ellerindeki pisliği başkalarına sürerek kendi ahlaksızlıklarını örtmeye çalışan oysa kendileri boğazlarına kadar o pisliğin içinde olan insanlardır.


'kim namus ve ahlak şövalyeliği yapıyorsa, bilin ki en namussuzu odur.'


nietzsche
devamını gör...

kafa sözlük radyosu ile ilgili her konuya rahatlıkla erişip, yayıncı ve dinleyenlerle iletişim kurabileceğiniz, yayınlarla ilgili bilgi alabileceğiniz, saat fark etmeksizin şarkı isteyebileceğiniz* ve aynı zamanda çalınan müzikler üzerine güzel sohbetler edebileceğiniz kulübümüze katılmak için discord.com/invite/vYRBKKPsMz adresine tıklayıp kuralları onaylamanız ve radyo kulübüne katılmak istediğinizi belirtmeniz yeterli olacaktır.
devamını gör...

onlarca x'e çık tepin istersen başlığı varken nasıl hala açılmadığını merak ettiğim başlık.

yeni bkz.ımız tüm kafa sözlük yazarlarına hayırlı uğurlu olsun.
devamını gör...

yumoş ile yıkanmış çamaşırların asılı olduğu yerden odaya sinen koku. lanet olsun hayallerim bile fakir!
devamını gör...


"bize hiçbir şey yapılmadı, yalnızca tam bir hiçliğin içine koyulduk, çünkü bilindiği gibi dünyada hiçbir şey insan ruhunu hiçlik kadar baskı altına alamaz."


stefan zweig'ın son eseri olan satranç, adeta onun hayata bir veda mektubudur. nitekim kendisi de artık dünyanın asla eskisi gibi olamayacağını düşündüğü için, dünyanın içinde bulunduğu savaş ve kaos hali karşısında duyduğu endişe ile hayatına son vermiştir.

belirtmiş olduğum gibi son eseri olduğu için, bu kitap aslında intihar eşiğinde bulunan yazarın ruh halini ortaya koyan bir eserdir.

kitap kısacık bir öykü olarak görünse de aslında içinde barındırdığı imgeler ile harika bir eleştiri, başkaldırı kitabıdır. kitap insanlığın ve insanlık onurunun faşizm ve otorite karşısındaki ezilişini sayfalar arasında ilmek ilmek işlemektedir.


yazar kitaptaki karakterler ile dünyanın içinde bulunduğu durumu harika bir şekilde simgelemiştir. kitapta satranç tahtası savaş alanını, dünya satranç şampiyonu mirko czentovic ise nazi otoritesi ve acımasızlığını temsil etmektedir. kitapta psikolojik işkence ile sorgulanan dr. b ise; insanlığı, hümanizmi, çekilen sıkıntıları, savaşların insanlık üzerindeki etkilerini simgelemektedir.


tüm bu bilgiler göz önüne alındığında satranç, dünya edebiyatı'nda yazılmış en etkili eserlerden birisidir. basit bir hikaye olarak görülmemeli, satır altları üzerine uzun uzun düşünülmelidir. satırlarıma son vermeden önce stefan zweig'ın aramızdan ayrılmadan önce bizlere bırakmış olduğu cümleler ile sizleri baş başa bırakmak istiyorum:


"özgür iradem ve açık bir bilinçle bu yaşamdan ayrılırken, son bir sorumluluk yerine getirilmeyi bekliyor: bana ve işimi yapmama huzurlu bir ortam sunan harika ülke brezilya’ya içten teşekkürlerimi sunmak. her yeni günle bu ülkeyi daha çok sevmeyi öğrendim, ruhsal anavatanım avrupa kendi kendini yok ettikten ve ana dilimin dünyası yok olduktan sonra, dünyanın hiçbir yerinde hayatımı bu kadar severek yeniden kuramazdım. ama altmışıncı yaştan sonra tam anlamıyla yeniden başlamak çok özel bir güç gerektiriyor. ve benim gücüm yıllar süren vatansız yolculuklardan sonra iyice tükendi. bu nedenle hayatımı doğru zamanda ve doğru bir şekilde sonlandırmamın iyi olacağına inanıyorum. ki hayatım boyunca tinsel uğraşım en büyük haz kaynağım ve kişisel özgürlüğüm en yüce değerim oldu. bütün dostlarımı selamlarım! hepsine uzun geceden sonra gelen tanın kızılllığını görmek nasip olsun! ben, her zamanki sabırsızlığımla önden gidiyorum.”
devamını gör...

küçükken daha akıllıydım.şimdi işler biraz karışık.
devamını gör...

gel bi'dakka gel, valla bişi yapmıcam?

otur bakiym, 2 dakka bi beni dinle yemeğini yaparken.

ben sana yetişemiyorum kadın, o beyninin kıvrımları o kadar güzel, o kadar ürkünç, o kadar değişik ki, çoğu zaman anlayamıyorum da aslında?
soruyorum sana anlamayınca, beni öyle güzel bir şekilde atlatıp kendini yine kenara atıp beni çıkarıyorsun ya ortaya, bazen çok sonra anlayabiliyorum bunu. nasıl yapıyorsun bilmiyorum, ama böyle işte?

kalbini biraz daha yakından tanıyorum sayılır, benimkini andırıyor, aynı yerlerde aynı kıvrımlar, bükümler, yanıklar, yıllar ve yollar..

burada seviyorum, yaşıma başıma bakmadan seviyorum diye laf ediyorlar ya bana, inan derdim değil, sevmek dünyanın en güzel şeyi ve en yüce yaradan benim için.

gitgellerimiz ( gelgit sevmiyorum, böyle daha güzel) arasında, o kavgalar, o cilveler, o mıç mıç'lar arasında fark ettim ki beni yeniden insan yapıyor seni sevmek ve senin tarafından sevilmek, bunu ömür boyu söylerim, hiç utanmadan!

seniseviyorum, biz gibi!

/ hadi inşallah? /

edit : yalanmış maaşallah!
devamını gör...

kendi kendine gülmek.
devamını gör...

estağfurullah onlar bana tavsiye versin. ben kimim ki?
devamını gör...

katranı kaynatsan olur mu şeker..... diyerek genetiğin önemini farklı bir anlatımla ortaya koymuş bir şairimiz
devamını gör...

ne zaman bitecek bu işkence?
kalbim daha kaç ateşte târumar olacak?
ölümlü bir sevda bu,
ölümlü.
acının bilmem kaçıncı sarhoşluğunda,
günün yirmi beş saati seni düşünüyorum.
yüreğimden kanlar damlıyor,
ama gözyaşlarım yine senin için akıyor.
bugün yine başka bir acıyla sendeyim.
gözümün önünde çizdiğin manzaralar var.
kurtulamıyorum.
ruhani dermansızlık bu.
bir insanın başına gelebilecek en kötü şey.
acıdan bedenim, sesim, soluğum yorgun düşmüş.
yine sigarayı fazla kaçırmışım,
çatal bir sesle sana haykırıyorum.
seni çağırıyorum duy!
bana nefes olan sadece seni.
canım yanıyor.
bileklerimde güçsüzlük, vücudumda ölümün sinyalleri.
bir anda ölmekten korktuğum için yavaş yavaş öldürüyorum kendimi.
nerdesin dengim?
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

beyefendinin ülkede saldırmadığı üç beş dernek kaldı herhalde hızına yetişmek namümkün. o dernekleri sıralayacak olursak:

kanarya severler derneği

muhabbet kuşu severler derneği. aklıma başka gelmiyor gelen varsa yazsın.
devamını gör...

9/11 sonrası amerika'sında ''jihad'' diye şarkı bestelemiş slayer'ın albümüdür. bir de bunun kapağı o zamanlar epey yaygara koparmıştı zira kapak resminde hz. isa'nın çizimi sebebiyle evanjelist ve hristiyan cemaatler grubu neredeyse taşlayacaklardı. çoğu yerde sansürlü çıkmıştır albüm.

slayer mı ? katmerli metalci olarak belirteyim iyi bestelenmiş slayer şarkısı 7-8 tanedir. asla çift haneli rakamlara ulaşamaz bile...

slayer, marx ve engels'den sonraki en büyük fikir önderi yüceler yücesi dave mustaine'in bira kupasını tutan sakidir benim gözümde...

seneler boyunca herifleri bir de ittire kaktıra big 4'a itelediler. yahu hadi metallica dünya grubu tamam. megadeth desen dave mustaine'in metallica'ya bdsm yapma hayali kurup dev hale getirdiği şey. o da tamam. yahu anthrax bile tamam. metallica don lastiğini haşlayıp makarna yapmaya çalışırken (yani fakirlerken) özellikle doğu yakasında turnelerde falan anthrax epey carrylemiştir erken zamanlarında metallica'yı. kaldı ki scott ian metal dünyasında bir ikon... ama slayer ? kocaman bir soru işareti. bence big 4'u exodus ya da overkill daha çok hakediyor... hatta onu big5 yapalım metallica, megadeth, exodus, anthrax ve overkill şeklinde olsun.

seneler sonra sofya'da falan big 4 için toplandıklarında o kerry king mendeburu ile rahmetli olan nazi aşığı hanneman ve ayarsız araya kalkıp gitmediler bile sahneye... içlerinden bir lombardo düzgün adamdır. o da zaten en sonunda yapacağınız işi deyip ayrıldı gruptan...
devamını gör...

benim dönemimde umutepe kampüsünde ki çimlerin adeta izmir alsancakta meşhur kordon çimlerini anımsatan görüntülerle karşılaştığınız, öğrencilerin gruplar halinde oturup çok çeşitli geyikler çevirdiği bir eğitim kurumu.
devamını gör...

''linç'' nedir diye sorsak, mağduriyet hikayesi ile cevap verecek, insanlar.
uzun zaman önce yanlışa yanlış dediğimiz için adımız, ''linç edene'' çıktı. çok insana mesaj yazıp '' kör müsünüz'' demek istedim fakat diyemedim. boş boş yazanlara laf anlatmak zordu fakat kalemine güvendiğim, çok sevdiğim, aklı başında insanlar dahi, yanlışı destekledi. yetmedi, bağzııı mod'lar tarafından çanak tutuldu. radyo programlarında bu konu konuşuldu. neyse, herkesin azıcıkta olsa zamanla utandığını var saymak istiyorum.

üzerinden çok vakit geçti, sakın ama sakın olayları harlayıp önüme sermek gibi bir hamlede bulunmayın, ciddiyetle uyarıyorum. bu konuda ne bir mesaj ne de bir yorum kabul etmiyorum!

sol'da, linç kültürünü görünce aylar önce yazdığım yazıyı paylaşmak istedim.
ali püsküllüoğlu, linç kelimesini, halktan bir topluluğun, bir suçluyu ya da kendilerine göre suç olan davranışta bulunmuş birini yumruk, taş, sopa gibi araçlarla döve döve öldürmesi olarak tanımlamıştır.
linç kültürü bugünlerde sıklıkla maruz kaldığımız ve şahit olduğumuz tepkiler silsilesidir.
linç kültürü sonucunda her daim mağdur/lar ortaya çıkar.
sürü psikolojisi ile hareket eden ve aklını kesinlikle kullanmamaya and içmiş kitlelerin zaman zaman linç yapan taraf, zaman zaman mağdur olan taraf olarak görmekteyiz.
sağduyulu insanlar* sorgular, düşünür evet evet düşünür ve tartışır. hatta en önemli özellikleri yanlışa yanlış demektir. yanlışa yanlış dememek gibi anlaşılması güç, kibarlık veya daha doğrusu duyar geliştiren insanlar hızla çoğalmaktadır.
empati yapayım derken ya da merhamet göstereyim derken ne yazık ki yapay mağduriyetlerin destekçileri olurlar.
her daim nezaketi ve saygıyı es geçmeden, insanların hata yapabilme paylarını hesaba katarak yaşamak zorundayız. çabamız bu yönde, en azından. kaostan özellikle uzak durmaya özen gösteren bir insan olarak
hayatta her insanın kırmızı çizgisi vardır, her duruma eyvallah çekemeyecek insanlar vardır. bazı yorumlarımız, bazı keskin tepkilerimiz gerçekten en hassas olduğumuz konuların sonucunda dökülür dilimizden.intihalbenim kırmızı çizgim, mesela, üzgünüm.....

aklımız-fikrimiz var, bir insanın izzeti nefsini, kendi egomuz uğruna kırmak gibi bir tutumumuz elbette olmayacak.
türkiye'de, nice linç hikayeleri ve mağduriyet hikayeleri dinleyerek seçimler yapıyoruz, liderler belirliyoruz.
herkese bir kitap tavsiyesinde bulunmak isterim, tanıl bora tarafından yazılmış olan (bkz: türkiye'de linç rejimi) kitabını okuyunuz efendim, okutunuz.
devamını gör...

iyiyim dersen yalan olucak değilim dersen detaylarla boğucak.iyiden hallice de çık işin içinden sonra seni anlamayan biri çıkıp bekleme yapma aloo diye bağırırsa üzülür minnoş kalbin.
devamını gör...

eğer ki amaç bir olay üzerinde konuşmak paylaşım yapmaksa mesajlaştığın kişinin cinsiyetinin ne önemi var ki? kadın,erkek,gay ve başka yönelimler konuşmalarımıza engel olmamalı. sırf karşı cins olduğu için biriyle muhabbetten zevk almayı bırakmalı gerçekten konuşabilmeliyiz.
devamını gör...

çok üzüldüm. ben de sizi gizli gözlediğimi sanıyordum.
devamını gör...

ve tanrı bisküviyi yarattı dediğim gerçek prens.

(bkz: çokoprens)
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim