(tematik)

geçen haftaya kadar içinde bulunduğum insan grubudur.

artık spora başladım. hedef tabii kilo vermek ve sağlıklı bir vücuda sahip olmak.
devamını gör...

ya şimdi ben nalaka abi *

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

ne dedin, duymadım.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

"gerçekten ihtiyaç duyulan şey, yaşama yönelik tutumumuzdaki temel bir değişmeydi. yaşamdan ne beklediğimizin gerçekten önemli olmadığını, asıl önemli olan şeyin yaşamın bizden ne beklediği olduğunu öğrenmemiz ve dahası umutsuz insanlara öğretmemiz gerekiyordu. yaşamın anlamı hakkında sorular sormayı bırakmamız, bunun yerine kendimizi yaşam tarafından her gün, her saat sorgulanan biri olarak düşünmemiz gerekirdi. yanıtımızın konuşma ya da meditasyondan değil, doğru eylemden ve doğru yaşam biçiminden oluşması gerekiyordu. nihai anlamda yaşam, sorunlara doğru çözümler bulmak ve her birey için kesintisiz olarak koyduğu görevleri yerine getirme sorumluluğunu almak anlamına gelir. " v. e. f.

'insanın anlam arayışı' avusturyalı psikiyatrist viktor e. frankl tarafından yazılmıştır.
insanlık dışı toplama kamplarında uzun süre kalan bir tutuklu olarak kendini 'çıplak varoluşa soyunmuş' olarak bulan frankl deneyimlerinden yola çıkarak varoluşçu analiz' i kendine özgü yorumlayışı ile logoterapiyi keşfetmesini sağlayan deneyimlerini bu kitapta aktarır.
frankl," freud ve adler"den sonra sahasının en önemli isimleri arasında sayılmasını da bu kitaba borçludur.
frankl'in babası, annesi, kardeşi ve karısı bu toplama kamplarında ölmüş ya da gaz fırınlarına gönderilmiştir. kız kardeşi hariç tüm ailesi ölen, saygınlığını ve tüm değerlerini kaybeden, açlık ve soğukla sürekli mücadele etmek zorunda kalan ve sürekli imha edilmeyi bekleyen biri olarak 'yaşamı sürdürülmeye değer' bulabilen bir adamın anıları aktarılır kitapta.
yazar kitabını 9 günde yazmış ve kesinlikle edebi bir değer kaygısı ile yazmamıştır ki ilk basımda da adı geçmemiştir. hatta bu konuda, yazdığım onca eser arasından kendi ismimle bastırmadığım bir kitabın bana ün kazandırması benim açımdan şaşırtıcıdır, der.
frankl; bu kitapta daha önce defalarca anlatılan büyük dehşetleri değil, yaşanan küçük acıları aktarmak istediğini ifade etmiştir. ve kitapta şu sorunun yanıtı verilmek istenmiştir: "ortalama bir tutuklunun zihninde canlandığı şekilde, bir toplama kampındaki gündelik yaşam nasıl bir şeydi?"

kitabı okurken yaşanan onca zorluğa rağmen insanın hayata nasıl tutunduğunu , nelere direnebileceğini ve ne kadar zalimleşebileceğini çıplak bir şekilde fark ediyoruz. dilinin yalınlığı ve üslubun akıcılığı ise konuya uzak olanları bile içine çekiyor.
beni en çok etkileyen ise vazgeçişin simgesinin bir dal sigara olmasıydı sanırım. ya da vazgeçmeye karar verenlerin mücadeleyi bırakırken orada inanılmaz değerli olan, son sigarayı yakarak ölümü beklemeye başladığını ilan etmesiydi.
devamını gör...

(bkz: kafa sözlük kulüpleri oyun kulübü) ile birlikte toplu şekilde discord sunucusunda dinlediğimiz programdır. bugün için ayrılan neşeli şarkılar köşesi modumuzu ciddi anlamda yükseltmeye başladı. birazdan kulüpçe kalkıp oynayacağız. *
devamını gör...

asıl adı ahmet nazım olan nabizade nazım; 1862 yılında nişantaşı’nda dünyaya gelmiş, çok küçük yaşta annesini ve babasını kaybetmiş, üvey anneler ve dadıların elinde büyümüş bir yazardır. salıpazarı feyziye ve beşiktaş askerî rüşdiyelerinde okumuş, buradan mühendishâne-i berrî idâdîsi’ne geçmiştir. 1884 yılında topçu mülâzım-ı sânîsi olarak girdiği erkân-ı harbiyye sınıfından 1887’de yüzbaşı rütbesiyle mezun olmuştur. bir süre mekteb-i harbiye'de matematik, topografya ve istihkam dersleri vermiştir. suriye'de, manastır'da, kaş'ta askeri görevler almıştır. 1891 yılında evlenmiştir, ancak evliliğinin ilk aylarında kemik veremi hastalığı dolayısıyla hayatını kaybetmiştir.

nabizade nazım'ın ilk yazısı 1880'de, nazım yalnızca 18 yaşındayken mühendishâne mektebi şâkirdânından a. nâzım imzasıyla vakit’te yayımlanır. mirat-ı alem, maarif, manzara berk, hazine-i evrak ve servet-i fünun dergilerinde ve tercüman-ı hakikat, mürüvvet gazetelerinde yazıları ve eserleri yayımlanmıştır.

1886 yılı öncesinde batılı tarzda şiirler yazsa da sonrasında yaşadığı dönemin genel temayülüne aykırı olarak sade ve doğal bir dille kaleme aldığı hikayeleri yayımlamaya başlamıştır. ilk uzun hikayesini-eser adı yadigarlarım'dır, eserde nazım kendi aşk hayatını ve biraz da çocukluk yıllarını anlatır-1886’da yayımlayan nazım, ölümüne kadar 7 uzun hikaye yayımlama fırsatı bulmuştur. uzun hikayelerinin yanında, 2 romanı, 3 şiiri ve dergi/gazetelerde yayımlanmış bir sürü eseri bulunur.

1890’ların istanbul’unu konu edindiği-aynı zamanda türk edebiyatının ilk psikolojik roman denemesi olan- zehra romanı ve köylülerin zor yaşam şartlarını ele aldığı karabibik adlı romanıyla türk edebiyatında realizm ve natüralizmin ilk temsilcilerinden biri olmuştur. realist/natüralist roman yazma sebebini karabibik romanı için yazdığı önsözde şöyle açıklar:

...
emile zola gibi, alphonse daudet gibi realistlerin yani gerçekçilerin romanları hep ahlaksızlıklarla doludur zannedenler, şu karabibik’i okuduklarında bu fikirlerini düzelteceklerdir sanırım. bu tarz romancıların gayeleri, insanlık olaylarını sadece insan yönünden inceleyip anlatmaktır.
...
hikaye kahramanlarını kendi düşüncelerince, kendi dillerince konuşturmak geçerli kurallardan olmasından dolayı ben de konuşmaları o doğal şekliyle kaleme aldım. böylece dilimize ve edebiyatımıza küçük bir hizmette bulundum sanırım. düşünceme göre dil her tarafta incelenmeli ve toplanıp bir araya getirilmelidir. ancak bu şekilde dilimiz düzeltilip iyileştirilebilir.


erken yaşta ölmeseydi muhtemelen çok daha güzel ve nitelikli eserlerini okuyabileceğimiz biraz ayran gönüllü, ama yeni şeyler deneyen ve yazılarını göz açıp kapayıncaya kadar okutan müthiş bir dili olan bir yazardı nabizade nazım. şu sıralar en sevdiğim yazarlardan biri olması sebebiyle bu bilgi tanımını yazmak istedim. nazım’ın eserlerini okumanızı şiddetle tavsiye ederim.
devamını gör...

kalıplaşmış anne cümleleri ve kalıplaşmış baba cümlelerinden sonra herkesin bildiği kalıplaşmış öğretmen cümlelerini toplayabileceğimiz bir başlık olsun istedim.
ilkini şuraya bırakayım;
ben gülüyor muyum
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

bu refah seviyesi, rahata alışmış gençlik varken kimse savaşa girmez. adamlar şu pandemi zamanı dans edip parti yapamıyoruz diye polisle çatışıyor, bunlarmı savaşa gidecek. ama ekonomileri bozulursa yeni toplama kampları başta türkler bütün göçmenler için kurulabilir.
devamını gör...

beyoğlu istiklal caddesi

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

serin ve yağmurlu bir istanbul sabahından günaydın sözlük.
haftanın son iş gününde ( benim gibi ameleler hariç ) hava sıcaklığı 24 derece trafik yer yer yoğun.
ben dj immortel, mutlu ve bereketli bir gün dilerim.

ben güne hazırım. vira bismillah.


kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

bir döne çok ciddi insan hakkı ihlallerinin yapıldığı ve üzeri ustaca örtülen olaylara şahit olmuş bir cezaevi.
devamını gör...

anormal hareket kontrolü veya postür* ile sonuçlanan bir merkezi sinir sistemi bozukluğudur. serebral kelime anlamıyla beyni, palsi ise kaslardaki kontrol eksikliğini belirtir. semptomları hafiften, çok ileri boyuta kadar olabilir.

serebral palsi olan çocuklardaki en mühim şey eğer yutma fonksiyonu etkilenirse, yiyecek ve içeceklerin nefes borusu aracılığyla akciğerlere kaçması olur.* bu durum ölümle sonuçlanır genellikle. buna dikkat edilmesi gerekir.

her 1000 canlı doğumdan 2,5 bebekte görülmekte. hastalığın nedeni olarak; prenatal*, perinatal* ve postnatal* dönemlerdeki meydana gelebilecek çeşitli komplikasyonlar gösterilmekte. örneğin; kordon dolanması, hipoksi*, kan zehirlenmesi, menenjit, çeşitli enfeksiyonlar, genetik hastalıklar, hipoglisemi ve baş travmaları..

hastalığın tarihçesinin milattan önceki dönemlere bile dayandığını görüyoruz. özellikle yazılı antik mısır, yunan ve ibranice eserlerde bahsedilmekte.

türkiye spastik çocuklar vakfı
devamını gör...

erkek genital bölgesinde gücü toplayıp, ben nasıl olsa erkeğim her haltı yerim diyen erkekler yetiştirdiler.
devamını gör...

boşa yanan ışık ve fazla harcanan suyu anında tespit edebilme yeteneği.
devamını gör...

lisede edebiyat dersinde ilk duyduğumda günlerce kullanmak için uygun an kolladığım kelimedir.
devamını gör...

hiç yaşamadığım gün. çok merak etmişimdir. acaba lisenin ilk günü gibi midir? nasıl bir psikolojiye sokar insanı? 30'dan sonra görebilir miyim merak ediyorum.
devamını gör...

asıl adı christopher william stoneking, 1974 avusturalya doğumlu blues sanatçısı.

her dinlediğimde güzel eski bir şarkı ve muhtemelen şu an ölmüş sanatçısı olduğunu düşünmüştüm nedense. şimdi öğrendim ki; hayatta ve hala şarkı söylüyormuş neyseki.

the love me or die
devamını gör...

bir ses ne kadar tatlı olabilirse o kadar tatlı, bir yayın ne kadar güzel olabilirse o kadar güzel, şarkılar ne kadar dinlenir olabilirse o kadar dinlenebilir. canım marikaki, canım pame!
devamını gör...

eğer yakın zamanda yeni tanım girmemişseniz, rastgele olarak ilk sayfaya çıkan tanımlarınız dolayısıyla başınıza gelebilecek iş. bot kaynaklı değil. içiniz rahat olsun.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim