"düştüğümüz kuyular
sandığımız kadar dipsiz değil aslında,tutunmaya çalıştığımız ipler çok kisa."
charles bukowski
devamını gör...

burayı tinder, ne bileyim omegle filan sanmış yazarın boş hezeyanı. napacaksın fotolara bakıp nikahına mı alacaksın? bende moderasyon bu tarz trollere hiç izin vermemeli. direkt banlamalı. trolle ihtiyacımız yok.
devamını gör...

bir rakam/sayı.

her ne kadar bugün bildiğimiz şekliyle olmasa da, ilk işaretlerine yaklaşık 5000 yıl önce mezopotamya uygarlıklarında rastlanmış. mesela 307 yazarken ortadaki sıfırın yerine, ilk başlarda boşluk bırakırken, sonra bunun kafa karıştırıcı olduğunu düşünerek, sıfırı sembolize eden farklı işaretler koymaya başlamışlar. ancak onu bir rakam olarak düşünmemişler hiçbir zaman.

bundan birkaç yüz yıl sonra maya uygarlığı da benzer bir yöntem kullanmaya başlamış ama sadece takvimlerde... matematiksel eşitliklerde sıfır kullanılmazmış.

bir rakam olarak ortaya çıkışı ilk kez hindistan'da olmuş. fakat yine bugün kullandığımız 0 şeklinde değil.

günümüzde kullandığımız eliptik şekliyle sıfır, hârizmî olarak bildiğimiz iranlı bilim insanının önerisi. bu sayede cebir konusunda da bolca çalışma yapmış hârizmî.

ardından avrupa'ya taşındı ve fibonacci tarafından aritmetikte bolca kullanıldı.

her ne kadar orta çağ'da kilise tarafından şeytani olarak görülse, italya'da bir dönem kullanımı yasaklansa da günümüzde bildiğimiz haliyle de kabul edilmiş sonunda.
devamını gör...

sürücü gibi davranmak.. halbuki maganda gibi davranmak gerekiyor.
kadın sürücü olarak kendi adıma konuşayım. trafikte çekiniyorum biraz. acemilikten kaynaklı bir çekinme değil. sinirime yenilip bir gün bir taksi veya dolmuş şoförüne bodoslama geçirmekten çekiniyorum. bir de dağdan şehre inmiş ayılar var nadiren de olsa. yoksa vallahi ne geri park ne sıfır yanaşma ve aynaları kontrol etmeme gibi sorunlarım mevcut değil. trafikte gayet sakin ve dikkatliyim.
devamını gör...

hiçbir sözlükte 24 saatimi harcamam. hiçbir internet sitesinde de. burdan çıkamıyor buraya giren kimse.
devamını gör...

her insanın başına sık sık gelen düşüncedir. ama merak etmeyin bu soruyu kendinize sorarak bile kendinizi geliştiriyorsunuz sadece farkında değilsiniz.
her gün bir şeyler öğrenmeye somut bir adım atarak başlayabilirsiniz bu işe.
google akademiğe girin ilginizi çeken bir kelime yazın ve onun hakkında makaleler okuyun. belgesel izleyin vs vs.
devamını gör...

kaddafi'nin öldürülme şeklini insan haklarına aykırı bulan,
marifet arkadaşının haklarını korumak değildir, marifet karşı fikirde olduğun insanın haklarını korumaktır diyen,
9-11 yaş çocukları için düzenlediği insan hakları kampında,
ben insanım, ben insan hakları ihlali yapmam mottosunu çocuklara aşılamaya çalışan, yapılan insan hakları ihlalinin, yapanın insanlığından aldığını söyleyen, 83 yaşında dünya tatlısı filozof.
devamını gör...

internet bağlantımdan şüphe etmeme sebep oldu bu durum. akış değişmiyor zaman sanki geçmiyor gibi*
devamını gör...

bu başlığa kendimi yazmamak için zor tutuyorum kendimi.
devamını gör...

1916 - albert einstein görecelik kuramını yayınladı.
1918 - türk kadını dershanesi açıldı. dershanede yabancı dil, türkçe ve müzik dersleri ile konferanslar verildi.
1933 - naziler'in ilk toplama kampı münih yakınlarında açıldı.
1942 - naziler polonya'nın zgierz kentinde 100 polonyalıyı bir çalışma kampından alıp öldürdüler.
1945 - adana - ceyhan'da meydana gelen 6 büyüklüğündeki deprem 39 can aldı, 328 ev yıkıldı.
1956 - tunus, fransa'dan bağımsızlığını kazandı. tunus'un ilk devlet başkanı habib burgiba oldu.
1996 - ingiltere'de hükümet, deli dana (mad cow disease - mcd) hastalığının insanlara da bulaştığını açıkladı.
2015 - tam güneş tutulması gerçekleşti. tam tutulma, norveç'in kuzeybatısından, izlanda'nın güneyinden ve svalbard'tan gözlemlenebilmiştir.
devamını gör...

nasrettin hocanın yoğurt mayaladığı göl akşehir gölüdür.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
ölü ozanlar derneğini izleyenler bilir ki "siz hissetmiyor olabilirsiniz ama biz hissediyoruz " diye bir cümle geçer bu başlığa verilebilecek en iyi cevaptır (bkz: ölü ozanlar derneği)
devamını gör...

güneş yılına göre düzenlenmiştir. bir yıl 365 gün 6 saattir. başlangıç hz. isa’nın doğumudur. türkiye’de 1 ocak 1926’da kullanılmaya başlanmıştır. ilk şekli olan “güneş takvimi” mısırlılara aittir. gregoryen takvimi olarak da bilinir.
(kaynak: tarih defterim.)
devamını gör...

trabzon of'ta 11,7 ve 4 yaşlarındaki 3 kızını silahla öldüren emre g. kendisini ihbar etmiş.
masumlara kıyacağına kendini imha etseydi keşke.
buradan
devamını gör...

bu sıcakta güldürmüşlerdir.*
milletin eğlence anlayışı ne güzel ya, nasıl yaratıcı.
bana ne ben de eğlenmek istiyorum. neyse o zaman gidip yemek yiyeyim.*
devamını gör...

ben daha çok benimle konuşurken başkalarıyla konuşuyor mu, konuşuyorsa kimlerdir acaba, onlarla konuşurken daha çok mu keyif alıyordur gibi sorulara gark oluyorum.

ana konuya gelirsek seviştiyse geçmişte kalmıştır. yeni bir gelecek için geçmişe odaklanamayız.
devamını gör...

dinin içinde kadın bence tamamen ast bir konumda ki dünyadaki tek tanrılı dinlerin hepsi ataerkil olduğundan kadına her zaman nasıl olması gerektiğini söyleyip erkek hegemonyasına sokmak istemektedir.
cennet annelerin ayaklarının altındadır gibi güzellemelere aldanmamak gerekir. böyle denmesinin sebebi bile annenin orada üretken bir kadın rolü üstlenmesidir. mesela kısır bir kadın anne olamaz dolayısıyla cennet onun ayakları altında değildir. kadın burada cennetlikse eğer erkeğin neslinin devamını sürdürebildiği sürece böyledir.

yine bu ataerkil dinde kadın bir kaburgadan yaratılmıştır. bunu bir aşağılıklık olarak görmez dindarlar ama bunun aşağılık bir şey olduğunu hepimiz anlıyoruz çünkü kadın doğrudan tanrının yarattığı bir varlık değil erkekten yarattığı bir varlık. yani aslında tam olarak bir " subordinate " ki ortaçağda'da kadınları sekülerlik ile suçlayıp aşağılık olarak görmüşlerdir ve neredeyse tüm dinler her zaman kadına üstten bakmışlardır. oysa eski toplumlarda tanrıçalar vardır, kadın memesi ve vajinası bir bereket sembolüdür ve 60 metre uzunlukta kadın memesi yapıldığını biliyoruz. mesela kıtalardan söz edilirken kadınlara ait bir zamir kullanılırmış.

kadınları hafifçe ( neye ve kime göre hafifçe bu soruyu da sormadan edemiyorum ) dövmek, saçını kapatmıyorsa kazıtmak, üzerine kuma getirmek gibi eylemler de ataerkil dinlerde yaygın ve oldukça uygundur. tabi bunların şartları vardır diye saçmalayanlar olacak yok eşitlik falan diye de inandığınız tanrı bile eşit ve adil değilken yaratılmış bir varlıktan eşitlik ve adalet beklemek trajikomik kalıyor.

ayrıca özellikle cinsellik konusunda bir günah işlenmiş ise kadının cezası erkeğe göre çok daha ağırdır çoğu zaman.

the use of anaesthetics was at first denounced as impious, particularly in childbirth, since the bible declared that the pains of labour are a punishment for the sin of eve. ın 1591, a scotch lady named eufame macalyane was burnt alive for seeking relief from the pains of childbirth; and in the nineteenth century simpson’s use of chloroform was denounced by innumerable parsons. he succeeded in proving that it was all right to give anaesthetics to men, because god put adam into a deep sleep when he extracted his rib to make eve; but male ecclesiastics remained unconvinced as regards the sufferings of women.

incil havva’nın günahları için doğum sancısının bir ceza olduğunu söylediğinden dolayı anestezi özellikle doğumda (dine karşı ) bir saygısızlık olarak ilan edildi. 1591 yılında e.m adında iskoç bir hanımefendi doğum sancısının ağrılarından kurtulmak için bir çözüm aradığından diri diri yakıldı ve 19. yüzyılda ise simpson’ın kloroform kullanımı sayısız papaz tarafından kınandı. anestezinin erkeklere verilmesinin caiz olduğunu ispat etti çünkü tanrı havva’yı yaratmak için adem’in kaburgasını söktüğünde onu derin bir uykuya daldırtmıştı ancak erkek rahipler kadının acı çekmemesi konusunda ikna olmamıştı.

not : namus yüzünden öldürülen bir erkek var mı?
devamını gör...

insanımız çok tuhaf gerçekten.. jigolo olmak, ve bunun bir vaat olması. kelimelerin kavramların anlamını yitirdiği coğrafya.. şu mesela yazılmaz :“fahişe olma vaadiyle kandırılan insanlar”.
devamını gör...

kişinin içine girip pişman olduğu bir işten veya durumdan kurtulması, feraha ermesini ifade eden deyim.
devamını gör...

elindeki cam kasenin kenarından sarkan kiraz tanesine uzandı. tam ağzına götürmek için başını kaldırdığı an birden gözü önündeki karartıya takıldı.

kase yavaşça parmaklarının arasından kaydı.
hızlıca zemine çarptı. evdeki soğuk sessizliği kalebodura çarpan camın sesi kapladı.beyaz zemin yerini yavaş yavaş kırmızılığa bırakıyordu.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim