türkiye'nin bir numaralı kömür yatakları olmasından mütevellit, nam-ı diğer karaelmas olarak da bilinen; batı karadeniz'de bulunan il.

17 sene yaşamış biri olarak çarşısı 1024 adımdır. etrafı dağlık olduğundan genişleme yönünden zayıftır. 20 sene sonra tekrar gitseniz; sadece dükkan isimlerini değişmiş bulursunuz.

esnaf ve madenci ağırlıklı kesimden oluşur. kendine has kültürü vardır; karadeniz bölgesinde bulunmasına rağmen; diğer karadeniz illerine göre düşünce özünde moderndir.

gittiğinizde çok sıkılırsınız; ancak 1 hafta ayrı kalsanız özlersiniz.

emeğin başkentidir.

orhan veli'nin sözlerinden;

siyah akar zonguldağın deresi;
yüzkarası değil, kömür karası;
böyle kazanılır ekmek parası
devamını gör...

akıllara geldikçe akp'ye oy verme sebebidir.
ambülans olmadığı için rahmetli dedemi köyden sapanla şehirdeki hastaneye fırlatmıştık.
bu da böyle bir anımdı. z kuşağı nimet bilsin agıllı olsun.
devamını gör...

düşündürücü tanımlara sahip, su altı canlılarıyla yakından ilgili, rus kültürüne hakim, tiye almayı çok seven, gayet açık sözlü, saygılı ve anlayışlı değerli bir yazarımız.
devamını gör...

mini mini bir kuş don... şaka lan şaka; leylek bile kalmadı artık. mini mini boruları döşediniz vatandaşa.

t: döşenen borular vasıtasıyla g.....ze minik minik giren zamlardır.
devamını gör...

nerede lütfen söyleyin.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

kardeşimi öldürüp padişah olacağıma ölmek daha iyi olurdu diye düşündüğüm başlıktır. padişahların kardeş katli sonrası ruh hâlleri üzerine bir psikolojik çalışma var mı her zaman merak etmişimdir.
devamını gör...

ben izlerken cidden çok eğlendim demet akbağ oyunculuğu harika..
devamını gör...

ben de sapık olmayan tecavüzcü olmayan sokak istiyorum bir hayvan size tecavüz etmez bıçaklamaz hakaret etmez tek istediği biraz sevgi ve karnının tok olmasıdır ne zaman bu kadar vicdanınızı yitirdiniz barınakların hali ortada öldürüp atıyorlar öyle olmasa da hastalıktan açlıktan ya da kötü muameleden ölüyorlar ha sen eğer köpeksiz sokak istiyorsan o zaman düzenli kısırlaştırma yapacaksın kardeşim yok öyle yağma söyleyin barınaklara doğru dürüst kısırlaştırma yapsınlar ne istiyorsunuz şu hayvanlardan yeter be...
devamını gör...

yapimi oldukca kolay olan peynir cesididir. bozulan ya da bozulmak uzere olan sutle de yapmak mumkundur. sutu kestirmek icin limon da, sirke de kullanilabilir. cesitli baharatlar, corekotu,kurutulmus domates ve zeytinyagiyla mukemmel uyum saglar. ozellikle aci pul biber ve corekotuyla karistirmanizi tavsiye ederim. konu disinda ayrica, gerek peyniri gerek peynirden ortaya cikan peynir alti suyu protein yonunden oldukca degerlidir. suyunu da mutlaka degerlendirin derim...
devamını gör...

sadizmin isim babası.
şımarık, küstah, edepsiz. evlenir. baldızına balta olur. sokak sürtükleriyle hayasız maceraların kahramanı. hapse tıkılır, kaçar, yeni rezaletler icat eder. 1775'te baldızıyla italya'ya gider. dönüşte hapsedilir. bir yolunu bulup hapishaneden tüyer; yeniden kaçar, yeniden enselenir. nihayet charenton tımarhanesine tıkılır (1789). bir yıl sonra tahliye edilir. piyesler yazar. ihtilale katılır. sonra sefalete düşer ve bir aktrisle yaşar. ama bu durgun devir çabuk sona erer. justine romanını kaleme aldı diye tevkif edilir. hapishaneden hapishaneye yollanır. nihayet tekrar tımarhaneyi boylar ve 1814'te charenton'da ölür. eserlerinin çoğunu hapishanede yazmıştır, ömrünün 27 yılından fazlasını yaşadığı hapishanelerde.
eserleri: justine yahut faziletin belaları, juliette yahut hayasızlığın mutlulukları, sodome'da 120 gün, aline ile valcour, halvet odasında felsefe.
sainte- beuve, baudelaire ve swinburne bu müstehcen kitapların geçen asırdaki ünlü hayranları. lamartine, barbey d'auerevilly, apollinaire de o bulanık kaynaktan feyz almış zaman zaman. sürrealistler hazreti üstat tanımışlar. o hayranlıklar sade'a cihanşümül bir ün kazandırmış. çağımız avrupa'sının putlarından biri olmuş "ilahi" marquis.

kaynak: nostaljik bir tad olsun diye; cemil meriç (bkz: bu ülke) kitabının kaneviçesinden aynen alıntı.
devamını gör...

iyonlaştırıcı radyasyon dedektörü. wilson odası ve buhar odası isimleriyle de bilinir.

aletin içi aşırı doymuş su ya da alkol buharıyla doldurulur. yüklü bir parçacık, bunlardan biriyle dolu olan odacığa girdiğinde bu maddelerle etkileşime girerek maddeyi iyonize eder. parçacık geçtiği yol boyunca bu işleme devam ettiğinden arkasında iyonlardan kaynaklanan bir iz bırakır. izin kalınlığı, bunu bırakan parçacık hakkında bilgi verir.

atom altı parçacıklardan müon ve kaon gibi önemli bazı parçacıklar, bulut odası ile keşfedilmiştir.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

eskide kalmış bir kavga aklına gelir 'niye şunu demedim ki?'diye sorabilirsin kendine. sabaha kadar tekrar kavga edersin böylece.
devamını gör...

kitaplarını satamayan bana benzemektedir.
devamını gör...

okurken gündüz vassaf çoğu zaman benimle değil de kendiyle konuşuyormuş gibi dışlanmışlık hissine kapıldığım kitap. belirli kavramlara fazla derin anlamlar yüklemesini bir yana koyarak, kavramları oturttuğu noktaları bir çok açıdan gerçekçi bulmadım. anlattığı kavramlar üzerinden bireylere yöneltilen tavırlar benim için yabancıysa bu kadar, öyleyse kim bunlar?
nitekim bu kısmını biraz ütopik bulmam benim bireysel totaliterlikle kişisel hayatımda karşılaşmamış olmam da olabilir.


yine de totalitarizm’in günahının bu denli bireylere yüklenmesi, kitabın bir başka totaliter fikir kaynağına dönüşmesine yol açabilir. 
aşk ve sessizlikle ilgili söylediklerini beğenmeme rağmen anlatılmaya çalışılan fikirle çelişen cümleler de akıcılığı, düşüncenin oturmasını ve fikrin bütünlüğünü engelliyor.


tek tek aforizma şeklinde ele alındığında kitabı daha çok beğenebilirdim. okurken bana anımsattığı kadarı ile emre yılmaz’ın kapitalizm eleştirisi olan uçuk kaçık kitabı şeytanın fısıldadıkları’nın ciddi bir şekilde yazılmış hali olduğunu söyleyebilirim.

bunlar dışında okunacak, üzerine düşünülecek ve bireysel totalitarizmle ilgili fikir sahibi olmanızı sağlayacak bir kitap.
devamını gör...

aralarında tom ellis'in de bulunduğu insanlardır.
(bkz: lucifer morningstar)
devamını gör...

sözlük yazarlarının özgüvenleri gerçekten şaşılacak boyutta. saramagolar, sabahattin aliler, orhan pamuklar, dosteyevskiler, marquezler havada uçuşuyor. bu özgüvene sebep olabilecek şeyler neler olabilir? sözlük yazarlarının edebi bilgi birikimleri yüksek olabilir. edebiyat ile ilgili fikirleri hiç olmayabilir. bu başlıktaki “abartmak” eyleminin kimler tarafından yapıldığının ayırdında olamayabilirler. ilk şıkka pek ihtimal veremiyorum. edebiyatın biraz da tevazu oluşturmasını bekliyorum.

edebiyat ile fazlasıyla haşır neşir olmuş kişiler ortaya bir fikir atacağı zaman oturup biraz düşünürler. mesela şunu kolay kolay yazmazlar, “bence ‘körlük’ çok abartılmış bir kitap. elli sayfadan fazla okuyamadım”. yani senin okuyamamanın bu kitabın abartılması ile nasıl bir bağı olabilir. hayır okuyamamışsın ki, abartıldığını nasıl anladın.

kim abartıyor peki bu kitapları. instagram’da takip ettiğiniz kahveli fenomenler abartıyorsa bilin ki o bir abartma değil, içini boşaltmadır. bir kitabın abartıldığını düşünüyorsanız eğer kimlerin abarttığına bakmak gerekir.

mükemmel bir metin dahi çok fazla karşınıza çıktığında, aşırı maruz kalmanın bıkkınlığını yaşayacaksınız. fakat bu o metnin iyi olmasını değiştirmeyecek. bir kitabın sizin için gerçekten nasıl olduğunu anlamanın yolu onu ön yargısız okumaktır. sizi aldatan referans aldığınız kahveliler ve market raflarıdır.

bir genç bir rehinciyi öldürmek istemiş ama istemeden başka bir kadını da baltayla öldürmüş. sonra vicdan azabı çekmiş. suçun cezası vicdan azabıymış. ee ne var bunda bu kadar abartılacak.

bu mudur yani?
devamını gör...

ömrümüz ayrılıkların toplamıdır. yahu arkadaşlar bakın siz bu kadar güzel şiirler şarkılar seçiyorsunuz sonra pastirmalicoreğin adı zevzeğe çıkıyor. olmuyor.
devamını gör...

sürekli kısa mesafelere odaklanmanın oluşma riskini arttırdığı bir görme kusuru.

kitap okuma, masa başı çalışma, iç mekanlarda bulunma vb nedenlerle hep kısa mesafelere odaklanıyorsanız arada bir pencereden dışarı uzaklara bakarak gözlerinizi dinlendirin. eskimolarda miyopi pek görülmüyor (avlanırken vb hep uzaklara odaklanıyorlar), aksine hipermetropi daha çok oluyormuş (artık yaşam tarzları değiştiği için bu da değişmiştir tabii). göz merceği odaklanabilmemiz için kasların kasılmasıyla incelir veya tombikleşir. hep yakına veya hep uzağa odaklanınca kaslar hep belli şekilde çalışır ve kaslar buna alışır (aynı şöyle: hep göğüs çalışıp sırt çalışmayınca kamburlaşırsınız. hep topuklu ayakkabı giyerseniz bacağınızın arkasındaki kaslar kısalır ve artık düz ayakkabı giyemezsiniz çünkü ağrı yapar) bu yüzden uzaklara bakabilmeleri için çocukları her fırsatta bahçeye gönderirim. pandemi nedeniyle evde kalan çocuklarda miyopiye rastlanma oranının ort. 2 kat kadar arttığını okuyunca* doğru yaptığımı anladım.

lazerle görme kusurunu düzelttirenlere de bir uyarı. doktorla bağınızı koparmayın. sonuçta gözünüzün yapısı aynen durduğu için (korneanızın incelmesi hariç) retina hastalıkları, göz tansiyonu vb riskler devam ediyor. üstüne üstlük göz kuruluğu riskiniz ameliyatla arttı ve kuruluğun belirtileri olan acı ve yanmayı sinirlerinizin kesilmiş olması nedeniyle hissedemiyor olabilirsiniz (bulanık görme nedeniyle hastaneye gidince doktorum bana gözlerimin çok kuru durumda olduğunu ama acıyı hissedemediğim için kontrole geç geldiğimi söylemişti).
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim