kurban kesemeyen erkek
nerede lütfen söyleyin
tanım: talip olduğum beyefendilerdir*
tanım: talip olduğum beyefendilerdir*
devamını gör...
nefes bile almadan
şebnem ferahla olan düet versiyonunu daha da beğendiğim şarkıdır
kelebek kadar ömrümüz var
sevmek lazım hemen başlayalım
kaybedecek daha neyimiz var
aşk için gerekiyorsa hepsi bende var…
kelebek kadar ömrümüz var
sevmek lazım hemen başlayalım
kaybedecek daha neyimiz var
aşk için gerekiyorsa hepsi bende var…
devamını gör...
nick değiştirmiş yazarlar veri tabanı
dahil olduğum veri tabanıdır.
star wars hayranlığım sonucu seçtiğim eski nickimin* karakterime uymaması nedeniyle daha matrak bir nick seçtim.
izleyenler bilirler, vader kaba, görmemiş, kibirli bir adam. ben elimden geldiğince kibar olmaya çalışırım.* çünkü öyle bir aileden geldim.
cinci hocanın bir komikliği filan var. insanlar dua filan istiyor ahhahah.
nickimi değiştirir değiştirmez nefret etmiştim. şimdilik memnunum sanırım. daha da değiştirmem herhalde.
star wars hayranlığım sonucu seçtiğim eski nickimin* karakterime uymaması nedeniyle daha matrak bir nick seçtim.
izleyenler bilirler, vader kaba, görmemiş, kibirli bir adam. ben elimden geldiğince kibar olmaya çalışırım.* çünkü öyle bir aileden geldim.
cinci hocanın bir komikliği filan var. insanlar dua filan istiyor ahhahah.
nickimi değiştirir değiştirmez nefret etmiştim. şimdilik memnunum sanırım. daha da değiştirmem herhalde.
devamını gör...
nırç nırç nırç
''o '' cık cık cık cık'' değil miydi ya?'' dedirten başlık.
devamını gör...
edebiyatçıların ilginç ölümleri
honore de balzac (fransız yazar): çok fazla kahveden boğuldu diye bilinir. ama aslında kalp yetmezliğinden ölmüştür. onu bu sebebe iten şey ise kupalarca içmiş olduğu kahvedir.
lev tolstoy (rus yazar): başka kalacak yeri olmadığı için tren istasyonunda kalmak zorunda olan tolstoy, soğuk bir kış günü donarak öldü.
virginia woolf (ingiliz yazar): ceplerini taşla doldurarak kendini ouse ırmağı'na bıraktı. ardında eşine bıraktığı şu sözler kaldı: sevgilim, yine çıldırmak üzere olduğumdan eminim. yaşadığım o korkunç anlara geri dönemem artık. bu kez iyileşemeyeceğim. sesler duymaya başladım, hiçbir şeye odaklanamıyorum. bu yüzden yapabileceğimin en iyisi olduğunu düşündüğüm şeyi yapıyorum.
slyvia plath (amerikalı yazar): çocuklarını odalarına götürdükten sonra odalarının kapılarını içeri gaz girmeyecek şekilde bantlar ve mutfağa gidip gazı açıp kafasını fırına sokarak intihar eder.
stefan zweig (avusturyalı yazar): 1941 yılında bezilya'da yaşarken avrupa'nın durumundan dolayı üzüntüden eşiyle birlikte zehir içerek intihar etmiş.
lev tolstoy (rus yazar): başka kalacak yeri olmadığı için tren istasyonunda kalmak zorunda olan tolstoy, soğuk bir kış günü donarak öldü.
virginia woolf (ingiliz yazar): ceplerini taşla doldurarak kendini ouse ırmağı'na bıraktı. ardında eşine bıraktığı şu sözler kaldı: sevgilim, yine çıldırmak üzere olduğumdan eminim. yaşadığım o korkunç anlara geri dönemem artık. bu kez iyileşemeyeceğim. sesler duymaya başladım, hiçbir şeye odaklanamıyorum. bu yüzden yapabileceğimin en iyisi olduğunu düşündüğüm şeyi yapıyorum.
slyvia plath (amerikalı yazar): çocuklarını odalarına götürdükten sonra odalarının kapılarını içeri gaz girmeyecek şekilde bantlar ve mutfağa gidip gazı açıp kafasını fırına sokarak intihar eder.
stefan zweig (avusturyalı yazar): 1941 yılında bezilya'da yaşarken avrupa'nın durumundan dolayı üzüntüden eşiyle birlikte zehir içerek intihar etmiş.
devamını gör...
gençlerin evliliği düşünmemesi
herkes evlenmek zorunda değildir, aynı zamanda herkes üreyip kendi soyunu da devam ettirmek zorunda değil. merak etmeyin telef falan olmazsınız.
devamını gör...
günde 4 saat uyuyan insan
fiziksel görünüm olarak 2-3 yıl içinde göçecektir ayrıca şu salgın günlerinde ne önemli şey bağışıklık sisteminin güçlü olması bu yüzden kendi canından önemli olarak neyi biliyorsa ondan vazgeçsin. ayrıca uyku düzeni bozukluğuna kadar gidecek yola adım atmıştır kendimden biliyorum.
devamını gör...
sözlükteki herkes sözlükten uçurulsun kampanyası
z kuşağı y kuşağı uçurulsun dediğinde uçamadım çünkü y kuşağı değildim.
y kuşağı x kuşağı uçurulsun dediğinde uçamadım çünkü x kuşağı değildim.
sonra benim için geldiklerinde yine uçamadım çünkü beni uçuracak kimse kalmamıştı.
y kuşağı x kuşağı uçurulsun dediğinde uçamadım çünkü x kuşağı değildim.
sonra benim için geldiklerinde yine uçamadım çünkü beni uçuracak kimse kalmamıştı.
devamını gör...
flaneur (yazar)
(bkz: salak mısın cemile), merhaba ben cemile. ***
kendisi benim için sözlükteki musicbuddy kategorisini doldurmaktadır. can sıkıntısından muhalefet olmalarıma, ikide bir saçma sapan espriler ve göndermeler yapmama katlanıp durur.* bir de güzel güzel müzikler atar. e bundan iyisi şamda kayısı değil mi?***. yine saçmalayıp durdum ama bir şey olmaz, zaten bunun için yazdım*. cemileden bolca şarkılı, boş yapmalı, saçmalamalı günler diliyorum kendisine. aklına da mukayyet olsun, bir deli yeter bize çünkü.* 2 sene sonraki beddua sözünü de unutmadım, belge niteliği taşısın diye buraya yazıyorum haberin olsun. o beddua edilecek!!!
edit: kendisinin haklılığını eklemeyi unutmuşum.* bu kadar haklı olmak yormuyor mu kardeş?*
kendisi benim için sözlükteki musicbuddy kategorisini doldurmaktadır. can sıkıntısından muhalefet olmalarıma, ikide bir saçma sapan espriler ve göndermeler yapmama katlanıp durur.* bir de güzel güzel müzikler atar. e bundan iyisi şamda kayısı değil mi?***. yine saçmalayıp durdum ama bir şey olmaz, zaten bunun için yazdım*. cemileden bolca şarkılı, boş yapmalı, saçmalamalı günler diliyorum kendisine. aklına da mukayyet olsun, bir deli yeter bize çünkü.* 2 sene sonraki beddua sözünü de unutmadım, belge niteliği taşısın diye buraya yazıyorum haberin olsun. o beddua edilecek!!!
edit: kendisinin haklılığını eklemeyi unutmuşum.* bu kadar haklı olmak yormuyor mu kardeş?*
devamını gör...
alkol halka bedava dağıtılmalı
olması gerekendir. müslümanlar madem çok müslüman dayamalısın %2,5 zekat vergisini. sonuçta islam'ın şartı, öyle ben ödemem yok. buradan gelen parayla halk alkol büfeleri kuracaksın ve sübvansiyonlu alkol satacaksın. hem ülkenin katma değer üretmeyen kısmını vergilendirmiş olacaksın hem alkol sektörünü destekleyerek istihdam yaratacaksın. yok öyle seküler kesimin sırtına bineyim! gelecekte olacak olan budur zaten. terörle mücadele yasası, fetöyle mücadele, başkanlık sistemi, kontrolsüz emniyet derken islamcı hamam böcekleri için yaşaması zor bir memleket olacak türkiye.
selam ve dua lipa
selam ve dua lipa
devamını gör...
biraz soluklan yiğidim
bugün ilk defa denk geldim.. bu sözlük beni çok güldürüyor. (bkz: bir oturuşta bitirilen kitaplar) da kendimi kaybetmişim sözlük diyor soluklann yiğit miğit.. (bkz: yiğidim aslanım) yakında fonda çalan müzik bekliyorum hadi canlarım.
nice koç yiğitler yere serilir.
ölen ölür kalan sağlar, sağlar bizimdir...
nice koç yiğitler yere serilir.
ölen ölür kalan sağlar, sağlar bizimdir...
devamını gör...
bulutsuzluk özlemi
adını, mümtaz soysal'ın deniz gezmiş ve arkadaşları için yazdığı makaleden alan müzik topluluğu.
devamını gör...
yazarların akşam uyku saati
yazar dediğin adam rezalet bir hayat yaşar ve uyku saati asla belirli değildir genelde gece yatmaz sabah kalkmaz felsefesiyle yaşarlar.
geceleri en verimli saatlerde yazarlık yapar.
geceleri en verimli saatlerde yazarlık yapar.
devamını gör...
cesaretim olsa yaparım denen şeyler
bir anda ortadan yok olmak, herkesten uzaklaşmak ve kendime yepyeni bir hayat kurmak. emek verdiğim çoğu şeye sırtımı dönüp gitmek. buna gerçekten ihtiyacım var.
devamını gör...
memleket anlata anlata artırdığın trabzon
perşembe geceki kafa filmler radyo yayını'nda fuzzy lee' nin okuduğu
şiirim olur kendisi.
memleketime özlemimin tavan yaptığı, ne gidebildiğim
ne kalabildiğim bir zamanda yazmıştım.
memleket özlene özlene bırakıldığı gibi olmuyor. bam başka bir boyuta evriliyor.
****
sadece sevdiklerini memleket sanır insan
memleketteyken
memleketin havasını suyunu ayırmaz diğer memleketlerden
memleketteyken
yemeği, türküleri sıkıcı gelir
memleketteyken
her dakika görülen tanışlar yorar
kuşları fark edilmez
denizine alışır gözler
alışır da görmez bile
ta ki
gurbet çıkana kadar nasibe
ömrün bir kısmını memlekette bırakıp
yeni bir memleket aramak sanır
bu gidişi gönül
sanır da yanılır
olur mu el türküsü senin türkün
olur mu el dili senin dilin
olur mu el yemeği senin yemeğin
olur mu el havası senin havan
olur mu ova, deniz gibi
olur mu el memleketi senin memleketin
ne olur da
ne olabilir
meclislerdeki yüzler
sana yabancı gelir
bir yerde bir tanış denk gelmez memleketten
ağaçları başka, kuşları başka
ne buralar olabilir memleket
ne bırakılan memlekete olabilir bir dönüş
zamanında memleketinde yaşıyordun
sen artık onunla avun gönül
hüznünü de şükre yor
güzel günler gördüğün
her santimini bildiğin
sonradan daha çok sevdiğin
memleketinde yaşıyordun
masalın olan şimdi
anlata anlata artırdığın
trabzon
bıraktığın trabzon’dan çok daha büyük
sende onunla avun gönül
ankara’da.
şiirim olur kendisi.
memleketime özlemimin tavan yaptığı, ne gidebildiğim
ne kalabildiğim bir zamanda yazmıştım.
memleket özlene özlene bırakıldığı gibi olmuyor. bam başka bir boyuta evriliyor.
****
sadece sevdiklerini memleket sanır insan
memleketteyken
memleketin havasını suyunu ayırmaz diğer memleketlerden
memleketteyken
yemeği, türküleri sıkıcı gelir
memleketteyken
her dakika görülen tanışlar yorar
kuşları fark edilmez
denizine alışır gözler
alışır da görmez bile
ta ki
gurbet çıkana kadar nasibe
ömrün bir kısmını memlekette bırakıp
yeni bir memleket aramak sanır
bu gidişi gönül
sanır da yanılır
olur mu el türküsü senin türkün
olur mu el dili senin dilin
olur mu el yemeği senin yemeğin
olur mu el havası senin havan
olur mu ova, deniz gibi
olur mu el memleketi senin memleketin
ne olur da
ne olabilir
meclislerdeki yüzler
sana yabancı gelir
bir yerde bir tanış denk gelmez memleketten
ağaçları başka, kuşları başka
ne buralar olabilir memleket
ne bırakılan memlekete olabilir bir dönüş
zamanında memleketinde yaşıyordun
sen artık onunla avun gönül
hüznünü de şükre yor
güzel günler gördüğün
her santimini bildiğin
sonradan daha çok sevdiğin
memleketinde yaşıyordun
masalın olan şimdi
anlata anlata artırdığın
trabzon
bıraktığın trabzon’dan çok daha büyük
sende onunla avun gönül
ankara’da.
devamını gör...
bizi her şey sinirlendirir çünkü paramız yok
ülkemizde yaşayan insanların sinirli olmasının en büyük nedenlerinden birini açıklayan cümle.
devamını gör...
brothers düğüm salonu radyo yayını
bayılıyorum bu ikiliye ve bu radyo yayınına!
sorulmayacak sorularmış bu haftaki konumuz. o halde bi olay da benden gelsin.
uzun süredir gelmediğim memlekete kısa süreliğine geldim ve pek sevgili anneciğimle merkeze indik. küçük bi yerde yaşadığımdan olsa gerek neredeyse her sokak başı tanıdık biriyle karşılaştık. ayak üstü, sosyal mesafeye uygun, tamamen yapmacık bi samimiyet üzerine kurulu 1 2 çift kelam edilip herkesin yoluna devam ettiği karşılaşmalar yaşandı. yine böyle bi karşılaşmada liseden arkadaşın biri bana dönerek bir soru sordu ve devamında bence harika bi sohbet gelişti. olduğu gibi aktarıyorum efenim:
+benim arkadaş, ayşe -isim uydurma-
- merdumkaptan
×merdum'un annesi
+eee merdum, sen ne zaman evleniyorsun, bulamadın mı birini? bizim liseden xxx geçen ay evlendi; yyy de nişanlandı. zzz'nin de çocuğu 2 yaşını doldurmuş diyollaaa. (aferin onlara, iyi halt ediyollaaaa diyemedim...)
-!&+€÷/ (kısık gözlerle, ne diyon bacım sen, bakışı atan merdum düşünün burada lütfen.)
+hayır bulamadıysan haber ver de biz bakalım birilerine, ondan soruyorum.
-annecim biz ayşe'yi davet etmemiş miydik?
× nereye merdum?
-e benim düğüne.
+ nasıl senin düğüne?
-aaa senin haberin yok mu? evlendim ben. annemler vermiyordu beni, kaçarım diye tehdit ettim. vermek zorunda kaldılar. apar topar evlendik. tüh sana davetiye vermeyi unutmuşuz. merak etme yakında boşanırım, bi sonraki düğünüme çağırırım seni.
+ aaa delinin zoruna bak. ne diyon kız sen?
× aman ayşe ne bakıyorsun sen ona. okuyor o daha. evlilik falan da yok. hadi sana iyi günleeeer.
ve devamında kahkaha atan kızının kolunu çekiştirme suretiyle götüren annem. hatırladıkça gülüyorum.
ama yani cidden size ne, kimin, kimle, nerde, ne zaman evleneceğinden! hayır bi de soruş şekline bakar mısınız; bulamadın mı? lan ben senin gibi kendime erkek mi arıyorum da bulayım. sanki bana bayrama kurbanlık alıyor, te alllaaam yaa. neyse sakinim.
ay çok konuştum ben yine. normalde hep cenk'in arka bahçesi ve robnaja'nın yayınlarına denk geliyordu valiz hazırlamam. bu sefer size denk geldi. buradan onlara da seslenmiş olayım, tülaaaay geriiii döööön, arada bari olsun yayın yapın yav, özledik sizi...
sorulmayacak sorularmış bu haftaki konumuz. o halde bi olay da benden gelsin.
uzun süredir gelmediğim memlekete kısa süreliğine geldim ve pek sevgili anneciğimle merkeze indik. küçük bi yerde yaşadığımdan olsa gerek neredeyse her sokak başı tanıdık biriyle karşılaştık. ayak üstü, sosyal mesafeye uygun, tamamen yapmacık bi samimiyet üzerine kurulu 1 2 çift kelam edilip herkesin yoluna devam ettiği karşılaşmalar yaşandı. yine böyle bi karşılaşmada liseden arkadaşın biri bana dönerek bir soru sordu ve devamında bence harika bi sohbet gelişti. olduğu gibi aktarıyorum efenim:
+benim arkadaş, ayşe -isim uydurma-
- merdumkaptan
×merdum'un annesi
+eee merdum, sen ne zaman evleniyorsun, bulamadın mı birini? bizim liseden xxx geçen ay evlendi; yyy de nişanlandı. zzz'nin de çocuğu 2 yaşını doldurmuş diyollaaa. (aferin onlara, iyi halt ediyollaaaa diyemedim...)
-!&+€÷/ (kısık gözlerle, ne diyon bacım sen, bakışı atan merdum düşünün burada lütfen.)
+hayır bulamadıysan haber ver de biz bakalım birilerine, ondan soruyorum.
-annecim biz ayşe'yi davet etmemiş miydik?
× nereye merdum?
-e benim düğüne.
+ nasıl senin düğüne?
-aaa senin haberin yok mu? evlendim ben. annemler vermiyordu beni, kaçarım diye tehdit ettim. vermek zorunda kaldılar. apar topar evlendik. tüh sana davetiye vermeyi unutmuşuz. merak etme yakında boşanırım, bi sonraki düğünüme çağırırım seni.
+ aaa delinin zoruna bak. ne diyon kız sen?
× aman ayşe ne bakıyorsun sen ona. okuyor o daha. evlilik falan da yok. hadi sana iyi günleeeer.
ve devamında kahkaha atan kızının kolunu çekiştirme suretiyle götüren annem. hatırladıkça gülüyorum.
ama yani cidden size ne, kimin, kimle, nerde, ne zaman evleneceğinden! hayır bi de soruş şekline bakar mısınız; bulamadın mı? lan ben senin gibi kendime erkek mi arıyorum da bulayım. sanki bana bayrama kurbanlık alıyor, te alllaaam yaa. neyse sakinim.
ay çok konuştum ben yine. normalde hep cenk'in arka bahçesi ve robnaja'nın yayınlarına denk geliyordu valiz hazırlamam. bu sefer size denk geldi. buradan onlara da seslenmiş olayım, tülaaaay geriiii döööön, arada bari olsun yayın yapın yav, özledik sizi...
devamını gör...
duckduckgo
arama sonuçlarını verilerinizle ilişkilendirmeden sunduğu için en saydam sonuçlara ulaşabileceğiniz arama motorlarından biridir.
devamını gör...
doğal sakinleştiriciler
melisa , papatya, adaçayı bunlardan bazılarıdır. doğru müzikle veya fiziksel aktivitelerle de bence sedatif etkiler görülebilir. *
devamını gör...
atatürk'e ilah benzetmesi yapanlar
kimsenin atatürk'e ilah muamelesi yaptığı, ona ibadet ettiği falan yok. şuurunu o kadar yitirmiş olan kişi zaten gazi'yi anlamamıştır. paşa hayattayken kendisi böyle taleplerde bulunmamış, muhtaç olduğunuz kudret damarlarınızdaki asil kandadır diyerek kurtarıcı beklemeyin çare sizsiniz kendinize inanın mesajı vermiş, bir gün sözlerim bilimle ters düşerse bilimi seçin diyerek de yolumuzu çizmiştir. ulu önder'e tanrı muamelesi yapan insan varsa bile toplasan bir elin parmaklarını geçmez.
türk'ün atası, ülkenin kurucusu olan olan başbuğ'un fotoğraf ve heykellerinin olması da gayet doğaldır.
başlık altında bu fotoğraf ve heykel meselesine gönderme yapan arkadaşın -ülkenin en kalabalık şehri olması sebebiyle- istanbul'da yaşadığını umarak, sahil yolundan bi eminönü - halkalı seyahati yapmasını tavsiye ediyorum. 3-5 metrede bir bulunan her sokak lambası direğinde erdoğan'ın çarşaf çarşaf posterleri mevcuttur. ayrıca bilbordlarda yan yana zibilyon fotoğrafı asılması da çok sık karşılaşılan bir durumdur. -yanlış hatırlamıyorsam- cevizlibağ'da 4-5 katlı binanın yan duvarı dev bir posteriyle kaplıdır. bunlar aklıma sadece şuan gelenlerdir. bakkal kadar dükkan açsa market kadar posteri asılır her yere, yapılan işin bilmem kaç katı maliyeti umursanmadan bakın biz yaptık ha diye puntolarla yazılır. (parti gözetmeksizin tüm belediyelerde olan bir saçmalıktır bu aslında. ama madem fotoğrafı 30-40 kişi görünce sorun oluyor, o fotoğrafsa bu kartpostal mı bu da fotoğraf. yol yapanın fotoğrafı asılıyorsa ülke kuranın pekala asılır.)
bir diğer konu atatürk'e ilah diyen adam çıkmışsa, erdoğan'a da peygamber diyenler çıktı. kimi erdoğan'ı karısıyla yakalasa kızmayacağını söyledi, kimi erdoğan istese kocasını düşünmeden gideceğini. kimileri oturma organına kıl bile oldu:) bunlara da lafınız var mı sevgili yazar yoksa kafayı kuma gömmeye devam mı? belki de bunlar vahim durumlar değildir ne dersin ;)
türk'ün atası, ülkenin kurucusu olan olan başbuğ'un fotoğraf ve heykellerinin olması da gayet doğaldır.
başlık altında bu fotoğraf ve heykel meselesine gönderme yapan arkadaşın -ülkenin en kalabalık şehri olması sebebiyle- istanbul'da yaşadığını umarak, sahil yolundan bi eminönü - halkalı seyahati yapmasını tavsiye ediyorum. 3-5 metrede bir bulunan her sokak lambası direğinde erdoğan'ın çarşaf çarşaf posterleri mevcuttur. ayrıca bilbordlarda yan yana zibilyon fotoğrafı asılması da çok sık karşılaşılan bir durumdur. -yanlış hatırlamıyorsam- cevizlibağ'da 4-5 katlı binanın yan duvarı dev bir posteriyle kaplıdır. bunlar aklıma sadece şuan gelenlerdir. bakkal kadar dükkan açsa market kadar posteri asılır her yere, yapılan işin bilmem kaç katı maliyeti umursanmadan bakın biz yaptık ha diye puntolarla yazılır. (parti gözetmeksizin tüm belediyelerde olan bir saçmalıktır bu aslında. ama madem fotoğrafı 30-40 kişi görünce sorun oluyor, o fotoğrafsa bu kartpostal mı bu da fotoğraf. yol yapanın fotoğrafı asılıyorsa ülke kuranın pekala asılır.)
bir diğer konu atatürk'e ilah diyen adam çıkmışsa, erdoğan'a da peygamber diyenler çıktı. kimi erdoğan'ı karısıyla yakalasa kızmayacağını söyledi, kimi erdoğan istese kocasını düşünmeden gideceğini. kimileri oturma organına kıl bile oldu:) bunlara da lafınız var mı sevgili yazar yoksa kafayı kuma gömmeye devam mı? belki de bunlar vahim durumlar değildir ne dersin ;)
devamını gör...