birini çok sevmek, kendini çok daha az sevmektir.
o mutlu olsun diye ödün verirsin.
o üzülmesin diye sen üzülürsün.
yeri gelir gülsün diye kılıktan kılığa girersin
özlemesin diye kilometreler tepersin.
beklemesin diye özledim demessin.

kendini yer, kendini yok edersin.

kendini seven adam bunları yapar mı kendine?

işte bu yüzden birini çok sevmek, kendini çok daha az sevmektir.

aşk ise yok olmaktır sevgilim.
devamını gör...

aslında sadece futbolcular ve festivallerden gördüğüm bir ülkeydi. o yüzden eskiden sadece melezler, siyahlar yaşıyor sanıyordum. ama cape town'a üniversite yada dil okuluna gelen zengin beyaz gençleri görünce anladım ki, güney afrika cumhuriyeti'nin aynısı. hatta gelenlerin içinde siyahı bırak esmer bile görmedim.
devamını gör...

sevgilinin her şeyi güzel gelmez mi seven kişi için doğrusuyla yanlışıyla
devamını gör...

çok da yadırganamayacak bir durumdur. her öğrencinin bir kere de olsa başına gelmiştir. ortaokul da beden eğitimi öğretmenime tüm okulun kızları ile birlikte aşıktık. ismini hatırlayamasam da görseli hala aklımda. çocukluk hayranlığı, idol olarak da tanımlanabilir ve aşkın en masum hali.
devamını gör...

senin ben tekerinin sibobunu diyerek allah allah nidaları ile sürücüye saldırmaya sebebiyet verecek üzünçlü durum.
gitti caanım elbise.
devamını gör...

24 yaş altı gençler için istanbul büyükşehir belediye başkanı ekrem imamoğlu'nun hayata geçirdiği harika bir uygulama..

devamını gör...

hüzünlü bir mitolojik hikayeye konu olan meyvedir. hikaye de şöyledir.

rivayete göre çocukluklarından beri birbirlerine âşık iki genç varmış. kızımızın adı tispe, oğlumuzun adı da piremus imiş. nedendir bilinmez bu iki aşığın aşklarına aileler razı değilmiş. piremus ve tispenin tek buluşabildikleri yer yan yana olan evlerinin duvarındaki ufak delikmiş. buradan hasret giderirlermiş, aşk yaşarlarmış. bu durum sonunda piremus un canına tak etmiş. tispe ye ormandaki ulu ağaca gelmesini söylemiş. bu diyardan kaçacaklarmış. ertesi gün tispe çok heyecanlı olduğundan erkenden gitmiş ulu ağaca. fakat vardığında avını yeni yemiş ağzı yüzü kan içinde bir aslan görüvermiş. korkup ilk bulduğu mağaraya saklanmış. koşarken de boynundaki eşarbını düşürmüş. aslan eşarbı ağzına alıp parçalamaya başlamış. tam da o sırada piremus çıkagelmiş. gördüğü manzara karşısında deliye dönmüş, nasıl dönmesin? aslanın tispeyi yediğini düşünmüş. birden hançerini çıkarıp göğsüne saplamış. oracığa yığılıvermiş, kanlar içinde. biraz zaman sonra tispe saklandığı mağaradan çıkmış. ağacın altına gelince sevdiceğinin cansız bedenini elinde kendi eşarbıyla görmüş.sevdiği adam onun öldüğünü sandığı için canına kıymış. kalp dayanır mı? eşarbını elinden alıp asmış kendini ağaca. ruhu ağacın yapraklarına karışmış. piremus un kanı da ağacın meyvelerine renk olmuş.
derler ya kırmızı dutun lekesini bir tek yaprağı çıkarır diye. piremusun kanını bir tek tispe bin ruhu temizler...
devamını gör...

"değmiyor bazen uğruna yorulduklarımız."
nazım hikmet
devamını gör...

karşılıksız destek olması,sevmesi.her zaman çocuğu olarak görmesi.kimse yanınızda yoktur ama o vardır.
ağlarsa anam ağlar gerisi yalan ağlar.
devamını gör...

intihal yapmamak gerekiyor.
(bkz: intihal) kariyerinizi bitirir.
intihal yapmayın, melih bulu’nun altı aylık boğaziçi rektörü olma serüvenine aldanmayın, yıllar sonra emeklerinizle bir yerlere geldiğinizde
dönüp dönüp eserlerinizi inceleyeceklerdir.
ve bu düzen yıkılacak, kopyala yapıştırcı akademisyenler elbette yüzleri kara bir şekilde meslekten atılacaklardır, bir gün olacak!
devamını gör...

milletin adam akıllı uyduğu tek günah desek %101 doğru olur.

domuz yemek haricinde her şeyi yapıyoruz maşallah.
devamını gör...

ilk başta biraz heyecanlı gibi oluyor ama sonrası malum.insan belli bir süre sonra kimsenin hayatını merak etmiyor ve kendi hayatını,yapacaklarını anlatmak istemiyor.bu içe çekilme gibi bir durum değil veya geçmiş tecrübelerden kaynaklı bir durumda değil.insan sosyal bir varlık evet ama,kaliteli bir yalnızlık,bir çok insan tanımaya bedel.yapacaklarınız ve yapmak istediklerinize odaklı olursanız,maslow’un hiyerarşisine göre kendinizi gerçekleştirme evresine gelirseniz,ilişkilerinizde kaliteli oluyor ve devamlılığı sağlayabiliyorsunuz.diğer türlü hayatta aradığınızı bulamamışsanız,hayatta ona göre insanlar karşınıza çıkartıyor.insan tanımak güzeldir ama bir çok insanı tanımak güzel değildir.yetiştirdiğiniz karakterinize bağlı olarak özel olan kişi elbet sizinle tanışacaktır.
devamını gör...

değildir tabiki. ben evden çıkarken fenerbahçe konuşmaya başlıyorum, eve gelene kadar şampiyonlar ligini alıyoruz. ne deliliği kardeşim ?*
devamını gör...

dünyanın en büyük ikinci okyanusu olan atlas okyanusu'nun batısında, amerika birleşik devletleri'nin florida eyaletinden başlayıp, meksika'nın doğusunda bulunan eyaleti yucatan yarımadasında biten, kuzey amerika kıtası tarafından neredeyse tamamen çevrelenmiş büyük su kütlesidir.
meksika körfezi, atlantik okyanusu'na amerika ve küba arasındaki florida boğazlarıyla; karayip denizi'ne de meksika ve küba arasındaki yucatan kanalıyla bağlanır.
devamını gör...

(bkz: pdf okurken nasıl kör oldum)
devamını gör...

run forrest run!

bir romandan sinemaya uyarlanmış 1994 yapımı filmdir ve başrolünde tom hanks oynamaktadır.
başarılı olmak veya aşkı hissetmek için dahi olmamız gerekmediğini gözler önüne seren bir film. film, flashback yani geçmişe dönüş ile başlıyor. bir kutu çikolatayla bankta oturan forrest, bize çocukluğunu, aile ilişkisini, sevdiği kişiyi, başından geçen her şeyi tane tane anlatmaya koyuluyor. ıq'su 75 olan forrest gump'ın (otizm spektrum bozukluğuna sahip) adından her yerde nasıl söz ettirdiğine, annesinin ve sevdiği kızın sözünü dinleyerek nasıl ilerlediğine şahit oluyoruz. ve bunu hep mavi kareli gömleği eşliğinde izliyoruz.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kaynak.

başta yürümekte zorluk çeken forrest, bir de bakmışız ki amerikan futboluna katılmış hatta o da yetmemiş, hiç durmaksızın 3 yıl, 2 ay, 14 gün koşmuş, sonra bir anda durmaya karar vermiş*.
filmde aynı zamanda fazla tarihsel gönderme var.

forrest'ın duyguları güzel işlense de yukarıda kısaca bahsettiğime benzer daha birçok olaydan ötürü fazla abartıya kaçan film. fakat yine de bu şekliyle bile keyifli ve anlamlı gelmişti bana.

--- alıntı ---
why don't u love me, jenny?
i'm not a smart man, but i know what love is.
devamını gör...

-kimisine gore- incir cekirdegini bile doldurmayacak seylerin, beynin arka odalarina ittirmek suretiyle yok sayilmasi ve olmadik anda hortlamalariyla cereyan eden eylem. (bkz: bilinçaltı)

birden bastiran yaz yagmuru gibidir cogunlukla; saril saril akar gozyasi, hickiriklara bogar. sonra tik diye kesiliverir, gokkusagi tadinda kirmizi ve tikali burnunla aynada kendine bakarken gulme krizine girersin. oyle iste.
devamını gör...

bedenini satmak gibi bir şey aslında yaptığı...
o entryler senin, sen yazdın onları!
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

manzaraları betimleyen (dağlar, ağaçlar, ovalar, nehirler vb.) resimlerdir.

''peyzaj: bir noktadan bakıldığında görüş çerçevesi içine girebilen doğal ve kültürel varlıkların bir arada meydana getirdikleri görünüştür'' (aran, 1965).
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim