eskiden çok problem olmayan ama artık yan daireye bile açılan üniversiteler yüzünden herkesin kendisini üniversite mezunu saydığı bir ülkede normal gelen eylem.
peki bayrampaşa'da bulunan nişantaşı üniversitesi’nde okuyan bir insanla odtü'de okuyan insanı aynı kefeye koymak mümkün mü bilmiyorum.

(bkz: dağdaki çobanla benim oyum bir mi?)
devamını gör...

ihsan oktay anarın 2005 yılında yayımlanan kitabıdır. yazarın benim için en iyi 3 kitabından birisidir.
17.yüzyılda geçen bir hikayeyi okuruz istanbuldan hareket eden bir geminin adıdır amat.
kitap son derece zor ve felsefi ibareler bulunduran bir kitaptır. ama bir sınır vardır o zorluğu aşarsanız eğer kitaptan alacağınız keyif yazıyla tarif edilemeyecek kadar büyüktür.
iddia ediyorum bu kitabı yabancı bir yazar yazsaydı bütün dünya konuşuyor olurdu evet coğrafya aynen anladınız demi.
peki neden bu kitap kusursuza yakın diye soracak olursanız sebeplerini saymaya çalışayım elimden geldiğince.
ilk olarak ihsan oktay anar mükemmel bir şekilde zaman döngüsünü aktarmıştır okurken şaşırır kalırsınız.
ikincisi ise dini göndermeler kuranı kerimden incile kadar göndermeler bulunur.
üçüncü olarak ihsan hoca insan ve şeytan tanrı arasındaki önemli noktaları çok ama çok güzel anlatmıştır.
dördüncü olarak kurmaca kısmına girelim istiyorum ihsan oktay anar ilk sayfadan itibaren sizi denizin derinliklerine bırakıveriyor ve keyifle kapılıp gidiyorsunuz.
beşinci olarak hayali unsurlar çok fazla ve çok keyifli ihsan hocanın poposundan uydurduğu ama gerçeğe yakın kaynaklar o kadar keyifli ki anlatamam.
daha saymakla bitmeyecek kadar sebep var lakin benim kapasitem bu kadar.
adettendir deyip sevdiğim alıntılara notlara geçelim.
--- alıntı ---

ilk kez öldürdüğünde bir değil sanki bin kişiyi öldürmüş gibi olursun. yeni doğmuş ve annesi tarafından emzirilen o bebeği öldürmüşsündür. babasının başını okşadığı o çocuğu da, bir genç kıza aşkını ilan eden o delikanlıyı da zavallı bir kadının kocasını da, savaş giderken ailesi tarafından uğurlanan o masumu da... bütün bu kişileri öldürmüş olursun. ikinci kez birini öldürdüğünde alt tarafı bir tek kişiyi öldürmüşsündür. üçüncü kez ise kimseyi öldürmüş sayılmazsın.

--- alıntı ---

--- alıntı ---

ganimet alırsak nasip, ölürsek de kısmet deriz .

--- alıntı ---

--- alıntı ---

siz siz olun, sakın ola ki intikam peşinde koşan bir reisin gemisine yazılmayın. çünkü böyle biri, ele geçirmek değil, gemiyi batırmak ister. kendi şahsi öfkesi uğruna ganimetin canına okur. denizcinin ekmeğiyle oynar.

--- alıntı ---
devamını gör...

piko, ülker piknik, harby.
devamını gör...

virüsler kendi tek zincirli genetik materyalini hücre içine enjekte ederek hücrenin genetik yapısına eklemlenen (entegre) olan cansız yapılardır. virüsler, infekte oldukları hücrelerin genetik yapısına dahil olurlar. virüs, kendisinin çoğalması için gereken yaşamsal proteinleri bulaştığı hücreye ürettirir. virüsle infekte olan hücre bu yorucu üretim prosesinden sonra tükenir. zaten içerde o kadar çok viroid (virusün yavrusu) üretilir ki artık hücreyi patlatarak ortama yayılırlar ve çevredeki hücrelere de bulaşırlar.

bilim insanları viruslerle mücadele etmek için bakterileri model alır. bakteriler, sahip oldukları cas enzimleriyle virusun genetik zincirini parça parça keser ve bu küçük nükleotit zincirlerini kendi dna'sına yapıştırır. böylece hayatı boyunca bir virus kütüphanesi oluşturur. olası bir virus infeksiyonunda bu kütüphaneden düşman viruse spesifik bağışıklık proteinleri, virus öldürücü enzimler üretir.

mrna teknolojisiyle üretilen aşılar da böyle çalışır. mrna aşısı, aslında bizim bağışıklık sistemimizin covid-19 virusune karşı üretmesi gereken bağışıklık proteinlerinin kodunu taşır. vücuda enjekte edilen mrna zincirleri hücrelerimizin ribozomlarında okunarak, bağışık proteinine dönüştürülür. teorik olarak mrna'nın bizim genetik yapımıza entegre olması mümkün değildir. ama bu teoriktir.

günümüzden 165 yıl önce genetik biliminin birkaç temel mekanizmasını keşfettik. soy oluşumu, genetik hastalıklar, ari ırk derken 2 dünya savaşı geçti. bilim insanları günümüzden 65 yıl önce dna'yı keşfetti. insan genom projesi 2003'de tamamlandı.

biyoteknoloji henüz çok yeni bir bilim dalı. bilinmeyen çok şey var, buna rağmen mrna aşısı bütün dünya'ya dikte ediliyor.

pandemide helsinki zirvesi kararlarını ve nuremberg kodu / nürnberger codex virüs yaygarasıyla delindi. prof. dr. uğur şahin, sansasyon yaratmamak için eksik söylüyor; covid19 virusu çocuklarımızın genetiğinde bile görülecek. ben biyoteknoloji mezunuyum. bize derste teorik olarak üreme ana hücrelerinde genetik manipulasyon olmazsa çocuklara hiç bir modifiye genin geçmeyeceği anlatıldı. ama bu teorik bir bilgi. bunun deneyi yapılmış olsa bile raporu gizli örgütler görür. akademisyenlerin yayın okuduğu pubmed, scholar gibi indekslere girmeyebilir. sonuçta her çalışma yayınlanmıyor, yayınlanmaz zaten.

influenza (grip) de virutik bir hastalıktır. yıllardır grip oluruz. grip olduğunuzda bağışıklık güçlendirici, ateş düşürücü ilaç yazardı doktorlar. bazı arkadaşlarım domuz gribi oldu yine aynı şekilde.
sonra bu işin ırk tartışmaları var.
kızamık için batı ülkelerinde fatality oranı %0,02 (binde iki) iken faroe adaları halkında bu oran %78 olarak hesaplanmış. bu nedenle her ülke tam kapanmaya gitmemeliydi. bana göre bu iş çok büyük bir kurgu. çin'deki dijital vatandaşlık ve sosyal puanlama sisteminin "ne kadar başarılı" olduğunu gözümüze sokmak için covid19 vaka sayıları uyduruyorlar.
önce nasıl bulaşıyor diye her yerde propaganda yaptılar. yok damlacık yok tükürük sonra aynı ortamda bulunmak bile bulaştırıyor dendi. şimdi kimse kesin bir şekilde nasıl bulaştığını bilmiyor.
test olayı zaten muamma.
devamını gör...

yaş 6 yada 7. hamile komşumuzun kocasına çok masum duygularla o bebeği oraya nasıl soktuklarını kadına da canın acıdı mı diye sormuştum apar topar kalktılar annem hala kahkahalarla anlatır.. bebeğin oraya sonradan koyulduğunu sanıyordum ne bileyim
devamını gör...

karanlıkta telefon ekranına bakıyorsun. aniden gelen bir ürpertiyle başını kaldırdığında karşında sana bakıp kocaman gülümseyen bir surat var....
devamını gör...

burnu doğuştan estetikli gibi olandır.
devamını gör...

moderasyon faşizmine hayır.
ek: makara niyetine açtığım başlık gündeme yürüyünce açıklama yapmak hasıl oldu. psg'yi tanımam etmem, üstelik adamın açtığı başlıklardan da rahatsızdım ama yine de sözlük kuralları içinde yazdığı müddetçe sansüre uğramaması taraftarıyım. diğer bir husus, bana ergen yakıştırması yapan şekil arkadaş her başlığa entry girip sözlüğü kirlettiğimden bahsetmiş. bunu söyleyen şekilin girdisi ve girdileri ile benim girdilerimi karşılaştırdıktan sonra objektif yorumunuzu merak etmekteyim. tüm yazar arkadaşlara saygılar.
devamını gör...

(bkz: millet ne cuğaralar içiyor).
devamını gör...

elbette ki feminist bir kız
metafiziğe de inanmakta
bir kusuru var yalnız kızın
biraz entel takılmakta
optimist hem de pesimist biraz
idealizmi de savunmakta.
devamını gör...

yaşıyorlar efendim, bütün karakterler her gün içimizde yaşıyorlar. siz hayri irdal’ın, halit ayarcı’nın gerçek olmadığını sanıyorsunuz ama hepsi hayatınızın bir köşesinde yer kaplıyor.

bizim romanımız.
devamını gör...

yasemin kumral’ın sevilen bir şarkısıdır.
bana dayanabilmem için bir şey söyleyin, herhangi bir şey. hayattan vazgeçmemek için bir neden, lütfen” dedi genç kız.
bal porsuğu anlattı o nedeni…
genç kız düşündü biraz …”aslında iyi şeylere inancımı tamamen yitirmiş durumdayım. neden bu kadar kötü dünya. elimde kaybedecek hiçbir şey yok. tamam. intihar etmekten vazgeçtim. kendimi odama kilitleyip günlerce duvarları izlemek istiyorum. kimseyle konuşmak istemiyorum.”

bal porsuğu nasihatler verdi genç kıza.
...sevgilisiz günlerimizde değil, sevgisiz yaşadığımız günler çaresiz hissederiz kendimizi.
neden çaresiz olduk deriz.
“insanlar kötüydü, kitaplara sığındım” deriz cemil meriç gibi.
içimiz daralır, bakarız yıldızlara… "ne yapalım, kısmet değilmiş” deriz, ararız bir teselli.
“gerçekten sevmek bir tür çaresizliktir. bir şeyi gerçekten çok seviyorsan başka çaren yoktur da ondan seviyorsundur” deriz ali lidar gibi.
çaresizlik zindanındayım. kendi arzumla girdim, kapısını kilitledim, anahtarını da fırlatıp attım” deriz haruki murakami gibi.

ramiz dayı’yı dinle…”asıl engel sana geçit vermeyen seni umursamayan seni yutan hayattır asıl engel.
asıl çaresizlik derdin devasız olması değil, birini iyi edecek şeyin diğerinin kadehine zehir olmasıdır.
her seçim bir çaredir aslında, asıl çaresizlik verdiğin seçimin zehirli meyvesidir.
elinden bir şey gelmeyince kabullenmek kolaydır.
asıl çaresizlik kendine elimden geleni yaptım mı diye sormaktır. çünkü asıl çaresizlik çareyi geçirmişken eline, avuçlarının içinden kaçırmaktır”.
ağlamak, çaresizlik karşısında vücudun verebildiği en hızlı tepkidir, ağla hadi.

genç kızın gözleri doldu, bal porsuğuna sarılıp ağladı…“insan bazen sadece acısının dinmesini değil, acısını anlayan birine ihtiyaç duyar. dediğiniz çıktı diyeceğim günü bekleyeceğim büyük bir sabırla.”

bal porsuğu “şems-i tebrizi’ye kulak ver” dedi.
dilin kıymetini “arif” olandan,
gözün kıymetini “ âmâ ” olandan,
sözün kıymetini “lâl” olandan,
ekmeğin kıymetini “aç” olandan,
aşk’ın kıymetini “hiç” olandan öğren.

bal porsuğu genç kızı kucaklarken
“sabırla sınanır, tövbeyle yıkanır, duayla erermiş kalp vuslat-ı rızaya
nefs-i terbiye ederek varılırmış arz'a
kişi sevdiğinin rengine boyanır der hz. mevlana.
o gitti ama özlemini bırakıp da gitti
senin tüm renklerini alıp da gitti.
de ki;
kapına geldim huzurundayım ey benim güzel mevla
çare sende
duygularımın aynısını yaşatma sakın ona."

genç kız şaşırdı…”ama beni çok üzdü, aynısını yaşasın, aşka düşsün, canından bıksın, hayat boyu bir kez olsun gülmesin."
bal porsuğu cevap verdi “çöllere çiçek tohumları ekme, gözyaşların ile o tohumları sulama.
iki cihandan da uzaklaşıp kendinden vazgeçme.
yazmışsa ilahi kalem, sana kabullenmek düşer, bırak nefsin takdire boyun eğmeyi bilsin,
gerçek sevgiyi bul ve her günü sevgi günü diye kutla.”

genç kız sevgilisi tarafından aldatılıp terk edildiği için çaresiz hissediyordu o zamanlar.
sonra hayallerindeki beyaz atlı prensi bulup, evlendi…ve şimdi aşkının meyvesi bebişini şu şarkıyı dinleyerek emziriyor. *



oldu en sonunda oldu bim bam bom
rüyalarım gerçek oldu bim bam bom
duyduk duymadık demesin hiç kimse
işte ilan ediyorum herkese
oh oh oh çok şükür dostlar
benim de artık bir sevgilim var
hırsından çatlasın düşmanlar
şimdi benim de bir sevgilim var
kim demiş kimse ona bakmaz diye
kimse onu koluna takmaz diye
evde kalmaktan kurtulamaz diye
çatlasın patlasın dönsün deliye.
suratım asıkmış hiç gülmezmişim
iki laf etmesini bilmezmişim
doğrusu hiç mi hiç çekilmezmişim
gördünüz mü meğerse ben neymişim
bim bam bom çok şükür dostlar
benim de artık bir sevgilim var
bim bam bom çatlasın düşmanlar
artık benim de bir sevgilim var
ne yapsam nafile bu iş olmazmış
benden daha çirkini bulunmazmış
yüz yıl bekar kalsa beni almazmış
milyonlar versem yanımda durmazmış
hah hah ha dinleyin dostlar
benim de artık bir sevgilim var
hırsından çatlasın düşmanlar
benim de artık bir sevgilim var.
devamını gör...

girişiyle, gelişmesiyle sonuna kadar katıldığım bir kesit olmuş. emeğinize sağlık sayın yazar.

çürük limonların azaldığı, sağlamların meydana çıkıp "weee areee the champiiiion" diye nara attığı eski sözlük olmamız dileğiyle.
devamını gör...

son yıllarda asıl yardıranın azrail olduğunu öne sürerek katıldığım önerme.
lakin mikail kafa izninde, kesin bilgi, yayalım!
devamını gör...

sıdki baba'nın hz. muhammed için yazdığı, "insanı sessizleştiren" şiiri. erkan oğur'un yorumu ile harika bir müzik olmuştur. kafa radyoyu dinlerken karşınıza çıkabilir.


zülf-ü kaküllerin amber misali
buy-u erguvan dan güzelsin güzel
kızarmış gonca gül gibi yüzlerin
şah-ı gülistan dan güzelsin güzel

yüzünde yeşil ben aşikar olmuş
çekilmiş kaşların zülfikar olmuş
gözlerin aleme hükümdar olmuş
mihr-i süleyman dan güzelsin güzel

kurulmuş göğsünde bahçe-i vahdet
hatmolmuş kadrinle tubayı hikmet
cemalin seyreden istemez cennet
sen huri gılman dan güzelsin güzel

gözlerin velfecri benzer imran 'e
seni seven aşık olur divane
yanakların şule, vermiş cihana
yüz mahı taban dan güzelsin güzel

çiğ düşmüş çayıra benzer yüzlerin
âşıkın öldürür şirin sözlerin
mısrın hazinesi değer gözlerin
zühre-i rahşan dan güzelsin güzel

sıdkı der suretim hattın secdegah
cümle güzellere oldum pişegah
güzeller tacısın yüzün padişah
yusuf-u kenan'dan güzelsin güzel


youtube
devamını gör...

birinci dünya savaşı başlayınca ingiliz'ler, güney afrika'da zorunlu yada gönüllü asker toplamışlar.
osmanlı devleti tarafından, güney afrika'ya gönderilen islam alimi ebubekir efendi'nin, ingiliz eşinden olan torunları ise, türkiye'ye gelip gönüllü olmuşlardır.
fuat ataullah, çanakkale savaşı'nda savaşmıştır.
abisi ebubekir rüştü atala ise, ırak'ta kut'ül amare savaşı'nda savaşmıştır.
devamını gör...

evet dostlar, konuşma sırası bende.
melting ya da eski nicki artık ne derseniz bu kişi ile taa sözlüğe ilk girdiğim zamanlarda kelimelik turnuvasında karşılaşmistık. çok kısa zamanda da ısındık birbirimize. o zamandan beridir de sözlükteki en yakın dostlarımdan biridir. yeri geldi kızdım, yeri geldi sinir ettim, yeri geldi trip attım ama bakın hep sevdiğimden yaptım*. kalbi çok büyüktür bu dostumuzun, kalbimi kırmaz kirarsa da vicdan azabından kıvranır** amaaa ne olursa olsun onu coook severim ve yeri bende çok ayrdir. zaten sözlükte olan eski ve yeni başarılarını söylemiyorum bile. anlatmaya gerek yok görüyorsunuz. son olarak çörek benim onu benden alamazsin ve seni seviyorum güzel dostum. yazılarının devamını büyük bir zevkle bekliyorum.
devamını gör...

kaan boşnak- bırakma kendini
devamını gör...

"söz ile uslanmayanı etmeli tekdir, tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir" mesela bu konuda söylenmiş über saçma sözlerden biridir.
sevgili support, selamlar ve iyi yayınlar.*
devamını gör...

içinde aynalı çarşı
ana ben gidiyom düşmana karşı
off gençliğim eyvah
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim