sözlük yazarlarının arkadaş ortamındaki konumu
ben efendiyim onlar da köle.... nasıl soru bu ya ?
devamını gör...
her yerde ve koşulda pozitif olan insan
ne şiş yansın ne kebap mantığından olan insandır.
her nabza göre verebilecek bir şerbeti daima bulunur.
kısaca o insan benim. neden bu kadar iyi tanımladım sanıyorsunuz?*
her nabza göre verebilecek bir şerbeti daima bulunur.
kısaca o insan benim. neden bu kadar iyi tanımladım sanıyorsunuz?*
devamını gör...
öldürmeyip süründüren şeyler
bunlardan biri mutlaka kronik böbrek yetmezliğidir.diyaliz hastalarından dinlemek lazımdır.
devamını gör...
ankara
kimse begenmez ama her ne hikmetse gelen gitmez
devamını gör...
tanışmak istenen ölmüş yazarlar
sanırım bunun için önce ölmek gerekiyor.
(bkz: kalbimiz seninle)
(bkz: kalbimiz seninle)
devamını gör...
akraba evliliği
mal paylaşımının aile içinde kalmasını isteyen ailelerin yaptığı yada sebep olduğu evliliktir. kadının da bir mal olarak görüldüğü toplumlarda daha yaygındır. sakıncaları vardır.
* ilk sebebi kalıtsal hastalıkların görülme ihtimalinin artmasıdır. akraba olan insanların genlerinde aktarılan hastalıklar da benzer olabilir. anne ve babada var olan ama çekinik kalan hasta genler döllenme ile bir araya gelerek çocukta baskın gen haline gelebilir. anne baba sağlıklı görünür ama bir bakarsınız çocukta akdeniz anemisi var. bir yabancı ile evlendiğinde bu ihtimal daha düşük olduğu için akraba evliliği biyolojik açıdan sakıncalı görülür.
* ikinci sebebi ise sosyal bir etkiye sahip. bir kahvenin bile kırk yıl hatrını görmezden gelemiyoruz, akrabayı kim tutar? akraba arasında kişisel alanı korumak daha zor olduğu için dingonun ahırı gibi bir hayat sürmeye sebep olur, huzur kalmaz.
* bir de tabi unutmamak lazım. kızın eli hamur tutuyorsa daha iyisini bulamayacaklarını düşünerek de ele vermek istemezler. sonuçta onca sene emek vermiş ve yetiştirmişlerdir. huyunu suyunu bildikleri için daha iyi fayda sağlayabileceklerini düşünürler. kurban bayramı'nda babamlar da bu mantıkla kendi baktıkları ineklerden birini keserler mesela, elden alacağın daha mı iyi olacak?*
babannem ve dedem dayı-hala çocuklarıymış ve küçük yaşta evlendirilmişler. babannem babama her öfkelendiğinde "sen akraba evliliği sonucu olduğun için böyle oldun, puuu sana" diyerek hırsını almaya çalışırdı*. canım ailem benim...
akraba evliliği yapmayın demeyeceğim. sonuçta nacizane fikrimi yazdım, isteyen alır götürür. tek söyleyebileceğim şey "ne yaparsan yap, aşk ile yap". pişman etmediğin, sebep olmadığın bir hayat kur ki yüzün gülsün. sen güldüğünde çok güzelsin. ve sen güldüğünde dünyalara bedelsin.
* ilk sebebi kalıtsal hastalıkların görülme ihtimalinin artmasıdır. akraba olan insanların genlerinde aktarılan hastalıklar da benzer olabilir. anne ve babada var olan ama çekinik kalan hasta genler döllenme ile bir araya gelerek çocukta baskın gen haline gelebilir. anne baba sağlıklı görünür ama bir bakarsınız çocukta akdeniz anemisi var. bir yabancı ile evlendiğinde bu ihtimal daha düşük olduğu için akraba evliliği biyolojik açıdan sakıncalı görülür.
* ikinci sebebi ise sosyal bir etkiye sahip. bir kahvenin bile kırk yıl hatrını görmezden gelemiyoruz, akrabayı kim tutar? akraba arasında kişisel alanı korumak daha zor olduğu için dingonun ahırı gibi bir hayat sürmeye sebep olur, huzur kalmaz.
* bir de tabi unutmamak lazım. kızın eli hamur tutuyorsa daha iyisini bulamayacaklarını düşünerek de ele vermek istemezler. sonuçta onca sene emek vermiş ve yetiştirmişlerdir. huyunu suyunu bildikleri için daha iyi fayda sağlayabileceklerini düşünürler. kurban bayramı'nda babamlar da bu mantıkla kendi baktıkları ineklerden birini keserler mesela, elden alacağın daha mı iyi olacak?*
babannem ve dedem dayı-hala çocuklarıymış ve küçük yaşta evlendirilmişler. babannem babama her öfkelendiğinde "sen akraba evliliği sonucu olduğun için böyle oldun, puuu sana" diyerek hırsını almaya çalışırdı*. canım ailem benim...
akraba evliliği yapmayın demeyeceğim. sonuçta nacizane fikrimi yazdım, isteyen alır götürür. tek söyleyebileceğim şey "ne yaparsan yap, aşk ile yap". pişman etmediğin, sebep olmadığın bir hayat kur ki yüzün gülsün. sen güldüğünde çok güzelsin. ve sen güldüğünde dünyalara bedelsin.
devamını gör...
kyk borçları silinmeli mi sorunsalı
silinmelidir. devletin görevi öğrenciyi borçlandırmak değil, öğreciye olanak sağlamaktır. devasa holdinglerin milyonlarca dolarlik borçları defalarca son 10 yılda silinmiş.bu durumda ben çektim onlarda çeksincilik gereksiz.bu kafa gelişimin önundeki en büyük engel.
devamını gör...
kroisos
karun ve krezüs olarak da bilinen lidya kralıdır. "karun kadar zengin" sözüne de konu olan kral, zenginliği ile nam salmıştır.
onun krallığında lidya, ticaret ve altın madenciliği çok zengin bir devlet haline gelmiştir. yunan şehir devletlerini istila ederek kızılırmak'a kadar ilerlemiştir.
onun krallığında lidya, ticaret ve altın madenciliği çok zengin bir devlet haline gelmiştir. yunan şehir devletlerini istila ederek kızılırmak'a kadar ilerlemiştir.
devamını gör...
dondurma baş ağrısı
devamını gör...
anormal sözlük haber ajansı
karma puan çılgınlığı ve sözlük yönetiminin ekonomi yaklaşımı üzerine bir inceleme
geçtiğimiz günlerde yapılan ''kafa store'' indirim günleri hepinizin dikkatini çekmiştir. sözlük yazarlarını acımasızca ve fütursuzca başlık altlarında çalıştıran, girdikleri tanımlardan nemalanan sözlük yönetimi, bu emeğin karşısında yazarlarına asgari ücretin bile altında bir karma puan ödemesi yapıyor. oysa pazar çok pahalı. bir çok sözlük yazarı, indirime rağmen temel ihtiyaç malzemelerini temin edemiyor. sözlükte bir çok yazar ''millet aç aç!'' nidaları atarken, yoldaş ve ekibi yaşanan ekonomik krizi görmezden geliyor.
bu konu ile ilgili yaptığı açıklamalar ise yazarların yaşadığı ekonomik dar boğazı umursamadığını gözler önüne seriyor. açıklamayı kaçıran değerli sözlük yazarları için aynen buraya aktarıyoruz.
''bana kimse bu sözlük içerisinde insanlar karma puana muhtaç dedirtemezsiniz. değiller. abartılı işler bunlar. muhaliflerin hakkımızdaki karalama kampanyalarından yalnızca birisi. bakın ben yine de yüce gönüllülüğümü gösterdim. iko'ya talimatı verdim. çöz şu sıkıntıları dedim. fiyatları indir. rozet lobisine, kişisel ileti lobisine geçit verme dedim. o da sağ olsun halletti. şu anda sözlükte karma puan sıkıntısı çeken, istediğini alamayan yazar yok. hatta bazıları üç rozet aldı. bunları biliyoruz. kulağımıza geliyor. ekonomik durum kötü olsa bunu yapabilirler mi ? yapamazlar. herkesin bir eli yağda bir eli balda, oturdukları yerden bize nasıl kara çalacaklarını düşünüyorlar. tek bir yazar dahi yatağa karma puansız girmedi/girmiyor.''
bu açıklamalardan sonra pek çok sözlük yazarı ile görüştük. kime dokunsak bin ah işittik. karma puan kredisi çekip ödeyemeyen, başlıklarına ve tanımlarına haciz gelen yazarlar olduğu gibi. 3-5 karma puan için mendil açıp dilenmeye başlayan yazarlar olduğunu da üzülerek gördük. hele bir yazarın başlık altında, ''indirim bitmeden bana borç verin borç'' diyerek kendini yakma girişiminde bulunması halen gözlerimizin önünde.
bazı yazarlar bu mevzuda acıyı bal eylerken, vur patlasın çal oynasın tarzında ''karma puan harcaması'' yapan yazarlarda var. peki bu yazarlar içinde bulunduğumuz ekonomik krizde nasıl oluyor da bu kadar rahat harcama yapabiliyorlar ? bu önemli sorunun cevabına da yine derin araştırmalarımız sonucunda ulaştık.
sözlük ekonomisinden sorumlu kaynağımızın söyledikleri şu şekilde;
''bazı başlıklarda ihaleye çıkıyoruz. tutacak başlıklar için yaptığımız bir uygulama bu. tabi ihaleyi elin adamına verecek değiliz. bize yakın olana veriyoruz. bunda yadırganacak bir şey olduğunu düşünmüyorum. bu başlıkları alanların karma puanının fazla olması gayet doğal. bunda kızacak kıskanacak bir şey yok. bize yakın olanların rahat etmesini sağlamamız lazım. bu bir gönül işi. bizim tarafımızda duracak gönüllere/gönüllülere ihtiyacımız var. bu en doğal hakkımızdır diye düşünüyoruz. hem onca şey yaptık. bilmem kaç şeritli kategori bölümü açtık. gece modu yapıldı. profillere onlarca özellik ekledik. hepsini bir kenara bırakın, radyo açtık radyo! bunlar hep bu arkadaşların sayesinde oluyor. bırakında karma puanları sizden çok olsun!''
evet değerli okurlar bu konuda bizim söyleyeceğimiz hiç bir şey kalmadı. ateş düştüğü yeri yakıyor. en doğru değerlendirmeyi sizin yapacağınızı biliyor ve bu konu ile ilgili tüm muhasebeyi vicdanlarınızda yapacağınıza sonuna kadar inanıyoruz.
sözlük yönetiminin yeni düşman algısı ve oglalalakota'nın bu algı oyunları içerisindeki yeri!
değerli sözlük müdavimleri, önceki bültenimizde sözlükte yaşanan kalkışma kıvılcımlarını ve yönetimin bu kıvılcımlara nasıl karşılık verdiğini yazmıştık. özellikle ''jön kafacılar'' teşkilatına yönelik yapılan baskınlar ve mellisho üzerinde yaratılan algı sonrasında yönetim bu işten kârlı çıkmış gözüküyor. sizlerde taktir edersiniz ki, mellisho'nun mesaj kutusunda bulunan şiirsel metinden sonra, kendisinin tutumunda bir nebze yumuşama görüldü. sanki kurda, kuzu postu giydirilmiş gibi bir durum söz konusu. içinde yanan devrim ateşi bir şekilde söndürülmüş ve hizaya çekilmiş gibi görünüyor. durumla ilgili kendisinden bilgi almak istediğimizde, evi temizleteceğim röportaj verecek vaktim yok diyerek, röportaj talebimizi geri çevirmesi de, kuşkularımızı arttıran önemli bir etken oldu.
tüm bu kuşkular ışığında kulağımıza gelen yeni bir olayı sizlerle paylaşmak istiyoruz. ''jön kafacılar'' kalkışması sonrasında, yönetim korku dağlarının zirvesinde dolaşmaya başladı. her şeyden nem kapar hale geldiler. ve tamda bu sebepten mütevellit oglalalakota adlı yazar hedef tahtasına oturtuldu. peki nedir bu olayın aslı astarı? yönetimdeki kaynaklarımızdan aldığımız bilgileri kelimesi kelimesine sizlerle paylaşıyoruz.
''yoldaş, oglalalakota'nın paylaşımlarından ciddi anlamda rahatsız. alttan alta sözlük yönetimini hedefe oturttuğunu düşünüyor. yazarın sürekli kızılderili katliamlarını gündeme getirmesi, baskıcı yönetimlerle ve insan hakları ihlalleri ile ilgili yaptığı paylaşımların, sözlük yönetimine yönelik alttan alta bir eleştiri olduğunu düşünüyor. bu sebeple de yazarın tüm hareketleri izlemeye alındı.
ayrıca yazarın sürekli hayalet dansından bahsediyor olması da bizim açımızdan bir kalkışma alâmeti olarak nitelenmekte. durup durup bu konuyu açmanın hikmeti harbiyesi nedir ? bilgisini vermişsin halen neyin peşindesin? diye düşünmekten kendimizi alamıyoruz.
bunların dışında büyük bir sorun daha yaşıyoruz. bazı yazarlar kendisinin paylaşımları yüzünden bize duman yoluyla ulaşmaya çalışıyor. mesaj kutusu kullanmayı bıraktılar ve bu durum moderasyon açısından büyük bir sıkıntı oluşturmaya başladı. duman altında kaldık resmen. boğuluyoruz!
böyle giderse kendisi için sözlükte bir rezervasyon alanı oluşturacağız. bu iş başka türlü çözüme ulaşacak gibi gözükmüyor.''
evet değerli okurlar. sözlük yönetimi ayakta kalabilmek ve iktidarını devam ettirebilmek adına sürekli yeni düşmanlar yaratmak suretiyle, sözlüğü baskı ve korku ile yönetmeye devam ediyor. beyaz şeytana karşı şef oglalalakota'nın sonuna kadar yanında olduğumuzu bilmenizi isteriz. tek derdi insanlarla barış çubuğu tüttürmek olan bu güzel adama yapılan zulmü kabul etmiyoruz ve yüksek sesle haykırıyoruz; ''oglala lakota'yı rahat bırakın!''
kimsesizlerinkimiraikkonen pistlere veda mı ediyor ?
sözlüğün pek çok alanında hız düşürmeden sürüş yeteneklerini sergileyen değerli pilotu kimsesizlerinkimiraikkonen ile ilgili kulağımıza bazı söylentiler geldi. özellikle şiir başlıklarında harika bir iş çıkarmakta olan kimi'nin son günlerde gözlerinde bazı problemler oluştuğu ve bu yüzden sıkça pilotaj hatası yaptığından bahsediliyor. kendisine bu mevzu ile ilgili yönelttiğimiz sorulara pistlerdeki gururumuz kimi şöyle yanıt verdi;
kimi hakkında çıkarılan iddialarla ilgili yarışseverlere ne söylemek istersin ?
''aslında kafa sözlük sezonu benim için harika başlamıştı. sıralama turlarında çok iyi iş çıkardığımı düşünüyorum. damalı bayrağı her görüşümde içimde kelebekler uçuşuyor. fakat son zamanlarda formumda bir düşüş olduğunun bende farkındayım. bunun en büyük sebebi sözlükte açılan şiir başlıklarında, şiirlerin boşluk bırakılmadan paylaşılması. hepsini okuyacağım derken gözlerimi bozdum. her dizeyi okuyabilmek için tabiri caizse tampon tampona mücadele veriyorum. tam şiiri okudum, anladım derken de, gözlerimde bir bulanıklaşma oluşuyor ve şiir pistinden çıkıyorum.''
peki bu durum kalıcı mı ?
''kalıcı olduğunu zannetmiyorum. bu sıkıntıyı gece yarısı yaptığım test sürüşlerinde daha sık yaşıyorum. ama kendimi toparlayacağıma inanıyorum. beni sevenler ve beni takip edenlerden ricam şu; şiir paylaşırken lütfen arada boşluk bırakınız. gerçekten görüş alanımı kaybediyor ve sürüş hakimiyetimi yitiriyorum. ayrton senna'nın başına gelenlerin benim başıma gelmesinden de açıkçası çekiniyorum. hep birlikte şampanya patlatmak varken beni dört kolluya bindirmek niyetinde olan arkadaşları da sizin aracılığınız ile esefle kınıyorum.''
açık, mert, korkusuz kafa sözlük haber ajansını okudunuz. keyifli sözlükler dileriz.
geçtiğimiz günlerde yapılan ''kafa store'' indirim günleri hepinizin dikkatini çekmiştir. sözlük yazarlarını acımasızca ve fütursuzca başlık altlarında çalıştıran, girdikleri tanımlardan nemalanan sözlük yönetimi, bu emeğin karşısında yazarlarına asgari ücretin bile altında bir karma puan ödemesi yapıyor. oysa pazar çok pahalı. bir çok sözlük yazarı, indirime rağmen temel ihtiyaç malzemelerini temin edemiyor. sözlükte bir çok yazar ''millet aç aç!'' nidaları atarken, yoldaş ve ekibi yaşanan ekonomik krizi görmezden geliyor.
bu konu ile ilgili yaptığı açıklamalar ise yazarların yaşadığı ekonomik dar boğazı umursamadığını gözler önüne seriyor. açıklamayı kaçıran değerli sözlük yazarları için aynen buraya aktarıyoruz.
''bana kimse bu sözlük içerisinde insanlar karma puana muhtaç dedirtemezsiniz. değiller. abartılı işler bunlar. muhaliflerin hakkımızdaki karalama kampanyalarından yalnızca birisi. bakın ben yine de yüce gönüllülüğümü gösterdim. iko'ya talimatı verdim. çöz şu sıkıntıları dedim. fiyatları indir. rozet lobisine, kişisel ileti lobisine geçit verme dedim. o da sağ olsun halletti. şu anda sözlükte karma puan sıkıntısı çeken, istediğini alamayan yazar yok. hatta bazıları üç rozet aldı. bunları biliyoruz. kulağımıza geliyor. ekonomik durum kötü olsa bunu yapabilirler mi ? yapamazlar. herkesin bir eli yağda bir eli balda, oturdukları yerden bize nasıl kara çalacaklarını düşünüyorlar. tek bir yazar dahi yatağa karma puansız girmedi/girmiyor.''
bu açıklamalardan sonra pek çok sözlük yazarı ile görüştük. kime dokunsak bin ah işittik. karma puan kredisi çekip ödeyemeyen, başlıklarına ve tanımlarına haciz gelen yazarlar olduğu gibi. 3-5 karma puan için mendil açıp dilenmeye başlayan yazarlar olduğunu da üzülerek gördük. hele bir yazarın başlık altında, ''indirim bitmeden bana borç verin borç'' diyerek kendini yakma girişiminde bulunması halen gözlerimizin önünde.
bazı yazarlar bu mevzuda acıyı bal eylerken, vur patlasın çal oynasın tarzında ''karma puan harcaması'' yapan yazarlarda var. peki bu yazarlar içinde bulunduğumuz ekonomik krizde nasıl oluyor da bu kadar rahat harcama yapabiliyorlar ? bu önemli sorunun cevabına da yine derin araştırmalarımız sonucunda ulaştık.
sözlük ekonomisinden sorumlu kaynağımızın söyledikleri şu şekilde;
''bazı başlıklarda ihaleye çıkıyoruz. tutacak başlıklar için yaptığımız bir uygulama bu. tabi ihaleyi elin adamına verecek değiliz. bize yakın olana veriyoruz. bunda yadırganacak bir şey olduğunu düşünmüyorum. bu başlıkları alanların karma puanının fazla olması gayet doğal. bunda kızacak kıskanacak bir şey yok. bize yakın olanların rahat etmesini sağlamamız lazım. bu bir gönül işi. bizim tarafımızda duracak gönüllere/gönüllülere ihtiyacımız var. bu en doğal hakkımızdır diye düşünüyoruz. hem onca şey yaptık. bilmem kaç şeritli kategori bölümü açtık. gece modu yapıldı. profillere onlarca özellik ekledik. hepsini bir kenara bırakın, radyo açtık radyo! bunlar hep bu arkadaşların sayesinde oluyor. bırakında karma puanları sizden çok olsun!''
evet değerli okurlar bu konuda bizim söyleyeceğimiz hiç bir şey kalmadı. ateş düştüğü yeri yakıyor. en doğru değerlendirmeyi sizin yapacağınızı biliyor ve bu konu ile ilgili tüm muhasebeyi vicdanlarınızda yapacağınıza sonuna kadar inanıyoruz.
sözlük yönetiminin yeni düşman algısı ve oglalalakota'nın bu algı oyunları içerisindeki yeri!
değerli sözlük müdavimleri, önceki bültenimizde sözlükte yaşanan kalkışma kıvılcımlarını ve yönetimin bu kıvılcımlara nasıl karşılık verdiğini yazmıştık. özellikle ''jön kafacılar'' teşkilatına yönelik yapılan baskınlar ve mellisho üzerinde yaratılan algı sonrasında yönetim bu işten kârlı çıkmış gözüküyor. sizlerde taktir edersiniz ki, mellisho'nun mesaj kutusunda bulunan şiirsel metinden sonra, kendisinin tutumunda bir nebze yumuşama görüldü. sanki kurda, kuzu postu giydirilmiş gibi bir durum söz konusu. içinde yanan devrim ateşi bir şekilde söndürülmüş ve hizaya çekilmiş gibi görünüyor. durumla ilgili kendisinden bilgi almak istediğimizde, evi temizleteceğim röportaj verecek vaktim yok diyerek, röportaj talebimizi geri çevirmesi de, kuşkularımızı arttıran önemli bir etken oldu.
tüm bu kuşkular ışığında kulağımıza gelen yeni bir olayı sizlerle paylaşmak istiyoruz. ''jön kafacılar'' kalkışması sonrasında, yönetim korku dağlarının zirvesinde dolaşmaya başladı. her şeyden nem kapar hale geldiler. ve tamda bu sebepten mütevellit oglalalakota adlı yazar hedef tahtasına oturtuldu. peki nedir bu olayın aslı astarı? yönetimdeki kaynaklarımızdan aldığımız bilgileri kelimesi kelimesine sizlerle paylaşıyoruz.
''yoldaş, oglalalakota'nın paylaşımlarından ciddi anlamda rahatsız. alttan alta sözlük yönetimini hedefe oturttuğunu düşünüyor. yazarın sürekli kızılderili katliamlarını gündeme getirmesi, baskıcı yönetimlerle ve insan hakları ihlalleri ile ilgili yaptığı paylaşımların, sözlük yönetimine yönelik alttan alta bir eleştiri olduğunu düşünüyor. bu sebeple de yazarın tüm hareketleri izlemeye alındı.
ayrıca yazarın sürekli hayalet dansından bahsediyor olması da bizim açımızdan bir kalkışma alâmeti olarak nitelenmekte. durup durup bu konuyu açmanın hikmeti harbiyesi nedir ? bilgisini vermişsin halen neyin peşindesin? diye düşünmekten kendimizi alamıyoruz.
bunların dışında büyük bir sorun daha yaşıyoruz. bazı yazarlar kendisinin paylaşımları yüzünden bize duman yoluyla ulaşmaya çalışıyor. mesaj kutusu kullanmayı bıraktılar ve bu durum moderasyon açısından büyük bir sıkıntı oluşturmaya başladı. duman altında kaldık resmen. boğuluyoruz!
böyle giderse kendisi için sözlükte bir rezervasyon alanı oluşturacağız. bu iş başka türlü çözüme ulaşacak gibi gözükmüyor.''
evet değerli okurlar. sözlük yönetimi ayakta kalabilmek ve iktidarını devam ettirebilmek adına sürekli yeni düşmanlar yaratmak suretiyle, sözlüğü baskı ve korku ile yönetmeye devam ediyor. beyaz şeytana karşı şef oglalalakota'nın sonuna kadar yanında olduğumuzu bilmenizi isteriz. tek derdi insanlarla barış çubuğu tüttürmek olan bu güzel adama yapılan zulmü kabul etmiyoruz ve yüksek sesle haykırıyoruz; ''oglala lakota'yı rahat bırakın!''
kimsesizlerinkimiraikkonen pistlere veda mı ediyor ?
sözlüğün pek çok alanında hız düşürmeden sürüş yeteneklerini sergileyen değerli pilotu kimsesizlerinkimiraikkonen ile ilgili kulağımıza bazı söylentiler geldi. özellikle şiir başlıklarında harika bir iş çıkarmakta olan kimi'nin son günlerde gözlerinde bazı problemler oluştuğu ve bu yüzden sıkça pilotaj hatası yaptığından bahsediliyor. kendisine bu mevzu ile ilgili yönelttiğimiz sorulara pistlerdeki gururumuz kimi şöyle yanıt verdi;
kimi hakkında çıkarılan iddialarla ilgili yarışseverlere ne söylemek istersin ?
''aslında kafa sözlük sezonu benim için harika başlamıştı. sıralama turlarında çok iyi iş çıkardığımı düşünüyorum. damalı bayrağı her görüşümde içimde kelebekler uçuşuyor. fakat son zamanlarda formumda bir düşüş olduğunun bende farkındayım. bunun en büyük sebebi sözlükte açılan şiir başlıklarında, şiirlerin boşluk bırakılmadan paylaşılması. hepsini okuyacağım derken gözlerimi bozdum. her dizeyi okuyabilmek için tabiri caizse tampon tampona mücadele veriyorum. tam şiiri okudum, anladım derken de, gözlerimde bir bulanıklaşma oluşuyor ve şiir pistinden çıkıyorum.''
peki bu durum kalıcı mı ?
''kalıcı olduğunu zannetmiyorum. bu sıkıntıyı gece yarısı yaptığım test sürüşlerinde daha sık yaşıyorum. ama kendimi toparlayacağıma inanıyorum. beni sevenler ve beni takip edenlerden ricam şu; şiir paylaşırken lütfen arada boşluk bırakınız. gerçekten görüş alanımı kaybediyor ve sürüş hakimiyetimi yitiriyorum. ayrton senna'nın başına gelenlerin benim başıma gelmesinden de açıkçası çekiniyorum. hep birlikte şampanya patlatmak varken beni dört kolluya bindirmek niyetinde olan arkadaşları da sizin aracılığınız ile esefle kınıyorum.''
açık, mert, korkusuz kafa sözlük haber ajansını okudunuz. keyifli sözlükler dileriz.
devamını gör...
(tematik)
meyve
sağlıklı beslenmek için günde en az 2 porsiyon yenmesi gereken yiyeceklerdir.
lif açısından (bkz: sebze) kadar olmasa da zengindirler.
lakin günde 2 porsiyondan fazla yenmesi özellikle şeker hastaları için oldukça zararlıdır.
lif açısından (bkz: sebze) kadar olmasa da zengindirler.
lakin günde 2 porsiyondan fazla yenmesi özellikle şeker hastaları için oldukça zararlıdır.
devamını gör...
günümüzde kemalizmin atatürk'le alakasız olması
hayatını belirli bir fikre ve belirli kıstaslar içinde son derece başarılı bir şekilde yürümüş bir insanın az bile abartıldığını düşünüyorum.
bahsedilen bütün kaynakları okumuş biri olarak atatürkün ne kadar büyük bir lider olduğunun son derece farkındayım.
ortada bir lider varsa eğer yaptıkları ile değerlendirilmesi gerekiyor. ve ben az bile abartıldığını düşünüyorum.
ama sayın yazar arkadaşın bahsettiği mesele hiç bir bok okumadan araştırmadan bilmeden saygısızca yaşayarak atatürkü abartan tiplerse katılıyorum.
biz atamıza layık yaşamayı tercih eden insanlarız. o yüzden abartıyoruz.
winston churchill ve bir sözüyle anlatmak istediğimi daha iyi anlatabilirim sanırım.
savaşta türkiye'yi kurtaran, savaştan sonra da türk ulusu'nu yeniden dirilten atatürk'ün ölümü, yalnız yurdu için değil, avrupa için de en büyük kayıptır. her sınıftan kişinin o'nun ardından döktükleri içten gözyaşları bu büyük kahramana ve modern türkiye'nin ata'sına layık bir tezahürden başka bir şey değildir.
bahsedilen bütün kaynakları okumuş biri olarak atatürkün ne kadar büyük bir lider olduğunun son derece farkındayım.
ortada bir lider varsa eğer yaptıkları ile değerlendirilmesi gerekiyor. ve ben az bile abartıldığını düşünüyorum.
ama sayın yazar arkadaşın bahsettiği mesele hiç bir bok okumadan araştırmadan bilmeden saygısızca yaşayarak atatürkü abartan tiplerse katılıyorum.
biz atamıza layık yaşamayı tercih eden insanlarız. o yüzden abartıyoruz.
winston churchill ve bir sözüyle anlatmak istediğimi daha iyi anlatabilirim sanırım.
savaşta türkiye'yi kurtaran, savaştan sonra da türk ulusu'nu yeniden dirilten atatürk'ün ölümü, yalnız yurdu için değil, avrupa için de en büyük kayıptır. her sınıftan kişinin o'nun ardından döktükleri içten gözyaşları bu büyük kahramana ve modern türkiye'nin ata'sına layık bir tezahürden başka bir şey değildir.
devamını gör...
doritos risk 5.0 wasabi acısı
oğlumun "iğrenç bişey bu ya elektrik kablosu kemirmek gibi bişey" dediği cips. (bkz: çocuktan al haberi)
devamını gör...
duyunca güvensizlik hissi veren kelimeler
"asla". asla yapmam dediği ne varsa yapar insan, beşerdir şaşar çünkü.peşin hüküm vermemelidir. zira asla dediği ne varsa eninde sonunda muhakkak hayat önüne serer ve mecbur kalır büyük sözlerini lokma lokma yutmaya.
devamını gör...
ölümcül bağlılık
bir tlc programı. her gece saat 01:20 civarında yayımlanmaktadır. ki şahsım da severek izlemektedir.. 2 gündür izlediğim kadarıyla anlatayım: anladığım kadarıyla farklı dinlere, inançlara veya topluluklara bağlı olan insanların veya bu topluluklara/inançlara bağlı olanlarla karşılaşan insanların, ölüme doğru giden hikayeleri anlatılıyor. yani olayın kahramanı, herhangi bir tehlikeli bir topluluğa bağlı olan biriyle arkadaş oluyor ve arkadaşı hiç de sandığı gibi iyi biri çıkmıyor ve onu korkunç bir şekilde öldürüyor. veya siz bir inanca veya bir topluluğa/inanç topluluğuna aşırı bağlanıyorsunuz ve bu toplulukların başındaki tehlikeli liderler vs. olaylar nedeniyle korkunç bir şekilde öldürülüyorsunuz. ki olayları, öldürülenlerin arkadaşları veya ailesi, akrabaları falan anlatıyor. ayrıca bunlarla birlikte, polisler, dedektifler falan da anlatıyor.
tabii sıkıcı olmaması için canlandırmalar da içeriyor. bundan ilave öldürülenlerin ve katillerin falan gerçek resimleri de gösteriliyor. sonda da katillerin kaç yıl hapis yattıkları falan söyleniyor. mesela dün gece, çok eşli hristiyan bir vaizin, ikinci karısını korkunç bir şekilde öldürme olayı anlatılmıştı. ondan önceki bölümde de, hinduist olan bir adamın, hinduist bir inanç topluluğuna katılması ve bu topluluğun liderinin vermiş olduğu emirle öldürülmesi hikayesi anlatılmıştı.
tabii sıkıcı olmaması için canlandırmalar da içeriyor. bundan ilave öldürülenlerin ve katillerin falan gerçek resimleri de gösteriliyor. sonda da katillerin kaç yıl hapis yattıkları falan söyleniyor. mesela dün gece, çok eşli hristiyan bir vaizin, ikinci karısını korkunç bir şekilde öldürme olayı anlatılmıştı. ondan önceki bölümde de, hinduist olan bir adamın, hinduist bir inanç topluluğuna katılması ve bu topluluğun liderinin vermiş olduğu emirle öldürülmesi hikayesi anlatılmıştı.
devamını gör...
yaşamak ve şiir
anlamını mânâ'ya,
mânâ'sını anlamına döndüren..
nasıl güzel bir başlıktır bu.?
demeden geçemedim..
adını koyan da ve devam ettiren de var'olsun.
mânâ'sını anlamına döndüren..
nasıl güzel bir başlıktır bu.?
demeden geçemedim..
adını koyan da ve devam ettiren de var'olsun.
devamını gör...
bir ateistin iyilik yapmasının nedeni
ıyilik zaten öteki dünyada hesap sorulacağı için yapılıyorsa, temel motivasyon korkudur. korku ve endişe alt bilincin öğeleridir. bir ateist ya da deist iyilik yapıyorsa, temel motivasyonu toplu yaşama katkı sunmak ve kendisinin de dahil olduğu topluluğun yaşamını güzelleştirmektir, (burada kastım insan değil, ortak bir evreni paylaştığımız tüm canlılar), işte bu karar üst bilinç tarafından alınır ve uygulanır.
her iki insan profili de nihai noktada pragmatisttir. alt bilinç doğrudan fayda peşindeyken, üst bilinç faydanın dolaylı olarak kendisine yansıyacağının farkındadır.
her iki insan profili de nihai noktada pragmatisttir. alt bilinç doğrudan fayda peşindeyken, üst bilinç faydanın dolaylı olarak kendisine yansıyacağının farkındadır.
devamını gör...
soğukkanlı insanlar
acil durumlarda mutlaka ortamda bulunması gereken insanlardır. daima soğuk kanlı davranışlarıyla panik halinde olan insanları sakinleştirmeyi ve o an ne yapılacaksa onu yapar. stresli olsalar dahi ipleri elinde sıkı tutarak durumu yönetmeye çalışırlar.
devamını gör...