üzen şey sevmek değil belki de, beklentilerin karşılanmaması. zira kendimiz için sevmeyi bilmiyoruz. evet evet. bu işin bencesi bu. tam olarak bu.

evet aynen öyle kendimiz için sevmiyoruz. hep bir beklenti, hep bir adım, eyleme geçme hali. oysa sevgi, çok özel bir duygudur. üstelik manasına varılırsa insanı geliştiren bir olgudur. ve bu olgu, ruhsal sınırlarınızı zorlamanıza hatta aşmanıza sebep olan bir çok fizyolojik ögeyi de bünyesinde barındırıyor ki bu, yüzlerce yıldır her bireyde farklı aksetmiş ve milyon tane hikayeye de veri tahsil etmiş. kimse, ne tam şudur diyebilmiş ne de şöyle yaparsan şu sonucu verir deyip, formülleştirebilmiş. hal böyleyken, bu his bizi her bulduğunda, böyle dövünecek miyiz? yoksa üzülmekten korka korka sevmeyi mi unutacağız?..
yapmayın allah aşkına.

hem öyle hoş ki, karşı tarafın tavrına, haline edasında, hayata bakışına göre bir anda bambaşka bir şekle bürünmüyor mu? öyleyse neden sadece üzer tanımı üzerinden hareket ediyor ya da kaçınma kaçınma hareketine soyunuyoruz?.. bu da neticede bizi büyütmüyor mu?

bırakın üzsün, ve biz büyüyelim. kendi benliğimiz için sevebilelim, beklenti içine girmeyelim. öyle olunca emin olun aşkın üzme katsayısı da minimuma düşüyor. bunu yakın zamanda aşkın içinden geçmiş bir kardeşiniz olarak söylüyor ve ekliyorum. meğer ben bu zamana kadar hiç sevmemişim. aferin bana... naçizane.
ve ben şayet ölseydim de güzeldi.. ve bu yola değerdi. önemli olan yoldu, yolculuğun sonu değildi. ki bittiğine inanıyor muyum? asla... ve tabii bunları yazarken kulaklığımda sıla'nın insanım insan konulu şarkısı çalıyor. hal bu.. bu böyle...
ağlasalar duymam!..
devamını gör...

ajda pekkan'ın o benim dünyam diye aranjesini söylediği genellikle i need a hero ismi ile bilinen efsane bir bonnie tyler şarkısı .
*

where have all the good men gone
and where are all the gods?
where's the street-wise hercules
to fight the rising odds?
isn't there a white knight upon a fiery steed?
late at night i toss and i turn and dream of what i need

i need a hero
i'm holding out for a hero 'til the end of the night
he's gotta be strong
and he's gotta fast
and he's gotta be fresh from the fight
i need a hero
i'm holding out for a hero 'til the morning light
he's gotta be sure
and it's gotta soon
and he's gotta be larger than life

somewhere after midnight
in my wildest fantasy
somewhere just beyond my reach
there's someone reaching back for me
racing on the thunder and rising with the heat
it's gonna take a superman to sweep me off feet

i need a hero
i'm holding out for a hero 'til the end of the night
he's gotta be strong
and he's gotta fast
and he's gotta be fresh from the fight
i need a hero
i'm holding out for a hero 'til the morning light
he's gotta be sure
and it's gotta soon
and he's gotta be larger than life

up where the mountains meet the heavens above
out where the lightning splits the sea
i would swear that there's someone somewhere
watching me

through the wind and the chill and the rain
and the storm and the flood
i can feel his approach
like the fire in my blood

i need a hero
i'm holding out for a hero 'til the end of the night
he's gotta be strong
and he's gotta fast
and he's gotta be fresh from the fight
i need a hero
i'm holding out for a hero 'til the morning light
he's gotta be sure
and it's gotta soon
and he's gotta be larger than life

dinlemek için
devamını gör...

/ bu sabah uyandım
güneş daha doğmamış
dert başım dağ başım
huzur nedir duymamış
/

diyen bi şarkı, adı lacivert. bu sabah da payıma düşen bu, insanın uyandığında dilinde bir şarkı olması şart sanki, üstelik hastayım,hiç çekilmiyor.
sokak, mahalle, basmane, izmir çok sakin şu an, en azından benim için öyle, dibi düşmüş gibi gözüken bir gökyüzü, hele bi doğayım ananızı ağlatacağım sıcaklıktan diyen bir güneş, 2 ve 4 ayaklı muhtelif sokak canlıları, herkesin üstünde tuhaf bir gençlik ve lacivert.

güzel ama, anlaşılmaz / dingin bir güzellik, sanki az sonra toplanıp tüm sokak olarak kahvaltıya oturacağız gibi yüz gülmeleri, asırlardır birbirine aşina hareketler, kim kimdir bilmeler ve lacivert.

senden az öte bir yer burası, bilmem sene ayrı kaldığın doğum yerinin az ötesi, bilmem kaç senedir ayrı kaldığım senin iç sesin gibi bir şarkı, lacivert..

neyse, sen dinleyedur ben bir ilaç alayım, ateşim olmasa da saçmalıyorum zaten, abartmaya gerek yok. seni özledim.

/ lacivert hala koyusunda
kızıl hafiften dalgalanır
gönlüm ah çekiyor yine sorma
senin yüzünden sancılanır
/

devamını gör...

üst edit: evet bitkiler de yaşıyor ancak acıyı hayvanlar gibi anlamlandırdıklarına dair bir kanıt yok. bitki tüketmek hayvan tüketmekten hem doğa hem de insan için daha zararsızdır. birçok bitkinin hayvanlar tarafından yenmesi için ilgi çekici tat ve kokuda meyveleri bulunur. bir inek ise duygusal, sosyal hayata sahip ve annelik duygusu olan bir canlıdır.

vegan olmak sadece hayvanlara ve doğaya fayda sağlayan bir yaşam biçimi değildir. genellikle bahsedilmeyen faydalı taraflarına değineceğim önce.


genellikle tüketilen hayvansal gıdalar ve etler endüstriyel üretim sonucu tabağımıza gelir. hasta, hormon bozukluğu yaşayan, antibiyotikle beslenen, gdo'lu yemlerle beslenen bir canlının ürünlerini ve kendisini yiyerek sağlıklı olmak pek mümkün görünmüyor.

kanser, kalp rahatsızlıkları, obezite, hormon problemleri tabii ki bitkisel beslenmenin ürünü değil. son yıllarda artış gösteren bu hastalıklar hayvansal beslenmenin sonucu. üstelik hep belli tiplerde kanser artış gösteriyor. bunun herkes farkında fakat her nedense dillendirilmiyor. hayvancılık sektörü sonucu oluşan hastalıklar ilaç sektörünün de büyümesinde etkili çünkü. ne kadar hayvan, o kadar hastalık. salgın hastalıkların büyük bir kısmı hayvancılık sektöründen ortaya çıkıp yayılıyor.

hep doğanın düzeninden, kurallarından bahsedilir. bu güzel doğaya bakıldığında insan bağırsağının otçul canlılarla benzeştiği, etçillerin bağırsağının çok daha kısa olduğu gayet açıktır. ikinci nokta ise etçil canlıların avlanması, "ama onlar et yiyor, doğanın kuralı bu" denmesidir. doğada hiçbir hayvan bu avlanmayı planlı, organize gerçekleştirmez. insan gibi düşünemezler. insanlar beslenme planlarını değiştirebilir, düzenleyebilir.

tavuklar yumurta vermeleri için hareket kabiliyetlerini engelleyen tekli kafeslerde tutulurlar. sürekli olarak ışığa ve karanlığa maruz bırakılarak bütün sistemleri alt üst olur ve yumurta vermek mecburiyetinde hissederler. ışıktan dolayı sürekli sabah-akşam olduğunu zannederler. serbest gezen tavuklar ise tekli kafeslerde değil resmen birbiri üstünde yaşarlar. birbirlerine saldırıp, kanibalizm olayının yaşanmaması için gagaları kesilir ya da kızgın demirle dağlanır. bu yaşam tarzı sonucunda stres hormonu salgılanır ve yumurta da bundan nasibini alır. uzmanlar vücut sağlığıyla ilgili hep "ne yerseniz osunuz" der ya, hayvanlar da öyledir.

doğada başka bir canlının kendi bebeği için ürettiği sütü içen tek canlı insandır. bunu hayatının her evresinde yapar üstelik. araştırmalar gösteriyor ki aşırı süt tüketimi kemik erimesine, kırıkların daha geç iyileşmesine sebep oluyor.

bitkisel protein tercih edildiğinde antioksidan, lif de alınırken hayvansal proteinde bunlar yok denecek kadar azdır. bu noktada merak duyan, mercimek ve kırmızı etin besin değerlerini karşılaştırabilir.

doğa için vegan olup yağmur ormanlarının veganların yediği soya için tahrip edildiği savına geleyim, soyanın %70'ten fazlası hayvan yemi için üretilir. yine hayvanları beslemek için o ormanlar tahrip edilir yani. net yüzdelik dilim verisine ulaşınca tanımı güncelleyeceğim. veganlar için üretilen soya ise %10'un altındadır.

fast food zincirine yiyecek olarak katılan birçok canlı dişiyse, artık süt veremeyecek hatta muhtemelen ayakta duramayacak durumdadır. erkek ise henüz birkaç haftalıktır, süt veremeyeceği için beklemeye gerek görülmez. bir ay bile olmadan iyice beslenen hayvan kesilir.

et olmazsa, süt içmezsem ölürüm gibi bir algı var. endüstrinin parlattığı bir düşünce bu. bir de veganlığın pahalı olduğu ileri sürülüyor. yok öyle bir şey. türkiye'de yetişmeyen bitki yok. zaten yemeklerimizin çoğu vegan. televizyonda uzmanların et yiyin dedikten sonra, sucuk markası sponsorluğu olduğunu az görmedik.

doğanın işleyişine aykırı olduğunu ileri sürenlerden hayvanların evcilleştirilmesinin ve hayvan sütü içmenin insan yaşamına ne zaman katıldığını araştırabilir.

vahşi doğadaki canlılar gibi i beslendiğimiz iddiasında bulunanlar var. sanırım avlanma söz konusu. bu konuya değindim yukarıda.

can bağışlamakla ilgisi yok bu durumun. hayvanın canını almak doğal da bağışlamak mı anormal? konu bu değil zaten.

yenilmesi için üretilen hayvanların saldığı metan gazı hava kirliliğinde en önemli etkenlerden biridir. hayvanların yemesi için üretilen bitkiler ise yine ciddi bir tarım kirliliğine neden olur.

sıraladıklarımın vegan olmak için yeterince mantıklı nedenler olduğunu düşünüyorum.

ayrıca her gün makarna yiyen bir vegan tabii ki her insanda olacağı gibi sağlığını koruyamaz. bunun vegan olmakla değil, dengeli ve doğru beslenmeyle ilgisi var.

ayrıca, (bkz: karbon ayakizi), (bkz: suat erus), (bkz: murat kınıkoğlu), (bkz: oğuz kınıkoğlu).
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

dini kullanarak güvenimizi suistimal etmeleri.
devamını gör...

başlığı görünce aklıma bu geldi. öyle yazayım dedim.

--- alıntı ---

bir sefer mutfakta tencere tava arasında ağlarken görmüştüm onu. alakasız yerlerde ıstırap çekmek ıstırabı ikiye katlar. bir mezar başında ağlamak çok daha makuldür, kimse neden diye sormaz.

--- alıntı ---
devamını gör...

dünyaya katlanamadığım zamanlar bir kitap alıp battaniyemin altına kıvrılırım.beni her şeyden uzaklaştıran küçük bir uzay gemisi gibidir.*
devamını gör...

ben bedavaya yazarım, mutlu olun yeter. bakmayın siz bu çıkarcılara.*
devamını gör...

haklı şikayet. sekiz yüz tanım ödülü için tanımlarında nitelikten çok niceliğe önem veren pek çok yazar mevcut. yani kampanyanın tatlı niyeti suistimal edilmekte. bunu önlemek adına formata uymayan tanımlar daha bilinçli ve sık bir usülle şikayet edilmeli, moderatörler de şikayet edilen tanımlara daha yüksek bir ilgiyle müdahale etmeli. sözlüğün kalitesi, genel görünümü daha yeni yerine oturuyor, kaliteyi muhafaza etmek gerek.
devamını gör...

devamını gör...

bugün ölüm yıldönümü olan değerli sanatçımız.. ruhu şad olsun. yüzümüzde bıraktığı tebessümle, saygı ve sevgiyle..
"vatandaşa cart curt yok"
" oynatma öyle elini kolunu komşu"
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

yobazlara, dinci takımına aldırış etmemeyi öğrendim.
devamını gör...

elin oğlu eş değil aşçı alsın o zaman. yemek yapmak kadının görevi değil midesi olan herkesin öğrenmek zorunda olduğu iştir.
devamını gör...

hiç üşenme'den, zevk ile okuduğum, her okuduğum satırda bana bir bilgi daha katan değerli yazar, yazdığı her satırda emek ve bilgi var ilim var, teşekkür eder yazılarının devamını diliyorum.
devamını gör...

yok hükmündedir.

görülse bile ıyh denilir, hatta onu beğenenler varsa "olm ahrette bile olsa sizi bulup yakacam" denir, bu konuda hayatta sevgi kelebeği olamam, üstüme gelmeyin, kinci devenin tekiyim. gerçi büyük çoğunluğunuz öylesiniz de, gerçekleri söylemek benim gibi üç beş kişiye kalmış işte napalım?*
devamını gör...

kuş uçmaz kervan geçmez bir yerdesin
su olsan kimse içmez
yol olsan kimse geçmez
“elin adamı ne anlar senden ?”

çıkarsın bir dağın başına bir ağaç bulursun
tellersin pullarsın gelin eylersin
bir de bulutları görürsün
bir de bulutları görürsün
bir de bulutları görürsün
köpürmüş gelen bulutları
başka ne gelir elden ?

çın çın ötüyor yüreğimin kökünde şu dünyanın ıssızlığı
“tanrı kimsenin başına vermesin böyle bir yalnızlığı.”
devamını gör...

sürekli alttan alttan iğnelenmekten bıkmış olduğum için o başlıklara tanım yazmaktan usanmayacağım tanımdır. lakin, yetişemiyorum orası ayrı. çünkü din düşmanlığı empatisizliği saygısızlığı bitmiyor. ben müslüman olarak oturup hristiyanlara yahudilere sataşim sürekli onların papazlarını rahiplerini takip edim hangi arabaya biniyorlar hangi kadınlarla evliler ya da değiller ya da hangi marka takılıyorlar bakmıyorum. ama bizim ülkedeki hemde müslüman olanların tek işi dindar muhafazakar insanları yargılamak ne yiyor ne giyiyor onu tartışmak. ya başörtüyü biz takıyoruz iğnesi size mi batıyor anlamıyorum ki. ben birinin şortuna içkisine asla laf etmiyorum. adam akıllı derim ki kardeşim bak bu günah hemde zararlı vs. bu kadar ama bunu başlık yapıp niye provokasyon yapar gibi linçleme çabasında olayım? saçma yani. bu kadar boşuz demekki ki sürekli böyle şeyler araştırılıp irdelenip gündeme geliyor. ben size çarşaf giyerek cübbe şalvar giyerek nası bi zarar veriyorum???? kuran okuyorum otobüste "sessizce!" namaz kılmak için duruyorum, masama gelen yemeği araştırıp helal mi değil mi bakıyorum. bunun size ne zararı var???? vallahi kafam beynim durucak bunu anlamlandırmaya toplumdan nefret etmemeye onlara saygıyı empatiyi anlatmaya çalışmaktan.

geçende yürüyorum iki genç bana bakarak, gençliğin haline bak laiklik elden gidiyor dedi. bende dönüp ne laiklik elden gitmesi ya dedim? sürekli güzel güzel anlatamam daha. bizimde bi eşref bi eşşek saatimiz var. ve bana orada taarruz var resmen savun savun nereye kadar bende çıkıştım. ben öyle çıkışınca beklemedikleri bir tutumla karşılaşınca hemen inkar etmeye böyle bi video olduğunu onu konuştuklarını vesaire dile getirdiler bende uzaklaştım yanlarından olay kapandı gitti. bu nasıl bir özgüven ve insan ayrımıdır ki, mahrem yerleri bile açık olan bir kadına 'a' denince linçleniliyor da, çarşaflı kadını darp eden "kadına" ağızlar sessiz kalıyor???

velhasıl siz kötüledikçe, ilminiz aklınız yetmediği halde konuştukça bende savunacağım. inşallah. vesselam

allah'ın rahmeti, bereketi, inayeti hepimizin üzerine olsun. amin.
devamını gör...

bence kesinlikle kitap. en yakın arkadaşıma bir sürü kitap almıştım doğum gününde ve o kadar mutlu olmuştu ki...
aynı şekilde bana da kitap alan biri olsaydı sevinç dolu olurdum.*
devamını gör...

çoğu yazarın sevmediği ve yakında bu yüzden isyan çıkaracağı kısıtlamanın bildirim mesajı.

yönetim uyuma! sabrımızı taşırma! nidaları hafif hafif yükseliyor, benden söylemesi.*
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim