evet yine olayın iç yüzünü bilmeyen herkesin "oohhh iyi olmuş, öğretmenler aldıkları parayı hak etmiyor" dediği, olayın içinde olan, öğretmenleri azıcık bile olsa anlayanların ellerini vicdanlarına koyarak tanım yaptıkları bir başlık daha.

başlığı gündüz gördüm, akşam yemek yedikten sonra sakin sakin yazayım fikirlerimi dedim ve şimdi yazıyorum. bakalım ne kadar anlatabileceğim derdimi.
şimdi bilmeyenler için ek dersin ne olduğunu anlatalım: öğretmenlerin haftalık minimum girmesi gereken bir ders saati var, bu dersi tamamladıktan sonra girdiği her ders saati başına aldığı ücrete ek ders diyoruz. bu ek ders öğretmenler derse gelmezse, raporlu/sevkli olursa ya da bir şekilde ders işlenmezse kesiliyor.-haklı olarak-
öğrenci derse gelmediğinde ders işlenmediği için de öğretmen ek ders alamıyor.
normal şartlar altında bu doğru mu? öğrencilerin derse gelmemeyi tercih etmesi öğretmenin suçu mu, öğretmen öğrencilere derse gelmeyin mi diyor ? tüm bunlar tartışılır.
normal olmayan pandemi koşullarına gelelim.
çoğu kademe zaten uzaktan eğitim yapıyor. okul öncesi, 8. ve 12. sınıflar yüz yüze eğitime devam ediyor. kendi kademem için konuşmam gerekirse benim açımdan durum şu;
1-veliler çocuklarını pandemi nedeniyle okula göndermek istemiyorlar.
2-uzaktan eğitime geçildiği takdirde öğrenciyi derse sokacaklarını söylüyorlar.
3-ancak uzaktan eğitime geçmek öğretmenin elinde değil.
4-yüz yüze eğitim devam ettiği için okula gitmek zorunda olan öğretmenin uzaktan eğitim yapması yasak.
peki ne oluyor?
öğretmen okula gidiyor, öğrenci gelsin gelmesin sınıfında duruyor. öğrencinin geldiği günler ek ders alıyor öğrencinin gelmediği günler boşa gidip oturup dönüyor.
idare tarafından deniyor ki "hocam öğrenciyi okula çağır ama olur da okulda bir bulaş olur sorumluluk sana ait çocuğu çağırdığın için" ee öğretmen ne yapsın? zaten öğrenciyi okula getirmek için elinden geleni yapmış bir de sırf ek ders almak için sık boğaz mı etsin? sık boğaz ettikten sonra öğrenci okula gelince kaptığı hastalıktan mesul mu tutulsun?
gerçekten işin içinde olmayıp atıp tutan insanlara karşı o kadar doluyum ki, keşke azıcık da olsa kendinizi bizim yerimize koyabilseniz. keşke "yahu bu insan da emek vermiş, öğretmen olmuş, işini yapmaya çalışıyor, buna rağmen itibarsızlaştırılıyor" diyebilseniz. keşke azıcık saygı duyabilseniz, keşke azıcık sesimizi duyurabilsek biz de.
tüm bunları buraya yazmakla suya yazmak arasında bir fark yok ancak içimi dökmek istedim.
ps: işbu yazı kimse hedef alınarak yazılmamış olup, günlük hayatta ve meslek hayatım boyunca -özellikle pandemi döneminde- karşılaştığım bu gibi durumlar göz önüne alınarak yazılmıştır.
devamını gör...

yapılabilecek bütün espriler yapıldı, dağılabiliriz.
devamını gör...

kati mou krivis
°
yunan müziğinin imparatorudur fikrimce. slow, duygusal şarkıları yüzünden gecelerimizi uzatsada, çok sevdiğim bir şarkıcıdır. şarkılarını dinlemenizi tavsiye ederim. :)
şarkısını dinlemek için buyrun.
devamını gör...

entrylere bakıp kudurdum teşekkürler arkadaşlar...

bakın yanlış bilinen doğrularınızı şöyle bir düzeltmeye geldim. öğrenmek isteyen herkese açıktır bu yazım ( yerinde saymak istiyorsan o senin tercihin)

aseksüeller aşık olabilir. seks yapabilir veya mast yapabilirler. diğer insanlardan bir farkları yoktur ve ya hepsi içine kapanık kişiler değillerdir. aseksüellik kendi içinde birden fazla noktaya ayrılır. bunları sıralamak uzun olacağından "romantik" olarak sınıflandırılır. bunlar "seksüel" kavramının yerine geçen ancak cinsel çekimin az olduğundan dolayı sadece karşı tarafa romantik/ romantizm olarak sergilenen durumdur. aseksüel birisiyle olmak/ilişki kurmaya çalışmak (romantik anlamda) diğer insanlara nazaran daha zorlu bir süreçtir. ilişkinizin temelinde güven ve saygı her daim olmalıdır. bizi istemediğimiz şeylere zorlamak ya da kendi cinsel çekiminizi ve enerjinizi bencilce tatmin etmeye çalışmak bizi size yakınlaştırmıyor aksine koşarak uzaklaşmamıza sebep oluyorsunuz.

toplumda sıkça karşılaşılan "doğru kişiyi bulamamışsın sen, biraz sosyalleş kendine gelirsin, seks yapılmadan yaşam mı olur lan vb." durumlar aseksüel insanların yönelimini değiştirtecek kadar güçlü sözler değil aksine kullandığınızda sizi oracıkta gebertmek bile istiyoruz. lütfen kullanmayın!!!!

ilişkinizi bitirdikten sonra çektiğiniz acıyla "tamam ben artık aseksüelim" demek sizi aseksüel yapmıyor arkadaşlar. size sesleniyorum "aseksüelim" dedikten sonra ki gün cinsel enerjisini tatmin etmeye çalışan kişi "aseksüellik cinsel tercih değildir,sonradan olabileceğin birşey değildir. yönelimdir."

size tavsiyem ilk olarak eğer gerçekten "aseksüel" birinden hoşlandıysanız ya da tutulduysanız ilk olarak yukarda yazdıklarımı aklınıza getirmenizi ikinci tavsiyem onun hangi romantik türden olduğunu anlamaya çalışmak üçüncü olarak seks,birliktelik gibi konulardan karşı taraf rahatsız oluyor ise fazla bahsetmemek ve son olarakta cinsel çekimi az olduğundan sizi fark etmesi oldukça zor olacaktır. onun ile vakit geçirip tanımaya çalıştıktan sonra duygularınız dile getirmekte fayda var.

"aseksüeller'de vardır ve insandır. kalıplarınızı yıkın düşüncenizi değiştirin ve sevgiyle kalın..."
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

ilkokul öğretmenimin seneler sonra sosyal medyadan beni bulması ve istek göndermesi ile tekrardan kendisiyle görüşme fırsatım oldu. canım öğretmenim benim gibi bir çok öğrencisini unutmamış, sosyal medyadan arayıp bulmuş. ne kadar şanslıyız, bizler için bir onurdur. değerli bir hanımefendidir, saygımız sonsuzdur.
devamını gör...

bir x kuşağı olarak katıldığım kampanyadır**
devamını gör...

kulağa küpe olması gereken altın gibi kıymetli bir atasözümüzdür. diğer versiyonu "alacakla verecek ödenmez" 'dir.

hesap yaparken elimizde olmayan kıymetlere güvenilmemesi gerektiğini anlatır.zira bize borçlu olanın borcunu geciktirmesi yaptığımız tüm hesapları bozacağından kendi borcumuzu ödemede sıkıntıya düşmemize yol açabilir. o yüzden borçlanırken sadece kendi imkanlarımıza güvenmeli ve ayağımızı yorganına göre uzatmayı tercih etmeliyiz.

*
devamını gör...

kabuğuyla yiyen adam gördüm askerde o yüzden maymuna diyecek sözüm yok afiyet olsun.
devamını gör...

kudüs, siyasal islam'a ve emperyalist siyonizme bırakılmayacak kadar simgesel bir yerdir. her iki tarafın argümanlarından bağımsız bir anlayışla yaklaşmak gerekiyor. temel hak ve hürriyetleri her iki tarafın da umursadığı yok, gövde gösterisi maksat ve olan mazlumlara oluyor.
devamını gör...

vişne bahçesi bir tiyatro eseri. akıcı, sade bir dili var. okurken tek zorlu kısmı rus isimleri ve onların karışıklığı olabilir. çünkü karakterlere bazen adı, bazen soyadı ve bazen de başkalarının onlara taktığı takma ad ile sesleniliyor. bu romanda işleri daha zorlaştırsa da işler tiyatroda daha kolay. kimin konuştuğu ve genelde kime konuşulduğu belirtiliyor. tavsiyem küçük bir kağıda aralık bırakarak karakterleri yazın ve kitabı okudukça ekstra isimleri not alın. bunu da ayraç niyetine kullanırsanız sizin için daha kolay bir okuma olur.

kitabın en önemli özelliği değişen toplumsal sınıfların, kazanılan hakların toplumsal piramittekilere etkisini anlatması. köleliğin kalkması yani hizmetçilerin ya da efendilerine çalışan köylülerin artık aristokratlarla aynı haklara sahip olabileceği, toplumda yükselebileceği gösterilmek istenmiş. bu açıdan önemli ama çok etkileyici mi benim için hayır. başarılı bir eser. çehov büyük bir usta.

konusu ise zengin bir üst sınıf ailenin borçlarından ötürü ihtişamlı evlerinin ve vişne bahçesinin satılacak olması. onların da bu satışın olmaması için bir çare araması.


burda en güzel gözlem aristokrasinin her zaman bir çıkış yolu bulacağına inanması, hayatlarının asla değişmeyeceğine olan inancı ve bu inanç yüzünden verilen bir tavsiyeye uymamaları. sonuç olarak da mülklri elden gidiyor.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

karşıt mıyım değil miyim arada kaldığım durum.
imzaladığımız kağıtlara ne demeli?
devamını gör...

kişi kendini kastigi zaman müthiş ağrı verir.
"derin bir nefes alın, kendinizi kasmayın." sık duyarsınız bunu hemşirelerden. rahatlanınca hızlıca olup biter.

elinizdedir yani kendinizi kasmamak. bakın şimdi derin nefes alıyoruz ve popoları salıyoruz. biddi.
devamını gör...

milyon yıldır sorgulatan hede.
aşk ekmek miydi,
emek miydi,
sevgi neydi peki?
ben mi güzelim, kafam mı güzel?
acıkan var mı acıkan?
günaydın.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

vişne karpuza evrilmiş
hıyar içmekten devrilmiş
atışma oyuncağa çevrilmiş
bana buralar vız gelirmiş
devamını gör...

masa, sandalye, sehpa ayakları asla es geçilmemelidir.
serçe parmağınızı vurduğunuzda ne demek istediğimi anlayacaksınız.
devamını gör...

hz ali diyor ya; "asla sahip olmadığın şeyler için üzülme! kısmetinde varsa, onlar seni bulur zamanı gelince"
"her şey gelip geçici ey gönül. bak az önce aldığın nefes bile geldi geçti."
devamını gör...


“gülleri sarı severim, toprağı ıslak.
türküleri yanık, şiirleri hoyrat!
havayı nemsiz, çayı demsiz.
bir seni olduğun gibi,
bir seni her şeye rağmen.
bir seni, hala...”


ümit yaşar oğuzcan
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim