öldükten sonra aynı muhitte oturmaya devam etmek demektir.
devamını gör...

hakkında taraf olduğum yönetmen.

ne yaparsa yapsın beğeniyorum, takdir ediyorum doğru. ama senaristlik kabiliyetini tartışanın sinema tanrıları alnını karışlar, uyarayım.

tarantino çok fazla dış mekan kullanmaz. platolar, stüdyolar, iç mekanlardır oyun sahası. fotoğraf karelik gün batımları, doğa manzaraları filmlerinde pek sık rastladığımız sahneler değildir. çokça da eleştirilir bu konuda. tarantino kendi sinemasında bunu ilk kez django unchained filminde ciddi anlamda yoğun bir şekilde uyguladı ve muvaffak oldu. bu da bunu yapmayışının, yapamadığından değil yapmayı tercih etmediğinden kaynaklandığının kanıtı.

çok yetenekli, çok başarılı kalemler biliyoruz, okuyoruz, takip ediyoruz, izliyoruz. çok yaratıcı olanlar var aralarında doğru. tarantino da senaristliğinden çok yönetmenliği ile anılan bir sinemacı haklısınız. ama şunu da bir gözden geçirin derim; dakikalarca süren bir konuşmada, üstünkörü geçilen sadece bir kelimeyle filmin asıl anlatmak istediğinin özetini vermeyi beceren kaç kişi izleyebiliyoruz? reservoir dogs'u düşünün. filmin en başındaki köpeklerimizin, konusu bahşiş verme olan polilogunu hatırlayın. kaç dakika sürmüştü? 10? 15? kaç kere izlediniz filmi, bağlantıyı çözdünüz mü çözemediniz mi bilmiyorum ama eğer bu filmi izledikten sonra "abi adam bir film süresini doldurmak için oturtuyor adamları dakikalarca filmin hiçbir yeriyle alakası olmayan saçma sapan konulardan bahsettiriyor, bu ne biçim senaristlik anlayışı" diyorsanız bir daha tarantino izlemeyin isterseniz. siz bilirsiniz yani. öyle işte.

yazsın, çeksin, izleyelim, sebeplenelim!
devamını gör...

gereksiz samimiyet kurmayan , yapmacık ve gösteriş budalası olmayan insandır.
devamını gör...

pizzaro isimli ispanyol kaşif tarafından ayak bastığı peru'da keşfedilmiş. o andan itibaren hızlı gelişen, kolay saklanabilen, doyurucu ve besleyici bir gıda olan patates, keşfe çıkacak olan gemilerin ambarlarını doldurmaya başlamış.

1840 senesinde rus hükümeti halkı patates ekmeye ikna etmeye çalışınca her allah'ın günü çavdar ekmeği yemeye alışık olan halk patates bize yabancı diye isyan etmeye kalkmış. şimdi artık geleneksel pek çok rus yemeğinde de bulunan bir gıda olmuş ve orada da seviliyor.

patatesin avrupa'ya yayılması ise otuz yıl savaşları (1618 - 1648) sırasında gerçekleşmiş. almanya'ya giden ispanyol askerler yanlarında patatesleri at yemi niyetiyle götürmüşler. o yıllarda yoksullukla cebelleşen alman köylüler, ispanyollardan bazen araklayarak bazen de dilenme yoluyla patatesi tatma fırsatı edinmişler. ama nasıl yiyeceklerini bilmedikleri için kabuğunu soymadan çiğ şekilde yemeye çalışmaları sonucu rahatsızlanmışlar. bundan şüphelenen almanlar, patatesi kolera, veba, humma gibi hastalık taşıyıcısı kabul etmişler ve patatesi fişlemişler. kendileri yemeyip hayvanlarına yedirmişler. bunun dışında da savaş esirlerine de yiyecek olarak vermişler.

işte bu almanlar'ın gayrı insanı tutumları olmasaymış, patates belki de tadının ne olduğunu bilmediğimiz bir hayvan yemi olarak kalacaktı.
devamını gör...

okuru olmaktan mutluluk duyduğum, takip edilesi yazar. müthiş bir kalemi var ve düşüncelerini yazıya oldukça yalın ve etkili bir şekilde dökebiliyor.

canıgönülden yazmaya devam etmesini diliyorum. zira kendisinden öğreneceğimiz daha çok şey var.*
devamını gör...

ilkokulda okumak için biribirimizle yarışırdık. sonra da gururla sıramıza dönerdik. ne güzel günlerdi.
devamını gör...

büyük marmara depremi olmuştur.
devamını gör...

arada kaynayıp gitmemesi gereken şaheser.

ben bi' beyaz türk'üm yasalarım anglosakson ama kafam ortadoğulu
apolitik büyüdüm, hiç oy vermedim
kafamı tatile, gezmeye, borca yordum
adalet öldü, ucu bana dokunana dek sustum ve ortak oldum
şimdi tweet atmaya bile çekiniyorum
kendi ülkemin polisinden korkar oldum
üzgünüm ama senin eserin ülkedeki umutsuz nesil senin eserin bu mutsuz kesim ve bu kurşun sesi! sebebi nedir bilmeden hapiste çürüyen o suçsuz sefil
senin, senin eserin, senin eserin bu korkunç resim bu yorgun sesim
fakirin vergisiyle yatına, katına katana salak haşere geri yolsuz vekil seni, senin eserin!
sen hiç yıkanmadın ölümle bi' kez bile tıkanmadın elinde 3. dalga karton bardak kahve
tek derdin o özenti "start-up"ın
şimdi kapını kollaması gereken adalet gelir acımaz vurur kırar kapını çünkü çocuk öldü vuran memurdu diye "haklıdır" dedin sesini çıkarmadın, yani suçlusun!
çünkü iki gün üzülüp sonra gözündeki nehri kuruttun
tuğçe ve büşra'nın katilini serbest bırakan hakimin adı neydi unuttun!
şimdi başına bi' şey gelse şeh'rin hukuk mu?
bi' gece haksızca alsalar içeri seni
bunu haber yapıcak gazeteci bile bulamazsın hepsi tutuklu!
devamını gör...

(bkz: oluyor gibi olup olmayış)
devamını gör...

aşağıdaki linkten yapılabilecek testtir. sonuçlar e-mail olarak gönderilmektedir.

npistanbul.com/liebowitz-so...

elbette bu tür testler tek başına teşhis koyma bakımından değil bir uzmana danışmanın gerekliliği açısından dikkate alınmalıdır.
devamını gör...

yazarların çizimlerini paylaştığı başlık.

bir dönem sulu boya hevesim var iken bir şeyler deniyordum, suyu kağıdın üzerine dökünce vazgeçtim denemekten.* kokpit için seçtiğim görsel de o denemelerden biridir.

edit: profilde artık kendi çizimim yok.
devamını gör...

dışarısı ile olan ilişkiyi kesmek, kimse ile görüşmemek anlamında kullanılan deyimdir.
devamını gör...

leyla ile mecnun (dizi)'da osman sonant tarafından canlandırılan karakter. başlığı hırsız yavuz diye açtım ama o öyle bir insan değildir. kendisini performans sanatçısı olarak görür ve tam bir aşk adamıdır, sevdiği kadınlara şiirler kitaplar okur. ha bir de açamayacağı kapı yoktur.
devamını gör...

pentagram.
devamını gör...

dün sahurdan önce konuştuk, ramazan'da yazmıyormuş.*
müthiş bir iman gücü patlaması oluyor, karşı koyamıyorum hocam. her acıkan bir kere küfür ediyor, alınıyorum dedi.
devamını gör...

bir yere benzemeye ya da benzememeye çalışmak yerine düzgün bir ortam oluşturmaya çalışmamız gerektiğini düşünüyorum. bence bir şeyin her zaman en büyük rakibi kendi olmalıdır ve hep kendini geliştirmek için çalışmalıdır. burası da bunun için gayet çabalıyor. bir iki falso olabilir fakat insanız hepimiz, olağan şeyler bunlar.

küfür için sansür deniliyor hala fakat sansür değil, buranın bir kuralı bu, artık anlayın bunu. buraya üye olurken bunu kabul ettiniz şimdi değiştirmeye çalışmayın. burası küfürsüz gayet güzel, illa hakaret etmek istiyorsanız yaratıcı olun biraz.
devamını gör...

bu sabah aldığım en güzel haberdir. (umarım köstek olmak için bir şey yapmazlar.)

ve gençler! kimin yanınızda, kimin karşınızda olduğunu unutmayın!
devamını gör...

tel aviv'e yapılan füze saldırısına ait bir görüntü.

(link ölmüş.)
devamını gör...

şimdiye kadar farketmediğim bir şeyi, belki de siz de farketmemişsinizdir diye söyleme gereği duyuyorum.

sevgili sözlük insanları, yönetici kadro gerçekten de çok güzel çalışıyor, çok emek harcıyor, çok zaman harcıyor. burası güzel bir platform olsun diye uğraşılıyor. evet bazen hoşumuza gitmeyen şeyler illa ki oluyor ama bu hayatın bir gerçeği ve gerçekten niyet önemli.

doğrusunu söylemek gerekirse şahsen pek üstüne düşmüyordum buranın ancak bu emekleri farketmemle birlikte artık gelişimi adına naçizane bir yazar olarak elimden geldiğince çaba harcamaya karar verdim. belki kalkar kafa iznine çıkarım ama burada geçirdiğim süreyi değerli geçireyim, ufak da olsa bir faydam dokunsun istiyorum.

her şeyi geçtim normalde karşılaşmayacağımız güzel insanlarla aramızda köprü oluyor burası. sırf bundan dolayı bile bir vefa borcumuz var bana kalırsa.

emekleriniz için teşekkürler.
devamını gör...

ince memed (yaşar kemalin ünü tartışilmaz ama), hamlet
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim