hicligindansi
doldurduğum ilk ukde, bu güzel yazar arkadaşımızındı sanırsam. bu yüzden mahlasını her gördüğümde kafamdan "bir hicligindansi ukdesi." cümlesi geçiyor ister istemez.*
t: çok iyi bir yazar, takip edilesi.
t: çok iyi bir yazar, takip edilesi.
devamını gör...
35
35 oldum ben. bir küçük kadar işte. ya da tarancı'nın dediği gibi yolun yarısı kadar.
büyüdüm ben. yaşadım. mutluluğu da hüznü de iliklerime dek hissettim. birkaç miras bıraktım birilerinin kalbinde, birkaç yaşama dokundum. iyi biridir diyecekleri kadar iyi yaşadım. gülüşlerin eksik olmasın diyecekleri kadar kahkaha attım.
35 oldum ben. eskiden yaşlı diye düşündüğüm insanların yaşına geldim. ama ruhum yaşlanmadı benim. içimde bir çocuk şarkı söylüyor. susmuyor. yaramazlık yapmak istiyor. muzip şakalar hiç bitmesin istiyor.
aynaya bakınca biraz ihanet hissediyorum sadece. birkaç kırışık oradan göz kırpıyor. ben de diyorum ki gülüşlerimin izisiniz; varsın, olsun. birkaç saç telim beyazlamış, çaresiz sabahları beklerken. olsun diyorum, onlarla olgunlaştım.
35 oldum ben. çocuktum yetişkin oldum. eş oldum, eğitmen oldum, dost oldum, herkes oldum sonra hiç kimse oldum. ben oldum.
büyüdüm ben. yaşadım. mutluluğu da hüznü de iliklerime dek hissettim. birkaç miras bıraktım birilerinin kalbinde, birkaç yaşama dokundum. iyi biridir diyecekleri kadar iyi yaşadım. gülüşlerin eksik olmasın diyecekleri kadar kahkaha attım.
35 oldum ben. eskiden yaşlı diye düşündüğüm insanların yaşına geldim. ama ruhum yaşlanmadı benim. içimde bir çocuk şarkı söylüyor. susmuyor. yaramazlık yapmak istiyor. muzip şakalar hiç bitmesin istiyor.
aynaya bakınca biraz ihanet hissediyorum sadece. birkaç kırışık oradan göz kırpıyor. ben de diyorum ki gülüşlerimin izisiniz; varsın, olsun. birkaç saç telim beyazlamış, çaresiz sabahları beklerken. olsun diyorum, onlarla olgunlaştım.
35 oldum ben. çocuktum yetişkin oldum. eş oldum, eğitmen oldum, dost oldum, herkes oldum sonra hiç kimse oldum. ben oldum.
devamını gör...
artı sonsuzla eksi sonsuzun toplamı
matematikle aramızın açılmasına sebebiyet vermiş olaydır.
1/sonsuz da tanımsızdır mesela. olayı örneklendirerek anlatırsak; 1 ekmek var ve bunu sonsuz kişiye paylaştırmamız gerek. paylaştırınca da tanımsız oluyor. e benim ekmek nereye gitti?
edit: bence bir sayının sonsuza bölünmesi sıfıra yakın bir şeydir. en azından olmalıdır ya.
1/sonsuz da tanımsızdır mesela. olayı örneklendirerek anlatırsak; 1 ekmek var ve bunu sonsuz kişiye paylaştırmamız gerek. paylaştırınca da tanımsız oluyor. e benim ekmek nereye gitti?
edit: bence bir sayının sonsuza bölünmesi sıfıra yakın bir şeydir. en azından olmalıdır ya.
devamını gör...
jack london
12 ocak 1876 doğumlu amerikalı çok sevdiğim bir yazardır kendisi. martin eden, vahşetin çağrısı, beyaz diş vb. eserleriyle bilinse de elliden fazla kitap sığdırmıştır o kısa ömrüne. kısa ömrü diyorum çünkü daha 8 yaşındayken gazete satarak çalışmaya başlıyor. 14-15 yaşlarından başlayarak ömrünün sonuna kadar aşırı alkol ve tütün kullanıyor. 17-18 yaşlarında ise edebi çalışmalarını sürdürebilmek için günde 5 saat uyumaya başlıyor. zaten bir konuşmasında ''ben çocukluk nedir bilmedim'' diyor. tabii yaşadıkları da göz önünde bulundurulursa belki de bedeni güçsüz düşüyor. aslında martin eden'ı okuyanlar bilir, otobiyografik bir eserdi martin eden ve tam da martin gibi bir hayat sürüyor. daha doğrusu martin, jack london gibi bir hayat sürüyor.
asla pes etmeyen, tüm güçlüklere dört elle sarılan, belki biraz serseri ama çok çalışkan, hayatı dolu dolu geçirmeye çalışan ilham alınacak biri jack london. ne yazık ki diğer birçok önemli şahsiyetler gibi kendisini de erken yaşta kaybetmiş olmak bizler için büyük eksiklik.
toz olmaktansa, küle dönmeyi tercih ederim. olduğu yerde mıymıntı bir gezegen olmaktansa, bütün atomları alev alev yanan ve ışıldayarak sönen bir göktaşı olmak isterim.
asla pes etmeyen, tüm güçlüklere dört elle sarılan, belki biraz serseri ama çok çalışkan, hayatı dolu dolu geçirmeye çalışan ilham alınacak biri jack london. ne yazık ki diğer birçok önemli şahsiyetler gibi kendisini de erken yaşta kaybetmiş olmak bizler için büyük eksiklik.
toz olmaktansa, küle dönmeyi tercih ederim. olduğu yerde mıymıntı bir gezegen olmaktansa, bütün atomları alev alev yanan ve ışıldayarak sönen bir göktaşı olmak isterim.
devamını gör...
solgun bir gül dokununca
behçet necatigil'in muazzam şiiridir.
çoklarından düşüyor da bunca
görmüyor gelip geçenler
eğilip alıyorum
solgun bir gül oluyor dokununca.
ya büyük şehirlerin birinde
geziniyor kalabalık duraklarda
ya yurdun uzak bir yerinde
kahve, otel köşesinde
nereye gitse bu akşam vakti
ellerini ceplerine sokuyor
sigaralar, kâğıtlar
arasından kayıyor usulca
eğilip alıyorum, kimse olmuyor
solgun bir gül oluyor dokununca.
ya da yalnız bir kızın
sildiği dudak boyasında
eşiğinde yine yorgun gecenin
başını yastıklara koyunca.
kimi de gün ortası yanıma sokuluyor
en çok güz ayları ve yağmur yağınca
alçalır ya bir bulut, o hüzün bulutunda.
uzanıp alıyorum, kimse olmuyor
solgun bir gül oluyor dokununca.
ellerde, dudaklarda, ıssız yazılarda
akşamlara gerili ağlarla takılıyor
yaralı hayvanlar gibi soluyor
bunalıyor, kaçıp gitmek istiyor
yollar, ya da anılar boyunca.
alıp alıp geliyorum, uyumuyor bütün gece
kımıldıyor karanlıkta ne zaman dokunsam
solgun bir gül oluyor dokununca.
çoklarından düşüyor da bunca
görmüyor gelip geçenler
eğilip alıyorum
solgun bir gül oluyor dokununca.
ya büyük şehirlerin birinde
geziniyor kalabalık duraklarda
ya yurdun uzak bir yerinde
kahve, otel köşesinde
nereye gitse bu akşam vakti
ellerini ceplerine sokuyor
sigaralar, kâğıtlar
arasından kayıyor usulca
eğilip alıyorum, kimse olmuyor
solgun bir gül oluyor dokununca.
ya da yalnız bir kızın
sildiği dudak boyasında
eşiğinde yine yorgun gecenin
başını yastıklara koyunca.
kimi de gün ortası yanıma sokuluyor
en çok güz ayları ve yağmur yağınca
alçalır ya bir bulut, o hüzün bulutunda.
uzanıp alıyorum, kimse olmuyor
solgun bir gül oluyor dokununca.
ellerde, dudaklarda, ıssız yazılarda
akşamlara gerili ağlarla takılıyor
yaralı hayvanlar gibi soluyor
bunalıyor, kaçıp gitmek istiyor
yollar, ya da anılar boyunca.
alıp alıp geliyorum, uyumuyor bütün gece
kımıldıyor karanlıkta ne zaman dokunsam
solgun bir gül oluyor dokununca.
devamını gör...
normal sözlük'ün 1 milyon entryi geçmesi
kâh güldük, kâh üzüldük, kâh bilgilendik.. nice milyon milyar milyor tanımlara..*
devamını gör...
sevilen şiirin en vurucu dizeleri
çünkü her insan öldürür sevdigini,
gene de ölmez insan.
gene de ölmez insan.
devamını gör...
tanım girecek başlık bulamamak
malzeme bu , millet bunu seviyor, bununla kendini avutuyor.
gerçeklerden kaçtıkça, onlarla hiç karşılaşmayacağını düşünüyor,
kısaca kendi kafasındaki sanal dünyayı yaşamaktan zevk alıyor .
biraz daha üzerlerine gidilirse de,
' biz buraya kafa dinlemeye geliyoruz ' diyerek tepki gösteriyorlar.
ben de o kafalar nerde yoruluyor ki , dinlendirmek için sürekli bir arayış içindesiniz diyorum ama kime ?
az önce tam yarım saat harcayıp, bir kaç farklı yazı okuyup, bir kaç siteden aldığım bilgileri toplayip ' türkiyenin covid aşısı sorunu ' şeklinde açtığım başlık ve tanım okunmadı bile.
aşağıya doğru anında aktı gitti.
kime ne söyleyebilirsin,
buranın özellikle gençlerden oluşu, onların da çoğunun aklının şeyinin ucunda olması bu sonucu doğuruyor maalesef.
gerçeklerden kaçtıkça, onlarla hiç karşılaşmayacağını düşünüyor,
kısaca kendi kafasındaki sanal dünyayı yaşamaktan zevk alıyor .
biraz daha üzerlerine gidilirse de,
' biz buraya kafa dinlemeye geliyoruz ' diyerek tepki gösteriyorlar.
ben de o kafalar nerde yoruluyor ki , dinlendirmek için sürekli bir arayış içindesiniz diyorum ama kime ?
az önce tam yarım saat harcayıp, bir kaç farklı yazı okuyup, bir kaç siteden aldığım bilgileri toplayip ' türkiyenin covid aşısı sorunu ' şeklinde açtığım başlık ve tanım okunmadı bile.
aşağıya doğru anında aktı gitti.
kime ne söyleyebilirsin,
buranın özellikle gençlerden oluşu, onların da çoğunun aklının şeyinin ucunda olması bu sonucu doğuruyor maalesef.
devamını gör...
melancholy man
the moody blues'un 1970 çıkışlı şarkısıdır. çağının ötesinde bir şarkıdır çünkü dinleyen herkes kendinden bir şeyler bulacaktır. nasıl ki büyük bir romanda, filmde insan kendinden bir şeyler buluyor ve yaşıyorsa onu; bazı şarkılar da böyledir. bizleri gerçekliğimizden koparır ve bütünüyle çıplak, korkutucu yeni bir gerçekliğe koyar. bu, şüphesiz birçoklarımızın kaldıramayacağı bir şeydir. lakin anlaşılması gereken bir şey var: bu dayanılmaz ıstırap zaten herkese gelmez.
yalnız bir insan anlatılır melancholy man'de. varoluşunun ipince kıvrımlarındaki o dayanılmaz hüznü yatıştıracak tedaviyi bulan fakat onu pek erken kaybeden bir kişiyi anlatır. andrey voznesenski'yi de andırır louis aragon'u da. bunun yanında ismet özel'de görüyorum ben. çünkü varoluşsaldır, çok korkuçtur. bu şarkı çok korkunçtur hanımlar, baylar. ister inanın ister inanmayın.
i'm a very lonely man
just doing what i can
all the world astounds me and i think i understand
o ince ruhlu, o güzel ruhlu nadir insanların anlayabileceği derinlikte bir gerçeklik sunar bize de ondan! ve bu dehşet içinde insan hiç yalnızlaşmadan durabilir mi? hayır. buna imkan yoktur. bir kez başlanırsa o korkutucu hakikat yolculuğuna, sonu getirilmelidir. öyle ya da böyle; ya aşkla ya da ölümle.
dolayısıyla yapılması gereken nedir? aslında şarkı bunu da fısıldar bize:
that we're going to keep growing
just you wait and see
it's comin'! just wait
just you wait and see
i'm a melancholy man
that's what i am
just doing what i can
devamını gör...
kendine nickaltı girmek
ilk zamanlar sözlük raconu bilmediğimden acemilikle yaptığım eylemdir. iyi kötü eleştiri kabulümdür, feedback verirken hakaret çizgisi aşılmadıkça.
devamını gör...
arctic monkeys
2002 yılında kurulmuş, bir merkür ödülü sahibi, ingiliz indie rock müzik grubudur.
alakasız da olsa eskilerden "the beatles" ile ilişkilendirdiğim müzik grubu. seviyorum kendilerini.
sonbahar aylarında sosyal medyada why'd you only call me when you're high ile daha da ünlenmiştir.
ben en çok do i wanna know'a anlam yüklüyorum galiba*.
alakasız da olsa eskilerden "the beatles" ile ilişkilendirdiğim müzik grubu. seviyorum kendilerini.
sonbahar aylarında sosyal medyada why'd you only call me when you're high ile daha da ünlenmiştir.
ben en çok do i wanna know'a anlam yüklüyorum galiba*.
devamını gör...
profil ve kapak fotoğrafına kendi fotoğrafını koyan insan
sözlükte birkaç yazarda denk geldiğim durum. hadi profil resmine kendini koymanı bir nebze anlıyorum ama kapak fotoğrafına kendini koymasan olmaz mı ya? utanmasa başucu eserlerine de vesikalık fotoğrafını koyacak insandır. ayrıca istediğini yapmakta özgür olan insandır. memlekette özgürlük var. *
devamını gör...
plaka numaraları
61 trabzon memleket,
63 urfa unutamadığım şehir,
34 istanbul ailem,
16 bursa-41 kocaeli gızgardaşlar
06 ankara yerim yurdum.
63 urfa unutamadığım şehir,
34 istanbul ailem,
16 bursa-41 kocaeli gızgardaşlar
06 ankara yerim yurdum.
devamını gör...
sözlük yazarlarının kendilerine ait sözleri
gökte ararken yerde bulabileceğimiz tek şey şereftir.
devamını gör...
bu başlıkta ateist ateist konuşuyoruz
devamını gör...
meksika denince akla gelenler
mafya, kaçakçılık, uyuşturucu, acılı meksika sosu .
devamını gör...
başlık değil saçmalık
genelde bu tarz durumlarda kullandığım bakınız için:
(bkz: başlık açarken çığır s.çmak)
(bkz: başlık açarken çığır s.çmak)
devamını gör...
hacı sabancı'nın 3 milyon liraya saat alması
"zenginin malı züğürdün çenesini yorar"mış bizimki de o hesap. adam koluna saatini takıp gezecek, biz de burada klavye başında muhabbetini yapıp duracağız.
devamını gör...