birkan keskin'in şiir kitabı.
2005 yılında yayımlanan kitap aynı zamanda şaire 2006 altın portakal şiir ödülünü kazandırdı.

her şiir kitabında hissettiğim: yoruma haddim yok. ancak kitaptan beni en çok etkileyen iki şiiri iliştireyim ki fikir versin. ilki ağrı. canımın yanmasını eskiden beri dillendirmeye çalışan bana, sözcülük ettiği için.



o günden sonra kuracak güzel bir cümlem olmadı hiç
dünya için. rüyalarım tüller ve silahlardan bu yana sisli.
kıvrılıp giden dalgın bir yol, yolda eski bir taş,
limanda bağlı bir tekne, yosunlu bir halat gibi durdum.

uzağımda açık denizdi o yürüdü gitti.
ben kıyıda ıssız bir ev, ince boğazda gıcırdayan tahta iskele,
iskelede bir lastik, az ilerde turuncu bir şamandıra,
içimde kuzeyden bir hatıra aksiyle durgun suya vurdum.

bir siyah beyaz kare içinde, hepsi hepsi bir hatıra işte
bıraktın, unuttum, unutuldum.

seni kırdığım yerden beni de kırdılar,
ben hiçbir cümleyle ağlayamam artık seni.





ikincisi de biçimsel farklılığı ile dikkatimi çeken yüzüm: çölde bir şantiye, sarı. *



yüzüm: çölde bir şantiye, sarı.

:( durmuş, unutmuş kendini bende. kalakalmış
upuzun,
ipince bir sabır: suyunun yolunun uykusunun
uzağında
kör katman,
kör küme. bu çağda bu şehirde usulsüz
bir nota. si

yüzüm:

:( bulutlu şey, ağlamaklı akşam
soğuk iklim. içinde öfkelerinden habersiz
korkunç atlar gezdiren. sessiz
yıldızsız. biz onunla çöle gitmiştik.
çölü dinlemiştik. re

yüzüm:

:( dağlı leyla. kar kirpiği.
korkular tıngırtılar mutfağında tuzlu biber, een

devamını gör...

söz konusu kendi çocukları olunca altta kalmaya asla tahammül edemezler.*
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

kahvenin uykuyu kaçırmaması gibi normal karşılanılabilen, sık sık karşımıza çıkan bir durumdur. bilinçsiz, eksik ya da yarım kullanımı antibiyotik direncinin en önemli sebeplerinden. son 20 yılda yeni bir antibiyotik türevi üretilemedi buna karşın mikroorganizmalar oldukça değişti hatta güçlendi diyebiliriz. bir taraf yenmekte kararlı davranıp, sürekli kendini yenilerken; diğer taraf yerinde sayıyor, çekirdek çitliyor, amaaaaan bana hiçbir şey olmaz diyor.
devamını gör...

(bkz: it ürür kervan yürür)
"gerçekleşmesi doğal olan işler söz konusu olduğunda bunun önüne geçmek mümkün değildir. o yüzden kötü niyetli olan insanların davranışları ve sözlerini aldırış etmeden, kişi inandığı yolda devam etmelidir. çevreden her ne kadar kötü niyetli insanların saldırıları olsa bile, bir insan yapacağı şeyi kafaya koyduğunda bu engellenemez."
devamını gör...

azerbaycan türkçesinde fiziksel büyüklüğü ifade eden sözcüktür. bilinenin aksine iş insanı anlamına gelmez.

kaynak.
devamını gör...

keşke iletişime açık bir insan olsaydın da içimi burada dökmek zorunda kalmasaydım...
sırf baba oldun diye kendini bir şey zannediyorsun. çünkü siz babalar dövseniz de, bize pislik muamelesi yapsanız da her zaman haklısınızdır(!) kesin biz bir haltlar yemişizdir.

babaların çocuklarına sevgilerini göstermedikleri söylenir. bu bence koca bir saçmalık. seviyorsan belli edeceksin. ben sevgini göremedikten, hissedemedikten sonra bunların hiçbir anlamı yok.

neymiş şımarırmış, baba otoritesini tanımazmış... haydi oradan! sen benimle arana duvar örmeye devam ettikçe ben sana hiçbir şeyimi anlatmam. istemesem de yalan da söylerim, bir şeyler de saklarım. sen bana arkadaş olacağın yerde gençliğimi çalan bir hırsız oldun.

senin savunduğun o köhne değerler yüzünden ne çocukluğumu yaşayabildim, ne gençliğimi yaşayabildim. bak senin yüzünden her an parmak ucunda yürüyen bir insan oldum. benim bir birey olduğumu kabul etmedin. kişisel alanıma saygı duymadın. hoş görülebilecek çocukluk ve gençlik hatalarını suç saydın, yıllarca bana fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladın. yaşımın üstünde olgunluk bekledin benden. bak arkadaşlarım bana 80 yaşında bir ninenin ruhunu taşıdığımı söylüyorlar. ben henüz çeyrek asırlık bile olmadım ama kendimi yaşlı hissediyorum.

benden proje çocuk yaratmaya çalıştın. benim başarılarımdan kendine pay çıkarmak istedin. dışarıdan "ne güzel, çocuğunun yeteneklerini keşfeden bilinçli bir baba." imajı yarattın. ama senin tek yaptığın, beni yaşıtlarımla rekabet etmeye zorlamak oldu. beni çocuk işçi gibi kullandığını bilmiyor muyum sanıyorsun? benim üniversiteye kadar doğru dürüst arkadaşım olmadı. yarattığın proje yüzünden yaşıtlarım benimle hep mesafeli oldu.

ben yoruldum baba. yetişkinlik çağımı mahvetmene izin vermeyeceğim. mesleğimi elime alır almaz senin boyunduruğundan kurtulacağım. kendi duzenimi kurup tek başıma yaşayacağım. seni arayıp sormayacağım bile. hayatımda sana yer olmayacak artık. geçmişimin intikamını senden tek tek alacağım. haydi beni hayırsız evlat ilan et. haydi bana vefasız de. inan bana hiçbiri umurumda olmayacak. bana yaşattıklarından sonra bu yaptıklarım az bile kalacak.

tam 17 sene boyunca ensemde boza pişirdin. benim anksiyete sahibi bir birey olmama neden oldun. her hatamda bana hakaret ettin. bir babanın, çocuğuna söyleyemeyeceği şeyler söyledin. ama ben sesimi biraz yükseltsem suçlu olurdum, evin huzurunu bozan kişisi olurdum.

sen bana ağzına geleni söyleyeceksin, ben de susacağım öyle mi? yok öyle dünya! sırf babamsın diye bu yaptıklarına rağmen sana saygı duyacağım öyle mi? çok beklersin! sen bana saygı duydun mu?

beni sevdiğine zerre inanmıyorum. insan sevdiğine hayatını zindan etmez. ben de seni sevmiyorum. senden nefret de etmiyorum. artık o kadar umurumda değilsin ki...

sadece aynı çatı altında zoraki bir şekilde sana tahammül etmeye çalışıyorum. ama eskisi gibi susup sinmiyorum bir köşeye. bu daha başlangıç...
devamını gör...

mona lisa tablosu.
devamını gör...

kim ne bekler bilmiyorum ama gençler umutsuz şahit oluyorum, bir ülke düşünün gençleri hayal bile kuramıyor. savcı olmak isteyen var ( hakim, savcılık torpil ile oluyor), doktor olmak isteyen var ( dert hayat kurtarma değil iş garantisi), mühendis olmak isteyen var ( sadece sayılı üniversitelerde ve gene iş garantisine yönelik) sosyolog olmak isteyen yok, edebiyat yok, tarih yok. sadece sanatsal alanlar ve iş garantili hayallere var. ümmetin ne beklediği değil gençliğin ne istediğini dinleyin yoksa tünelin ucu çok karanlık. (bkz: siyasal islamın kanserden farksız olması)
devamını gör...

garip akımının kurucusu şair orhan veli kanık, ankara'da bir gece sokakta bir belediye çukuruna düştü ve başından yaralandı (10 kasım 1950). iki gün dinlendikten sonra istanbul'a gitti. istanbul'da bir arkadaşının evinde öğle yemeği yerken fenalık geçirdi ve hastaneye kaldırıldı (14 kasım 1950) . alkol zehirlenmesi teşhisiyle tedavi edildi, ancak beyin kanaması geçirdiği sonradan anlaşıldı. aynı gün akşama doğru komaya giren orhan veli, geceleyin saat 23.20'de hayata gözlerini yumdu.
www.cumhuriyet.com.tr/haber...
devamını gör...

(bkz: gerçek trollük bu değil)
devamını gör...

üst edit: geçici olarak kullandığımız bu odayı gerçek radyo yayınımızın başlamasıyla terketmiş bulunuyoruz.

bugun itibariyle deneme yayinina baslamis bulunuyoruz.

yakin zamanda onceden belirlenmis sekilde, yazarlara rezerve edilmis yayin saatleri yapmayi dusunuyoruz.

web: buradan

mobil uygulamalari da mevcut

android

android arka plan

ıos icin araci uygulama

plug.dj nedir?

komuniteler olusturup youtube ya da soundcloud da yer alan sarkilardan kendinize playlist yapip bu listeyi dj olarak komunite icerisindeki insanlarla ayni anda ayni sarkiyi yaklasik ayni saniyeden dinleyerek bir yandan da chat yapabileceginiz bir platform.

olusturdugum kafa sozluk community icerisinde kendi kendimize takilabiliriz. rezerve edilmis saatler disinda herkes siraya girip istedigi sarkiyi calabilir.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

süresiz uzaklaştırılan yazarların profilinde yapılan editleme.
devamını gör...

yirmi lira olsa yine iyi, beş lira şu an da.
devamını gör...

yanında bayıldığımda olduğum yerde bırakıp gitmesi sonra da "ben senin hastalığınla uğraşamam" diye mesaj atıp engellemesi.
bu arada kendisine teşekkür etmeliyim sayesinde eşimle tanıştığımda sevilmenin önemini daha iyi anladım.
devamını gör...

her ne kadar dinleyici olsam da takipte olduğum başlıktır. oldukça güzel öneriler var, özellikle çorbacılar ve güzin abla köşesi şimdiden eğlendirdi.*
devamını gör...

bir bir iki, iki iki dört, dört dört sekiz kıpırdayan keriz.
devamını gör...

j.f.kennedy suikastini anlatan bilim kurgu dizisi. başrollerinde (bkz: james franco) ve (bkz: sarah gadon) oynamaktadır.

--! spoiler !--

final sahnesindeki güzel bir hayat yaşadın mı ? repliğiyle her izlediğimde boğazımı düğümleten mini dizidir.

--! spoiler !--
devamını gör...

şahsım olur. laf anlamazlara laf anlatmayla uğraşmak istemediğim zamanlarda ismimi bile sorsalar bilmiyorum derim, o kadar ki bıktım insanlardan, hatta tiksindim. hepsinden nefret ediyorum! şu efsaneyi de yazmadan geçemicem; bildiğim bir şey varsa o da hiçbir şey bilmediğimdir. kimin sözüydü bu, bilmiyorum.
devamını gör...

tanımlarını okumaya doyamadığım yazar. mahlasıyla sık sık karşılaşmama rağmen tanımlarını okumak bugüne kısmetmiş. geç keşfettiğim için biraz üzüldüm. umarım yazmaya devam eder, bizde bol bol okuruz.
devamını gör...

kendi inancını karşısındakine kabul ettirmeye (bazen zorla) çalışan kişidir. teknoloji çağındayız, doğru kaynaklara ulaşabilirlik oldukça kolay. aklı selim insanlar olduğumuzu da varsayarsak, bırakın herkes özgür iradesiyle aklıyla inanacağı dini bulsun.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim