depresyon hırkası
şu an giydiğim hırkadır.genellikle biraz bol olurlar kolları da biraz uzundur.
devamını gör...
litvanya
10 ay boyunca erasmus yaptığım ülkedir. erasmusum mükemmeldi ama bu tamamen litvanya’dan bağımsızdı, ülkeyi çok da güzel hatırlamıyorum. çok kere ırkçılığa maruz kaldık. club girişinde ‘litvanca biliyor musunuz? bilmiyorsanız giremezsiniz’ denilip, güvenliğin aramızda ingilizce konuştuğumuzu fark edince ‘face check’ diyip yüzümüzü beğenmediği gerekçesiyle clublara giremediğimiz çok oldu. kaunas’ta yine bir nebze azdı ama klaipeda gezimizde gece boyu girecek hiçbir yer bulamadık mesela litvanyalı olmadığımız için. markette orada burada özür dileyerek litvanca bilmediğinizi belirttiğinizde ve yardım istediğinizde görevlilerin sinirlendiğine şahit olduk çok kere.
sürekli erasmusluların gittiği bir clubta sofaların birinde oturup biramı içerken itilmişliğim bile var. ne yapıyorsun diye bağırdığımda kız ‘kendi ülkemde ingilizce konuşmak zorunda değilim kendi ülkenize gidin’ demişti.
clublarda taciz olayları da çok fazla oluyor, türkiye’den fazladır. ve kimse tepki göstermiyor, alışmış herkes. güvenliğe şikayet edince de napabilirim diyor. bir kere adamın teki kıçımı elledikten ve kemerini çıkarıp sallamaya başladıktan sonra zorla güvenliği çağırdığımda ‘go back to your villages’ diye bağırmıştı bize adam, güvenlik de hiçbir şey yapmamıştı.
erasmusumu başka bir yerde yapsaydım demiyorum asla çünkü tanışıp tanışabileceğim en mükemmel insanlarla tanıştım avrupa’nın dört bir yanından, litvanlarla zorunlu haller dışında muhattap olmuyorduk zaten küçük erasmus bubble’ımızda yaşıyorduk. ama yaşam açısından bakılırsa asla yaşamak istemeyeceğim bir ülke.
sürekli erasmusluların gittiği bir clubta sofaların birinde oturup biramı içerken itilmişliğim bile var. ne yapıyorsun diye bağırdığımda kız ‘kendi ülkemde ingilizce konuşmak zorunda değilim kendi ülkenize gidin’ demişti.
clublarda taciz olayları da çok fazla oluyor, türkiye’den fazladır. ve kimse tepki göstermiyor, alışmış herkes. güvenliğe şikayet edince de napabilirim diyor. bir kere adamın teki kıçımı elledikten ve kemerini çıkarıp sallamaya başladıktan sonra zorla güvenliği çağırdığımda ‘go back to your villages’ diye bağırmıştı bize adam, güvenlik de hiçbir şey yapmamıştı.
erasmusumu başka bir yerde yapsaydım demiyorum asla çünkü tanışıp tanışabileceğim en mükemmel insanlarla tanıştım avrupa’nın dört bir yanından, litvanlarla zorunlu haller dışında muhattap olmuyorduk zaten küçük erasmus bubble’ımızda yaşıyorduk. ama yaşam açısından bakılırsa asla yaşamak istemeyeceğim bir ülke.
devamını gör...
geceye bir bilgi bırak
mart 13 tarihli bir yazı girmiştim sözlüğe. tanım no: #555750 başlık (bkz: rodrigo'nun gitar konçertosu)
birkaç hafta önce tiyatro sanatçısı reha özcan, 4 dakikalık bir video paylaştı. kısa bir görüntüye, ne kadar çok bilgi sığdırmış. aynı düşünceleri paylaşmak güzeldir. görüntünün sonunda, reha özcan’nın gözlerine bakmayı unutmayın.
“ama aşk olsun sana be çocuk”
buyrunuz;
birkaç hafta önce tiyatro sanatçısı reha özcan, 4 dakikalık bir video paylaştı. kısa bir görüntüye, ne kadar çok bilgi sığdırmış. aynı düşünceleri paylaşmak güzeldir. görüntünün sonunda, reha özcan’nın gözlerine bakmayı unutmayın.
“ama aşk olsun sana be çocuk”
buyrunuz;
devamını gör...
varoluşun verdiği eşsiz acı
insan kalmanın, insan olmaktan daha zor olduğunun bilincine varmakla başlar. herkes bir noktada insan olabilir çünkü. 2 dakika insan ol! dersin. sana taklit yapar yine de olur. ama insan kalmak, kalabilmek sadece acı ile olur. ''ben bu dünyada varım ve bunun bilincindeyim. etrafımdaki olayların, yaşanmışlığın, geçmişin, hatıraların bilincindeyim. yaşadığım ortamın farkındayım ve bir farkındalık yaratmayı gönülden istiyorum'' demektir acı. bunu idrak edebildiğiniz an, acınız olgunlaşmıştır artık.
devamını gör...
ses dalgası
sesin frekansı yüksek ise(saniye başına düşen titreşim) ses ince çıkar .tiz ses buna denir. frekans az ise buna kalın yani pes ses denir. insanlar olarak bizim algılayabildiğimiz belirli bir aralıktır .o aralığın altını ya da üstünü algılayamayız .tıpkı ışınların bazılarını göremediğimiz gibi. sesin fiziksel olarak hissedilebilir olan kısmı şiddetidir .bu ses dalgasının genliği ( enerji) ile ilgilidir. şiddet artarsa uzaktaki birinin sesi duyma ihtimali de artar. şiddet birimi desibeldir. eğer sınırın üstünde şiddette bir sese maruz kalırsak kulaklarımız zarar görür .ses kaynağının ayırımını yapmamıza sebep olan şey ise sesin tınısıdır. örneğin do notasını keman, flüt, piyanodan dinlediğinizde hangisinin keman olduğunu ayırt edebilirsiniz. bu ayrımı yaptıran şey sesin tınısıdır. ses dalgalarından faydalanarak tıpta görüntüleme(ultrason) ve böbrek taşı kırma işlemi , denizcilikte yer tespiti (sonar sistem) ya da yeryüzünde kaynak tespiti (doğal gaz ,benzin) yapılır.
devamını gör...
bir demet tiyatro
feriştah: seni seviyorumm mükremin
mükremin: beni sevmenin nedeni, seni sevmemdir
feriştah: beni sevilesi yapan senin sevgindir
mükremin: sev seni seveni ki sevdiğin de sevsin seni.
feriştah: seni gidi sevilesi hınzır seni
devamını gör...
cinsel ilişki olmadan ilişki yürür mü sorunsalı
belli bir yaş sonrası aşklar için çok da sağlıklı olmayan durum. aşkın en belirgin hissi arzudur. arzulamadığın bir aşkın varlığını savunuyorsan, muhtemelen hiç aşık olmamışsındır.
devamını gör...
normal sözlük aşık atışması
radyoyu dinlerken, gözlerim doldu
evernevergreen sen ne güzel bir dostsun.
şarkı hediye etmiş, bir garip ozgur1ey e
evet! yeniden başlamalı. tüm yazarlara....
“aşk olsun”
evernevergreen sen ne güzel bir dostsun.
şarkı hediye etmiş, bir garip ozgur1ey e
evet! yeniden başlamalı. tüm yazarlara....
“aşk olsun”
devamını gör...
masumiyet müzesi
(bkz: orhan pamuk) kitabı. 2008 yılında yayımlanmıştır. müthiş bir aşk kitabıdır. pamuk bu kitabı kızına ithaf etmiştir. baştan söyleyeyim orhan pamuk'un kalemini, anlatımını çok severim. bütün kitaplarını (son kitabı: veba geceleri dahil) okudum. içlerinde en sevdiğim kitabı masumiyet müzesi. kitabın benim için önemli bir özelliği de lisansta 3. sınıfta çevre psikolojisi dersinde bir dönem boyunca ders kitabı gibi işlemiş olmamız. tabi ki eşyaların, çevrenin insan davranışları arasındaki ilişki kapsamında işledik ve orhan pamuk bunu hem kitabıyla hem de daha sonrasında müzesiyle çok çok iyi başarmış bir yazar. tanımda şunu da yazmalıyım nobel ödüllü yazarın muhteşem kitabı.
bu hikaye füsun ve kemal'in aşk hikayesi. orhan pamuk nasıl kurguladın bunu, nasıl yazdın bu aşk hikayesini. ne yaşadın be sen adam.
orhan pamuk bu aşk hikayesini öyle yaşamış öyle hissetmiş ki sonunda istanbul beyoğlu çukurcuma'da bir ev alıp bu ölümsüz hikayeyi gerçekten ölümsüzleştirmiş. bir müze haline getirmiş. müzeyi gezdiğinizde her şey o kadar iyi düşünülmüş ki sanki hikayeyei bir kez daha yaşıyorsunuz. sanki hikaye değilmiş de gerçekten yaşanmış hissi geçiyor. ben çok etkilenmiştim. sanki kemal orada yaşamış, füsun'un ölümüne oralarda ağlamış gibi. siz de orada birlikte ağlıyorsunuz.
kitapta her eşyaya bir bölüm ayrılmış, müzede de bunu hissediyorsunuz. önce kitabı okuyun (eğer biraz bilginiz varsa çevre psikolojisi kapmasında değerlendirmeye çalışın) sonra da müzeyi ziyaret edin. hayatınızda yaşayacağınız en iyi deneyimlerden biri olabilir.
bu hikaye füsun ve kemal'in aşk hikayesi. orhan pamuk nasıl kurguladın bunu, nasıl yazdın bu aşk hikayesini. ne yaşadın be sen adam.
orhan pamuk bu aşk hikayesini öyle yaşamış öyle hissetmiş ki sonunda istanbul beyoğlu çukurcuma'da bir ev alıp bu ölümsüz hikayeyi gerçekten ölümsüzleştirmiş. bir müze haline getirmiş. müzeyi gezdiğinizde her şey o kadar iyi düşünülmüş ki sanki hikayeyei bir kez daha yaşıyorsunuz. sanki hikaye değilmiş de gerçekten yaşanmış hissi geçiyor. ben çok etkilenmiştim. sanki kemal orada yaşamış, füsun'un ölümüne oralarda ağlamış gibi. siz de orada birlikte ağlıyorsunuz.
kitapta her eşyaya bir bölüm ayrılmış, müzede de bunu hissediyorsunuz. önce kitabı okuyun (eğer biraz bilginiz varsa çevre psikolojisi kapmasında değerlendirmeye çalışın) sonra da müzeyi ziyaret edin. hayatınızda yaşayacağınız en iyi deneyimlerden biri olabilir.
devamını gör...
her zaman bir b planı olan insan
tam, 46 yıldır ben.
çocukken kardeşlerimle kavga ederdik,
beni balkona kilitlerdiler.
aman, burda da ne hoş bir manzara varmış derdim.
dalardım hülyalara. öyle, onları kudurtmak için değil, işi ciddiye alarak yapardım bunu.
onlar, benim orda mutlu olmamdan sıkılır, bana kapıyı açardılar.
tahammülü tavan insanların, hemen dağılmayan insanların, çözüm odaklı insanların, pratik insanların, o olmazsa bu olur ne olacak diye düşünen insanların çıkışı açık tutma halleridir.
kafalarında algoritmalar ile dallanmalar ile yaşarlar.
onlara ve öyle olmaya heves edenlere kayahan'dan neden olmasın şarkısı gelsin.
çocukken kardeşlerimle kavga ederdik,
beni balkona kilitlerdiler.
aman, burda da ne hoş bir manzara varmış derdim.
dalardım hülyalara. öyle, onları kudurtmak için değil, işi ciddiye alarak yapardım bunu.
onlar, benim orda mutlu olmamdan sıkılır, bana kapıyı açardılar.
tahammülü tavan insanların, hemen dağılmayan insanların, çözüm odaklı insanların, pratik insanların, o olmazsa bu olur ne olacak diye düşünen insanların çıkışı açık tutma halleridir.
kafalarında algoritmalar ile dallanmalar ile yaşarlar.
onlara ve öyle olmaya heves edenlere kayahan'dan neden olmasın şarkısı gelsin.
devamını gör...
17 mayıs 2021 sabahına nasıl uyanacağız sorunsalı
şimdikinden farksız. ulan sanki son 1 senedir yaşadığımız hayat hayattı da bu 17 günde hayatımız kayacak.
devamını gör...
en sevilen anne yemeği
annenin yaptığı yemekte ayrım yapılmaz.
devamını gör...
bakire kadınla evlenmek isteyen erkek
bekaret toplum normlarında; "masumiyeti" temsil eden bir olgudur. sorun toplum normlarının doğruluğu ve yanlışlığı ile ilgilidir. eğer toplum normları, masumiyeti sadece kadına özgü bir geçerlilik sayıyor ise; bu toplum adil bir toplum değildir. (yani kadın da bekaret arayan ölçü, erkekte de bekaret aramalıdır.)
bu arayışın topluma yansıması şu şekilde olmalıdır; bekarete önem veren erkek, bekaretini korumalıdır. eğer korumamış veya koruyamıyor ise; bekareti bir masumiyet göstergesi olarak görmemelidir.
tanımımızı da bırakalım;
eğer bakir bir erkek ise, adil bir beklenti halindedir.
eğer bakir değilse, kendinde olmayan hasleti başkasında aramak, adaletli bir yaklaşım değildir.
kur an bu konu da şöyle söyler;
" zina eden erkek, yalnızca zina eden (tövbe etmeyen, bunun haram olduğuna inanmayan. ) veya müşrik olan kadınla evlenebilir. zina eden kadın da, yalnızca zina eden, (tövbe etmeyen, bunun haram olduğuna inanmayan. ) veya müşrik olan erkek ile evlenebilir. bu müminlere haram kılınmıştır." (nisa suresi 3.ayet)
" kötü kadınlar kötü erkeklere, kötü erkekler kötü kadınlara yakışır. temiz kadınlar temiz erkeklere, temiz erkekler temiz kadınlara yakışır. onlar için bağışlanma ve cömertçe rızık vardır."(nur suresi 26.ayet.)
bu arayışın topluma yansıması şu şekilde olmalıdır; bekarete önem veren erkek, bekaretini korumalıdır. eğer korumamış veya koruyamıyor ise; bekareti bir masumiyet göstergesi olarak görmemelidir.
tanımımızı da bırakalım;
eğer bakir bir erkek ise, adil bir beklenti halindedir.
eğer bakir değilse, kendinde olmayan hasleti başkasında aramak, adaletli bir yaklaşım değildir.
kur an bu konu da şöyle söyler;
" zina eden erkek, yalnızca zina eden (tövbe etmeyen, bunun haram olduğuna inanmayan. ) veya müşrik olan kadınla evlenebilir. zina eden kadın da, yalnızca zina eden, (tövbe etmeyen, bunun haram olduğuna inanmayan. ) veya müşrik olan erkek ile evlenebilir. bu müminlere haram kılınmıştır." (nisa suresi 3.ayet)
" kötü kadınlar kötü erkeklere, kötü erkekler kötü kadınlara yakışır. temiz kadınlar temiz erkeklere, temiz erkekler temiz kadınlara yakışır. onlar için bağışlanma ve cömertçe rızık vardır."(nur suresi 26.ayet.)
devamını gör...
dinleyince 2008 2009 yıllarına döndüren parçalar
sınıfta şarkı söyleyen birkaç kişi olurdu, bir kız her çıktığında bunu söylerdi. bu şarkıyı dinlerken, kendimi 3. sınıfta hissediyorum.
devamını gör...
kayıp tanrılar ülkesi
şimdi okumaya başladım. bayramda bitirmeyi planlıyorum.
ahmet ümit in bugüne kadar yayımlanmış tüm eserlerini okudum. kitaplığımda bir rafı kendisine ayırdığım yazarın birkaç eserini çekici bulmadığımı ifade etmek isterim. bunun dışında , tüm eserlerindeki yalınlık, kurgu dışında bilimsel realite ve akıcı bir anlatım dili ile modern edebiyatın öncülerinden olarak ahmet ümit in bu eserinde de başarılı bir kurguyu, bilgi ile harmanlayarak okuyucular ile buluşturduğunu ümit ediyorum... bu hisler ile okumaya başlar iken editlemeyi kitap bittikten sonra yapacağım.
ahmet ümit in bugüne kadar yayımlanmış tüm eserlerini okudum. kitaplığımda bir rafı kendisine ayırdığım yazarın birkaç eserini çekici bulmadığımı ifade etmek isterim. bunun dışında , tüm eserlerindeki yalınlık, kurgu dışında bilimsel realite ve akıcı bir anlatım dili ile modern edebiyatın öncülerinden olarak ahmet ümit in bu eserinde de başarılı bir kurguyu, bilgi ile harmanlayarak okuyucular ile buluşturduğunu ümit ediyorum... bu hisler ile okumaya başlar iken editlemeyi kitap bittikten sonra yapacağım.
devamını gör...
rehberde anneyi kaydetme şekli
annesini kaybetmiş yazarlar için üzücü olabilecek bir anket sorusu.
sonuçta kimseye yararlı bir bilgi de sağlamıyor bu konu. yapmayalım bence böyle şeyler...
sonuçta kimseye yararlı bir bilgi de sağlamıyor bu konu. yapmayalım bence böyle şeyler...
devamını gör...
alabama'da üzerine meteor düşmesi sonucu yaralanan kadın
kendisi alabama'nın sylacauga kentinde yaşayan bayan ann hodges'tir.

olay 1954 günü meydana geliyor. ann hodges, öğle vakti güzellik uykusundayken çatısından içeriye yaklaşık 4 kilogram ağırlığında bir meteor giriyor. kadın korkuyla ve acıyla uyanıp acıyan yerlerine bakıyor. durumu fark eden komşuları yanına koşup neler olup bittiğini, kırmızı bir alevin evinden içeriye girdiğini, bunun ne olduğunu soruyorlar.
sonrasında çağrılan jeolog bunun bir gök taşı olduğunu ancak olayın milyonda bir gibi yüksek ihtimalli bir olay olduğunu söylüyor. e tabii başta kimse ona inanmıyor. uçak düştü, uçağın parçası düştü, sovyetler yaptı gibi tonla bahane uyduruluyor. sonuç değişmiyor elbette, gök taşı, gök taşı olarak kalıyor.

olay 1954 günü meydana geliyor. ann hodges, öğle vakti güzellik uykusundayken çatısından içeriye yaklaşık 4 kilogram ağırlığında bir meteor giriyor. kadın korkuyla ve acıyla uyanıp acıyan yerlerine bakıyor. durumu fark eden komşuları yanına koşup neler olup bittiğini, kırmızı bir alevin evinden içeriye girdiğini, bunun ne olduğunu soruyorlar.
sonrasında çağrılan jeolog bunun bir gök taşı olduğunu ancak olayın milyonda bir gibi yüksek ihtimalli bir olay olduğunu söylüyor. e tabii başta kimse ona inanmıyor. uçak düştü, uçağın parçası düştü, sovyetler yaptı gibi tonla bahane uyduruluyor. sonuç değişmiyor elbette, gök taşı, gök taşı olarak kalıyor.
devamını gör...
kimsesizlerinkimiraikkonen
başta #291690 tanımındaki çizimleri ile beğenileri toplayan bir ressam. dünya şampiyonu formula 1 pilotu gibi geldi sözlüğe. ileriki aylarda portakallı içerik cennetinin değişmez yazarı olması muhtemel.
özgün yazıları ile gelir gelmez hayran toplayan kimsesizlerinkimiraikkonen, takibindeyiz.
özgün yazıları ile gelir gelmez hayran toplayan kimsesizlerinkimiraikkonen, takibindeyiz.
devamını gör...
ülkenin gayet güzel olduğu gerçeği
devamını gör...