geceye bir söz bırak
bazı hikayelerin sonunun kötü biteceğini anlasan da okumaya devam edersin. belki de daha çok kaptırirsın kendini. çünkü o hikaye bu yüzden güzeldir ve sen bu güzelliğe çoktan hayran olmuşsundur bile.
devamını gör...
normal sözlük yazar kalitesi
iyidir tabiki. sözlüğün temel kuralı olan '' küfürsüz sözlük '' sayesinde bence gayet de iyidir. bundan daha iyi de olacaktır.
bakın hiç bir kuruluş hemen kalitesinde standardı yakalayamaz, bu süre alır.
bizler de hep beraber bu süreye kadar elimizden geldiğince seviyemizi koruyacağız.
insanlar telkinle, öneriyle bir yere, bir topluluğa katılmaz. katılanların da ömrü kısa olur zaten.
dolayısıyla biz özendireceğiz, burasının gerçekten farklı olduğunu hissettireceğiz.
işte o zaman gerçekten buraya katkı vermek isteyenler katılacaktır.
bir şey başarılacaksa hep beraber arkadaşlar, ne 1 eksik ne 1 fazla. *
bakın hiç bir kuruluş hemen kalitesinde standardı yakalayamaz, bu süre alır.
bizler de hep beraber bu süreye kadar elimizden geldiğince seviyemizi koruyacağız.
insanlar telkinle, öneriyle bir yere, bir topluluğa katılmaz. katılanların da ömrü kısa olur zaten.
dolayısıyla biz özendireceğiz, burasının gerçekten farklı olduğunu hissettireceğiz.
işte o zaman gerçekten buraya katkı vermek isteyenler katılacaktır.
bir şey başarılacaksa hep beraber arkadaşlar, ne 1 eksik ne 1 fazla. *
devamını gör...
fethiye
sadece iki kere gidebildiğim ama beynimde huzur kavramıyla eşleşen muğla'nın güzel ilçesi. kendimi en kısa zamanda ölüdeniz'de, sırtüstü yatıp masmavi gökyüzüne bakarken bulmak istiyorum.
devamını gör...
paget hastalığı
üç aşamadan oluşan bir hastalıktır.
1) aşırı osteoklastik aktive ve kemik rezorpsiyonu(yıkımı)
2)takiben aşırı kemik yapımı ve yıkımı (osteoblastik ve osteoklastik aktivite)
3)son aşamada osteoblastik aktivite ile karakterizedir.
ortalama 70li yaşlarda görülür.polyastatik(çoklu) tutulum vertebrayı tutar,monostatik tutulum ise en sık tibiayı tutar.
yeni oluşan kemik mozaik paternde gelişir.
hastalarda kanda alkalen fosfataz;idrarda hidroksiprolin miktarı artar.
osteosarkom gelişim riski vardır.
1) aşırı osteoklastik aktive ve kemik rezorpsiyonu(yıkımı)
2)takiben aşırı kemik yapımı ve yıkımı (osteoblastik ve osteoklastik aktivite)
3)son aşamada osteoblastik aktivite ile karakterizedir.
ortalama 70li yaşlarda görülür.polyastatik(çoklu) tutulum vertebrayı tutar,monostatik tutulum ise en sık tibiayı tutar.
yeni oluşan kemik mozaik paternde gelişir.
hastalarda kanda alkalen fosfataz;idrarda hidroksiprolin miktarı artar.
osteosarkom gelişim riski vardır.
devamını gör...
anneanne
biz 30 yaşımızda oturduğumuz yerden afedersiniz kıçımızı kaldırmaya üşenirken 83 yaşında ağaç tepelerinde zeytin toplayan dağ gibi kadındır.ömrü uzun olsun.
devamını gör...
windows 11
microsoft'un iki ekranlı tabletler için hazırlanan windows 10x'i iptal ettikten sonra, yaptıkları yeni özellikleri windows 10 ile birleştirdikleri yeni masaüstü işletim sistemi.
maalesef windows 8'den de büyük bir hüsran olacaktır zira microsoft, masaüstü ortamının temellerini de ihlal edip tamamen dokunmatik odaklı bir arayüze geçiş yapmıştır. çoğumuzun her windows sürümünde olduğunu kabul ettiğimiz bazı özellikler bu işletim sisteminde yok veya tamamen değiştirilmiş ve bunlar, çalışma verimliliğinizi büyük oranda etkileyebilir.
bunlardan en barizi, görev çubuğundan alınan şu özellikler:
- yerini değiştiremiyorsunuz.
- boyunu ayarlayamıyorsunuz.
- simge gruplamayı kapatamıyorsunuz.
- ana ekran dışındaki ekranlarda simgeler dışında hiçbir şeyi göremiyorsunuz (saat, bildirimler, sistem tepsisi, klavye dili).
bunların dışında, windows 11 sadece intel 8. nesil ve amd zen 2 ve daha güncel işlemcileri destekleyecek. bunlardan eski işlemcilerde windows 11, bir yükleme ortamı ile sıfırdan kurulabilecek fakat önceden kurulmuş sistemlerden windows 11'e yükseltme yapılamayacak. ayrıca bu sistemlere windows 11 güncelleme teklifi gelmeyecek veya elle yükseltme başlatamayacaksınız.
maalesef windows 8'den de büyük bir hüsran olacaktır zira microsoft, masaüstü ortamının temellerini de ihlal edip tamamen dokunmatik odaklı bir arayüze geçiş yapmıştır. çoğumuzun her windows sürümünde olduğunu kabul ettiğimiz bazı özellikler bu işletim sisteminde yok veya tamamen değiştirilmiş ve bunlar, çalışma verimliliğinizi büyük oranda etkileyebilir.
bunlardan en barizi, görev çubuğundan alınan şu özellikler:
- yerini değiştiremiyorsunuz.
- boyunu ayarlayamıyorsunuz.
- simge gruplamayı kapatamıyorsunuz.
- ana ekran dışındaki ekranlarda simgeler dışında hiçbir şeyi göremiyorsunuz (saat, bildirimler, sistem tepsisi, klavye dili).
bunların dışında, windows 11 sadece intel 8. nesil ve amd zen 2 ve daha güncel işlemcileri destekleyecek. bunlardan eski işlemcilerde windows 11, bir yükleme ortamı ile sıfırdan kurulabilecek fakat önceden kurulmuş sistemlerden windows 11'e yükseltme yapılamayacak. ayrıca bu sistemlere windows 11 güncelleme teklifi gelmeyecek veya elle yükseltme başlatamayacaksınız.
devamını gör...
knockin' on heaven's door
yönetmen sam peckinpah' ın son western filmi olan pat garrett & billy the kid (1973) filminin müziklerini bob dylan yapmıştır.
filmde şerifin vurulduğu sahnede bu şarkı çalmaya başlar. şarkıda ölmek üzere olan şerifi, kendi ağzından sözlerle dinleriz:
mama, take this badge off of me
i can't use it anymore
it's gettin' dark, too dark for me to see
i feel like i'm knockin' on heaven's door
anne, bu rozeti üzerimden çıkar,
artık kullanamıyorum,
hava kararıyor, çok karanlık göremiyorum,
cennetin kapısını çalıyormuş gibi hissediyorum.
filmin original soundtrackine göre ilk mısra bilinenden farklıdır . "....badge off of me" der.
daha sonra guns n 'roses bunu 1991 albümleri use your illusion 2 albümlerine koyunca, şarkıda patlayıp gitmiştir.
filmde şerifin vurulduğu sahnede bu şarkı çalmaya başlar. şarkıda ölmek üzere olan şerifi, kendi ağzından sözlerle dinleriz:
mama, take this badge off of me
i can't use it anymore
it's gettin' dark, too dark for me to see
i feel like i'm knockin' on heaven's door
anne, bu rozeti üzerimden çıkar,
artık kullanamıyorum,
hava kararıyor, çok karanlık göremiyorum,
cennetin kapısını çalıyormuş gibi hissediyorum.
filmin original soundtrackine göre ilk mısra bilinenden farklıdır . "....badge off of me" der.
daha sonra guns n 'roses bunu 1991 albümleri use your illusion 2 albümlerine koyunca, şarkıda patlayıp gitmiştir.
devamını gör...
matematiksel iktisat
iktisadi olayların karmaşık yapısının basit bir modele indirgemesini sağlayan iktisadı matematik ile çözümleyen alandır.
devamını gör...
insana kendini iyi hissettiren şeyler
sevdiklerim ile vakit geçirmek , eğlenmek , hatıra bırakmak sonra onları oturup onlar ile konuşmak , kamp yapmak .
devamını gör...
babaya sigara içerken yakalanmak
yakalanacağım korkusuyla her zaman tedirgin olmuş ve bilinçaltımında etkisiyle rüyamda sigara içmediğim halde "sen sigara mi içiyorsun?" gel buraya deyip kendisinden güzelce dayak yemiştim. uyandığım da vücudumun her yeri kırık gibi ağrıyordu. uyku sersemiyle nasıl olsa öğrendi artık evde rahat rahat sigara içerim deyip,kendisinin evde olduğu gün kalkıp sigara yakmıştım. sonuç?rüyam gerçek olmuştu.
devamını gör...
maviye kayma
elektromanyetik dalgalarda dalga boyunun olması gereken yerden, elektromanyetik tayfın kısa dalga boylu tarafına doğru kaymış olduğu durum.
dalga boyunun maviye kayması ya da kısalması, dalganın enerjisinin ve frekansının artması anlamına gelir.
gözlenen bir cismin yaydığı ışık maviye kaymışsa, bu durum cismin bize doğru yaklaştığı anlamına gelir.
ses dalgasında da durum aynı olduğundan yaklaşan tren, ambulans gibi araçların sesi, yüksek enerji nedeniyle daha tizdir.
dalgaların kırmızıya ya da maviye kayma durumları doppler etkisi olarak da tanımlanır.
edit: frekans artar. düzelttim.
dalga boyunun maviye kayması ya da kısalması, dalganın enerjisinin ve frekansının artması anlamına gelir.
gözlenen bir cismin yaydığı ışık maviye kaymışsa, bu durum cismin bize doğru yaklaştığı anlamına gelir.
ses dalgasında da durum aynı olduğundan yaklaşan tren, ambulans gibi araçların sesi, yüksek enerji nedeniyle daha tizdir.
dalgaların kırmızıya ya da maviye kayma durumları doppler etkisi olarak da tanımlanır.
edit: frekans artar. düzelttim.
devamını gör...
moderatör olmasını istediğin bir yazar bırak
(bkz: kuzguncuktaki vişne)
devamını gör...
öyle bir geçer zaman ki
2010-2013 yıllarında yönetmenliğini zeynep günay tan'ın senaristliğini coşkun ırmak'ın
yapımcılığını cengiz deveci'nin
yaptığı 3 sezon 120 bölüm olarak çekilmiş ve yayımlanan türk dram, aile dizisi. erkin koray'ın efsane parçasından almıştır ismini bu dizi.
başrollerinde,
erkan petekkaya
ayça bingöl
wilma elles
meral çetinkaya
yıldız çağrı atiksoy
aras bulut iynemli
farah zeynep abdullah
emir berke zincidi
gün koper
mete horozoğlu
mine tugay
elçin sangu
muhammet uzuner
türkü turan
yeliz kuvancı bulunmaktadır.
dizi 1960 yıllarını yansıtıyor ekrana. bir aile o ailenin yaşadığı acı, dram, babanın sorumsuzluğu ve ailesini yaptığı işkenceler, aile bireylerinin çektiği sancılar ve yaşadıkları zorluklar. hepsi tüm gerçekliğiyle yansıyor ekranlara. açıkçası ben tüm bölümleri izlemedim çünkü dram pek bana göre değil. bu tarz dizileri bu yüzden pek izlememeyi tercih ederim. izlediğim 5, 10 bölüm diziden koşar adımla kaçmam yetti. beni diziye çeken soner ve aylin'i aşkıydı diyebilirim. çok hüzünlü ve çok masum bir aşk. çok değişik karakterler barındıran bir dizi. tek tek incelenip detaylı analizleri yapılası karakterler. hele o ali yok mu ah o ali! hah!
açıkçası ben izlediğim kadarıyla oyunculuklarını da pek beğenmiştim. kalbime sancıların girdiğini hatırlıyorum. izlediğim her şeyin beni bu kadar etkilemesi hiç normal değil evet biliyorum. sanırım doğum haritamdaki balık yoğunluğu beni bu duygusal sürüncemeye itiyor. ah banu'nun sinir bozucu duygusallığı. belgesellerde bile ağlıyor olabilmem özellikle buna bir örnek.
neyse efem iyi seyirler diliyorum.
yapımcılığını cengiz deveci'nin
yaptığı 3 sezon 120 bölüm olarak çekilmiş ve yayımlanan türk dram, aile dizisi. erkin koray'ın efsane parçasından almıştır ismini bu dizi.
başrollerinde,
erkan petekkaya
ayça bingöl
wilma elles
meral çetinkaya
yıldız çağrı atiksoy
aras bulut iynemli
farah zeynep abdullah
emir berke zincidi
gün koper
mete horozoğlu
mine tugay
elçin sangu
muhammet uzuner
türkü turan
yeliz kuvancı bulunmaktadır.
dizi 1960 yıllarını yansıtıyor ekrana. bir aile o ailenin yaşadığı acı, dram, babanın sorumsuzluğu ve ailesini yaptığı işkenceler, aile bireylerinin çektiği sancılar ve yaşadıkları zorluklar. hepsi tüm gerçekliğiyle yansıyor ekranlara. açıkçası ben tüm bölümleri izlemedim çünkü dram pek bana göre değil. bu tarz dizileri bu yüzden pek izlememeyi tercih ederim. izlediğim 5, 10 bölüm diziden koşar adımla kaçmam yetti. beni diziye çeken soner ve aylin'i aşkıydı diyebilirim. çok hüzünlü ve çok masum bir aşk. çok değişik karakterler barındıran bir dizi. tek tek incelenip detaylı analizleri yapılası karakterler. hele o ali yok mu ah o ali! hah!
açıkçası ben izlediğim kadarıyla oyunculuklarını da pek beğenmiştim. kalbime sancıların girdiğini hatırlıyorum. izlediğim her şeyin beni bu kadar etkilemesi hiç normal değil evet biliyorum. sanırım doğum haritamdaki balık yoğunluğu beni bu duygusal sürüncemeye itiyor. ah banu'nun sinir bozucu duygusallığı. belgesellerde bile ağlıyor olabilmem özellikle buna bir örnek.
neyse efem iyi seyirler diliyorum.
devamını gör...
hakan günday
dahidir. dahilik bazen yazar için dezavantajdır. çok fazla özgün fikir üretir ve bunu kendi kişisel üsluplarıyla ifade ederler. ortalama okur için bu bir zorluktur. o fikir değil olay okumak ister. ve bu alıştığı bildiği dille yapılsın ister. günday fransa'da yılın en iyi yabancı yazarı seçildi. pamuk ve yaşar kemal hariç bunu başaran türk yok. kazanması çok zor bir ödül.
devamını gör...
anti-psikiyatri
günümüzde bir tür “burjuva bilimi” olarak kabul gören psikiyatriyi eleştirdiğinizde sizi “düz dünyacılarla” ya da “aşı karşıtlarıyla” bir tutup küçümsemeye çalışabilirler.
ekşisözlük’te bu konuyla ilgili görüşlerini, iğrenç bir uslüpla belirtmiş olan cinsiyetçi birinin yazısını paylaşacağım şimdi. söyledikleri hakkında tek bir bilimsel kanıt yok bu arada.
(https://eksisozluk.com/entry/46102224)
bu arkadaşın sözde argümantasyonunu da tek bir soruyla sarsalım. “bipolar bozukluk” gerçekten organik bir rahatsızlıksa, bu rahatsızlıktan muzdarip olanlara antidepresanları niçin nörologlar değil de “psikiyatrlar” reçete ediyor?
ekşisözlük’te bu konuyla ilgili görüşlerini, iğrenç bir uslüpla belirtmiş olan cinsiyetçi birinin yazısını paylaşacağım şimdi. söyledikleri hakkında tek bir bilimsel kanıt yok bu arada.
(https://eksisozluk.com/entry/46102224)
bu arkadaşın sözde argümantasyonunu da tek bir soruyla sarsalım. “bipolar bozukluk” gerçekten organik bir rahatsızlıksa, bu rahatsızlıktan muzdarip olanlara antidepresanları niçin nörologlar değil de “psikiyatrlar” reçete ediyor?
devamını gör...
reenkarnasyon
konuyla ilgili başlık altında çok farklı yorumlar mevcut, kimi tamamen imkansız olduğunu belirtirken, kimi de materyalist görüş ile olamayacağını net şekilde belirtmiş, bazıları da islamın toptan bu konuyu reddettiğine dair haklı yorumlarda bulunmuş..
reenkarnasyon öğretisi genel olarak bizim topraklardaki dinsel öğreti temellerine oturmuyor görünmekle birlikte içerik açısından daha detaylı incelediğinde özellikle tasavvuf bakış açısında benzerlikler hemen göze çarpabilmektedir.
insanların bu dünyadaki zorluklar ve acılardan tek seferde kurtulup ya hiçliğe ya da cennet ya da cehenneme kavuşma fikri tekrar tekrar bu zor dünya koşullarına geri dönerek burada deneyim yaşamaktan daha cazip gelmektedir ..
bu bağlamda hayat planlarımızda belli bir seviyeye gelebilmek %99'umuz için neredeyse imkansıza yakındır ve bir varlığın tek bir yaşamda iyi doğru vicdanlı bir varlığa dönuşebilmesi çok ama çok zordur *
reenkarnasyon fikri ve ekolü şu anda dünya üzerinde bulunan tüm tek tanrılı din ekollerinden daha eski zamanlardan beri insanlar arasında aktif şekilde bulunmaktadır fakat anlayış biçimleri kültürden kültüre farklılıklar göstermektedir.. (bkz: brahmanizm) (bkz: hinduizm)
fakat bu yüzyılda özellikle deneysel ruhçuluk (bkz: deneysel ruhçuluk) ekolünün yaptığı geçmiş yasam regresyon (bkz: regresyon terapisi) ve hipnotizma çalışmaları neticesinde varlıkların önceki yaşamlarına ve hatta öte dünyaya göçmüş varlıkların oradan aktardıklarına ait ciddi miktarda bir külliyat oluşmuştur..
yapılan çalışmalar kapsamında bu fikrin özeti ruh varlıklarının dünya maddesi ile temas etmeye başladıktan sonra gelmeden önce varlığın kendindeki bilgiyi keşfetmesi yolunda çıktığı dünya yolcuğunda özgür irade yasası ile verdiği kararlar neticesinde oluşturduğu kaderi (bkz: mukadderat) ile öldükten sonra kendi yaptıklarının üzerinden geçmesi (bkz: kadir azabı) eksik kaldığı yönleri belirlemesi (bkz: cehennem)(bkz: karma) ve belirlediği bu eksiklikler ile dünyaya dönme hazırlığı yaparak eksik yönlerini tamamlayabilecek en doğru bedeni seçerek yeniden doğuşu gerçekleştirmesidir..
türkiye'de de benzer şekilde çalışmalar yapılmış olup bilyay vakıf ve ruh ve madde yayınlarından çıkmış bulunan kitaplar konuyla ilgilenenler için ilgi çekici olabilir. bilyay vakfının kurucusu ergün arıkdal'ın konuyla ilgili 1996 yılında verdiği bir konferans reenkarnasyon, ölüm, ölüm ötesi ve yeniden doğuş kavramları ile ilgili ilginç bilgiler barındırmaktadır..
ergün arıkdal'ın 1996 yılındaki reenkarnasyon konferansı
konu halen tartışmaya açık olup konunun avrupa'daki öncüsü olan allan kardec'in (bkz: allan kardec) yaşamı ve de kitapları öte dünya, ruhlar , reenkarnasyon konularında araştırma yapmak isteyen zihinler için doğru seçenekler olacaktır ..
ruhlar kitabı
reenkarnasyon öğretisi genel olarak bizim topraklardaki dinsel öğreti temellerine oturmuyor görünmekle birlikte içerik açısından daha detaylı incelediğinde özellikle tasavvuf bakış açısında benzerlikler hemen göze çarpabilmektedir.
insanların bu dünyadaki zorluklar ve acılardan tek seferde kurtulup ya hiçliğe ya da cennet ya da cehenneme kavuşma fikri tekrar tekrar bu zor dünya koşullarına geri dönerek burada deneyim yaşamaktan daha cazip gelmektedir ..
bu bağlamda hayat planlarımızda belli bir seviyeye gelebilmek %99'umuz için neredeyse imkansıza yakındır ve bir varlığın tek bir yaşamda iyi doğru vicdanlı bir varlığa dönuşebilmesi çok ama çok zordur *
reenkarnasyon fikri ve ekolü şu anda dünya üzerinde bulunan tüm tek tanrılı din ekollerinden daha eski zamanlardan beri insanlar arasında aktif şekilde bulunmaktadır fakat anlayış biçimleri kültürden kültüre farklılıklar göstermektedir.. (bkz: brahmanizm) (bkz: hinduizm)
fakat bu yüzyılda özellikle deneysel ruhçuluk (bkz: deneysel ruhçuluk) ekolünün yaptığı geçmiş yasam regresyon (bkz: regresyon terapisi) ve hipnotizma çalışmaları neticesinde varlıkların önceki yaşamlarına ve hatta öte dünyaya göçmüş varlıkların oradan aktardıklarına ait ciddi miktarda bir külliyat oluşmuştur..
yapılan çalışmalar kapsamında bu fikrin özeti ruh varlıklarının dünya maddesi ile temas etmeye başladıktan sonra gelmeden önce varlığın kendindeki bilgiyi keşfetmesi yolunda çıktığı dünya yolcuğunda özgür irade yasası ile verdiği kararlar neticesinde oluşturduğu kaderi (bkz: mukadderat) ile öldükten sonra kendi yaptıklarının üzerinden geçmesi (bkz: kadir azabı) eksik kaldığı yönleri belirlemesi (bkz: cehennem)(bkz: karma) ve belirlediği bu eksiklikler ile dünyaya dönme hazırlığı yaparak eksik yönlerini tamamlayabilecek en doğru bedeni seçerek yeniden doğuşu gerçekleştirmesidir..
türkiye'de de benzer şekilde çalışmalar yapılmış olup bilyay vakıf ve ruh ve madde yayınlarından çıkmış bulunan kitaplar konuyla ilgilenenler için ilgi çekici olabilir. bilyay vakfının kurucusu ergün arıkdal'ın konuyla ilgili 1996 yılında verdiği bir konferans reenkarnasyon, ölüm, ölüm ötesi ve yeniden doğuş kavramları ile ilgili ilginç bilgiler barındırmaktadır..
ergün arıkdal'ın 1996 yılındaki reenkarnasyon konferansı
konu halen tartışmaya açık olup konunun avrupa'daki öncüsü olan allan kardec'in (bkz: allan kardec) yaşamı ve de kitapları öte dünya, ruhlar , reenkarnasyon konularında araştırma yapmak isteyen zihinler için doğru seçenekler olacaktır ..
ruhlar kitabı
devamını gör...
uzat sarı saçlarını rapunzel
nasıl başlayacağımı bilemiyorum aslında çünkü söylemek istediğim çok şey var ama sözlük sayesinde tanıdığım ve her sohbetimizde iyiki tanımışım dediğim birisi. kendisi o kadar tatlı, sevgi dolu, eğlenceli ve düşünceli birisi ki. bi süre konuşmasak mutlaka birimiz merak edip mesaj atar. her gün profiline girip bugün ne yazmış diye baktığım benim için çok değerli yazarlardan birisi kendisi. tanımları zaten mükemmel, elimden geldiğince yeni eski demeden okuyorum hepsini sürekli. oyları ve favorilerini hiç eksik etmez, birkaç gün giremese bile tekrardan geldiğinde hepsini okur ve oylarıyla da belli eder bunu. umarım hayatında her şey istediği gibi olur, kendisi gibi eğlenceli, düşünceli ve iyi kalpli insanlarla karşılaşır hep.*
devamını gör...


