kadınların abi diyeyim de yavşamasın mantığı
yavşama diye değildir o senin sınırını bilmeyeceğinden korkmasındandır. o güveni vermezsen uzak tutmak için abi de der yeğenim de.
devamını gör...
mesut ol kampanyası
başkanımız ali koç konuşmayı yaparken mesajımı attım.
gereksiz bir sürü şeye para vereceğime kulübüme destek olurum.
en azından gönlüm rahat.
edit: yazılanlara bakınca türkiye'nin en büyük sivil toplum kuruluşu olan fenerbahçe'nin taraftarı olduğum için gurur duyuyorum.
gereksiz bir sürü şeye para vereceğime kulübüme destek olurum.
en azından gönlüm rahat.
edit: yazılanlara bakınca türkiye'nin en büyük sivil toplum kuruluşu olan fenerbahçe'nin taraftarı olduğum için gurur duyuyorum.
devamını gör...
nutuk’u yasaklamak
höstttt ...
devamını gör...
kendini affedebilir misin
affederim. hatalarımdan dolayı içimde bir köşeye sinmiş bir çocuk var çünkü. o çocuk ben güçlü oldukça güçlü olacak, ben gülümseyince gülecek ve ben ağlarsam ağlayacak. evet onu o köşeye sokan benim ama kendimi affetmessem o da kendini affetmeyecek. benim ona daha çok acı çektirmeye, onu daha çok ağlatmaya hakkım yok.
bundan sonra geriye dönemeyecek olmam geçmişimi canlı canlı gömme hakkını vermiyor bana.
bundan sonra geriye dönemeyecek olmam geçmişimi canlı canlı gömme hakkını vermiyor bana.
devamını gör...
insanı mutlu eden ucuz şeyler
birkaç renk akrilik boya. tek sıkıntı, her şeyi boyamak istiyorum. *
devamını gör...
profiline kendi fotoğrafını koyan sözlük yazarı
şimdilik kendi fotoğrafımı koydum bunda bir sakınca görmüyorum, ben benimdir fotoğraf dediğin yeri gelir değiştirilir.nick anonim olabilir ama fotoğraf için saklayacak bir şey görmüyordur yapanda.
devamını gör...
mikrosefali
kafatasının normalden küçük olması durumudur. hamilelik döneminin son iki ayındaki bebeğin beyin gelişimini tamamlayamaması sonucu meydana gelmektedir. anne karnında geçirdiği bir hastalık, yeterli oksijen alamaması, kafatasının vaktinden önce kapanması gibi sebeplerden oluşur. olguların çoğunda zeka geriliği de görülür. ne yazık ki tedavisi yoktur. ancak erken teşhis ile bebeğin hayat kalitesi artırılabilir.
devamını gör...
yazarların bugünkü mutluluk sebebi
2 ağustos 23.59 /mutluyum. saat 00.00 günlerden 3 ağustos. güzel bir ses kulağımda, şiirler şarkılar falan.
/ sonra bir bildirim. önce upuzuuun bir yazı, ardından kapıya çık diye gelen bir mesaj. elinde maytapla beni karşılayan bir adet deli. "doğum günün kutlu olsun kaşmer" diyor bana. sonra sevilen dostlar tarafından hediye edilen şiirler mutlu ediyor beni. gece hatalarımız, doğrularımız, güzelliklerimiz, arzularımız, tutkularımız eşlik ediyor sohbetimizde. iki manyak kadın, biri ağlıyor diğeri ona sarılmış ne yapacağını bilemiyor. bir ilk, ağlayan ben dinleyen o. sabah gün doğarken sızıp kalıyoruz öyle.
/sabah saat 10 civarı. uyanıyoruz boğazımda şiddetli bir ağrı ama önemsemiyorum. sevdiğim delilerden mesajlar gelmiş. her birini mutlulukla cevaplıyorum.
/ sonra (bkz: kafa sözlük çocuk korosu)nun yanına gidiyorum. onlarca güzel mesaj. bir kargo geliyor bana. siyah bir tişörtün taşıyacağı en büyük anlamı taşıyor benim için. ardından öğreniyorum ki @mikom şarkı söylemiş bana. "hangi aşk adil ki?" diye soruyor bana. ağlayarak "ben de bilmiyorum ki"diyorum*
/ sözlüğe giriyorum gezinmeye. bir bakıyorum akışta nickim. bir sürü güzel dilekler, anlamlı sözler, harika şeyler, çoksel, mükemmellll. oturuyorum her biri için biraz daha ağlıyorum. sonra kapı çalıyor. bir çiçek. ulan kim gönderir bana çiçek? alıyorum çiçeği, içindeki notu açıyorum. bizim delidenmiş. bir not/

delinin tekiyle delilerce gülüyorum. zaten çok seviyorum delileri, hepsini. bazılarını daha çok, daha da çok, hep çok. sonra halsizleşiyorum bir anda. ateşleniyorum* sonra yatıp dinleniyorum bir bakıyorum biricik dostum, hemdemim, (bkz: zülal_kalender1) yazmış nickaltıma. 1000 olan sevincim +sonsuz oluyor. ateşim, ağrım hiçbir şeyim kalmıyor sanki. mutluluk bir ilaç gibi işliyor damarlarıma. gün içerisinde onlarca dostum arıyor, mesaj atıyor. doğum gününün hiçbir şey ifade etmediği bir kadın hayatının en güzel günlerinden birini yaşıyor. sonra radyoyu açıyor. likebadi'si şarkı armağan etmiş. göz yaşları hiç durmuyor bu kadının. ama bu sefer mutluluktan. hepinize, tanıdığım tanımadığım, doğum günümü kutlayan kutlamayan herkese çok teşekkür ediyorum dostlarım. bana bu denli güzel bir hediye, anı ve mutluluk verdiğiniz için. nice sözlüklü, şiirli, şarkılı, kedili, delili, hayalli yıllaraaaa.
/ he bir de, iyi ki doğdum beeeeennnnn.* gözüm kapalı yazıyorum bu tanımı, ben ettim siz etmeyin. soğuk su içip bu kadar çok ağlamayın dostlarım. sonra konuşacak haliniz bile kalmıyor./
/ sonra bir bildirim. önce upuzuuun bir yazı, ardından kapıya çık diye gelen bir mesaj. elinde maytapla beni karşılayan bir adet deli. "doğum günün kutlu olsun kaşmer" diyor bana. sonra sevilen dostlar tarafından hediye edilen şiirler mutlu ediyor beni. gece hatalarımız, doğrularımız, güzelliklerimiz, arzularımız, tutkularımız eşlik ediyor sohbetimizde. iki manyak kadın, biri ağlıyor diğeri ona sarılmış ne yapacağını bilemiyor. bir ilk, ağlayan ben dinleyen o. sabah gün doğarken sızıp kalıyoruz öyle.
/sabah saat 10 civarı. uyanıyoruz boğazımda şiddetli bir ağrı ama önemsemiyorum. sevdiğim delilerden mesajlar gelmiş. her birini mutlulukla cevaplıyorum.
/ sonra (bkz: kafa sözlük çocuk korosu)nun yanına gidiyorum. onlarca güzel mesaj. bir kargo geliyor bana. siyah bir tişörtün taşıyacağı en büyük anlamı taşıyor benim için. ardından öğreniyorum ki @mikom şarkı söylemiş bana. "hangi aşk adil ki?" diye soruyor bana. ağlayarak "ben de bilmiyorum ki"diyorum*
/ sözlüğe giriyorum gezinmeye. bir bakıyorum akışta nickim. bir sürü güzel dilekler, anlamlı sözler, harika şeyler, çoksel, mükemmellll. oturuyorum her biri için biraz daha ağlıyorum. sonra kapı çalıyor. bir çiçek. ulan kim gönderir bana çiçek? alıyorum çiçeği, içindeki notu açıyorum. bizim delidenmiş. bir not/

delinin tekiyle delilerce gülüyorum. zaten çok seviyorum delileri, hepsini. bazılarını daha çok, daha da çok, hep çok. sonra halsizleşiyorum bir anda. ateşleniyorum* sonra yatıp dinleniyorum bir bakıyorum biricik dostum, hemdemim, (bkz: zülal_kalender1) yazmış nickaltıma. 1000 olan sevincim +sonsuz oluyor. ateşim, ağrım hiçbir şeyim kalmıyor sanki. mutluluk bir ilaç gibi işliyor damarlarıma. gün içerisinde onlarca dostum arıyor, mesaj atıyor. doğum gününün hiçbir şey ifade etmediği bir kadın hayatının en güzel günlerinden birini yaşıyor. sonra radyoyu açıyor. likebadi'si şarkı armağan etmiş. göz yaşları hiç durmuyor bu kadının. ama bu sefer mutluluktan. hepinize, tanıdığım tanımadığım, doğum günümü kutlayan kutlamayan herkese çok teşekkür ediyorum dostlarım. bana bu denli güzel bir hediye, anı ve mutluluk verdiğiniz için. nice sözlüklü, şiirli, şarkılı, kedili, delili, hayalli yıllaraaaa.
/ he bir de, iyi ki doğdum beeeeennnnn.* gözüm kapalı yazıyorum bu tanımı, ben ettim siz etmeyin. soğuk su içip bu kadar çok ağlamayın dostlarım. sonra konuşacak haliniz bile kalmıyor./
devamını gör...
yazarların yalnız olma nedeni
yalnızlığımızın görkemli kalelerinden çıkabilecek kadar cesur olamadığımız için.
devamını gör...
türk gencinin ömrünü mahveden üç şey
belirsizlik
gelecek kaygısı
stres
gelecek kaygısı
stres
devamını gör...
kafa sözlük
ne zaman kaydolduğumu hatırlamadığım oluşum.
evrenin kendi kendine oluşturduğu espritüel bir ilkesi vardır. `zaman` isimli insan uydurması olguyu bize farklı koşullarda farklı şekillerde deneyimletir. sözümona her canlının `zaman` isimli bu olguyu algılayışı, küçük bir detaya bağlı olarak değişir. hani bilirsiniz çokça kez zikrettiğimiz `kelebeğin ömrü` metaforu vardır... bunun söylenme sebebi öylesine değildir. bir kelebeğin dünyamızı algılayış biçimi farklıdır. bizim için geçen bir saniye, kelebek için bir hafta yaşanmış kadar dolu dolu olabilir. gözlerinizi açıp kapadığınız anda, milyarlarca canlı doğar-büyür-yaşlanır ve ölür. bu maalesef canlıların ölmek için doğmasının bir sonucudur.
bu sebeple ne kadar vakit harcamış olsam, ne kadar anı hatırlamış olsam da, güzel ve dolu dolu geçirdiğim vaktin hesabını yapmayı sevmiyorum. kafa sözlük benim için güzel bir vakit harcama, kafa dağıtma mekanı oldu. bir takım fikirlerim vardı `dünyanın kaderini kendi hesap makinemle titizlikle hesaplayacağım ve planlar kuracağım üs inşa etmek` gibi... fakat ne yazık ki kalem pille çalışan hesap makinemin miyadı dolmuş durumda ve sanırım yeni bir pil almaya üşeniyorum.
dürüst olmak gerekirse bu `dünyayı değiştirme` arzum, yeterli vaktimin olmayışı ve artık sözlükte bulunma amacımın farklı bir hale bürünmesinden dolayı yarım kalmak zorunda. ne yapalım buraya kadarmış diyor ve yolumuza devam ediyoruz herhalde, öyle değil mi?
veda konuşması yapmayı pek sevmem. bu entryi de doğaçlama yazıyorum ve daha samimi, daha bilinç akışına tabi olmasını istediğim için baştan tekrar okuyup düzenleme yapmayacağım. merak etmeyin, sadece bir şeyler yazmayı bırakıyorum burada. belli olmaz arada sırada kendi yazdıklarımı okuyarak `heh! heh! ne saçmalamışım burada acabaa` diyerek utanma seansları yaparım. sizi bilmem ama ben kendi günlüğünü okuduğunda, gördüğü `ergenlik şapşallığı` karşısında eliyle gözünü kapatıp muzipçe yanakları kızaran bir insanım. yazdıklarıma bakıp geçmişten bu yana neler düşümüşüm diye döner bakarım. entrylerimiz bizim zaman kapsülümüz gibidir dostlarım. geçmişinizi, geçmişte yazıya aktardığınız kalan düşüncelerinizi sevin.
velhasıl kelam hanımlar beyler, sizlerle yazmak bir şerefti. bu güzel yolculuğumuzu burada sonlandırıyoruz!
-abi dükkanı 15 dk sonra kapatacağız. (adam sandalyeleri ters çevirip masaların üzerine koyar)
+tmm kardeşim bi sigara içelim kalkıcaz. sen hesabı getiredur.
-eyvallah.
heheh haydi kalın sağlıcakla.
mebus paltosu
gecenin şarkısı
evrenin kendi kendine oluşturduğu espritüel bir ilkesi vardır. `zaman` isimli insan uydurması olguyu bize farklı koşullarda farklı şekillerde deneyimletir. sözümona her canlının `zaman` isimli bu olguyu algılayışı, küçük bir detaya bağlı olarak değişir. hani bilirsiniz çokça kez zikrettiğimiz `kelebeğin ömrü` metaforu vardır... bunun söylenme sebebi öylesine değildir. bir kelebeğin dünyamızı algılayış biçimi farklıdır. bizim için geçen bir saniye, kelebek için bir hafta yaşanmış kadar dolu dolu olabilir. gözlerinizi açıp kapadığınız anda, milyarlarca canlı doğar-büyür-yaşlanır ve ölür. bu maalesef canlıların ölmek için doğmasının bir sonucudur.
bu sebeple ne kadar vakit harcamış olsam, ne kadar anı hatırlamış olsam da, güzel ve dolu dolu geçirdiğim vaktin hesabını yapmayı sevmiyorum. kafa sözlük benim için güzel bir vakit harcama, kafa dağıtma mekanı oldu. bir takım fikirlerim vardı `dünyanın kaderini kendi hesap makinemle titizlikle hesaplayacağım ve planlar kuracağım üs inşa etmek` gibi... fakat ne yazık ki kalem pille çalışan hesap makinemin miyadı dolmuş durumda ve sanırım yeni bir pil almaya üşeniyorum.
dürüst olmak gerekirse bu `dünyayı değiştirme` arzum, yeterli vaktimin olmayışı ve artık sözlükte bulunma amacımın farklı bir hale bürünmesinden dolayı yarım kalmak zorunda. ne yapalım buraya kadarmış diyor ve yolumuza devam ediyoruz herhalde, öyle değil mi?
veda konuşması yapmayı pek sevmem. bu entryi de doğaçlama yazıyorum ve daha samimi, daha bilinç akışına tabi olmasını istediğim için baştan tekrar okuyup düzenleme yapmayacağım. merak etmeyin, sadece bir şeyler yazmayı bırakıyorum burada. belli olmaz arada sırada kendi yazdıklarımı okuyarak `heh! heh! ne saçmalamışım burada acabaa` diyerek utanma seansları yaparım. sizi bilmem ama ben kendi günlüğünü okuduğunda, gördüğü `ergenlik şapşallığı` karşısında eliyle gözünü kapatıp muzipçe yanakları kızaran bir insanım. yazdıklarıma bakıp geçmişten bu yana neler düşümüşüm diye döner bakarım. entrylerimiz bizim zaman kapsülümüz gibidir dostlarım. geçmişinizi, geçmişte yazıya aktardığınız kalan düşüncelerinizi sevin.
velhasıl kelam hanımlar beyler, sizlerle yazmak bir şerefti. bu güzel yolculuğumuzu burada sonlandırıyoruz!
-abi dükkanı 15 dk sonra kapatacağız. (adam sandalyeleri ters çevirip masaların üzerine koyar)
+tmm kardeşim bi sigara içelim kalkıcaz. sen hesabı getiredur.
-eyvallah.
heheh haydi kalın sağlıcakla.
mebus paltosu
gecenin şarkısı
devamını gör...
bekle beni
konstantin simonov'un 2.dünya savaşında savaş muhabiriyken sevgilisi valentina serova'ya yazdığı şiir.o dönem askerler arasında çok popüler olmuştur,askerler şiiri eşine sevgilisine göndermiştir. hatta ölen askerlerin ceplerinden çıkmıştır bu şiir. askerler o savaş ortamında aşka tutunmuş adeta.
zaten sonrasında da birçok dile çevrilmiştir. cem karaca da yorumlamıştır bu şiiri.cem karaca ezginin günlüğü
konstantin ve valentina sonradan evlenmişler ama sıkıntılı bir ilişkileri olmuş. okuduğum kaynaklara göre tarihi değişse de pek uzun sürmemiş evlilikleri. hatta valentina ölünce cenazesine bile katılmamış konstantin.
bekle beni, döneceğim
bütün direncinle bekle beni.
bekle hüzün yağmurları
gökyüzünü kaplayınca,
karakış üşütürken bekle,
sarı sıcaklar yakarken bekle.
kimseler beklemezken bekle beni,
unut anılarla yüklü bir geçmişi
ne bir mektup ne bir haber
gelmesin ne çıkar, bekle beni
bekle beni döneceğim
bekle, yalnızca sen bekle beni.
bekle beni döneceğim, bırak
beklemekten usanmış dostlarım
oğlum, anam, yoldaşlarım
öldüğümü sansınlar benim
umudu kesip bir ateşin başında
beni yâd edip içsinler ama sen
içme sakın yürek acısı o şaraptan
inançla, sabırla bekle beni.
bekle beni, döneceğim
tüm ölümlere inat bekle.
çünkü o büyük bekleyişin
düşman ateşinden kurtaracak beni.
bekle kızgın sıcaklar içinde,
karlar savrulurken bekle beni,
yalnızca seninle ben, ikimiz
ölümsüz olduğumuzu bileceğiz;
o sırrı, o hiç kimsenin bilmediği.
kimseler beklemezken
beni beklediğini.
çevirileri değişse de en detaylı çevirilerinden birisi buydu evetbenim.com/bekle-beni/
zaten sonrasında da birçok dile çevrilmiştir. cem karaca da yorumlamıştır bu şiiri.cem karaca ezginin günlüğü
konstantin ve valentina sonradan evlenmişler ama sıkıntılı bir ilişkileri olmuş. okuduğum kaynaklara göre tarihi değişse de pek uzun sürmemiş evlilikleri. hatta valentina ölünce cenazesine bile katılmamış konstantin.
bekle beni, döneceğim
bütün direncinle bekle beni.
bekle hüzün yağmurları
gökyüzünü kaplayınca,
karakış üşütürken bekle,
sarı sıcaklar yakarken bekle.
kimseler beklemezken bekle beni,
unut anılarla yüklü bir geçmişi
ne bir mektup ne bir haber
gelmesin ne çıkar, bekle beni
bekle beni döneceğim
bekle, yalnızca sen bekle beni.
bekle beni döneceğim, bırak
beklemekten usanmış dostlarım
oğlum, anam, yoldaşlarım
öldüğümü sansınlar benim
umudu kesip bir ateşin başında
beni yâd edip içsinler ama sen
içme sakın yürek acısı o şaraptan
inançla, sabırla bekle beni.
bekle beni, döneceğim
tüm ölümlere inat bekle.
çünkü o büyük bekleyişin
düşman ateşinden kurtaracak beni.
bekle kızgın sıcaklar içinde,
karlar savrulurken bekle beni,
yalnızca seninle ben, ikimiz
ölümsüz olduğumuzu bileceğiz;
o sırrı, o hiç kimsenin bilmediği.
kimseler beklemezken
beni beklediğini.
çevirileri değişse de en detaylı çevirilerinden birisi buydu evetbenim.com/bekle-beni/
devamını gör...
insanların genelde doğdukları mevsimi sevmesi
öyle bir tarih ki, ne sonbaharın sonudur. ne de kışın başlangıcı. bir hüzne doğmuşuz işte.
devamını gör...
oralet
o zamanlar, yani çok eskiden, yani çok da hatırlayamadığım zamanlarda ama yine de aklımda bir parça hatıra bulunan o dönemlerde dedemin sahip olduğu bir otobüs yazıhanesi vardı. süzer yazıhanesi kötü bir otobüs şirketinin yolcularına bilet kesen muhtar dedemin sürekli bulunduğu yer olmakla birlikte benim de yazları, elimde yaz helvası ile saçma salak dolaştığım bir rüya alemiydi. çocuk aklım - ki hala sahibim- kendisine o mekanı kendine göre çekip çevirir ve bambaşka bir yer haline gelirdi.
uzun uzun ve anlamsız bu girizgahtan sonra tanımımı yazabilirim. o zamanlardan kalma hatıraların tadı oralettir benim için. çünkü dedem kendine ne zaman çay söylese bana da oralet söylerdi ama ben hiçbir zaman oralet sevmedim.
t: sevdiğim anılarımın sevmediğim tadıdır.
uzun uzun ve anlamsız bu girizgahtan sonra tanımımı yazabilirim. o zamanlardan kalma hatıraların tadı oralettir benim için. çünkü dedem kendine ne zaman çay söylese bana da oralet söylerdi ama ben hiçbir zaman oralet sevmedim.
t: sevdiğim anılarımın sevmediğim tadıdır.
devamını gör...
varoş kelimesinin hakaret olarak kullanılması
internet ortamında, özellikle sözlüklerde denk geldiğim durumdur.
öncelikle varoş, merkezin dışında kalan yerleşim yerine deniyor. genelde gecekondu tarzı olan yerler ve evet maddi durumu iyi olmayan insanların ikamet ettiği yerlerdir.
ömründe kenar mahalle görmemiş, tek haneli yaşlarında çalışmak zorunda kalmamış, soğuk günlerde dışarda kalmamış, üç kuruş para için onun bunun işinde çalışmamış insanlar bu kelimeyi hakaret olarak ağızlarına alamazlar.
küçük yaşlarda silahla tanışıyorlar. eğitim, terbiye zaten hak getire. uyuşturucu, çeteleşme, suça meyil bu mahallelerde.
yani polisin giremediği semtin ismini sevmediğin hatun kötü giyiniyor/makyaj yapıyor diye kullanamazsın. yapabiliyorsan orayı iyileştir. yapamıyorsan sokak çocukları üzerinden birilerine bir şeyler söyleme. engelli insanlarla dalga geçiyor musun? özürlü kelimesini hakaret olarak kullanıyor musun?
bir de ricam; şehrinde mutlaka vardır öyle bir mahalle. usulca kenarından geçerken varoş diye bir seslensene benim için. sevgiler.
öncelikle varoş, merkezin dışında kalan yerleşim yerine deniyor. genelde gecekondu tarzı olan yerler ve evet maddi durumu iyi olmayan insanların ikamet ettiği yerlerdir.
ömründe kenar mahalle görmemiş, tek haneli yaşlarında çalışmak zorunda kalmamış, soğuk günlerde dışarda kalmamış, üç kuruş para için onun bunun işinde çalışmamış insanlar bu kelimeyi hakaret olarak ağızlarına alamazlar.
küçük yaşlarda silahla tanışıyorlar. eğitim, terbiye zaten hak getire. uyuşturucu, çeteleşme, suça meyil bu mahallelerde.
yani polisin giremediği semtin ismini sevmediğin hatun kötü giyiniyor/makyaj yapıyor diye kullanamazsın. yapabiliyorsan orayı iyileştir. yapamıyorsan sokak çocukları üzerinden birilerine bir şeyler söyleme. engelli insanlarla dalga geçiyor musun? özürlü kelimesini hakaret olarak kullanıyor musun?
bir de ricam; şehrinde mutlaka vardır öyle bir mahalle. usulca kenarından geçerken varoş diye bir seslensene benim için. sevgiler.
devamını gör...
en son alınan teknolojik alet
adını bilmediğim kırılmaz, ezilmez, esnek şarj kablosu.
rengi de kırmızı, ışıklı ışıklı hem de.
büyük oğlum sağolsun.*
rengi de kırmızı, ışıklı ışıklı hem de.
büyük oğlum sağolsun.*
devamını gör...
yanlış anlaşılan şarkı sözleri
bunu nasıl yazmadınız ya? karı gördüm kaydım, kaymaz olaydım.
devamını gör...
yanlışlıkla beğenince beğeniyi geri alan tip
bana da beğenmediğimi ya da nötr olduğumu beğenmek dürüstçe gelmiyor. yanlışlıkla olduysa geri alırım.
devamını gör...

