kadınların evlenince iki soyad kullanması
evlenince hâlâ kadının aile adının değiştiğini gösteren demode bir uygulamadır(bence). kadın bir soya bağlı değil gibi evlenince soy adı değişir.
devamını gör...
22 aralık 2020 gübretaş madeninde dev altın rezervi bulunması
kazdağlarını talan eden kanadalı alamos gold şirketinin türkiyeye verdiği pay %4 .
%96'sını kendi alıyor .
biz çıkaramayacağımıza göre, bu veya bir başkasında da durum farklı mı olacak?
ya hepsini bize verse ne olacak, katledilen doğanın, dünyanın, geleceğimizin karşılığı olacak mı ?
buradan
%96'sını kendi alıyor .
biz çıkaramayacağımıza göre, bu veya bir başkasında da durum farklı mı olacak?
ya hepsini bize verse ne olacak, katledilen doğanın, dünyanın, geleceğimizin karşılığı olacak mı ?
buradan
devamını gör...
saçma şarkı sözleri
aşkın ateşi yakarmış ateşi
duydunuz mu aşkın ateşini..
anlam veremediğim hande yener sarkısı.
duydunuz mu aşkın ateşini..
anlam veremediğim hande yener sarkısı.
devamını gör...
dobralık ile patavatsızlık arasındaki ince çizgi
dobra insan muhtemelen sizin duymaya ihtiyacınız olacak bir şeyi söyler, patavatsız insan ise karşısındakinin ne hissedeceğini düşünmeden konuşur. dobra birisiyle muhatap olduğunuzda en azından niyetinin kötü olmadığını tahmin edebilirsiniz ama patavatsız insan sinir bozar.
devamını gör...
karşılıksız aşk
annenin çocuğuna olan aşkı.
devamını gör...
kişinin 5 yılda yaşadığı değişim
hayatım her açıdan, tamamen alt üst oldu desem yeterli olur mu ?
devamını gör...
beynin de cinsiyetinin olması
kadın beynine sahip kişiler biraz daha yumuşak( mizaç olarak) duygusal, hayalperest kişilerdir. erkek beynine sahip insanlar da daha sert, realist insanlardır. kadın beynine sahip erkekler olduğu gibi erkek beynine sahip kadınlar da mevcuttur.
kadın beynine sahip kişiler erkek beynine sahip kişilere göre empati kurma konusunda daha başarılıdır.
erkek beynine sahip kişilerin yer yön bulma konusunda kadın beynine sahip kişilere göre daha fazla gelişmiştir. kadın beynine sahip kişiler ise erkek beynine sahip kişilere göre daha fazla renk ayırt edebilir. kadınların alışveriş yapma süresinin erkeklere göre daha uzun sürmesinin nedeni de budur. erkeklerin alışveriş yaparken eline aldığı ilk şeyi* satın alıp alışverişi kısa sürede tamamlaması da bununla açıklanabilir.
not: bu entryde hiçbir cinsi aşağılayacak, küçük gösterecek şeyler yazılmamıştır.* bunları ben demiyorum bilim diyor.
kadın beynine sahip kişiler erkek beynine sahip kişilere göre empati kurma konusunda daha başarılıdır.
erkek beynine sahip kişilerin yer yön bulma konusunda kadın beynine sahip kişilere göre daha fazla gelişmiştir. kadın beynine sahip kişiler ise erkek beynine sahip kişilere göre daha fazla renk ayırt edebilir. kadınların alışveriş yapma süresinin erkeklere göre daha uzun sürmesinin nedeni de budur. erkeklerin alışveriş yaparken eline aldığı ilk şeyi* satın alıp alışverişi kısa sürede tamamlaması da bununla açıklanabilir.
not: bu entryde hiçbir cinsi aşağılayacak, küçük gösterecek şeyler yazılmamıştır.* bunları ben demiyorum bilim diyor.
devamını gör...
malya ovası katliamı
lan bırak konuyu gayet güzel özetlemiş. tabi böyle güzel konuları işleyen yazarlar olunca, insan yazma konusunda şevke geliyor. ha mevzu yine beklenen ilgiyi görmemiş orası ayrı. ama bu tarz başlıkların bu sözlükte yer alması en azından benim adıma sevindirici. böyle böyle sözlüğün, sözlük olma vasfını sağlarsınız. aslına bakarsanız malya ovası katliamı bugünlerimizi de süzebilmek açısından çok önemli bir kilometre taşıdır. hani bazı arkadaşlar burada çok fazla siyaset konuşulmuyor diye gönül koyuyorlar ya işin esası siz tarihi adam gibi konuşamazsanız, tarih üzerine gerekli okumaları ve değerlendirmeleri yapmazsanız, konuştuğunuz her şeyin altı boş kalır. evvela insanların siyaset konulabilmesi için tarihi anlamda bir doygunluğa ulaşmaları gerekir ki, mevzular üzerine adam gibi analizler yapılabilsin. neyse tanımları eyyorlama enstitüsü girizgâhını da yaptığıma göre mevzuya geleyim.
bakın bu olay, türkmenlerin anadolu coğrafyasında yaşadığı elim olayların başlangıç noktası olarak nitelenebilir. farklı ve küçük bazı olaylar olmuştur ancak bu yaşanan katliam ve sonrasında gelişecek olaylar bırakın selçuklunun geleceğini, osmanlı'yı dahi ciddi anlamda etkilemiş ve hatta bugünlerimize dahi sirayet etmiştir. saray entrikaları sadece osmanlı'da yoktu. devşirme sultanlar da öyle. selçuklu sarayın da da varlardı. misal giyaseddin'in annesi bizans tekfurunun kızıdır ve özellikle oğlunun başa geçebilmesi açısından alâeddin'i zehirlediğinden bahsedilir. sonrasında giyaseddin malum olduğu üzere gürcü bir prensesle evlenir. ipler annesinin ve veziri saadettin köpek'in elindedir. türkmenlerin yayıldığı otlaklar ellerinden alınır ve soylu diyebileceğimiz bir takım zevata peşkeş çekilir. sonrasında vergi yükü iyice arttırılır. bu durumlar türkmenler açısından kabul edilebilecek şeyler değildir.
tabi bu arada bir takımın zevatın hayranlıkla yad ettiği mevlana efendide bu düzen içerisinde keyfine bakıp saraya yaltaklanmakla meşguldü. bunu nereden biliyoruz? hacı bektaş'ın bu saray soytarısına karşı yazdığı dizelerden. anadolu halkı inim inim inlerken, bu beyzade hacı bektaş'ın tabiriyle topaç gibi dönmektedir! bundan sonra gelişen olayları lan bırak zaten çok güzel anlatmış, o konuda tekrara düşmek istemiyorum. ama şunun altını çizmekte fayda var. baba ishak'ın cansız bedenini bir bayrak gibi hunharca amasya kalesinin direğine çekenler, moğol kılıçları ile kellelerini kaybettiler. sap döndü keser döndü gün geldi hesap döndü! bu konuyla ilgili geniş bilgi almak isterseniz durali yılmaz hocanın bu mevzu ile ilgili yazdıklarını okuyup, mevzuyu kafanızda netleştirebilirsiniz.
osmanlıyı nasıl etkiledi peki? aslında bu sorunun da cevabı çok basit. hani akif diyor ya; ''tarihi tekerrür diye tarif ediyorlar; hiç ibret alınsaydı tekerrür mü ederdi''. osmanlı selçuklu'nun yaşadıklarından ibret almamıştır. kendi kuruluşunda temel harç olan türkmenleri ve yörükleri bir zaman sonra elinin tersi ile kenara itmiştir. yahu osmanlının kuruluşunda birilerinin hoşuna gitmese de tengrici türklerin büyük emeği vardır. misal ertuğrul gazi'nin silah arkadaşı isa sofi tengrici bir türktür ve şaman geleneklerine göre yaşayıp, can vermiştir. osmanlı selçuklu'nun düştüğü hatanın birebir aynısına düşmüştür. zaten işin aslına bakarsanız türk devleti olarak nitelenip, türk unsurlara eza çektiren bir yönetim anlayışından bahsediyoruz burada. bakın şimdilerde bazılarının farklı anlamlar yüklediği gevheri'nin ''dağlara gel!'' adlı eseri türkmen katliamları vesilesiyle kaleme alınmıştır. ha keza dadaloğlu ferman padişahınsa dağlar bizimdir diyerek yine türkmenlerin gördüğü zulme tepkisini vermiştir.
türkmenlerin osmanlı için söylediği ;
şalvarı şaltak osmanlı
eğeri kaltak osmanlı
ekende yok biçende yok
yiyende ortak osmanlı!
sözleri de türkmenlerin osmanlıya bakış açısının göstergesidir. ha buradaki kaltak kelimesi bildiğiniz anlamı taşımıyor. onun da altını çizmek lazım. şimdi çıkıp ona da laf etmeye kalkacaklar olur, onun da şerhini önden koyalım. çıplak, püskülsüz, eyer manasında kullanılmış orada. neyse tıpkı selçuklu'da olduğu osmanlı'da da devletin harcı olması gereken türk ve türkmen unsurlar dışlanıp, eziyet gördükçe devlet dinamikliğini ve vermesi gereken aidiyet hissini kaybetmiştir. tabi bugün güneydoğu sorunu için de türkmen tarihine bakmanız yeterli olacaktır. yavuz'un çıkarttığı fetvalar, idrisi bitlisinin anlatıları, katliama uğrayan ve kendi topraklarından zorunlu olarak göç ettirilen türkmenlerin dramını konuşmak kimsenin işine gelmez. tabi anadolu coğrafyası yığınla türkmen isyanı gördü ve geçirdi hepsini ayrı ayrı incelemek ve ele almak gerekir.
ez cümle; anadolu coğrafyasında varlığını sürdüren bir türk devletinin nasıl yönetilmesi veyahut yönetilmemesi gerektiğinin yanıtları türkmen tarihinde ve türkmenlerin yaşadıkları dramlarda saklıdır. yine tarih ders alınmadığı için tekerrür etmektedir. umarız insanımız kendi tarihini okuyup, anlayıp, buna göre reaksiyon verecek bir noktaya gelir. yoksa yandı gülüm keten helva.
bakın bu olay, türkmenlerin anadolu coğrafyasında yaşadığı elim olayların başlangıç noktası olarak nitelenebilir. farklı ve küçük bazı olaylar olmuştur ancak bu yaşanan katliam ve sonrasında gelişecek olaylar bırakın selçuklunun geleceğini, osmanlı'yı dahi ciddi anlamda etkilemiş ve hatta bugünlerimize dahi sirayet etmiştir. saray entrikaları sadece osmanlı'da yoktu. devşirme sultanlar da öyle. selçuklu sarayın da da varlardı. misal giyaseddin'in annesi bizans tekfurunun kızıdır ve özellikle oğlunun başa geçebilmesi açısından alâeddin'i zehirlediğinden bahsedilir. sonrasında giyaseddin malum olduğu üzere gürcü bir prensesle evlenir. ipler annesinin ve veziri saadettin köpek'in elindedir. türkmenlerin yayıldığı otlaklar ellerinden alınır ve soylu diyebileceğimiz bir takım zevata peşkeş çekilir. sonrasında vergi yükü iyice arttırılır. bu durumlar türkmenler açısından kabul edilebilecek şeyler değildir.
tabi bu arada bir takımın zevatın hayranlıkla yad ettiği mevlana efendide bu düzen içerisinde keyfine bakıp saraya yaltaklanmakla meşguldü. bunu nereden biliyoruz? hacı bektaş'ın bu saray soytarısına karşı yazdığı dizelerden. anadolu halkı inim inim inlerken, bu beyzade hacı bektaş'ın tabiriyle topaç gibi dönmektedir! bundan sonra gelişen olayları lan bırak zaten çok güzel anlatmış, o konuda tekrara düşmek istemiyorum. ama şunun altını çizmekte fayda var. baba ishak'ın cansız bedenini bir bayrak gibi hunharca amasya kalesinin direğine çekenler, moğol kılıçları ile kellelerini kaybettiler. sap döndü keser döndü gün geldi hesap döndü! bu konuyla ilgili geniş bilgi almak isterseniz durali yılmaz hocanın bu mevzu ile ilgili yazdıklarını okuyup, mevzuyu kafanızda netleştirebilirsiniz.
osmanlıyı nasıl etkiledi peki? aslında bu sorunun da cevabı çok basit. hani akif diyor ya; ''tarihi tekerrür diye tarif ediyorlar; hiç ibret alınsaydı tekerrür mü ederdi''. osmanlı selçuklu'nun yaşadıklarından ibret almamıştır. kendi kuruluşunda temel harç olan türkmenleri ve yörükleri bir zaman sonra elinin tersi ile kenara itmiştir. yahu osmanlının kuruluşunda birilerinin hoşuna gitmese de tengrici türklerin büyük emeği vardır. misal ertuğrul gazi'nin silah arkadaşı isa sofi tengrici bir türktür ve şaman geleneklerine göre yaşayıp, can vermiştir. osmanlı selçuklu'nun düştüğü hatanın birebir aynısına düşmüştür. zaten işin aslına bakarsanız türk devleti olarak nitelenip, türk unsurlara eza çektiren bir yönetim anlayışından bahsediyoruz burada. bakın şimdilerde bazılarının farklı anlamlar yüklediği gevheri'nin ''dağlara gel!'' adlı eseri türkmen katliamları vesilesiyle kaleme alınmıştır. ha keza dadaloğlu ferman padişahınsa dağlar bizimdir diyerek yine türkmenlerin gördüğü zulme tepkisini vermiştir.
türkmenlerin osmanlı için söylediği ;
şalvarı şaltak osmanlı
eğeri kaltak osmanlı
ekende yok biçende yok
yiyende ortak osmanlı!
sözleri de türkmenlerin osmanlıya bakış açısının göstergesidir. ha buradaki kaltak kelimesi bildiğiniz anlamı taşımıyor. onun da altını çizmek lazım. şimdi çıkıp ona da laf etmeye kalkacaklar olur, onun da şerhini önden koyalım. çıplak, püskülsüz, eyer manasında kullanılmış orada. neyse tıpkı selçuklu'da olduğu osmanlı'da da devletin harcı olması gereken türk ve türkmen unsurlar dışlanıp, eziyet gördükçe devlet dinamikliğini ve vermesi gereken aidiyet hissini kaybetmiştir. tabi bugün güneydoğu sorunu için de türkmen tarihine bakmanız yeterli olacaktır. yavuz'un çıkarttığı fetvalar, idrisi bitlisinin anlatıları, katliama uğrayan ve kendi topraklarından zorunlu olarak göç ettirilen türkmenlerin dramını konuşmak kimsenin işine gelmez. tabi anadolu coğrafyası yığınla türkmen isyanı gördü ve geçirdi hepsini ayrı ayrı incelemek ve ele almak gerekir.
ez cümle; anadolu coğrafyasında varlığını sürdüren bir türk devletinin nasıl yönetilmesi veyahut yönetilmemesi gerektiğinin yanıtları türkmen tarihinde ve türkmenlerin yaşadıkları dramlarda saklıdır. yine tarih ders alınmadığı için tekerrür etmektedir. umarız insanımız kendi tarihini okuyup, anlayıp, buna göre reaksiyon verecek bir noktaya gelir. yoksa yandı gülüm keten helva.
devamını gör...
eğitim hayatında alınmış en düşük sınav notu
0 (sıfır)... muhasebe vize ve finalinde bildiğiniz 0 almıştım. kalemimi bile kıpırdatamamıştım sadece ayıp olmasın hocaya diye bir soruyu yapıyormuş gibi gösterip, aynısını alta geçirmiştim. ondan bile 05 puan vermemişti insafsız hoca.(swh)
devamını gör...
abla olmak
doğurmadan evlat sahibi olmak. 2 tane beslemem var. her dertleri bende. annemden önce bana koşarlar. ama canımdan çok seviyorum, güzel şeydir.
devamını gör...
anlık mutluluk veren şeyler
beklenmedik yerde gelen nasılsın mesajı.
devamını gör...
kadın filozof olmaması
(bkz: hypatia) iskenderiye kütüphanesinde çok önemli eserleri olan yunan filozof .
o dönem hristiyan olan mısırda şeytan ilan edilmiş darp edilerek vahşice öldürülmüştür.
*eserleri de yağmalanmıştır.
o dönem hristiyan olan mısırda şeytan ilan edilmiş darp edilerek vahşice öldürülmüştür.
*eserleri de yağmalanmıştır.
devamını gör...
dindirilemeyen acılar
dinmeyen acılar, dediğiniz zaman kayıp olanlar akla gelir, yaşıyor mu?, nerede, ne yapıyor, öldü mü, öldü ise mezarı nerde hep bu düşünceler acıları dinmez.
kayıp kişilerin allah ailelerine sabır versin, neler yaşadıklarını kimse bilemez.
kayıp kişilerin allah ailelerine sabır versin, neler yaşadıklarını kimse bilemez.
devamını gör...
sönmez reyiz
internetin derinliklerinde ortaya çıkmış yaratıcı küfürbaz alemin dayısı alemin reyizidir. en son twitchte yayın açmaya başlamıştı şu an ne yapıyor bilmiyorum. ayrıca eski sevgilimin attığı uzun mesaja sönmez reyizin kim okuyacak lan bunu videosunu gönderdiğim için kavga etmiştik.
devamını gör...
mektup arkadaşlığı
o değil de hayatım boyunca yapmak istediğim ama bir türlü yapmadığım iletişim türünün, arkadaşlığa dökülmüş şeklidir. ilkokul öğretmenimiz bizi buna öyle özendirirdi ki anlatamam. fakat hiçbirimiz yapmadık. bilhassa dünyamızın dijital bir hal alması ve bizim de bu dijitalliğe dolaylı yoldan katkı sağlamamız bunu, namümkün kılıyordu ve maalesef biz dijitalle büyüdük... halbuki her şeyden ve herkesten sıyrılıp, şöyle 15 günde ya da ayda bir kez yazabileceğimiz, içini karpostallar, çeşitli küçük küçük dökümanlar ve türlü dil oyunlarıyla zenginleştirebileceğimiz bi mektup arkadaşımız olsaydı fena mı olurdu?..
...
aslında aklımda mektup arkadaşı olmaya yatkın 1 kişi var. 1 kişi... onca tanıdığım insan içerisinde sadece bir kişiyle mektup arkadaşı olabileceğimi düşünüyorum ki o da bundan habersiz, aksi, lanet, önyargılarla dolu, sıkıcı hayatını yaşamaya devam etmeye koyulmuş, bitki misali öylece yaşıyor. bir mektup arkadaşı olsaydı örneğin, biraz olsun köklerindeki çer çöpten sıyrılır, hayatının oksijenini, oksijen tüpünden sıyırıp, pencereyi açıverirdi. böylelikle anlatmayı sevdiği dili yeniden çözülür, hayata başka bir pencereden bakmayı da öğrenmiş olurdu.. bilemiyorum. bence güzel olurdu. ben en iyisi bunu hayata geçireyim. şansı varsa onunla.. değilse bu hayat açmazı, yeni yeni mektup arkadaşlarını çıkarıp önümüze bırakabilir. kim bilir?..
lakin dikkat edilecek husus şudur: amaan ne gerek var böyle şeylere hincime, ne güzel mail var, instagram var, whatsapp, bip, bilumum sosyal mecra varken hem de, ne gerek var şimdi mağaralarımızdan çıkmaya? mağaradan çıkmak ... işte tam olarak bu. mektup arkadaşlığı bir nevi gözümde mağaradan çıkmak gibi bir şeydir. hemen insanların akıllarına duygusal şeyler geliyor, cinsiyeti, cinselliği, aşkı, meşki olan şeyler...
garip..
bu değil işte mesele.. mağaradan çıkmak bu değil. işte bunu söylemeyecek biri olmalı. ancak onunla bu dijital çağda, çağ atlamak mümkün olur. değilse boş. ve ben boşlukları doldurmayı severim. boşlukları çiçeklerle ve şekerle...
...
aslında aklımda mektup arkadaşı olmaya yatkın 1 kişi var. 1 kişi... onca tanıdığım insan içerisinde sadece bir kişiyle mektup arkadaşı olabileceğimi düşünüyorum ki o da bundan habersiz, aksi, lanet, önyargılarla dolu, sıkıcı hayatını yaşamaya devam etmeye koyulmuş, bitki misali öylece yaşıyor. bir mektup arkadaşı olsaydı örneğin, biraz olsun köklerindeki çer çöpten sıyrılır, hayatının oksijenini, oksijen tüpünden sıyırıp, pencereyi açıverirdi. böylelikle anlatmayı sevdiği dili yeniden çözülür, hayata başka bir pencereden bakmayı da öğrenmiş olurdu.. bilemiyorum. bence güzel olurdu. ben en iyisi bunu hayata geçireyim. şansı varsa onunla.. değilse bu hayat açmazı, yeni yeni mektup arkadaşlarını çıkarıp önümüze bırakabilir. kim bilir?..
lakin dikkat edilecek husus şudur: amaan ne gerek var böyle şeylere hincime, ne güzel mail var, instagram var, whatsapp, bip, bilumum sosyal mecra varken hem de, ne gerek var şimdi mağaralarımızdan çıkmaya? mağaradan çıkmak ... işte tam olarak bu. mektup arkadaşlığı bir nevi gözümde mağaradan çıkmak gibi bir şeydir. hemen insanların akıllarına duygusal şeyler geliyor, cinsiyeti, cinselliği, aşkı, meşki olan şeyler...
garip..
bu değil işte mesele.. mağaradan çıkmak bu değil. işte bunu söylemeyecek biri olmalı. ancak onunla bu dijital çağda, çağ atlamak mümkün olur. değilse boş. ve ben boşlukları doldurmayı severim. boşlukları çiçeklerle ve şekerle...
devamını gör...
birbirine çok yakışan ikililer
bira - patates
rakı - balık
döner - ayran
çiğköfte - şalgam
sen - ben. *
rakı - balık
döner - ayran
çiğköfte - şalgam
sen - ben. *
devamını gör...
kafa sözlük'ün 200 günü tamamlaması
yıllar ve on yılarca devam edecek bir sözlüğün başlangıcı bu. nice 200'lere..
devamını gör...
genel kültürün ortamlarda hava atmak dışında hiçbir işe yaramaması
peki trigonometri bizim hayatımızda ne işe yarayacak gibi bir bakış açıdır bu.
yürüyen bilgi yumağı olmak gibi bir amacım da yok her bilgi bir tık uzağında. ama her öğrendiğin şey sana bir bakış açısı katar. geleceği öngörme, geçmişi değerlendirmeni sağlar. yani düşünme becerilerini geliştirir. bunun hayatta ne işe yarayacağını ise burada anlatacak değilim.
t. salt, kuru bilginin insana bir katkısı olmadığını düşündüren iddia.
yürüyen bilgi yumağı olmak gibi bir amacım da yok her bilgi bir tık uzağında. ama her öğrendiğin şey sana bir bakış açısı katar. geleceği öngörme, geçmişi değerlendirmeni sağlar. yani düşünme becerilerini geliştirir. bunun hayatta ne işe yarayacağını ise burada anlatacak değilim.
t. salt, kuru bilginin insana bir katkısı olmadığını düşündüren iddia.
devamını gör...
geceye bir söz bırak
“kalbim bir şeyleri bekliyormuş gibi atıyor.”
gogol.
gogol.
devamını gör...
geceye bir bilgi bırak
kuyruklu yıldız aslında bir yıldız değil normal bir asteroid taşıdır.
devamını gör...