kötü espriler
- adamın kafasına buda heykeli düşmüş, başıma ''buda mı gelecekti'' demiş.
devamını gör...
bahriye üçok
ilahiyat fakültesi'nde cübbe giyen ve kadının özgürleşmesini savunan ilk kadın öğretim üyesi.
devamını gör...
amak-ı hayal
şehbenderzâde filibeli ahmed hilmi tarafından 1910 yılında yazılmış tasavvufi roman. bir tür fantastik eser sayılabildiğinden, fantastikseverler tarafından oldukça ilgi görmüş bir kitaptır. günümüz türkçesine hayal pınarları olarak çevrilmiştir. pek çok yayınevi tarafından günümüz türkçesiyle basılsa da, sadık okurları, kitabı, yazıldığı şekliyle okumayı önerirler.
roman binbir gece masalları'nda olduğu gibi bir çerçeve hikaye ve bu ana hikayeye bağlı hikayeler etrafında döner. yalnız burada bütün hikayeler romanın başkahramanı raci'nin başından geçer.
raci varlık bunalımında bir gençtir. günün birinde tanıştığı aynalı baba'dan çok etkilenir ve onunla her buluşmasında, aynalı baba'nın yaptığı kahveyi içip hayaller görmeye başlar. gördüğü her hayal onu farklı bir dünyaya götürür.
eser, tamamen tasavvuf felsefesindeki vahdet-i vücud inancını anlatmak için yazılmıştır. ve pek çok kişi tarafından tasavvufa giriş kitabı gibi nitelendirilmektedir.
roman binbir gece masalları'nda olduğu gibi bir çerçeve hikaye ve bu ana hikayeye bağlı hikayeler etrafında döner. yalnız burada bütün hikayeler romanın başkahramanı raci'nin başından geçer.
raci varlık bunalımında bir gençtir. günün birinde tanıştığı aynalı baba'dan çok etkilenir ve onunla her buluşmasında, aynalı baba'nın yaptığı kahveyi içip hayaller görmeye başlar. gördüğü her hayal onu farklı bir dünyaya götürür.
eser, tamamen tasavvuf felsefesindeki vahdet-i vücud inancını anlatmak için yazılmıştır. ve pek çok kişi tarafından tasavvufa giriş kitabı gibi nitelendirilmektedir.
devamını gör...
anne yemeği
anne yemeği, hiç kimse ile asla kıyaslanamaz, yan yana bile konulmaz. çünkü o yemekte anne eli, sevgisi, emeği ve kokusu vardır. baştacımız annemiz.
devamını gör...
şehr-i hüzün
manga grubunun 2009 çıkışlı albümü.
albümün her parçası birbirinden çok farklı. single ciddiyetiyle her şarkının üzerinde titizlikle çalışılmış. hem söz, hem müzik anlamında dinleyenlere sunduğu özgünlük, yıllar geçse de albümün hiçbir zaman eskimemesini sağlıyor. her kulağa hitap eden tarafı ise albümü çok sesli bir kalıba sokuyor.
gün doğumu intro
beni benimle bırak
dünyanın sonuna doğmuşum
cevapsız sorular
evdeki ses (konuk: alper ağa) cover
her aşk ölümü tadacak
hayat bu işte
üryan geldim
tek yön seçtiğin tüm yollar
gecenin ritmi
hepsi bir nefes
sessizlik sona erdi
kaçamak faslı
alışırım gözlerimi kapamaya
gün batımı outro
tek yön seçtiğin tüm yollar, hayat bu işte, cevapsız sorular, hepsi bir nefes parçaları albümün melankolik tarafını ortaya çıkarmış.
evdeki ses, dünyanın sonuna doğmuşum parçaları ise tempolarıyla albümün nabzını yükseltmiş.
albüm kapağı
albümün her parçası birbirinden çok farklı. single ciddiyetiyle her şarkının üzerinde titizlikle çalışılmış. hem söz, hem müzik anlamında dinleyenlere sunduğu özgünlük, yıllar geçse de albümün hiçbir zaman eskimemesini sağlıyor. her kulağa hitap eden tarafı ise albümü çok sesli bir kalıba sokuyor.
gün doğumu intro
beni benimle bırak
dünyanın sonuna doğmuşum
cevapsız sorular
evdeki ses (konuk: alper ağa) cover
her aşk ölümü tadacak
hayat bu işte
üryan geldim
tek yön seçtiğin tüm yollar
gecenin ritmi
hepsi bir nefes
sessizlik sona erdi
kaçamak faslı
alışırım gözlerimi kapamaya
gün batımı outro
tek yön seçtiğin tüm yollar, hayat bu işte, cevapsız sorular, hepsi bir nefes parçaları albümün melankolik tarafını ortaya çıkarmış.
evdeki ses, dünyanın sonuna doğmuşum parçaları ise tempolarıyla albümün nabzını yükseltmiş.
albüm kapağı
devamını gör...
brigantin
xviii. ve xix. yüzyıllarda yaygın olarak kullanılmış bir yelkenli gemi türüdür. iki adet direğe sahip bu gemi çeşidinin pruva kısmına yakın ön direği sübye armalı iken, arkada kalan ana direği ise kabasorta armalı yelkenlere sahip idi.

ingilizcede kısaca "brig" de denen bu gemi türü hızlı, süratli ve yüksek manevra kabiliyetine sahip olması sebebiyle ufak çaplı tüccarlar tarafından sıkça tercih edilmekte idi. ayrıca olası bir korsan gemi saldırısına karşı benzerleri olan şalupa (sloop) veya uskuna (schoner) tarzı gemilere kıyasla daha dayanıklı ve donanımlı gemi olması idi.
ancak, brig gemilerinin bu özelliği aynı şekilde korsanların da ilgisini çekmekte idi ve korsanlar arasında da oldukça yaygın bir şekilde kullanılmaktaydı. 10-18 arasında topa sahip bu gemiler nispeten küçük boylu olması sebebiyle sığ sularda da rahatlıkla gidebilmekte ve olası bir baskına karşı korsan gemilerine hızlıca kaçma şansı veriyordu. ki bu, kalyon, fırkateyn ve man of war (ya da man-o'-war) tarzı devasa savaş gemilerinin sahip olmadığı bir özellik idi. bu özelliklerinin yanında, keşif seferleri için oldukça kullanışlı bir gemi olması bakımından, brig'lerin ortalama bir tayfanın hemen hemen tüm beklentilerini karşılayabilecek bir gemi türü olduğu söylenebilir. keza, charles darwin'in meşhur keşif gemisi olan hms beagle de bir brigantin idi.

ingilizcede kısaca "brig" de denen bu gemi türü hızlı, süratli ve yüksek manevra kabiliyetine sahip olması sebebiyle ufak çaplı tüccarlar tarafından sıkça tercih edilmekte idi. ayrıca olası bir korsan gemi saldırısına karşı benzerleri olan şalupa (sloop) veya uskuna (schoner) tarzı gemilere kıyasla daha dayanıklı ve donanımlı gemi olması idi.
ancak, brig gemilerinin bu özelliği aynı şekilde korsanların da ilgisini çekmekte idi ve korsanlar arasında da oldukça yaygın bir şekilde kullanılmaktaydı. 10-18 arasında topa sahip bu gemiler nispeten küçük boylu olması sebebiyle sığ sularda da rahatlıkla gidebilmekte ve olası bir baskına karşı korsan gemilerine hızlıca kaçma şansı veriyordu. ki bu, kalyon, fırkateyn ve man of war (ya da man-o'-war) tarzı devasa savaş gemilerinin sahip olmadığı bir özellik idi. bu özelliklerinin yanında, keşif seferleri için oldukça kullanışlı bir gemi olması bakımından, brig'lerin ortalama bir tayfanın hemen hemen tüm beklentilerini karşılayabilecek bir gemi türü olduğu söylenebilir. keza, charles darwin'in meşhur keşif gemisi olan hms beagle de bir brigantin idi.
devamını gör...
liberalizm
neymiş efendim piyasanın kendisini düzenlemesi yalanmış, günün sonunda dış güçler.. affedersiniz burjuva her şeyi ele geçirip sömürü düzeni kurarmış.
bak sana bu marksist komplo teorilerinin neyi atladığını bir örnek üzerinden anlatayım;
diyelim sağlığı komple özelleştirdik.
ilk aşamada piyasaya üç kağıtçılar dolar ve bunlar birçok insanı mağdur ederler, birçok kriz çıkar.
ikinci aşamada vatandaş artık bu üç kağıtçılara karşı bağışıklık kazanmaya başlar, kaliteli ve ucuz hizmet vererek isim yapmaya/
marka oluşturmaya başlayan hastane zincirleri yavaş yavaş piyasayı ele geçirirler.
üçüncü aşamada isim yapmış markalar piyasayı ele geçirmiş olur. bu noktadan sonra karşılarına iki seçenek çıkar;
-birincisi; tekel olmanın getirdiği özgüvenle fiyatları arttırmaya başlarlar. ama bunu yaparlarsa kendi ayaklarına sıkmış olurlar çünkü bu şişirilmiş fiyatlar piyasaya yeni rakip markaların girmesini kolaylaştıracaktır. işte marsksizm denen komplo teorisine inanan arkadaşların anlamadığı kısım tam burası, liberal bir ekonomide özel girişimciliğin kolaylığıdır. eğer fiyatlar şişirilirse piyasaya yeni rakipler girer ve bu rekabet ortamı fiyatları eski haline geri döndürür.
-ikincisi; yeni rakiplerin piyasaya girmesini engellemek için fiyatları sürekli düşük tutarlar böylelikle vatandaş ucuza kaliteli hizmet almaya devam eder. win win
piyasanın kendini düzenlediği gerçeği bu salgın sürecinde gözünüzün önünde oldu hala anlamıyorsunuz. virüs ilk çıktığında maskenin tanesini 5 liradan alırken şimdi 25 kuruş civarlarında. bak ne oldu? piyasa kendi kendini düzenlemiş oldu. çünkü diğer tekstil üreticileri gerizekalı değil ki piyasayı üçbeş üçkağıtçıya bıraksın. onlarda atölyelerinde bu yüksek kar getiren ürünü üretmeye başladılar. günün sonunda maske fiyatları hemen hemen maliyeti seviyesine gerilemiş oldu.
bak sana bu marksist komplo teorilerinin neyi atladığını bir örnek üzerinden anlatayım;
diyelim sağlığı komple özelleştirdik.
ilk aşamada piyasaya üç kağıtçılar dolar ve bunlar birçok insanı mağdur ederler, birçok kriz çıkar.
ikinci aşamada vatandaş artık bu üç kağıtçılara karşı bağışıklık kazanmaya başlar, kaliteli ve ucuz hizmet vererek isim yapmaya/
marka oluşturmaya başlayan hastane zincirleri yavaş yavaş piyasayı ele geçirirler.
üçüncü aşamada isim yapmış markalar piyasayı ele geçirmiş olur. bu noktadan sonra karşılarına iki seçenek çıkar;
-birincisi; tekel olmanın getirdiği özgüvenle fiyatları arttırmaya başlarlar. ama bunu yaparlarsa kendi ayaklarına sıkmış olurlar çünkü bu şişirilmiş fiyatlar piyasaya yeni rakip markaların girmesini kolaylaştıracaktır. işte marsksizm denen komplo teorisine inanan arkadaşların anlamadığı kısım tam burası, liberal bir ekonomide özel girişimciliğin kolaylığıdır. eğer fiyatlar şişirilirse piyasaya yeni rakipler girer ve bu rekabet ortamı fiyatları eski haline geri döndürür.
-ikincisi; yeni rakiplerin piyasaya girmesini engellemek için fiyatları sürekli düşük tutarlar böylelikle vatandaş ucuza kaliteli hizmet almaya devam eder. win win
piyasanın kendini düzenlediği gerçeği bu salgın sürecinde gözünüzün önünde oldu hala anlamıyorsunuz. virüs ilk çıktığında maskenin tanesini 5 liradan alırken şimdi 25 kuruş civarlarında. bak ne oldu? piyasa kendi kendini düzenlemiş oldu. çünkü diğer tekstil üreticileri gerizekalı değil ki piyasayı üçbeş üçkağıtçıya bıraksın. onlarda atölyelerinde bu yüksek kar getiren ürünü üretmeye başladılar. günün sonunda maske fiyatları hemen hemen maliyeti seviyesine gerilemiş oldu.
devamını gör...
selüloz
birtkilerin hücre duvarını oluşturan polisakkarittir. suda çözünmez. glikozları birbirine bağlayan bağlar farklı olduğundan dolayı çoğu memeli selülozu sindiremez. otçul hayvanlar ise sindirim sisteminde yaşayan mutualist bakteriler sayesinde selülozdan faydalanırlar.
devamını gör...
geceye bir söz bırak
ağzı olan seviyor.
kalbi olana denk gelemedik.
turgut uyar
kalbi olana denk gelemedik.
turgut uyar
devamını gör...
kısa saç batağı
kulak hizasından kısa saçlara gece uyurken bir şeyler oluyor. bir sabah james dean gibi uyanırken bir sabah halkadaki samara gibi uyanıyor insan. nasıl oluyor, gece yastıkla kafamız arasında ne geçiyor? bazı saçlar nasıl dik durabiliyor?
devamını gör...
saygı hakkında dile getirilmeyenler
'bizim halk zayıflığı sevmiyor. bir ortamda mütevazı olmaya kalkarsanız saygı hemen azalmaya başlar, hissedersiniz 'diyerek en iyi açıklama yapılmıştır.
(bkz: )(bkz: nuri bilge ceylan)
(bkz: )(bkz: nuri bilge ceylan)
devamını gör...
yazarların kendine yakın hissettiği şirinler karakteri
uykucu şirin.
devamını gör...
yahya kemal beyatlı
ölmek değildir ömrümüzün en fecî işi,
müşkül budur ki ölmeden evvel ölür kişi...
müşkül budur ki ölmeden evvel ölür kişi...
devamını gör...
sevilen şiirin en vurucu dizeleri
tedirginim aslında, seni unutuyor olmak,
hafızamı milyon kez zorlamama rağmen yüzünü hatırlayamamak korkutuyor beni..
hafızamı milyon kez zorlamama rağmen yüzünü hatırlayamamak korkutuyor beni..
devamını gör...
bir kelime ile içini dökmek
sıkıldım.
devamını gör...
yazarların şu an dinledikleri şarkı
devamını gör...
yazarların itiraf köşesi
gülmemin ayıp kaçacağı ortamlarda refleks olarak gülüyorum.
devamını gör...
savcı
memleketçilik yapan, dıdısının dıdısını tanıdığı için senin o kişiden şikayetçi olamayacağını düşünen ve memleketlisini korumak için açık açık tehdit eden insanların olduğu ortamda "savcı" ile başlayan bir cümle kurduğunuz zaman memleketçilik biter, tehditler hiç edilmemiş gibi sevgi ortamı oluşur. herkes resmen çiçek olur. adamlar komşusunun uzak akrabasını korumak için karşına dikilirken afedersiniz kendi anasını savunamayacak hale gelir savcı denildiği an.
bu anlamda oldukça saygı duyarım. savcılar kalp siz ben ve bizler.
bu anlamda oldukça saygı duyarım. savcılar kalp siz ben ve bizler.
devamını gör...