35'te bıraktım. sayacak mıydık daha?
devamını gör...

ben bugün iftira atılmış bir insanın elinden ekmeğinin alınmasına şahit oldum. hırsızlık yapmadı. işini aksatmadı. para karşılığı iş yerinden biriyle birlikte olmadı. görevini layıkıyla yapmaya çalıştı. dikkatliydi, soğukkanlıydı ve saygılıydı.

ben bugün insan nefsinin ne leş bir şey olduğunu gördüm. hırsın, şehvetin nefse zulmünü... insanın insana zulmüne şahit oldum. yakayı kurtarmak için yapılan riyakarlığı, güçlünün güçsüzü nasıl ezdiğini, namussuzluğun namusun karşısında nasıl da yükseldiğini gördüm.

içim acıdı...
devamını gör...

kurabiye var simit var neye baktın.
devamını gör...

kaç yaşında olursak olalım hep sabah kalkınca yerleri bembeyaz kar kaplı görme heyecanı içimizde olacak.
devamını gör...

lan gerizekalı, bak birader gibi sevgi dolu sözcüklerle hitap ediyorum kendime.
devamını gör...

üni yeni bitmiş, staj yaptığım yerden iş teklifi almışım keyifler yerindeydi. aldığım avansla darbe girişiminden 5 gün önce otostopla önce erikli’ye oradan gökçetepe’ye ordan da gelibolu’ya oradan da çanakkale’ye gitmiştim. darbe günü çanakkale’den çıkıp yine otostopla edremit körfezine gitmek için beni bir emekli polis almıştı. izmir’e gidiyordu. nerde ineceğimi sordu bende bilmiyorum yol nereye ben oraya demiştim akşama doğru 5 gibi akçay’a varmıştım. yorgundum. çadırı kuracak bir yer ararken sahilde bir kır düğünü yapılan bir yerin yanı yanındaki ağaçlık alana çadırımı kurmuştum. ben kurduktan yarım saat sonra bir kaç kişi daha gelip kurdu üstümü değiştirip denize koştum, soğuk suyla duş almıştım. geldiğimde neredeyse 15 çaldır kurulmuştu. bir iki kişi gelip sohbet etmişlerdi ekipmanı eksik olanlara yardımcısı olmuştum. karanlık çökmesiyle birlikte üstümü değiştirip kordon denilen sahil kenarı yere gitmiştim. oturduğum pubda tv yoktu herkesin keyfi yerindeydi bir yaz akşamı mutluğu vardı. saat 11 doğru durduğum yerden çıkıp orada sohbet ettiğim serapla başka bir yere geçmeye karar verdik. kalabalık bir caddeden geçerken o zaman ki başbakan binali yıldırım’ın konuşmasını duyduk serapla. ben inanmadım keyfimize bakalım dedim. o da eşlik etti. 5 dakika geçmemişti ki serap’ın ailesi aradı o telefonu açtı. bizimkiler de arkasından aradı. ya boşverin sıkıntı yok dedim. bakın keyfinize dedim. iyiyim felan dedim. tekrar tekrar aradılar. sokağa çıkma yasağı ilan edilmiş eve gelmelisin dediler. bende temam deyip yarin sabah geleceğim dedim. serap eve gideceğini söyledi ve ayrıldık. herkesi bir telaş sarmıştı. insanların yüzündeki korkuyu gördüm. alkolün etkisi miydi bilmiyorum ama gülüyordum. herkes oturduğu yerden kalkıp bir yere gitmeye çalışıyordu. bende çaldıra geldim. geldiğimde benim çadır dışında iki kişi kurulu çadırlarını topluyordu. orda korktum arka arkaya arayan aile üyelerimin korkusunu hissettim. bende çadırımı ekipmanımı toplayıp sırtıma atıp bir taksi aramaya kordona tekrar indim saat on iki buçuktu. otogara giderkene yol kenarında gördüğüm atm kuyruğu ve insanların tatil beldelerini terk edilişlerini, korkularını unutamıyorum.
o geceyi unutamıyorum. kötü bir geceydi. araba bulamayıp orda tekrar karşılaştığım camp yerindeki çocuklarla bir otobüs tutup balıkesir merkeze ancak geldik. balıkesir e geldiğimizden saat üç civarıydı. sırtımızda bir hayatla otogara yürürken karşılaştığım insan seline, atılan sloganlar beni hayret etmişti. şarjım bitttiği için kimseden haberim yoktu. ertesi gün öğlen eve gelmiştim. ondan sonra üç yıl boyunca hiç istanbul’dan ayrılmadım.
devamını gör...

iftara az kaldı yazı tura atın, yetişmeyecek.
devamını gör...

işte benim başlığım, işte benim dramım. alın şipşaklı, şapşikli rütbemi, karmalarımla birlikte dağıtın nolur. böyle rütbe olmaz olsun. püh. daha da bir şey istemiyom.

ekleme: dram bitti, mutlu son.
devamını gör...

doğru sandığımız haksız davranışları bir kenara koyar ve iyi bir anlayış tutumu öğrenilirse, diğer cinsiyet insanı kadar değerli olduğu anlaşılır. asıl, islam'ın kadına değer vermediği sanısı, bilgisizlikten ve dogmatiklikten doğmuştur.

islam evrensel bir dindir. istanbul gibi metropolik bir bölgede yaşayan biri için de, amerika gibi özgür ve ileri bir ülkede yaşayan biri için de, doğunun en ücra köşesinde bir köyde yaşayan insan için de geçerlidir. bu saydığım üç yerde yaşayış ve değer anlayışları birbirinden farklıdır. ama islam'ın yaptığı bu noktalarda yaşam konusunda haksızlığa uğrayacak insanların hakkını korumaktır.

kadın erkeğin malıdır diye bir sanı var mesela. bu, açıkça söyleyebilirim ki, tamamen yanlıştır. kadın tek başına bir bireydir, erkek tek başına bir bireydir. ikisi de başlangıç olarak eşit seviyede kuldur. üstünlük ancak takvadadır.* ikisi de allah tarafından yaratılmıştır. birinin sevabını/günahını, bir diğeri üstlenemez. düşününce, allah'ın yarattığı aynı tür canlıya farklı cinsiyetlerde yarattı diye farklı değerler vermesi mantıklı değildir. hiçbir cinsiyet tanrılığa daha yakın değildir, yalnızca insandırlar.

kadının işi evidir diye bir sanı da var ki bu da doğru değildir. aile bir kurumdur ve ev içinde yapılması gereken işler vardır ama kadın bu ev işlerinin hiçbirini yapmak zorunda değildir. ne yazık ki evdeki erkek birey bu konuda daha çok yükümlülüğe sahiptir ve evin ihtiyaçlarını bir şekilde karşılamak zorundadır, kural olarak. tabii bu kural olduğu için, ama karşılıklı birbirini seven iki insan bir aile kurmuşlarsa iki birey de zorunda hissetmeden işleri ortaklaşa yapacaktır. *

başka bir yanlış anlaşılmanın aksine, kadın çalışıp kendi parasını kazanabilir * ve kendi rızası dışında hiçbir alanda harcamak zorunda değildir. bu noktada da yine, erkek birey karısının ve ailesinin maddi ihtiyaçlarını karşılamakla yükümlüdür ve karısının parasını talep edemez, kural olarak. kadın isterse ailesiyle parasını paylaşabilir pek tabii. sanıyorum ki metreopolik bölgelerde yaşayan aydın insanların hiçbiri kocam kazansın ben harcayayım şeklinde düşünmeyecektir, kimse de böyle düşünecek biriyle hayatını birleştirmek zorunda değildir. yine de islam anlayışı olarak kadın, kendi kazandığı parayı ailesi adına harcamak zorunda değildir, kimse tarafından zorlanamaz.

erkeklerin dört kadınla evlenebilmeleri hakkında: bu bir izindir, islam'da vardır ve bir müslümanın kuran'ın devamı gibi iman etmesi gereken bir kaidedir. yalnız, çoklu nikah tavsiye edilmemiştir. hatta bir erkeğin bunu yapabilmesi için adaletli davranması gerekir ve kuran'da açıkça yazar ki bu adaleti sağlamak ne kadar uğraşılırsa uğraşılsın mümkün değildir *. ama yine de izindir. peki neden izindir? belki gerçek nedenini bilemeyiz ama normalüstü anlarda gerekebilir: kadın popülasyonunun aşırı artması gibi ya da insan popülasyonunun çok azalması sebepli nüfusu daha çok arttırabilmek için.

gelelim bunun kadınla bağlantısına. bir kadın evlenme akdinde kocasının başka evlilik yapmayacağını talep edebilir, kocası da bunu kabul ederse söz vermiş olur. verilen sözü tutmak bir kul hakkıdır. verdiği söze karşı başka evlilik yapar ise en büyük günahlardan olan kul hakkına girmiş olur. ve karısı, bu durumu kabul etmek zorunda da değildir, mahkemeye gidip boşanabilir.

çok (dörde kadar) evliliğin hak olduğuna inanmak imanın gereğidir. ancak, buna inanmak kadının, kocasının kendi üzerine evlenmesini onaylayarak rıza göstermesi, tasvip etmesi zorunluluğunu getirmez. link sorularla islamiyet


genel anlamda bir kadın istemediği biriyle evlenmek zorunda da değildir, kimse tarafından da zorlanamaz. gerektiği taktirde de boşanabilir *.

boşanma hakkında da yine nikahta kadın kocasının üç boşama hakkından birini talep edebilir. kocası razı olursa verir, verildiyse geri alınamaz. vermediyse de kadın nikahı gerçekleştirmek zorunda değildir. (bu konular genelde nikah öncesinde konuşulur tabii.) neden iki tanesini isteyemiyor diye düşünmeye gerek yok bence, zira bunun asıl amacı tek bir kişide toplanan gücü bölmektir.

mehir, denen bir şey vardır ve kadının inkar edilemez hakkıdır. nikahta erkek birey bu mehir miktarını kabul ederek evlenmişse, artık kadın ne kadar ne istediyse, bunu temin edip karısına vermek erkeğin sorumluluğudur. kadının erkeğe mehir verme gibi bir zorunluluğu yoktur.

miras konusunda çok ayrıntı var. ama erkek kardeşin 2 pay, kız kardeşin 1 pay almasında adaletsizlik var gibi görünüyor. yalnız, kadın evlendiğinde kocası tarafından ihtiyaçları karşılanmak zorunda olduğu için, kız kardeş kocası tarafından ihtiyaç halinde bırakılmayacak zaten. ve erkek kardeş de kendi karısının ihtiyaçlarını karşılamak zorunda. kız kardeş evlenmese de erkek kardeş tarafından ihtiyaçları karşılanmak durumunda. hiçbir durumunda kadın çalışmak zorunda kalmadan ihtiyaç halinde bırakılamaz zaten. ki öncesinde dediğimiz ve modern dünyada da dememiz gerektiği gibi hiçbir kadın bir erkeğe muhtaç değildir ve kendi emeğiyle çalışıp kazanabilir. evet, bir kadın bir erkeğe muhtaç değildir ama ihtiyacı olan durumlarda yakınlık derecesine göre erkekler tarafından ihtiyacının karşılanması o erkeklerin sorumluluğudur.

şiddet konusunda: allah'ın verdiği vicdanı kullanan herkes bir insana fiziksel, psikolajik, maddi-manevi herhangi bir şiddet uygulamanın yanlış olduğunu bilir, hisseder. bu konuda ayette* geçen "dövün" ifadesi iyi irdelenmelidir. herhangi sinirli olunan bir durumda yapılabilir gibi bir algı oluşmasın, çünkü bu doğru değil. kadının kocasına karşı aşırı kötü bir şey yapması lazım. ona rağmen öncelik uyarmada ve yatakları ayırmadadır. dövmenin boyutu da asla toplum tarafından aşağılayıcı olarak nitelendirilen boyutta olamaz, buna bağlı olarak bir tokat dahi bizim kültürümüzde yanlış kabul edildiğinden, bu dövme ifadesini, haberlerde gördüğümüz olayların bir izni olarak düşünemeyiz. tefsircilerden ata, tüm hadislerle birlikte ayeti anlayarak "koca, karısını dövemez." demiştir. tefsir için sonuç olarak islam erkeğe şiddet uygulama hakkını vermez. iyi niyetli, kendini kontrol edebilen bir insan da, bu hak verilmiş olsa dahi, bir insanı incitemez, incitmeyi vicdanına yediremez.

cinsellik konusunda herhangi bir ayrım yoktur. çiftlerinin birbirini sevmesine dayanır. hayır, hayırdır. karşılıklı rıza yoksa tecavüz vardır. insan olan bunu anlar. bu konuyla alakalı hadis, seksi emelleri için kullanmaya çalışacak insanlar içindir. açıklamalı link sorularla islamiyet

şahitliğinin kabul edilmemesi gibi bir durum da yoktur. *

kadın bu bakımdan da ikinci sınıf ve dereceden bir insan olarak algılanmadığı içindir ki, “erkek bulunmadığı takdirde” denilmemiş, erkek bulunsa bile kadınların tanıklığı kabul edilmiştir. âyetin ifadesine dikkat edildiğinde anlaşılacağı üzere iki kadının şahitliğinde tanıklık eden yine bir kadındır; yani nisabı (şahitlik için gerekli sayı) doldurma bakımından bir kadın, bir erkek gibidir. diğer kadının işi, hemcinsinin unutması veya yanılması halinde ona hatırlatmaktan, hatırlamasına yardımcı olmaktan ibarettir. kaynak


peki nedir bu erkek > kadın algısı? ayette şöyle geçiyor: "erkeklerin kadınlar üzerindeki hakları gibi, kadınların da erkekler üzerinde hakları vardır. yalnız, erkekler için onların üzerinde bir derece vardır. allah´ın izzeti var, hikmeti var." *

ayette geçen “erkeklerin onların üzerindeki hakları bir derece daha fazladır.” mealindeki ifadeden maksat, mirastaki farklılık ve cihatla mükellefiyettir. güzel bir açıklama sorularla islamiyet


----

ben burada kadının islam'da ne kadar değerli olduğunu anlatmaya çalışmadım zira en başında dediğim gibi üstünlük ancak takvadadır. "islam kadına değer vermiyor." algısının yanlış olduğunu anlatmaya çalıştım. başka şeyler aklıma gelirse eklerim.
devamını gör...

gerektiğinde hayır diyebilmek.
devamını gör...

öncelikle (bkz: librasyon)

ay'ın doğması ve batması esnasında görülen toplam yüzünün, %50'den fazla olmasına neden olan hareket.

normal şartlarda küresel bir cisme bakarken onun sadece bir yarısını, yani %50'sini görebiliriz. fakat ay doğarken, doğu kenarının bir parça ötesini ve batarken batı kenarının bir parça ötesini de görebiliriz. görebildiğimiz bu yüzeylerin toplam alanı, ay yüzeyinin %50'sinden biraz daha fazladır. çok büyük bir etki olmadığı için gözle algılamak zordur.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
(görsel, acikders.ankara.edu. tr'den alıntıdır.)
devamını gör...

ah be çocuk... ne desek boş.
t: eğitimsizlik ve kötü yaşam şartlarına kurban giden bir çocuk daha...
devamını gör...

çok ilginç bir şekilde, eğer loopa girecek olursanız ve hayatınız pek iyi gitmiyorsa ve motivasyonunuzu da kaybetmişseniz, onca yazmaya, düzeltmeye, alıntılamaya; hatta ve hatta artistik copy + paste'lere rağmen ilerlemeyendir.
devamını gör...

1-temizlik.
2-iletişim.
3-hoşgörü.
4-anlayış.
5-güvenlik.(korunma)
6-hes kodu.
7-kullanılacak ekipman temizliği.
8-partnerin kullandığı ilaçlara dair prospektüs.

edit: başlık başa kalkmış. tek elle mi yazıyorsunuz az sakin!

zorunlu edit: başlığı olmadık zamanda hortlatıyosunuz. uykudan kafa topuna çıkar gibi uyanıyorum.
devamını gör...

(bkz: msi gt 76 titan)
(bkz: casio edifice era 300b-1a)
devamını gör...

tebrikler aşık oldunuz(eyvah eyvah) alarmları verdiren durumdur.
devamını gör...

arap kadınların çölde topuklu ayakkabı giyememesinden olabilir.
devamını gör...

konum itibarı ile hem ege'yi hem akdeniz'i aynı anda yaşattırıyor. haritadan bakınca ha koptu ha kopacak gibi. şairlerin datça'ya anadolu'nun zürafası benzetmesi yapmaları da bundandır. iki denizden de esen rüzgar, burada havaya da toprağa da bereket getiriyor. otları ve çiçekleri, adeta doğal eczane yapısında. tarihçi strabon tanrı, insanın uzun ömürlü olmasını istiyorsa onu datça'ya bırakır sözü yerinde olmuş.
devamını gör...

programlarından ve yazılarından büyük keyif aldığım, acilen kolaylıklar dileyerek bizlerle buluşturduğu bilgi ve yorumları için teşekkür etmek istediğim, benzer düşüncelere sahip pek çok yazarın da desteğini arkasında hissedeceğinden emin olduğum yazar.
devamını gör...

alarko kombi gerçek kombi gerçek konfor.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim