hayat, siz başka planlarla meşgul olurken yaşanan şeydir.
john lennon.
devamını gör...

merak ettiğim deneyimdir. kendi arkadaşlarıma hiç soramadım belki acılarını deşerim belki onları öteki gibi görüyormuşum gibi olur diye. yine de biliyorum ki söyleyecekleri şeyler vardır, bizi bi aydınlatın lütfen.
devamını gör...

utanmadan bir kişi intihar etti diye cemaatin suçu ney yauuu diyebilen bir yazar.
o tanımı yüzü kızarmadan yazdı.
gerçekten yazık.
(bkz: engelle)
devamını gör...

kitre ile yoğunlaştırılan, sığır ödüyle koyulaştırılan suya, boyaların fırçayla serpiştirilerek şekil verilen geleneksel türk sanatıdır.
devamını gör...

bir arkadaşım bir gün aniden adresimi istemişti sonrasında seni çok seviyorum yazılı bir kutu çikolata gelmişti. özel bir gün değildi sadece içinden gelmişti dururken öyle beni hatırlamıştı, önemsemişti yani onun için değerliydim demek ki gerçekten o yüzden benim için çok ama çok özel bir hediyeydi.
devamını gör...

*

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

daralıyorum, bunalıyorum, isyan ediyorum isyan.

bak güzel kardeşim espri yapmak, insanları güldürmek ya da ortamın şakamatiği olmak zorunda değilsin. espri yapma demiyorum yap ama komik olmak için yapma. şakan komik olduğu için yap.

tamam az önce biri gerçekten güzel bir espri yaptı ve biz buna güldük. kızlar güldü, ortam şenlendi hatta herkesin sevip saygı duyduğu kişi "bak bu iyiydi" diyerek şakayıda övdü. ama şuan o saçma şakanın sırası değil. özellikle facebook dayılarının yaptığı kelime hatalarından üretilen şakaların zamanı hiç değil şuan.

şanzımana şasuman demiş olmana nasıl gülebiliriz ki? nasıl dopamin salgılayayım bu şakaya

anlıyorum komik olmak, diğer insanlar tarafından sevilip, insanların yüzünde gülücük saçmak istiyorsun. hakkındır, bir lafım yok. ama sırası değil be abi. aklına şaka gelince yap gülelim ama şakanın üstüne şaka yapma.

kızların suratı düştü, insanlar ayıp olmasın, çocuğa da azıcık gülelim diye iki sırıttı sana. ortam istemsizce gerildi bile. birbirlerine yakın olan insanlar gözleriyle "şaka komik değil" bakışı atıyor birbirine.

bak çok iyi çocuksun, hatta kız kardeşimle bile evlendiririm seni. o derece iyi kalpli, altın gibi insansın ama yapma be güzel kardeşim. yapma şu b*ku.

kızlar o şakaya güldü. evet biliyorum hoşlarınada gitti. ama o şakayı yaptı diye o çocukla akşam aynı yatakta yatmayacaklar. yada "selahaddin ne iyi şaka yaptı bu gece ya, keşke manitam olsa" demicekler. (16-17 yaşında değillerse tabi. 16-17 yaşında bir kadın herşeyi yapabilir) en fazla "selahaddin'de komik çocuk" diyecekler. bu kadar, yani selahaddin yerine senin adını söylemişler veya söylememişler çokta önemli değil.

ya da patronun selahaddin'in şakaları komik diye çocuğun maaşına %80 zam yapmayacak. maaşlar yine aynı kalacak, köle gibi çalışmaya devam edeceksiniz. bu kadar yani.

ama sen o saçma şakayı yapmasan, o ortamın sıcaklığına, munzurluğuna salsan kendini daha iyi hissedeceksin. ortamı domine etmeye çalışma, sal kendini ya. relaks ol. merak etme konu sanada gelecek. birisi seninlede konuşacak. belki hoşlandığın kız sendende hoşlandığı için sana hal hatır sorup işlerin nasıl gittiğinden filan bahsedecek. bu şansı neden saçma sapan bir şakayla heba ediyosun.

üzülüyorum sana. yapma etme bebeğim. gül gibi çocuksun. kendine yazık ediyorsun.
devamını gör...

e hiç dertlenmeyelim mi? dedim ve bu hafta sağlı sollu vurmaya geldim! bu kadar da açık sözlüyüm*.
efenim sözlük eskiciniz bu hafta size pek değerli büyüğümüz, cumhuriyetin divası müzeyyen senar'ı ve deli yürek'i getiriyor.
saatler 18:30 sularına geldiğinde, belki iş çıkışınızda, belki akşam yemeğinde, belki de yürüyüşünüzde; yani siz nerede isterseniz orada olmak suretiyle sizin için radyo başında olacağım. sözlük radyosu'nda buluşmak dileğiyle; keyifli vakitler!

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel



| sözlük radyosu için tıklamanızı reca ettim

| instagram adresimiz için tıklamanızı reca ediyorum

| twitter adresimiz için tıklamanızı reca edeceğim
devamını gör...

tamam topluca ateist olalım.
amacını anlamadığım başlıktır. art niyetlidir. herkesin inancı kendine.
devamını gör...

küçükken arkadaşlarımla küssem bile küstüğümü söylemezdim küsmemişiz gibi davranırdım.
devamını gör...

bir ezel akay filmidir.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
ilk defa sonunu göremediğim bir film ile ilgili tanım yazıyorum. filmi izlemek için binbir hevesle ekranın karşısına kurulan çoğu insan beni anlayacak ve bana hak verecektir.

filmin başrolünde haluk bilginer ve demet akbağ olunca insanda bir neredesin firuze hissiyatı uyanıyor elbette. en azından filmin bir şekilde o seviye ulaşacağını düşünüyor insan ama olmuyor işte. bazen hayat böyledir.

böyle güçlü bir oyuncu kadrosunun filmi kurtarabileceğine inandım ilk on dakika. ama sonra o oyuncuların da o kadar iyi oynamadığını fark ettim. sanki hepsinde “bitse de gitsek” havası vardı.

konu belki ilgi çekici olabilir ama ezel akay ezop olma hevesiyle masallar anlatırken zannederim amaçladığı şey izleyenleri ekran başında uyutmaktı bu filmde.

filmin otuz beşinci dakikasına doğru artık tamamen umudumu kaybedip kapattım ve bir daha da açmaya niyetim yok.

sanki dokuz kere leyla biraz fazla olmuş, üç kere leyla yetermiş. bazı şeyleri tadında bırakmak gerekir.
devamını gör...

bir itirafta ben yazayım.
sabahtan beri dilimde sanat müziği özellikle şu iki yeri peş peşe söylüyorum.
şimdi uzaklardasın gönül hicranla doldu.
bir kedim bile yok anlıyor musun?
şarkının tamamı değil, o iki satır.
devamını gör...

friends,o arkadaş ortamını deneyimlemek isterdim.
devamını gör...

böyle geçen bir süreç sonunda aniden izmire taşınmış ve yapayalnız kalmışımdır.
devamını gör...

bu başlıkta yazılanları yoldaş başta olmak üzere yönetimin tamamı okuyor elbet. sorunları çözme adına, yenilikler ile daha güzel bir sözlük adına oturulup konuşulmuştur. hayırlara vesile olması dileğiyle.*
devamını gör...

özellikle pandemi koşulları nedeniyle günümün çoğunu geçirdiğim bir yer ne kadar sıkıcı olabilir ki?
yoo güzel bence.*
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

bu sefer sesimden mahrum olacaksınız. oturup ağlamak için güzel bir sebep.
devamını gör...

ergenlikle alakasını tam olarak anlayamadığım, yayınlanışı üzerinden tam yirmi sene geçen ve jake gyllenhaal'ın yıldızının parladığı filmdir. müthiş sinema bilgini yazarlarımız bu filmi ne kadar ergenlere lütfetse de bir ergenin "böyle film mi olur ****" demesi daha olasıdır. filmin normal ve director's cut olmak üzere iki ayrı versiyonu var. anlayacağınız üzere director's cut daha uzun ve roberta sparrow'un kitabından açıklayıcı sahneler içeriyor. filmi anlaması da kolaylaşıyor. olayı anlamayan arkadaşlar için şöyle bol spoilerlı bir açıklama yapayım:


darko'nun odasına jet motoru düşmesiyle bir tanjant evren oluşuyor. bu evrenin oluşma sebebine uzay-zaman üzerinde meydana gelen bir yarılmayı gösterebiliriz. roberta sparrow'un kitabında da yazdığı gibi, oluşan paralel evren bir dengesizlik içerecektir ve uzun süre varlık sürdüremeyerek yok olacaktır. bahsettiğimiz jet motoru da gerçek evrene aitti, yine söylediğim yarılma sonucu darko'nun odasına düşerek bir paralel evren oluşturuyor. darko da bu jet motorunu gerçek evrene gönderilmesi için seçilen kişidir, yaşayan alıcıdır. yaşayan alıcı; -roberta sparrow'un kitabında yazdığı gibi- telekinezi, su ve ateşe hükmetme gibi özel güçlere sahiptir. son kısımda görüyoruz ki darko, annesinin de içinde bulunduğu uçaktaki jet motorunu bu güçler sayesinde söküp, filmde birçok kez bahsedilen portal yoluyla gerçek evrene göndererek gerçek olan darko'nun ölmesini sağlıyor. bu ölümün ardından manipüle yaşayanların bi' tuhaflık içinde uyandığını gösteren sahnelerle karşılaşıyoruz. gelelim tavşan kardeşimiz frank'e. korkutucu tavşan kostümüne sahip bu eleman bir manipüle ölüdür. tıpkı darko'nun yavuklusu gibi. manipüle ölülerin amacı, yaşayan alıcı'yı evreni kurtarmaya zorlamaktır. bunlar da bir özel güce sahiptir. darko'nun ablasının sevgilisi olan frank, darko tarafından vurulunca bir manipüle ölü oluyor. zamanda yolculuk yaparak darko'yu kurtarıyor ve darko'yu manipüle ederek evrenin kurtarılmasına ayak oluyor. frank; telkinleriyle okulun tatil edilmesini, filmdeki pedofili karakterimizin hapse atılmasını sağlıyor. böyle olunca darko'nun annesi, çocukları dans gösterisine götürmek zorunda kalıyor. dolayısıyla evde bir parti verilmesine ön ayak olunuyor, bu parti darko'nun frank'ı öldürüp katil olmasını sağlıyor. tüm bunların sonunda da darko evreni kurtarmak mecburiyetinde kalıyor, kaderini kabulleniyor. filmde birçok kez karşımıza çıkan roberta sparrow'un (gidici nene) da bunda bir etkisi vardır. gidici nine, darko'dan önceki yaşayan alıcıdır. darko'nun yaptığını yapmadığı için ölmesi gerektiği halde ölmemiş, insanlar tarafından unutulmaya ve izole yaşamaya mahkum olmuştur. psikolog'un sorusuna "yalnız kalmak istemiyorum" cevabını veren darko, artefakt'ı (jet motoru) gerçek evrene göndererek kendi kaderini yerine getirmiştir.

tüm bu yazdıklarım, roberta sparrow'un yazdığı "zaman yolculuğu felsefesi" kitabına dayanıyor. tamamı doğru olmayabilir, filmdeki boşlukları kendi kafamda bu şekilde tamamladım. fena film değildir, "mindfuck" filmlere ilgisi olan arkadaşların izlemesini tavsiye ederim. ilgilenmeyip izleyen de filmi gömüyor zaten.
devamını gör...

büyük çoğunluğu yusuf hayaloğlu’na ait ve gerçekten mükemmel olan sözlerdir. *

ben ardımda yaş bıraktım, ağlayan bir eş bıraktım, sol yanımı boş bıraktım. siz benim kime küstüğümü nerden bileceksiniz?
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim