17 gün kapalı kaldık ama ne oldu sorunsalı
          yedik, içtik, hesabı da biz ödedik...
      
  devamını gör...
sabaha bir ayet bırak
          لَكُمْ د۪ينُكُمْ وَلِيَ د۪ينِ 
lekum dînukum veliye dîn(i)
sizin dininiz size, benim dinim banadır.
yani sonuç: herkes birbirlerinin temel insan haklarına saygı göstermelidir.
not: müslüman değilim. kaynak:buradan
bunlar gibi süslümanlar gerçekten müslüman mı şimdi ?
diğer kişilerin yaşamını gasp ediyorlar. sana ne kardeşim. neymiş tebliğ ediyormuş peygamber misin lan sen ?
anayasa 24. madde. herkes, vicdan, dini inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir. ... kimse, ibadete, dini ayin ve törenlere katılmaya, dini inanç ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz; dini inanç ve kanaatlerinden dolayı kınanamaz ve suçlanamaz.
anayasan, inandığın din bir başkasının inancına karışamayacağını söylerken söyleyin süslümanlar sizin ne haddinize ?
ne ararsın tanrı ile aramda!
sen kimsin ki orucumu sorarsın ?
hakikaten gözün yoksa haramda,
başı açığa niye türban sorarsın!
rakı, şarap içiyorsam sana ne.
yoksa sana bir zararım, içerim.
ikimiz de gelsek kildan köprüye
ben dürüstsem sarhoşken de geçerim.
insanlar arası ilişkide önemli olan insanlıktır. dindarlık değil.
not: bu tanım buradaki gibi süslümanlar için yazılmıştır.
hatırlatma: sivas katliamı.
neydi islam hoş görü diniydi.
  lekum dînukum veliye dîn(i)
sizin dininiz size, benim dinim banadır.
yani sonuç: herkes birbirlerinin temel insan haklarına saygı göstermelidir.
not: müslüman değilim. kaynak:buradan
bunlar gibi süslümanlar gerçekten müslüman mı şimdi ?
diğer kişilerin yaşamını gasp ediyorlar. sana ne kardeşim. neymiş tebliğ ediyormuş peygamber misin lan sen ?
anayasa 24. madde. herkes, vicdan, dini inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir. ... kimse, ibadete, dini ayin ve törenlere katılmaya, dini inanç ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz; dini inanç ve kanaatlerinden dolayı kınanamaz ve suçlanamaz.
anayasan, inandığın din bir başkasının inancına karışamayacağını söylerken söyleyin süslümanlar sizin ne haddinize ?
ne ararsın tanrı ile aramda!
sen kimsin ki orucumu sorarsın ?
hakikaten gözün yoksa haramda,
başı açığa niye türban sorarsın!
rakı, şarap içiyorsam sana ne.
yoksa sana bir zararım, içerim.
ikimiz de gelsek kildan köprüye
ben dürüstsem sarhoşken de geçerim.
insanlar arası ilişkide önemli olan insanlıktır. dindarlık değil.
not: bu tanım buradaki gibi süslümanlar için yazılmıştır.
hatırlatma: sivas katliamı.
neydi islam hoş görü diniydi.
devamını gör...
dünyada virüs yokken virüs için borçlandığını söyleyen belediye
          dünya üzerinde sanırım sadece ülkemizde yaşanabilecek absürtlükte bir olay. işin kötüsü şaşıramıyoruz bile. öyle şeyler gördük ki hangi haberi okusak 'bu da olmuş' deyip geçiyoruz maalesef.
      
  devamını gör...
likit radyo yayını
          herkese merhaba, 
uzuuun bir aradan sonra bu akşam türkiye saati ile 23.00'dan sonra yayında olacağım. biraz blues ve jazz çalalım diyorum. yayın süresince likit radyo yayını başlığının altına yazılacak girdileri canlı yayında okuyacağım. programa girdileri ile dahil olmak isteyen, önerisi olan yazarlar başlık altında girdi yazarak yada özel mesaj yoluyla bana ulaşabilirler.
akşam normal sözlük radyosunda buluşalım*
  uzuuun bir aradan sonra bu akşam türkiye saati ile 23.00'dan sonra yayında olacağım. biraz blues ve jazz çalalım diyorum. yayın süresince likit radyo yayını başlığının altına yazılacak girdileri canlı yayında okuyacağım. programa girdileri ile dahil olmak isteyen, önerisi olan yazarlar başlık altında girdi yazarak yada özel mesaj yoluyla bana ulaşabilirler.
akşam normal sözlük radyosunda buluşalım*
devamını gör...
gece buzdolabını açıp hiçbir şey almadan kapatmak
          sadece gece yapılmadığını düşündüğüm eylem. 
ben canım sıkıldıkça buzdolabının kapağını açıyorum, genel olarak bir şeyler almadan da kapatmıyorum.
  ben canım sıkıldıkça buzdolabının kapağını açıyorum, genel olarak bir şeyler almadan da kapatmıyorum.
devamını gör...
atatürk ne yaptıysa doğrudur ve asla sorgulanamaz
          bunu söyleyen adam maldır. kısa ve net. bakın hiç tarih bilgisine, kitaplara, atarükü tanımasına vs. girmiyorum. kısa ve net. “mal”.
      
  devamını gör...
dünya'nın geçmişini görmek
          teorik olarak mümkün olan eylem.
yeterince büyük bir kara delik bulabilirseniz bu cisim işinizi görür. kara delikler uzay ve zamanı büyük ölçüde bükmeleriyle meşhur. dünya'nın geçmiş zamanlarında dünya'dan çıkan bir foton düşünün*. bu foton bir kara delik yakınından geçerken bükülen dokuda yolunu değiştirebilir ve kara deliğin etrafından dolaşarak 180 derecelik açıyla geldiği yöne geri dönebilir. bu durumda -karşısına başka herhangi bir cisim çıkmayacağını umut ederek- diyebiliriz ki buradan, yani dünyadan çıkan foton tekrar buraya ulaşacak.
şimdi bunu tek bir foton değil, bir foton demeti yani ışık olarak düşünün. dünya üzerinde yaşanan olayların uzaya yansıması ve bir kara deliğin etrafından geri dönerek tekrar bize kozmik bir ekrandan izletilmesi gibi... ancak dediğim gibi, bu teorik bir durum. gerçekte buradan giden tüm fotonları bize geri döndürecek büyüklükte bir kara delik olup olmadığı, bu fotonların yol üzerinde başka cisimlere rastlamadan başka bir bükülme nedeniyle yön değiştirmemesi gibi birtakım olasılıklar düşünüldüğünde, bu durum pratikte imkânsıza yakın görünüyor.
***
bir başka teorik görüş de şöyle: evreni ya da işinizi görecek kadarlık bir kısmını birbirine "yapıştırmak". bir a4 kâğıdı alıp rulo yapın ve üst üste gelen kenarlarını birbirine yapıştırın. işte evrene bunu uygulamayı başarırsanız -ki başaramazsınız- bu, geçmişi görmek için bir yoldur. özellikle atari ile büyüyen nesiller iyi bilir; bazı oyunlarda * ekranın bir tarafından kaybolup tam tersi taraftan tekrar ekrandan belirebildiğiniz oyunlar vardır. işte bu da ona benzer: buradan çıkan ışık rulo evrenin etrafını dolaşıp tekrar diğer taraftan geri gelir. böylece geçmişteki bir ana ait ışık size tekrar gelir ve geçmişi izleme şansına sahip olursunuz.
***
bir başka teorik yol da şu: eğer şu anda dünya'dan çok daha uzak bir yere ışınlanmayı başabilirseniz, oradan -yine yapılması imkânsız olur ama- yeterince büyük bir teleskop yaparak dünya'ya bakarsanız, onun geçmişini görürsünüz. ne kadar eskiyi görürsünüz? ne kadar uzağa gitmişseniz o kadar...
***
tabii bunlar, az önce de dediğim gibi, pratikte imkânsız olan işler. ancak kesin olan şey şu ki; uzay ve zamanı eğmek, geçmişe yolculuğu mümkün hale getirir. tek sorun bunu yapabilecek bir teknolojimizin olmaması ve muhtemelen de hiçbir zaman olmayacak olması. en azından burada sıraladığım 3 seçenek için...
  yeterince büyük bir kara delik bulabilirseniz bu cisim işinizi görür. kara delikler uzay ve zamanı büyük ölçüde bükmeleriyle meşhur. dünya'nın geçmiş zamanlarında dünya'dan çıkan bir foton düşünün*. bu foton bir kara delik yakınından geçerken bükülen dokuda yolunu değiştirebilir ve kara deliğin etrafından dolaşarak 180 derecelik açıyla geldiği yöne geri dönebilir. bu durumda -karşısına başka herhangi bir cisim çıkmayacağını umut ederek- diyebiliriz ki buradan, yani dünyadan çıkan foton tekrar buraya ulaşacak.
şimdi bunu tek bir foton değil, bir foton demeti yani ışık olarak düşünün. dünya üzerinde yaşanan olayların uzaya yansıması ve bir kara deliğin etrafından geri dönerek tekrar bize kozmik bir ekrandan izletilmesi gibi... ancak dediğim gibi, bu teorik bir durum. gerçekte buradan giden tüm fotonları bize geri döndürecek büyüklükte bir kara delik olup olmadığı, bu fotonların yol üzerinde başka cisimlere rastlamadan başka bir bükülme nedeniyle yön değiştirmemesi gibi birtakım olasılıklar düşünüldüğünde, bu durum pratikte imkânsıza yakın görünüyor.
***
bir başka teorik görüş de şöyle: evreni ya da işinizi görecek kadarlık bir kısmını birbirine "yapıştırmak". bir a4 kâğıdı alıp rulo yapın ve üst üste gelen kenarlarını birbirine yapıştırın. işte evrene bunu uygulamayı başarırsanız -ki başaramazsınız- bu, geçmişi görmek için bir yoldur. özellikle atari ile büyüyen nesiller iyi bilir; bazı oyunlarda * ekranın bir tarafından kaybolup tam tersi taraftan tekrar ekrandan belirebildiğiniz oyunlar vardır. işte bu da ona benzer: buradan çıkan ışık rulo evrenin etrafını dolaşıp tekrar diğer taraftan geri gelir. böylece geçmişteki bir ana ait ışık size tekrar gelir ve geçmişi izleme şansına sahip olursunuz.
***
bir başka teorik yol da şu: eğer şu anda dünya'dan çok daha uzak bir yere ışınlanmayı başabilirseniz, oradan -yine yapılması imkânsız olur ama- yeterince büyük bir teleskop yaparak dünya'ya bakarsanız, onun geçmişini görürsünüz. ne kadar eskiyi görürsünüz? ne kadar uzağa gitmişseniz o kadar...
***
tabii bunlar, az önce de dediğim gibi, pratikte imkânsız olan işler. ancak kesin olan şey şu ki; uzay ve zamanı eğmek, geçmişe yolculuğu mümkün hale getirir. tek sorun bunu yapabilecek bir teknolojimizin olmaması ve muhtemelen de hiçbir zaman olmayacak olması. en azından burada sıraladığım 3 seçenek için...
devamını gör...
yıldız
          parlak gök cismi. dikkat edin, "parlaklık" önemli. çünkü şu an evrende bir tane bile ışıksız yıldız bulunmuyor. çünkü evrende bir tane bile yıldız eceliyle ölmedi. yıldızların, milyarlarca yıl ömürleri vardır. kendilerine can veren şey hidrojendir. yıldızın kütlesi ne kadar çoksa, o kadar çok parlar ve bu da yıldızın hidrojeninin daha hızlı tükenmesine sebep olur. hidrojen tükenince, hidrojenle bütünleşmiş helyum devreye girer. bu sefer yıldız helyum sayesinde hayata tutunur. helyum yıldızı daha da parlaklaştırır ve yıldız genişlemeye başlar. yıldızın ömrü bitmeye başlar ve yıldız kırmızı dev'e dönüşür.

artık güneş bile yıldızın yanında halt ediyordur. kırmızı dev'e dönüşen yıldız daha ölmemiştir. fakat enerji üretimi durmuştur. büyüklüğü sebebiyle içe çöker. fakat kırmızı dev yine ölmemiştir, tekrar enerji üretir. tekrar enerji biter, tekrar üretir, bir daha, bir daha, bir daha.... fakat bu aşamada yıldız zonklar.

yani yıldız parlar, şişmeye başlar ve büzüşme sürecine girer. artık yıldız kâh genişler, kâh küçülür. fakat yıldızdaki fazla aşırı olan enerji, yıldızı daha da genişletir. hatta 100milyon km hatta daha çok genişleyebilir. fakat bir aksilik vardır; yıldızın zonklaması sürecinde yıldızın bazı bölgeleri kopmaya başlar. fakat enerji artmaktadır, artar, artar, artar..artık inanılmaz derecede, düşünemeyeceğiniz kadar çok, inanılmaz bir enerji vardır yıldızda. tehlike o kadar büyüktür ki, yıldız ölebilir. artık yıldız aşırı derecede fazla genişlemektedir. ve enerji had safhadadır, yıldız muazzam derecede parlar. yıldız artık aşırı büyüktür, tek parça halinde duramayacak kadar inanılmaz büyüklüğe sahiptir. yıldızın bazı bölgeleri yavaşça kopmaya başlar. ve kopma işlemi daha da hızlanır. helyum karbona dönüşerek tükenir. karbon da oksijene falan dönüşür. ve enerji üretimi daha da hızlanır. kırmızı dev yıldız, güneşten çok daha büyüktür. ve yıldızın birkaç tane güneşten bile daha ağır olacak ağırlıktaki kısımları yıldızdan ayrılır. kırmızı dev hâlâ güneşten çok daha büyüktür, ama eski haline nispeten çok daha az büyüktür. kırmızı devi ayakta tutan yakıtlar bitmiştir artık. hayır ölmedi, artık yıldızımız, kırmızı dev değil, gezegenimsi bulutsu'ya dönüşmüştür.

kırmızı dev, bu hale, dışının tamamen kopup uzay boşluğuna dağılmasıyla gelmiştir. fakat yukarıdaki resimden de göreceğiniz üzere, bulutsunun ortasında bir yıldız vardır. o yıldızın bulutsunun ortasında olması bir tesadüf değildir. bu kırmızı devden geriye kalan yıldızdır. fakat bu yıldızın çekirdeğindeki enerji de nerdeyse bitiriyordur. ve bitti.. artık enerji falan da üretilmiyor. ama yıldız hâlâ ölmemiştir. yıldızın çekirdeği ezilerek sıkışma sürecine girer. peki çekirdek ölür mü? hayır. ezilme biter. çünkü bir garip hale gelmiş olan çekirdekte yer alan elektronlar, elektron basıncı kuvveti oluşturur. bu güç sayesinde de çökme durur. fakat yıldızın çekirdeği artık çok sıkışmıştır. genişliği dünya kadar falandır. artık yıldız beyaz bir şekilde parlıyordur, öyle bir parlıyordur ki, muazzam parlıyordur. yıldız çok sıcak olmuştur. fakat bu uzun sürmeyecektir.. yıldız, soğuma sürecine girecektir ve milyarlarca yıl sonra soğuyacaktır. muazzam derecede beyaz ışık saçan bu yıldız, artık bir beyaz cüce'dir..

evet yıldız hâlâ ölmemiştir, milyarlarca yıl soğumayı bekleyecektir. fakat artık önemsizdir, ölmeyi bekliyordur. enerji üretmiyordur ama hâlâ parlıyordur. yukarıda gördüğünüz resimde siyah daireye aldığım şey bir beyaz cüce. fakat milyonlarca yıl sonra, çevresini sarmış bulutsuyu dağıtır ve beyaz cüce uzay boşluğunda yalnız kalır.

peki beyaz cüce nasıl ölecektir? evrenimizde hiçbir beyaz cüce ölmemiştir. hiçbir yıldız, hatta en eski yıldız bile ölmemiştir. yani ecelleriyle hiçbirisi ölmemiştir. beyaz cüce soğuyunca kara cüce'ye dönüşür. yani ölmüş olur. bu evrede yıldızımız artık bir yıldız kalıntısıdır ve ışık bile saçamaz. fakat bu durumun gerçekleşmesi için, tam 13.8 milyar yıl lazımdır! ve belki de evren bile o kadar yaşlı değildir. bu yüzden hiçbir yıldız ölmemiştir. fakat dediğim gibi ölmeleri için milyarlarca yıl lazım, bu kadar süre sonra beyaz cüce soğur, ışık bile saçamaz. bir yıldız kalıntısı haline gelir. kara cüce olur.
 
      
  
artık güneş bile yıldızın yanında halt ediyordur. kırmızı dev'e dönüşen yıldız daha ölmemiştir. fakat enerji üretimi durmuştur. büyüklüğü sebebiyle içe çöker. fakat kırmızı dev yine ölmemiştir, tekrar enerji üretir. tekrar enerji biter, tekrar üretir, bir daha, bir daha, bir daha.... fakat bu aşamada yıldız zonklar.

yani yıldız parlar, şişmeye başlar ve büzüşme sürecine girer. artık yıldız kâh genişler, kâh küçülür. fakat yıldızdaki fazla aşırı olan enerji, yıldızı daha da genişletir. hatta 100milyon km hatta daha çok genişleyebilir. fakat bir aksilik vardır; yıldızın zonklaması sürecinde yıldızın bazı bölgeleri kopmaya başlar. fakat enerji artmaktadır, artar, artar, artar..artık inanılmaz derecede, düşünemeyeceğiniz kadar çok, inanılmaz bir enerji vardır yıldızda. tehlike o kadar büyüktür ki, yıldız ölebilir. artık yıldız aşırı derecede fazla genişlemektedir. ve enerji had safhadadır, yıldız muazzam derecede parlar. yıldız artık aşırı büyüktür, tek parça halinde duramayacak kadar inanılmaz büyüklüğe sahiptir. yıldızın bazı bölgeleri yavaşça kopmaya başlar. ve kopma işlemi daha da hızlanır. helyum karbona dönüşerek tükenir. karbon da oksijene falan dönüşür. ve enerji üretimi daha da hızlanır. kırmızı dev yıldız, güneşten çok daha büyüktür. ve yıldızın birkaç tane güneşten bile daha ağır olacak ağırlıktaki kısımları yıldızdan ayrılır. kırmızı dev hâlâ güneşten çok daha büyüktür, ama eski haline nispeten çok daha az büyüktür. kırmızı devi ayakta tutan yakıtlar bitmiştir artık. hayır ölmedi, artık yıldızımız, kırmızı dev değil, gezegenimsi bulutsu'ya dönüşmüştür.

kırmızı dev, bu hale, dışının tamamen kopup uzay boşluğuna dağılmasıyla gelmiştir. fakat yukarıdaki resimden de göreceğiniz üzere, bulutsunun ortasında bir yıldız vardır. o yıldızın bulutsunun ortasında olması bir tesadüf değildir. bu kırmızı devden geriye kalan yıldızdır. fakat bu yıldızın çekirdeğindeki enerji de nerdeyse bitiriyordur. ve bitti.. artık enerji falan da üretilmiyor. ama yıldız hâlâ ölmemiştir. yıldızın çekirdeği ezilerek sıkışma sürecine girer. peki çekirdek ölür mü? hayır. ezilme biter. çünkü bir garip hale gelmiş olan çekirdekte yer alan elektronlar, elektron basıncı kuvveti oluşturur. bu güç sayesinde de çökme durur. fakat yıldızın çekirdeği artık çok sıkışmıştır. genişliği dünya kadar falandır. artık yıldız beyaz bir şekilde parlıyordur, öyle bir parlıyordur ki, muazzam parlıyordur. yıldız çok sıcak olmuştur. fakat bu uzun sürmeyecektir.. yıldız, soğuma sürecine girecektir ve milyarlarca yıl sonra soğuyacaktır. muazzam derecede beyaz ışık saçan bu yıldız, artık bir beyaz cüce'dir..

evet yıldız hâlâ ölmemiştir, milyarlarca yıl soğumayı bekleyecektir. fakat artık önemsizdir, ölmeyi bekliyordur. enerji üretmiyordur ama hâlâ parlıyordur. yukarıda gördüğünüz resimde siyah daireye aldığım şey bir beyaz cüce. fakat milyonlarca yıl sonra, çevresini sarmış bulutsuyu dağıtır ve beyaz cüce uzay boşluğunda yalnız kalır.

peki beyaz cüce nasıl ölecektir? evrenimizde hiçbir beyaz cüce ölmemiştir. hiçbir yıldız, hatta en eski yıldız bile ölmemiştir. yani ecelleriyle hiçbirisi ölmemiştir. beyaz cüce soğuyunca kara cüce'ye dönüşür. yani ölmüş olur. bu evrede yıldızımız artık bir yıldız kalıntısıdır ve ışık bile saçamaz. fakat bu durumun gerçekleşmesi için, tam 13.8 milyar yıl lazımdır! ve belki de evren bile o kadar yaşlı değildir. bu yüzden hiçbir yıldız ölmemiştir. fakat dediğim gibi ölmeleri için milyarlarca yıl lazım, bu kadar süre sonra beyaz cüce soğur, ışık bile saçamaz. bir yıldız kalıntısı haline gelir. kara cüce olur.
 
      devamını gör...
reenkarnasyon
          bana göre ölümden sonraki hayatla aynı köklere sahip. bilinmezlik, bir şeye inanma ihtiyacı. ölümden sonrasının bilinmezliği korkunç değil mi?
insanların, kendilerini sakinleştirmek ya da tatmin etmek için bu tarz şeylere inandıklarını düşünüyorum.
ayrıca bana göre pragmatik açıdan hiçbir özellik taşımayan inanıştır. diyelim ki reenkarnasyona inanıyorsun bir sonraki yaşama daha özellikli üstün kademede gelmek için düzgün bir hayat yaşıyorsun inanışın gerekliliklerini yapıyorsun. ee sonra ne oluyor ? önceki yaşamından bi habersin bambaşka bir kişiliksin farklı bir benliksin. reenkarnasyon olduğunun farkında bile degilsin. ne anladım bu işten o kişi ben olmayacam ki *ikmişim öyle ruhu, bedeni afedersin.
  insanların, kendilerini sakinleştirmek ya da tatmin etmek için bu tarz şeylere inandıklarını düşünüyorum.
ayrıca bana göre pragmatik açıdan hiçbir özellik taşımayan inanıştır. diyelim ki reenkarnasyona inanıyorsun bir sonraki yaşama daha özellikli üstün kademede gelmek için düzgün bir hayat yaşıyorsun inanışın gerekliliklerini yapıyorsun. ee sonra ne oluyor ? önceki yaşamından bi habersin bambaşka bir kişiliksin farklı bir benliksin. reenkarnasyon olduğunun farkında bile degilsin. ne anladım bu işten o kişi ben olmayacam ki *ikmişim öyle ruhu, bedeni afedersin.
devamını gör...
yalnızlık
          yalnızlık 9 harften oluşur . kısa bir kelimedir , ancak bana sorarsanız her telaffuz edildiğinde sanki  harflerın her bir tanesi bir yılı temsil eder. sonrada ortaya 9 yıllık bir zaman dilimi çıkarır. o 9 yılda yalnızlığı anlamak ve yaşamakla bir geçmiş yolculuğu yaparak evrende ki yalnız oluşunu düşünürsün. düşünmek iyi ama düşüncenin ötesine geçtiğinde iş kötü . çünkü peşinden sanrılar gelir. belki de içinden " acaba belki bu bir rüyadır ve  ben o yüzden yalnızımdır." dersin. ama sen hayatta olmanın en büyük gerçekliğini eğer sokaktaysan ,arkadaşlarıyla gezen insanları görerek zaten görürsün. 
peki neden yalnızsın ? o kısım da bir süre sonra tartışılır bir konu olarak masaya yatırılacaktır. ama sebebini asla anlayamayacaksın ; çünkü diğerlerinden ne eksiğin ne de fazlan var. ama onlar yalnız değil sen yalnızsın. yalnızlık küçük şeytan seni. adam harcamak için varsın belki de.
mesela sürekli ortamlarda kendini acınası durumlara da sokacaksın. belki şaklaban olarak yalnızlığını gidermeye çalışacaksın ama yok sen yine yalnızlığa mahkumsun. çünkü sen dünyaya yalnız olarak gelmişsin , kaderin bu.
belki bilgin birisindir ya da üstün bir yeteneğin var , evet. bu çok güzel bir şey ve seni çevrende çok beğeniyorlardır. ama seni sevmeleri sadece lanet olası bilgin ve yeteneğin . o bilgiye ulaştıklarında sana yine yalnızlık kapısı görünecek.
ah yalnızlık... benim çıkmaz sokağım. beni geliştirdiğin doğru ama artık sıkıldım bu döngüden . insanların artık benimle çıkarı için yanımda görünmesinden bıktım. bırak peşimi ve hür olayım da uçuvereyim şu sürekli gördüğüm ama hiç yakınlaşamadığım gökyüzüne.
dipnot: yalnızlık ; dönüp dolaşıp aynı yere vardığın bir döngüdür.
  peki neden yalnızsın ? o kısım da bir süre sonra tartışılır bir konu olarak masaya yatırılacaktır. ama sebebini asla anlayamayacaksın ; çünkü diğerlerinden ne eksiğin ne de fazlan var. ama onlar yalnız değil sen yalnızsın. yalnızlık küçük şeytan seni. adam harcamak için varsın belki de.
mesela sürekli ortamlarda kendini acınası durumlara da sokacaksın. belki şaklaban olarak yalnızlığını gidermeye çalışacaksın ama yok sen yine yalnızlığa mahkumsun. çünkü sen dünyaya yalnız olarak gelmişsin , kaderin bu.
belki bilgin birisindir ya da üstün bir yeteneğin var , evet. bu çok güzel bir şey ve seni çevrende çok beğeniyorlardır. ama seni sevmeleri sadece lanet olası bilgin ve yeteneğin . o bilgiye ulaştıklarında sana yine yalnızlık kapısı görünecek.
ah yalnızlık... benim çıkmaz sokağım. beni geliştirdiğin doğru ama artık sıkıldım bu döngüden . insanların artık benimle çıkarı için yanımda görünmesinden bıktım. bırak peşimi ve hür olayım da uçuvereyim şu sürekli gördüğüm ama hiç yakınlaşamadığım gökyüzüne.
dipnot: yalnızlık ; dönüp dolaşıp aynı yere vardığın bir döngüdür.
devamını gör...
eurovision'a tekrar katılma durumunda türkiye'yi temsil edecek sanatçı
          bence edis olabilirdi veya aleyna tilki.
      
  devamını gör...
noktalama işaretlerinden önce boşluk koymak
          rastladığımda yazılanı ciddiye alasım varsa da alamadığım eylem.
      
  devamını gör...
kızıl nelson'un her entrysini şikayet eden insan
          karşısında beni bulacak insandır. kızıl nelson'un tırnağına zarar gelmesine dahi müsamaha göstermem zira. kızıl nelson'la bir alıp veremediği varsa benimle iletişime geçsin hemen, ona dünyanın kaç bucak olduğunu göstermezsem şerefsizim. entry şikayet etmek de neymiş!
      
  devamını gör...
sevda mıdır yoksa
          gyftissa ton evizakse adlı manos loizos bestesinin türkçe sözlü versiyonudur.
edit: "ya bu şarkıyı bir kadın sesinden hatırlıyordum ben" diyeniniz vardıysa benim gibi, yanılmıyorsunuz, 1995'te gülay seslendirmişti aynı şarkıyı.
  edit: "ya bu şarkıyı bir kadın sesinden hatırlıyordum ben" diyeniniz vardıysa benim gibi, yanılmıyorsunuz, 1995'te gülay seslendirmişti aynı şarkıyı.
devamını gör...
alttaki yazara bir alıntı bırak
yüzyıllardır oynanmasına rağmen hiçbir seyirci sahneye fırlayıp romeo’nun zehirli iksiri içmesine engel olmamıştır.sonunda geminin batacağı bilindiği halde titanic defalarca izlenmiştir.bitecektir korkusuyla aşktan kaçarsan hayattan hiçbir tat alamazsın. çünkü romeo ölmeli,titanic batmalı ama aşk her şeye rağmen yaşanmalı.
-adam fawer
devamını gör...
emel mathlouthi
          tunuslu şarkıcı ve yazardır. naci en palestina adlı şarkısını her dinlediğimde bu dünyadan kopup başka bir dünyaya ışınlanırım. insanlar üzerinde etkisi olan bir şarkıcıdır.
      
  devamını gör...
evlenmek için beklenilen şey
          tamamen kendi ayaklarının üstünde duran, tamamen kendine yetebilen bir birey olmayı.
      
  devamını gör...

