nico
karakteristik sesi, belirgin alman aksanı ile söylediği ingilizce şarkıları ve duru güzelliğiyle hatırladığımız yirminci yüzyıl şarkıcılarındandır.
asıl adı christa päffgen olan 1938 doğumlu alman model, oyuncu, şarkıcı ve söz yazarı. kariyeri de bu sıralamayla gelişmiştir. nico adını aşık olduğu nikos isimli bir film yapımcısından almış ve hem özel hem de pofesyonel hayatında hep bu ismi kullanmıştır.
1954'de keşfedilip modelliğe başladı, 1958'de ilk film rolünü kaptı ancak birkaç filmden sonra bu defter geçici olarak kapandı. amerika'ya taşınıp orada yaşamaya başladıktan sonra bir gece kulübünde şarkılar söylemeye başladı, sonra müzik camiası ve yapımcılarla tanıştıkça ünlendi. bu tanışıklıklardan en önemlisi ve nico'nun kariyerinde sıçrama yaratanı da andy warhol ile olan iş ilişkisi oldu. 1967'de ilk solo albümü olan chelsea girl'ün kayıtlarına başladı. warhol, nico'yu biraz zorla menajeri olduğu the velvet underground gurubuna dahil etti. gurupla başarılı işlere imza atsa da gurup içi anlaşmazlıklar ve özellikle grupta önemli bir yeri olan lou reed ile olan çekişmesi sonrası guruptan ayrılarak solo çalışmaya başladı. ancak solo dahil hiçbir projesinde tek başına söz sahibi olamadı.
müzik kariyeri boyunca sırasıyla the velvet undergrond&nico, chelsea girl, the marble ındex, desertshore, the end, drama of exile ve camera obscura albümlerini yayınladı.
o dönemde ünlü olan herkes gibi üretmek için uyuşturucu kullanıyordu ve yine birçoğunun ölümü gibi onun ölümü de bununla bağlantılı oldu. 1988'de alain delon'dan olan oğlu ari ile ibiza adasında tatildeyken, oğlunun ifadesine göre uyuşturucu almak için bisikletle çıktığı yolda düşerek, beyin kanamasından ölmüştür.
asıl adı christa päffgen olan 1938 doğumlu alman model, oyuncu, şarkıcı ve söz yazarı. kariyeri de bu sıralamayla gelişmiştir. nico adını aşık olduğu nikos isimli bir film yapımcısından almış ve hem özel hem de pofesyonel hayatında hep bu ismi kullanmıştır.
1954'de keşfedilip modelliğe başladı, 1958'de ilk film rolünü kaptı ancak birkaç filmden sonra bu defter geçici olarak kapandı. amerika'ya taşınıp orada yaşamaya başladıktan sonra bir gece kulübünde şarkılar söylemeye başladı, sonra müzik camiası ve yapımcılarla tanıştıkça ünlendi. bu tanışıklıklardan en önemlisi ve nico'nun kariyerinde sıçrama yaratanı da andy warhol ile olan iş ilişkisi oldu. 1967'de ilk solo albümü olan chelsea girl'ün kayıtlarına başladı. warhol, nico'yu biraz zorla menajeri olduğu the velvet underground gurubuna dahil etti. gurupla başarılı işlere imza atsa da gurup içi anlaşmazlıklar ve özellikle grupta önemli bir yeri olan lou reed ile olan çekişmesi sonrası guruptan ayrılarak solo çalışmaya başladı. ancak solo dahil hiçbir projesinde tek başına söz sahibi olamadı.
müzik kariyeri boyunca sırasıyla the velvet undergrond&nico, chelsea girl, the marble ındex, desertshore, the end, drama of exile ve camera obscura albümlerini yayınladı.
o dönemde ünlü olan herkes gibi üretmek için uyuşturucu kullanıyordu ve yine birçoğunun ölümü gibi onun ölümü de bununla bağlantılı oldu. 1988'de alain delon'dan olan oğlu ari ile ibiza adasında tatildeyken, oğlunun ifadesine göre uyuşturucu almak için bisikletle çıktığı yolda düşerek, beyin kanamasından ölmüştür.
devamını gör...
geceye nazım hikmet'ten bir şiir bırak
sarışın bir kurda benziyordu.
ve mavi gözleri çakmak çakmaktı.
yürüdü uçurumun başına kadar,
eğildi, durdu.
bıraksalar
ince, uzun bacakları üstünde yaylanarak
ve karanlıkta akan bir yıldız gibi kayarak
kocatepe'den afyon ovasına atlayacaktı.
ve mavi gözleri çakmak çakmaktı.
yürüdü uçurumun başına kadar,
eğildi, durdu.
bıraksalar
ince, uzun bacakları üstünde yaylanarak
ve karanlıkta akan bir yıldız gibi kayarak
kocatepe'den afyon ovasına atlayacaktı.
devamını gör...
diyelim ki o bunu okuyor
bunca yıldır söyleyemedim sana bunu duyursan sinirlenirsin diye. zaten etrafımdakilere de o kadar sevdirdin kendini kimse farkında değil ama işte artık tutamıyorum kendimi senin allah belanı versin.
devamını gör...
covid-19 aşısıyla çip takılması
isveçli'ye core-i7 takar, sana pentium. çip de sınıfsaldır.
devamını gör...
take me to church
hozier'in çok sevdiğim, eşcinsellerin gördükleri baskıyı konu alan bir şarkısıdır.
cinsellik ve cinsel yönelim ne olursa olsun doğaldır. cinsel eylemler en insani davranışlardır. ancak kilise gibi bir organizasyon cinsel yönelimle ilgili utanç duymayı başarılı bir şekilde öğreterek insanlığın ayağını kaydırır,günah der. tanrıya hakarettir der. bu şarkı kendini buna karşı savunmak, insanlığını aşkla ehlilleştirmekle ilgidir diyor hozier.
aynı zamanda inanca saldırmadığını da belirtiyor.
hozier bu parçayı ilk aşkına ithafen yazmış. "ı was born sick but ı love it. command me to be well" - "hasta doğdum ama bunu seviyorum. iyi olmamı emret" sözlerini bir şiirden esinlenmiş.
bu şahane şarkıyı birde sofia carlberg'den dinleyin. şarkının en sevdiğim coverlarından biri :
şarkının orijinali :
insanları cinsel yönelimine, dinine, dış görünüşüne, statüsüne ve daha bir çok şeye bağlı kalarak yargılamadığımız, insanları yalnızca iyi insan ve kötü insan olarak ayırdığımız, huzurlu ve barışçıl bir dünyada yaşamak dileğiyle...
cinsellik ve cinsel yönelim ne olursa olsun doğaldır. cinsel eylemler en insani davranışlardır. ancak kilise gibi bir organizasyon cinsel yönelimle ilgili utanç duymayı başarılı bir şekilde öğreterek insanlığın ayağını kaydırır,günah der. tanrıya hakarettir der. bu şarkı kendini buna karşı savunmak, insanlığını aşkla ehlilleştirmekle ilgidir diyor hozier.
aynı zamanda inanca saldırmadığını da belirtiyor.
hozier bu parçayı ilk aşkına ithafen yazmış. "ı was born sick but ı love it. command me to be well" - "hasta doğdum ama bunu seviyorum. iyi olmamı emret" sözlerini bir şiirden esinlenmiş.
bu şahane şarkıyı birde sofia carlberg'den dinleyin. şarkının en sevdiğim coverlarından biri :
şarkının orijinali :
insanları cinsel yönelimine, dinine, dış görünüşüne, statüsüne ve daha bir çok şeye bağlı kalarak yargılamadığımız, insanları yalnızca iyi insan ve kötü insan olarak ayırdığımız, huzurlu ve barışçıl bir dünyada yaşamak dileğiyle...
devamını gör...
entryi okumadan başlığa yazan yazar
çokluğuyla şaşırtan insan grubu. ya kendi söyleyeceklerini aşırı derecede önemsedikleri, başkalarının fikirlerini zerre kadar umursamadıkları ya da okumaktan kaçtıkları için yapıyorlar bunu genelde. başka nedenler de vardır illa ki.
bununla ilgili bir deney yapılmıştı. bir link paylaşmışlardı. linkte insanların okumadan, sadece başlıklara bakarak yorum yapma huyu eleştiriliyordu. başlık ise bunu kanıtlamak amacıyla tamamen alakasız ve dikkat çekici başka bir konu hakkındaydı. linkin altındaki yorumların çoğu başlıkla alakalıydı ve bunları yazanların linke tıklamadıkları ve tam da bu durumun eleştirildiğini okumadıkları son derece açıktı. ne yazık ki böyle kötü bir eğilimi var insanların. okumaktan kaçma sorunumuz çok yüksek oranlarda. hoş, okuduğunu anlayan yüzdesi de çok parlakk değil de, neyse...
bununla ilgili bir deney yapılmıştı. bir link paylaşmışlardı. linkte insanların okumadan, sadece başlıklara bakarak yorum yapma huyu eleştiriliyordu. başlık ise bunu kanıtlamak amacıyla tamamen alakasız ve dikkat çekici başka bir konu hakkındaydı. linkin altındaki yorumların çoğu başlıkla alakalıydı ve bunları yazanların linke tıklamadıkları ve tam da bu durumun eleştirildiğini okumadıkları son derece açıktı. ne yazık ki böyle kötü bir eğilimi var insanların. okumaktan kaçma sorunumuz çok yüksek oranlarda. hoş, okuduğunu anlayan yüzdesi de çok parlakk değil de, neyse...
devamını gör...
günaydın sözlük
günaydın sözlük.
bu gün ankara gri, bence biraz da hüzünlü.
bir derdi olduğunu sanmam. biraz düşünmek istiyor olabilir. ya da yorulmuş olabilir. yormuştur onu belki insanlar.
hüzün; içsel duygulanım, gönül üzgünlüğü, iç kapanıklıklığı anlamına geliyor. yani çok da kötü bir şey değil. hatta iyi bir şey. ardından güzel şeyler gelir hüznün. hayır olsun inşallah.
ona ve sözlüğe bizim oralardan bir uşak olan ekin uzunlar'dan,
hüznün gemileri 'ni yolluyorum.
bu gün ankara gri, bence biraz da hüzünlü.
bir derdi olduğunu sanmam. biraz düşünmek istiyor olabilir. ya da yorulmuş olabilir. yormuştur onu belki insanlar.
hüzün; içsel duygulanım, gönül üzgünlüğü, iç kapanıklıklığı anlamına geliyor. yani çok da kötü bir şey değil. hatta iyi bir şey. ardından güzel şeyler gelir hüznün. hayır olsun inşallah.
ona ve sözlüğe bizim oralardan bir uşak olan ekin uzunlar'dan,
hüznün gemileri 'ni yolluyorum.
devamını gör...
imhotep
tarihin -ismi bilinen- ilk mimarı, mühendisi ve tıp doktoru. aynı zamanda astronom,devlet adamı, din adamı, yazar, sanatçı..
firavun djoser'in (zoser) veziri, bilinen ilk piramit olan djoser piramidi'nin (basamaklı piramid) (sevgili meja üstteki giriye fotoğrafını eklemiş) mimarı.
1900'lerin başında imhotep hakkında çok az şey bilindiği için efsanevi bir kişilik olduğu düşünülürken hastalarını tedavi ettiği oda keşfedilince kendisinin modern tıbbi yöntemleri kullanan ilk hekim olduğu anlaşılmıştır.
tarihin ilk yazılı tıbbi kaynağı -aşağıdaki papirüs- yine imhotep'e aittir. (m.ö. 2500-3000)
papirüs sayfalarının fotoğraflarına buradan ulaşabilirsiniz
amerikalı mısırbilimci edwin smith el yazmasını luxor'da mustafa aga adında bir takasçıdan almış, daha sonra metnin önemini fark edip çeviri üzerinde çalışmıştır. ancak ölene kadar (1906) yayınlamamış, daha sonra papirüs kızı tarafından new-york tarih topluluğuna bağışlanmıştır. 1930 yılında çevirisi tamamlanmıştır.
meme kanseri ile ilgili ilk kayıtlar yine imhotep'in yazılarında ortaya çıkmıştır. kanamayı durdurmak için koterizasyon (kızdırılmış demir aletleri ile dağlama) ve damarları bağlama tekniğini geliştirmiştir. ampiyemi (plevral boşluğun mikrobiyal enf.) ilk tanımlayan hekimdir. omurga ve omurilik yaralanmalarında girişimi asla önermeyip immobillizasyon ve sabitlemeyi önermiştir. 90'dan fazla anatomik terim ve 48 yara tedavisi keşfetmiştir.
ilk hekim andı yine imhotep'e aittir. andın ingilizce tam metni aşağıdaki görseldedir.

andın içinde geçen birkaç şey:
''...tıbbi uygulamam sırasında onur ve dürüstlük ilkelerine bağlı kalacağım. yoksullara karşılıksız bakacağım ve hiçbir zaman verdiğim üstünde bir ödeme isteğinde bulunmayacağım. evlere alındığım zaman gözlerim orada olup bitenleri görmeyecektir; bana aktarılan sırları saklayacağım gibi törelere zarar verecek ya da suça yardımcı olacak bir biçimde de davranmayacağım. hocalarıma saygılı ve minnet borçlu olarak onların çocuklarına babalarından öğrendiğim bilgiyi aktaracağım. verdiğim sözleri yerine getirirsem insanlar benden saygılarını esirgemesinler...''
yunanlar da elbette imhotep'ten habersiz değillerdi, ona ''imouthes'' diyorlardı ve sağlık tanrısı asklepios ile bir tutuyorlardı.
yine üstteki giride sevgili meja'nın fotoğrafını eklemiş olduğu imhotep heykelciği, onun ne kadar büyük bir insan olduğunun kanıtıdır. zira antik mısır'da ancak tanrıların ve firavunların (onlar da tanrı soyundan kabul ediliyordu) heykelleri yapılabiliyordu. halihazırda bu husus imhotep'in gerçek bir kişi değil de efsanevi bir karakter (ya da tanrı/yarı tanrı) olduğu ihtimalini yıllarca beslemişse de, başta da belirttiğim gibi, imhotep'in hastalarını tedavi ettiği oda keşfedilince onun tarihin ilk hekimi olduğu kabul edilmiştir.
ölümünden sonra tanrılık atfedilmiştir (amenhotep ve imhotep tam tanrı mertebesine erişmiş tek ölümlü mısırlılardır). sağlık tanrısı olarak kendisine hem mısır'da hem de tanındığı diğer tüm topraklarda tapılmıştır. roma imparatorları claudius ve tiberius tarafından mısır'daki tapınakların duvarlarına imhotep'i öven yazılar yazdırılmıştır.
firavun djoser'in (zoser) veziri, bilinen ilk piramit olan djoser piramidi'nin (basamaklı piramid) (sevgili meja üstteki giriye fotoğrafını eklemiş) mimarı.
1900'lerin başında imhotep hakkında çok az şey bilindiği için efsanevi bir kişilik olduğu düşünülürken hastalarını tedavi ettiği oda keşfedilince kendisinin modern tıbbi yöntemleri kullanan ilk hekim olduğu anlaşılmıştır.
tarihin ilk yazılı tıbbi kaynağı -aşağıdaki papirüs- yine imhotep'e aittir. (m.ö. 2500-3000)
papirüs sayfalarının fotoğraflarına buradan ulaşabilirsiniz
amerikalı mısırbilimci edwin smith el yazmasını luxor'da mustafa aga adında bir takasçıdan almış, daha sonra metnin önemini fark edip çeviri üzerinde çalışmıştır. ancak ölene kadar (1906) yayınlamamış, daha sonra papirüs kızı tarafından new-york tarih topluluğuna bağışlanmıştır. 1930 yılında çevirisi tamamlanmıştır.
meme kanseri ile ilgili ilk kayıtlar yine imhotep'in yazılarında ortaya çıkmıştır. kanamayı durdurmak için koterizasyon (kızdırılmış demir aletleri ile dağlama) ve damarları bağlama tekniğini geliştirmiştir. ampiyemi (plevral boşluğun mikrobiyal enf.) ilk tanımlayan hekimdir. omurga ve omurilik yaralanmalarında girişimi asla önermeyip immobillizasyon ve sabitlemeyi önermiştir. 90'dan fazla anatomik terim ve 48 yara tedavisi keşfetmiştir.
ilk hekim andı yine imhotep'e aittir. andın ingilizce tam metni aşağıdaki görseldedir.

andın içinde geçen birkaç şey:
''...tıbbi uygulamam sırasında onur ve dürüstlük ilkelerine bağlı kalacağım. yoksullara karşılıksız bakacağım ve hiçbir zaman verdiğim üstünde bir ödeme isteğinde bulunmayacağım. evlere alındığım zaman gözlerim orada olup bitenleri görmeyecektir; bana aktarılan sırları saklayacağım gibi törelere zarar verecek ya da suça yardımcı olacak bir biçimde de davranmayacağım. hocalarıma saygılı ve minnet borçlu olarak onların çocuklarına babalarından öğrendiğim bilgiyi aktaracağım. verdiğim sözleri yerine getirirsem insanlar benden saygılarını esirgemesinler...''
yunanlar da elbette imhotep'ten habersiz değillerdi, ona ''imouthes'' diyorlardı ve sağlık tanrısı asklepios ile bir tutuyorlardı.
yine üstteki giride sevgili meja'nın fotoğrafını eklemiş olduğu imhotep heykelciği, onun ne kadar büyük bir insan olduğunun kanıtıdır. zira antik mısır'da ancak tanrıların ve firavunların (onlar da tanrı soyundan kabul ediliyordu) heykelleri yapılabiliyordu. halihazırda bu husus imhotep'in gerçek bir kişi değil de efsanevi bir karakter (ya da tanrı/yarı tanrı) olduğu ihtimalini yıllarca beslemişse de, başta da belirttiğim gibi, imhotep'in hastalarını tedavi ettiği oda keşfedilince onun tarihin ilk hekimi olduğu kabul edilmiştir.
ölümünden sonra tanrılık atfedilmiştir (amenhotep ve imhotep tam tanrı mertebesine erişmiş tek ölümlü mısırlılardır). sağlık tanrısı olarak kendisine hem mısır'da hem de tanındığı diğer tüm topraklarda tapılmıştır. roma imparatorları claudius ve tiberius tarafından mısır'daki tapınakların duvarlarına imhotep'i öven yazılar yazdırılmıştır.
devamını gör...
normal sözlük'ü 3 kelime ile anlat
altyapıdaki yetenekli futbolcu
devamını gör...
dinlenme tesisinde unutulma fobisi
özellikle geceleri yaşanan fobidir.
hep düşünür insan ulan unutur giderlerse ne yaparım buralarda dinlenme tesisi soğuğuna karşı nasıl hayatta kalırım diye düşüncelere dalar.
tabi bu düşünce insan zihnine ulaştığı anda bayat çay hızla yudumlanır sigara hızla içilir ve otobüse koşulur erkenden oturulur.
hep düşünür insan ulan unutur giderlerse ne yaparım buralarda dinlenme tesisi soğuğuna karşı nasıl hayatta kalırım diye düşüncelere dalar.
tabi bu düşünce insan zihnine ulaştığı anda bayat çay hızla yudumlanır sigara hızla içilir ve otobüse koşulur erkenden oturulur.
devamını gör...
epiktetos
“ben mutlu ve dolu dolu bir yaşamı nasıl yaşayabilirim?”
“ben nasıl iyi bir insan olabilirim?”
en büyük tutkusu bu iki soruya cevap bulabilmek olan, bu topraklarda yaşamış, aşmış insan. stoacı filozof.
eğer bu sorular benim olduğu gibi, sizin de aklınızı kurcalıyorsa; epiktetos’un 2000 yıl kadar öncelerden gelen yaşam yolculuğunu keşfetmenizi öneririm.
aslında hayatı oldukça trajik;
bir köle olarak doğmuş ve gençlik yıllarını köle olarak geçirmiş, hatta sahibi tarafından topal bırakılmış. köleyken bile dönemin ünlü stoacı düşünürlerinden ders almış. sahibi idam edilince özgür kalmış. roma’da dersler vermeye başlamış. daha sonra filozoflar roma’da yaşamaktan men edilince bugünün bulgaristan topraklarına sürgün edilmiş, orada bir felsefe okulu kurmuş, günlerini “nasıl daha şerefli ve sakin yaşanabileceği” üzerine dersler vererek geçirmiş, orada ölmüş.
“sen saçından ve bedeninden ibaret değilsin. senin kim olduğunu belirleyen seçimlerindir ve seçimlerin güzelse sen de güzelsindir.”
“öğrenilecek en önemli şey şudur: her şey geçer. peki nasıl geçer? kişi geçmesini bekler. geçtiğine göre artık yaz gelecektir, kış gelecektir, bolluk gelecektir, kıtlık gelecektir, kötülük gelecektir, erdem gelecektir. ve başka bütün tezatlar bütünün ahengi için bir araya gelecektir.”
“anı yaşa. detaylarına dikkat et. karşındaki kişiye cevap ver, o an yapman gerekenleri yap ve karşılaştığın zorluklarla mücadele et. kaçma. gerçekten yaşamak zamanıdır: içinde olduğun anı tam olarak yaşamak zamanı.”
“tanrısal düzen zeka sahibidir ve temel olarak iyidir. yaşam rastlantısal olarak arka arkaya gelen anlamsız sahneler dizisi değil, fakat sonunda kavranabilir olan yasaları takip eden düzenli ve mükemmel bir bütündür.”
“her olayda elimizden geleni yapmalı ve geri kalan şeyler için soğukkanlı olmalıyız. deniz yolculuğuna çıkmak zorundaysak ne yapmalıyız? gemiyi, kaptanı, tayfaları, mevsimi, günü ve rüzgarı iyi seçmeliyiz. hepsi bu.”
alıntılar: (bkz: içsel huzur iyi yaşamın kapısını açar) ve (bkz: kendisinin efendisi olmayan hiç kimse özgür değildir)
“ben nasıl iyi bir insan olabilirim?”
en büyük tutkusu bu iki soruya cevap bulabilmek olan, bu topraklarda yaşamış, aşmış insan. stoacı filozof.
eğer bu sorular benim olduğu gibi, sizin de aklınızı kurcalıyorsa; epiktetos’un 2000 yıl kadar öncelerden gelen yaşam yolculuğunu keşfetmenizi öneririm.
aslında hayatı oldukça trajik;
bir köle olarak doğmuş ve gençlik yıllarını köle olarak geçirmiş, hatta sahibi tarafından topal bırakılmış. köleyken bile dönemin ünlü stoacı düşünürlerinden ders almış. sahibi idam edilince özgür kalmış. roma’da dersler vermeye başlamış. daha sonra filozoflar roma’da yaşamaktan men edilince bugünün bulgaristan topraklarına sürgün edilmiş, orada bir felsefe okulu kurmuş, günlerini “nasıl daha şerefli ve sakin yaşanabileceği” üzerine dersler vererek geçirmiş, orada ölmüş.
“sen saçından ve bedeninden ibaret değilsin. senin kim olduğunu belirleyen seçimlerindir ve seçimlerin güzelse sen de güzelsindir.”
“öğrenilecek en önemli şey şudur: her şey geçer. peki nasıl geçer? kişi geçmesini bekler. geçtiğine göre artık yaz gelecektir, kış gelecektir, bolluk gelecektir, kıtlık gelecektir, kötülük gelecektir, erdem gelecektir. ve başka bütün tezatlar bütünün ahengi için bir araya gelecektir.”
“anı yaşa. detaylarına dikkat et. karşındaki kişiye cevap ver, o an yapman gerekenleri yap ve karşılaştığın zorluklarla mücadele et. kaçma. gerçekten yaşamak zamanıdır: içinde olduğun anı tam olarak yaşamak zamanı.”
“tanrısal düzen zeka sahibidir ve temel olarak iyidir. yaşam rastlantısal olarak arka arkaya gelen anlamsız sahneler dizisi değil, fakat sonunda kavranabilir olan yasaları takip eden düzenli ve mükemmel bir bütündür.”
“her olayda elimizden geleni yapmalı ve geri kalan şeyler için soğukkanlı olmalıyız. deniz yolculuğuna çıkmak zorundaysak ne yapmalıyız? gemiyi, kaptanı, tayfaları, mevsimi, günü ve rüzgarı iyi seçmeliyiz. hepsi bu.”
alıntılar: (bkz: içsel huzur iyi yaşamın kapısını açar) ve (bkz: kendisinin efendisi olmayan hiç kimse özgür değildir)
devamını gör...
musicbuddy
devamını gör...
akla gelen başlığın açılmış olması
en kötüsü de açacağın başlıkla ilgili bir sürü araştırma yapıp okumuşsundur, bir yere kaydedip sonra yayınlarım diyorsun. tam başlığı açarken görüyorsun ki başlık açılmış, usulca terk ediyorsun bölgeyi.
devamını gör...
kadın yazarların daha aktif olması
bir eril kişilik olarak beni son derece rahatsız eden durum ortamdaki östrojen kokusundan burnumun direkleri sızladı.
devamını gör...
güney afrika cumhuriyeti
güney afrika cumhuriyeti'nin üç başkenti vardır.
pretoria, yürütme
cape town, yasama
bloemfontein, yargı başkentidir.
üç başkentin olmasının sebebi 100 küsur sene önce sömürge zamanı, ingiliz'lerin elindeki cape güçlerinin, hollanda'lıların elindeki orange free state ve transvaal kolonilerini işgal etmeleri ve daha sonra güney afrika cumhuriyeti'nin kurulması sırasında, "orange free state"'in, "bloemfontein" şehri ve "transvaal"'in, "pretoria" şehrine ortak başkentlik verilmiştir.
pretoria, yürütme
cape town, yasama
bloemfontein, yargı başkentidir.
üç başkentin olmasının sebebi 100 küsur sene önce sömürge zamanı, ingiliz'lerin elindeki cape güçlerinin, hollanda'lıların elindeki orange free state ve transvaal kolonilerini işgal etmeleri ve daha sonra güney afrika cumhuriyeti'nin kurulması sırasında, "orange free state"'in, "bloemfontein" şehri ve "transvaal"'in, "pretoria" şehrine ortak başkentlik verilmiştir.
devamını gör...
birini azarladıktan sonra çekilen yoğun vicdan azabı
haklıyken bile insanın içi vicdan azabı yüzünden daralır da daralır. berbat bir histir.
devamını gör...