çayı şekersiz içmek
          çayın tadını almaktır.
      
  devamını gör...
cahil insanlarla baş etme yolları
          hehe diyip arkanıza bakmadan kaçın. ne derseniz diyin laf anlatamazsınız çünkü. cahil kalmasının sebebi sabit fikirli olmasıdır. yoksa etrafına bakan bile birşeyler öğrenir. öğrenmede de önemli olan niyettir. niyet yoksa hiç kendinizi yormayın değmez.
      
  devamını gör...
spetsialist
          sovyet iktidarının ilk yıllarında eğitimli kesimden gelen ve iktidar için çalışan tecrübeli uzmanları tanımlamak için kullanılan bir sözcüktür.
      
  devamını gör...
kök
          oğluma ithafen...
sözcükleri büyümeden öpüyorum her bir harfinden
çizgileri sokak sokak yürüyor bir mustafa,
yürümeyi biliyor.
ben bir yiğit mustafa'yı,
parmak uçlarından
koklaya koklaya...
yüzümde yeni bir yol buluyor gülümsemek
sen, bulutların kükrek çocuğu
sen, sihirli değneğin ucundaki pamuk şekeri
ben ıslanmadan önce de güzeldi
pencereler,
sana boyanmadan bir kırmızı çekiyordu
kirpiklerim,
bir kara gürültü
bir damla düşüyorum sesinin dibine,
gözlerinden öpülmüş diri çocuklar için,
üşüme
günü geceye uzatarak işleyen
bu aynı çizgilerin artığıdır
sessizliğe filizlenen
zaman
uzandığı yere kadar
uzasın boynum
yedinci dem şiiridir.
  sözcükleri büyümeden öpüyorum her bir harfinden
çizgileri sokak sokak yürüyor bir mustafa,
yürümeyi biliyor.
ben bir yiğit mustafa'yı,
parmak uçlarından
koklaya koklaya...
yüzümde yeni bir yol buluyor gülümsemek
sen, bulutların kükrek çocuğu
sen, sihirli değneğin ucundaki pamuk şekeri
ben ıslanmadan önce de güzeldi
pencereler,
sana boyanmadan bir kırmızı çekiyordu
kirpiklerim,
bir kara gürültü
bir damla düşüyorum sesinin dibine,
gözlerinden öpülmüş diri çocuklar için,
üşüme
günü geceye uzatarak işleyen
bu aynı çizgilerin artığıdır
sessizliğe filizlenen
zaman
uzandığı yere kadar
uzasın boynum
yedinci dem şiiridir.
devamını gör...
sünger bob
          nickelodeon kanalı için hazırlanmış. türkiye’de bir dönem cnbc-e kanalında yayınlanmış su altında bikini kasabasında yaşan ve çizgi filmede adını veren karakter.
      
  devamını gör...
yaşamaya dair
          nazım hikmet ran'ın yazmış olduğu muhteşem şiir. aynı zamanda genco erkal'ın tülay günal ile birlikte oynadığı nazım hikmet'in eserlerinden oluşan oyununun da ismi. yine genco erkal ve fazıl say bu eseri çok güzel yorumlamış. ayrıca büyük ev ablukada'nın güneş yerinde şarkısında şiirin son bölümü yer almıştır.
 
--- alıntı ---
1
yaşamak şakaya gelmez,
büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın
bir sincap gibi mesela,
yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden,
yani bütün işin gücün yaşamak olacak.
yaşamayı ciddiye alacaksın,
yani o derecede, öylesine ki,
mesela, kolların bağlı arkadan, sırtın duvarda,
yahut kocaman gözlüklerin,
beyaz gömleğinle bir laboratuvarda
insanlar için ölebileceksin,
hem de yüzünü bile görmediğin insanlar için,
hem de hiç kimse seni buna zorlamamışken,
hem de en güzel en gerçek şeyin
yaşamak olduğunu bildiğin halde.
yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı,
yetmişinde bile, mesela, zeytin dikeceksin,
hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil,
ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için,
yaşamak yanı ağır bastığından.
1947
2
diyelim ki, ağır ameliyatlık hastayız,
yani, beyaz masadan,
bir daha kalkmamak ihtimali de var.
duymamak mümkün değilse de biraz erken gitmenin kederini
biz yine de güleceğiz anlatılan bektaşi fıkrasına,
hava yağmurlu mu, diye bakacağız pencereden,
yahut da sabırsızlıkla bekleyeceğiz
en son ajans haberlerini.
diyelim ki, dövüşülmeye değer bir şeyler için,
diyelim ki, cephedeyiz.
daha orda ilk hücumda, daha o gün
yüzükoyun kapaklanıp ölmek de mümkün.
tuhaf bir hınçla bileceğiz bunu,
fakat yine de çıldırasıya merak edeceğiz
belki yıllarca sürecek olan savaşın sonunu.
diyelim ki hapisteyiz,
yaşımız da elliye yakın,
daha da on sekiz sene olsun açılmasına demir kapının.
yine de dışarıyla birlikte yaşayacağız,
insanları, hayvanları, kavgası ve rüzgarıyla
yani, duvarın ardındaki dışarıyla.
yani, nasıl ve nerede olursak olalım
hiç ölünmeyecekmiş gibi yaşanacak...
1948
3
bu dünya soğuyacak,
yıldızların arasında bir yıldız,
hem de en ufacıklarından,
mavi kadifede bir yaldız zerresi yani,
yani bu koskocaman dünyamız.
bu dünya soğuyacak günün birinde,
hatta bir buz yığını
yahut ölü bir bulut gibi de değil,
boş bir ceviz gibi yuvarlanacak
zifiri karanlıkta uçsuz bucaksız.
şimdiden çekilecek acısı bunun,
duyulacak mahzunluğu şimdiden.
böylesine sevilecek bu dünya
"yaşadım" diyebilmen için...
--- alıntı ---
  --- alıntı ---
1
yaşamak şakaya gelmez,
büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın
bir sincap gibi mesela,
yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden,
yani bütün işin gücün yaşamak olacak.
yaşamayı ciddiye alacaksın,
yani o derecede, öylesine ki,
mesela, kolların bağlı arkadan, sırtın duvarda,
yahut kocaman gözlüklerin,
beyaz gömleğinle bir laboratuvarda
insanlar için ölebileceksin,
hem de yüzünü bile görmediğin insanlar için,
hem de hiç kimse seni buna zorlamamışken,
hem de en güzel en gerçek şeyin
yaşamak olduğunu bildiğin halde.
yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı,
yetmişinde bile, mesela, zeytin dikeceksin,
hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil,
ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için,
yaşamak yanı ağır bastığından.
1947
2
diyelim ki, ağır ameliyatlık hastayız,
yani, beyaz masadan,
bir daha kalkmamak ihtimali de var.
duymamak mümkün değilse de biraz erken gitmenin kederini
biz yine de güleceğiz anlatılan bektaşi fıkrasına,
hava yağmurlu mu, diye bakacağız pencereden,
yahut da sabırsızlıkla bekleyeceğiz
en son ajans haberlerini.
diyelim ki, dövüşülmeye değer bir şeyler için,
diyelim ki, cephedeyiz.
daha orda ilk hücumda, daha o gün
yüzükoyun kapaklanıp ölmek de mümkün.
tuhaf bir hınçla bileceğiz bunu,
fakat yine de çıldırasıya merak edeceğiz
belki yıllarca sürecek olan savaşın sonunu.
diyelim ki hapisteyiz,
yaşımız da elliye yakın,
daha da on sekiz sene olsun açılmasına demir kapının.
yine de dışarıyla birlikte yaşayacağız,
insanları, hayvanları, kavgası ve rüzgarıyla
yani, duvarın ardındaki dışarıyla.
yani, nasıl ve nerede olursak olalım
hiç ölünmeyecekmiş gibi yaşanacak...
1948
3
bu dünya soğuyacak,
yıldızların arasında bir yıldız,
hem de en ufacıklarından,
mavi kadifede bir yaldız zerresi yani,
yani bu koskocaman dünyamız.
bu dünya soğuyacak günün birinde,
hatta bir buz yığını
yahut ölü bir bulut gibi de değil,
boş bir ceviz gibi yuvarlanacak
zifiri karanlıkta uçsuz bucaksız.
şimdiden çekilecek acısı bunun,
duyulacak mahzunluğu şimdiden.
böylesine sevilecek bu dünya
"yaşadım" diyebilmen için...
--- alıntı ---
devamını gör...
şu an ne olsa mutlu olursun sorunsalı
          çok eğleneceğim bir arkadaş grubuyla tatile çıkmak. evet bu.
      
  devamını gör...
tom clancy's splinter cell
          ubisoft'un içine ettiği bir diğer oyun serisi. serideki ilk 4 ana oyun**** ve playstation portable oyunu* oldukça iyidir; ancak double agent'ın xbox 360/playstation 3/pc sürümü, ilk 3 oyuna göre sönük kalmaktadır ve bir ton teknik sorun barındırmaktadır. double agent'ın playstation 2/xbox (6th generation) sürümü ise daha başarılıdır. pandora tomorrow ise yine double agent gibi pc'de milyon tane yama kurduğunuzda düzgün çalışmaktadır. çok değerli (!) ubisoft, bu yüzden ne oyunun satışını online mağazalarda gerçekleştirmektedir ne de oyunu düzeltmeye uğraşmıştır. serinin tartışılmaz en iyi oyunu, gelmiş geçmiş en iyi oyunlardan biri olarak görülen chaos theory'dir. double agent'ın 6. kuşak konsollar için yapılan sürümü de chaos theory'nin uzantısı olarak görülür. ayrıca ilk 4 oyunda yer alan müzikler olağanüstüdür.
umarım ubisoft, yeni bir splinter cell oyunu çıkarmaz. son iki oyunu**, "düzgün oynanış mekanikleri olan çok başarılı bir oyun serisini, aptal oynanış mekanikleriyle nasıl yerle bir ederiz" düşünce yapısıyla çıkardıkları çok belli. ubisoft'un alışıldık kafa yapısı. üzgünüm; ancak son 2 oyuna iyi diyorsanız, ya stealth oyunlardan anlamıyorsunuzdur ya da oyunlardan anlamıyorsunuzdur. eğer açık dünya gibi saçma sapan şeyler getireceklerse ve son 2 oyundaki oynanış mekanikleri olacaksa hiç yeni oyun yapmasınlar, daha iyi. oynanış mekaniklerine hiç dokunmadan, ilk 4 oyunu güncel sistemlere remaster yapsalar yeterli. remake de değil, reboot da değil.
dizisi ve filmi gelecek dediler, onlardan da ses yok. sam fisher gibi bir karakteri de tom clancy's ghost recon serisinin yeni oyunlarında küçük rollerin adamı yaptılar. hay ben sizin yapacağınız işe...
prince of persia serisinin de içine etmişti bu ubisoft. neyse, benim ubisoft'a olan öfkem dinmez; sizleri eğlenceli bir splinter cell videosuyla baş başa bırakayım:
bunu beğenenler, bunları da beğendi:
(bkz: hitman)
(bkz: metal gear solid)
  umarım ubisoft, yeni bir splinter cell oyunu çıkarmaz. son iki oyunu**, "düzgün oynanış mekanikleri olan çok başarılı bir oyun serisini, aptal oynanış mekanikleriyle nasıl yerle bir ederiz" düşünce yapısıyla çıkardıkları çok belli. ubisoft'un alışıldık kafa yapısı. üzgünüm; ancak son 2 oyuna iyi diyorsanız, ya stealth oyunlardan anlamıyorsunuzdur ya da oyunlardan anlamıyorsunuzdur. eğer açık dünya gibi saçma sapan şeyler getireceklerse ve son 2 oyundaki oynanış mekanikleri olacaksa hiç yeni oyun yapmasınlar, daha iyi. oynanış mekaniklerine hiç dokunmadan, ilk 4 oyunu güncel sistemlere remaster yapsalar yeterli. remake de değil, reboot da değil.
dizisi ve filmi gelecek dediler, onlardan da ses yok. sam fisher gibi bir karakteri de tom clancy's ghost recon serisinin yeni oyunlarında küçük rollerin adamı yaptılar. hay ben sizin yapacağınız işe...
prince of persia serisinin de içine etmişti bu ubisoft. neyse, benim ubisoft'a olan öfkem dinmez; sizleri eğlenceli bir splinter cell videosuyla baş başa bırakayım:
bunu beğenenler, bunları da beğendi:
(bkz: hitman)
(bkz: metal gear solid)
devamını gör...
sözlük yazarlarının takıntıları
          köşesi olan her şey benim dikkatimi dağıtabilir. bir film izlerken bile televizyonun, bilgisayarın veya telefonun köşeleri filme odaklanmamı engelliyor ve sürekli köşelere bakma ihtiyacı geliyor. 
yok mu kardeşim şu dünyada köşesiz bir şey diye yakındığım bir takıntım var.
  yok mu kardeşim şu dünyada köşesiz bir şey diye yakındığım bir takıntım var.
devamını gör...
me11isho (yazar)
          doviz kuru gibi yazar. niye boyle bir benzetme yaptim, cunku sozluge kayit olali daha bir hafta olmus, yazar an itibariyle 27 takipci ve 2000 uzeri karma puan elde etmis ( zalımın oglu rozette almis) bu hizli yukselisin tek rakibi olsa olsa dolar olur, euro olur...bu arada sayin yazar benim gozumde gizli bir forvetten otesin, sen sozlugu ele gecirmek istiyor falan olabilir misin? "komik moderator seniii" deyip gecme beni, gozum uzerinde, buyuk resmi gordum ben!
      
  devamını gör...
çılgın hırsız 2
          2013 yapımı çocuk, komedi, macera, animasyon filmidir. 
pierre coffin ve chris renaud yönetmenliğinde cinco paul ve ken daurio senaristliğinde çekilmiştir. çılgın hırsız 1'in aynı kadrosu devam yani bu devam filmindede.
yine yoğun eleştirilere maruz kalmış bir minyon filmi. baş karakter gru. gru'nun karakterinde keskin bir değişim olduğu ve bu durumun filmi dibe çektiği idda edilmiş.
hangimiz karakter çatışması yaşamadık ki? ayrıca gru saf katıksız bir kötü değil zaten. erol taş filmlerinde bazen olurdu hani. erol taş kötü karakter ama filmin ortalarında değişirdi. ayrıca bu gerçek hayattada olan bir durum.
gru karakterine çok fazla eleştiri geliyor. yeni iyi kalpli anne profili de eleştiri yağmuruna tutulmuş. gru kötü adamlığı bırakıp kendini kızlarına dıyor. reçel ve mermelat işine girip kendine yeni bir dünya kurmaya çalışıyor. daha güvenli daha ailece bir yaşam arzuluyor.
anti-kötü birliği ulaşıyor gru'ya. kaçırılan bir laboratuarı bulabilmek için destek istiyorlar. çiçeği burnunda çatlak dedektif lucy'le kötülerin peşine düşüyorlar.
dr. nefario ayrılıyor ilk yanından sonrasında teker teker minyonlar kayboluyor esrarengiz bir şekilde. kızlara yetişme telaşıyla hiç birinin peşine düşemiyor, fark edemiyor gru.
diyaloglar, minyonların itilip kakışmaları, gru ile lucy'nin ilginç ilişkisi, kızlar agnes, edith ve margo'nun olagan halleri güldürüyor izleyenleri.
ailecek beraber keyifle izlenecek bir film istiyorsanız doğru adrestesiniz.
iyi seyirler efem.
seslendirme ekibi;
gru (ali ekber diribaş)
lucy (arzu doğan)
eduardo (levent dönmez)
agnes (idil küner)
edith (mısra balka
margo (melis severcan)
dr. nefario (faruk akgören)
floyd (murat şenol)
silas (sinan divrik)
  pierre coffin ve chris renaud yönetmenliğinde cinco paul ve ken daurio senaristliğinde çekilmiştir. çılgın hırsız 1'in aynı kadrosu devam yani bu devam filmindede.
yine yoğun eleştirilere maruz kalmış bir minyon filmi. baş karakter gru. gru'nun karakterinde keskin bir değişim olduğu ve bu durumun filmi dibe çektiği idda edilmiş.
hangimiz karakter çatışması yaşamadık ki? ayrıca gru saf katıksız bir kötü değil zaten. erol taş filmlerinde bazen olurdu hani. erol taş kötü karakter ama filmin ortalarında değişirdi. ayrıca bu gerçek hayattada olan bir durum.
gru karakterine çok fazla eleştiri geliyor. yeni iyi kalpli anne profili de eleştiri yağmuruna tutulmuş. gru kötü adamlığı bırakıp kendini kızlarına dıyor. reçel ve mermelat işine girip kendine yeni bir dünya kurmaya çalışıyor. daha güvenli daha ailece bir yaşam arzuluyor.
anti-kötü birliği ulaşıyor gru'ya. kaçırılan bir laboratuarı bulabilmek için destek istiyorlar. çiçeği burnunda çatlak dedektif lucy'le kötülerin peşine düşüyorlar.
dr. nefario ayrılıyor ilk yanından sonrasında teker teker minyonlar kayboluyor esrarengiz bir şekilde. kızlara yetişme telaşıyla hiç birinin peşine düşemiyor, fark edemiyor gru.
diyaloglar, minyonların itilip kakışmaları, gru ile lucy'nin ilginç ilişkisi, kızlar agnes, edith ve margo'nun olagan halleri güldürüyor izleyenleri.
ailecek beraber keyifle izlenecek bir film istiyorsanız doğru adrestesiniz.
iyi seyirler efem.
seslendirme ekibi;
gru (ali ekber diribaş)
lucy (arzu doğan)
eduardo (levent dönmez)
agnes (idil küner)
edith (mısra balka
margo (melis severcan)
dr. nefario (faruk akgören)
floyd (murat şenol)
silas (sinan divrik)
devamını gör...
bazı kadınların yemek yapmayı hizmetçilik olarak görmesi
          son derece doğru düşünen kadınlar hakkında açılmış başlıktır. 
akıl sağlığı yerinde yetişkin bir insansanız, sorun teşkil edebilecek herhangi bir bedensel engeliniz yoksa kendi ihtiyaçlarınızı karşılamaktan kendiniz sorumlusunuz demektir. eğer evli iseniz de, eşit sorumluluk almanız gerekmektedir.
insanlarla olan ikili ilişkiler bu koşullar göz önüne alınarak kurulmalıdır.
kendi işlerini halledemeyecek kadar sorumsuz ve aciz olmak ise tamamen kişinin kendi sorunudur; başkalarını bağlamaz.
  akıl sağlığı yerinde yetişkin bir insansanız, sorun teşkil edebilecek herhangi bir bedensel engeliniz yoksa kendi ihtiyaçlarınızı karşılamaktan kendiniz sorumlusunuz demektir. eğer evli iseniz de, eşit sorumluluk almanız gerekmektedir.
insanlarla olan ikili ilişkiler bu koşullar göz önüne alınarak kurulmalıdır.
kendi işlerini halledemeyecek kadar sorumsuz ve aciz olmak ise tamamen kişinin kendi sorunudur; başkalarını bağlamaz.
devamını gör...
82 yaşındaki normal sözlük yazarı
          istatistik tablosundan yaş dağılımını incelerken fark ettiğim büyüğümüz.
      
  devamını gör...
normal sözlük'e veda
          çok üzen veda. halbuki sözlüğe atatürk ve cumhuriyet düşmanlarını ve dahi insanlık düşmanlarını doldurup sabahtan akşama kadar din iman allah muhammed vatan millet sakarya diyerek milyonlarca insana terör destekçisi muamelesi yapmaları gerekiyordu. bir de ifade özgürlüğü demiyorlar mı...
      
  devamını gör...
haute couture
          fransızca kökenli bir moda terimi. türkçe karşılığı da yüksek dikiş olup, normal dikiş ile arasında epey farklılıklar vardır. bu tarzda, kıvrımlar ve işlemeli elbiseler içeriden dikilmektedir.
      
  devamını gör...



