türkiye : olanın garibana olduğu, garibanında oldurana oy vermekten mutlu olduğu buz gibi orta doğu ülkesidir.

türkiye : önceki gün yayınladığı video da hastaneleriyle övünen, ertesi gün ise neredeyse 1 aydır hastanede yatacak bir yatak bulamadığından ölen kadın için yapabilecekleri hiçbir açıklamanın olmadığını bilen riyakar iktidarın ülkesidir.

türkiye : siyasal islam bataklığından sürüklenmeye devam eden 3. dünya ülkesidir

olan yakınına eşine dostuna olmuştur 2 güne kalmaz unuturuz. ötesi lafügüzaf.
devamını gör...

bu videoda nasıl yaptığını çok açık bir şekilde anlatmış. izlemek istemeyenler için özetleyeyim. kanalın sahibi ünlü isimler için ayrı ayrı video yapıyor. bu videoda her ay ve 365 gün oluyor. mesela kobe bryant 26 ocak'ta öldü. videonun o kısmını youtube düzenleyici panelinden kırpıyor ve videonun yüklenme tarihi değişmediğinden dolayı sizde 3 yıl öncesinden 26 ocak'ta öleceğini doğru tahmin etti zannediyorsunuz.
devamını gör...

yağa ekmek bananı ilk defa görüyorum.
devamını gör...

limon ve pul biber.
devamını gör...

po ovası italya'nın kuzeyinde yer alan geniş ve verimli ovadır. alp dağlarından doğan nehirlerin taşıdığı alüvyonların sedimentasyonu sonucu üçüncü zamanda oluşmuştur. romalılarca buraya "galya" da denirdi.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

osman hamdi bey’in 1880 yılında yaptığı kur'an okuyan kız tablosu 6.3 milyon sterline satılmıştır ve türkiye'nin en pahalı tablosu olmuştur. fakat en bilinen tablosu kaplumbağa terbiyecisidir. geçen sene kpss'de genel kültür kısmında 6.3 milyona satılan kur'an okuyan kız tablosunu sordu ösym. maalesef osman hamdi'yi gören herkes kaplumbağa terbiyecisine atladı.
devamını gör...

1.

gün aydınlanmak üzereydi. balkona çıktı. güneş, tüm çirkinliği ile önünde uzanan beton yığınlarının arasından kendini göstermeye başlamıştı. saatine baktı. tüm şehir uyanmıştı ama adam yine uykusuz bir geceyi daha devirmişti. sigarasından derin bir nefes çekti. savurdu gökyüzüne doğru. içindeki tüm karamsarlıkla birlikte saldı nefesini. hepsi annemin suçu diye düşündü.
- çocukken o hayalleri satmasaydı bana bugün "onun gerçekten aşık olacağım kadın olduğunu" düşünmeyecektim.
çünkü annesi, tüm çocukluğu boyunca bir gün gelecek ve ruhunu gören bir kadın bulacaksın, o zaman çok sevildiğini hissedeceksin, üstelik tüm bu parasızlıktan kurtulacak iyi bir işin olacak, demişti. olmuştu da kendi işini kurmuş çok güzel para kazanmıştı. paranın satın alabileceği her şey elinin altındaydı. ve ruhunu gören ilk kadına da aşık olmuştu. demek ki annesinin sözleri tesir etmişti ruhuna yıllarca.

sesini düşündü kadının, kahkahalarını. onda hiç kimsede olmayan bir şey vardı. konuştukça hiç susmasın istiyordu. o anlatınca her şey kulağına masalsı geliyordu.
ben hiç masal dinlemedim çocukluğumda demişti kadına, sonra aynı gece telefonuna onun için yazılmış bir masalın kaydı gelmişti. yüreği titremişti. ne zaman canım sıkkın dese kadına, onu neşelendirecek başka bir hikaye ile geliyordu karşısına.
harbi kadındı. delikanlıydı. özü sözü birdi. öfkelendiğinde o küçücük bedenine rağmen önünde durmak oldukça güçtü.
gözlerini hatırladı sonra gülüşü gözlerine yansırdı, hüznü de. kırılgandı çok. çabuk acıyordu. küçük bir kız gibi küsüveriyordu da. öyle kaybetmişti zaten. küstürmüştü.
çok çabuk sinirleniyordu adam. sinirlendiğinde de karşısında kim olursa olsun istemsizce kusuyordu tüm öfkesini. kontrol edemiyordu kendini.

çok da kıskançtı.kadın demişti bir gün " sanırım sen beni bir cam kavonoza koyup kimselere göstermek istemiyorsun.", "hayır, ben seni etrafı kaplı bir kavonoza koyup içine atlayıp kapağını kapatmak istiyorum; senin ve benim dışımda kimsenin olmadığı bir dünya olsun istiyorum." diye yanıtlamıştı kadını. kadının gözlerinde sevgi aynı zamanda da bir korku görmüştü. zaten anlamıyordu kadını. bunu sürekli ona da söylüyordu. senin gibi sevgi dolu birinin, benim gibi kavgacı biri ile ne işi var anlamıyorum, diye. sevilmeye bu kadar alışkın birinin, bu kadar gel-gitleri olan hayata karşı acımasız duran bir adamla, onu acıtmak için ağzına geleni söyleyen bir adamla ne işi olurdu ki?
sanırım ben ona farklı geldim, diye düşündü. ona attığı bir mesajı hatırladı.
"aşık oldum sana anlıyor musun? bu hayatta tek bir kadına aşık oldum, bir kadını kıskandım, bir kadını sevdim, bir kadını kırdım. parçalıyorsun beni. bu da can yapma. sen bir söylüyorsun ben bin parçalanıyorum. gidiyorsun. tam toparlanıyorum. her dönüşünde ben tekrar dağılıyorum. bu da hayat. yapma." böyle yazıyordu. ama içten içe hep gelsin istiyordu. kadın gittiğinde her yerde onu takip ediyor hayatından asla çıkamıyordu.
"nasıl bir belaya bulaştım ben, nasıl kurtulucam bu boktan. cesaretim yok. gitsin istemiyorum o da tam olarak gelmek istemiyor. beni asla benim onu sevdiğim kadar sevmedi. bunu bile bile bir kenarda bekleyip duruyorum. her gelişinde dünyam aydınlanıyor, her gidişinde dünya kararıyor." diye düşünüyordu.
çokça dağıtmıştı kendini. uyuyamıyordu. günde birkaç saat uyuyabilirse, birkaç lokma yerse kendini iyi hisseder hala gelmişti. her gece ya bir şişe viski ya bir şişe votka ile başlıyor, gün aydınlanana dek bir sigara yakıp diğerini söndürüyordu. iki ayda on kilo vermiş 65 kiloya düşmüştü. geçmeyen mide ve baş ağrıları şimdilik tek arkadaşıydı. dayanamıyordu. kadının hayatını yaşamasını izliyor. öfkesi günden güne büyüyordu. en sonunda patladı. bütün ipleri koparmak istiyordu. biliyordu kadın ona her döndüğünde karşısında duramayacağını , ona hayır diyemeceğini.

bu yüzden kadına savurdu bütün öfkesini. kustu içinde ne varsa. çok sevmekten, çaresizlikten böyle ama nefret ediyorum artık bu durumdan, dedi. ağzından çıkanları kulağı duymaz hale geldi. bir küfürle taçlandırdı cümlelerini.
gitti kadın. bu kez gerçekten gitti. dönmemek üzere. aylar geçti. sesine hasret aylar.

artık güneş doğmuş, tüm şehir aydınlanmıştı. caddeyi arabaların gürültüsü, insanların sesleri kaplamıştı. kalabalıkların içinde yapayalnız hisseden adam, "mutluluk kapıdan şöyle bir başını uzattı, itiverdim onu ellerimle." diye düşündü.
devamını gör...

zaman...
beklerken çok yavaş,
korkarken çok hızlı,
kederliyken çok uzun,
sevinçliyken çok kısadır.
devamını gör...

daha çok bir malın kalitesiz, değersiz olduğunu belirtmek için kullanılan bir kelime olup, ermenice döküntü manasına gelen t"ap"onk" kelimesinden alınmıştır. (ermenice böyle yazılıyormuş թափոնք)

ikinci dünya savaşı sonrası nispeten kalitesiz olan japon malları içinde tapon mal tabiri kullanılırmış, sonra adamların nereye geldiği belli. şimdi çin malları yavaş yavaş onların seviyesine gelmeye başlıyor.
devamını gör...

(bkz: ne ekersen onu biçersin)
devamını gör...

"didem madak'ın, gülten akın'ın, nilgün marmara'nın, halide nusret zorlutuna'nın, füruğ ferruhzad' ın kemiklerini sızlatmayın.

lale müldür' ün, birhan keskin'in canını sıkmayın."

diye cevap verilesi konudur.
devamını gör...

o kadar sevindim ki bu gece makinist'in yayın yapacağını öğrendiğime.
allahını seven üzerimize biraz radyo atsın diye geçiyordu kafamdan tam. mutlu değilim ama olacağım sözlük. dinimiz amin.
devamını gör...

kadrolu öğretmen tatil olsun ister o istemez. her tatil ücret almamak demek.
devamını gör...

yüz seksen derece açı var aramızda.
çikolata sevmeyen insanlar da var bu dünyada.
yazarların tatlı ile ilişki durumları mükemmele yakın. belki tek taraflı ama olsun.
çay koyun, tatlımı alıp geliyorum.
devamını gör...

dostlarım merhabalar, mitosfer'e nick altı girmek benim için bir onurdur.
her yazdığı şeyi, tanimlarini hayranlıkla okuyorum adeta. mitoloji ile ilgili girdiği  tanımlara, kendi yazdığı şiirlere ve karalama defterine yazdığı o güzel yazılara hayran olmamak mümkün müdür acaba?
yazdığı tanımlara verdiği emeği daha okumaya basladiginizda bile anlayabiliyorsunuz. ayrıca büyük bir bilgi birikiminin olduğu da kesin. kendisi ile çok güzel sohbetler etme fırsatımız oldu. kesinlikle çok ince, nahif ve kibar birisi. bana çok şey kattı kendisine çok teşekkür ediyorum. ayrıca müzik zevki bir harika. playlistini oldukça merak ediyorum. çok çeşitli ve guzel şarkılar keşfettim sayesinde. tanımlarını büyük bir zevkle ve merakla okuyor, kendisini de çok severek takip ediyorum. kendileri geri kalan her şeyi biliyorlar zaten. sevgiler, saygilar efenim.
devamını gör...

(bkz: abi geç oldu yat istersen artık)
devamını gör...

4 - 5 gündür buradayım. uludağ sözlükte yazarken zaman zaman kafa sözlük hakkında entry giren arkadaşlar oluyordu. açıkçası pek sallamadım. en son sözlüğü babasının çiftliği sanan birkaç kevaşe ve aktroll yüzünden çaylak yiyip, ki hala dediklerimin arkasındayım, uzaklaştırıldım. dine karşı din deyip 2009'dan bu yana yazarlık yaptığım uludağ sözlük maceramı sonlandırdım. bir gece ekşide dolanırken kafa sözlük yine karşıma çıktı , olumlu entrylerden ziyade burayı yeren ekşicileri okudum, kendi kendime dedim ki eğer bu küçük burjuva laleleri burayı yeriyorsa adamlar doğru yoldadır , bir göz gezdireyim. üyelik alır almaz eyluling lokumla mesaj kutuma damladı. selamlaşıp sözlüğü tanımaya çalıştım. eksi oy olmaması, yapılan yardım kampanyaları, teşvikler, küfür olmaması ve yazar profili hoşuma gidince aha burda kalabilirim dedim kendi kendime.
devamını gör...

uzak diyarlardan gelmiş gibi esip burnuna bir an bir rüya hatırlatan tatlı bir koku , insana neler hatırlatmaz ki .tüm zamandan koparır insanı, durup dururken bir huzur bir gülümseme ve mutluluk işte bu kadar. salıncakta sallanılan günler ıslak çimen kokusu, boyama kitaplarının sayfalarını yırtarcasına boyama yapmak sulu boya kokusu, bir pazar akşamı oturma odasında sere serpe uzanmışken annemin ellerinden sıcak bir mercimek çorbası evin her tarafı sımsıcak dışarda kar ,arkadaşlarla okuldan kaçıp sinemaya gitmek patlamış mısır kokusu, ve ilk aşk nasıl unutulur ki muzlu süt kokusu ..
durup dururken nerden çıktı ki şimdi bir hüzün kayıplarda var tabi ama en güzel hatırlanır koku hatırlatır ve mutlu eder işte.
devamını gör...

çabuk ve sık sinirlenir, aynı hızda özür diler, sonra yine devam eder.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

suça suç, hakarete hakaret diyemeyenlerin asla ama asla layık olmadığı medeniyet göstergesidir.

siz önce sizden olmayanların hakkını savunmayı öğrenin ondan sonra,
bu ülke neden böyle,
neden hala hukuksuz bir ülkeyiz,
neden adalet yok dersiniz.

sakinleşince gelen edit: ama dostlar siz de suça suç hakarete hakaret deyin. hakkaniyetinizi kaybetmeyin. demokrasiye hepimizin ihtiyacı var.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim