hotaru no haka
          orijinal ismi hotaru no haka olan, türkçeye ateşböceklerinin mezarı olarak çevrilen 1988 yapımı animasyon film. ısao takahata tarafından yazılmış/yönetilmiş olup studio ghibli imzasıyla çıkmıştır (ısao takahata, hayao miyazaki ile studio ghiblinin kurucusudur). 
2. dünya savaşı'nın yavaş yavaş sonlarına gelinirken amerika japon karasını havadan aralıksız bombalamaya başlamıştır. hikayemiz de tam olarak böyle başlar zaten. fakat bu hikayede öyle kahraman askerler cesur komutanlar falan yoktur. hikaye iki japon çocuğun/kardeşin hikayesidir ve otobiyografik bir romandan uyarlanmıştır (ayrıntı için spoilerlı yeri okuyabilirsiniz)
--! spoiler !--
film akiyuki nosaka'nın, 2. dünya savaşı'nda açlıktan ölen kızkardeşinden özür dilemek amacıyla yazdığı hotaru no haka isimli kısmi otobiyografik romanından uyarlanmıştır.
--! spoiler !--
hikayenin konusundan daha fazla bahsetmeyeceğim. izlememiş iseniz, kimsenin sizi rahatsız etmeyeceğinden emin olduğunuz bir zamanda alın battaniyenizi çekilin köşenize ve sessizce izleyin filmi. zira filmin her bir karesi bir sanat eseri gibi, müziklerinden bahsetmiyorum bile..
trivia: kimsesizlerinkimiraikkonen yazarının en sevdiği filmlerdendir kendisi. en sevdiği filmleri defalarca izlemeye bayıldığı halde bu filmi toplamda ancak iki kere izleyebilmiştir. ikisinde de uzunca süre etkisinde kalmıştır. bu sebeple daha fazla izleyememiştir.
  2. dünya savaşı'nın yavaş yavaş sonlarına gelinirken amerika japon karasını havadan aralıksız bombalamaya başlamıştır. hikayemiz de tam olarak böyle başlar zaten. fakat bu hikayede öyle kahraman askerler cesur komutanlar falan yoktur. hikaye iki japon çocuğun/kardeşin hikayesidir ve otobiyografik bir romandan uyarlanmıştır (ayrıntı için spoilerlı yeri okuyabilirsiniz)
--! spoiler !--
film akiyuki nosaka'nın, 2. dünya savaşı'nda açlıktan ölen kızkardeşinden özür dilemek amacıyla yazdığı hotaru no haka isimli kısmi otobiyografik romanından uyarlanmıştır.
--! spoiler !--
hikayenin konusundan daha fazla bahsetmeyeceğim. izlememiş iseniz, kimsenin sizi rahatsız etmeyeceğinden emin olduğunuz bir zamanda alın battaniyenizi çekilin köşenize ve sessizce izleyin filmi. zira filmin her bir karesi bir sanat eseri gibi, müziklerinden bahsetmiyorum bile..
trivia: kimsesizlerinkimiraikkonen yazarının en sevdiği filmlerdendir kendisi. en sevdiği filmleri defalarca izlemeye bayıldığı halde bu filmi toplamda ancak iki kere izleyebilmiştir. ikisinde de uzunca süre etkisinde kalmıştır. bu sebeple daha fazla izleyememiştir.
devamını gör...
17 mayıs 2021 esnaf destek paketi
          allahım ya paket değil delirmeme payı. resmen alın iki lokma bişey yiyin bir soluklanın demektir. yahu 3000 teleye napacak esnaf su faturasını mı ödeyecek!
      
  devamını gör...
yarı iletken
          yalıtkan olduğu halde geçici etkiler sonucunda iletken hale gelen ve bu etkiler ortadan kalktığında tekrar yalıtkan olan malzeme. elektronik devrelerde sıklıkla kullanlırlar. germanyum ve silisyum, en meşhur örnekleridir.
      
  devamını gör...
klişe teselli cümleleri
          ben senin yanındayım..
      
  devamını gör...
hayat nasıl yaşanmalı sorunsalı
          gülümseyerek yaşanmalı hayat. 
ayna etkisi ile karşınızdakine sirayet etmeli sonra oradan yine size. herkesin anlık mutlulukları arttırmaya ihtiyacı var. büyük şeyleri bekleyerek ötelenmemeli hayat. bir sürü küçük parça, koskocaman bir bütünü oluşturur zamanla.
şimdi konuyla örtüşen bir an geliyor. bugün hafif canımı sıkan bir konu arka planda beni meşgul ederken telefonum çaldı. forex için satış yapan bir temsilci, efe. efe kendini tanıttı. ben de "istersen sen hiç kendini yormadan ben açıklayayım listeye bir arkadaşım hesap açmamı istediği için girdim, bu piyasa ile hiç ilgilenmedim, ilgilenmiyorum." dedim.
efe hala müşteri ikna etme derdinde,kaldıraç sistemini anlatıyor. ben de tersine sistemi anlatıyorum. sonra toprağa yatırım yapmaktan, dolardan, altından... bir ara yaz tatilleri ve çandarlı'dan bahsediyorduk, oraya nasıl geldik hiçbir fikrim yok. ama kahkahalar havada uçuşuyor.
dedim efe, hayatımın en saçma sohbetini ettim az önce ama çok eğlendim teşekkür ederim.
ben de en iyi müşteri konuşmamı yaptım, dedi.
ama satış yapmadın diyerek yanıtlayınca "akşamın bu saatlerinde yaşam enerjisi doldum, deşarj oldum, bunun üzerine bir sürü yaparım artık. "dedi. efeyle 20 dakika kadar konuştuk. bir sürü kahkaha attık. ve ben hiç tanımadığım birinle paylaştığım kahkahalar ile neşelendim.
  ayna etkisi ile karşınızdakine sirayet etmeli sonra oradan yine size. herkesin anlık mutlulukları arttırmaya ihtiyacı var. büyük şeyleri bekleyerek ötelenmemeli hayat. bir sürü küçük parça, koskocaman bir bütünü oluşturur zamanla.
şimdi konuyla örtüşen bir an geliyor. bugün hafif canımı sıkan bir konu arka planda beni meşgul ederken telefonum çaldı. forex için satış yapan bir temsilci, efe. efe kendini tanıttı. ben de "istersen sen hiç kendini yormadan ben açıklayayım listeye bir arkadaşım hesap açmamı istediği için girdim, bu piyasa ile hiç ilgilenmedim, ilgilenmiyorum." dedim.
efe hala müşteri ikna etme derdinde,kaldıraç sistemini anlatıyor. ben de tersine sistemi anlatıyorum. sonra toprağa yatırım yapmaktan, dolardan, altından... bir ara yaz tatilleri ve çandarlı'dan bahsediyorduk, oraya nasıl geldik hiçbir fikrim yok. ama kahkahalar havada uçuşuyor.
dedim efe, hayatımın en saçma sohbetini ettim az önce ama çok eğlendim teşekkür ederim.
ben de en iyi müşteri konuşmamı yaptım, dedi.
ama satış yapmadın diyerek yanıtlayınca "akşamın bu saatlerinde yaşam enerjisi doldum, deşarj oldum, bunun üzerine bir sürü yaparım artık. "dedi. efeyle 20 dakika kadar konuştuk. bir sürü kahkaha attık. ve ben hiç tanımadığım birinle paylaştığım kahkahalar ile neşelendim.
devamını gör...
sadece geyik yapan kullanıcıların cahil sanılması
          ben de geyik yapıyorum henüz kimse beni cahil diye nitelendirmedi. biraz drama queen mi oluyorsunuz ne? internet burası. herkes her şeyi söyler.
      
  devamını gör...
aynen öyle
          biriyle sohbet ederken kendimi açıklamak zorunda kalmadığım ya da onun düşüncelerine katıldığımda söylediğim sözdür. ama günümüzde karşıdaki bireyi geçiştirmek, susturmak gibi amaçlarla da kullanılabilmektedir.
      
  devamını gör...
yazarların yalnız olma nedeni
          hiçbir insana tahammülüm yok.
      
  devamını gör...
2021 yılında olduğumuzu unutturacak şeyler
          her gün bir kadın cinayeti/şiddeti, kötü gelişmeler, işsizlik, yoksulluk... aklıma daha gelmeyen artık "gündelik" hale gelmiş ve yanlış olmasına rağmen buna zorunlu olarak "alıştığımız" daha birçok haber. düşünsene biraz. "gelecekte hayat daha güzel olacak." umutlarıyla dolu insanlar şu an her nereden bizi izliyorlarsa yaşadıkları şoku ve üzüntüyü hayal edebilir misin? yaşadığımız yıl gerçekten 2021 ise ya bu işte bir yanlışlık var ya da yanlış olan şey biz insanlarız. ikinci seçenek daha mantıklı geliyor değil mi?
      
  devamını gör...
çocukken varlığına inandığımız bazı şeyler
          ezanı allah okuyor sanıyordum. 
sonradan aklıma geldi ek yapmak istedim. ortaokulda bir arkadaşım arabayla ilerlerken yol kenarındaki ağaçların da arabayla birlikte hareket ettiğini sanıyordu.
  sonradan aklıma geldi ek yapmak istedim. ortaokulda bir arkadaşım arabayla ilerlerken yol kenarındaki ağaçların da arabayla birlikte hareket ettiğini sanıyordu.
devamını gör...
4 mart 2021 bitlis'te askeri helikopter kazası
          şimdi üzülerek okuduğum son dakika haberiydi.
bunun da “misli ile karşılığı” var mı acaba?
  bunun da “misli ile karşılığı” var mı acaba?
devamını gör...
netflix
          kendisi adına film ve dizi çeken kanal. bunları cepten, tabletten ve evinizdeki tv ekranından izleyebiliyorsunuz.
      
  devamını gör...
bipolar duygudurum bozukluğu
          yukarıda zaten ne olduğunun tanımı girilmiş. tekrara düşmeden başlayayım.
günümüzde gerçeklikten uzak,net bağımlısı, hayatı herhangi bir şekilde sadece havaya bağlı yaşamak sanan bir kitlenin ufak ve tam anlam teşkil etmeyen bazı göz gedirmeleri sonucu benimsemek için can attıkları hastalıklardan biri.
aynı zamanda benim içinde yıllardır çırpındığım,çırpındıkça daha da battığım güzide hastalık.
teşhis konmadan önce karakterimin gel-gitli olduğuna inanıyordum. ki insanın kendini bile tanıyamayacağı fikrindeki ben için çok fazla üzerinde durulmayacak bir olaydı. böyleydim,böyleyim.
iki ayrı uçurum arasında sonsuz başka koordinat değişikliğini de barındırır içinde. atak döneminde atağın şiddetine de bağlı olarak hafızanın neredeyse tamamen silinmesine ramak bırakır. gündelik hafızama da ket vurması bana yaptığı ufak(!) sürprizlerden ki her şeyi neredeyse saati saatine hatırlayan ben çoğu kez kendi evimin yolunu unutup paniğe düşücek hale geldim.
balataları yaktırmayan kısmı o mükemmel iyiliğin eninde sonunda geleceğini-bazen dehşet derece zor - bilmek galiba.
dibin dibini bulmakla nirvana arası bir hayat. ne öldürüyor ne yaşatıyor. omurganı kaybedip kadrolu bir sürünme haliyle belirsiz bir boşlukta can çekişiyorsun. evinden daha fazla benliğine katmak zorunda olduğun hastane koridorları,hapishaneden farkı olmayan her yanı demir parmaklıklı lanet hastane odaları,çok arada da olsa maruz kaldığın o yoğun bakımın kelimelere gelmeyecek kadar berbat havası ( sanırım kendini kaybetmenin en önemli eşiği. hani azıcık bilincin olsa hayatta kalma ihtimalin yok ya da o eşiğe gelme durumun), hayatının tek düzeni olan her gün o bir avuç ilaç,...
bilmiyorum,kelimelere gelmeyecek sonsuz şey. yaşayan bilir. delirmenin garip bir eşiği. ve asla havalı olmayan üstelik insana soluyacak hava da bırakmayan bir girdap.
***üstelik bu benliğe +okb ve ileri derece anksiyete.(hayata dair bir kalite kalmıyor zaten. kalan sana bile ait olmayıp kendi ateşinle sevdiğin ne varsa yakıp yıktığın kocaman bir cehennem.)
  günümüzde gerçeklikten uzak,net bağımlısı, hayatı herhangi bir şekilde sadece havaya bağlı yaşamak sanan bir kitlenin ufak ve tam anlam teşkil etmeyen bazı göz gedirmeleri sonucu benimsemek için can attıkları hastalıklardan biri.
aynı zamanda benim içinde yıllardır çırpındığım,çırpındıkça daha da battığım güzide hastalık.
teşhis konmadan önce karakterimin gel-gitli olduğuna inanıyordum. ki insanın kendini bile tanıyamayacağı fikrindeki ben için çok fazla üzerinde durulmayacak bir olaydı. böyleydim,böyleyim.
iki ayrı uçurum arasında sonsuz başka koordinat değişikliğini de barındırır içinde. atak döneminde atağın şiddetine de bağlı olarak hafızanın neredeyse tamamen silinmesine ramak bırakır. gündelik hafızama da ket vurması bana yaptığı ufak(!) sürprizlerden ki her şeyi neredeyse saati saatine hatırlayan ben çoğu kez kendi evimin yolunu unutup paniğe düşücek hale geldim.
balataları yaktırmayan kısmı o mükemmel iyiliğin eninde sonunda geleceğini-bazen dehşet derece zor - bilmek galiba.
dibin dibini bulmakla nirvana arası bir hayat. ne öldürüyor ne yaşatıyor. omurganı kaybedip kadrolu bir sürünme haliyle belirsiz bir boşlukta can çekişiyorsun. evinden daha fazla benliğine katmak zorunda olduğun hastane koridorları,hapishaneden farkı olmayan her yanı demir parmaklıklı lanet hastane odaları,çok arada da olsa maruz kaldığın o yoğun bakımın kelimelere gelmeyecek kadar berbat havası ( sanırım kendini kaybetmenin en önemli eşiği. hani azıcık bilincin olsa hayatta kalma ihtimalin yok ya da o eşiğe gelme durumun), hayatının tek düzeni olan her gün o bir avuç ilaç,...
bilmiyorum,kelimelere gelmeyecek sonsuz şey. yaşayan bilir. delirmenin garip bir eşiği. ve asla havalı olmayan üstelik insana soluyacak hava da bırakmayan bir girdap.
***üstelik bu benliğe +okb ve ileri derece anksiyete.(hayata dair bir kalite kalmıyor zaten. kalan sana bile ait olmayıp kendi ateşinle sevdiğin ne varsa yakıp yıktığın kocaman bir cehennem.)
devamını gör...
veresiye defteri
          bir gün zengin olursam bakkal bakkal gezip al ulennn! diye parayı basıp yakacağım defterdir. haa para kalırsa akabinde tekellerdekini de yakacam. hadi gene iyisiniz köftehorlar.*
      
  devamını gör...
seni seviyorum demenin farklı şekilleri
          "seni çok özledim. " seni seviyorum dan daha güzel bir kelime benim için.
*seni çok özledim, sesini, gülüşünü... sabah konuştum ama napayım işim gücüm sen olmuşsun. senin gidecek yerin kalbim demek ki, hep benimlesin. gözlerimi açtım içimde sen, gözlerimi kapadım senin gözlerin. yemek yiyorum, karşımda sen, müzik dinliyorum sen, dans ediyorum, hayalinle ben. "
seni seviyorum diyemedim mi şimdi? iyi ki demedim böylesi kafi.
  *seni çok özledim, sesini, gülüşünü... sabah konuştum ama napayım işim gücüm sen olmuşsun. senin gidecek yerin kalbim demek ki, hep benimlesin. gözlerimi açtım içimde sen, gözlerimi kapadım senin gözlerin. yemek yiyorum, karşımda sen, müzik dinliyorum sen, dans ediyorum, hayalinle ben. "
seni seviyorum diyemedim mi şimdi? iyi ki demedim böylesi kafi.
devamını gör...
nickaltına yazılınca mutlu olan yazar
          sevgi kelebeğidir, sevgi pıtırcığı. ufak şeylerle mutlu olacak kadar ufku geniştir...diyor benim emmolu.
      
  devamını gör...
ölmenin en kötü yanı
          bitişler,sonlar bunlar hep üzer insanı.en kötü yanı istediğin gibi biri olamadan ölmen olabilir.içsel huzuru bulamaman,değiştirebileceklerini değiştiremeden göçüp gitmen.
      
  devamını gör...
türklerin domuz eti yememesi
          haram diye domuz eti yemeyen esnafın,her türlü düzenbazlığı yapması,vergiden çalması,tabi her hafta cumaya gidiliyor ya kilisede günah çıkarma kabini gibi sjsjsj..yurtdışında yaşayan vatandaşlarımız çok daha hassaslar bu konuda,onlar domuz eti yemeyi bırakın içerdeki mutfakta domuzlu omlet dahi yapılıyosa ordan birşey yemezler.ama bu kesimde kaçak çalışıp sosyal parası alıyor genelde hiç değilse benim akrabalarım arasında bir sürü var.bide avrupa bitti dersiniz hergeleler sizi.sjsjsj.
      
  devamını gör...
yazarların cinsel olmayan fantezileri
          yemek yerken tlc'nin ağır yaşamlar programını izlemek.
diyette değilim ama diyetteyseniz kesinlikle uygulayın, bir anda soğuyup yemeyi bırakıyorsunuz.*
  diyette değilim ama diyetteyseniz kesinlikle uygulayın, bir anda soğuyup yemeyi bırakıyorsunuz.*
devamını gör...
31 aralık 2020 babamın dolandırılmaya çalışması
          t:31 aralık yeni dolandırıcılık taktiği. dikkatli olun
ilk defa böyle bir dolandırıcılık duyuyorum,ttnete borcunuz var diyerek arıyorlarmış, dikkatli olun sizi de arayabilirler.
olay:
babamı 0850'li bir numara aramış, ttnet'e 150 tl borcu olduğunu söylemiş, bilgilerini istemiş. babamın anlattığına göre söyledikleri para büyük bir miktar olmadığı için inandırıcılığı yüksek geliyor insana.
ama taşbaşı çocuğu yer mi. yemez.
babam benim bilgilerim sizde yok mu, hem numaranız 444 değil deyince karşı taraf hemen kapatmış.
  ilk defa böyle bir dolandırıcılık duyuyorum,ttnete borcunuz var diyerek arıyorlarmış, dikkatli olun sizi de arayabilirler.
olay:
babamı 0850'li bir numara aramış, ttnet'e 150 tl borcu olduğunu söylemiş, bilgilerini istemiş. babamın anlattığına göre söyledikleri para büyük bir miktar olmadığı için inandırıcılığı yüksek geliyor insana.
ama taşbaşı çocuğu yer mi. yemez.
babam benim bilgilerim sizde yok mu, hem numaranız 444 değil deyince karşı taraf hemen kapatmış.
devamını gör...