bir başka ikiyüzlülüğü ortaya çıkaran gerçek.

bir kısım insanlar birilerinin sadece kendisini oylayan ya da tanıyan kişilere oy verdiğini * söylüyor. buraya kadar haklılar ve kendileriyle hemfikiriz, tamam. yalnız "sadece tanıdıklarına oy veriyorlar" diye şikayet eden bazı kimselere bakıyorum, tanıdıklarına da tanımadıklarına da oy vermiyorlar. ne iş?

"kankacılık" diyoruz, "yapmayın" diyoruz, "1 kişi bütün oyları toplarken diğerlerinde hiç oy yok" diyoruz ya hani; neden hiç oy yok diğerlerinde peki? kankacılıktan şikayetçi olan arkadaşlar neden o "diğer grubun yazarları"na da oy vermiyor hiç? akşama kadar yazıp çizen insanların bazılarının nickini hiç öyle sözlükte "fenomen olmayan" yazarların tanımlarında beğeni olarak görmüyoruz, niye? sözlük mağazasından şunu bunu alayım diye düşünen ama sözlüğe yeni geldiği için karması yetmeyenler var mesela. kim oylayacak ki bu insanları, karmaları yükselecek? haydi diyelim eskilerin bir kısmını gözden çıkardık, onlar kendi aralarında al gülüm ver gülüm yapıyorlar. onların dışında kalan ya da yeni geldiği halde oylamaya eli gitmeyenler kim?

şimdi burada şunu ayrı tutuyorum; kimse oy vermek gibi bir mecburiyet içerisinde değil. sadece okuyup geçenler de var. beğenmediğini oylamak zorunda zaten değil kimse, onu da ayırıyorum bu konudan. tamamen "oylanmıyor kimse "dediği halde kendisi de taşın altına elini koymayanlardan bahsediyorum burada. bir konu başlığı altında birbirine 90'ar derece açıyla farklı şekilde muhalif olan düşünceler var. birine katılmıyorsanız birine mutlaka katılacağınız anlamına geliyor bu çünkü bazıları birbirine taban tabana zıt. "beğenmedim, ondan oylamadım" savunması da çöpe gidiyor bu durumda. klavyesinde akrep olanlar var, kabul edelim bunu. adamlar okusa da, beğense de oylamıyor. bu tiplere yapılabilecek hiçbir şey yok.

"oylanmak çok mu önemli?" sorusunun cevabı değil bunlar bu arada. bence önemli değil. sadece şikayet ettiğimiz şeyleri kendimizin yaptığına dikkat çekmeye çalışıyorum. cem yılmaz'ın dediği gibi "tek tek o değilsiniz ama hepinizi toplayınca o çıkıyor." cümlenin orijinali böyle olduğundan bu şekilde yazdım. bundan sadece sizlere söyleyip kenara çekildiğim anlamını çıkarmayın. kendimi de dahil ediyorum bu yazdıklarıma.
devamını gör...

daha önce kısa filmleriyle tanıdığımız yönetmen tufan taştan'ın ilk uzun metrajlı filmi "sen ben lenin" (you me lenin). filmin senaryosunu da tufan taştan ve barış bıçakçı birlikte kaleme almışlar.

melis birkan dışında oyuncu kadrosunu çok beğendim (melis birkan'ı genel olarak sevmem, yoksa bu filmdeki performansını bilmiyorum henüz filmi izlemediğim için). filmde kimler yok ki. usta oyuncular nur sürer, salih kalyon, barış falay, serdar orçin, saygın soysal, binnur kaya, serkan keskin, hasibe eren, sarp akkaya, sarp aydınoğlu, bige önal...

film, ahşap bir lenin heykelinin kıyıya vurduğu bir sahil kasabasında gelişen olayları konu alan bir kara mizah öyküsü. ki bu yönüyle de ilgimi çeken bir film çünkü sinemamızın kara mizah türüne çok yatkın olduğunu ve bu janra daha çok ağırlık vermemiz gerektiğini düşünenlerdenim. bu topraklar kara mizah yapmaya çok uygun bir zemine sahip ve bu bir lütuf sinemamız açısından.

prömiyerini 40. istanbul film festivali'nde yapan film, dünya prömiyerini ise 43. moskova film festivali'nde yaptı ve son olarak da 32. ankara film festivali'de "onat kutlar en iyi senaryo ödülü"ne değer görüldü.

ben henüz izlemedim filmi. izlediğimde yazımı günceller ve film hakkındaki görüşlerimi paylaşırım sizlerle naçizane.
devamını gör...

leonardo di caprio’nun da oynadığı, akıl hastalarını konu alan,başkalarına teşhis ararken içimizdeki devasa hastayı bulduğumuz film. en etkilendiğim cümlelerden olan, hastaneye girerkenki mermer taşı buz gibi bir gerçekle yüzleştiriyor.taşta yazan;
“biz de yaşamış ,sevmiş ve gülmüştük.bizi unutmayın.”
devamını gör...

siyasetin ve insan haklarının sanata ne denli yansıyabileceğini gösteren edebi dönem.
bir yanda vatan, hürriyet, özgürlük konularını ele alan şair ve yazarlar; bir yanda da istibdatla beraber yönelinen metafizik konular.
toplum için sanat, sanat için sanat. çok sesli, çok renkli, amatör ancak hem içerik hem biçim hem de türde yapılan yeniliklerle devrimci bir dönem.
m. fuat'ın tasnifine göre de türk edebiyatının yeni bir başlangıç noktası.
devamını gör...

zaten su an çoğu kişinin psikolojik sorunlarının başlıca kaynağı maddi imkansızliklar. bir de bunun üzerine o kadar para verip psikoloğa gitmek? vallahi ben arkadaşımı çağırıp bir kahve karşılığında içimi döküyorum. oh miss....
devamını gör...

fidyeci ismail:

- alo... naaber?
...
- ha... bana bak yemin ediyom eğer oğlunu canlı görmek istiyosan hemen buraya çabuk bin dolar getir.
...
- yanlış söylemişim, özür, iki bin istiyorum...
...
- bir şey diycem hacı... üç bin getirme ihtimalin nasıl?
...
- beş yüz bin dolar getirsene sen buraya, beş yüz bin dolar getirsene sen buraya...

her bölümü güzeldi, hala seyredilir... lakin yalan yok, arda'lı ve orjin leyla'lı bölümleri bir başkaydı
devamını gör...

sur isimli yeni teklisi ile beni mutlu eden metal müzik efsanesi.geçtiğimiz aylarda çıkardığı bu düzen yıkılsın şarkısını pek beğenmemiştim. ancak sur ile ölmedik buradayız demişler resmen.

ayrıca 30 yılı deviren grubun (bkz: diskografi)'sinde sadece iki tane tekli yer almaktadır. ikiside bu 3 aylık süreçte yayınlandı. takipteyiz, yeter ki siz çalmaya devam edin.
devamını gör...

mevlana'nın muhteşem dizeleri. tuncel kurtiz'in seslendirmesiyle daha da anlamlanmış dizelerdir.

duydum ki bizi bırakmaya azmediyorsun, etme.
başka bir yar, başka bir dosta meylediyorsun, etme.sen yadeller dünyasında ne arıyorsun yabancı?
hangi hasta gönüllüyü kastediyorsun, etme.çalma bizi, bizden bizi, gitme o ellere doğru.
çalınmış başkalarına nazar ediyorsun, etme.ey ay, felek harab olmuş, altüst olmuş senin için...
bizi öyle harab, öyle altüst ediyorsun, etme.ey, makamı var ve yokun üzerinde olan kişi,
sen varlık sahasını öyle terk ediyorsun, etme.sen yüz çevirecek olsan, ay kapkara olur gamdan.
ayın da evini yıkmayı kastediyorsun, etme.bizim dudağımız kurur sen kuruyacak olsan.
gözlerimizi öyle yaş dolu ediyorsun, etme.aşıklarla başa çıkacak gücün yoksa eğer;
aşka öyleyse ne diye hayret ediyorsun, etme.ey, cennetin cehennemin elinde oldugu kişi,
bize cenneti öyle cehennem ediyorsun, etme.şekerliğinin içinde zehir zarar vermez bize,
o zehiri o şekerle sen bir ediyorsun, etme.bizi sevindiriyorsun, huzurumuz kaçar öyle.
huzurumu bozuyorsun, sen mahvediyorsun, etme.harama bulaşan gözüm, güzelliğinin hırsızı.
ey hırsızlığa da değen hırsızlık ediyorsun, etme.isyan et ey arkadaşım, söz söyleyecek an değil.
aşkın baygınlığıyla ne meşk ediyorsun, etme.

devamını gör...

27 saat uyumak.
hobilerin zevk vermemesi.
yarına dair inancını yitirmek.
nickaltı girildiğinde heyecanlanmamak...
devamını gör...

birisi bana yardım edebilir mi? çünkü içimden geldiği gibi davranıyorum!
günaydın! olur ya belki sizi göremem; iyi günler, iyi akşamlar ve iyi geceler!
the truman show
devamını gör...

bu başlıktan sonra uçurulmadığına göre belki de kaynamış sütün üzerindeki ince kaymak tabakasıyımdır.

lucifer'a yönlendirerek hedef şaşırtıyorumdur.

olabilir, manyak oldum sayenizde *
devamını gör...

(bkz: troll başlıklara prim verilmemesi gerekliliği)
bunu yazarken bile prim vermiş oluyoruz ama olsun.
devamını gör...

insanlarin durustlugu, durust olmayi ovduklerini sandigi davranis bicimi.

oysaki ici disi bir olmak; akildan geceni olcup bicmeden, dan diye soyleme seklidir. neyi nerede soyleyecegini kestiremeyen insanlarin sigindigi liman gibidir, zira duz insan ile karistirilmaktan imtina ederler.

halk arasinda patavatsiz olarak nitelendirilen insanlari bu gruba dahil edebiliriz. siz siz olun oyle her yerde "benim icim disim bir abiciim nedir yani, tutamiyorum!" demeyin, yanlis anlasilmaya mahal vermeyin. operim.
devamını gör...

bu başlığa 107 yıllık türk sinemasının son 64 yılında hep var olan, iri, mavi gözleri ile ve en önemlisi de başarılarıyla gönlümüzde taht kuran fatma girik'in röportajında dediği bazı cümleleri paylaşmak istiyorum.
"her birimizin yandığı, acıya kestiği zamanlar olmuştur. fakat sabahına güneş yine doğmuştur. kalbinizi serin, yol ihtimalinizi açık tutun. hayat siz olduğunuz zaman güzel."
"... çünkü her şeyin özünde sevgi olmalı ve iyi bir iş çıkarmak için de çok iyi çalışılmalı. zira işinizi iyi yapmanız maaşınızın karşılığı değil, karakterinizin yansımasıdır. kişi seveceği bir iş seçerse yaşamında bir gün bile çalışmış olmuyor... "
"... en çok da pişman olmayın. kişi yanlış olsa da sevin gitsin, ziyanı yok. ne biliyorsunuz, belki ileride başka birinin doğru sevilmesine yardımcı olursunuz? zaman her şeyi süpürüyor, tozlanmadan, savrulmadan durabilmek mühim olan. en sonunda birbirimizin gözünün içine bakıyoruz riyasız, barışçıl, pırıl pırıl bakalım. "
devamını gör...

hakan günday - kinyas ve kayra
devamını gör...

https://pbs.twimg.com/media...
devamını gör...

miko'yu dinlerken gözümün önünde monica canlandı:

-passport, check! camera, check!

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

girilen tanımlara ithafen:
online sınav hazırlamak zor değil. google drive’den dahi çok rahat denemeler hazırlayıp bu süreçte öğrencilere çözdürdüm. ancak kopyanın önünü pek alabileceğiniz bir uygulama değil. bir de internet sıkıntısı yaşayan öğrenciler var. sürekli düşüyor sistemden atıyor. zor bir süreçten geçiyoruz bol keseden eleştirmeden önce biraz realist olalım.
t. covid döneminde mecburiyetten alınan karar.
devamını gör...

türkçe.
devamını gör...

belki de ilk defa bir şeyler başarabildiğini hissedip az önce gururlanmış yazardır.
tüm ekibe sizlere teşekkür ediyorum destekleriniz ve güzel mesajlarınızdan ötürü.
ben bu şarkıyı ve klibi tamamen çevremdeki güzel dostlarm sayesinde tamamlayabildim. çekimler bittiğinde ''color grande'' yapılması için stüdyoya gönderecek paramız dahi olmadığından renk işlemelerine kadar oturup, öğrenebildiğimiz kadar öğrenip bir şeyler yapmaya çalıştık. dostlarımın birisi araç kiralama masrafına ortak oldu, birisi çekim günleri marketten sandviçler alıp bize getirdi başka birisi kayıtlar için yol masraflarımı karşıladı pek tabi ben de elimdeki imkanları zorlayarak ortaya içimize sinen bir şarkı çıkardık. devamı gelecek, hazırda tuttuğum bir şarkıyı ise şu an sadece supportgirl biliyor beğenip beğenmediğini dahi henüz öğrenemedim.
anlatmak istediğim şey şu kısaca, pek çok hayalimden ve yapmak istediğim asıl işlerden, içerisinde bulunduğumuz malum şartlardan ötürü vazgeçmiş iken, bugün 18 yaşıma yeniden döndüm adeta. etrafınızda güzel insanlar varsa her şeyi başarabilmek mümkün oluyormuş. mutluyum ve bu mutluluğumu sizlerle paylaşmak için yazıyorum bu satırları. dinleyen, dinlemeyen herkese tekrar teşekkürler ve lütfen hiç bir getirisi olmasa bile hayatınızın bir kenarında sevdiğiniz bir şeylerle uğraşın...

not : bu girdi duygu sömürüsü amacıyla yazılmamıştır, olanı anlatmıştır ve
youtube : greysmusic
spotify : greys - fay :=)
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim