kafa sözlük
          keşki dc'de ki gibi yazar hakkında düşündüklerimizi not edeceğimiz sadece bizim görebileceğimiz bir şey olsa...
ben çok unutkanım şahsen...
mesela bir yazarla tartışıp küfür eden bir yazara, şöyle bir not düşebilsem. küfürbaz arkana bakmadan kaç...
yada daha önce bir kadın yazarı taciz etmiş, duvar ol.
ya da çok iyi yazıyor dolu biri...
gibi...
böyle her yazarın üzerini sadece kendimizin görebileceği şekilde etiketlesek. bir düşünsenize bunu?
  ben çok unutkanım şahsen...
mesela bir yazarla tartışıp küfür eden bir yazara, şöyle bir not düşebilsem. küfürbaz arkana bakmadan kaç...
yada daha önce bir kadın yazarı taciz etmiş, duvar ol.
ya da çok iyi yazıyor dolu biri...
gibi...
böyle her yazarın üzerini sadece kendimizin görebileceği şekilde etiketlesek. bir düşünsenize bunu?
devamını gör...
öğrenildiğinde ufku iki katına çıkaran şeyler
          tanım :formula 1 yarış araçlarının motor özellikleri
emniyet kemerlerimizi ve kaskımızı takmışsak formula 1 gezimiz başlıyor.
formula 1; tek kişilik, açık tekerlekli otomobil yarışlarının en yüksek düzeyini oluşturan yarışlar dizisidir.
isminin formula olmasının nedeni 2. dünya savaşından sonra motor üreticilerinin bir araya gelmesi ile aldıkları ortak kararlar ve uyulması zorunlu kuralları belirlemesi nedeniyledir.
formula 1 alınan ilk kararların adı olmasına karşın zaman içinde organizasyonun ismi olarak kalmıştır.
formula 1 in formülü yani takımların uymak zorunda oldukları kurallar her sene yeniden belirlenir. kuralların belirlenmesi oy çokluğu ile değil tüm takımların onaylaması ile olur.
yeni bir kural eklenecek ise tek bir muhalif oy olması bile o kuralın eklenmesine mani olur.
en son köklü değişiklikler 2014 yılında olmuştur. yapılan değişiklikler ile 6 silindirli ve 1600 cc motor kullanılması zorunlu hale gelmiştir
10 hatta 12 silindirli 3000 cc yi aşan hacimli araçlardan 1600 cc ye geçiş oldukça sıra dışı bir karardı. bu düşüş tek sene de olmamış olsa da formula 1 için alınmış ciddi riskli bir karardı. çünkü
1600 cc lik hibrid motorlu araçlar alıştığımız ve sevdiğimiz formula 1 araçlarından çok farklıydı. hem de bu fark o kadar belirgin ki, gözünüz kapalıyken bile anlayabilirsiniz. aşağı da 2013 yılı ve 2014 yılındaki formula 1 araçlarının çıkardıkları sesleri duyacaksınız.
 
2013 de azametle kükreyen o motor sesi gitmiş yerine yüksek sesle çalışan bir elektrik süpürgesi gelmiş gibi
biz büyüdük ve kirlendi dünya
nerede o eski f1 araçları
nostaljisi yerine şu soruyu sormak daha eğlenceli
iyi de nasıl oluyor?
geçtiğimiz yıllarda çoğu yarışta pist rekorları kırıldı.
1600 cc ile 340 km/h yaklaşan hızlara nasıl ulaşılıyor?
opel vectra 1.6 motorlu versiyonları mesela 100 hp güç üretiyor
f1 motoru nasıl 800 hatta 1000 hp gücü aynı hacimde üretiyor?
bu motorları bu kadar verimli yapan ne?
bu sorunun yanıtı birden çok birleşenli
ilk fark sıradan otomobillere göre formula 1 araçlarının verimlerindeki fark
sıradan otomobiller en iyi sürüş koşulların da yakıttan elde edilen gücün en fazla yüzde 30 unu tekrerleklere aktarabilirken formula 1 araçlarında bu oran yüzde 50 yi aşıyor.
arada yüzde 20 lik fark var diye düşünmeyin
50 30'dan yüzde 66 daha fazladır.
1600 cc ama verimlik açısından 2600 cc lik motordan alınabilecek güç elde ediliyor.
bu büyük bir fark.
tek fark bu değil tabi ki,
bu araçlar motor hacmi küçük olsa da çok fazla yakıt yakabiliyorlar.
standart bir 1.6 araba 100 km de 6-7 lt yakıt tüketirken
formula 1 aracları 100 km de 45-50 lt arası yakıt tüketir.
yani çok fazla yakıttan elde edilen güç çok verimli biçimde tekerlere iletildiği için f1 araçları bu kadar hızlı ve güçlüymüş.
burada iki sık bilinen yanlışı düzeltmek lazım.
formula 1 araçlarına yarış sırasında pit stoplarda yakıt takviyesi yapılmaz. bu motorun yüksek sıcaklığı ve olası riskler nedeniyle yasaktır. f1 araclarının deposu yarış öncesi doldurulur. ve mühürlenir. ek yakıt ya da katkı konulmaz.
formula 1 araçları jet yakıtı ya da ethanol gibi farklı yakıtlar kullanmaz. bizim normal araçlarda kullandığımız benzini kullanır.
f1 araclarının her yarış için 110 kg yakıt limiti vardır. birim lt değil kg. bunun nedeni hacmin ısıya göre değişmesi. her aracın yakıtı bir hacim ölçüsü olan litre yerine kg ile sınırlandırılmıştır. 110 kg benzin yaklaşık 157 lt eder. f1 yarışları genelde 305 km dir.
standart 1.6 araçlar 100 hp gucundeyken
f1 araçlarının nasıl onlardan 7- 10 kat kadar fazla güç üretiyor olduğu böylece
anlamış olduk.
çok yakıyor ve yaktığını tekere daha iyi iletebiliyor.
(son yıllarda hibrid motorlu f1 araclarının ortaya çıkması ile 160 hp de elektrik motorundan sürücünün istediğinde bir süre ilave edebileceği güç olduğunu da unutmayalım.)
peki bu nasıl olabiliyor?
formula 1 araçları nasıl aynı silindir hacmindeki motorlarla 7 kat fazla yakıtı yakabiliyor?
cevap yine çok katmanlı
1- ölü boşluklar neredeyse hiç yok.
formula bir araçları belirli ısı değerinde çalışmak üzere dizayn edilmiştir. motorları anahtarı çevirip çalıştıramazsınız. çünkü pistonlar hareket etmez. sadece pistonlar değil bir çok hareketli parça belirli bir ısı değerine ulaşıldığında metallerde oluşan genleşme sonrasında hareket edebilecek şekilde dizayn edilmiş. bunun için f1 araçlarının motoru yarış öncesi harici yöntemler ile ısıtılır. genleşme olduktan sonra motorun pistonlarının hareket edebileceği boşluk oluşur.
ölü hacim neredeyse yok diyordum ya! işte bu kadar yok :)
2-) f1 araclarının motor deviri çok yüksektir. dakika 18.000 devire kadar çıkan f1 araçları var. bizler araçlarımızı genelde 2500 3000 devirde kullanıyoruz
normal araçlardan 6 7 kat yakıtı aynı hacimde nasıl yakabildiğini bu sayede anladık.
1.6 lt hacmin neredeyse tamamını kullanıyor ve normal araçtan 5-6 kat daha fazla devir yapıyor.
bilale anlatır gibi anlatırsam hacim aynı ama f1 araçları pistonu 1.6 hacimle 5-6 defa inip kalkarak 8lt hacimde benzini yakarken
normal araçlar 1.6 lt nin 1480 lt ni kullanıp bir defa inip kalkıyor.
daha çok yakıt bu farklar sayesinde aynı hacimde yakılabilmiş oluyor.
peki bu nasıl sağlanıyor? nasıl bu kadar yüksek devire ulaşılabiliyor?
1- f1 araçlarının piston uzunluğu normal araçlara göre oldukça kısadır. inip çıkma mesafesi az olunca çok daha hızlı inip kalkabiliyorsun.
2- f1 araçlarının turbo besleme sistemleri normal araçlara göre oldukça gelişmiştir. hatta son yıllarda kullanılan turbo beslemede egoz gazlarının kinetik enerjisi dışında hibrit motorun güç ünitesinden alınan elektrik enerjisi de turbo fanın dönüşüne yardım etmektedir.
bu kadar fazla yakıtı bu kadar kısa süre de bu kadar yüksek verimde yakabilmek için ortama gelen oksijenin yeterli olması için çok sofistike turbo ünite ihtiyacı zaten tartışılmaz bir zorunluluk.
3- f1 araçları çok yüksek sıcaklık değerinde çalışır. çok yüksek derken hayal ettiğimizden çok daha yüksek. piston başlarında ısı 2700 dereceyi aşmaktadır. bu güneş yüzey sıcaklığının yarısına yakındır.
yani özetlersek f1 araçlarında yakıt özel dizayn edilmiş enjektörler ile genişliği fazla yüksekliği az neredeyse güneş kadar sıcak yanma odasına şahane biçimde havalandırılmış olarak püskürtürerek yakılır.
bu yüzden motor hem çok verimli, aynı zamanda çok hızlıdır.
madem f1 motorları bu kadar iyi neden normal araçlarımızda da bu motorları kullanmıyoruz?
çünkü çok pahalı
çünkü kullanılan malzeme 2700 derece sıcaklığa dayanabilmeli
her bir piston 4 fili havaya kaldıracak kadar güçlü olmalı
bu güç dakika da 18000 defa seni ittirdiği halde kırılmadan bükülmeden bu gücü diğer parçalara aktaracak kadar sağlam krank milin ve diğer aktarım organları olmalı.
tüm bunlar çok özel alaşımların ve çok birinci sınıf üretim tekniklerini gerekli kılıyor. bu yüzden oldukça maliyetli. bir f1 motoru 10 milyon dolardan fazla
tamam, fiat egea ya, polo'ya bu motordan koymayalım ama seri üretim olursa maliyetler düşer, bmv falan kullansın bu motoru
malesef o da pek mümkün değil. çünkü çok güçlü ve özel alaşımlar kullanılıyor olsa da bu motorların kullanım ömrü 5000 ile 10000 km arasında.
ve tüm bu sorunların yanında asıl büyük sorun bu araçlat çok ama çok fazla yakıyor.
tüp takarak falan bile kurtaramaz.
şöyle düşünelim
opel astranın deposu 56lt
f1 motoru 56 litre ile 100 km ancak gider.
her 100 km de bir depoyu fullemek, her 10000 km de bir motoru değiştirmek ve her motor değiştiğinde 10 milyon dolar vermek isteyen kimse olmayacağı için normal araçlara f1 motoru kullanmıyoruz
formula 1 aslında bir formül dedik. belirli kurallar çerçevesinde yapılan hız, dayanıklılık yarışı dedik ama neden bir formüle ihtiyaç duyulmuş?
"herkesin motoruna hiç kimse karışamaz."
"en hızlımız kim ise o kazanır?
neden denmiyor da; kanat açısı 30 derecenin üstüne çıkmayacak, yakıt deposu yerden şu kadar yüksekte olacak, pistonlarda sadece dökme demir ya da çelik kullanılacak, fren diski çapı şunu geçmeyecek vs gibi herşey belirli standartlar arasına sıkıştırılmış?
bu sorunun en güzel yanıtı
"kontrolsüz güç güç değildir."
ya da
"bu bir motor yarışı gladyatör dövüşü değil"
pilotların güvende olması
takımların ekonomik olarak bu işi sürdürülebilir biçimde devam ettirebilmesi için
yarış belirli çerçeve içinde yapılıyor.
en hızlı değil en iyi olan bulunmaya çalışılıyor.
araçlardan bahsettik birazda pilotlardan bahsedelim.
daracık bir kabinin içinde
yarı yatar vaziyette
kafasında 1 kg ayırdığın da bir kask ile
üzerinde 2 kat tulumla
yarış boyunca
yere doğru sürekli hissedilen 2-5 g arasında bir basınç altında ezilirken
her virajda sağa ya da sola 3-5 g hızında savrulma. her frende öne her gaza bastığında geriye doğru yapışma.
100 km den 0 a 2 sn de duruyor
0 dan 160 km'ye 4 sn de ulaşıyor.
korkunç bir basınç ile dayak söz konusu.
kafadaki kask bu dayak esnasında en çok zorlayan şeylerden biri. çünkü 1kg ağırlığında olsa da ağrılığı 5 kg dan fazla hissedildiği oluyor. bu yüzden f1 pilotları boyun kaslarını geliştirici egzersizleri yoğun olarak yaparlar. kafalarının kendisi ve kaskla birlikte 6, 5 kg olan ağırlığın virajlarda 30-40 kg olarak sağa ve sola doğru hareket etmeye çalışmasına engel olacak kas yapısı çok ama çok önemli
bunun için boyun etrafına ağırlık takımları takarak çalışıyorlar.
f1 pilotlarının çok iyi geliştirmeleri gereken bir diğer fiziksel özellik ise kardiyovasküler sistemleri
1.5 saatte yakın süreler boyunca hiç dinlenme imkanı olmadan 150-190 arası kalp atışı hızını tolerans göstermek oldukça zor.
bunun için bol bol koşu ve bisiklet antrenmanı yapıyorlar.
antrenman yaparken oldukça sistematik çalışmaları gerekiyor. çünkü f1 de her 1 kg fazlalık yarış için önemli
f1 pilotlarından bazıları bu duruma yakın zamanda isyan ettiler.
mark webber “beş yıldır yemek yemedim” diye tepki gösterdi.
ingiliz pilot jenson button ise “fitness antremanını seviyorum ama kilomu korumak için yapamayacağım şeyler var, karbonhidrat yiyemiyorum, kas yapamıyorum”
boyları 1.80 üzerinde olan f1 pilotlarının 72 kg ın üzerine çıkması hoş karşılanmıyor.
sauber-ferrari takımından nico hulkenberg kilo aldığı için sözleşmesi neredeyse fesh ediliyordu.
yani f1 pilotu olmak ozan tufan'ın yapabileceği bir iş değil. hem yarış anında hem yarış dışında yüksek adanmışlık istiyor
her takım 600 e yakın çalışanı ile her sene daha iyisi için mücadele ediyor.
hem birbirlerini ile hemde kendi çizdikleri çerçeve (formula) sınırları içinde kalıp sınırları aşmak için
centilmence ama rekabetci
  emniyet kemerlerimizi ve kaskımızı takmışsak formula 1 gezimiz başlıyor.
formula 1; tek kişilik, açık tekerlekli otomobil yarışlarının en yüksek düzeyini oluşturan yarışlar dizisidir.
isminin formula olmasının nedeni 2. dünya savaşından sonra motor üreticilerinin bir araya gelmesi ile aldıkları ortak kararlar ve uyulması zorunlu kuralları belirlemesi nedeniyledir.
formula 1 alınan ilk kararların adı olmasına karşın zaman içinde organizasyonun ismi olarak kalmıştır.
formula 1 in formülü yani takımların uymak zorunda oldukları kurallar her sene yeniden belirlenir. kuralların belirlenmesi oy çokluğu ile değil tüm takımların onaylaması ile olur.
yeni bir kural eklenecek ise tek bir muhalif oy olması bile o kuralın eklenmesine mani olur.
en son köklü değişiklikler 2014 yılında olmuştur. yapılan değişiklikler ile 6 silindirli ve 1600 cc motor kullanılması zorunlu hale gelmiştir
10 hatta 12 silindirli 3000 cc yi aşan hacimli araçlardan 1600 cc ye geçiş oldukça sıra dışı bir karardı. bu düşüş tek sene de olmamış olsa da formula 1 için alınmış ciddi riskli bir karardı. çünkü
1600 cc lik hibrid motorlu araçlar alıştığımız ve sevdiğimiz formula 1 araçlarından çok farklıydı. hem de bu fark o kadar belirgin ki, gözünüz kapalıyken bile anlayabilirsiniz. aşağı da 2013 yılı ve 2014 yılındaki formula 1 araçlarının çıkardıkları sesleri duyacaksınız.
2013 de azametle kükreyen o motor sesi gitmiş yerine yüksek sesle çalışan bir elektrik süpürgesi gelmiş gibi
biz büyüdük ve kirlendi dünya
nerede o eski f1 araçları
nostaljisi yerine şu soruyu sormak daha eğlenceli
iyi de nasıl oluyor?
geçtiğimiz yıllarda çoğu yarışta pist rekorları kırıldı.
1600 cc ile 340 km/h yaklaşan hızlara nasıl ulaşılıyor?
opel vectra 1.6 motorlu versiyonları mesela 100 hp güç üretiyor
f1 motoru nasıl 800 hatta 1000 hp gücü aynı hacimde üretiyor?
bu motorları bu kadar verimli yapan ne?
bu sorunun yanıtı birden çok birleşenli
ilk fark sıradan otomobillere göre formula 1 araçlarının verimlerindeki fark
sıradan otomobiller en iyi sürüş koşulların da yakıttan elde edilen gücün en fazla yüzde 30 unu tekrerleklere aktarabilirken formula 1 araçlarında bu oran yüzde 50 yi aşıyor.
arada yüzde 20 lik fark var diye düşünmeyin
50 30'dan yüzde 66 daha fazladır.
1600 cc ama verimlik açısından 2600 cc lik motordan alınabilecek güç elde ediliyor.
bu büyük bir fark.
tek fark bu değil tabi ki,
bu araçlar motor hacmi küçük olsa da çok fazla yakıt yakabiliyorlar.
standart bir 1.6 araba 100 km de 6-7 lt yakıt tüketirken
formula 1 aracları 100 km de 45-50 lt arası yakıt tüketir.
yani çok fazla yakıttan elde edilen güç çok verimli biçimde tekerlere iletildiği için f1 araçları bu kadar hızlı ve güçlüymüş.
burada iki sık bilinen yanlışı düzeltmek lazım.
formula 1 araçlarına yarış sırasında pit stoplarda yakıt takviyesi yapılmaz. bu motorun yüksek sıcaklığı ve olası riskler nedeniyle yasaktır. f1 araclarının deposu yarış öncesi doldurulur. ve mühürlenir. ek yakıt ya da katkı konulmaz.
formula 1 araçları jet yakıtı ya da ethanol gibi farklı yakıtlar kullanmaz. bizim normal araçlarda kullandığımız benzini kullanır.
f1 araclarının her yarış için 110 kg yakıt limiti vardır. birim lt değil kg. bunun nedeni hacmin ısıya göre değişmesi. her aracın yakıtı bir hacim ölçüsü olan litre yerine kg ile sınırlandırılmıştır. 110 kg benzin yaklaşık 157 lt eder. f1 yarışları genelde 305 km dir.
standart 1.6 araçlar 100 hp gucundeyken
f1 araçlarının nasıl onlardan 7- 10 kat kadar fazla güç üretiyor olduğu böylece
anlamış olduk.
çok yakıyor ve yaktığını tekere daha iyi iletebiliyor.
(son yıllarda hibrid motorlu f1 araclarının ortaya çıkması ile 160 hp de elektrik motorundan sürücünün istediğinde bir süre ilave edebileceği güç olduğunu da unutmayalım.)
peki bu nasıl olabiliyor?
formula 1 araçları nasıl aynı silindir hacmindeki motorlarla 7 kat fazla yakıtı yakabiliyor?
cevap yine çok katmanlı
1- ölü boşluklar neredeyse hiç yok.
formula bir araçları belirli ısı değerinde çalışmak üzere dizayn edilmiştir. motorları anahtarı çevirip çalıştıramazsınız. çünkü pistonlar hareket etmez. sadece pistonlar değil bir çok hareketli parça belirli bir ısı değerine ulaşıldığında metallerde oluşan genleşme sonrasında hareket edebilecek şekilde dizayn edilmiş. bunun için f1 araçlarının motoru yarış öncesi harici yöntemler ile ısıtılır. genleşme olduktan sonra motorun pistonlarının hareket edebileceği boşluk oluşur.
ölü hacim neredeyse yok diyordum ya! işte bu kadar yok :)
2-) f1 araclarının motor deviri çok yüksektir. dakika 18.000 devire kadar çıkan f1 araçları var. bizler araçlarımızı genelde 2500 3000 devirde kullanıyoruz
normal araçlardan 6 7 kat yakıtı aynı hacimde nasıl yakabildiğini bu sayede anladık.
1.6 lt hacmin neredeyse tamamını kullanıyor ve normal araçtan 5-6 kat daha fazla devir yapıyor.
bilale anlatır gibi anlatırsam hacim aynı ama f1 araçları pistonu 1.6 hacimle 5-6 defa inip kalkarak 8lt hacimde benzini yakarken
normal araçlar 1.6 lt nin 1480 lt ni kullanıp bir defa inip kalkıyor.
daha çok yakıt bu farklar sayesinde aynı hacimde yakılabilmiş oluyor.
peki bu nasıl sağlanıyor? nasıl bu kadar yüksek devire ulaşılabiliyor?
1- f1 araçlarının piston uzunluğu normal araçlara göre oldukça kısadır. inip çıkma mesafesi az olunca çok daha hızlı inip kalkabiliyorsun.
2- f1 araçlarının turbo besleme sistemleri normal araçlara göre oldukça gelişmiştir. hatta son yıllarda kullanılan turbo beslemede egoz gazlarının kinetik enerjisi dışında hibrit motorun güç ünitesinden alınan elektrik enerjisi de turbo fanın dönüşüne yardım etmektedir.
bu kadar fazla yakıtı bu kadar kısa süre de bu kadar yüksek verimde yakabilmek için ortama gelen oksijenin yeterli olması için çok sofistike turbo ünite ihtiyacı zaten tartışılmaz bir zorunluluk.
3- f1 araçları çok yüksek sıcaklık değerinde çalışır. çok yüksek derken hayal ettiğimizden çok daha yüksek. piston başlarında ısı 2700 dereceyi aşmaktadır. bu güneş yüzey sıcaklığının yarısına yakındır.
yani özetlersek f1 araçlarında yakıt özel dizayn edilmiş enjektörler ile genişliği fazla yüksekliği az neredeyse güneş kadar sıcak yanma odasına şahane biçimde havalandırılmış olarak püskürtürerek yakılır.
bu yüzden motor hem çok verimli, aynı zamanda çok hızlıdır.
madem f1 motorları bu kadar iyi neden normal araçlarımızda da bu motorları kullanmıyoruz?
çünkü çok pahalı
çünkü kullanılan malzeme 2700 derece sıcaklığa dayanabilmeli
her bir piston 4 fili havaya kaldıracak kadar güçlü olmalı
bu güç dakika da 18000 defa seni ittirdiği halde kırılmadan bükülmeden bu gücü diğer parçalara aktaracak kadar sağlam krank milin ve diğer aktarım organları olmalı.
tüm bunlar çok özel alaşımların ve çok birinci sınıf üretim tekniklerini gerekli kılıyor. bu yüzden oldukça maliyetli. bir f1 motoru 10 milyon dolardan fazla
tamam, fiat egea ya, polo'ya bu motordan koymayalım ama seri üretim olursa maliyetler düşer, bmv falan kullansın bu motoru
malesef o da pek mümkün değil. çünkü çok güçlü ve özel alaşımlar kullanılıyor olsa da bu motorların kullanım ömrü 5000 ile 10000 km arasında.
ve tüm bu sorunların yanında asıl büyük sorun bu araçlat çok ama çok fazla yakıyor.
tüp takarak falan bile kurtaramaz.
şöyle düşünelim
opel astranın deposu 56lt
f1 motoru 56 litre ile 100 km ancak gider.
her 100 km de bir depoyu fullemek, her 10000 km de bir motoru değiştirmek ve her motor değiştiğinde 10 milyon dolar vermek isteyen kimse olmayacağı için normal araçlara f1 motoru kullanmıyoruz
formula 1 aslında bir formül dedik. belirli kurallar çerçevesinde yapılan hız, dayanıklılık yarışı dedik ama neden bir formüle ihtiyaç duyulmuş?
"herkesin motoruna hiç kimse karışamaz."
"en hızlımız kim ise o kazanır?
neden denmiyor da; kanat açısı 30 derecenin üstüne çıkmayacak, yakıt deposu yerden şu kadar yüksekte olacak, pistonlarda sadece dökme demir ya da çelik kullanılacak, fren diski çapı şunu geçmeyecek vs gibi herşey belirli standartlar arasına sıkıştırılmış?
bu sorunun en güzel yanıtı
"kontrolsüz güç güç değildir."
ya da
"bu bir motor yarışı gladyatör dövüşü değil"
pilotların güvende olması
takımların ekonomik olarak bu işi sürdürülebilir biçimde devam ettirebilmesi için
yarış belirli çerçeve içinde yapılıyor.
en hızlı değil en iyi olan bulunmaya çalışılıyor.
araçlardan bahsettik birazda pilotlardan bahsedelim.
daracık bir kabinin içinde
yarı yatar vaziyette
kafasında 1 kg ayırdığın da bir kask ile
üzerinde 2 kat tulumla
yarış boyunca
yere doğru sürekli hissedilen 2-5 g arasında bir basınç altında ezilirken
her virajda sağa ya da sola 3-5 g hızında savrulma. her frende öne her gaza bastığında geriye doğru yapışma.
100 km den 0 a 2 sn de duruyor
0 dan 160 km'ye 4 sn de ulaşıyor.
korkunç bir basınç ile dayak söz konusu.
kafadaki kask bu dayak esnasında en çok zorlayan şeylerden biri. çünkü 1kg ağırlığında olsa da ağrılığı 5 kg dan fazla hissedildiği oluyor. bu yüzden f1 pilotları boyun kaslarını geliştirici egzersizleri yoğun olarak yaparlar. kafalarının kendisi ve kaskla birlikte 6, 5 kg olan ağırlığın virajlarda 30-40 kg olarak sağa ve sola doğru hareket etmeye çalışmasına engel olacak kas yapısı çok ama çok önemli
bunun için boyun etrafına ağırlık takımları takarak çalışıyorlar.
f1 pilotlarının çok iyi geliştirmeleri gereken bir diğer fiziksel özellik ise kardiyovasküler sistemleri
1.5 saatte yakın süreler boyunca hiç dinlenme imkanı olmadan 150-190 arası kalp atışı hızını tolerans göstermek oldukça zor.
bunun için bol bol koşu ve bisiklet antrenmanı yapıyorlar.
antrenman yaparken oldukça sistematik çalışmaları gerekiyor. çünkü f1 de her 1 kg fazlalık yarış için önemli
f1 pilotlarından bazıları bu duruma yakın zamanda isyan ettiler.
mark webber “beş yıldır yemek yemedim” diye tepki gösterdi.
ingiliz pilot jenson button ise “fitness antremanını seviyorum ama kilomu korumak için yapamayacağım şeyler var, karbonhidrat yiyemiyorum, kas yapamıyorum”
boyları 1.80 üzerinde olan f1 pilotlarının 72 kg ın üzerine çıkması hoş karşılanmıyor.
sauber-ferrari takımından nico hulkenberg kilo aldığı için sözleşmesi neredeyse fesh ediliyordu.
yani f1 pilotu olmak ozan tufan'ın yapabileceği bir iş değil. hem yarış anında hem yarış dışında yüksek adanmışlık istiyor
her takım 600 e yakın çalışanı ile her sene daha iyisi için mücadele ediyor.
hem birbirlerini ile hemde kendi çizdikleri çerçeve (formula) sınırları içinde kalıp sınırları aşmak için
centilmence ama rekabetci
devamını gör...
kişide kaçma isteği uyandıran sözcükler
          "aynen" 
konuşma bitirici, sohbet baltalayıcı, "oldu o zaman kalkalım" dedirten bir sözcüktür.
  konuşma bitirici, sohbet baltalayıcı, "oldu o zaman kalkalım" dedirten bir sözcüktür.
devamını gör...
kitap okumayan insan
          dünyayı gezecekmiş ve her şey tamamlanacakmis.
dostum buddha bütün hindistani gezdi ve en son geldi bir ağaç altına oturdu.
anladı ki arayış ıcerdedir.
o içerdeki arayışı ise kavramak için anlayış gerekir.
anlayış için de okumak gerekir.
ne güzel konuştum.
  dostum buddha bütün hindistani gezdi ve en son geldi bir ağaç altına oturdu.
anladı ki arayış ıcerdedir.
o içerdeki arayışı ise kavramak için anlayış gerekir.
anlayış için de okumak gerekir.
ne güzel konuştum.
devamını gör...
una nocte
          yeni biriyle tanışınca stefan zweig’in  olağanüstü bir gece adlı kitabındaki “bir kez kendini bulmuş olan kişinin bu yeryüzünde yitirecek bir şeyi yoktur artık. ve bir kez kendi içindeki insanı anlamış olan bütün insanları anlar” sözleri kulaklarımızda yankılanır.
insanları anlamak ve kültür düzeyimizi artırmak için yabancı dil öğrenmek gibisi yoktur. insanların konuştukları birçok dilin kökeni ise latince'dir.
una nocte…latince anlamı "bir gece". sözlükteki una nocte nickli yazar ise tanımlarını okumak vazgeçilmez bir alışkanlık haline gelen bir kütüphane.
#348003 gibi tanımların ile bilgi noksanlığımızı gideriyoruz takip edilesi yazar una nocte. senin gibi değerli yazarların kafa sözlük’ün tarlasına diktiği "kültür fidanları bir gün ağaç olunca" bütün insanları anlamak da kolaylaşacak.
  insanları anlamak ve kültür düzeyimizi artırmak için yabancı dil öğrenmek gibisi yoktur. insanların konuştukları birçok dilin kökeni ise latince'dir.
una nocte…latince anlamı "bir gece". sözlükteki una nocte nickli yazar ise tanımlarını okumak vazgeçilmez bir alışkanlık haline gelen bir kütüphane.
#348003 gibi tanımların ile bilgi noksanlığımızı gideriyoruz takip edilesi yazar una nocte. senin gibi değerli yazarların kafa sözlük’ün tarlasına diktiği "kültür fidanları bir gün ağaç olunca" bütün insanları anlamak da kolaylaşacak.
devamını gör...
junker
          doğu almanya da toprak sahibi, aristokrat sınıftır. prusya militarizminde önemli roller oynamışlardır mesela (bkz: otto von bismarck) bir junkerdir.
      
  devamını gör...
annelerin unutulmayan sözleri
          "orada" istisnasız bu...
-anne ilaç kutun nerede?
+orada...
...
-anne randevu alacağım kimliğin lazım çantanı nereye koydun?
+orada...
...
orası tam olarak neresi?
neresi tam olarak? mutfakta mı? salonda mı odanda mı? antrede mi?
söyle anne neresi orası?
neresi anne neresi?
hangi dolap?
konum at anne!
  -anne ilaç kutun nerede?
+orada...
...
-anne randevu alacağım kimliğin lazım çantanı nereye koydun?
+orada...
...
orası tam olarak neresi?
neresi tam olarak? mutfakta mı? salonda mı odanda mı? antrede mi?
söyle anne neresi orası?
neresi anne neresi?
hangi dolap?
konum at anne!
devamını gör...
günlük tutan insan
          ben sözlük tutuyorum hah.
gün içinde yaşadıklarını, duygularını, karşılaştığı insanları vs vs belki unutmamak belki içini o satırlara dökmek için tarihe notlar düşen insandır.
bir dönem bende yapıyordum bunu. sonra ne var ne yok yaktım. sebebi şu. sen daha kaç yaşındasın açık açık herhaltı ne yazıyorsun. anam bir döktürmüşüm bir döktürmüş. sonra tabi bunları okuyan anam da beni döktürdü hah.
şimdilerde nadir yazıyorum. haftalık, aylık.. bazen aylar aylar sonra bir iki duygumu döküp kapatıyorum kapağını. güzel bir duygu deneyin derim.
  gün içinde yaşadıklarını, duygularını, karşılaştığı insanları vs vs belki unutmamak belki içini o satırlara dökmek için tarihe notlar düşen insandır.
bir dönem bende yapıyordum bunu. sonra ne var ne yok yaktım. sebebi şu. sen daha kaç yaşındasın açık açık herhaltı ne yazıyorsun. anam bir döktürmüşüm bir döktürmüş. sonra tabi bunları okuyan anam da beni döktürdü hah.
şimdilerde nadir yazıyorum. haftalık, aylık.. bazen aylar aylar sonra bir iki duygumu döküp kapatıyorum kapağını. güzel bir duygu deneyin derim.
devamını gör...
jonas edward salk
          aşının, günümüzde ticari kazanç için insanlığı utandıran yerlere götürdüğü bu dönemde, anmamız gerektiğini düşündüğüm bilim insanı.
salk çocuk felci aşısını geliştiren yahudi kökenli amerikalı virolog ve tıp araştırmacısıdır. bulduğu çocuk felci aşısı için patent çıkarmamıştır, patent çıkartmış olsaydı, 7 milyar dolar kazanç sağlayabilirdi. o insanları kurtarmayı seçti.
buradan
  salk çocuk felci aşısını geliştiren yahudi kökenli amerikalı virolog ve tıp araştırmacısıdır. bulduğu çocuk felci aşısı için patent çıkarmamıştır, patent çıkartmış olsaydı, 7 milyar dolar kazanç sağlayabilirdi. o insanları kurtarmayı seçti.
buradan
devamını gör...
kafa sözlük
          eser adları orijinal isimleriyle açılsa daha da güzel olabilecek sözlük.
"biz senin gibi 89789798 tane dil bilmiyoruz sayın mingxiao" diyebilirsiniz elbette. ama mesela türkçe çevirisinin başlığının altına bir bakınızla halledilebilir gibi.
tabii asya dilleri, arapça gibi romanizasyonu zor dillerde biraz meşakkatli olabilir bu yöntem.
profesyonel bir çevirmen olarak mandarin çincesi romanizasyonu ve japonca romanizasyonu konularında elimden geldiğince yardım etmeye çalışırım. ama diğer dillere bir şey diyemeyeceğim.
  "biz senin gibi 89789798 tane dil bilmiyoruz sayın mingxiao" diyebilirsiniz elbette. ama mesela türkçe çevirisinin başlığının altına bir bakınızla halledilebilir gibi.
tabii asya dilleri, arapça gibi romanizasyonu zor dillerde biraz meşakkatli olabilir bu yöntem.
profesyonel bir çevirmen olarak mandarin çincesi romanizasyonu ve japonca romanizasyonu konularında elimden geldiğince yardım etmeye çalışırım. ama diğer dillere bir şey diyemeyeceğim.
devamını gör...
boşanmanın ülkemizde bir aile faciası olarak düşünülmesi
          boşanma kararı almış bireylerin bu açıdan bakmadığı lakin ailelerin böyle düşündüğüne eminim. iki tarafla bir araya gelmek istenir ve bu duruma karşı gelip olmaması için ellerinden geleni yaparlar. hoş değildir. boşanmak facia değildir, saygı çerçevesi içerisinde boşanmak en güzelidir. boşanmayı savunmuyorum lakin ortada bir sevgisizlik, saygısızlık ve güvensizlik varsa olması gerekendir. eğer bir çocuğa anne ve babaysalar kavgalar o çocuğu mahvedecektir, büyük travmalara yol açacaktır. psikiyatri kliniklerinde çocukluğunda kaotik ortamlarda büyümüş ve ergenliğini ve yetişkinliğinde sinir hastası olarak büyüyen cok çocuk var. yormadan, kırmadan boşanmak facia değildir. herkes için en hayırlısıdır.
      
  devamını gör...
hava tahminleri
          gökyüzü, geceleri mor/pembe olduğunda ertesi gün kar yağacağını bilebildiğim tahminimdir.
      
  devamını gör...
günaydın demeyen insanlar
          mesleğimin ilk yıllarında, henüz meslektaşlarımın gerçek yüzlerini görmeden önce; ben hepsini entelektüel, hepsini eğitim neferi sandığım zamanlardan birinde çok erken bir saatte okula geldim ve ilk sigaramı içmek için sigara odasına uğramadan önce öğretmenler odasına girdim. 
her insanın yapacağı gibi içeri girdiğim zaman orda oturan bir meslektaşımı görünce de “ günaydın” dedim ama cevap alamadım. ben de duymamamış olabileceğini düşünüp bir kez daha tekrar ettim günaydınımı ama yine aynı sessizlik.
ben de çıktım sigara içmek için sigara odasına gittim, 10 dakika sonra bir arkadaşım gelince olayı ona anlattım ve bana şöyle bir açıklama yaptı:
“ bir kadın namahrem bir erkekle aynı odada yalnız kalır ve onunla konuşursa söz zinası yapmış olur. “
bir günaydınla cehennem yolunda insanlık için küçük kendim için büyük bir adım attığımı öğrenmiş oldum böylelikle. yani siz siz olun yalnız insanlara selam vermeyin.
t: söz zinası yapmak istemeyen bir insan olabilir.
  her insanın yapacağı gibi içeri girdiğim zaman orda oturan bir meslektaşımı görünce de “ günaydın” dedim ama cevap alamadım. ben de duymamamış olabileceğini düşünüp bir kez daha tekrar ettim günaydınımı ama yine aynı sessizlik.
ben de çıktım sigara içmek için sigara odasına gittim, 10 dakika sonra bir arkadaşım gelince olayı ona anlattım ve bana şöyle bir açıklama yaptı:
“ bir kadın namahrem bir erkekle aynı odada yalnız kalır ve onunla konuşursa söz zinası yapmış olur. “
bir günaydınla cehennem yolunda insanlık için küçük kendim için büyük bir adım attığımı öğrenmiş oldum böylelikle. yani siz siz olun yalnız insanlara selam vermeyin.
t: söz zinası yapmak istemeyen bir insan olabilir.
devamını gör...
kalbinizi en çok kıran cümle
          yapmasaydın.
      
  devamını gör...
andımızı okumuş sözlük yazarlarımız
          sabahın erken saatinde sıraya girer aramızdan birini seçerlerdi. kimisi utanarak kimisi büzülerek çocukların yüzüne bakardı. bir başlardık okumaya bir özgüven gelirdi milli duygularımız kabarırdı. aslında amacı bize yakışanı bize anlatmaktı.ancak kimse andımızı ciddiye almadı ve andımızda söylediği gibi biri de olmadı.
      
  devamını gör...
apartman boşluğunun yayından kaldırılması hakkında
          iki tarafta üzülmüş aslında hadi öpüşüp barışın emekler boşa gitmesin o kadar uğraşmışsınız. yönetimde uykusuz kalmış yayıncıda. ilk yayında bırakmak nedir ya çektiğiniz çileye değmez.
      
  devamını gör...
zeugmalı çingene kız
          internetten fotoğrafları görülüp ziyarete gidildiğinde, kişiyi hayal kırıklığına uğratabilir. internetteki yaygın fotoğraflarında mozaik epey bir renklendirilmiş ve nedendir bilmem mozaiğin benim zihnimdeki büyüklüğü, gerçekte sahip olduğunun çok üstündeydi. 
kazı ekibi, mozaik çıkarılırken görüntüyü çingene kızına benzettikleri için bu isim miras kalmış. o yüz ifadesi ve bakışları birleştiğinde oldukça etkileyici bir manzara var ortada, tabii yalnızca mozaik değil, izleyeni ve inceleyeni de bir o kadar görüntü. çünkü ziyaretçi çingene kızı'nı ne kadar inceliyorsa, o da ziyaretçileri inceliyor.
  kazı ekibi, mozaik çıkarılırken görüntüyü çingene kızına benzettikleri için bu isim miras kalmış. o yüz ifadesi ve bakışları birleştiğinde oldukça etkileyici bir manzara var ortada, tabii yalnızca mozaik değil, izleyeni ve inceleyeni de bir o kadar görüntü. çünkü ziyaretçi çingene kızı'nı ne kadar inceliyorsa, o da ziyaretçileri inceliyor.
devamını gör...
la luna
          müzik zevki kaliteli olan yazar arkadaşımız.güne keşfetmenin keyfiyle başlatmıştır.teşekkür ederim.
      
  devamını gör...
bir telefonun kullanım ömrü
          iphone da diğer akıllı telefonlar da 2 yıldan sonra birçok sorunu beraberinde getiriyor. dolayısıyla azami kullanım süresi 2 yıldır.
      
  devamını gör...
