insanı en çok kendisi yorar. örneğin iş yerinde birisi size hoşlanmadığınız bir şey söylemiştir söylediği sözü düşünmeye başlarsınız, sonra kafanızda kurmaya başlarsınız acaba bu sözle şunu mu söylemek istedi yoksa daha farklı bir şey mi söylemek istedi sonra kendinizi sorgularsınız acaba bunu söylediği için ben böyle düşündüğüm için bende mi bir sorun var diye düşünürsünüz ama bende bir sorun yok yanlış bir şey de yapmadım o zaman sorun onda mı diye sürüp giden bir sarmalın içine sokarsınız kendinizi ve yavaş yavaş bu ve bunun gibi düşünceler ruhunuzu yorar ve sonunda hayata karşı yorgun düşmüşünüzdür. ama bu yorgunluğun en büyük sebebi sizsinizdir çünkü bu düşünme eylemini siz yapmışsınızdır.
devamını gör...

muhteşem bir gotik-drama dizisidir ve içinde birçok farklı 'karanlık' unsuru* barındıran bir senaryoya sahiptir. eva green oyunculuğuyla harikalar yaratmıştır ve o kendisine has müthiş mimikleriyle sonsuza dek aklıma kazınmıştır. dizi oldukça derindir ve hayata dair pek çok karamsar sorgulamayı içermektedir. başından itibaren toplam 3 sezon sürmesi planlanmış ve süresinde sona ermiştir.bunun sebebi dizinin farklı bir versiyon halinde devam edecek olmasıdır*.
ayrıca dizide çokça 'vahşet' ve muhtelif ilişki ögeleri mevcut*. dolayısıyla izleyebilmek için sağlam bir sinir ve sindirim sistemi gerekiyor. fakat kaliteli senaryosu ile izlenmeye değer harika bir dizidir bana göre. rory kinnear'ın canlandırdığı frankenstein karakterinin yeri ise apayrıdır. spoiler vermemek adına açıklamaya devam etmeyeceğim fakat kendisini anlamaya çalışmak oldukça sorgulatıcı bir süreç. önyargıları fazlasıyla kırmakta.
devamını gör...

moda

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

diyarbakır'da 50 kuruşluk çubuk krakerin fişini kesmediği için işten çıkartılan yücel korkutan, 35 bin 888 lira 490 kuruş tazminat almaya hak kazandı.

www.gazeteduvar.com.tr/50-k...
devamını gör...

gü gü gü günaydın sayın takipçilerim ve diğerleri.
bu sabahta pozitif ayrımcılık yaptığıma göre konumuza dönebiliriz.
malumunuz bugün pazar, 8:45 e kadar uyuma imkanı bulduğum için safça bir mutluluk var üzerimde.
şimdi markete giriyorum, çıkınca kılıç kalkanımı alıp sahalara döneceğim.
şimdilik çüzzzz.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

çok koşmasan da olur, ebeveynlerin türkiye’de ikamet ediyor.
devamını gör...

zaten uygulanmıyordu da ulan göz boyamak bile mi umrunda değil artık ben vallahi kendimi kesicem şurada sinirden ya. ‘sorarlarsa var deriz’cilik bile yapılmıyor artık, inanılır gibi değil.
devamını gör...

böyle insanlar gece yarılarına kadar kendilerini dinletirler, ağızlarından adeta marmaris balı damlar.
devamını gör...

bir dönem bir edebiyat programında denk geldiğim, icazeti tartışılan konu.

sanırım yazarlar 'okunmak şartıyla..' kısmında mutabık kalıp kendi kitapları için kabul etmişti.


belki kimi ünlü yazarlar bir kitap okuyup hayatı değişmiştir ama bana meşhur sözü de hatırlattı:

'çocukken her akşam yatmadan önce aynı kitapları okuyup tanrıya bana bir kitaplık vermesi için dua ederdim. bir gün tanrının çalışma tarzının bu olmadığını anladım. ertesi gün gittim kendime bir iki kitap çaldım ve her akşam yatmadan önce tanrıya günahlarımı affetmesi için dua ettim. ve param olunca kitapların parasını ödedim"
devamını gör...

(bkz: mutluluk) kelimesinin etimolojik tabanı olmaması.
(bkz: umut) kelimesinden türetilmiş olabileceği düşünülüyor.
mutlu olmak için gelecekten beklentiye girilmesine sebep olabiliyor, sıkıntılı bir kelime. ülkenin mutsuzluk sebebi bile olabilir.
devamını gör...

bir başka sözlükteki kendi yazımdan alıntıdır.

--- alıntı ---

1950'li yıllarda başlayıp 70'lere doğru sonlandırılan, bilinçaltını manipüle etme projesi. proje cia bilimsel istihbarat bölümü tarafından yürütülmüştür.

proje, liserjik asit dietilamid yani lsd dediğimiz halüsinojen yardımıyla deneklere istenileni yaptırma, cinsel taciz gibi farklı amaçlarla yürütülmüş ve bir işkence aracı olarak da kullanılmıştır.

gazeteci ve akademisyen stephen kinzer'a göre proje, ikinci dünya savaşı döneminde japonların ve nazilerin tesis ve toplama kamplarındaki insanları kontrol etmek amacıyla yaptıkları çalışmaların bir devamı niteliğindeydi. çoğu zaman deneklerin bilgisi ve izni olmadan yapılan bazı uygulamalara dayanıyordu.

projenin bir amacı, soğuk savaş döneminde sovyet ajanlarını sorgulamak ve zihin kontrol yöntemlerini onlar üzerinde uygulayarak bir ilaç geliştirmekti. hatta hafızayı silmek için bir alt proje daha tasarlanmış, ancak hiçbir zaman başlatılmamıştı.

richard helms'in imha ettiği belgelerden geriye kalanlardan birinden anlaşıldığına göre, deneyde deneklerin hareketlerini kontrol edememesine neden olan kimyasallar, alkol benzeri sarhoş edici malzemeler, işkenceye dayanma gücünü yükseltecek ilaçlar, görme ve işitme faaliyetlerini sekteye üreten maddeler ve bunlar gibi 20'ye yakın madde kullanılmıştı. başlangıçta gerçekten sorgulamaya yönelik çalışmalar zamanla taciz ve işkenceye dönüşmüştü.

daha sonra proje hakkında soruşturma başlatılmış, ama cia müdürü richard helms'in belgelerin çoğunu yok etmesi nedeniyle soruşturma sağlıklı şekilde yürütülememiştir. ancak daha sonra 20 bin kadar belgenin yok edilemediği gerçeği ortaya çıkınca, olayın boyutu da değişmiştir. cia yerli ve yabancı birçok insan üzerinde bu tür denemeler yaptığını itiraf etmiş, şahitlik yapan deneklerin ifadeleriyle de olay basına yansımıştır. deneylerin, bilimsel bakımdan yetkin olmayan ajanlarca yapılmış olması nedeniyle, bazı kişilerin ölümü, doğrudan projeyle ilişkilendirilmiştir.

her ne kadar günümüzde, bu ve benzeri deneylerin artık yapılmadığına ilişkin sözlü garantiler verilse de, benzer projelerin farklı ad ve kapsamlar altında yürütüldüğü düşünülmektedir.

--- alıntı ---
devamını gör...

"insanlar dünyayı cehenneme çeviren ve ardından da cennete gitmeye çalışan varlıklardır."

mevlânâ'dan yunus emre'ye, spinoza'dan kant'a, nietzsche'den fichte'ye kadar ünlü büyük düşünürleri etkilemiş, felsefelerine ilham kaynağı olmuş, düşünceleri yüzünden işkence ile idam edilmiş büyük bir düşünürdür hallac-ı mansur.

babasının pamukçu olmasından dolayı hallaç lakabıyla anılır. günümüzde dahi tartışma konusu olan mallac-ı mansur, iran'ın tur köyü'nde doğmuştur. küçük yaşta kur'an-ı kerim'i ezberlemiştir. dönemin ünlü bilginlerinden dersler alıp, daha 18 yaşına yeni basmışken çevresinde hayranlık uyandıran bir isim haline gelmiştir. hallac-ı mansur sürekli gezerek halka sohbetler ile islam'ı anlatmıştır. o dönemde birçok kişi mansur sayesinde müslüman olmuştur. hatta onun sohbetleri ile islâm'ı seçenlere daha sonra mansuri bile denilmiştir.

mansur açıksözlülüğü ve her yerde doğruları savunması ile döneminde oldukça sevilirken, dönemin siyasi çevreleri tarafından oldukça yoğun tepkiler almıştır. oldukça yoğun bir ilgi odağı haline gelmiş olan mansur, iktidar için bir tehdit unsuru haline gelmiştir.

hallac-ı mansur sohbetlerinde "her şey allah'a bağlıdır. ve her şey allah'tandır!" öğretisini savunuyordu. onun ünlü sözü "ene-l hak!" yani "ben hakk'ım" da bu felsefenin doruk noktasıdır. nitekim onun ölümüne neden olan da bu sözdür. bu sözden dolayı gözaltına alınan hallac-ı mansur, kırbançlanıp, ayakları kesilerek işkenceye maruz kalmış ve bedeni yakılarak idam edilmiştir.

"ene-l hak" kişinin benliğinden geçip bir butund ilerlemesi ve orada kendisi ile buluşmasının felsefedir. yani her şey o'dan gelmiştir ve her şey yine o'na dönecektir. hallac-ı mansur felsefesinde tüm varlıklar ilahidir. çünkü her varlık bir olan ve ilah olan tek varlık yani allah'ın bir parçasıdır. ona göre insanın iç dünyası derin bir anlam evresidir. bu yüzden mansur, insanı bir kainat olarak tanımlar.

hallac-ı mansur'a göre insan tefekkür ederek ve kendisini yaratan allah'ı anarak meşgul olursa iç dünyasını bol ve bereketli bir kainat kılacaktır.

hallac-ı mansur felsefesine göre gerçek olan, var olan, tektir ve birdir. ancak insan bu bir'in dışında değil içindedir. onun için tanrı ve insan birdir. insanı o'nunla özdeşleştirmiştir. tam da bu sebepten ölümü gerçek bir başlangıç olarak kabul eder. ölüm allah'a ulaşmaktır. yani gerçek olana. bundan dolayı insanın ölümü yaşamdadır, yaşamı ise ölümde.
devamını gör...

ayakkabı kutusu.
ıroni yapmıyorum.
ben eski beri ayakkabı kutusuna saklardım.
malum olaylar beni yıldırmadı.
malum olaylar iyi bile oldu, hırsızlar daha da ayakkabı kutusuna bakmaz.
umarım, elmaslarımı bulmazlar.*
devamını gör...

bende de 5 tane var sanki biz onların evinde misafiriz:)
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

--- alıntı ---

nerede olursan ol,
içerde, dışarda, derste, sırada,
yürü üstüne üstüne,
tükür yüzüne celladın,
fırsatçının, fesatçının, hayının...
dayan kitap ile
dayan iş ile.
tırnak ile, diş ile,
umut ile, sevda ile, düş ile
dayan rüsva etme beni.

--- alıntı ---
devamını gör...

1 e 1,5 efenim.
devamını gör...

daha ben yeni yeni keşfetmeye, dinlemeye başlamışken dağılarak maşallah dediğimin üç gün yaşayıp yaşamadığını bana sorgulatan elektronik müzik grubu.
devamını gör...

ayağımın tozuyla geldim atışmaya
fakat bıraktığım gibi değilmiş zira
edebimizle atışıyoruz dedikçe
yolunu şaşıran soluğu alıyor burada
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim