oryantalizm
oryantalizmi daha iyi anlamamız için 1994 yılında kenan doğulu'nun klibine bir göz atmamız gerekiyor. medeniyetler çatışması , çernobil patlaması,berlin duvarının yıkılması ve nihayet soğuk savaşın sona ermesi ile birlikte yeni savaş alanı doğu olmuştur. doğuyu anlamak için filmlere bakmayalım kliplere bakalım.*
devamını gör...
ayazata
isminden dolayı türk toplumlarında soğuk hanı diye bilinir. kışın soğuk havalarda ortaya çıkıp yardıma muhtaç, yoksul, kimsesiz, garibanlara yardım ettiği, hakkında yüce bir alim olduğuna inanılan efsane.
devamını gör...
kır papatyası
2014 yılında çıkan benimse yeni denk geldiğim (2 hafta kadar önce) bahadır sağlam şarkısı.
o kadar güzel sözlere sahip ki yüzümde oluşan istemsiz bir gülümsemeyle dinliyorum.
o kadar güzel sözlere sahip ki yüzümde oluşan istemsiz bir gülümsemeyle dinliyorum.
devamını gör...
canım
genelde samimi olduklarınız için kullanılır. ancak hadi canım cümlesini hiç tanımadığınız birine de söyleyebilirsiniz.
devamını gör...
humana
emziren anneler için süt arttırıcı çay. envai çeşit bitki ve meyvelerden oluşuyor.
devamını gör...
rauf denktaş
ömrünün son yıllarında yeniçağ gazetesindeki köşesinde kıbrıs davasını haykırmış kişi. bunak dediler, bay hayır dediler ama gelinen noktada yine onun dediğine geldiler.
ruhu şad olsun.
ruhu şad olsun.
devamını gör...
agora meyhanesi radyo yayını
paralel evrendeki yansımam umarım iyi işler yapıyordur. görürseniz ona selam söyleyin benden yani bana off kafalar şimdiden karıştı. iyi yayınlar diliyorum iyi iş çıkaracağınıza eminim.
devamını gör...
türkiye'de vegan olmak
türkiye'de çalışanların yaklaşık %40'ı asgari ücretli olduğundan, zorunlu olarak vegana yakın bir hayat sürmektedir. dolayısıyla türkiye'de vegan olmak, pek şaşılası bir durum değildir.
devamını gör...
makinist ile son istasyon radyo yayını
merhabalar sevgili dostlar
bu geceki yayınımızda seni anlayan kimsenin olmaması isimli başlıktan konuşacağız.
yazdıklarınızı yayında okuyup üzerine fikirlerimizi paylaşacağız.
saat 24:00 da sözlük radyosundayız. blog.kafasozluk.com/
bu geceki yayınımızda seni anlayan kimsenin olmaması isimli başlıktan konuşacağız.
yazdıklarınızı yayında okuyup üzerine fikirlerimizi paylaşacağız.
saat 24:00 da sözlük radyosundayız. blog.kafasozluk.com/
devamını gör...
ferhan şensoy
30 senedir takip ettiğim, her kitabını okuduğum, her oyununu seyrettiğim, çocukluğumun gençliğimin idolü, bana hayatı, espriyi, eleştiriyi öğreten hocam.
başımız sağolsun, ülkemiz çok kıymetli bir değerini daha yitirdi
başımız sağolsun, ülkemiz çok kıymetli bir değerini daha yitirdi
devamını gör...
tek görselde yazarların mizah anlayışı
(bkz: bakınız)
devamını gör...
ses kaydının normal sesten farklı duyulması
aynadaki görüntümüzün gerçek halimizden daha güzel görünmesi ile eş değer olaydır.insanın moralini bozar.
devamını gör...
regl oldum demenin alternatif yolları
regl oldum. regl oldum. alternatif yola ihtiyaç duyulmayan regl oldum diye ifade edilecek durumdur.
devamını gör...
israil'in 3000 yıldır buradayız tweeti

uluslararası hukuktan bihaber israil oğullarının, 3000 yıl önce tanrılarının ona vadettikleri toprakların(arz-ı mev'ud) 3000 yıldır kendilerinde olduğu iddialarından ibaret tweettir.
israil, 14 mayıs 1948'de, david-ben gurion öncülüğünde tel-aviv'de toplanan yahudi millî konseyi kuruluşunu ilan etmiştir. yani uluslararası hukuk bazında taş çatlasa 73 yıllık bir devlet.
bağnaz olarak adlandırabileceğimiz israil yahudileri bu vaat edilmiş toprakları alamadıkları sürece lanetli olduklarına inanırlar, bin yıllar sonra bile hala... din gerçekten kitlelerin afyonudur. ayrıca yine belirtmek gerekir ki yahudilere indirilen 10 emirden bir tanesi öldürmeyindir. bu sadist ruhlu manyaklar o emri sadece '' yahudileri'' öldürmeyiniz olarak kabul etmişlerdir.
hitler'in gerçekleştirmiş olduğu yahudi katliamının temelindeki fikir ise klasik mağdur edebiyatı üstünden bugünün canisi israil devletini yaratmak ve hitlerden beter katliamlara dünyanın gözü önünde imza atmaktır.
kuran-ı kerim maide suresi 21-26 ayetleri arz-ı mev'ud ile alakalı olarak:
﴾21﴿ ey kavmim! allah’ın sizin için (vatan olarak) yazdığı kutsal topraklara girin, sakın geri dönmeyin, sonra kaybedenler siz olursunuz."
﴾22﴿ dediler ki: "ey mûsâ! orada zorba bir topluluk var, onlar oradan çıkmadıkça biz oraya asla giremeyiz. ama oradan çıkarlarsa biz hemen gireriz."
﴾23﴿ korkanlar arasından allah’ın kendilerine lutufta bulunduğu iki cesur adam şöyle dedi: "kapıdan üzerlerine hücum edin; oraya girdiğiniz an artık kesinlikle siz galipsiniz. eğer müminler iseniz ancak allah’a güvenin."
﴾24﴿ isrâiloğulları, "ey mûsâ! onlar orada bulundukları sürece biz oraya asla girmeyeceğiz. sen ve rabbin gidin savaşın; biz burada oturacağız!" dediler.
﴾25﴿ mûsâ, "rabbim! ben kendimden ve kardeşimden başkasına söz geçiremiyorum. artık bizimle bu yoldan çıkmış kavim arasında sen hükmet" dedi.
﴾26﴿ allah buyurdu ki: "öyleyse onlar yeryüzünde şaşkın şaşkın dolaşmak üzere oradan (kutsal topraklar) kırk yıl mahrum bırakılmışlardır. artık sen yoldan çıkmış toplum için üzülme
edit: katranı kaynatsan olur mu şeker aslını s... aslına çeker. (bkz: israil'in mescidi aksaya saldırması)
devamını gör...
öğrencisi derse girmeyen öğretmenin ücretinin kesilmesi
evet yine olayın iç yüzünü bilmeyen herkesin "oohhh iyi olmuş, öğretmenler aldıkları parayı hak etmiyor" dediği, olayın içinde olan, öğretmenleri azıcık bile olsa anlayanların ellerini vicdanlarına koyarak tanım yaptıkları bir başlık daha.
başlığı gündüz gördüm, akşam yemek yedikten sonra sakin sakin yazayım fikirlerimi dedim ve şimdi yazıyorum. bakalım ne kadar anlatabileceğim derdimi.
şimdi bilmeyenler için ek dersin ne olduğunu anlatalım: öğretmenlerin haftalık minimum girmesi gereken bir ders saati var, bu dersi tamamladıktan sonra girdiği her ders saati başına aldığı ücrete ek ders diyoruz. bu ek ders öğretmenler derse gelmezse, raporlu/sevkli olursa ya da bir şekilde ders işlenmezse kesiliyor.-haklı olarak-
öğrenci derse gelmediğinde ders işlenmediği için de öğretmen ek ders alamıyor.
normal şartlar altında bu doğru mu? öğrencilerin derse gelmemeyi tercih etmesi öğretmenin suçu mu, öğretmen öğrencilere derse gelmeyin mi diyor ? tüm bunlar tartışılır.
normal olmayan pandemi koşullarına gelelim.
çoğu kademe zaten uzaktan eğitim yapıyor. okul öncesi, 8. ve 12. sınıflar yüz yüze eğitime devam ediyor. kendi kademem için konuşmam gerekirse benim açımdan durum şu;
1-veliler çocuklarını pandemi nedeniyle okula göndermek istemiyorlar.
2-uzaktan eğitime geçildiği takdirde öğrenciyi derse sokacaklarını söylüyorlar.
3-ancak uzaktan eğitime geçmek öğretmenin elinde değil.
4-yüz yüze eğitim devam ettiği için okula gitmek zorunda olan öğretmenin uzaktan eğitim yapması yasak.
peki ne oluyor?
öğretmen okula gidiyor, öğrenci gelsin gelmesin sınıfında duruyor. öğrencinin geldiği günler ek ders alıyor öğrencinin gelmediği günler boşa gidip oturup dönüyor.
idare tarafından deniyor ki "hocam öğrenciyi okula çağır ama olur da okulda bir bulaş olur sorumluluk sana ait çocuğu çağırdığın için" ee öğretmen ne yapsın? zaten öğrenciyi okula getirmek için elinden geleni yapmış bir de sırf ek ders almak için sık boğaz mı etsin? sık boğaz ettikten sonra öğrenci okula gelince kaptığı hastalıktan mesul mu tutulsun?
gerçekten işin içinde olmayıp atıp tutan insanlara karşı o kadar doluyum ki, keşke azıcık da olsa kendinizi bizim yerimize koyabilseniz. keşke "yahu bu insan da emek vermiş, öğretmen olmuş, işini yapmaya çalışıyor, buna rağmen itibarsızlaştırılıyor" diyebilseniz. keşke azıcık saygı duyabilseniz, keşke azıcık sesimizi duyurabilsek biz de.
tüm bunları buraya yazmakla suya yazmak arasında bir fark yok ancak içimi dökmek istedim.
ps: işbu yazı kimse hedef alınarak yazılmamış olup, günlük hayatta ve meslek hayatım boyunca -özellikle pandemi döneminde- karşılaştığım bu gibi durumlar göz önüne alınarak yazılmıştır.
başlığı gündüz gördüm, akşam yemek yedikten sonra sakin sakin yazayım fikirlerimi dedim ve şimdi yazıyorum. bakalım ne kadar anlatabileceğim derdimi.
şimdi bilmeyenler için ek dersin ne olduğunu anlatalım: öğretmenlerin haftalık minimum girmesi gereken bir ders saati var, bu dersi tamamladıktan sonra girdiği her ders saati başına aldığı ücrete ek ders diyoruz. bu ek ders öğretmenler derse gelmezse, raporlu/sevkli olursa ya da bir şekilde ders işlenmezse kesiliyor.-haklı olarak-
öğrenci derse gelmediğinde ders işlenmediği için de öğretmen ek ders alamıyor.
normal şartlar altında bu doğru mu? öğrencilerin derse gelmemeyi tercih etmesi öğretmenin suçu mu, öğretmen öğrencilere derse gelmeyin mi diyor ? tüm bunlar tartışılır.
normal olmayan pandemi koşullarına gelelim.
çoğu kademe zaten uzaktan eğitim yapıyor. okul öncesi, 8. ve 12. sınıflar yüz yüze eğitime devam ediyor. kendi kademem için konuşmam gerekirse benim açımdan durum şu;
1-veliler çocuklarını pandemi nedeniyle okula göndermek istemiyorlar.
2-uzaktan eğitime geçildiği takdirde öğrenciyi derse sokacaklarını söylüyorlar.
3-ancak uzaktan eğitime geçmek öğretmenin elinde değil.
4-yüz yüze eğitim devam ettiği için okula gitmek zorunda olan öğretmenin uzaktan eğitim yapması yasak.
peki ne oluyor?
öğretmen okula gidiyor, öğrenci gelsin gelmesin sınıfında duruyor. öğrencinin geldiği günler ek ders alıyor öğrencinin gelmediği günler boşa gidip oturup dönüyor.
idare tarafından deniyor ki "hocam öğrenciyi okula çağır ama olur da okulda bir bulaş olur sorumluluk sana ait çocuğu çağırdığın için" ee öğretmen ne yapsın? zaten öğrenciyi okula getirmek için elinden geleni yapmış bir de sırf ek ders almak için sık boğaz mı etsin? sık boğaz ettikten sonra öğrenci okula gelince kaptığı hastalıktan mesul mu tutulsun?
gerçekten işin içinde olmayıp atıp tutan insanlara karşı o kadar doluyum ki, keşke azıcık da olsa kendinizi bizim yerimize koyabilseniz. keşke "yahu bu insan da emek vermiş, öğretmen olmuş, işini yapmaya çalışıyor, buna rağmen itibarsızlaştırılıyor" diyebilseniz. keşke azıcık saygı duyabilseniz, keşke azıcık sesimizi duyurabilsek biz de.
tüm bunları buraya yazmakla suya yazmak arasında bir fark yok ancak içimi dökmek istedim.
ps: işbu yazı kimse hedef alınarak yazılmamış olup, günlük hayatta ve meslek hayatım boyunca -özellikle pandemi döneminde- karşılaştığım bu gibi durumlar göz önüne alınarak yazılmıştır.
devamını gör...
defalarca pişman olunup yine de yapılan hareketler
affetmek. ama üzülmeyin en sonunda( burada en son dediğimiz zaman herkes için farklı olabiliyor kimi ilk hatada silip atıyor kimi binincide) zaten affedecek son parçanız da elinizden uçup gittiğinde istesenizde artık yapamayacağınız eylem. sonuçta kendimi kaybettiğimden aslında çok bir şey kaybetmemiş gibi hissettim daha doğrusu hissiz kaldım ama kaybeden birileri oldu.
devamını gör...
eski resimlerde insanların gülümsememe nedeni
eskiden gülmemek cool sanılırdı. bir tane gülen resmim yok eskilerden. bakışlar yeter sanırdık. sorsan dünyanın mesajını verirdik o mesajla. kim aldı o mesajı, hiç kimse. hep bir cool olmaya çalışmalar. 18 yaşında mıyız 68 yaşında mıyız belli değil. ne manasız bir enerji tutulması diyorum o günlere.
on yıldır gülüyorum her resme.
güzel çıkmak isteyen, on sene sonra resmine bakıp ne güzelmişim, ne güzel günler geçirmişim, ne güzel yaşamışım, iyi ki demek isteyen gülsün.
3 günlük dünya kas kas nereye kadar.
on yıldır gülüyorum her resme.
güzel çıkmak isteyen, on sene sonra resmine bakıp ne güzelmişim, ne güzel günler geçirmişim, ne güzel yaşamışım, iyi ki demek isteyen gülsün.
3 günlük dünya kas kas nereye kadar.
devamını gör...
sabah namazı
günün ilk ibadetidir. 4 rekattan oluşur . iki rekat sünnet iki rekat farz.
devamını gör...

