uğur şahin'in covid-19'un 10 sene daha aramızda olacak demesi
          yani mantıken öyle, domuz gribi bitti mi? hayır. hala birileri her sene domuz gribi oluyor. ama haber değeri yok, salgın yok. kontrol edilebilmiş eski bir salgın. covid de aynı kaderi yaşayacak. her sene yapılan aşıların içinde risk grubuna vurulucak sadece. yani yeni bir şey değil ki bu, ebola da bitmedi kuş gribi de. arada patlak veriyor lokal olarak. hatta tanım o kadar genel ki corona vürus evvelden beri var ve hep olucak.
      
  devamını gör...
metis
          tanrıların en bilgesi ve zeus'un ilk eşidir kendisi. gök gözlü tanrıça athena'nın da annesidir aynı zamanda.
      
  devamını gör...
yaş ilerledikçe artan şeyler
          ölüm korkusu.
gerisi yalan.
  gerisi yalan.
devamını gör...
kız kardeşlik
devamını gör...
evlenecek erkekler için öneriler
          3 madde için de soruyorum neden? baba otoritesinden kasıt nedir mesela ya da kadının kariyerinin kocasından yüksek olmasından ne zarar gelebilir. son maddeye gelince evlilik isteği kişiden kişiye değişebilir, niçin evlilik önermeyen birinin bu konuda başarısız olmuş olması gereksin ki?.
benim önerilerim: öncelikle kendinizi seven biri değilseniz evlenmeyin karşınızdakini de sevmeyi beceremezsiniz. kadının fikirlerine saygı duymayı, ona değer vermeyi oturup her konuda paylaşımda bulunup sohbet etmeyi bilmeniz gerekir.
  benim önerilerim: öncelikle kendinizi seven biri değilseniz evlenmeyin karşınızdakini de sevmeyi beceremezsiniz. kadının fikirlerine saygı duymayı, ona değer vermeyi oturup her konuda paylaşımda bulunup sohbet etmeyi bilmeniz gerekir.
devamını gör...
2023
          yer altından hazır rafine edilmiş benzin fışkıracağı tarih. merak içinde bekliyoruz. avrupa bizi gısganıyor yeeenim, diyerek yeğenlerime hava atacağım o zaman.
      
  devamını gör...
öpüşmenin ilkel olduğu gerçeği
          ohoo öpüşmek ilkel de seks çok mu normal. o ona giriyor çıkıyor falan. ağzının içi bakteri yuvası da sanki vajinada peniste leylaklar mı açıyor?  candida der susarım.
      
  devamını gör...
yaşamaya dair
          sözlerini aşağıya bıraktığım nazım hikmet ran şiiri.
“yaşamak şakaya gelmez,
büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın
bir sincap gibi mesela,
yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden,
yani bütün işin gücün yaşamak olacak.
yaşamayı ciddiye alacaksın,
yani o derecede, öylesine ki,
mesela, kolların bağlı arkadan, sırtın duvarda,
yahut kocaman gözlüklerin,
beyaz gömleğinle bir laboratuvarda
insanlar için ölebileceksin,
hem de yüzünü bile görmediğin insanlar için,
hem de hiç kimse seni buna zorlamamışken,
hem de en güzel en gerçek şeyin
yaşamak olduğunu bildiğin halde.
yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı,
yetmişinde bile, mesela, zeytin dikeceksin,
hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil,
ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için,
yaşamak yanı ağır bastığından.
diyelim ki, ağır ameliyatlık hastayız,
yani, beyaz masadan,
bir daha kalkmamak ihtimali de var.
duymamak mümkün değilse de biraz erken gitmenin kederini
biz yine de güleceğiz anlatılan bektaşi fıkrasına,
hava yağmurlu mu, diye bakacağız pencereden,
yahut da sabırsızlıkla bekleyeceğiz
en son ajans haberlerini.
diyelim ki, dövüşülmeye değer bir şeyler için,
diyelim ki, cephedeyiz.
daha orda ilk hücumda, daha o gün
yüzükoyun kapaklanıp ölmek de mümkün.
tuhaf bir hınçla bileceğiz bunu,
fakat yine de çıldırasıya merak edeceğiz
belki yıllarca sürecek olan savaşın sonunu.
diyelim ki hapisteyiz,
yaşımız da elliye yakın,
daha da on sekiz sene olsun açılmasına demir kapının.
yine de dışarıyla birlikte yaşayacağız,
insanları, hayvanları, kavgası ve rüzgarıyla
yani, duvarın ardındaki dışarıyla.
yani, nasıl ve nerede olursak olalım
hiç ölünmeyecekmiş gibi yaşanacak...
bu dünya soğuyacak,
yıldızların arasında bir yıldız,
hem de en ufacıklarından,
mavi kadifede bir yaldız zerresi yani,
yani bu koskocaman dünyamız.
bu dünya soğuyacak günün birinde,
hatta bir buz yığını
yahut ölü bir bulut gibi de değil,
boş bir ceviz gibi yuvarlanacak
zifiri karanlıkta uçsuz bucaksız.
şimdiden çekilecek acısı bunun,
duyulacak mahzunluğu şimdiden.
böylesine sevilecek bu dünya
'yaşadım' diyebilmen için..."
  “yaşamak şakaya gelmez,
büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın
bir sincap gibi mesela,
yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden,
yani bütün işin gücün yaşamak olacak.
yaşamayı ciddiye alacaksın,
yani o derecede, öylesine ki,
mesela, kolların bağlı arkadan, sırtın duvarda,
yahut kocaman gözlüklerin,
beyaz gömleğinle bir laboratuvarda
insanlar için ölebileceksin,
hem de yüzünü bile görmediğin insanlar için,
hem de hiç kimse seni buna zorlamamışken,
hem de en güzel en gerçek şeyin
yaşamak olduğunu bildiğin halde.
yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı,
yetmişinde bile, mesela, zeytin dikeceksin,
hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil,
ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için,
yaşamak yanı ağır bastığından.
diyelim ki, ağır ameliyatlık hastayız,
yani, beyaz masadan,
bir daha kalkmamak ihtimali de var.
duymamak mümkün değilse de biraz erken gitmenin kederini
biz yine de güleceğiz anlatılan bektaşi fıkrasına,
hava yağmurlu mu, diye bakacağız pencereden,
yahut da sabırsızlıkla bekleyeceğiz
en son ajans haberlerini.
diyelim ki, dövüşülmeye değer bir şeyler için,
diyelim ki, cephedeyiz.
daha orda ilk hücumda, daha o gün
yüzükoyun kapaklanıp ölmek de mümkün.
tuhaf bir hınçla bileceğiz bunu,
fakat yine de çıldırasıya merak edeceğiz
belki yıllarca sürecek olan savaşın sonunu.
diyelim ki hapisteyiz,
yaşımız da elliye yakın,
daha da on sekiz sene olsun açılmasına demir kapının.
yine de dışarıyla birlikte yaşayacağız,
insanları, hayvanları, kavgası ve rüzgarıyla
yani, duvarın ardındaki dışarıyla.
yani, nasıl ve nerede olursak olalım
hiç ölünmeyecekmiş gibi yaşanacak...
bu dünya soğuyacak,
yıldızların arasında bir yıldız,
hem de en ufacıklarından,
mavi kadifede bir yaldız zerresi yani,
yani bu koskocaman dünyamız.
bu dünya soğuyacak günün birinde,
hatta bir buz yığını
yahut ölü bir bulut gibi de değil,
boş bir ceviz gibi yuvarlanacak
zifiri karanlıkta uçsuz bucaksız.
şimdiden çekilecek acısı bunun,
duyulacak mahzunluğu şimdiden.
böylesine sevilecek bu dünya
'yaşadım' diyebilmen için..."
devamını gör...
tanımadığı insana nickaltı giren tip
          nerden biliyorsun tanımadığını? isteyen istediğini yapar. kimse seni nickaltında pohpohlamadı diye başkalarınınkine laf atmak da ne bileyim. işiniz gücünüz millete sallamak zaten.
      
  devamını gör...
çirkinbetty
          akademisyenlik yolunda fik fik fik diye emin adımlarla ilerleyen, eli kalem tutan, üretken, çiçeği burnunda kafa sözlük yazarı. geldiğinin ikinci günü kafa sözlük ocak devriminin yaşanmış olması dış minnakların eliyle geldiği izlenimini uyandırıyor ama ayağı uğurlu geldi herhalde. sözcüklerin kaleminden bir şelale gibi akıp gitmesini diliyorum. hoş geldin sevgili betty.
      
  devamını gör...
haç
          türkçe’ye ermenice’den geçmiş kelimedir. batı dillerinde latince crux köküne dayanan cross*, croix * ve kreuz * kelimeleri kullanılır. grekçe’si stavrosdur. dilimizde istavroz olarak anılır. grekçe’de 'direk, sivri uçlu kazık, sırık' anlamlarına gelen stavros sonradan haç anlamında kullanılmaya başlanmıştır. kelimenin ibranice’si talah, arapça’sı salib, farsça’sı çehar mihtır. bunların hepsi 'dört çivi' anlamına gelir. bu anlamdan dolayı dilimize çarmıh olarak yerleşmiştir.
hristiyanlar 4. yüzyıldan günümüze kadar haça inanç ve fedakarlığın bir sembolü olarak saygı göstermişlerdir. bizans imparatoru konstantin'in hristiyanlığı kabul etmesinden sonra hristiyanlara yapılan zulüm ve işkenceler bitmiş, geniş halk kitleleri arasında dinsel bir sembol olarak yaygınlık kazanmaya başlamıştır. tarih öncesi dönemlerden günümüze kadar bir çok din ve öğretide sembol halinde gelen haç bir çok şekilde tasvir edilmiştir.
grek haçı*; dört kolu da bir birisine eşit olan haçtır.
latin haçı*; üç kolu eşit, alt kolu diğerlerinden uzun olan haçtır.
tau haçı*; aziz antony haçı da denilmektedir. büyük 't' harfi şeklinde olan haçtır.
aziz andrew haçı*; bir birini çapraz kesen iki koldan oluşan haçtır.
kulplu haç*; latin haçına benzer fakat üst kısmı oval olan haçtır.
gamalı haç*; grek haçına benzemektedir ancak uç kısımları grek alfabesindeki gama harfine benzer.
malta haçı*; dört kolu eşit nacak uç kısımlar çentikli olan haçtır.
lorraine haçı*; yatayda iki kolu bulunan haçtır.
kelt haçı; latin haçı şeklindedir fakat kolların kesiştiği yer bir daire ile çevrilmiştir.
peter haçı; latin haçının tersi şeklinde olan haçtır.
papalık haçı*; yatayda üç kolu bulunan haçtır.
  hristiyanlar 4. yüzyıldan günümüze kadar haça inanç ve fedakarlığın bir sembolü olarak saygı göstermişlerdir. bizans imparatoru konstantin'in hristiyanlığı kabul etmesinden sonra hristiyanlara yapılan zulüm ve işkenceler bitmiş, geniş halk kitleleri arasında dinsel bir sembol olarak yaygınlık kazanmaya başlamıştır. tarih öncesi dönemlerden günümüze kadar bir çok din ve öğretide sembol halinde gelen haç bir çok şekilde tasvir edilmiştir.
grek haçı*; dört kolu da bir birisine eşit olan haçtır.
latin haçı*; üç kolu eşit, alt kolu diğerlerinden uzun olan haçtır.
tau haçı*; aziz antony haçı da denilmektedir. büyük 't' harfi şeklinde olan haçtır.
aziz andrew haçı*; bir birini çapraz kesen iki koldan oluşan haçtır.
kulplu haç*; latin haçına benzer fakat üst kısmı oval olan haçtır.
gamalı haç*; grek haçına benzemektedir ancak uç kısımları grek alfabesindeki gama harfine benzer.
malta haçı*; dört kolu eşit nacak uç kısımlar çentikli olan haçtır.
lorraine haçı*; yatayda iki kolu bulunan haçtır.
kelt haçı; latin haçı şeklindedir fakat kolların kesiştiği yer bir daire ile çevrilmiştir.
peter haçı; latin haçının tersi şeklinde olan haçtır.
papalık haçı*; yatayda üç kolu bulunan haçtır.
devamını gör...
sevgiliden ayrılmak
          tam bir serseri kurşun olmaya giriştir. beyin kendini kapatır surekli bos bos dusunursun, hobiler falan hak getire derken... neyse daha fazla anlatamayacagim o yuzden siz model grubundan levla'nin hikayesini okuyun dinleyin ve omuzunuzda yer açın! sumuklerini akıta akıta ağlayacak toromanim / melisim.
      
  devamını gör...
genç karl marx
          dönem filmlerini her zaman sevmişimdir. hele hele ve hele hele konu karl marx ise, izlememek ak sakallı, nur yüzlü filozofa “ayıp etmek” demektir.

almanya, fransa ve belçika ortak yapımı filmdir. 2016 yılında çekilen film, almanca “der junge karl marx” ingilizce “the young karl marx” ve türkçe’ye aynı isim ile “genç karl marx” olarak çevrilmiştir. bizleri 1844-1848 yıllarına götüren film, marx’ın 4 yıllık gençlik dönemini anlatır. ama ne 4 yıl? almanya’da başlayan, fransa ve ingiltere’de devam eden, genç ve idealist bir gazetecinin, özellikle fransa’da içinde bulunduğu işçi hareketleri ile siyasal anlamda nasıl değiştiği konu edilir. sürgünler, polis baskısı, siyasi örgütlenmeler ve tabii ki en yakın arkadaşı friedrich engels ile tanışması.

spoiler vermeyeceğim ama filmin sonuna dikkat edelim. o ünlü kitabın ilk sayfaları olabilir mi? filmin imdb puanı 6.4, yönetmeni raoul pech ve marx rolünde august diehl’i izleriz.
filmi eksiklerine rağmen beğendim. ancak başka bir devrimci olan ve che guevaranın gençliğini anlatan the motorcycle diaries kadar başarılı bir film değildir “bana” göre.
fragmanı güzeldir;
 
iyi seyirler.
  
almanya, fransa ve belçika ortak yapımı filmdir. 2016 yılında çekilen film, almanca “der junge karl marx” ingilizce “the young karl marx” ve türkçe’ye aynı isim ile “genç karl marx” olarak çevrilmiştir. bizleri 1844-1848 yıllarına götüren film, marx’ın 4 yıllık gençlik dönemini anlatır. ama ne 4 yıl? almanya’da başlayan, fransa ve ingiltere’de devam eden, genç ve idealist bir gazetecinin, özellikle fransa’da içinde bulunduğu işçi hareketleri ile siyasal anlamda nasıl değiştiği konu edilir. sürgünler, polis baskısı, siyasi örgütlenmeler ve tabii ki en yakın arkadaşı friedrich engels ile tanışması.

spoiler vermeyeceğim ama filmin sonuna dikkat edelim. o ünlü kitabın ilk sayfaları olabilir mi? filmin imdb puanı 6.4, yönetmeni raoul pech ve marx rolünde august diehl’i izleriz.
filmi eksiklerine rağmen beğendim. ancak başka bir devrimci olan ve che guevaranın gençliğini anlatan the motorcycle diaries kadar başarılı bir film değildir “bana” göre.
fragmanı güzeldir;
iyi seyirler.
devamını gör...
sevgilisi olan ama arada başkalarıyla da sohbet eden kadın
          sosyal arkadaş görüyor seni. her konuştuğumuzu sevişilebilecek adam vasfı yüklemiyoruz.  
biz de insan olduğumuz için farklı cinsiyet de olsak arkadaş oluruz sanıyoruz mal gibi...
  biz de insan olduğumuz için farklı cinsiyet de olsak arkadaş oluruz sanıyoruz mal gibi...
devamını gör...
hediye olarak alınmaması gereken şeyler
          çiçek ve dekoratif şeyler. özellikle çiçeğe verilen paraya yazık. onun yerine bir cağ yeriz keyfimiz yerine gelir.*
      
  devamını gör...
eniyisipencere
          herkesin hayata baktığı bir penceresi vardır derler ya "eniyisipencere" nin manzarası çok güzel.
kalemi alır sizi, başka diyarlara götürür. samimi üslubu sohbetinin içine alıverir.
sıcacıktır, naziktir, anlayışlıdır... ha bir yanı başıbozuktur ya o da yakışır.
iyi ki denk düşmüşüz dost.
  kalemi alır sizi, başka diyarlara götürür. samimi üslubu sohbetinin içine alıverir.
sıcacıktır, naziktir, anlayışlıdır... ha bir yanı başıbozuktur ya o da yakışır.
iyi ki denk düşmüşüz dost.
devamını gör...
doğrusunu unutturan sözler
          tüpnük piki.
      
  devamını gör...
modern kölelik
          asgari ücret+ yol+ yemek+sgk
      
  devamını gör...

