kovacs
ismini solisti sharon kovacs'tan alan hollandalı müzik grubu. çıkış albümleri olan (bkz: shades of black)(2015) soul , r&b ve jazz'ın karışımı olarak nitelendiriliyor.
(bkz: 50 shades of black) buradan
benim gözümde kötü parçası olmayan müthiş bir albümdür.
bir diğer albüm (bkz: cheap smell)
(bkz: play me) buradan
(bkz: mama and papa) buradan
(bkz: love song) buradan
kadının müthiş bir sesi var bence çok etkileyici.
(bkz: it's the weekend) buradan
(bkz: snake charmer) buradan
(bkz: 50 shades of black) buradan
benim gözümde kötü parçası olmayan müthiş bir albümdür.
bir diğer albüm (bkz: cheap smell)
(bkz: play me) buradan
(bkz: mama and papa) buradan
(bkz: love song) buradan
kadının müthiş bir sesi var bence çok etkileyici.
(bkz: it's the weekend) buradan
(bkz: snake charmer) buradan
devamını gör...
rüzgar esti hamile kaldım
endonezya'nın batı java eyaletinde yaşayan 25 yaşındaki siti zainah'ın iddiası.
yere eğildiği sırada aniden bir rüzgar esmiş ve rüzgarı cinsel organında hissetmiş. bu olaydan 15 dakika sonra karnında bir ağrı hissetmiş ve 1 saat sonra da bir kız çocuğu dünyaya getirmiş.
umarım eğildiği sırada esen rüzgardır.
(bkz: millet ne cuğaralar içiyor)
kaynak: www.haberler.com/dunya-ruzg...
yere eğildiği sırada aniden bir rüzgar esmiş ve rüzgarı cinsel organında hissetmiş. bu olaydan 15 dakika sonra karnında bir ağrı hissetmiş ve 1 saat sonra da bir kız çocuğu dünyaya getirmiş.
umarım eğildiği sırada esen rüzgardır.
(bkz: millet ne cuğaralar içiyor)
kaynak: www.haberler.com/dunya-ruzg...
devamını gör...
iktidarın metin yazarlarının hep aynı metni yazması
bir metin yazma işine bile özenmiyor adamlar.
bizde liyakat sorguluyoruz.*
bizde liyakat sorguluyoruz.*
devamını gör...
yazarların favori reklamları
ben sprite reklamından yanayım.
devamını gör...
yabancı dil bilmeden yabancı müzik dinlemek
müzik bir sezgi meselesi olduğundan anlaşılmasa bile dinlenilmesi haklı bir eylemdir.
devamını gör...
tilki
genel olarak tavuk düşmanı gibi görülseler de aslında iyi birer fare avcısıdırlar. şöyle ki: tilkiler doğum yaptıkları zaman yavruların gözü açıldığın zaman, yuvaya canlı fare getirip yavrularının önünde öldürürler. yani asıl amaçları fare avlamaktır.
ama biz insanlar doğal yaşam alanlarını fazlasıyla tahrip ettiğimiz için haliyle tavuk vesaire şeyleri de avlar hale geldi tilkiler.
ama biz insanlar doğal yaşam alanlarını fazlasıyla tahrip ettiğimiz için haliyle tavuk vesaire şeyleri de avlar hale geldi tilkiler.
devamını gör...
yazarların başından geçen tebessüm ettiren olaylar
bilgisayarla ilk tanıştığım zamanlar. internet kafede acemilikten tuşların yerini bulmakta zorlanınca, ben de tabi o zaman f klavye, q klavye mevzusunu bilmediğim için internet kafeci abiye şöyle bir soru sordum :
"abi, bu bilgisayar tuşlarını niye alfabetik sıraya göre yapmamışlar? "
adam, sorduğum soruya gülmekten cevap veremedi.
"abi, bu bilgisayar tuşlarını niye alfabetik sıraya göre yapmamışlar? "
adam, sorduğum soruya gülmekten cevap veremedi.
devamını gör...
kapadokya
tarihte kapadokya denilen bölge zaman zaman değişiklik göstermiştir. en net kapadokya tabiri , roma imparatoru agustus döneminde coğrafyacı strabo tarafından yazılan ''geographika'' adlı kitabında geçer. buna göre kapadokya, güneyde toros dağları, doğuda malatya, batıda aksaray ve kuzeyde karadeniz' e kadar olan bölümdür. fakat günümüzde daha çok nevşehir için kullanılır.
tarihinde büyük iskender sonrası dönemde bağımsız bir kapadokya krallığı kurulmuştur. ardından romalılara katılınmış.
hristiyanlık için çok önemli bir bölgedir. pagan romalılar tarafından eziyet gören hrisriyanlar bu bölgeye kaçıp kayalarda yaşamaya başlamıştır. ayrıca günümüzde kabul edilen 4 incil bölümüde bu bölgeden çıkmıştır. daha sonra farklı hristiyan görüşlerine de ev sahipliği yapmıştır.
nevşehirli olarak bir gezi rehberi yazacağım. ilk olarak burası 1 haftada gezilecek bir bölge bence değil. bazı yerlerde yürüyüşler yapmalısınız. kamp yapmayı vs kesinlikle öneririm. ve müzeler için muzekart bence alınmalı.
bireysel olarak turlar harici gezerseniz daha çok şey görürsünüz.
nevşehir kalesi merkezdedir. bizanslardan kalma bir yapıdır. yaya olarak gitmek zordur fakat araçla yolu ve otoparkı var. altında bir yeraltı şehri bulundu ve çalışmalar hala devam ediyor, tam açık değil. ama kale açık ve ücretsizdir. manzarası fena değildir. kalenin burçlarından biri yıkıktır, bu savaştan değil yıldırım düşmesinden olmuştur. eskiden kalenin etrafında evler vardı fakat sonra kentsel dönüşüm denilerek bu evler yıkıldı. onların harabeleri hala duruyor kısmen. bu evlerin altında
yer altı şehrine ve kaleye açılan gizli tüneller vardı. (bizzat gördüm bir akrabamızın evi vardı burada)
kalenin yakınlarında kurşunlu cami vardır ama uzun süredir tadilatta son durumu hakkında net bilgim yok. kalenin güney tarafında bir eski kilise vardır. yanılmıyorsam meryem ana kilisesiydi. eski bir hapishanedir. şu an için kapalı. restorasyon yapılacağı söyleniyor. yakınlarında yıkık bir okul ve bahçesinde eski bir manastıra ait çan kulesi vardır. biraz dardır ama çıkılıyor. daha güneyi göre denilen bölgedir. birçok eski ev ve manastır vardır ama yaya gitmek biraz zorlayabilir.



kaymaklı yeraltı şehri en büyük 2. yeraltı şehridir. mutlaka gidilmelidir. giriş ücretli. tüneller biraz dardır karınca yuvasını andırır. ıçeride kaybolabilirsiniz o yüzden tabelaları takip edin. ışık olmayan tünellere girmenizi tavsiye etmem. neden bilmiyorum ama normalde gidilmeyen ışık olmayan tüneller var fakat girişleri açık. ben biraz ilerlemiştim fakat pek güven vermedi, normalde bazı bölgeler riskli diye açılmaz o alanlara çıkıyor olabilirler. yeraltı şehri dışında kaymaklıda bildiğim bir şey yok. ardında derinkuyu gelir. orada en büyük yeraltı şehri vardır (nevşehir kalesinin altında bulunan son yer sayılmazsa)
fakat gezerken neden bilmiyorum bana diğerinden daha küçük gibi geldi. buranın yapısı kaymaklıdakinden daha farklıdır. tüneller daha geniştir iki büklüm yürümek zorunda kalmazsınız. aynı şekilde karanlığa gitmeyin :)
ayrıca derinkuyu yeraltı şehrinin hemen yanında üzümlü kilise diğer adıyla aziz theodoros trion kilisesi vardır harika bir yapıdır. fakat sahipsizdir etrafı ve duvarlarını pislik götürür umarım devlet en kısa sürede ilgilenir. ıçerisine giriş yoktur. girişin iki yanında dönen taş sütunlar vardır. bunlar deprem testi içindir. bir depremden sonra bu taşların dönüp dönmediğine bakılır eğer dönüyorlar ise temelde sıkıntı yoktur sağlamdır. eğer dönmüyor ise temelde hasar vardır.

uçhisar bölgesi yine en meşhur yerlerdendir. merkeze yakındır. ben merkezden buraya yürüyerek gelip giderdim (fakat ben alışık olduğumdan yoksa yorucudur)
merkezinde uçhisar kalesi vardır. kaleyi mutlaka ziyaret edin harika bir manzarası vardır kapadokyanın çoğu görülür, temiz havalarda erciyes dağı gayet net gözlemlenebilir. girişi ücretlidir fakat orman ve su işleri bakanlığına bağlı olduğu için müzekart geçmez. öğrenci 4 tam 8 tl giriş ücreti vardır. (fiyatlar değişebilir eskiden daha ucuzdu). bu kale romalılardan kalmadır. içinde pek gezilmez daha çok dışarısı ve üstünde geziliyor. selçuklu döneminde ise karakol olarak kullanılmıştır. çıkması zor değildir normal basamaklı merdivenleri vardır sadece biraz çok olduğu için yorucudur. dürbününüz varsa çıkarken mutlaka yanınıza alın. kalenin yanında hemen bitişiğinde bir kaya daha vardır büyük, ona çıkılmaz. aslında çıkmak için yol vardır kalenin arkasında ama yasaktır. eskiden o bölümün tepesine tırmanır üstünde kitap okurdum manzara esliğinde ama 2 sene falan önce gittiğimde çok çatlaklar olduğunu gördüm bu yüzden denemeyin risklidir bende artık gitmiyorum. kalenin etrafında çokça hediyelik eşya dükkanı vardır. ayrıca altında develere vs binebilirsiniz.
yine uçhisarda ufak konaklama yerleri vardır onların fiyatları vs konusunda bilgim yok.
yine bölgedeki en meşhur şeylerden birisi güvercinlik vadisidir. tepeden izlemeside vadide yürümekte çok zevklidir. mutlaka tavsiye ederim. kışın gitmek yerine yazın gitmek daha iyi olacaktır. kışın etraf kuru ağaçlarla dolu oluyor yazın daha yeşillik. bu güvercinliklerde kuşlar yaşar asıl amaçları şudur. kuşlar buralara idrarını yapar güvercinlik sahibi kişi ise belli aralıklarla bunları toplayıp gübre yapar.
aracınız yoksa yakın ilçelerin hepsinden uçhisara otobüs gidiyor. kendiniz dolaşarak yine başka şeylerde keşfedebilirsiniz. dükkanları ziyaret etmeyi unutmayın.



diğer büyük yer ve ilçe ise ürgüptür. en meşhur şeyi 3 güzellerdir. atv turları mevcuttur. tarihi olarak aşırı fazla şey yoktur burada pek öyle diğerleri kadar çok kilise yoktur. ama çokça şaraphane ve oteli mevcuttur. burası şarapları ile meşhurdur. denemenizi mutlaka öneririm. ayrıca her bütçeye göre konaklayacak yerde bulabilirsiniz. güzel bir akşam yemeği için iyi bir yer olur.

göreme yine merkeze yakın bir bölgedir. en çok rağbet gören yerlerden biridir. içerisinde konaklayacak bolca yer, harika restoranlar, at ve atv turları yapılan yerler vardır. en önemli yeri ise göreme açık hava müzesidir. merkeze otobüsle gelip müzeye rahatlıkla yürüyebilirsiniz. giriş ücretlidir muzekart geçer. kesinlikle girmeniz gereken bir yerdir içerisinde birçok kilise vardır. sadece içerisinde bulunan karanlık kiliseye girmek için ekstra para ödemeniz gerekiyor ve müzekart geçmiyor. göremeseniz fazla kaybınız olmaz ama imkanınız varsa tavsiye ederim. burası kapalı kalıp güneş ışığı vs almadığı için içerdeki çizimler çok daha canlıdır. yine açık hava müzesi içerisinde bazı yerlerde açık mezarlar vardır (iskeletler gözükür) ve kilise içleri ve girişlerinde bulunan bazı insan boyutlarında çukurlar vardır. tıpkı mezar gibi ama yükselti yerine alçaltı var. bunlar mezarlardır. kapadokyanın her yerinde bunlardan görebilirsiniz. saygı açısından üstlerine basmamanız rica olunur. bazı kişiler bunların içine çöp vs atıyorlar çukur olduğu için. yine kilise içerisinde flash açık resim çekmek yasaktır etrafta uyarı vardır yine. flashlar resimlere zarar verir. göreme merkezinden gelirken hemen açık hava müzesinin gerisinde yolun solunda bir kilise daha var açık hava müzesine girdiyseniz orasıda ücretsiz aynı biletle giriliyor. orasıda harikadır. hatta karanlık kiliseye benziyor biraz. yine açık hava müzesinin dışında etrafı gezin kayalara falan çıkın dolaşın. yine göremede kamp yapabileceğiniz harika alanlarda mevcuttur(açık hava müzesi yakınlarında vardı)
açık hava müzesine merkezden giderken saklı kilise ve el nazar kilisesi tabelalarını göreceksiniz. yolun dışında arazilerin içinde bulunurlar çok yakın değildir biraz yorar. araçla gidilmez yürümeniz lazım ve tek kaya odadan oluşurlar. bu yüzden o yol bir oda için çekilir mi karar size kalmış. genelde insanlar bu duruma kızıyor ondan yazdım yoksa ben giderim. göreme açık hava müzesinin ilerisinde ortahisara giderken yolun kenarında aynalı kilise vardır. güzeldir öneririm. göreme merkezde de 1-2 tane ufak kilise vardır.
gezin dolaşın, kendiniz bir şeylerde keşfedeceksiniz. yine sabah erken saatlerde buradan balonları seyredebilirsiniz. fakat güneş doğmadan gelin.


göremeden avanosa giderken yolda çavuşin köyü vardır. burada ücretli bir müze vs yoktur. ziyaret etmenizi öneririm. ve bolca şey vardır. kasaba merkezinde çavuşin kilisesi vardır yol kenarı en son kapalıydı ama açılırsa mutlaka gidin. buranın asıl olayı köy merkezinde değildir. köyün arka tarafındaki bölgedir. oraya araçla gidilmez yaya veya at ile gideceksiniz. oldukça yorucu ama eğlencelidir. buraya turlar gelmez bireysel olarak gelmelisiniz. zaman zaman vadilerin içinden zaman zaman vadilerin üstünden gider yolu. etrafta ağaçlar ve kiliseler vardır. kolonlu kilise, güllüdere kilisesi vs birçok harika yer mevcuttur. bireysel olarak benim en sevdiğim yerdir çünkü pek turist olmadığı için sakindir. yürüyen başka insanları görebilirsiniz. tedarikli gelmeyi unutmayın. arka tarafta vadilerde gezerken bir konuda biraz dikkatli olun çünkü yanlış yola girerseniz bu kiliselerin çoğunu göremeden ortahisara gidersiniz. bu bölge en az 1 gününüzü alır. çavuşin köy merkezinden kuzeye (avanosa) giden yol ikiye ayrılır. sağdaki (kuzey doğuya dönen) yol zelve açık hava müzesine gider. çavuşinden zelve açık hava müzesine yürüyerek gidilebilir biraz yorar. yolda paşabağları örenyeri vardır. eskiden normal geçen gidenin girebildiği bir yerdi ama yeni özelleştirildi. yandan paşabağın dışından zelveye giden ayrı bir yol yapıldı direk ordanda gidilebilir uğramadan. zelve açık hava müzesine mutlaka gidin ücretlidir müzekart geçer. harika bir manzarası vardır.



diğer önemli yer ise avanostur. ıçerisinden kızılırmak geçer. kızılırmak yanında piknik yapabilir köprüden ırmağı izleyebilirsiniz. burası çömlekleri ile meşhurdur. toprak kaplar alabilir hatta kendiniz bile yapabilirsiniz. pek müze yoktur burada gezin yiyin için.


ayrıca özkonaka gitmenizide öneririm. burada da ufak bir yeraltı şehri vardır. ve bölgede birkaç kilise bulunur tam yerlerini hatırlamıyorum ama yolda tabelaları vardır.
bir başka yer ise ortahisardır. burada da tıpkı uçhisardaki gibi bir kale vardır. fakat en üstüne kadar çıkılmıyor. yanlış hatırlamıyor isem burada uçhisar gibi ücretli ve kart geçmiyor ama ucuzdu. ortahisar eğer cesaretiniz varsa en çok yürüyeceğiniz yerdir. arazi ve tarlalar arasında birçok kilise vardır ama birbirlerinden uzaktır bundan yorar biraz. ama inanın değer.

aslında başka yerlerde vardır fakat bunlar merkezi ve başlıcalarıdır.
genel uyarı ve tavsiyeler;
uçhisar ve ortahisar kalesi, karanlık kilise hariç her yerde müze kart geçer. bütün müzelerde 18 yaş altı ücretsizdir. özellikle boş arazilerdeki kiliselerde yerel halktan kişileri koyarlar görevli olarak. bazıları 18 yaş altından para almak ister veya muzekart geçersiz derlerse inanmayın yalan söylüyorlar, ısrar edin sakın para vermeyin geri adım atacaklar. rehberim genel olarak bireysel seyahatler için daha uygundur. kamp yapacaklar kullanabilir. kapadokya çok özel bir yerdir ve hakkını verin :)
her türlü bireysel sorunuz ve detaylı bilgi için mesaj atabilirsiniz. hatta seyahatleriniz zamanında nevşehirde olursam bizzat yardımcıda olurum.

kapadokya prensi monion, acta non verba.
(ılerleyen zamanlarda bireysel çektiğim resimleri ekleyeceğim)
tarihinde büyük iskender sonrası dönemde bağımsız bir kapadokya krallığı kurulmuştur. ardından romalılara katılınmış.
hristiyanlık için çok önemli bir bölgedir. pagan romalılar tarafından eziyet gören hrisriyanlar bu bölgeye kaçıp kayalarda yaşamaya başlamıştır. ayrıca günümüzde kabul edilen 4 incil bölümüde bu bölgeden çıkmıştır. daha sonra farklı hristiyan görüşlerine de ev sahipliği yapmıştır.
nevşehirli olarak bir gezi rehberi yazacağım. ilk olarak burası 1 haftada gezilecek bir bölge bence değil. bazı yerlerde yürüyüşler yapmalısınız. kamp yapmayı vs kesinlikle öneririm. ve müzeler için muzekart bence alınmalı.
bireysel olarak turlar harici gezerseniz daha çok şey görürsünüz.
nevşehir kalesi merkezdedir. bizanslardan kalma bir yapıdır. yaya olarak gitmek zordur fakat araçla yolu ve otoparkı var. altında bir yeraltı şehri bulundu ve çalışmalar hala devam ediyor, tam açık değil. ama kale açık ve ücretsizdir. manzarası fena değildir. kalenin burçlarından biri yıkıktır, bu savaştan değil yıldırım düşmesinden olmuştur. eskiden kalenin etrafında evler vardı fakat sonra kentsel dönüşüm denilerek bu evler yıkıldı. onların harabeleri hala duruyor kısmen. bu evlerin altında
yer altı şehrine ve kaleye açılan gizli tüneller vardı. (bizzat gördüm bir akrabamızın evi vardı burada)
kalenin yakınlarında kurşunlu cami vardır ama uzun süredir tadilatta son durumu hakkında net bilgim yok. kalenin güney tarafında bir eski kilise vardır. yanılmıyorsam meryem ana kilisesiydi. eski bir hapishanedir. şu an için kapalı. restorasyon yapılacağı söyleniyor. yakınlarında yıkık bir okul ve bahçesinde eski bir manastıra ait çan kulesi vardır. biraz dardır ama çıkılıyor. daha güneyi göre denilen bölgedir. birçok eski ev ve manastır vardır ama yaya gitmek biraz zorlayabilir.



kaymaklı yeraltı şehri en büyük 2. yeraltı şehridir. mutlaka gidilmelidir. giriş ücretli. tüneller biraz dardır karınca yuvasını andırır. ıçeride kaybolabilirsiniz o yüzden tabelaları takip edin. ışık olmayan tünellere girmenizi tavsiye etmem. neden bilmiyorum ama normalde gidilmeyen ışık olmayan tüneller var fakat girişleri açık. ben biraz ilerlemiştim fakat pek güven vermedi, normalde bazı bölgeler riskli diye açılmaz o alanlara çıkıyor olabilirler. yeraltı şehri dışında kaymaklıda bildiğim bir şey yok. ardında derinkuyu gelir. orada en büyük yeraltı şehri vardır (nevşehir kalesinin altında bulunan son yer sayılmazsa)
fakat gezerken neden bilmiyorum bana diğerinden daha küçük gibi geldi. buranın yapısı kaymaklıdakinden daha farklıdır. tüneller daha geniştir iki büklüm yürümek zorunda kalmazsınız. aynı şekilde karanlığa gitmeyin :)
ayrıca derinkuyu yeraltı şehrinin hemen yanında üzümlü kilise diğer adıyla aziz theodoros trion kilisesi vardır harika bir yapıdır. fakat sahipsizdir etrafı ve duvarlarını pislik götürür umarım devlet en kısa sürede ilgilenir. ıçerisine giriş yoktur. girişin iki yanında dönen taş sütunlar vardır. bunlar deprem testi içindir. bir depremden sonra bu taşların dönüp dönmediğine bakılır eğer dönüyorlar ise temelde sıkıntı yoktur sağlamdır. eğer dönmüyor ise temelde hasar vardır.

uçhisar bölgesi yine en meşhur yerlerdendir. merkeze yakındır. ben merkezden buraya yürüyerek gelip giderdim (fakat ben alışık olduğumdan yoksa yorucudur)
merkezinde uçhisar kalesi vardır. kaleyi mutlaka ziyaret edin harika bir manzarası vardır kapadokyanın çoğu görülür, temiz havalarda erciyes dağı gayet net gözlemlenebilir. girişi ücretlidir fakat orman ve su işleri bakanlığına bağlı olduğu için müzekart geçmez. öğrenci 4 tam 8 tl giriş ücreti vardır. (fiyatlar değişebilir eskiden daha ucuzdu). bu kale romalılardan kalmadır. içinde pek gezilmez daha çok dışarısı ve üstünde geziliyor. selçuklu döneminde ise karakol olarak kullanılmıştır. çıkması zor değildir normal basamaklı merdivenleri vardır sadece biraz çok olduğu için yorucudur. dürbününüz varsa çıkarken mutlaka yanınıza alın. kalenin yanında hemen bitişiğinde bir kaya daha vardır büyük, ona çıkılmaz. aslında çıkmak için yol vardır kalenin arkasında ama yasaktır. eskiden o bölümün tepesine tırmanır üstünde kitap okurdum manzara esliğinde ama 2 sene falan önce gittiğimde çok çatlaklar olduğunu gördüm bu yüzden denemeyin risklidir bende artık gitmiyorum. kalenin etrafında çokça hediyelik eşya dükkanı vardır. ayrıca altında develere vs binebilirsiniz.
yine uçhisarda ufak konaklama yerleri vardır onların fiyatları vs konusunda bilgim yok.
yine bölgedeki en meşhur şeylerden birisi güvercinlik vadisidir. tepeden izlemeside vadide yürümekte çok zevklidir. mutlaka tavsiye ederim. kışın gitmek yerine yazın gitmek daha iyi olacaktır. kışın etraf kuru ağaçlarla dolu oluyor yazın daha yeşillik. bu güvercinliklerde kuşlar yaşar asıl amaçları şudur. kuşlar buralara idrarını yapar güvercinlik sahibi kişi ise belli aralıklarla bunları toplayıp gübre yapar.
aracınız yoksa yakın ilçelerin hepsinden uçhisara otobüs gidiyor. kendiniz dolaşarak yine başka şeylerde keşfedebilirsiniz. dükkanları ziyaret etmeyi unutmayın.



diğer büyük yer ve ilçe ise ürgüptür. en meşhur şeyi 3 güzellerdir. atv turları mevcuttur. tarihi olarak aşırı fazla şey yoktur burada pek öyle diğerleri kadar çok kilise yoktur. ama çokça şaraphane ve oteli mevcuttur. burası şarapları ile meşhurdur. denemenizi mutlaka öneririm. ayrıca her bütçeye göre konaklayacak yerde bulabilirsiniz. güzel bir akşam yemeği için iyi bir yer olur.

göreme yine merkeze yakın bir bölgedir. en çok rağbet gören yerlerden biridir. içerisinde konaklayacak bolca yer, harika restoranlar, at ve atv turları yapılan yerler vardır. en önemli yeri ise göreme açık hava müzesidir. merkeze otobüsle gelip müzeye rahatlıkla yürüyebilirsiniz. giriş ücretlidir muzekart geçer. kesinlikle girmeniz gereken bir yerdir içerisinde birçok kilise vardır. sadece içerisinde bulunan karanlık kiliseye girmek için ekstra para ödemeniz gerekiyor ve müzekart geçmiyor. göremeseniz fazla kaybınız olmaz ama imkanınız varsa tavsiye ederim. burası kapalı kalıp güneş ışığı vs almadığı için içerdeki çizimler çok daha canlıdır. yine açık hava müzesi içerisinde bazı yerlerde açık mezarlar vardır (iskeletler gözükür) ve kilise içleri ve girişlerinde bulunan bazı insan boyutlarında çukurlar vardır. tıpkı mezar gibi ama yükselti yerine alçaltı var. bunlar mezarlardır. kapadokyanın her yerinde bunlardan görebilirsiniz. saygı açısından üstlerine basmamanız rica olunur. bazı kişiler bunların içine çöp vs atıyorlar çukur olduğu için. yine kilise içerisinde flash açık resim çekmek yasaktır etrafta uyarı vardır yine. flashlar resimlere zarar verir. göreme merkezinden gelirken hemen açık hava müzesinin gerisinde yolun solunda bir kilise daha var açık hava müzesine girdiyseniz orasıda ücretsiz aynı biletle giriliyor. orasıda harikadır. hatta karanlık kiliseye benziyor biraz. yine açık hava müzesinin dışında etrafı gezin kayalara falan çıkın dolaşın. yine göremede kamp yapabileceğiniz harika alanlarda mevcuttur(açık hava müzesi yakınlarında vardı)
açık hava müzesine merkezden giderken saklı kilise ve el nazar kilisesi tabelalarını göreceksiniz. yolun dışında arazilerin içinde bulunurlar çok yakın değildir biraz yorar. araçla gidilmez yürümeniz lazım ve tek kaya odadan oluşurlar. bu yüzden o yol bir oda için çekilir mi karar size kalmış. genelde insanlar bu duruma kızıyor ondan yazdım yoksa ben giderim. göreme açık hava müzesinin ilerisinde ortahisara giderken yolun kenarında aynalı kilise vardır. güzeldir öneririm. göreme merkezde de 1-2 tane ufak kilise vardır.
gezin dolaşın, kendiniz bir şeylerde keşfedeceksiniz. yine sabah erken saatlerde buradan balonları seyredebilirsiniz. fakat güneş doğmadan gelin.


göremeden avanosa giderken yolda çavuşin köyü vardır. burada ücretli bir müze vs yoktur. ziyaret etmenizi öneririm. ve bolca şey vardır. kasaba merkezinde çavuşin kilisesi vardır yol kenarı en son kapalıydı ama açılırsa mutlaka gidin. buranın asıl olayı köy merkezinde değildir. köyün arka tarafındaki bölgedir. oraya araçla gidilmez yaya veya at ile gideceksiniz. oldukça yorucu ama eğlencelidir. buraya turlar gelmez bireysel olarak gelmelisiniz. zaman zaman vadilerin içinden zaman zaman vadilerin üstünden gider yolu. etrafta ağaçlar ve kiliseler vardır. kolonlu kilise, güllüdere kilisesi vs birçok harika yer mevcuttur. bireysel olarak benim en sevdiğim yerdir çünkü pek turist olmadığı için sakindir. yürüyen başka insanları görebilirsiniz. tedarikli gelmeyi unutmayın. arka tarafta vadilerde gezerken bir konuda biraz dikkatli olun çünkü yanlış yola girerseniz bu kiliselerin çoğunu göremeden ortahisara gidersiniz. bu bölge en az 1 gününüzü alır. çavuşin köy merkezinden kuzeye (avanosa) giden yol ikiye ayrılır. sağdaki (kuzey doğuya dönen) yol zelve açık hava müzesine gider. çavuşinden zelve açık hava müzesine yürüyerek gidilebilir biraz yorar. yolda paşabağları örenyeri vardır. eskiden normal geçen gidenin girebildiği bir yerdi ama yeni özelleştirildi. yandan paşabağın dışından zelveye giden ayrı bir yol yapıldı direk ordanda gidilebilir uğramadan. zelve açık hava müzesine mutlaka gidin ücretlidir müzekart geçer. harika bir manzarası vardır.



diğer önemli yer ise avanostur. ıçerisinden kızılırmak geçer. kızılırmak yanında piknik yapabilir köprüden ırmağı izleyebilirsiniz. burası çömlekleri ile meşhurdur. toprak kaplar alabilir hatta kendiniz bile yapabilirsiniz. pek müze yoktur burada gezin yiyin için.


ayrıca özkonaka gitmenizide öneririm. burada da ufak bir yeraltı şehri vardır. ve bölgede birkaç kilise bulunur tam yerlerini hatırlamıyorum ama yolda tabelaları vardır.
bir başka yer ise ortahisardır. burada da tıpkı uçhisardaki gibi bir kale vardır. fakat en üstüne kadar çıkılmıyor. yanlış hatırlamıyor isem burada uçhisar gibi ücretli ve kart geçmiyor ama ucuzdu. ortahisar eğer cesaretiniz varsa en çok yürüyeceğiniz yerdir. arazi ve tarlalar arasında birçok kilise vardır ama birbirlerinden uzaktır bundan yorar biraz. ama inanın değer.

aslında başka yerlerde vardır fakat bunlar merkezi ve başlıcalarıdır.
genel uyarı ve tavsiyeler;
uçhisar ve ortahisar kalesi, karanlık kilise hariç her yerde müze kart geçer. bütün müzelerde 18 yaş altı ücretsizdir. özellikle boş arazilerdeki kiliselerde yerel halktan kişileri koyarlar görevli olarak. bazıları 18 yaş altından para almak ister veya muzekart geçersiz derlerse inanmayın yalan söylüyorlar, ısrar edin sakın para vermeyin geri adım atacaklar. rehberim genel olarak bireysel seyahatler için daha uygundur. kamp yapacaklar kullanabilir. kapadokya çok özel bir yerdir ve hakkını verin :)
her türlü bireysel sorunuz ve detaylı bilgi için mesaj atabilirsiniz. hatta seyahatleriniz zamanında nevşehirde olursam bizzat yardımcıda olurum.

kapadokya prensi monion, acta non verba.
(ılerleyen zamanlarda bireysel çektiğim resimleri ekleyeceğim)
devamını gör...
anne
yaşamlarımıza annelerimizin varlığı ve mutluluğu için katlanıyoruz :)
ayrıca anne bağımlısı olmasam da aşırı bağlıyımdır ve belki de bu kadar bağlı olmasaydım daha güçlü bir kişiliğim olabilirdi
ayrıca anne bağımlısı olmasam da aşırı bağlıyımdır ve belki de bu kadar bağlı olmasaydım daha güçlü bir kişiliğim olabilirdi
devamını gör...
petunya
harry potter'ın kıskanç ve sinsi teyzesi.
devamını gör...
yazarların normal sözlük'ü keşfettiği yerler
instagram sayfasından gördüm sonra linke tıkladım kapı açıktı (korkunç espri vol 2627)giriş o giriş sizin anlayacağınız bir daha çıkamadım bağlandım kaldım. böyle bir aşk hikayesi gibi oldu ama. *
devamını gör...
yazarların yazarlarla flörtleşmesi
haremim var. iyi geceler.
devamını gör...
geceye bir poyraz karayel repliği bırak
+"seni görmem lazım."
-"sen ne diyorsun ya benim seni komple içime çekmem lazım."
-"sen ne diyorsun ya benim seni komple içime çekmem lazım."
devamını gör...
afrodisias antik kenti
aydın'ın karacasu ilçesinin geyre köyünde bulunan afrodisias kent geçmişi milattan önce beş binli yıllara dek uzanıyor. kent bir vadiye kurulu ve uzun bir süre de tarihi kalıntılar halkın hayatıyla bir bütün oluşturuyor. şimdilerde evler boşaltılmış durumda ve kent yerleşime kapalı. kentte gerçek kazıların başlatıldığı 1960'lı yıllara kadar yapıların iyi korunmasının en büyük nedeni ise konumu diyebiliriz.
kentin tam görünümü:

imparator augustus, afrodisias kenti için "bütün asya içinden kendime bu kenti seçtim." diyerek kenti himayesi altına alıp korumuştur.
kentin öne çıkan özelliklerinden biri heykel okulu olmasıdır. yakınında bulunan mermer ocağı sayesinde burada heykeltraşlar yetişiyor ve pek çok heykel yine burada şekilleniyordu.
tetrapylon
afrodisias'ın sembolü olan bu yapı kentin kapısıdır. birkaç kez yıkıldığı tespit edilen yapı, kente ilk bakışta en çok dikkat çekebilecek inşalardan biri.

afrodit tapınağı
milattan sonra 6. yüzyılda hristiyanlığın bölgeye gelmesiyle afrodit tapınağı kiliseye dönüştürülmüştür. tapınakta bir tuzlu su kuyusu da bulunur.

stadyum
geleneksel sporlar, hayvan dövüşleri ve gladyatör savaşlarının yapıldığı çok büyük bir arenadır. bu stadyum tahmin edilen kent nüfusuna oranla epey büyük bir yapı, 270 metre uzunluğunda 30 sıralıktır. hipodrom 30.000 kişilikken kentin 15.000 kişilik olduğu bilinmektedir. bu da bize kentte düzenlenen etkinliklere dışarıdan epey yüksek bir katılım olduğunu, etkinliklere ilgi olduğunu gösteriyor.

kentte yazışmaların yer aldığı ve halkın haberdar olmasının sağlandığı bir arşiv duvarı vardır.
milattan sonra 2. yüzyılda odeon inşa edilmiştir.

roma mimarisinde önemli bir yeri olan hamamlar bu kentte de mevcuttur, adrian hamamı olarak isimlendirilmiştir.
heykellerde mitolojik karakterler göze çarpıyor: dionyssos, herakles, apollon, akhilleus bu isimlerden bazıları. yanı sıra imparator neron ve augustus da yer alıyor. prometheus'un cezaya çarptırıldığı dağda ellerindeki kelepçelerin herakles tarafından çözülmesinin tasvir edildiği bir heykel bulunuyor. aeneas'ın roma'yı kurma sürecini anlatan kabartmalar vardır. bütün bu heykeller ve kabartmalar aydın'da afrodisias müzesinde sergileniyor.
afrodit heykeli
bu heykel sayesinde aslında mitolojideki afroditle afrodisyas kentinde tapılan tanrıçanın aynı olmadığı anlaşılmıştır. heykelde alıştığımız çıplak afroditin aksine bir örtü mevcuttur. heykel üzerinde yukarıdan başlanarak sırasıyla üç güzeller, selene ve helios, afrodit, üç adet eros yer alır. bunun dışında genel tasvirine benzer nitelikte bir afrodit heykeli de mevcuttur.

heykeller hristiyan inancının gelmesiyle birlikte tahrip edilmiş olsa da varlıklarını büyük oranda korumuşlardır.
fotoğraf kaynağı: türkiye cumhuriyeti kültür varlıkları ve müzeler genel müdürlüğü
kent 2017 yılında unesco kültür mirası listesine alınıyor. aslında 1800'lü yıllardan itibaren kent yabancı gezginler tarafından inceleniyor fakat dikkatleri üzerine yeterince çekmiyor. ilk kazı 1904 yılında bir fransız olan paul gaudin tarafından yapılıyor, sonrasında da avrupalı farklı milletlerden insanlar tarafından kazılar yapılsa da hep kısa soluklu oluyor, ta ki kenan erim'in kazılarına kadar.
ara güler'in kenti keşif öyküsü:
bir gün ara güler adnan menderes'in de katılacağı kemer barajının açılışı için önceden fotoğraf çekimi için aydın'a gidiyor. dönemin valisinden bir araç ve şoför istiyor, yola çıkıyorlar. baraj alanına vardıklarında ara güler bakıyor ki ışık ters, kapkaranlık çıkıyor fotoğraflar. mecburen akşamı bekliyorlar ve ancak bir dağa çıkarak istediği fotoğraflara ulaşabiliyor. şoför de bu sırada geç vakitten epey sinirli. hır gür içinde dönüş yoluna geçiyorlar fakat bu sefer de şoför kestirmeden gidelim derken dağın taşın arasında kayboluyorlar. en sonunda bir köyde durup kahveye giriyorlar. bu köy antik kentin bulunduğu aydın'ın karacasu ilçesindeki geyre köyü. ara güler fark ediyor ki köylülerin oyun oynamak için kullandıkları masa dahi roma döneminin sütun başları. bölge halkı lahitler içinde üzüm ezip şıra çıkarıyor, çamaşır yıkıyor. ara güler renkli filmlerini çoktan baraj fotoğrafları için kullanmış fakat siyah beyaz filmlerle çekim yapıyor. bu şahit olduklarıyla ilgili "tarihin içinde yaşayan bir şehir buldum." diyor. istanbul'a döndüğünde fotoğrafı basından önemli kişilere gösteriyor, durumdan söz ediyor fakat ilgi gösteren olmuyor. ara güler bu olayın metnini yazacak insan arıyor fakat kime sorsa yok oğlu yok. metni kendisi yazıyor, eşi de ingilizce'ye çeviriyor. yazı amerika'da bir dergide yayımlanıyor. horizon dergisi de çalışmayı yayımlamak için ara güler'e ulaşıyor ve fotoğrafların renkli baskılarını da göndermesini istiyorlar. tabii renkli baskı fotoğraf yok elinde. ara güler hemen aydın'a yola çıkıyor ve aynı valiyle görüşerek aynı şöförle geyre köyüne gidiyor ve bu kez üç gün sürecek bir fotoğraflama başlıyor. istanbul'a dönüp rüstem doyuran'a durumu anlatıyor. dergi için yazı hazırlayacak insan arıyorlar. doyuran, new york üniversitesinde hoca olan kenan erim'den bahsediyor. görüşmeler sonucu kenan erim türkiye'ye geliyor ve ara güler ile bölgeyi geziyorlar. bu şekilde bölge büyük bir kitlenin dikkatini çekerek kenan erim'in çalışmalarıyla pek çok kıymetli eser ortaya çıkarıyor.
ayrıca (bkz: kenan erim), (bkz: umut doğan), (bkz: afrodisias öyküleri), (bkz: karia).
kentin tam görünümü:

imparator augustus, afrodisias kenti için "bütün asya içinden kendime bu kenti seçtim." diyerek kenti himayesi altına alıp korumuştur.
kentin öne çıkan özelliklerinden biri heykel okulu olmasıdır. yakınında bulunan mermer ocağı sayesinde burada heykeltraşlar yetişiyor ve pek çok heykel yine burada şekilleniyordu.
tetrapylon
afrodisias'ın sembolü olan bu yapı kentin kapısıdır. birkaç kez yıkıldığı tespit edilen yapı, kente ilk bakışta en çok dikkat çekebilecek inşalardan biri.

afrodit tapınağı
milattan sonra 6. yüzyılda hristiyanlığın bölgeye gelmesiyle afrodit tapınağı kiliseye dönüştürülmüştür. tapınakta bir tuzlu su kuyusu da bulunur.

stadyum
geleneksel sporlar, hayvan dövüşleri ve gladyatör savaşlarının yapıldığı çok büyük bir arenadır. bu stadyum tahmin edilen kent nüfusuna oranla epey büyük bir yapı, 270 metre uzunluğunda 30 sıralıktır. hipodrom 30.000 kişilikken kentin 15.000 kişilik olduğu bilinmektedir. bu da bize kentte düzenlenen etkinliklere dışarıdan epey yüksek bir katılım olduğunu, etkinliklere ilgi olduğunu gösteriyor.

kentte yazışmaların yer aldığı ve halkın haberdar olmasının sağlandığı bir arşiv duvarı vardır.
milattan sonra 2. yüzyılda odeon inşa edilmiştir.

roma mimarisinde önemli bir yeri olan hamamlar bu kentte de mevcuttur, adrian hamamı olarak isimlendirilmiştir.
heykellerde mitolojik karakterler göze çarpıyor: dionyssos, herakles, apollon, akhilleus bu isimlerden bazıları. yanı sıra imparator neron ve augustus da yer alıyor. prometheus'un cezaya çarptırıldığı dağda ellerindeki kelepçelerin herakles tarafından çözülmesinin tasvir edildiği bir heykel bulunuyor. aeneas'ın roma'yı kurma sürecini anlatan kabartmalar vardır. bütün bu heykeller ve kabartmalar aydın'da afrodisias müzesinde sergileniyor.
afrodit heykeli
bu heykel sayesinde aslında mitolojideki afroditle afrodisyas kentinde tapılan tanrıçanın aynı olmadığı anlaşılmıştır. heykelde alıştığımız çıplak afroditin aksine bir örtü mevcuttur. heykel üzerinde yukarıdan başlanarak sırasıyla üç güzeller, selene ve helios, afrodit, üç adet eros yer alır. bunun dışında genel tasvirine benzer nitelikte bir afrodit heykeli de mevcuttur.

heykeller hristiyan inancının gelmesiyle birlikte tahrip edilmiş olsa da varlıklarını büyük oranda korumuşlardır.
fotoğraf kaynağı: türkiye cumhuriyeti kültür varlıkları ve müzeler genel müdürlüğü
kent 2017 yılında unesco kültür mirası listesine alınıyor. aslında 1800'lü yıllardan itibaren kent yabancı gezginler tarafından inceleniyor fakat dikkatleri üzerine yeterince çekmiyor. ilk kazı 1904 yılında bir fransız olan paul gaudin tarafından yapılıyor, sonrasında da avrupalı farklı milletlerden insanlar tarafından kazılar yapılsa da hep kısa soluklu oluyor, ta ki kenan erim'in kazılarına kadar.
ara güler'in kenti keşif öyküsü:
bir gün ara güler adnan menderes'in de katılacağı kemer barajının açılışı için önceden fotoğraf çekimi için aydın'a gidiyor. dönemin valisinden bir araç ve şoför istiyor, yola çıkıyorlar. baraj alanına vardıklarında ara güler bakıyor ki ışık ters, kapkaranlık çıkıyor fotoğraflar. mecburen akşamı bekliyorlar ve ancak bir dağa çıkarak istediği fotoğraflara ulaşabiliyor. şoför de bu sırada geç vakitten epey sinirli. hır gür içinde dönüş yoluna geçiyorlar fakat bu sefer de şoför kestirmeden gidelim derken dağın taşın arasında kayboluyorlar. en sonunda bir köyde durup kahveye giriyorlar. bu köy antik kentin bulunduğu aydın'ın karacasu ilçesindeki geyre köyü. ara güler fark ediyor ki köylülerin oyun oynamak için kullandıkları masa dahi roma döneminin sütun başları. bölge halkı lahitler içinde üzüm ezip şıra çıkarıyor, çamaşır yıkıyor. ara güler renkli filmlerini çoktan baraj fotoğrafları için kullanmış fakat siyah beyaz filmlerle çekim yapıyor. bu şahit olduklarıyla ilgili "tarihin içinde yaşayan bir şehir buldum." diyor. istanbul'a döndüğünde fotoğrafı basından önemli kişilere gösteriyor, durumdan söz ediyor fakat ilgi gösteren olmuyor. ara güler bu olayın metnini yazacak insan arıyor fakat kime sorsa yok oğlu yok. metni kendisi yazıyor, eşi de ingilizce'ye çeviriyor. yazı amerika'da bir dergide yayımlanıyor. horizon dergisi de çalışmayı yayımlamak için ara güler'e ulaşıyor ve fotoğrafların renkli baskılarını da göndermesini istiyorlar. tabii renkli baskı fotoğraf yok elinde. ara güler hemen aydın'a yola çıkıyor ve aynı valiyle görüşerek aynı şöförle geyre köyüne gidiyor ve bu kez üç gün sürecek bir fotoğraflama başlıyor. istanbul'a dönüp rüstem doyuran'a durumu anlatıyor. dergi için yazı hazırlayacak insan arıyorlar. doyuran, new york üniversitesinde hoca olan kenan erim'den bahsediyor. görüşmeler sonucu kenan erim türkiye'ye geliyor ve ara güler ile bölgeyi geziyorlar. bu şekilde bölge büyük bir kitlenin dikkatini çekerek kenan erim'in çalışmalarıyla pek çok kıymetli eser ortaya çıkarıyor.
ayrıca (bkz: kenan erim), (bkz: umut doğan), (bkz: afrodisias öyküleri), (bkz: karia).
devamını gör...
tanımadığınız bir şahsın aniden pardon bakar mısınız demesi
tabi buyrun? şeklinde cevap vereceğim olay. hani genelde anketörler falan çok kullanıyor bunu kırmamak için dinleyip teşekkür ediyorum.
devamını gör...
depresyonla başa çıkma yöntemleri
kabullenmektedir. depresyona girme nedenlerini önüne alıp tüm olanlarla yüzleşip bu yaşadıklarını kabul edip yoluna bakması gerekir kişinin. boş kalmamaya çalışmalı o kişi ve kendini oyalayacak ortamlara girmeli. ve içinize attığınız tüm acıların birikip sizi daha kötü hale getirmesini beklemek yerine birilerine anlatın, yazın ve çizin. beklettiğimiz her şey bize hüzün olarak geri dönüş yapar. acılarınızı yaşamayı öğrenin ve sonrasında tecrübe diyip önünüze bakmayı da.
devamını gör...
binali yıldırım'ın 4 yıl önce yaptığı konuşmayı erdoğan'ın yapması
twitter'da bir kullanıcının fark edip iki video'yu yan yana paylaşmasıyla ortaya çıkan durum.
binali yıldırım binali yıldırım 2017'de
cumhurbaşkanı recep tayyip erdoğan'sa 2021'de aynı ifadeleri kullanmış.
kullanılan ifade şu şekilde :
sosyal medya dili, gençlerimiz arasında yeterli bir yazı diline, iletişim diline dönüşüyor. anlamsız kısaltmalar, aralara serpiştirilen yabancı kelimeler, bozuk cümleler, saçma ifadeler günden güne sıradan hale geliyor. dilimizi kısırlaştıran, nesiller arasındaki iletişimi yok eden, türkçe'den ziyade nevzuhur bir kuş dilini andıran bu çürümeye 'dur demek' mecburiyetindeyiz.
kaynak
binali yıldırım binali yıldırım 2017'de
cumhurbaşkanı recep tayyip erdoğan'sa 2021'de aynı ifadeleri kullanmış.
kullanılan ifade şu şekilde :
sosyal medya dili, gençlerimiz arasında yeterli bir yazı diline, iletişim diline dönüşüyor. anlamsız kısaltmalar, aralara serpiştirilen yabancı kelimeler, bozuk cümleler, saçma ifadeler günden güne sıradan hale geliyor. dilimizi kısırlaştıran, nesiller arasındaki iletişimi yok eden, türkçe'den ziyade nevzuhur bir kuş dilini andıran bu çürümeye 'dur demek' mecburiyetindeyiz.
kaynak
devamını gör...
cinnet geçirten yazım yanlışları
nasıl cinnet geçirttiğini merak ettiğim yazım yanlışı. bu nasıl bir sendrom? bu nasıl bir ruh hastalığı ya rab? bu nasıl bir yazım yanlışıdır ki, kişiyi namusunu temizlemek zorunda olan küçük emrah moduna sokar?
tanım: aslında var olmayan yazım yanlışı.
tanım: aslında var olmayan yazım yanlışı.
devamını gör...
sinan canan
önceleri kendisine karşı epey önyargılı olduğum türk araştırmacı, yazardır kendisi. bazı kitaplarına okumak için şans verilebilir sanırım.
insanın kendisine yapabileceği en büyük iyilik nedir sorusuna şöyle bir cevap vermiştir:
--- alıntı ---
her gün en az iki kez iyi bildiğini düşündüğü bir şeye karşı nereden biliyorum diye sormaktır. eğer bu iyiliği her gün bir kere olsun yapabilirseniz bir ay sonra bambaşka bir insan olursunuz.
--- alıntı ---
insanın kendisine yapabileceği en büyük iyilik nedir sorusuna şöyle bir cevap vermiştir:
--- alıntı ---
her gün en az iki kez iyi bildiğini düşündüğü bir şeye karşı nereden biliyorum diye sormaktır. eğer bu iyiliği her gün bir kere olsun yapabilirseniz bir ay sonra bambaşka bir insan olursunuz.
--- alıntı ---
devamını gör...
samsun’da sokak ortasında eşi tarafından şiddete uğrayan kadın
görüntülerini izlemeye dahi cesaret edemediğimiz yürek dayanmayan şeyleri insanlara yaşatıyor olmanızı kabul edemiyorum.
her gün bir yeni şiddet haberiyle günü kapatıyor sabahına bambaşka bir kadın cinayetiyle güne gözlerimizi açıyoruz. isimlerini ezberlemeye bile yetemiyoruz, bir çoğunun da ismini dahi bilmiyor yalnızca bir hane daha ekliyoruz diğer acıların yanına...
alıştırıldık! şu haberle birlikte yer yerinden oynamıyorsa eğer, gücümüz insanı yaşatmaya yetmiyorsa hergün bir yeni cani üretiyorsa bu coğrafya bitmişiz demektir. şu yazıyı dahi girmeye utanıyorum; tüm enerjimle şiddet gören her kadının her çocuğun sesi, çığlığı olmaya çalışıyorum ama artık yetemiyorum, yetemiyoruz. hiç yetemedik ki zaten, hiç duyulmadık ki.
hep yılmak yok, biz birbirimizi yaşatacağız canım kadınlar diyordum ama artık hiç umudum kalmadı, bu sondu. ben artık bu kötülükle nasıl mücadele edeceğimizi bilmiyorum!
her gün bir yeni şiddet haberiyle günü kapatıyor sabahına bambaşka bir kadın cinayetiyle güne gözlerimizi açıyoruz. isimlerini ezberlemeye bile yetemiyoruz, bir çoğunun da ismini dahi bilmiyor yalnızca bir hane daha ekliyoruz diğer acıların yanına...
alıştırıldık! şu haberle birlikte yer yerinden oynamıyorsa eğer, gücümüz insanı yaşatmaya yetmiyorsa hergün bir yeni cani üretiyorsa bu coğrafya bitmişiz demektir. şu yazıyı dahi girmeye utanıyorum; tüm enerjimle şiddet gören her kadının her çocuğun sesi, çığlığı olmaya çalışıyorum ama artık yetemiyorum, yetemiyoruz. hiç yetemedik ki zaten, hiç duyulmadık ki.
hep yılmak yok, biz birbirimizi yaşatacağız canım kadınlar diyordum ama artık hiç umudum kalmadı, bu sondu. ben artık bu kötülükle nasıl mücadele edeceğimizi bilmiyorum!
devamını gör...