ankara ayazı
eğer ankara’nın acemisiyseniz, hava güneşli olur, sizde aldanıp ince giyinerek çıkarsınız. bakarsınız ki hava o kadar da sıcak değildir. burnunuz donar. eliniz uyuşur.
devamını gör...
7 kelimelik hikayeler
"mutlu değildik, sadece bir rüya gördük"
devamını gör...
ilk aşkınız çık gel dese gider misiniz sorunsalı
çok özlememe rağmen asla.
devamını gör...
koca memleket kadınlara telli duvarlı cezaevine döndü
burçe bahadır'ın bugün 5harfliler'de yayımlanan yazısı.buradan
yazının tamamı okunmalı fakat burçe bahadır'ın 2013 yılında eşlerini öldüren kadın ve erkeklerle yaptığı röportajlardan birkaç kesit bırakmak istiyorum.
*“bana ceza veren hâkim bile vuraydın götüne gideydi, dedi. 20 senelik evliydik. insanın 20 senelik karısı nasıl der, ben senden ayrılacağım diye. böyle bir cesaret var mı? çocukları da örgütlemiş. çocuklar annemiz diyor başka bir şey demiyor… amcamın oğlu yattığın suç aslan gibi suç, namus cinayeti diyor. ama burayı bilmiyor tabii. ne kadar zor olduğunu bilmiyor. özgürlüğümün bu kadar süre kısıtlanacağını bileyim, düşünürdüm o an… bıçakladım. polikliniğe götürmeyecektim, aklımda yoktu ama kızım durdurdu arabayı. o götürdü. ben de bindim. allah işimi rast getirecek ya, o da benim lehimeymiş. cezam düştü, polikliniğe götürdüm diye. isteyerek öldürmedim anlamına geliyormuş… boşanmayı hiç düşünmedim, boşansam kendime zarar olurdu.”
*“karımı, kaynanamı ve baldızımı evlerine giderek kurşuna dizdim. kaynanam felç kaldı, baldızım öldü, karımın sırtından üç mermi çıkardılar. o şekilde bir rahatsızlığı var. polisi aradım. ben yaptım ama beni aramayın, yarın gelip teslim olacağım dedim. o akşam komşuyu arayıp hangi hastanede yattıklarını öğrendim. eğer mermi bulabilseydim gidip karımı öldürecektim. ama mermi bulamadım… ne kadar ceza alacağımı öğrenmiştim. ben bunların üçünü öldürsem ne kadar ceza alırım diye sormuştum. en fazla 36 yıl ceza verirler dediler. sorduğum kişiler de eskiden cezaevinde yatan, tanıdığım arkadaşlardı. biri de gene eşini öldürmüştü. o da 10 sene yatıp çıkmıştı.”
biri hariç diğer erkekler ne kadar ceza alacaklarını etraflıca soruşturmuştu. cinayet işlemeden önce alacakları cezayı üç aşağı beş yukarı biliyorlardı. üç kadını kurşuna dizen hamit’e, ne zaman korktun, diye sordum. bir insan katil olduğunu hangi dakika anlar, merak ediyordum. ilk kurşunu sıktığında mı, kan gördüğünde mi, çığlıkları duyduğunda mı? ne zaman korkmuş biliyor musunuz? hâkim, 84 yıl dediğinde. kadın cinayetlerini sona erdirmek isteyenler için ne büyük ipucu, öyle değil mi?
bu röportajların yer aldığı belgesel için buradan
yazının tamamı okunmalı fakat burçe bahadır'ın 2013 yılında eşlerini öldüren kadın ve erkeklerle yaptığı röportajlardan birkaç kesit bırakmak istiyorum.
*“bana ceza veren hâkim bile vuraydın götüne gideydi, dedi. 20 senelik evliydik. insanın 20 senelik karısı nasıl der, ben senden ayrılacağım diye. böyle bir cesaret var mı? çocukları da örgütlemiş. çocuklar annemiz diyor başka bir şey demiyor… amcamın oğlu yattığın suç aslan gibi suç, namus cinayeti diyor. ama burayı bilmiyor tabii. ne kadar zor olduğunu bilmiyor. özgürlüğümün bu kadar süre kısıtlanacağını bileyim, düşünürdüm o an… bıçakladım. polikliniğe götürmeyecektim, aklımda yoktu ama kızım durdurdu arabayı. o götürdü. ben de bindim. allah işimi rast getirecek ya, o da benim lehimeymiş. cezam düştü, polikliniğe götürdüm diye. isteyerek öldürmedim anlamına geliyormuş… boşanmayı hiç düşünmedim, boşansam kendime zarar olurdu.”
*“karımı, kaynanamı ve baldızımı evlerine giderek kurşuna dizdim. kaynanam felç kaldı, baldızım öldü, karımın sırtından üç mermi çıkardılar. o şekilde bir rahatsızlığı var. polisi aradım. ben yaptım ama beni aramayın, yarın gelip teslim olacağım dedim. o akşam komşuyu arayıp hangi hastanede yattıklarını öğrendim. eğer mermi bulabilseydim gidip karımı öldürecektim. ama mermi bulamadım… ne kadar ceza alacağımı öğrenmiştim. ben bunların üçünü öldürsem ne kadar ceza alırım diye sormuştum. en fazla 36 yıl ceza verirler dediler. sorduğum kişiler de eskiden cezaevinde yatan, tanıdığım arkadaşlardı. biri de gene eşini öldürmüştü. o da 10 sene yatıp çıkmıştı.”
biri hariç diğer erkekler ne kadar ceza alacaklarını etraflıca soruşturmuştu. cinayet işlemeden önce alacakları cezayı üç aşağı beş yukarı biliyorlardı. üç kadını kurşuna dizen hamit’e, ne zaman korktun, diye sordum. bir insan katil olduğunu hangi dakika anlar, merak ediyordum. ilk kurşunu sıktığında mı, kan gördüğünde mi, çığlıkları duyduğunda mı? ne zaman korkmuş biliyor musunuz? hâkim, 84 yıl dediğinde. kadın cinayetlerini sona erdirmek isteyenler için ne büyük ipucu, öyle değil mi?
bu röportajların yer aldığı belgesel için buradan
devamını gör...
her konuyu cinselliğe bağlayan tip
malum sözlükten gelme ergendir. bilenler bilir, orada her üç başlıktan birisi belden aşağıdır.
"yazarımız çok olsun" ayağına tuttular onları sözlükte. her hal şimdi durumlar pek eyi değilmiş.
"yazarımız çok olsun" ayağına tuttular onları sözlükte. her hal şimdi durumlar pek eyi değilmiş.
devamını gör...
kürk mantolu madonna
doğum günümün aynı olduğu yazarın, ismi en çok bilinen kitabıdır. çok fazla görmeye başladığım için meraktan aldığım ama sonrasında iyi ki almışım dedirten tek solukta okuduğum bu novella'da sanırım o zamanlar aradığım bir çok şeyi bulmuştum. hani olur ya, sırf meraktan yapmaya başladığınız bir şey çok hoşunuza gitmeye başlar ve bırakamazsınız. bu kitap bana maria puder'ı verdi. bu kitap bana en az ilgi çekici insanın en ilgi çeken insanda edinebileceği eşsiz yeri gösterdi. bir tabloya bakarken nasıl hayatının büyük ölçüde değişebileceğini ve seni tamamlayacak olan kişinin hayatına nasıl bir anda girip, nasıl bir anda çıkabileceğini öğretti. çoğu gece yatmadan önce maria'nın yüzünü çizmeye çalıştım kendi kafamda, nasıl aşık olunabilirse gerçek olmayan birine o şekilde aşık oldum maria'ya. sonunda maria'nın hastalanıp öldüğüne bir türlü inanamıyordu içim, sanki kitabın içinde ben yaşıyor, tren garında o çocukla ben karşılaşıyor gibiydim. raif efendi nasıl o çocuğa kendi hayalinde sahip çıkıp sevip kolladıysa, aynı şekilde ben de kendi hayalimde öyle sevip kolladım maria'yı. okudum demek çok hafif kaçar. ben bu kitabı bir süre yaşadım.
devamını gör...
rehberde konuşacak insan aramak
pişman eder yapma! eylemidir. soğuk samimiyetsiz bir iki temenni ve kapanış ile sonuçlanacaktır.
devamını gör...
psikolojik gerilim film önerileri
(bkz: the machinist) siz portakalda vitaminken christian bale oyunculugun kitabini bu filmde yazmistir bence
(bkz: the psycho) efsane unutulmaz
(bkz: silence of the lambs)yazmazsak olmaz
(bkz: hannibal) karnim acikti
(bkz: memento) vcd oynaticimin gordugu en iyi filmlerden
(bkz: gothica) halle ablamiz
(bkz: das experiment) scheize yani
(bkz: coherence) bak bu cok acayip
(bkz: cube)serisi, ilk goz agrim
(bkz: 1408) otel odasi korkum
(bkz: buried)bence yapilmis en saglam filmlerden, ryan reynold bundan sonra aldi yurudu zaten
(bkz: the butterfly effect)cok saglam cok
(bkz: donnie darko)depresyon sebebi
(bkz: the psycho) efsane unutulmaz
(bkz: silence of the lambs)yazmazsak olmaz
(bkz: hannibal) karnim acikti
(bkz: memento) vcd oynaticimin gordugu en iyi filmlerden
(bkz: gothica) halle ablamiz
(bkz: das experiment) scheize yani
(bkz: coherence) bak bu cok acayip
(bkz: cube)serisi, ilk goz agrim
(bkz: 1408) otel odasi korkum
(bkz: buried)bence yapilmis en saglam filmlerden, ryan reynold bundan sonra aldi yurudu zaten
(bkz: the butterfly effect)cok saglam cok
(bkz: donnie darko)depresyon sebebi
devamını gör...
komik ad soyad kombinasyonları
lisede müdür ve müdür yardımcısının soyadları coşkun ve azgın.
devamını gör...
normal sözlük’te tanımlarını sevdiğiniz yazarlar
benim gibi adını arayanların hüsrana uğradığı başlık.
zaten iki tanım var. ah be...
zaten iki tanım var. ah be...
devamını gör...
normal sözlük aşık atışması
kim kim kaldık diye bakıverdim
içim geçmiş uykuya dalıverdim
kalktım aşıklar atışmış
hemen mevzuya dalıverdim.
içim geçmiş uykuya dalıverdim
kalktım aşıklar atışmış
hemen mevzuya dalıverdim.
devamını gör...
saçma türk adetleri
neredeyse hepsi,
benim en çok tutulduğum ise "büyüklerine saygı göster" sebep? adam benim canıma ot tıkayacak saygı görecek, adam haddini bilmeyecek saygı görecek, adam hakkımı yiyecek saygı görecek.
saygı gökten zembille inmez hak edilir. kimsenin yaşına hürmet etmem.
benim en çok tutulduğum ise "büyüklerine saygı göster" sebep? adam benim canıma ot tıkayacak saygı görecek, adam haddini bilmeyecek saygı görecek, adam hakkımı yiyecek saygı görecek.
saygı gökten zembille inmez hak edilir. kimsenin yaşına hürmet etmem.
devamını gör...
ölürken kurulmak istenen son cümle
bu başlık kadar devrik olmaması yeterli.
devamını gör...
uykudan uyanıp sözlüğe girmek
her gün yaptığım eylem,telefonla başlıyorum kahvaltı sonrası pc başına oturuyorum.
devamını gör...
slowly
fikre bayılarak bir süre kullandığım ve hala düzenli bir mektup arkadaşı edinemediğim uygulama. amerika'ya mektup atıyorum 2 gün gitmiyor, karşıdaki de beklemekten sıkılıyor herhalde, muhabbet devam etmiyor. yine de gelen mektubu beklemenin verdiği heyecan sayesinde sevdiğim bir uygulama kendisi.
devamını gör...
güzel sevmelerin giderek azalması
sevmenin dışavurumu da zamanla değişiyor, yapacak bir şey yok. tanzimat dönemi eserleri okuyorum da, bir kadın/erkeği 30 saniye kesip ardından aşık oluyorlar, masumane hayaller kurup evlenmek falan istiyorlar. günümüzde de birinin instagram profiline giriyorsun, aaa çok güzelmiş/yakışıklıymış diyorsun, hayaller kuruyorsun, dm atıyorsun falan fişman. hangisi daha güzel sevmek bilemedim açıkçası. hala masumane seven insanlar var, eskiden de fantezi dünyasında yaşayan insanlar da varmış. sanırım herkes istediği gibi birini bulabilir bu durumda. ya da ben saçmalıyorum şuanda, bilemedim.
devamını gör...
23 aralık 2020 t24 normal sözlük röportajı
üniversite sınavında derece yapan çocuğunun haberini okuyan baba edasıyla okudum.
sırıtarak, gururla okuduğum röportaj. şimdi kapitalistler düşünsün.
sırıtarak, gururla okuduğum röportaj. şimdi kapitalistler düşünsün.
devamını gör...
1990'lı yıllar
lise yıllarım, üniversite yıllarım.
her gün kakara kikiri.
gençliğin hakkını verdiğim
gençliğime doyduğum yıllar.
onların sayesinde aklım gençliğimde değil
onların sayesinde şu an kendimi çok seviyorum
onların sayesinde mutlu bir anneyim.
her gün kakara kikiri.
gençliğin hakkını verdiğim
gençliğime doyduğum yıllar.
onların sayesinde aklım gençliğimde değil
onların sayesinde şu an kendimi çok seviyorum
onların sayesinde mutlu bir anneyim.
devamını gör...

