslübunda problemler olsa bile yazar arkadaşımız dikkat çekmeye çalıştığı şeyler nedeniyle kıymetli bir metin yazmıştır, ki beğeni sayısı da bunun bir kanıtı olarak kabul edilebilir. yani pek çok kişi bu problemler ile ilgili ortak bir paydada buluşmuş.
bununla birlikte, bana göre işin sıkıcı olan kısmı şudur. aynı konular ile ilgili buna benzer düşünceler yine dile getirilecek ve bu da sözlüğün ilerlemesi için oldukça büyük bir engel teşkil etmektedir. bu sorunun çözümü de yazarların* tanım yaparken elinden geldiğince emek göstermesinden geçiyor. tabii ki de siyasal gündem ile ilgili başlık açılması zorunlu değil ancak buradaki tanımlarda diğer sosyal medya mecralarımda gördüğüm tanımlara oranla daha farklı veya yaratıcı şeyler görmek isterim.*
kısacası sözlüğün gelişimi için şu soru cevaplanmalıdır. kafa sözlük tanımları, diğer sözlüklerde yapılan tanımlara oranla neden daha farklıdır ya da daha öne çıkmalıdır?
devamını gör...

günlük aktivitelere ilgi kaybı, umutsuz hissetmek, üretkenlikten yoksun olmak, düşük özgüven ve genel bir yetersizlik hissi gibi semptomlarla yıllar boyunca devam ederek ilişkilerinizi, okulunuzu, işinizi ve gündelik yaşantınızı önemli ölçüde etkileyen depresyon türü.

eğer kronik depresyondan muzdaripseniz mutlu durumlarda bile iyimser olmakta zorlanabilir; kasvetli bir kişiliğe sahip olmaktan, eğlenememekten, mutlu olamamaktan ve yetersiz hissetmekten şikayet ederseniz. kronik depresyon majör depresyon kadar şiddetli olmasa da mevcut depresif ruh haliniz hafif, orta veya şiddetli olabilir. kronik depresyonun doğası nedeniyle depresyon belirtileriyle baş etmek zordur; ancak konuşma terapisi (bkz: psikoterapi) ve ilaç kombinasyonu bu durumun tedavisinde etkili olabilir. kronik depresyonun kesin nedeni bilinmemektedir. majör depresyonda olduğu gibi birden fazla neden olabilir.

biyolojik farklılıklar: kronik depresyona sahip olan kişilerin beyinlerinde fiziksel değişiklikler olabilir. bu değişikliklerin sebebi hala belirsiz olmakla beraber araştırmalar devam etmektedir.

beyin kimyası: nörotransmiterler, doğal şekilde oluşan ve depresyonda rol oynayan beyin kimyasallarıdır. son araştırmalar, bu nörotransmiterlerin işlev ve etkisindeki değişikliklerin ve duygudurum dengesinin korunmasında yer alan nörosirküitler ile ne şekilde etkileşime girdiklerinin depresyon ve tedavisinde önemli bir rol oynayabileceğini göstermektedir.

kalıtsal özellikler: kronik depresyon, ailesinde kronik depresyon öyküsü olan kişilerde daha yaygın gibi görünmektedir. depresyona neden olabilecek genleri bulmak için yürütülen çalışmalar devam etmektedir.

yaşantı: majör depresyonda olduğu gibi sevilen birinin kaybı, maddi problemler veya yüksek düzeyde stres gibi travmatik olaylar bazı insanlarda kalıcı depresif bozukluğu tetikleyebilir.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim