güne bir kedi bırak
bir fotoğraftan daha fazlasını paylaşmak istediğim başlıktır. besleme bölgemde baktığım minik bir kız çocuğunun hikayesi bu. bety'nin hikayesi. bety çok güçlü bir kız çocuğu. o bir sokak canıydı. bugün benim iki oğlumun, biricik kız kardeşi oldu. benimse savaşçı, yaralı, ürkek ama yılmayan koca yürekli minnak kızım.. . hiç yılmadı, hiç vazgeçmedi. en kötü günümüzde bile oyun oynama ve beni sevin hallerindeydi. biz ondan umudumuzu kestik. ama o umudunu hiç kaybetmedi. bu hikaye bety'nin zaferiyle sonuçlanacak. lütfen iyi dilek ve dualarınızı esirgemeyin.

yoğun kar yağışı olduğu bir gün aldım yine mamalarımı tıngır mıngır başladım sahil bandında besleme yapmaya. sisli, karlı çok soğuk bir gündü. ilk görselden bir iki gün sonraydı bu bahsettiğim gün. (ilk görselde gri minnak bety) rutinimi devam ederken bir yandan mamalarımı veriyor bir yandan oralarını buralarını mıncırıyordum. (acık canlı severim ben. hele evdekilerin vay haline kollarını bacaklarını ısırır. totişlerini mıncırırım.) derken bety kızı gördüm uzaktan. boylu boyunca uzanmıştı karlara. koştum aldım kucağıma yarı baygındı. o günü o korkuyu anlatamam. hemen canım veterinerim, kıymetli abimi (bugün aramızda değil malesef.) aradım hemen gelip beni aldı. ilk teşhis ciğerlerini üşütmüş şeklindeydi. tedaviye başladık. bir iki hafta tedavisini sürdürüp sonra sahiplendirmeye karar verdik kendisini.

bir kaç gün içinde vücudunda hızla büyüyen kitleler fark ettik. henüz üç hafta olmamıştı ki göbeği artık yerleri süpürüyordu, yaralar açılıyordu göbeğinde yaraları iltihap yapıyordu. ne yaparsak yapalım ağrısını dindiremiyor, büyümeyi engelleyemiyorduk. 2 ayımız bu şekilde geçti. artık gün sayıyorduk. ölecek diye başında bekliyor, göz yaşımızı tutamıyorduk hasan abiyle. kliniğe yatıralım senin elinde ölmesin o acıyı bir kere daha yaşama dedi. (daha öncede kazalı çenesi kırık bir canımızı 4 ay tedavi etmiş sonra aniden bir gece kaybetmiştik ve bu bizi mahvetmişti.) onun psikolojisi ve iyileşme süreci için yanımda kalmasının daha doğru olduğuna karar verdik sonra. klinikte yalnız kaldığında strese girecek ve belki hastalık daha hızlı ilerleyecekti.

bir gece rutin kontrollünde bezelerin yumuşamış olduğunu fark ettim. hemen aradım hasan abiyi sevinçle karşıladı sabah koşa koşa gittik kontrole. ve mucize küçülmeye başlamıştı bezeler. bir hafta sonra asıl mucizemizi verdi abimiz. böyle giderse bayramda ameliyatımızı olacak sağlığımıza kavuşacağız diye. ameliyat gününü erteleme kararı aldım. şehir değiştireceğim abi yeğenimin nikahı var ben yokken ameliyatlı ameliyatlı kalmasın evde tek başına kuzucuk 2 hafta sonra yapalım ameliyatı dedim. olur olur hem bezeleri küçülür hem biraz daha hazır olur ameliyata dedi. zaten son sözleri bunlar oldu o hafta hasan abiyi kaybettik. bety'nin umudu, ilçemizin sokak canlarımızın babasını uğurladık böylece. bety hala ameliyat olmadı. ama durumu pek iyi. 1 haftalık ayrılık sonrası yarın kavuşuyorum yavruma. eğer hasan abimiz olsaydı c.tesi günü ameliyatını olacaktı. yine olacak tabi onu emanet edebileceğim birini bulduğumda. seni hiç unutmayacağız yüreği kocaman sokak çocuklarımızın şefkatli babası. özlemle...




yoğun kar yağışı olduğu bir gün aldım yine mamalarımı tıngır mıngır başladım sahil bandında besleme yapmaya. sisli, karlı çok soğuk bir gündü. ilk görselden bir iki gün sonraydı bu bahsettiğim gün. (ilk görselde gri minnak bety) rutinimi devam ederken bir yandan mamalarımı veriyor bir yandan oralarını buralarını mıncırıyordum. (acık canlı severim ben. hele evdekilerin vay haline kollarını bacaklarını ısırır. totişlerini mıncırırım.) derken bety kızı gördüm uzaktan. boylu boyunca uzanmıştı karlara. koştum aldım kucağıma yarı baygındı. o günü o korkuyu anlatamam. hemen canım veterinerim, kıymetli abimi (bugün aramızda değil malesef.) aradım hemen gelip beni aldı. ilk teşhis ciğerlerini üşütmüş şeklindeydi. tedaviye başladık. bir iki hafta tedavisini sürdürüp sonra sahiplendirmeye karar verdik kendisini.

bir kaç gün içinde vücudunda hızla büyüyen kitleler fark ettik. henüz üç hafta olmamıştı ki göbeği artık yerleri süpürüyordu, yaralar açılıyordu göbeğinde yaraları iltihap yapıyordu. ne yaparsak yapalım ağrısını dindiremiyor, büyümeyi engelleyemiyorduk. 2 ayımız bu şekilde geçti. artık gün sayıyorduk. ölecek diye başında bekliyor, göz yaşımızı tutamıyorduk hasan abiyle. kliniğe yatıralım senin elinde ölmesin o acıyı bir kere daha yaşama dedi. (daha öncede kazalı çenesi kırık bir canımızı 4 ay tedavi etmiş sonra aniden bir gece kaybetmiştik ve bu bizi mahvetmişti.) onun psikolojisi ve iyileşme süreci için yanımda kalmasının daha doğru olduğuna karar verdik sonra. klinikte yalnız kaldığında strese girecek ve belki hastalık daha hızlı ilerleyecekti.

bir gece rutin kontrollünde bezelerin yumuşamış olduğunu fark ettim. hemen aradım hasan abiyi sevinçle karşıladı sabah koşa koşa gittik kontrole. ve mucize küçülmeye başlamıştı bezeler. bir hafta sonra asıl mucizemizi verdi abimiz. böyle giderse bayramda ameliyatımızı olacak sağlığımıza kavuşacağız diye. ameliyat gününü erteleme kararı aldım. şehir değiştireceğim abi yeğenimin nikahı var ben yokken ameliyatlı ameliyatlı kalmasın evde tek başına kuzucuk 2 hafta sonra yapalım ameliyatı dedim. olur olur hem bezeleri küçülür hem biraz daha hazır olur ameliyata dedi. zaten son sözleri bunlar oldu o hafta hasan abiyi kaybettik. bety'nin umudu, ilçemizin sokak canlarımızın babasını uğurladık böylece. bety hala ameliyat olmadı. ama durumu pek iyi. 1 haftalık ayrılık sonrası yarın kavuşuyorum yavruma. eğer hasan abimiz olsaydı c.tesi günü ameliyatını olacaktı. yine olacak tabi onu emanet edebileceğim birini bulduğumda. seni hiç unutmayacağız yüreği kocaman sokak çocuklarımızın şefkatli babası. özlemle...




devamını gör...
adana deyince akla gelenler
yılmaz güney,yaşar kemal,orhan kemal,şalgam,kebap,bici bici.
devamını gör...
çocukları önünde cilveleşen ebeveyn öz güveni
ülkemizde birileri birbirini öperken sarılırken çocuklar etkileniyor namussuzlar diye tepki veren insanlar sokakta bir kadın dövülürken çocuklarıyla beraber izliyorlar. o insanın çocuğu kız ise kocası ne yaparsa yapsın ses çıkarmamayı erkek ise ya seyretmeyi ya da döven adamın nasıl dövdüğünü öğreniyor. oysaki öğrenmesi gereken korumaktır mazlum olanı. sevmenin değil şiddetin kötü olduğunu öğrenmek gerek. televizyonlarda iki kişi birbirini öperse hemen kanal değiştirilir ama birinin kellesinin uçurulma sahnesi reyting rekorları kılar. eğer iyi bir toplum istiyorsak biz düşünenler televizyonları değiştireceğiz. içerikleri değiştireceğiz. recep ivediki diriliş ertuğrula tercih edeceğiz. biz bir şeyler yapmazsak suçlu olandan daha suçlu oluruz çünkü.
devamını gör...
insan ilişkilerinin öğrettikleri
kaba bir deyişle "soba" benzetmesine konu olan tecrübelerdir.
sebebi de yaydığı ısıya göre* belli bir mesafede durmak gerektiğidir.
yoksa insanı fazlasıyla yakabilir ya da soğuktan titretebilir.
sebebi de yaydığı ısıya göre* belli bir mesafede durmak gerektiğidir.
yoksa insanı fazlasıyla yakabilir ya da soğuktan titretebilir.
devamını gör...
en güzel özür dileme şekli
ben birini kırdıysam en sevdiği yemeği ya da tatlıyı falan yapıp öyle özür dilemeye gidiyorum. şimdiye kadar gönlünü alamadığım olmadı çok hoşlarına gidiyor demek ki.
devamını gör...
emniyet genel müdürlüğünün ceza kestiği vatandaştan özür dilemesi
sosyal medya olmasaydı geçekleşmeyecek özürdü. videoyu izlerken cezayı kesen polis arkadaşın beden dili ve ses tonu bende zalim bir derebeyi, inisiyatif kullanmaktan kaçınan bir bekçi murtaza izlenimi yarattı. üzüldüm. emniyet müdürlüğü bu özürde samimi ise sorun yok. ama başta dediğim gibi sosyal medya vasıtası ile ortaya çıkıp, olumsuz görüş uyandırdıysa ve bu yüzden zoraki bir özür ise, dilenmesin daha iyi...
devamını gör...
10 yaşındaki çocuğa tecavüz etmeye çalışırken yakalanan kişi
böyle hastalıklı bir toplumda nefes almaya bile mecalim kalmadı şahsen. en büyük sorunumuz ekonomi, işsizlik falan değil. pedofili, tecavüz, kadın cinayetleri... ha türkiye ha cehennem.
devamını gör...
evde kalmak
evde kal çağrısına uyarak evde kalan kişidir.
devamını gör...
emin çapa
programlarını keyifle izlediğim televizyon programcısı, gazeteci ve ekonomisttir.
tedx konferanslarında çok güzel konuşmalar yapmıştır.
şu anda halk tv'de (bkz: dünyanın 1001 hali) isimli programı sunmaktadır.
ekonomi ve eğitim üzerine çok güzel konuşmaları ve fikirleri vardır.
bir dönem cnn türk isimli kanal müsveddesinde de program yapmıştır ancak doğruları söylediği ve iktidarı eleştirdiği gerekçesiyle kovulmuştur.
tedx konferanslarında çok güzel konuşmalar yapmıştır.
şu anda halk tv'de (bkz: dünyanın 1001 hali) isimli programı sunmaktadır.
ekonomi ve eğitim üzerine çok güzel konuşmaları ve fikirleri vardır.
bir dönem cnn türk isimli kanal müsveddesinde de program yapmıştır ancak doğruları söylediği ve iktidarı eleştirdiği gerekçesiyle kovulmuştur.
devamını gör...
sahip olmak istenilen süper güç
(bkz: şifa olabilmek,verebilmek*)
keşke hasta hayvanlara,acı çeken insanlara şifa verebilsem,bir dokunuşum onlara ilaç olsa.
keşke hasta hayvanlara,acı çeken insanlara şifa verebilsem,bir dokunuşum onlara ilaç olsa.
devamını gör...
durduk yere insanın aklına gelen replikler
sen niye hiç konuşmuyorsun üzeyir abi?
bir ara çok konuştum, faydasını görmedim, bıraktım.
bir ara çok konuştum, faydasını görmedim, bıraktım.
devamını gör...
pandeminin götürdükleri
(bkz: rüyalar)
bugün rüyamda maske takmayı unutarak evden çıkıyordum ve nedense bu aklıma bir markete girerken geliyordu.
elimle ağzımı mı kapatsam, eve dönüp maske mi taksam yoksa acaba içeridekilere işaret edip para versem ve bana maske almalarını rica mı etsem diye kıvranıp durdum rüyamda.
tabi bu sırada insanlar dik dik bana bakıyor inanılmaz bir psikolojik baskı var üzerimde hiç sormayın.
hayır sen rüyasın yahu ne işin var maskeyle! ben önceden gezip tozduğumu ya da başıma bir iş geldiğini falan görürdüm rüyamda. şimdiyse maskesiz sokağa çıkınca başıma gelenleri görüyorum. rüyalarımı bile götürdün pandemi alacağın olsun!
bugün rüyamda maske takmayı unutarak evden çıkıyordum ve nedense bu aklıma bir markete girerken geliyordu.
elimle ağzımı mı kapatsam, eve dönüp maske mi taksam yoksa acaba içeridekilere işaret edip para versem ve bana maske almalarını rica mı etsem diye kıvranıp durdum rüyamda.
tabi bu sırada insanlar dik dik bana bakıyor inanılmaz bir psikolojik baskı var üzerimde hiç sormayın.
hayır sen rüyasın yahu ne işin var maskeyle! ben önceden gezip tozduğumu ya da başıma bir iş geldiğini falan görürdüm rüyamda. şimdiyse maskesiz sokağa çıkınca başıma gelenleri görüyorum. rüyalarımı bile götürdün pandemi alacağın olsun!
devamını gör...
drill rap
drill rap, chicago'nun güney yakasından çıkma trap müziğin bir alt türüdür. asıl ününü ingiltere brixton'da ortaya çıktığında kazanmıştır. şuan drill'i en iyi yapanlar ingilizlerdir.
suça, çeteciliğe ve sokaklardaki günlük yaşamın zorluklarına odaklanır. şiddet içerikli, onu vurdum bunu vurdum tarzı sözler içerir. hatta londra belediye başkanı sadiq khan, drill müziğin şehirde artan suçlarda kısmen sorumlu olduğunu belirtmiştir. kısaca ingiliz kekolarının icra ettiği müzik türü diyebiliriz. bu kekoların çoğu katil veya hırsızdır. neredeyse hepsi yüzlerini maskeyle korurlar. böylelikle şarkıda söylenen hiçbir şey mahkemede onlara karşı kullanılamaz çünkü maske taktığı için rap yapan kişinin onlar olduğuna dair bir kanıt yoktur.
beatler genellikle 60-70 bpm'dir. bu türde punchline fazla yoktur ve metaforlarla ilgilenmezler yani şarkı sözleri baya basittir. şuraya türkçe alt yazılı bir uk drill örneği bırakayım:
bu aralar bu müzik türü türkiye'ye de sıçradı. ama türkiye'deki driller, altyapıdan öteye gidemiyor yani konular genelde şiddet, çetecilik olmuyor doğal olarak. ha bunu deneyen çok var ama apartman çocukları keserim, vururum, gangstayım diyerek drill yapmaya çalışınca da komik oluyor baya. çünkü elin kekosu dediği şeyleri gerçekten yapıyor. zaten özenilecek de bir şey değil sadece altyapı ve vokaller için dinlenir bu tür. son olarak türkçe rap'ten çıkma güzel birkaç drill örneği:
suça, çeteciliğe ve sokaklardaki günlük yaşamın zorluklarına odaklanır. şiddet içerikli, onu vurdum bunu vurdum tarzı sözler içerir. hatta londra belediye başkanı sadiq khan, drill müziğin şehirde artan suçlarda kısmen sorumlu olduğunu belirtmiştir. kısaca ingiliz kekolarının icra ettiği müzik türü diyebiliriz. bu kekoların çoğu katil veya hırsızdır. neredeyse hepsi yüzlerini maskeyle korurlar. böylelikle şarkıda söylenen hiçbir şey mahkemede onlara karşı kullanılamaz çünkü maske taktığı için rap yapan kişinin onlar olduğuna dair bir kanıt yoktur.
beatler genellikle 60-70 bpm'dir. bu türde punchline fazla yoktur ve metaforlarla ilgilenmezler yani şarkı sözleri baya basittir. şuraya türkçe alt yazılı bir uk drill örneği bırakayım:
bu aralar bu müzik türü türkiye'ye de sıçradı. ama türkiye'deki driller, altyapıdan öteye gidemiyor yani konular genelde şiddet, çetecilik olmuyor doğal olarak. ha bunu deneyen çok var ama apartman çocukları keserim, vururum, gangstayım diyerek drill yapmaya çalışınca da komik oluyor baya. çünkü elin kekosu dediği şeyleri gerçekten yapıyor. zaten özenilecek de bir şey değil sadece altyapı ve vokaller için dinlenir bu tür. son olarak türkçe rap'ten çıkma güzel birkaç drill örneği:
devamını gör...
persepolis
2007 yapımı aynı isimli kitabı da olan bir animasyon filmidir. iran’da ailesiyle birlikte yaşayan marjane isimli bir kızın şah'ın devrilmesi sonrasındaki çocukluk, gençlik ve yetişkinlik yıllarını anlattığı otobiyografi şeklinde trajikomik bir filmdir. marjene’nin çocukluk masumiyetiyle o dönemin sorgulamalarını barındırır bu film. marjaene punk müziğe, iron maiden’e olan ilgisi başta olmak üzere diğer çocuklardan çok farklı bir bakış açısı olan kızdır. yeni devrimle daha özgür ve demokratik olacaklarını düşünen o dönemin insanları, hayat koşullarının daha da kötüye gitmesi ve özgürlüklerinin sınırlandırılmasıyla karşı karşıya kalırlar...
filmden bir kaç replikle bitirelim:
"asla unutma. korku farkındalığımızı yitirmemize neden olur. o da bizi birer korkağa çevirir."
........
"-bayan, neden koşuyorsunuz?
marjane: geç kaldım, beş dakika sonra dersim var!
-ama yollarda böyle koşturamazsınız! koştuğunuz zaman kalçanız sağa sola sallanıyor. bu, günahtır!
marjane: siz de bir zahmet kalçalarıma bakmayın!"
filmden bir kaç replikle bitirelim:
"asla unutma. korku farkındalığımızı yitirmemize neden olur. o da bizi birer korkağa çevirir."
........
"-bayan, neden koşuyorsunuz?
marjane: geç kaldım, beş dakika sonra dersim var!
-ama yollarda böyle koşturamazsınız! koştuğunuz zaman kalçanız sağa sola sallanıyor. bu, günahtır!
marjane: siz de bir zahmet kalçalarıma bakmayın!"
devamını gör...
diğergam
diğergamlık başkalarının yararına da kendi yararı kadar gözetme ya da diğer insanlara maddi veya manevi hiçbir çıkar gözetmeksizin yararlı olmaya çalışma ve bencillik karşıtı hareketlerde bulunma olarak tanımlanır.
devamını gör...
can yücel
kendisinin yaşadığı dönemde eski datça'da bulunan muhtarın yerinde arkadaşlarıyla sohbetler ettiği söylenir. aynı mekan adeta bir can yücel müzesidir; şiirler, anılar, fotoğraflar, objelerle doludur. kızının evi belli zamanlarda ziyarete açılır, kapı açık olmadığı sürece ziyarete kapalı olduğu anlamına gelir. datça halkından kendisiyle ilgili pek bilinmeyen şeyler de öğrenebilirsiniz.
kabri, çok sevdiği datça'dadır. yıllar önce bazı kişilerce mezar taşı parçalanmış, sonrasında yeniden yapılmıştır. mezarında kendi sözü, "ne kadar yalansız yaşarsak o kadar iyi" yazar. mezar taşını yapan heykeltıraş mehmet aksoy:
"can yücel mezarında bile dik duran, hiçbir zaman umudunu yitirmeyen bir insandı. hayat doluydu. ve yalansız yaşadı. bir onurun temsilcisiydi. iyiliğin ve güzelliğin bir zaman gelecek kazanacağına inanıyorum. ben umudumu yitirmedim. bugün de umuttan, güzelliklerden yanayım. bu düşüncelerle onun mezar taşını yaptım. burada can taşının içinden çıkan ışıklı çocuğu görüyorsunuz. her gün batımında bu görünecek. buradaki sutaşı da, can’ın hayatla olan bağlantısını anlatıyor." demiştir.
sutaşı içinde sigaralar görmek şaşırtıcı olabilir, hakaret olsun diye değil kendisini sevenler bırakır o sigaraları.
kabri, çok sevdiği datça'dadır. yıllar önce bazı kişilerce mezar taşı parçalanmış, sonrasında yeniden yapılmıştır. mezarında kendi sözü, "ne kadar yalansız yaşarsak o kadar iyi" yazar. mezar taşını yapan heykeltıraş mehmet aksoy:
"can yücel mezarında bile dik duran, hiçbir zaman umudunu yitirmeyen bir insandı. hayat doluydu. ve yalansız yaşadı. bir onurun temsilcisiydi. iyiliğin ve güzelliğin bir zaman gelecek kazanacağına inanıyorum. ben umudumu yitirmedim. bugün de umuttan, güzelliklerden yanayım. bu düşüncelerle onun mezar taşını yaptım. burada can taşının içinden çıkan ışıklı çocuğu görüyorsunuz. her gün batımında bu görünecek. buradaki sutaşı da, can’ın hayatla olan bağlantısını anlatıyor." demiştir.
sutaşı içinde sigaralar görmek şaşırtıcı olabilir, hakaret olsun diye değil kendisini sevenler bırakır o sigaraları.
devamını gör...
z kuşağının tam bir geberik kuşak olması
geberik kuşak... yeni bir kuşak tanımı herhalde.
-siz hangi kuşaksınız?
+biz geberikgillerden.
türkiye cumhuriyetinin bu döneminde büyüyen ve bu talihsizliğin üstüne bir de neredeyse sosyal medya ile yaşıt olan bir kuşak için normal durum. sokakta oynamadan büyüyen bir nesil bu.
-siz hangi kuşaksınız?
+biz geberikgillerden.
türkiye cumhuriyetinin bu döneminde büyüyen ve bu talihsizliğin üstüne bir de neredeyse sosyal medya ile yaşıt olan bir kuşak için normal durum. sokakta oynamadan büyüyen bir nesil bu.
devamını gör...
şemsi tebrizi
kaderden kaçamazsın, kaçış da kader. *
devamını gör...
raelizm
dünyanın şu anda uzay dinleri arasında en fazla katılımcısı olduğu iddia edilen, 1974 yılında yılında claude vorilhon tarafından kurulan ve dünyadaki yaşamın elohim adı verilen uzaylı bilim adamları tarafından yaratıldığını iddia eden ufo dini.
devamını gör...
içinde çığlık olan şarkılar
şebnem ferah şarkıları.
devamını gör...