ceza evine daha yeni girmiş bir adamın bu kadar kolay intihar edebilmesi şaşırtıcı gerçekten. birileri kendi adaletini mi sağlıyor acaba diye düşündürüyor insanı.
devamını gör...

postmodern edebiyat kuramının merkezini oluşturan önemli akımlardan biridir.

en güzel tarifi çift yönlü bir ayna gibi gerçek ve gerçek olmayan dünyalar arasında bir kesişimdir.

nedir bu büyülü gerçekçilik diye kıvrandım bugün. ben farkına varmadan bir yerde bu akımı çağırıştırmış bir yazım. buzun ve ateşin kraliçesi kaşkolnikov hemen yakalamış. boş durur mu hiç? bilgi deryasını taştırıp fışkırttı üzerime.. bende biraz araştırıp, üzerine birkaç bir şey yazayım dedim.
bu akımda zaman sıralı değil, yer belirsiz fantastik unsurlar barındırır. büyüleyiciliği anlatımın sihirli olmasından gelir. mitler, efsaneler, masallar.. periler,cinler,hurafeler bu akımın işleyişinde kullanılan unsurlardır.
kitaplardan hüseyin rahmi gürpınar 'ın gulyabani adlı eseri -batıl inanç ve hurafe'nin saçmalığını anlatır- filmlerden yeşil yol the green mile resim sanatında, rob gonsalves: sihirli resimler 'in eserleri
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
(muazzam) örnek olarak gösterilebilinir.

gizem söz konusu olunca direkt çekiliyorum oraya. dikkatimi çekti bu akımda.
burada dikkat edilmesi gereken en önemli etken doğal olan ile doğaüstü olanı aktırırken şaşırtmadan kaynaştırılmasıdır. o büyüye kapılıp hissetmek çok önemli.
büyülü gerçekçiliğin en önemli eseri yüzyıllık yalnızlık olarak bilinir. o halde bu kitaptan bir alıntı bırakayım;
siz hangi gruptasınız? yıllar önce yaşadığı olumsuzlukları durmadan tekrarlayıp elindeki kartopunu kocaman bir çığa dönüştürerek içinde kaybolanlardan ve yanındakileri de sürükleyenlerden mi; yoksa kocaman bir kar kütlesini güneşin sıcaklığıyla eritip etrafına huzur verenlerden mi?

ve tabii ki böcek samsa'mızın hikayesi dönüşüm 'den bir alıntı;
gregor yine karanlıkta kalıyor ve sırtındaki yara adeta yeni oluşmuş gibi sızlıyordu .
odamda günlerdir yalnızım, ziyanı yok dünyada da yıllarca yalnız değil miydim

ben farkına varmadan büyülenmişim resmen. şimdi biraz daha çekileceğim bu konuya çünkü fantastik-gizem beni çağırıyor. yine fısıldadı kulağıma tuhaf gerçekler..
iyi geceler..
devamını gör...

merhabalar sevgili portakallar!
yeni yayın konseptimizin duyurusunu yapmaya geldim!
bu hafta konu olarak ne seçsem diye düşünürken yayın tarihinin 3 hazirana denk geldiğini gördüm ve 3 haziranın nazım hikmet'in ölüm yıl dönümü. bunu aklıma not ederek haziran ayında ölmüş ve doğmuş edebiyatçıları araştırınca çok fazla olduklarını gördüm. o zaman "neden edebiyatla müziği karıştırmayayım?" diye düşündüm. böylelikle bu haftanın konusunu "bestelenmiş, şarkı olmuş şiirler" olarak seçtim. sizlerin de müsaadenizi alarak yayını edebiyatımıza katkıda bulunmuş tüm şair ve yazarlara ithaf etmeyi düşünüyorum.
yazın dünyamız bu konuda o kadar bereketli ki ben bile şarkı seçerken hangi birini nasıl seçeceğim şimdiden kara kara düşünmeye başladım. umarım konsept en az benim içime sindiği kadar sizin de içinize sinmiştir.
sözlükte de şarkı olmuş şiirler adında bir başlığımız bulunmakta, şarkı seçerken orayı da ziyaret edebilirsiniz efendim.
önceki yayınlardan yayına dahil olmak için neler yapmamız gerektiğini biliyoruz ancak yine de bir tekrar edelim.
-konsept dahilinde bir şarkı seçerek, anonsunu ses kaydı olarak yapıyoruz. aldığımız ses kaydını bana discord ya da mail üzerinden gönderiyoruz.
-kayıt için son gönderim tarihi çarşamba günüdür. daha sonradan gelen kayıtları ne yazık ki yayına dahil edemiyorum.
sormak istediğiniz bir soru olursa çekinmeden mesaj atınız, o zaman gelsin afişimiz!
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
ps: afiş için başının etini yemekten asla bıkmayacağım sevgili gomercan'a sevgi, saygı ve hürmetler efendim.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

beklediğim haber.

yani meclise yıldırım düşsün diye beklemiyordum. "bir yere düştü ama nereye?" sorusunun cevabını bekliyordum çünkü evin camları zangır zangır titredi. gök gürültüsünü söylemiyorum bile...
devamını gör...

bazen kafa yapımın uyuştuğu yazarlarla aramızda bir çekim hissediyorum. hoşuma da gitmiyor değil. özellikle de keyif aldığım bir konuda fikir belirtirken.
devamını gör...

avusturyalı fizikçi ludwig boltzmann tarafından tanımlanmış olan, mutlak sıcaklık ile kinetik enerji arasındaki ilişkiyi tanımlayan ve k harfiyle gösterilen sayı.

yaklaşık olarak 1.3807 x 10-²³ m².kg.s-².k-¹ değerindedir.
devamını gör...

kişilerden ve duygulardan kaynaklı bir istek olabilir. istediğimiz kadar mekansal olarak kaçalım lakin kişi kendinden kaçamıyor maalesef.
devamını gör...

#995909
bunaltanlardan birisi de ben olarak, enişten dileklerimle ıyi tatiller diliyorum iko'ya.
yalnız yoldaş, iko'yu tek biz mi yorduk şimdi, eğri otur doğru cevapla benjaminlerin yoldaş. adamı bayram demeden, seyran demeden, hatta işçi bayramı demeden, güncelleştirme diye darlamanın hiç mi payı yok bu yorgunlukta?*
(bkz: iko tatile çıktı)
devamını gör...

ülkeye en faydalı takımlardan biridir. sessiz sedasız sadece başarılarıyla gündeme gelmektedirler. antrenörleri giovanni guidetti'dir.
devamını gör...

vazgeçmek, bazı kişilerden, bazı hislerden vazgeçmek dostlar. zira o zamanlar o kişilerden vazgeçmesem bir süre sonra kendimden vazgeçmek zorunda kalacaktim.
devamını gör...

türkçe'ye dair çok büyük bir kaynaktır.

eserin genel olarak, derlemek için toplandığı alan; kırım yarımadası ve kuzey kafkasya dolaylarıdır. aynı zamanda eser kırım tatarcası hakkında en eski kaynaktır. kıpçakça - kırım tatarcası ilişkisi de biraz buradan kaynaklanmaktadır.

kumanlar'ın elinden çıkma olan bu eser sözlük-vari bir yapıda olup, dönemin got ve güney franklar'ı tarafından 14. yüzyıl dolaylarında iki parçaya bölünerek yeniden derlenmiştir. dolayısıyla bu derleme de onların kullandığı dil olan latince'dir.

günümüzde orijinal hali, italya'nın venedik'te san marco kütüphanesi'nde bulunmaktadır.

güney frankları'nın derlediği kısım nispeten got'ların derlediğine göre 45-46 sayfa daha uzundur.

franklar'ın yazdığı kısımda ortalama 2500-3000 sözcükten bahsedilir ve bu sözlükte rünik türkçe, farsça, rünik rusça ve latince gibi diller barındırır.

benzer şekilde got'ların derlediği sözlük biraz daha kısıtlı durumda; latince, almanca, rünik türkçe ve almanca-farsça bir imla içerir.

aynı zamanda iki derleme de, kıpçakça'ya dair şiirler ve kısa metinler de içermektedir.
bu metinlerde kimi zaman kıpçak kültürü'ne dair yaşantı ve örnekler, kimi zaman ise savaşlardan sahneler yer verilmiştir.
şiir kısmında ise, doğrudan latince'ye çevrildiğinden anlam kayması yaşayarak güncel kaynak olma özelliğinden biraz dışarı çıkmıştır.

genel olarak özetlememiz gerekirse, divan-ı lügati't-türk'ten sonra türkçe'ye dair, günümüze kadar ulaşabilmiş, türkoloji'ye dair en büyük kaynaklardan birisidir. yakın zamanlarda ortaya çıkan ali şir nevai'nin verdiği eserler de bu codex'ten sonra incelenebilir.
devamını gör...

tatlı dilin yılanı deliğinden bakmaya bile tenezzül ettirmediğini öğrendim.

yine üzgünüm dostlarım. yine... dünya benim gibiler için bir cehennemdir. gelmedi ketçap falan. gözyaşlarım eşliğinde yedim sipariş ettiğim yiyeceği.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

çektiğim fotoğrafları sıkılana dek burada paylaşmak istiyorum sözlük.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

basketbolda, potaya atılan şutun çemberden ya da panyadan sekmesi neticesinde, bu seken topu elde etme eylemine denir. topu alan oyuncu savunan takımın oyuncusu ise "savunma reboundu", aksi durumda ise "hücum reboundu" şeklinde adlandırılır.

burada önemli nokta, elde edilen bu topun kendi takım arkadaşınız tarafından kendi potanıza atılmamış olmasıdır.

nba tarihinde maç başına rebound ortalamasında tüm zamanların ilk beş oyuncusu ise şu şekildedir :

1. wilt chamberlain : 22.89
2. bill russell : 22.45
3. bob pettit : 16.22
4. jerry lucas : 15.61
5. nate thurmond : 15.00

görüleceği üzere ilk beş oyuncunun tümü 60'lar ve 70'ler döneminin oyuncularıdır. ortalamalarının bu kadar yüksek olmasının sebebi de o zamanlar basketbolda üç sayılık atışın henüz olmaması ve oyunun pota altında oynanması sebebi ile rebound fırsatının modern basketbola göre oldukça fazla olmasıdır. nba'de üç sayılık atışın da 1979 yılında ilk kez oyuna dahil edildiğini ekleyelim.

aktif oyuncular içerisinde maç başına en yüksek rebound ortalamasına sahip olan oyuncunun 13.84 ortalama ile andre drummond olmasının nedeni budur.
devamını gör...

yavuz : ardına bakma mecnun
mecnun : kader almaya mı geldi beni benden?
yavuz : bunu bir daha sorma mecnun.
mecnun : neden at mı var arkamda?

işveren : ismail bey dağcılık tecrübeniz var mı?
ismail abi : ya sayın işveren senin ağzından çıkanla kulağının duyduğunun tutmadığının farkında mısın acaba? dağcılık benim genlerimde var, aileden gelir bizde dağcılık. benim halamı dağa kaldırmışlar.
devamını gör...

trabzonspor efsanesidir. mert adamdır. iyi de teknik direktördür. kendisine dürüst olduğu sürece oyuncularının her zaman arkasında durur ve başarıyı getirir. konuşmaları bir ağır abinin konuşması gibi biraz karikatürize olsa da aslında yaşadığı duyguları yansıttığından bunun bir tavır veya boş bir racon kesme değil duygusal yoğunluğunun getirdiği samimi bir duruş olduğu kısa zamanda anlaşılır. "bir tek şart vardır, katıksız sevgi ve samimiyet..." sözünün sahibi, yüce gönüllü insan, babamız.
devamını gör...

civciv eve getirdiğin midillinin çalıntı olduğunu söylüyor polis. nerdesin?

telefonu aç. çabuk!

civciv polisler midilliyi alıp götürdü, neden midilliye pırpırlı etek giydirdiniz diye sordular, cevap veremedim. midillinin tırnaklarına sen mi bu kırmızı boyaları sürdün diye sordular bi de. allah'ım çıldıracağım. eşim ruh hastası, hayvanı giydirip boyuyor dedim, hadi oradan dediler. seni içerde çok yaşatmazlar dediler. çok ciddi tehdit altındayım, gelip ojeyi süren benim demeni bekliyorum. acele et.

neredesin, lütfen telefonu aç!!!

mahalleli evi bastı, kapıyı kırmaya çalışıyorlar. sapık dışarı çık diye bağırıyorlar. ne olur gelip bu yanlış anlamayı düzelt civciv. sana yalvarıyorum. gel artık. gel.
devamını gör...

az önce bir tanımımı beğenerek beni onore etmiş kişi. sevilen bir insan tüm yazarlaca.
devamını gör...

şimdi kesinlikle öyle bir şartlanmam yok kendi adıma. uzun uzadıya yazıp çizerdim de ama üstteki arkadaşlar detaylarından bahsetmiş, bir de ben aynı seyleri tekrar etmek istemiyorum. sadece şuna kısaca değinmek istiyorum. akp kaç yılında iktidara geldi? 2002 yılında. 2002 yılından beri bu ülke başka iktidar gördü mü akp'den başka? görmedi. ülkenin şu anki durumunun hesabını akp'den değil de kimden soracağım? bu vasıfsız partiyi iktidara taşıyan akplileri değil de kimi suclayacağım? bana bunların cevabını verin öyle konuşalım.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim