hekimden sorma çekenden sor
          bir hastanın ne çektiğini, hekim değil hasta bilir anlamındaki atasözü.
sebep olarak ateş düştüğü yeri yakar sözünden bir nebze esinlenilmiş olduğunu düşünüyorum
bunun gibi bir derde düşenin,sıkıntılar içinde kıvrananın çektiği çileyi, ancak kendisi bilir denmektedir. ancak;
arkadaşlar tabiki böyle yapmıyoruz doktora danışıyoruz.
çünkü hastalık yoktur, hasta vardır. herkes de her durum aynı olacak diye bir şey söylenemez,bu yüzden hasta odaklı tedavi esastır.
  sebep olarak ateş düştüğü yeri yakar sözünden bir nebze esinlenilmiş olduğunu düşünüyorum
bunun gibi bir derde düşenin,sıkıntılar içinde kıvrananın çektiği çileyi, ancak kendisi bilir denmektedir. ancak;
arkadaşlar tabiki böyle yapmıyoruz doktora danışıyoruz.
çünkü hastalık yoktur, hasta vardır. herkes de her durum aynı olacak diye bir şey söylenemez,bu yüzden hasta odaklı tedavi esastır.
devamını gör...
olmak istenen cansız varlık
          onun yastığı olmak isterdim sarılmasına ihtiyacım var galiba.
      
  devamını gör...
dedesinin mezar taşını okuyamayan tek toplum
          ben osmanlica biliyorum da ne oluyor? 
benim tüm ceddim yörük. alelade bir taşa odun karasi ile adını yazmışlar. sanki hepsi okumak istese yedi ceddi mollalar, paşalar, nazırlar, şehreminiler , kazaskerler falan sanarsın.
okusan ne olacak?
özet geçeyim istersen, deden senden fatiha istiyor hepsi bu.
  benim tüm ceddim yörük. alelade bir taşa odun karasi ile adını yazmışlar. sanki hepsi okumak istese yedi ceddi mollalar, paşalar, nazırlar, şehreminiler , kazaskerler falan sanarsın.
okusan ne olacak?
özet geçeyim istersen, deden senden fatiha istiyor hepsi bu.
devamını gör...
hasan hüseyin korkmazgil
          koçero vatan'ın üçüncü bölümü yitik şiirler'de yer alan bir örnek insan portresi*, ışıklarla oynamayın'ın birinci bölümündeki yeni manifesto* ve oğlak koleksiyonunun ikinci bölümü seçmeler'de yer alan ağustos şiiri* ile hafızama kazınmış olan güzide şairimiz. yazdığı onlarca şiir kitabı, çocuk kitapları ve hikayeleri ile yaşamı boyunca türk edebiyatına sayısız eser kazandırmış fakat çoğu zaman gölgede kalma talihsizliğini yaşamıştır. esirgenmiş bir dünyada anlaşılmamak da müthiş bir yalnızlıktır.*
bir örnek insan portresi:
demek hiç aç kalmadın sen öyle mi
açıkta kalmadın ha?
kirinden gömleğinin
dirseğinin yamasından
eziklik duymadın ha?
bravo be
aşkolsun şu adama vallahi!
demek hiç sövmediler anana avradına
hiç kimseye sövmedin ha?
bir gececik olsun çekip kafayı
şakır şakır oynamadın
hıçkırarak ağlamadın öyle mi?
bravo be
aşkolsun şu adama vallahi!
demek yalnızlıktan böğürmedin hiç
akrep sokmuş gibi sıçramadın geceleri ha?
hiç sevmedin öyle mi
kendini öldürmeyi çekip gitmeyi
büyük işler becermeyi düşünmedin ha?
bravo be
aşkolsun şu adama vallahi!
demek bu musluklar hep bu ellerde
bu düzen bu dünya bu gidiş
sen hep böyle mutlu kişi örnek vatandaş
giden ağam gelen paşam, öyle mi?
bin yaşasın seni sokmayan yılan
sen mi kaldın düzeltecek, öyle mi?
haksızlığa uğramadın taşlanmadın ha?
ne şam'ın şekeri, ha
ne arabın yüzü, ha?
yaşadın da bunca yıl şu bataklıkta
gül sandın bu kokuyu öyle mi?
hadi be hırbo sen de
adam mısın sen de be!
yeni manifesto:
çocuklar var
öldürülecek
analar var
ağlatılacak
ocaklar var
söndürülecek
ey gözlüler kulaklılar anlaklılar düşlüler
var mısınız bu sınavda
selam olsun sırtlana
çakala selam
aslan çoktan adımız
akrebe selam
ormanlar var
yakılacak
sular var
kurutulacak
zincirler var
vurulacak
hapisler var
yatılacak
ağıtlar var
düzülecek
acılar var
çekilecek
ey gözlüler kulaklılar anlaklılar düşlüler
var mısınız bu sınavda
vatanlar var
yutulacak
dünyanın bütün patronları birleşin
ağustos şiiri:
yüreğim sızlıyor bu roman iyi bitmeyecek
beterin beteri var diyenlere inanmıyorum
hep böyle havalar besler fırtınaları
korkarım bu mavi ışık çabuk sönecek
duymazdım durgun suların bezgin türkülerini
alışmak ölümün bir başka adıymış bilmezdim
bir yangın sonu yorgunluğu yakıyor avuçlarımı
bir rüzgar kulaklarımdan hiç eksilmiyor
esirgenmiş bir dünyada müthiş yalnızım
geri dönsen bile ben artık o ben olmayacağım
yüreğim sızlıyor bu roman iyi bitmeyecek...
ben mısralarımı kerpiç gecelerinden çekmişim
beş numara lamba kaderi var mısralarımda benim
deli çizgi gözlerimi kör etmiş, kör etmiş, kör etmiş
göçmüş kıtalar üstünde kuşlar dönüyor garipsi
çığlık çığlığa kuşlar dönüyor evcil ve tedirgin
gök mavisi bir türkü dolanmış yüreciğime
selsele yolculuklar tütüyor gözlerimde, neyleyim
insan demişim, kitap yüzlü insanlar demişim gidemiyorum...
kaderim kaderleri demişim güzelim
sen olmasan ben böyle değildim
böyle uysal ve kırılmış değildi şiirlerim
bir yangın sonu yorgunluğu yakıyor avuçlarımı
yüreğim sızlıyor bu roman iyi bitmeyecek...
rüzgâr gibi ağustos geçti ellerimizden
meyvalar bizi bal renkli günahlara çağırıyorlar
bir yanda yaşanmamış günlerin hırsı
bir yanda boşa geçen gecelerin acısı
malum o dramın en güzel perdesindeydik
ağustos şarap olmuş, kanımıza akmıştı
göçmüş kıtalar üstünde kuşlar gibiydik
her gören didik didik bizi denetliyordu
biz kendi derdimize düşmüştük...
orda da akşamlar olacak güzelim
kanlı mendil gibi ağustos akşamları
şu benim çektiklerimi görmeyeceksin
belki yanında başkaları olacak
belki düşlerine bile girmeyeceğim
gün oldu acıların şiirini yaşadım
gün oldu zehir gibi yokluğunu yaşadım
bana sen ne diye duyurdun yalnızlığımı
ne diye gurbet gibi mısralarıma sindin
dokunsan parmaklarıma tutuşacağım...
yere batan şehrin tek yalnızıyım
yüzyılın ağrısını anlayarak çekiyorum
ekmeğime barut sinmiş bulanık özgürlükler
tepmişim rahatımı, boynu bükük mutluluğumu
yaşıyorsam erkekçe yaşıyorum...
düşün ki coğrafyanın en güzel yerindeyiz
en güzel günlerinde gençliğimizin
ölümden ötesini aklım almıyor
beterin beteri var diyenlere inanmıyorum
istesek cenneti kurtarabiliriz
ben bir ışık için tepmişim rahatımı
bu güleç yüzlülerin, bu acı türkülerini
bu yoksul yerleri anlayarak seviyorum
delicesine anlayarak güzelim
yüreğim sızlıyor bu roman iyi bitmeyecek
      
  bir örnek insan portresi:
demek hiç aç kalmadın sen öyle mi
açıkta kalmadın ha?
kirinden gömleğinin
dirseğinin yamasından
eziklik duymadın ha?
bravo be
aşkolsun şu adama vallahi!
demek hiç sövmediler anana avradına
hiç kimseye sövmedin ha?
bir gececik olsun çekip kafayı
şakır şakır oynamadın
hıçkırarak ağlamadın öyle mi?
bravo be
aşkolsun şu adama vallahi!
demek yalnızlıktan böğürmedin hiç
akrep sokmuş gibi sıçramadın geceleri ha?
hiç sevmedin öyle mi
kendini öldürmeyi çekip gitmeyi
büyük işler becermeyi düşünmedin ha?
bravo be
aşkolsun şu adama vallahi!
demek bu musluklar hep bu ellerde
bu düzen bu dünya bu gidiş
sen hep böyle mutlu kişi örnek vatandaş
giden ağam gelen paşam, öyle mi?
bin yaşasın seni sokmayan yılan
sen mi kaldın düzeltecek, öyle mi?
haksızlığa uğramadın taşlanmadın ha?
ne şam'ın şekeri, ha
ne arabın yüzü, ha?
yaşadın da bunca yıl şu bataklıkta
gül sandın bu kokuyu öyle mi?
hadi be hırbo sen de
adam mısın sen de be!
yeni manifesto:
çocuklar var
öldürülecek
analar var
ağlatılacak
ocaklar var
söndürülecek
ey gözlüler kulaklılar anlaklılar düşlüler
var mısınız bu sınavda
selam olsun sırtlana
çakala selam
aslan çoktan adımız
akrebe selam
ormanlar var
yakılacak
sular var
kurutulacak
zincirler var
vurulacak
hapisler var
yatılacak
ağıtlar var
düzülecek
acılar var
çekilecek
ey gözlüler kulaklılar anlaklılar düşlüler
var mısınız bu sınavda
vatanlar var
yutulacak
dünyanın bütün patronları birleşin
ağustos şiiri:
yüreğim sızlıyor bu roman iyi bitmeyecek
beterin beteri var diyenlere inanmıyorum
hep böyle havalar besler fırtınaları
korkarım bu mavi ışık çabuk sönecek
duymazdım durgun suların bezgin türkülerini
alışmak ölümün bir başka adıymış bilmezdim
bir yangın sonu yorgunluğu yakıyor avuçlarımı
bir rüzgar kulaklarımdan hiç eksilmiyor
esirgenmiş bir dünyada müthiş yalnızım
geri dönsen bile ben artık o ben olmayacağım
yüreğim sızlıyor bu roman iyi bitmeyecek...
ben mısralarımı kerpiç gecelerinden çekmişim
beş numara lamba kaderi var mısralarımda benim
deli çizgi gözlerimi kör etmiş, kör etmiş, kör etmiş
göçmüş kıtalar üstünde kuşlar dönüyor garipsi
çığlık çığlığa kuşlar dönüyor evcil ve tedirgin
gök mavisi bir türkü dolanmış yüreciğime
selsele yolculuklar tütüyor gözlerimde, neyleyim
insan demişim, kitap yüzlü insanlar demişim gidemiyorum...
kaderim kaderleri demişim güzelim
sen olmasan ben böyle değildim
böyle uysal ve kırılmış değildi şiirlerim
bir yangın sonu yorgunluğu yakıyor avuçlarımı
yüreğim sızlıyor bu roman iyi bitmeyecek...
rüzgâr gibi ağustos geçti ellerimizden
meyvalar bizi bal renkli günahlara çağırıyorlar
bir yanda yaşanmamış günlerin hırsı
bir yanda boşa geçen gecelerin acısı
malum o dramın en güzel perdesindeydik
ağustos şarap olmuş, kanımıza akmıştı
göçmüş kıtalar üstünde kuşlar gibiydik
her gören didik didik bizi denetliyordu
biz kendi derdimize düşmüştük...
orda da akşamlar olacak güzelim
kanlı mendil gibi ağustos akşamları
şu benim çektiklerimi görmeyeceksin
belki yanında başkaları olacak
belki düşlerine bile girmeyeceğim
gün oldu acıların şiirini yaşadım
gün oldu zehir gibi yokluğunu yaşadım
bana sen ne diye duyurdun yalnızlığımı
ne diye gurbet gibi mısralarıma sindin
dokunsan parmaklarıma tutuşacağım...
yere batan şehrin tek yalnızıyım
yüzyılın ağrısını anlayarak çekiyorum
ekmeğime barut sinmiş bulanık özgürlükler
tepmişim rahatımı, boynu bükük mutluluğumu
yaşıyorsam erkekçe yaşıyorum...
düşün ki coğrafyanın en güzel yerindeyiz
en güzel günlerinde gençliğimizin
ölümden ötesini aklım almıyor
beterin beteri var diyenlere inanmıyorum
istesek cenneti kurtarabiliriz
ben bir ışık için tepmişim rahatımı
bu güleç yüzlülerin, bu acı türkülerini
bu yoksul yerleri anlayarak seviyorum
delicesine anlayarak güzelim
yüreğim sızlıyor bu roman iyi bitmeyecek
devamını gör...
saati bulan insan saati nasıl ayarladı sorunsalı
          trt yi açıp ayarlamış olabilir. ben küçükken öyle yapıyordum.
      
  devamını gör...
çeyiz sandığı
          kadınlara ait eşyalardan biridir. bir neşe ve sevinçle hazırlanıp hayal kırıklığı ile bittiği de olur. içinde yazmalar, iğne oyaları, danteller, bohçalar, havlular, kanaviçe, yastık, patiska, yün vb. muhafaza edilir. arada sırada açıp güve yeniği var mı diye sağına soluna bakılır.
      
  devamını gör...
geceye bir söz bırak
          "erkeklerin özür dilediğinde her şeyin geçeceğini zannetmesiyle, kadınların daha fazla anlatınca erkeklerin anlayacağını zannetmesi ölümüne kapışır."*
biz de buna tespitin dibini sıyırmak diyoruz. saygılar haluk abi.
  biz de buna tespitin dibini sıyırmak diyoruz. saygılar haluk abi.
devamını gör...
sözlük dergisi
          dün akşam dijital derginin çıktığını bende tüm arkadaşlarımla beraber öğrendim. ilk teşekkürümü ve tebriğimi, bu güzel röportajı benimle yapan sevgili karambol’e yapmak istemiştimki kendisinin kafa izninde olduğunu öğrendim. en kısa sürede burada olmasını bekliyoruz. teşekkürümü buradan kendisine iletmek istiyorum. öncelikle; (bkz: karambol), (bkz: eniyisipencere), (bkz: robnaja), (bkz: ölmedim ama hafif sürünüyorum)’ a sonrada bilmediğim emeği geçen yazan, okuyan herkese teşekkür ederim.
      
  devamını gör...
release that witch
          diaspor madeni demeden atıklar, bauxite... wtf!? alüminyum ekstrüzyonu! diye sevinen ve kafasında kullanılabilecek alanları düşünmeye başlayan bünyeler için orgazmik bir light novel. isekai türünün en güzel örneklerinden biri olduğunu söylemek yanlış olmaz bence. klişeler var mı var ama son zamanlarda yükselişte olan the rising of the shield hero*, solo leveling, the gamer  gibi rpg-vari isekailerden ziyade biraz daha zemini yere basan bir light novel. ortalama zekaya sahip bir mühendisin bir anda kendini cadıların asıldığı, kilisenin bin türlü baskı kurduğu, taht savaşlarının yaşandığı orta çağın göbeğinde bir prens olarak bulması ile olaylar gelişiyor. kralın 4. oğlu olan roland'ın bedeninde uyanan ana karakter modern çağın bilgileri ve cadıların yetenekleri ile beraber hızlandırılmış çağ atlama kursu veriyor resmen. işin gevezeliği bir kenara, başlarda harem'in dibini sıyıran ve fantastik yanı baskın olan novel bölümler ilerledikçe ateşli silahların üretimi, modern toplumun inşası, sanayileşme derken oldukça etkileyici bir hale geliyor. roland'ın içinden nazi propaganda bakanı goebbels'in çıkması da beni okurken epey güldürmüştü. ana hikayenin ilerleyişine bakarsak da yazarı epey john locke  okumuş gibi.* yanılmıyorsam manhua olarak da bulunmakta.
      
  devamını gör...
karton toplayan babaya sokağa çıkma yasağı cezası
          ne çok seviyoruz kişileri suçlamayı, gücümüz onlara yetiyor. karton toplayan adam çocuk yapmasınmış. ben sana daha kolayını söyleyeyim yaşamasın. yaşamaya da hakkı yok onun "cahil" nasılsa. bu adam geçinmek için niye çöpte karton arıyor deme aman. hoş, sen buna da okusaydı dersin.
      
  devamını gör...
kızların espri yapmayı becerememesi
          yanlış önerme.ben bayağı iyiyim bu konuda. sadece benle vakit geçirmek lazım anlamak için. *
      
  devamını gör...
geceye bir şiir bırak
          matilde'ye sone- pablo neruda
seni sevdiğimi göreceksin sevmediğim zaman,
çünkü iki yüzüyle çıkar karşına hayat.
bir sözcük sessizliğin kanadı olur bakarsın,
ateş de pay alır kendine soğuktan.
seni sevmeye başlamak için seviyorum seni,
sana olan sevgimi sonsuzlaştıracak.
bir yolculuğa yeniden başlamak için,
bu yüzden şimdilik sevmiyorum seni.
sanki ellerimdeymiş gibi mutluluğun
ve hüzün dolu belirsiz bir yarının anahtarları,
hem seviyorum hem de sevmiyorum seni.
sevgimin iki canı var seni sevmeye.
bu yüzden sevmezken seviyorum seni
ve bu yüzden severken seviyorum seni.
  seni sevdiğimi göreceksin sevmediğim zaman,
çünkü iki yüzüyle çıkar karşına hayat.
bir sözcük sessizliğin kanadı olur bakarsın,
ateş de pay alır kendine soğuktan.
seni sevmeye başlamak için seviyorum seni,
sana olan sevgimi sonsuzlaştıracak.
bir yolculuğa yeniden başlamak için,
bu yüzden şimdilik sevmiyorum seni.
sanki ellerimdeymiş gibi mutluluğun
ve hüzün dolu belirsiz bir yarının anahtarları,
hem seviyorum hem de sevmiyorum seni.
sevgimin iki canı var seni sevmeye.
bu yüzden sevmezken seviyorum seni
ve bu yüzden severken seviyorum seni.
devamını gör...
duşta kova ve tas kullanan kişi
          özellikle su israfının ayyuka çıktığı dönemde kullanılması gereken bir yöntemdir. geri kalmışlıkla alakası yoktur. duşta kalma sürenizi de kısaltarak zaman kazandırır. ayrıca "su kesildi", "su soğudu" gibi ani problemlere iyi bir çözümdür. köpüklü kalmamak için yanınızda bulundurun.
      
  devamını gör...
cengiz özkan
          halk müziğine akademik bir bakışla önemli katkılarda bulunan saz sanatçısı.
      
  devamını gör...
tutankamonun laneti
          bilgi dolu ve güzel tanımlar yazdığını düşündüğüm ve gelecek tanımlarını sabırsızla beklediğim, takip ettiğim yazar. 
kokpit resmindeki tutankamon'a bayıldım ayrıca. lanetli gibi durmuyor pek.
  kokpit resmindeki tutankamon'a bayıldım ayrıca. lanetli gibi durmuyor pek.
devamını gör...
save ralph
          hayvanlar üzerinde deney yapmayan (cruelty free) markalardan bazıları:
note
pastel
wetnwild
cake beauty
elf cosmetics
essence
hask
live clean
makeup revolution
nip+fab
nyx cosmetics
pixi beauty
the ordinary
catrice
eyüp sabri tuncer
ınecto naturals
kiko
otacı
siveno
splat
the balm
unibaby
  note
pastel
wetnwild
cake beauty
elf cosmetics
essence
hask
live clean
makeup revolution
nip+fab
nyx cosmetics
pixi beauty
the ordinary
catrice
eyüp sabri tuncer
ınecto naturals
kiko
otacı
siveno
splat
the balm
unibaby
devamını gör...
kimsenin gitmediği filmlere gitmek
          sarhoş atlar zamanı filmine gitmiştim. koca salonda hepi topu 10 kişiydik. tek sap bendim. sanırım tek izleyen de bendim.
      
  devamını gör...

