en çok para harcanan hobi
          filtre kahve. her gün içiyoruz dayanmıyor. ama olsun güzel bir hobi olduğu için iki katını da ödesem farketmez.
      
  devamını gör...
immünoloji
          bağışıklık bilimi denilebilir. tıbbın insan ve farklı organizmaların bağışıklık sistemleriyle ilgilenen alt dalıdır.
immünoloji başlı başına çok geniş bir daldır ve birçok alt dala da sahiptir; immünoterapi, immünogenetik ve evrimsel immünoloji bunlara örnek verilebilir.
  immünoloji başlı başına çok geniş bir daldır ve birçok alt dala da sahiptir; immünoterapi, immünogenetik ve evrimsel immünoloji bunlara örnek verilebilir.
devamını gör...
yazarların itiraf köşesi
          düşündüklerimi açık açık belirtemiyorum, istediğim gibi yaşayamıyorum, giyinemiyorum. yaşım gereği zaten tamamen özgür olamayacağımın bilincindeyim ancak ben yaşadıklarımı yaşıma bağlayamıyorum maalesef. bir t-shirt giymesine bile izin verilmeyen birine kısmen dahi olsa özgür denilebilir mi? hiç sanmıyorum. hayatım yasaklarla dolu, o yasak, bu yasak. artık bu yasakları koruma içgüdüsüne de bağlayamıyorum, sadece kontrolcü bir aileye sahibim.
zaten 2 x kromozomun olunca hayata 1-0 geride başlıyorsun, bunu hepimiz biliyoruz, olaya bir de aile dahil olunca daha da geriye düşüyorum. ben de yaşıtlarım gibi deneyimlemek istiyorum bazı şeyleri, ne bileyim onlarla buluşmak istiyorum, bu bile olmuyor. aileme kızmamam gerektiğinin de farkındayım, onlar akıllarınca beni koruyorlar ama ben bu kadar da korunmak istemiyorum. rüzgarı saçlarımda hissetmek istiyorum, arkadaşlarımı toplayıp oturup onlarla beraber sohbet edebilmek istiyorum, yüz yüze.
ben dışarı çıkacağımı duyduğum zaman titremek istemiyorum mesela, bir şey giyerken 10 defa düşünmek istemiyorum. ailem bunu giyersem bana kızar mı stresini çekmek istemiyorum. çok mu şey istiyorum? balkonuma çıkmak istiyorum, onu dahi yapamıyorum. bu kadarı da abartı değil mi? akıl karı mı? bunu sorguluyorum işte, bu durum bana anormal geliyor.
vaatler havada uçuşuyor, istediğimizi yaparsan sana onu alacağım, en lüks markalardan kıyafet alacağım sana deniliyor. istemiyorum. sanki hayat lüks eşyalardan ibaret, huzurlu olmak istiyorum, isterseniz beni dünyanın en zengin insanı yapın, umurumda değil, stressiz bir hayat istiyorum ben. sadece sorguluyorum. insan evladıyla böyle bir pazarlığa girer mi, girmesi doğru mu? evladını olduğu gibi kabul etmeye çabalamak yerine onu niye manipüle etmeye çalışır insan? hiç mi düşünmez bu yaptıklarım bu çocuğu nasıl etkiliyor diye?
hep aynı şeyleri duyuyorum, ben seni yetiştirememişim, ben bunu hak edecek ne yaptım, sanki dünyanın sonu. bir örtü parçasının bu kadar umursanması beni deli ediyor. her konusu açıldığında daha az ağlamaya başladım. içime öküz oturmuş gibi hissediyorum ama artık ağlamaya bile mecalim kalmadı. hüngür hüngür ağlamak istiyorum ben oysaki, yarınlar yokmuşcasına. ama olmuyor, onu bile beceremiyorum.
özgüvenim kırılıyor, durmadan kendimi sorguluyorum. neden ben bunları yaşıyorum? hak edecek bir haltlar mı yedim? muhtemelen yemişimdir. üzgün değilim, şu an kendimi yorgun da hissetmiyorum, sadece anlam veremiyorum. ben hiçbir zaman açık giyinmedim, yaşıma uygun olmayacak davranışlarda bulunmadım, o zaman sorun ne? olduğum gibi kabul edilemeyecek miyim ben hiç?
eğer bana baş örtmek farz olduysa ne yapmak istediğime karar verebilecek yaştayımdır, değil mi? sorumluysam ne yapabileceğimi tercih edebilecek olgunluktayımdır da. ama onlar işlerine geldiklerinde 10 yaşındaymışım gibi davranıyorlar, işlerine gelmediğinde kocaman genç kız oluyorum, zannedersin 20lerimdeyim. daha reşit bile değilim neyim kocaman kız anlamıyorum. ne çocukluğumu yaşayabiliyorum, ne lise yıllarımın tadını çıkartabiliyorum, e ben ne anladım bu işten?
  zaten 2 x kromozomun olunca hayata 1-0 geride başlıyorsun, bunu hepimiz biliyoruz, olaya bir de aile dahil olunca daha da geriye düşüyorum. ben de yaşıtlarım gibi deneyimlemek istiyorum bazı şeyleri, ne bileyim onlarla buluşmak istiyorum, bu bile olmuyor. aileme kızmamam gerektiğinin de farkındayım, onlar akıllarınca beni koruyorlar ama ben bu kadar da korunmak istemiyorum. rüzgarı saçlarımda hissetmek istiyorum, arkadaşlarımı toplayıp oturup onlarla beraber sohbet edebilmek istiyorum, yüz yüze.
ben dışarı çıkacağımı duyduğum zaman titremek istemiyorum mesela, bir şey giyerken 10 defa düşünmek istemiyorum. ailem bunu giyersem bana kızar mı stresini çekmek istemiyorum. çok mu şey istiyorum? balkonuma çıkmak istiyorum, onu dahi yapamıyorum. bu kadarı da abartı değil mi? akıl karı mı? bunu sorguluyorum işte, bu durum bana anormal geliyor.
vaatler havada uçuşuyor, istediğimizi yaparsan sana onu alacağım, en lüks markalardan kıyafet alacağım sana deniliyor. istemiyorum. sanki hayat lüks eşyalardan ibaret, huzurlu olmak istiyorum, isterseniz beni dünyanın en zengin insanı yapın, umurumda değil, stressiz bir hayat istiyorum ben. sadece sorguluyorum. insan evladıyla böyle bir pazarlığa girer mi, girmesi doğru mu? evladını olduğu gibi kabul etmeye çabalamak yerine onu niye manipüle etmeye çalışır insan? hiç mi düşünmez bu yaptıklarım bu çocuğu nasıl etkiliyor diye?
hep aynı şeyleri duyuyorum, ben seni yetiştirememişim, ben bunu hak edecek ne yaptım, sanki dünyanın sonu. bir örtü parçasının bu kadar umursanması beni deli ediyor. her konusu açıldığında daha az ağlamaya başladım. içime öküz oturmuş gibi hissediyorum ama artık ağlamaya bile mecalim kalmadı. hüngür hüngür ağlamak istiyorum ben oysaki, yarınlar yokmuşcasına. ama olmuyor, onu bile beceremiyorum.
özgüvenim kırılıyor, durmadan kendimi sorguluyorum. neden ben bunları yaşıyorum? hak edecek bir haltlar mı yedim? muhtemelen yemişimdir. üzgün değilim, şu an kendimi yorgun da hissetmiyorum, sadece anlam veremiyorum. ben hiçbir zaman açık giyinmedim, yaşıma uygun olmayacak davranışlarda bulunmadım, o zaman sorun ne? olduğum gibi kabul edilemeyecek miyim ben hiç?
eğer bana baş örtmek farz olduysa ne yapmak istediğime karar verebilecek yaştayımdır, değil mi? sorumluysam ne yapabileceğimi tercih edebilecek olgunluktayımdır da. ama onlar işlerine geldiklerinde 10 yaşındaymışım gibi davranıyorlar, işlerine gelmediğinde kocaman genç kız oluyorum, zannedersin 20lerimdeyim. daha reşit bile değilim neyim kocaman kız anlamıyorum. ne çocukluğumu yaşayabiliyorum, ne lise yıllarımın tadını çıkartabiliyorum, e ben ne anladım bu işten?
devamını gör...
leflunomid
          pirimidin sentezinde yer alan mitokondriyal enzim dihidroorotat dehidrojenaz enzimini inhibe ederek pirimidin sentezini engelleyen ilaçtır.
      
  devamını gör...
4 mayıs 2021 tramvayın önüne atlayarak intihar etme girişimi
          çok yazık, çok... başlığı iddiası olarak da değiştirebiliriz. ama pek iddia gibi gelmedi bana, apaçık intihar değilse nedir bu. buradan
bu kaçıncı artık, neden kimse konuşmuyor bu insanlarla ilgili.. neden!?
kurtarma çalışmaları ise sürüyor. buradan
haberde fatih/haseki durağı olduğu söyleniyor.
  bu kaçıncı artık, neden kimse konuşmuyor bu insanlarla ilgili.. neden!?
kurtarma çalışmaları ise sürüyor. buradan
haberde fatih/haseki durağı olduğu söyleniyor.
devamını gör...
nagehan alçı
          güzel olmasına karşın tekin biri değildir. hani şu rus kızıl ajanları gibi. ikili oynayan tiplerden. erkeğin canını yakmasını iyi bilir bu kadınlar. karşılıklı bir kadehten fazla ileri gidilmemesi gerekir. unutmayın ki bir toka, namludan daha sıcak ve tehlikelidir.
      
  devamını gör...
kütüphanede ders çalışmak
          ortamı sessiz bulup bir keresinde uyumustum,bir daha da gitmedim zaten.
      
  devamını gör...
dunning kruger etkisi
          aynı anlamda olmasa da benzer anlamı veren ıknas diye bir kelimeye rastlamıştım zamanında. anlamı, "adi ve rezil bir kimse iken asaletlilik iddiasında bulunma." tabii bu daha ağır :) (:
      
  devamını gör...
yazarların en sevdiği şiir
... yitirmiş tılsımını ilk sevmelerin,
yitirmiş öpücükleri,
payı yok, apansız inen akşamlardan,
bir kadeh, bir cigara, dalıp gidene,
seni anlatabilsem seni.
yokluğun, cehennemin öbür adıdır
üşüyorum, kapama gözlerini.
ahmed arif - hasretinden prangalar eskittim.
devamını gör...
geceye nazım hikmet'ten bir şiir bırak
yalnızlık insana çok şey öğretirmiş. ama sen gitme, ben cahil kalayım.
devamını gör...
moderatörlerin tanım beğenmesi
          gülümsetiyor, sanki okulda hepimiz aynı sınıftaymışız gibi bir his aktaramadım tam ama anladığınızı umuyorum.
      
  devamını gör...
umarım
          benim için ateistlerin inşallah yerine kullandığı sözcüktür.
ikisi de aynı anlama gelse de inşallah sözcüğünü bir ateistin kullanması garip kaçabiliyor.
bir de hüzünlü bir ayrılık cümlesinde de yer buldu bu kelime kendisine.
'umarım benden sonra mutlu olursun'
- olamadım.
  ikisi de aynı anlama gelse de inşallah sözcüğünü bir ateistin kullanması garip kaçabiliyor.
bir de hüzünlü bir ayrılık cümlesinde de yer buldu bu kelime kendisine.
'umarım benden sonra mutlu olursun'
- olamadım.
devamını gör...
7 haziran 2021 anonymous’un türkçe duyurusu
          ünlü hacker grubu anonymous’un: “türkiye'de banka soygunlarının sadece kamu bankalarını kapsamadığını gösteren belge ve ses kayıtlarını -eğer teknik sorunlar yaşamazsak- yakın zamanda paylaşacağız.
takipte kalın” şeklinde yaptığı duyuru.
söz konusu paylaşımın altına yapılan ve yürekten katıldığım iki yorum halimizi çok güzel özetliyor:
usta iyi hoş da türk vatandaşları olarak arada kaldık biri bizi alsın buradan
şaşırmanın tüm evrelerini tamamladım, buna nasıl tepki verecem bulamadım
buradan
  takipte kalın” şeklinde yaptığı duyuru.
söz konusu paylaşımın altına yapılan ve yürekten katıldığım iki yorum halimizi çok güzel özetliyor:
usta iyi hoş da türk vatandaşları olarak arada kaldık biri bizi alsın buradan
şaşırmanın tüm evrelerini tamamladım, buna nasıl tepki verecem bulamadım
buradan
devamını gör...
normal sözlük aşık atışması
          devrilmiş dediğin ayakta durur
vız gelirmiş diyeni bekler bulur
içki bize yarar bekleme yıkmaz
hıyariyi zorlayacak zor bulunur
  vız gelirmiş diyeni bekler bulur
içki bize yarar bekleme yıkmaz
hıyariyi zorlayacak zor bulunur
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının çocukluk fotoğrafları
          arkadaşlar arkadaşlar... ayva göbeğimle nasıl da eda ederdim, muhteşem slip mayomla...
fedon 1 ben 2'ydim bu alemde.
ne kadar da çirkin çıkmışım, normalde o dönem çok yakışıklıydım tüm kıslar beni mıncırırdı, "büyü de seni alıcam" derlerdi.
yalancı bunları yalancı... hani! kim aldı?
ayıp ya. onları görsem puh size dicem de... neyse...
yeşil top var ya... onu almaya gidiyorum fotoğrafta. çırak gibiydim, top kaçtı - git al... sor bir sor, deniz seviyor musun? az mı su yuttuk...
  
fedon 1 ben 2'ydim bu alemde.
ne kadar da çirkin çıkmışım, normalde o dönem çok yakışıklıydım tüm kıslar beni mıncırırdı, "büyü de seni alıcam" derlerdi.
yalancı bunları yalancı... hani! kim aldı?
ayıp ya. onları görsem puh size dicem de... neyse...
yeşil top var ya... onu almaya gidiyorum fotoğrafta. çırak gibiydim, top kaçtı - git al... sor bir sor, deniz seviyor musun? az mı su yuttuk...
devamını gör...
sipariş nickaltı
          samimi değildir ve son derece komiktir. isim versem burayı yıkarlar. yani cidden yıkarlar. 
neler gördüm neler. tanrı affetsin. nickaltı dediğimiz olay içten gelir ve yazılır. yürekten yahu yürekten. neyse.
  neler gördüm neler. tanrı affetsin. nickaltı dediğimiz olay içten gelir ve yazılır. yürekten yahu yürekten. neyse.
devamını gör...
2. ramses
          ii. ramses hakkında çözülen bir hiyeroglif yazısında şöyle der: "muzaffer komutanların en büyüğü, gerçeğin koruyucusu güneş kral."
ramses, m.ö. 1279 yılından m.ö. 1212 yılına kadar tam 67 yıl boyunca ülkesini yönetmiş; politik ve kültürel gücü sayesinde m.s. 2021 yılında bile asırlar boyunca kendisinin bilinmesini sağlamıştır. eşi nefertari'dir ve şu günlerde bile mısır topraklarında gezen bir yolcu, her adımında ramses ile karşılaşır. hem hükümdarlığından önce hem de sonra sayılamayacak birçok anıta damgasını vurmuş bir kraldan bahsediyoruz.
ramses ile eşi nefertari'den oluşan çiftin, sonsuzluğa dek hüküm sürdüğü ebu simbel'deki iki tapınakta, karnak tapınağının büyük salonunda ve luxor tapınağında güler yüzlü heykellerini hiçbir mısır yolcusu akıllarından çıkaramaz derler.
resimde ramses'in kolunu nefertari'nin beline sarması, nefertari'nin ise elini ramses'in omzuna sarması gerçekten çok hoş bir görüntü sağlıyor bize.
 
      
  ramses, m.ö. 1279 yılından m.ö. 1212 yılına kadar tam 67 yıl boyunca ülkesini yönetmiş; politik ve kültürel gücü sayesinde m.s. 2021 yılında bile asırlar boyunca kendisinin bilinmesini sağlamıştır. eşi nefertari'dir ve şu günlerde bile mısır topraklarında gezen bir yolcu, her adımında ramses ile karşılaşır. hem hükümdarlığından önce hem de sonra sayılamayacak birçok anıta damgasını vurmuş bir kraldan bahsediyoruz.
ramses ile eşi nefertari'den oluşan çiftin, sonsuzluğa dek hüküm sürdüğü ebu simbel'deki iki tapınakta, karnak tapınağının büyük salonunda ve luxor tapınağında güler yüzlü heykellerini hiçbir mısır yolcusu akıllarından çıkaramaz derler.
resimde ramses'in kolunu nefertari'nin beline sarması, nefertari'nin ise elini ramses'in omzuna sarması gerçekten çok hoş bir görüntü sağlıyor bize.
 
      devamını gör...

