yoksunluk sendromu
(bkz: madde bağımlılığı)'na ait bir terimdir.
madde kullanımı ve sonrasında 48 saat madde almamakla baş gösteren fiziksel ve psikolojik durum.
semptomlar şu şekildedir:
el titremesi, bulantı, uykusuzluk, hiperaktivite.
ishal, ateş, kas sızıları.
psikomotor ve duygudurum ajitasyonu.
çabuk sinirlenme ve saldırganlık.
madde kullanımı ve sonrasında 48 saat madde almamakla baş gösteren fiziksel ve psikolojik durum.
semptomlar şu şekildedir:
el titremesi, bulantı, uykusuzluk, hiperaktivite.
ishal, ateş, kas sızıları.
psikomotor ve duygudurum ajitasyonu.
çabuk sinirlenme ve saldırganlık.
devamını gör...
capernaum
(bkz: bu fotoğraf kimlik için, ölüm belgesi için değil.)
lübnan’lı nadin lakabi’bin yönettiği sinema filmidir. yayına 2018 senesinde girmiş olup izleyen çoğu insanı etkilemiş filmdir. film konusu fakirliğin çocuklar üzerinde etkisini, çocuk işçilerin çığlıkları, mülteci olarak yaşayan çocukların ailelerinde yaşadıkları olayları, açlığı, sefaleti ve çocuk yaşta evlendirilmeleri yer almaktadır. filmi izlediğim zaman vicdanımı rahatsız eden durumlardan öte gözlerimizi yumduğumuz acılara başkalarının yaşaması ve tüm hayatının acılarla kaplamış olmasının hüznü vardı içimde. kız kardeşini evlendirirler diye kardeşinin kanlı iç çamaşırını yıkayan bir çocuğun korkusunu nasıl içten hissedemez ki insan ya da çok küçük yaşta evlendirip hamile kalıp ölen sahar’ın sessiz çığlığını kim anlayabilir? açlığın yoksulluğun ve büyütülme tarzının çocuklara etkisini ve gelecek nesillerine yansıtılıyor olması ne acı. her şeyin güzelleştiği bir dünyayı göremeyecek olmamız ne acı.
lübnan’lı nadin lakabi’bin yönettiği sinema filmidir. yayına 2018 senesinde girmiş olup izleyen çoğu insanı etkilemiş filmdir. film konusu fakirliğin çocuklar üzerinde etkisini, çocuk işçilerin çığlıkları, mülteci olarak yaşayan çocukların ailelerinde yaşadıkları olayları, açlığı, sefaleti ve çocuk yaşta evlendirilmeleri yer almaktadır. filmi izlediğim zaman vicdanımı rahatsız eden durumlardan öte gözlerimizi yumduğumuz acılara başkalarının yaşaması ve tüm hayatının acılarla kaplamış olmasının hüznü vardı içimde. kız kardeşini evlendirirler diye kardeşinin kanlı iç çamaşırını yıkayan bir çocuğun korkusunu nasıl içten hissedemez ki insan ya da çok küçük yaşta evlendirip hamile kalıp ölen sahar’ın sessiz çığlığını kim anlayabilir? açlığın yoksulluğun ve büyütülme tarzının çocuklara etkisini ve gelecek nesillerine yansıtılıyor olması ne acı. her şeyin güzelleştiği bir dünyayı göremeyecek olmamız ne acı.
devamını gör...
barlow sendromu
dünya nüfusunun% 5-10'unu etkileyen kadınlarda daha sık görülen en yaygın kalp kapak anormalliği olan mitral kapak prolapsusudur 'tıklama üfürüm sendromu' olarak da bilinir.
çoğu hasta semptom göstermez ve tedavi gerektirmez. bununla birlikte, durum yorgunluk ve ani gelen çarpıntı ile ilişkilendirilebilir.
çoğu hasta semptom göstermez ve tedavi gerektirmez. bununla birlikte, durum yorgunluk ve ani gelen çarpıntı ile ilişkilendirilebilir.
devamını gör...
makar devuşkin
kokpitini yaptığım bir çalışmayla taçlandırarak gözlerimi dolduran, takibimde olan yazardır. var olsun.*
devamını gör...
bir zamanların en efsane telefonu
tartışmasız nokia 3310.
devamını gör...
iyi insan olmak için dine ihtiyaç olmaması
iyi insan olmak için önce güzel bir yüreğe ve mantıklı kararlar verebilecek bir beyine ihtiyaç vardır.
devamını gör...
yazarların yapmayı en çok sevdiği yemek
daha önce denemediğim herhangi bir yemek.
devamını gör...
övmeyi de övülmeyi de sevmemek
övmek benim için sorun değil, özellikle sevdiğim kişilere karşı ama biri beni övünce yerin dibine giriyorum ben. övülmek değer gördüğünü gösteriyor, güzel bir şey tabi ki ama bünye kabul etmiyor. sistemde bir sorun var.
devamını gör...
don't stop me now
enerjikken, üzgünken, yolculuğa çıkmışken, yürürken, koşarken, hayatınızın her anına uyum sağlayabilecek, her şekilde omuzlarınızı harekete geçirebilecek muhteşem bir queen şarkısı.
devamını gör...
yazarların normal sözlük’te yazma nedenleri
açıkcası ben karı kız düşürürüm ümidiyle geldim ama hayal kırıklığı ile karşı karşıya kaldım. sözlüğe girerken kapıyı bacayı açıyorum artık yoksa duramıyorum.
devamını gör...
köylü yazardan ironiler
hayatı çok seven, kıpır kıpır, gerçekte tanımasam da çok güzel pozitif bir enerjiyle dolu olduğunu düşündüğüm, iyi niyetli kimseyi kırıp incitmeyen, ve sözlükte herkes tarafından çok sevilen tatlış yazarımızın doğum günüsü kutlu olsun o zaman.* nice mutlu yaşlara* dilerim çok huzurlu, mutlu bir yıl geçirir, yeni yaşı hayırlı olsun diyelim.*
devamını gör...
x mahlaslı yazar sizi gözledi bildirimi
herkesin adına tıkladım. şimdi onlar düşünsün.
devamını gör...
yulaf lapası
t: genellikle öğütülmüş tahılların sütte ya da suda kaynatılmasıyla yapılan kahvaltılık bir gevrektir.
yulaf lapası tarifi
3 yemek kaşığı yulaf.
1 su bardağı süt ya da su.
muz, elma ya da sevdiğiniz herhangi bir meyve.
isterseniz tarçın da ilave edebilirsiniz.
daha sonra bu malzemeleri küçük bir tencerede istediğiniz kıvama gelene kadar, kaynatıyorsunuz. üstünü istediğiniz gibi süsleyebilirsiniz. bu tariften yaklaşık 2 kase yulaf lapası çıkıyor ve bence gayet doyurucu oluyor. şimdiden yapacak yazarlara afiyet olsun. beğenmezseniz beni linçlemeyin lütfen swh.
yulaf lapası tarifi
3 yemek kaşığı yulaf.
1 su bardağı süt ya da su.
muz, elma ya da sevdiğiniz herhangi bir meyve.
isterseniz tarçın da ilave edebilirsiniz.
daha sonra bu malzemeleri küçük bir tencerede istediğiniz kıvama gelene kadar, kaynatıyorsunuz. üstünü istediğiniz gibi süsleyebilirsiniz. bu tariften yaklaşık 2 kase yulaf lapası çıkıyor ve bence gayet doyurucu oluyor. şimdiden yapacak yazarlara afiyet olsun. beğenmezseniz beni linçlemeyin lütfen swh.
devamını gör...
kitapların pahalı olduğu gerçeği
açılın kitapçı konuşacak;
pahalı mahalı değil. bir nestle fıstıklı çikolata fiyatına can yayınlarından basılmış dostoyevski, stefan zweig, emile zola, charles dickens, sabahattin ali, anton çehov, balzac, marcel proust alabiliyorsun.
o çikolata fiyatına yky'den bir yaşar kemal toplu öyküleri, sabahattin ali toplu öyküleri alabiliyorsun.
o çikolatayı yemeden, iş bankasının onlarca kitabından birini alabiliyorsun.
o çikolata için kasadan indirim istemiyorsun, o çikolata için elli kez düşünmüyorsun ama ne hikmetse kitaptan vazgeciyorsun ' pahalıdır' diyerek.
sorun hangisini kendine ihtiyaç kıldığın. sadece geçen hafta 106 liraya 10 kitap almışım.
gogol'den tutun da puskine, schopenhauere kadar bir liste bu.
yarıladım kitapları.
bitince yine alacağım.
çünkü benim önceliğim kitap iken seninki giysi vs oluyor.
çalıkuşu, tutunamayanlar dışında 50 liranın üstünde kaç kitap var ki pahalı diyorsunuz?
iş bankası size her imkanı sunmuş ucuzluk konusunda, iki yıldır zam yapmıyor.
pahalı mahalı değil. bir nestle fıstıklı çikolata fiyatına can yayınlarından basılmış dostoyevski, stefan zweig, emile zola, charles dickens, sabahattin ali, anton çehov, balzac, marcel proust alabiliyorsun.
o çikolata fiyatına yky'den bir yaşar kemal toplu öyküleri, sabahattin ali toplu öyküleri alabiliyorsun.
o çikolatayı yemeden, iş bankasının onlarca kitabından birini alabiliyorsun.
o çikolata için kasadan indirim istemiyorsun, o çikolata için elli kez düşünmüyorsun ama ne hikmetse kitaptan vazgeciyorsun ' pahalıdır' diyerek.
sorun hangisini kendine ihtiyaç kıldığın. sadece geçen hafta 106 liraya 10 kitap almışım.
gogol'den tutun da puskine, schopenhauere kadar bir liste bu.
yarıladım kitapları.
bitince yine alacağım.
çünkü benim önceliğim kitap iken seninki giysi vs oluyor.
çalıkuşu, tutunamayanlar dışında 50 liranın üstünde kaç kitap var ki pahalı diyorsunuz?
iş bankası size her imkanı sunmuş ucuzluk konusunda, iki yıldır zam yapmıyor.
devamını gör...
çocukken yapılan salaklıklar
ilkokula yürüyerek giderdim. 40dk falan sürerdi. her gün kaç metre yol gittiğimi tam olarak bulmak için bir ayağımı diğerinin ucuna ekleye ekleye gittiğimi, ayakkabımın boyundan mesafeyi tam olarak hesapladıgımı hatirlıyorum. görenlerin ne yapıyor bu çocuk diye bakmaları bile beni durduramamısti. bu bir salaklık evet. ama ertesi gün de sağlamasını yapmak salaklık değil, başka bir şey.
devamını gör...
üç kelimeyle üniversite hayatı
giriş , gelişme , hüsran (pandemi).
devamını gör...
anlık mutluluk veren şeyler
sokakta bir çocuğun gülüşüne denk gelmek. o gülümsemenin altında nice umutlar vardır.
devamını gör...
buzadam ötzi
günümüzden yaklaşık 30 yıl önce avusturya-italya sınırında alp dağları’nda yürüyüşe çıkan iki alman turist, son zirveye de çıktıktan sonra daha kestirme bir yerden dönmek isterler. buz halindeki bir dere yatağının erimekte olan kısmında siyah bir leke gözlerine takılır ve daha dikkatli baktıklarında ise bunun bir ceset olduğunu fark edip polise haber verirler. olay yerine gelen polisler, daha önce o bölgede bazen rastlanan ölmüş dağcılardan ya da 1. dünya savaşı’nda hayatını kaybetmiş askerlerden biri olduğunu düşünüp cesedi çıkartma işlemlerine başlarlar. avusturya polisinin cesedin önemini anlayamaması ve çıkartırken aceleci davranmış olması ötzi’nin kalça kemiğinde bozulmalara yol açar. ceset biraz araştırıldıktan sonra önemi hemen anlaşılır. bunun üzerine cesetin bulunduğu yer tam olarak ölçülür ve italya sınırının birkaç metre içerisinde olduğu anlaşılıp italya’ya teslim edilir. yapılan araştırmalar sonucunda 5300 yaşında olduğu anlaşılan ötzi, arkeoloji dünyasına damga vurur.
devamını gör...
müziksiz bir hayat sürmek
zordur. üzgünken, aşk acısı çekerken, özlerken, mutluyken, kırgınken, kızgınken, gaza gelmek için, sakinleşmek için hatta sevişirken dinlenecek şarkılar diye başlık bile var. *
müzik duyguların dile dökülmüş halidir.
müzik duyguların dile dökülmüş halidir.
devamını gör...
lana del rey
oha bu hatunun başlığı nasıl açılmaz dediğim ve bu konuda bir süre şaşkınlığımı gideremediğim abd'li sanatçı kadın. gerçek adı; elizabeth woolridge grant olarak gözüküyor wiki'de. vokal kalitesi zaman zaman/kişiden kişiye tartışılsa da, şarkı yazma yeteneği hakikaten -en azından bence- epey yüksek. (bkz: diet mountain dew), (bkz: video games), (bkz: west coast) gibi eserleri kanımca epey üst düzey şarkılar. severek dinliyoruz.
ve bu kadında en sevdiğim şey denemekten korkmaması. pop başladı ancak (bkz: ultraviolence) bildiğin trip-hop albümü. trip hop'u çok seven bünyeme ilaç gibi geldi, doyurdu resmen. ses tonunu da pop'tan ziyade trip-hop'a daha depresif, karanlık müziklere uygun buluyorum kendimce. uzun lafın kısası; bu hatunu da seviyorum sözlük.
ve bu kadında en sevdiğim şey denemekten korkmaması. pop başladı ancak (bkz: ultraviolence) bildiğin trip-hop albümü. trip hop'u çok seven bünyeme ilaç gibi geldi, doyurdu resmen. ses tonunu da pop'tan ziyade trip-hop'a daha depresif, karanlık müziklere uygun buluyorum kendimce. uzun lafın kısası; bu hatunu da seviyorum sözlük.
devamını gör...