kitapların kitaplıktaki diziliş şekli
          ben bir ara renk uyumuna göre dizmiştim, güzel duruyor. denenebilir.
      
  devamını gör...
para karşılığı tez yazdırırken dolandırılmak
          kendi tezini yazamayan insanın dolandırılma şekli. kendi tezini yazacak potansiyeli olmayanlar eğitim hayatını zorlamasın bir zahmet.
      
  devamını gör...
güçlü kadınların ortak özelliği
          kendilerini tanımlamak için başkalarına ihtiyaç duymazlar. kendini gerçekleştirmiş kadınlardır ve var olmak için kimsenin onayını istemezler.
      
  devamını gör...
kayahan şarkıları
          en az hüzünlü şarkıları kadar güzel olan neşeli şarkılarından biri
başıboş saatlerde,
alırım koynuma sevgilimi
başıboş saatlerde çözülür ipleri sevdanın.
      
  başıboş saatlerde,
alırım koynuma sevgilimi
başıboş saatlerde çözülür ipleri sevdanın.
devamını gör...
normal sözlük'ün kadın yazarları
          burda cinsiyet ayrımı farketmeden çoğunuzun yazdıklarını keyifle okuyor ve  fikir ve düşüncelerinize saygı duyuyorum. yeri geliyor eğleniyor yeri geliyor birbirimize bir şeyler katmak için çaba sarf ediyoruz burada. ben kendi fikir ve düşüncelerimi size kabul ettirmeye çalışmıyorum. fakat sözlüğün kadınlarına  ayrı bir kırgınım. görüyorsunuz ki sözlükte erkekleri ya da kadınları konu alan başlıklar mevcut. bu normal bir şey, evet. fakat kadın statüsünün düşürmeye çalışılan başlıkları görünce başta bir kadın olarak bu başlıklara cevap verme gereksinimi duyuyor ve kadını, kadın haklarını ön plana çıkarmaya, en azından sessiz kalmamaya çalışıyorum. fakat sonradan kafa sözlüğü cinsiyet ayrımı yapılan bir platform haline getirmek istemediğimden, açık konuşmalıyım ki birkaç gün bu tarz başlıklara bakmamaya çalıştım, kendimi tutum.. beni üzen, kıran şey şu; bu platformda olur olmadık şeylere ilgi duyup, tanım girerken neden kadınlara söylenen, kadınları 2. sınıf bir vatandaş olarak nitelendiren, kadını objeleştiren tanımlara bir cevap yazmıyorsunuz.? sizi kafa sözlük erkeklerine karşı kışkırtmıyorum. ya da burada kafa sözlüğün erkek yazarlarını odak noktası yapmıyorum. ben burada, açılacak başlık kalmamış gibi - kadın erkek farketmez- kadınları odak noktası yapanlara dikkat çekmek istiyorum  ve neden bu tür tanımlara susulduğunu anlamıyorum. kadınlar kadar erkeklere de saygım var, onların haklarına, başarılarına..  saygı duymak zorundayım zorundayız. kadını erkeği bırakın insanız sonuçta.. her insanın değeri, hakları ve özgürlükleri vardır. 
ben cevap verilmesi gereken ama cevapsız kalan başlıklara kırılıyorum. kadınsınız, anlarsınız beni.
  ben cevap verilmesi gereken ama cevapsız kalan başlıklara kırılıyorum. kadınsınız, anlarsınız beni.
devamını gör...
uyuz moderatörler
          vardır efendim.
özellikle habertürk ve cnn türk moderatörleri hiç dinlemeyi bilmiyorlar.
devamı kendileri konuşuyorlar.
hele o parmağı kulağa götürüyorlar ya !
orada uyuzluğun zirvesi oluşuyor.
bazıları;
veyis ateş programlarında ciddi bağırsak sorunları oluşuyor.
hülya hökenek devamlı konukların lafını kesiyor ve o buğulu sesiyle uykumuzu getiriyor.
başak şengül yamuk saç kesimiyle beraber devamlı konukların da lafını kesiyor.
parmak da hep kulağa tabiki.
ahmet hakan zaten bir şey demeye gerek yok. adamın duruşu irite.
aklıma bu kadar geldi.
  özellikle habertürk ve cnn türk moderatörleri hiç dinlemeyi bilmiyorlar.
devamı kendileri konuşuyorlar.
hele o parmağı kulağa götürüyorlar ya !
orada uyuzluğun zirvesi oluşuyor.
bazıları;
veyis ateş programlarında ciddi bağırsak sorunları oluşuyor.
hülya hökenek devamlı konukların lafını kesiyor ve o buğulu sesiyle uykumuzu getiriyor.
başak şengül yamuk saç kesimiyle beraber devamlı konukların da lafını kesiyor.
parmak da hep kulağa tabiki.
ahmet hakan zaten bir şey demeye gerek yok. adamın duruşu irite.
aklıma bu kadar geldi.
devamını gör...
podcast önerileri
          botanitopya bitkiler dünyası meraklıları için tavsiyemdir. benan kapucu isimli hanfini sunuyor. "sesli doğa tarihi müzesi. bitkiler aleminin tuhaf ve muhteşem dünyasını belgeleyen, botanik sanatına dair her şey" şeklinde tanımlanıyor başlangıcında.
      
  devamını gör...
snowpiercer
          2013 yılında yayınlanmış yönetmeni (bkz: bong joon ho) olan filmdir. oyuncu kadrosunda (bkz: chris evans), (bkz: ed harris) gibi isimlerin yer almasıyla ilgimi çekmiştir. küresel ısınma sonucunda cw7 adlı gazın dünyayı soğutmak amacıyla atmosfere verilmesini, dünyanın aşırı soğumasını ve bu soğukta sadece 1001 vagonlu trende bulunanların hayatta kalmış olmasını konu alır. 
sistemsel bir eleştiri gibi yorumlansa da aslında bir eleştiri değildir, sisteme olan övgüdür. düzenin bu şekilde olması gerektiğini, azınlıkta kalan insanlar kaymak tabakasını yaşarken kalan çoğunluğun sürünmesinin gerekli olduğunu savunur. şapkalar için ayakkabılar düzeni devam ettirir. ayrıca ayakkabı olanların iradesi de yoktur. bunu curtis karakterinin başlattığı isyanda da görebiliriz. kendi kararlarıyla sisteme başkaldırdığını sansa da aslında piyondan ibaretti. bunu fark ettiği sahnede oldukça etkilendim. wilford'un bu esnada ona ''daha önce hiç yalnız kaldın mı?'' diye sorması ve düşünceleriyle başbaşa bırakması da şimdiye kadar curtis'in iradesiyle hareket etmedidiğini gösteren bir sahneydi. filmin sonunda trenin devrilmesi, dünyanın ısınması biraz absürd geldi yani tam da curtis isyanını mı bekliyordu bu olaylar? bir de çocukla kıza üzüldüm dünyaya adımlarını atmışken kutup ayısı ile bakışıyorlar. burada filmi nasıl bitirmek istiyorsanız zihninizde öyle tamamlıyorsunuz. bu yönden son sahneyi beğendim. yüksek beklentiler ile izlemezseniz tatmin edici bir film.
filmi izledikten sonra başka bir bakış açısı isterseniz barış özcan'ın film yorumu'nu buraya bırakıyorum. iyi seyirler.
      
  sistemsel bir eleştiri gibi yorumlansa da aslında bir eleştiri değildir, sisteme olan övgüdür. düzenin bu şekilde olması gerektiğini, azınlıkta kalan insanlar kaymak tabakasını yaşarken kalan çoğunluğun sürünmesinin gerekli olduğunu savunur. şapkalar için ayakkabılar düzeni devam ettirir. ayrıca ayakkabı olanların iradesi de yoktur. bunu curtis karakterinin başlattığı isyanda da görebiliriz. kendi kararlarıyla sisteme başkaldırdığını sansa da aslında piyondan ibaretti. bunu fark ettiği sahnede oldukça etkilendim. wilford'un bu esnada ona ''daha önce hiç yalnız kaldın mı?'' diye sorması ve düşünceleriyle başbaşa bırakması da şimdiye kadar curtis'in iradesiyle hareket etmedidiğini gösteren bir sahneydi. filmin sonunda trenin devrilmesi, dünyanın ısınması biraz absürd geldi yani tam da curtis isyanını mı bekliyordu bu olaylar? bir de çocukla kıza üzüldüm dünyaya adımlarını atmışken kutup ayısı ile bakışıyorlar. burada filmi nasıl bitirmek istiyorsanız zihninizde öyle tamamlıyorsunuz. bu yönden son sahneyi beğendim. yüksek beklentiler ile izlemezseniz tatmin edici bir film.
filmi izledikten sonra başka bir bakış açısı isterseniz barış özcan'ın film yorumu'nu buraya bırakıyorum. iyi seyirler.
devamını gör...
sevişelim mi demenin kibar yolları
          zat-ı aliniz gibi müşfik bir muhteremle cima etmemek namümkün.
      
  devamını gör...
ali
          ilk göz ağrım olan,  most cool olan oğlumun adı.*
      
  devamını gör...
kuran'ın insan yapısı olduğunun delilleri
          meryem suresinde isa'nın annesi bakire meryem'den uzun uzun bahsederken 28. ayette birden bire "ey harun'un kız kardeşi" şeklinde bir giriş yapar. halbuki harun ve musa'nın kardeşi olan meryem ile isa'nın annesi olan meryem farklı kişilerdir. hatta aralarında 1500 yıl falan var. burada açıkça muhammed'in tarihi bir olaydan bahsederken kişileri karıştırdığı görülüyor. 
garanik hadisesi olarak geçen olayda muhammed peygamber, o sıralar halen putperest olan kureyş kabilesinin desteğini almak için kabe'deki 3 büyük putu öven ayetler (necm 19-20-21) okumuş ve bunun üzerine müşrikler de secde etmiş fakat bir grup mümin putlara tapılmasını kabul etmeyince ortalık karışmış bunun üzerine ayetlere tekzip getirilmiş ve muhammed'in şeytan tarafından yanıltıldığı için bu ayetleri okuduğu ifade edilmiştir.
kuran'daki miras ayetleri matematiksel olarak hatalıdır. mirasçıların paylarını topladığınızda çoğu zaman 1'den büyük bazen de 1'den küçük çıkar, nadiren 1'e eşit çıkar. bu hata daha ilk zamanlar farkedilmiş ama kimse ağzını açıp da bu hatalıdır diyememiş fakat sorun öylesine içinden çıkılmaz bir hal almış ki çok geçmeden daha hz. ömer'in halifeliği sırasında (muhammed'in ölümünden bir kaç yıl sonrası) avliye yöntemi denen bir yöntemle sorun giderilmeye çalışılmış. fakat bu yöntemin sorunu kuran'da vadedilen oranları değiştirmesidir. yani aslında kuran'ın apaçık emrine karşı gelmektedir. öte yandan matematiğin de şakası yoktur.
hz muhammed'in pek çok eşi var. sayıları tam bilinmiyor fakat cariyeleri hariç en az 9 evlilik yaptığı düşünülüyor. 16 diyen de var. bütün eşlerin bir sırası var, her geceyi farklı biriyle geçiriyor. eşleri içinde en çok bildiğimiz ve bence çok ilginç bir karakter olan ayşe biraz inatçı, sözünü asla sakınmıyor. muhammed ile daha fazla gece geçirmek için ayrıcalık istediğinde bir anda ahzab 51 suresi iniyor: "(ey muhammed) onlardan (yani karılarından) diledigini geriye bırakır, diledigini öne alabilirsin..." yani kişiye özgü ve cimayla ilgili bir ayet iniyor?!?!
peygambere helal kılınan kadınlar muhteviyatlı ahzab 50 inince ise hz. ayşe dayanamıyor ve "görüyorum ki rabbin senin keyfine koşturuyor" diyor. ahzab 50 o günün standartlarına göre bile skandal bir ayet: "ey peygamber! mehirlerini verdigin eşlerini , allah'ın sana ganimet olarak verdiği cariyeleri, seninle beraber hicret eden amcanın kızlarını, halalarının kızlarını, dayının kızlarını, teyzelerinin kızlarını ve peygamber nikâhlamayı diledigi takdirde -müminlerden ayrı, sırf sana mahsus olmak üzere- kendisinin mehrini peygambere hibe eden mü'min kadını almanı helâl kılmışızdır..”
peygamber, cariyesi mariya ile cima halindeyken eşlerinden biri ve aynı zamanda hz. ömer'in de kızı olan hafsa tarafından basılır. olay hafsa'nın evinde ve hatta hafsa'nın yatağında gerçekleştiği için hafsa hakarete uğramış hisseder ve bu olaydan sonra deyim yerindeyse çarşı karışır. hz muhammed bir daha mariya ile yatmayacağına dair hafsa'ya yemin eder, olayı da kimseye anlatma der ama hafsa gidip ayşe'ye anlatır. hz muhammed eşlerini terkeder. onları boşadığı dedikodusu yayılır. bunun üzerine bir anda tahrim suresi'nin ilk beş ayeti iner. kaynak: taberi, camiu’l-beyân, 28/102
peygamber evlat edindiği zeyd'in karısını beğenir. zeyd bunu anlayınca durumu kendine yediremez ve karısını boşar. normalde o günün arap toplumu için bile yuh denebilecek bir girişim olan kendi evladının hanımıyla evlenme olayının önünü açmak için ahzab 37 iner.
pek çok ayette "allah'a andolsun ki" diyerek allah kendine and içer: meryem 68, mearic 40, nahl 56, nahl 63. bu ayetlerin apaçık bir insan tarafından söylendiği ortadadır.
hicr 72'de allah peygambere and içmektedir: “resulüm! ömrüne yemin olsun ki gerçekten onlar, sarhoşlukları içinde bocalayıp duruyorlardı”
kuran'da kimin konuştuğu belli değil. bazı yerlerde allah konuşuyor. bazı yerlerde "o" diyor. bazı yerlerde muhammed konuşurken bazı yerlerde biz diyor?!?!
kaf 1 "şanı yüce kur’an’a yemin olsun!" diye başlar. fakat ortada henüz bir kuran yoktur. ayetlerin toplanıp ciltlenmesi ve kuran adının verilmesi çok sonraları olduğundan bu ayet ciltleme sırasında eklenmiş olabilir.
pek çok ayette gündüze, geceye, güneşe, aya, göğe, şafağa yemin etmektedir. allah niçin bunlara yemin etmektedir ki?
kuran sayısız yerde yemin ediyor, bazen yeminler yetmiyor olacak ki pekiştirme ihtiyacı hissediyor: "nasıl, bunlarda bir akıl sahibi için yemin var değil mi?" (fecr 5)
tevbe 30: "yahudiler üzeyir allah’ın oğludur dediler, hıristiyanlar da "mesih (isa) allah’ın oğludur" dediler. bunlar, daha önceki inkârcıların söylediklerine benzer biçimde ağızlarından çıkan sözlerdir. allah onları kahretsin! (gerçeklerden) nasıl da yüz çeviriyorlar!" bu ayette allah, "allah onları kahretsin" diyor?!?
kalem ve müdessir surelerinde velid için pek çok kereler sövüyor. soysuz diyor, aşağılık diyor, piç diyor, kaba saba diyor, saldırgan diyor. peki kim bu velid? acaba o mu? evet ta kendisi: halid bin velid. müminlerin yenilmez komutanı. aslında babasından bahsediyor ama ayette oğlundan da bahis var. kendisi olmasa bu kadar yayılamayacak olan, mükemmel bir askeri kariyeri olan, islami perspektiften bakınca çok değerli ve mübarek bir şahıs olması gereken halid bin velid'in islam sancağını zaferlere taşıyacağını önceden göremiyor allah ve babasına küfrediyor!
ay, güneş, dünya ve bunların hareketlerine dair son derece kafa karıştırıcı bilgiler vermektedir. bırakın sıradan bir insanı, eğitimli bir insanın dahi bu ayetleri okuyup bütünlüklü bir sonuca ulaşması imkansızdır. zaten ayetlerin tefsiri konusunda her kafadan ayrı bir ses çıkmaktadır. muhammed'in astronomi bilgisinin kulaktan dolma olduğu barizdir.
sperm ve yumurta hücrelerinin kaynağını yanlış vermektedir. (tarık 5-7)
göğü tıpkı antik filozoflar ve pagan dinlerindeki gibi tasvir etmektedir. yani dik duran ve düşmeyen bir kubbe gibi. hacc 65 "görmüyor musun ki, allah yeryüzündekileri ve o’nun emriyle denizde akıp giden gemileri sizin hizmetinize verdi! kendi izni olmadıkça yerkürenin üzerine düşmemesi için göğü tutan da o’dur."
bakara 62'de yahudilere ve hristiyanlara korkmasınlar, onlar da doğru yolda derken diğer pek çok ayette bu dedikleriyle çelişiyor. örneğin ali imran 85, tevbe 30, maide 64
nahl 101'de açıkça ayetlerin değişebileceğinden bahsediyor. bu da haliyle pek çok ayetin değiştirilmiş olabileceğine işarettir.
pek çok ayette göğü ve yeri 6 günde yarattığından bahsediyor. burada klasik savunma orada zaman algısı farklıdır şeklinde. peki bir de şu ayetlere bakalım:
mearic 4: “melekler ve ruh, miktarı ellibin yıl süren bir gün içinde ona çıkar”
hacc 47: “..muhakkak ki, rabbinin nezdinde bir gün sizin saymakta olduklarınızdan bin yıl gibidir.”
secde 5: “allah, gökten yere kadar her işi düzenleyip yönetir. sonra (bütün bu işler) sizin sayageldiklerinize göre bin yıl tutan bir günde o'nun nezdine çıkar.”
fussilet 9-10'da sabit dağlar yerleştirdiğinden bahsediyor fakat dağlar sabit değildir, jeolojik oluşumlardır.
anlayın diye arapça indirdik diyor. zaten araplara inen bir kitap için neden bunu söylüyor? evrensel bir dinse o zaman neden arapça indiriyor?
kamer suresi ayın yarılmasından bahseder. ne var ki islam alimleri 1400 yıldır bu işin içinden çıkamamıştır. ayeti herkes farklı yorumlamakta ve bir sonuca varılamamaktadır. kuran'da bunun gibi yüzlerce ihtilaflı ayet vardır. mezhepler de zaten böyle doğmuştur. birinin ak dediğine diğeri kara demektedir. oysa ki kuran bizzat kendi ifadesiyle apaçıktır. hiçbir yardımcıya da ihtiyacı yoktur. pratikte ise bir satırlık ayetler paragraflarca süren tefsirlerle açıklanmaktadır. üstelik her mezhep ve mezheplerin de her kolu kendi bildiğince açıklamaktadır.
ahzab 53'te zırt pırt peygamberin evine gelip de çok oturmayın der. peygamber kendisi söylemekten çekindiği için allah'a söyletiyor.
kuran'da 29 ayet sadece harflerden oluşmaktadır. evet bildiğiniz harfler. yani kelime, cümle falan yok. elif lam mim (e-l-m) ya da ya sin (y-s) gibi. bunların ne olduğuna dair bugüne kadar doyurucu bir açıklama yapılmış değil. kimileri bunları allah ile elçisi arasında şifreli bir mesajlaşma olarak kabul ediyor. kimilerine göreyse bunlar hz muhammed'in sara krizlerine girdiği sırada ağzından çıkan anlamsız sözler. bu konuda bir kanıt yok fakat her konuda soru sormaktan çekinmeyen, gusül nasıl alınır bize göstersene diye hz ayşe'nin kapısına bile giden müminlerin bu harflerin anlamlarını bir kere bile sormaması ilginç.
kuran'da en sık geçen ve tekrardan ibaret olan ayetlerin sayısı yaklaşık 2 bin. toplam 6 bin küsür ayet olduğunu düşünürsek çok fazla boşluk doldurma var diyebiliriz. "her şey kuran'da anlatılamazdı, bu bir biyoloji ya da astronomi kitabı değil" diyenler için üzerinde düşünülmesini gerektirecek kadar büyük bir sayı.
  garanik hadisesi olarak geçen olayda muhammed peygamber, o sıralar halen putperest olan kureyş kabilesinin desteğini almak için kabe'deki 3 büyük putu öven ayetler (necm 19-20-21) okumuş ve bunun üzerine müşrikler de secde etmiş fakat bir grup mümin putlara tapılmasını kabul etmeyince ortalık karışmış bunun üzerine ayetlere tekzip getirilmiş ve muhammed'in şeytan tarafından yanıltıldığı için bu ayetleri okuduğu ifade edilmiştir.
kuran'daki miras ayetleri matematiksel olarak hatalıdır. mirasçıların paylarını topladığınızda çoğu zaman 1'den büyük bazen de 1'den küçük çıkar, nadiren 1'e eşit çıkar. bu hata daha ilk zamanlar farkedilmiş ama kimse ağzını açıp da bu hatalıdır diyememiş fakat sorun öylesine içinden çıkılmaz bir hal almış ki çok geçmeden daha hz. ömer'in halifeliği sırasında (muhammed'in ölümünden bir kaç yıl sonrası) avliye yöntemi denen bir yöntemle sorun giderilmeye çalışılmış. fakat bu yöntemin sorunu kuran'da vadedilen oranları değiştirmesidir. yani aslında kuran'ın apaçık emrine karşı gelmektedir. öte yandan matematiğin de şakası yoktur.
hz muhammed'in pek çok eşi var. sayıları tam bilinmiyor fakat cariyeleri hariç en az 9 evlilik yaptığı düşünülüyor. 16 diyen de var. bütün eşlerin bir sırası var, her geceyi farklı biriyle geçiriyor. eşleri içinde en çok bildiğimiz ve bence çok ilginç bir karakter olan ayşe biraz inatçı, sözünü asla sakınmıyor. muhammed ile daha fazla gece geçirmek için ayrıcalık istediğinde bir anda ahzab 51 suresi iniyor: "(ey muhammed) onlardan (yani karılarından) diledigini geriye bırakır, diledigini öne alabilirsin..." yani kişiye özgü ve cimayla ilgili bir ayet iniyor?!?!
peygambere helal kılınan kadınlar muhteviyatlı ahzab 50 inince ise hz. ayşe dayanamıyor ve "görüyorum ki rabbin senin keyfine koşturuyor" diyor. ahzab 50 o günün standartlarına göre bile skandal bir ayet: "ey peygamber! mehirlerini verdigin eşlerini , allah'ın sana ganimet olarak verdiği cariyeleri, seninle beraber hicret eden amcanın kızlarını, halalarının kızlarını, dayının kızlarını, teyzelerinin kızlarını ve peygamber nikâhlamayı diledigi takdirde -müminlerden ayrı, sırf sana mahsus olmak üzere- kendisinin mehrini peygambere hibe eden mü'min kadını almanı helâl kılmışızdır..”
peygamber, cariyesi mariya ile cima halindeyken eşlerinden biri ve aynı zamanda hz. ömer'in de kızı olan hafsa tarafından basılır. olay hafsa'nın evinde ve hatta hafsa'nın yatağında gerçekleştiği için hafsa hakarete uğramış hisseder ve bu olaydan sonra deyim yerindeyse çarşı karışır. hz muhammed bir daha mariya ile yatmayacağına dair hafsa'ya yemin eder, olayı da kimseye anlatma der ama hafsa gidip ayşe'ye anlatır. hz muhammed eşlerini terkeder. onları boşadığı dedikodusu yayılır. bunun üzerine bir anda tahrim suresi'nin ilk beş ayeti iner. kaynak: taberi, camiu’l-beyân, 28/102
peygamber evlat edindiği zeyd'in karısını beğenir. zeyd bunu anlayınca durumu kendine yediremez ve karısını boşar. normalde o günün arap toplumu için bile yuh denebilecek bir girişim olan kendi evladının hanımıyla evlenme olayının önünü açmak için ahzab 37 iner.
pek çok ayette "allah'a andolsun ki" diyerek allah kendine and içer: meryem 68, mearic 40, nahl 56, nahl 63. bu ayetlerin apaçık bir insan tarafından söylendiği ortadadır.
hicr 72'de allah peygambere and içmektedir: “resulüm! ömrüne yemin olsun ki gerçekten onlar, sarhoşlukları içinde bocalayıp duruyorlardı”
kuran'da kimin konuştuğu belli değil. bazı yerlerde allah konuşuyor. bazı yerlerde "o" diyor. bazı yerlerde muhammed konuşurken bazı yerlerde biz diyor?!?!
kaf 1 "şanı yüce kur’an’a yemin olsun!" diye başlar. fakat ortada henüz bir kuran yoktur. ayetlerin toplanıp ciltlenmesi ve kuran adının verilmesi çok sonraları olduğundan bu ayet ciltleme sırasında eklenmiş olabilir.
pek çok ayette gündüze, geceye, güneşe, aya, göğe, şafağa yemin etmektedir. allah niçin bunlara yemin etmektedir ki?
kuran sayısız yerde yemin ediyor, bazen yeminler yetmiyor olacak ki pekiştirme ihtiyacı hissediyor: "nasıl, bunlarda bir akıl sahibi için yemin var değil mi?" (fecr 5)
tevbe 30: "yahudiler üzeyir allah’ın oğludur dediler, hıristiyanlar da "mesih (isa) allah’ın oğludur" dediler. bunlar, daha önceki inkârcıların söylediklerine benzer biçimde ağızlarından çıkan sözlerdir. allah onları kahretsin! (gerçeklerden) nasıl da yüz çeviriyorlar!" bu ayette allah, "allah onları kahretsin" diyor?!?
kalem ve müdessir surelerinde velid için pek çok kereler sövüyor. soysuz diyor, aşağılık diyor, piç diyor, kaba saba diyor, saldırgan diyor. peki kim bu velid? acaba o mu? evet ta kendisi: halid bin velid. müminlerin yenilmez komutanı. aslında babasından bahsediyor ama ayette oğlundan da bahis var. kendisi olmasa bu kadar yayılamayacak olan, mükemmel bir askeri kariyeri olan, islami perspektiften bakınca çok değerli ve mübarek bir şahıs olması gereken halid bin velid'in islam sancağını zaferlere taşıyacağını önceden göremiyor allah ve babasına küfrediyor!
ay, güneş, dünya ve bunların hareketlerine dair son derece kafa karıştırıcı bilgiler vermektedir. bırakın sıradan bir insanı, eğitimli bir insanın dahi bu ayetleri okuyup bütünlüklü bir sonuca ulaşması imkansızdır. zaten ayetlerin tefsiri konusunda her kafadan ayrı bir ses çıkmaktadır. muhammed'in astronomi bilgisinin kulaktan dolma olduğu barizdir.
sperm ve yumurta hücrelerinin kaynağını yanlış vermektedir. (tarık 5-7)
göğü tıpkı antik filozoflar ve pagan dinlerindeki gibi tasvir etmektedir. yani dik duran ve düşmeyen bir kubbe gibi. hacc 65 "görmüyor musun ki, allah yeryüzündekileri ve o’nun emriyle denizde akıp giden gemileri sizin hizmetinize verdi! kendi izni olmadıkça yerkürenin üzerine düşmemesi için göğü tutan da o’dur."
bakara 62'de yahudilere ve hristiyanlara korkmasınlar, onlar da doğru yolda derken diğer pek çok ayette bu dedikleriyle çelişiyor. örneğin ali imran 85, tevbe 30, maide 64
nahl 101'de açıkça ayetlerin değişebileceğinden bahsediyor. bu da haliyle pek çok ayetin değiştirilmiş olabileceğine işarettir.
pek çok ayette göğü ve yeri 6 günde yarattığından bahsediyor. burada klasik savunma orada zaman algısı farklıdır şeklinde. peki bir de şu ayetlere bakalım:
mearic 4: “melekler ve ruh, miktarı ellibin yıl süren bir gün içinde ona çıkar”
hacc 47: “..muhakkak ki, rabbinin nezdinde bir gün sizin saymakta olduklarınızdan bin yıl gibidir.”
secde 5: “allah, gökten yere kadar her işi düzenleyip yönetir. sonra (bütün bu işler) sizin sayageldiklerinize göre bin yıl tutan bir günde o'nun nezdine çıkar.”
fussilet 9-10'da sabit dağlar yerleştirdiğinden bahsediyor fakat dağlar sabit değildir, jeolojik oluşumlardır.
anlayın diye arapça indirdik diyor. zaten araplara inen bir kitap için neden bunu söylüyor? evrensel bir dinse o zaman neden arapça indiriyor?
kamer suresi ayın yarılmasından bahseder. ne var ki islam alimleri 1400 yıldır bu işin içinden çıkamamıştır. ayeti herkes farklı yorumlamakta ve bir sonuca varılamamaktadır. kuran'da bunun gibi yüzlerce ihtilaflı ayet vardır. mezhepler de zaten böyle doğmuştur. birinin ak dediğine diğeri kara demektedir. oysa ki kuran bizzat kendi ifadesiyle apaçıktır. hiçbir yardımcıya da ihtiyacı yoktur. pratikte ise bir satırlık ayetler paragraflarca süren tefsirlerle açıklanmaktadır. üstelik her mezhep ve mezheplerin de her kolu kendi bildiğince açıklamaktadır.
ahzab 53'te zırt pırt peygamberin evine gelip de çok oturmayın der. peygamber kendisi söylemekten çekindiği için allah'a söyletiyor.
kuran'da 29 ayet sadece harflerden oluşmaktadır. evet bildiğiniz harfler. yani kelime, cümle falan yok. elif lam mim (e-l-m) ya da ya sin (y-s) gibi. bunların ne olduğuna dair bugüne kadar doyurucu bir açıklama yapılmış değil. kimileri bunları allah ile elçisi arasında şifreli bir mesajlaşma olarak kabul ediyor. kimilerine göreyse bunlar hz muhammed'in sara krizlerine girdiği sırada ağzından çıkan anlamsız sözler. bu konuda bir kanıt yok fakat her konuda soru sormaktan çekinmeyen, gusül nasıl alınır bize göstersene diye hz ayşe'nin kapısına bile giden müminlerin bu harflerin anlamlarını bir kere bile sormaması ilginç.
kuran'da en sık geçen ve tekrardan ibaret olan ayetlerin sayısı yaklaşık 2 bin. toplam 6 bin küsür ayet olduğunu düşünürsek çok fazla boşluk doldurma var diyebiliriz. "her şey kuran'da anlatılamazdı, bu bir biyoloji ya da astronomi kitabı değil" diyenler için üzerinde düşünülmesini gerektirecek kadar büyük bir sayı.
devamını gör...
mehmet akif ersoy
          istiklal marşı'nın ve safahat' ın şairi, hafız, fikir ve mücadele adamı, doğruluğun ve vefanın timsali mümtaz şahsiyet.
      
  devamını gör...
tezer özlü
          "ölemiyordum çünkü daha yaşamaya başlamamıştım." eğer okumaya başlarsanız sizi ezerek üstünüzden geçer.
 
''...daha güzel yaşam diye bir şey yok.''
 
eserleri de şöyledir:
 
eski bahçe(1978), öykü
çocukluğun soğuk geceleri (1980), roman
auf den spuren eines selbstmords (bir intiharın izinde 1983),roman
yaşamın ucuna yolculuk (1984), roman
eski bahçe - eski sevgi (1987), öykü
kalanlar (1995), deneme
zaman dışı yaşam (2000), senaryo
  ''...daha güzel yaşam diye bir şey yok.''
eserleri de şöyledir:
eski bahçe(1978), öykü
çocukluğun soğuk geceleri (1980), roman
auf den spuren eines selbstmords (bir intiharın izinde 1983),roman
yaşamın ucuna yolculuk (1984), roman
eski bahçe - eski sevgi (1987), öykü
kalanlar (1995), deneme
zaman dışı yaşam (2000), senaryo
devamını gör...
ölen kişinin ardında bıraktığı yürek burkan şeyler
          severek aldırdığı ama hiç giymenin nasip olmadığı bir kot mont, kırmızı tüylü bir toka, bir iki kez taktığı halka küpeler, hiçbir anısını yazmadığı hatıra defteri ve içinde mürekkebi kurumuş bir tükenmez kalem, ara ara kokladığım ve burnumun direğini sızlatan bir tişört, bolca anı bolca hayal ve bolca yaşanmamışlık...
      
  devamını gör...
sözlükteki hoşça kalın intihar ediyorum modası
          bu başlığı ben mi açtım acaba dedim bir an. 2-3 gündür ilgi çekmek için yok hayata veda ediyorum  yok intihar edicem falan yazıyorlar orda burda*. abi kafayı mı buluyorsunuz siz napıyorsunuz? intihar gibi mühim bir konuyu da ilgi malzemesi yapmazsınız ya bu kadar düşmeyin. intihar edecek insan sözlüğe girip ben intihar ediyorum mu yazar allasen? gerçekten hep derim ilgi manyağı insanlar çok tehlikelidir insanların saf duygularını ve hassas konuları kullanarak dikkat çekmeye çalışırlar ve gerçekten zor durumda olan insanları zan altında bırakırlar.
edit: rimbaud’tan bahsetmiyorum. onun için çok üzüldüm.
  edit: rimbaud’tan bahsetmiyorum. onun için çok üzüldüm.
devamını gör...
sözlüğün en seksi yazarı
          allahuâlem... gönlüm honki ponkiden yana...
      
  devamını gör...
kokain
          beyindeki ödül mekanizmasını mıncıkladığı için (bkz: nucleus accumbens) psikolojik bağımlılık riski olan narkotik madde. bunu fırtlattığınızdan itibaren vücutta olan değişiklikler şöyle:      
fiziksel değişiklikler
- hızlanmış kalp atışı (increased heart rate). kalp atışınız artarsa vücuda daha fazla kan pompalanır. fazla kan demek, dokulara daha fazla oksijen ve enerji gitmesi demek. vücut bu enerjiyi atmalı. artık sevişir misiniz, duvara mı tırmanırsınız, onu size bırakıyorum. lan şimdi ben şunu yapmanızı öneririm desem, gg diye silecekler *.
- yüksek ateş. yanıyorsun fuat abiiğğ . ateş basması demek, soyunmak demek. soyunmak demek, cinsel istekte artış demek. cinsel istekte artış demek-- ulan! ayrıca kokain kan-beyin bariyerini çok çabuk geçer. o yüzden fırtladığınız anda beyne, çok kısa süre sonra da vücuda dağılır. vazokonstrüksiyona (damar daralmasına) sebep olur. vazokonstrüksiyon da kalp krizi riskini artırır (vücut kendisi zaten yapıyor bu daralmayı genişlemeyi aslında, ama burada bizim bahsettiğimiz anormal kasılma, ve çokça kasılma).
- bütün vücut uyarımı (full body stimulation). renkleri görüp sayıların tadına bakacak kadar ayık, superman bakışlı spiderman uçuşlu, az yakar çok kaçar bir moda sokuyor insanı. ses, ışık, dokunma vs gibi duyuları tetikleyen uyaranlara karşı aşırı tepkili (overreactive) olur. yan etkisi, aşırı tepki verdiği için irrite olabilir kokain kullanan kişi.
- pupil dilatasyonu (göz bebeklerinin büyümesi). kedi gibi gözlere sahip, öpülesi yinilesi gözlere sahip olabilirsiniz. kawaii desu. yan etkisi ise büyük gözbebeğinden fazla ışık geçer, bu yüzden ışığa karşı hassas olur insan. karanlıkta takılmak ister, ya da normal olan ışıklardan bile şikayet etmeye başlar.
- iştah kaybı. sempatik sistemi tetiklediği için insanın yemek yiyesi gelmez. hanginiz sevişirken hamburger düşünüyor ulan! düşünmüyorsunuz. aynı şey işte.
      
mental değişiklikler
- manyak gibi mutluluk ve enerji. neden, çünkü dopamin hayvan gibi birikmiş durumda beyinde. dopamin de mutluluk hormonlarından biri.
- algıda keskinlik (mental aletness). dikkat ve konsantrasyon artar, öğrenme kolaylığı sağlar, öğrenci dostudur bu yönüyle. komite veya final öncesi bi fırt çekip bütün komiteyi öğrenebilirsiniz. ya da yine bi fırt atıp kuran falan ezberleyebilirsiniz.
- ters teperse paranoyaya sebep olabilir. aşırı kullanımı ise garip, tahmin edilemeyen, şiddet içerikli davranış bozukluklarına sebep olabilir.
      
gelelim altında yatan mekanizmaya
- burundan fırtladığınız anda, o kadar çabuk sürede beyne ulaşır ki... saniyeler içinde beyne hücum etmeye başlar.
- beyinde, ödül mekanizmasının olduğu bölgeleri hedef alır. buradaki nöronlar uçlarından dopamin salgılar ve bir sonraki nörünu uyarır. işi bittiğinde saldığı dopamini geri çeker. yoyo gibi. (bkz: dopaminerjik nöron)
- kokain ise bu yoyonun ipini kesen adam. gelir, dopamin geri emilimini engeller, ortamda devasa miktarda dopamin birikimine neden olur.
- dopaminin yanında, bunun kardeşleri olan serotonin ve norepinefrini de alıkoyar. tam bir mafyadır kokain. bütün güzel ve sevimli hormonlara el koyar.
- biriken dopamin, sürekli "parla parla küçük yıldız" diye şarkı söyler kafanızın içinde. mutlu olmanız için sizi ittirir, adeta ruhsal durumunuzu mıncıklar. çok mutlu eder, çok enerji verir, çok konuşturur, ama etkisi çok kısa sürer (5 ila 90 dakika arasında etkisi geçer).
      
uzun dönem etkileri
- burundan fırtlıyorsanız: koku duyusunda kayıp, burun kanaması, sürekli burnun akması, hatta iki burun yolunu ayıram duvarın delinmesi, yutkunmada güçlük.
- sigara gibi içiyorsanız: öksürük, astım, solunum bozukluğu, akciğer enfeksiyonlarına yatkınlık (bkz: pnömoni)
- ağızdan alıyorsanız: ağır barsak (bağırsak) bozukluğu.
- enjeksiyon: hiv, hep c, diğer kanla bulaşan hastalıkların riski. deri ya da yumuşak doku enfeksiyonu, collapsed vein denilen şey.
  fiziksel değişiklikler
- hızlanmış kalp atışı (increased heart rate). kalp atışınız artarsa vücuda daha fazla kan pompalanır. fazla kan demek, dokulara daha fazla oksijen ve enerji gitmesi demek. vücut bu enerjiyi atmalı. artık sevişir misiniz, duvara mı tırmanırsınız, onu size bırakıyorum. lan şimdi ben şunu yapmanızı öneririm desem, gg diye silecekler *.
- yüksek ateş. yanıyorsun fuat abiiğğ . ateş basması demek, soyunmak demek. soyunmak demek, cinsel istekte artış demek. cinsel istekte artış demek-- ulan! ayrıca kokain kan-beyin bariyerini çok çabuk geçer. o yüzden fırtladığınız anda beyne, çok kısa süre sonra da vücuda dağılır. vazokonstrüksiyona (damar daralmasına) sebep olur. vazokonstrüksiyon da kalp krizi riskini artırır (vücut kendisi zaten yapıyor bu daralmayı genişlemeyi aslında, ama burada bizim bahsettiğimiz anormal kasılma, ve çokça kasılma).
- bütün vücut uyarımı (full body stimulation). renkleri görüp sayıların tadına bakacak kadar ayık, superman bakışlı spiderman uçuşlu, az yakar çok kaçar bir moda sokuyor insanı. ses, ışık, dokunma vs gibi duyuları tetikleyen uyaranlara karşı aşırı tepkili (overreactive) olur. yan etkisi, aşırı tepki verdiği için irrite olabilir kokain kullanan kişi.
- pupil dilatasyonu (göz bebeklerinin büyümesi). kedi gibi gözlere sahip, öpülesi yinilesi gözlere sahip olabilirsiniz. kawaii desu. yan etkisi ise büyük gözbebeğinden fazla ışık geçer, bu yüzden ışığa karşı hassas olur insan. karanlıkta takılmak ister, ya da normal olan ışıklardan bile şikayet etmeye başlar.
- iştah kaybı. sempatik sistemi tetiklediği için insanın yemek yiyesi gelmez. hanginiz sevişirken hamburger düşünüyor ulan! düşünmüyorsunuz. aynı şey işte.
mental değişiklikler
- manyak gibi mutluluk ve enerji. neden, çünkü dopamin hayvan gibi birikmiş durumda beyinde. dopamin de mutluluk hormonlarından biri.
- algıda keskinlik (mental aletness). dikkat ve konsantrasyon artar, öğrenme kolaylığı sağlar, öğrenci dostudur bu yönüyle. komite veya final öncesi bi fırt çekip bütün komiteyi öğrenebilirsiniz. ya da yine bi fırt atıp kuran falan ezberleyebilirsiniz.
- ters teperse paranoyaya sebep olabilir. aşırı kullanımı ise garip, tahmin edilemeyen, şiddet içerikli davranış bozukluklarına sebep olabilir.
gelelim altında yatan mekanizmaya
- burundan fırtladığınız anda, o kadar çabuk sürede beyne ulaşır ki... saniyeler içinde beyne hücum etmeye başlar.
- beyinde, ödül mekanizmasının olduğu bölgeleri hedef alır. buradaki nöronlar uçlarından dopamin salgılar ve bir sonraki nörünu uyarır. işi bittiğinde saldığı dopamini geri çeker. yoyo gibi. (bkz: dopaminerjik nöron)
- kokain ise bu yoyonun ipini kesen adam. gelir, dopamin geri emilimini engeller, ortamda devasa miktarda dopamin birikimine neden olur.
- dopaminin yanında, bunun kardeşleri olan serotonin ve norepinefrini de alıkoyar. tam bir mafyadır kokain. bütün güzel ve sevimli hormonlara el koyar.
- biriken dopamin, sürekli "parla parla küçük yıldız" diye şarkı söyler kafanızın içinde. mutlu olmanız için sizi ittirir, adeta ruhsal durumunuzu mıncıklar. çok mutlu eder, çok enerji verir, çok konuşturur, ama etkisi çok kısa sürer (5 ila 90 dakika arasında etkisi geçer).
uzun dönem etkileri
- burundan fırtlıyorsanız: koku duyusunda kayıp, burun kanaması, sürekli burnun akması, hatta iki burun yolunu ayıram duvarın delinmesi, yutkunmada güçlük.
- sigara gibi içiyorsanız: öksürük, astım, solunum bozukluğu, akciğer enfeksiyonlarına yatkınlık (bkz: pnömoni)
- ağızdan alıyorsanız: ağır barsak (bağırsak) bozukluğu.
- enjeksiyon: hiv, hep c, diğer kanla bulaşan hastalıkların riski. deri ya da yumuşak doku enfeksiyonu, collapsed vein denilen şey.
devamını gör...
güne bir film repliği bırak
devamını gör...
normal sözlük’ün en fenomen yazarı
          fenomen “olay” anlamına gelen bir kelimedir.  ne var ki sanal ortamda yanlış anlamlar yüklenerek kullanılan kelimelerin başında gelir.
sosyal medya bu kelimeyi “yüksek bir izleyici kitlesine sahip olanlar” için kullanmaktadır. örneğin türkiye’de instagram fenomenleri 2020 yılında şunlardır.
1. nusret - takipçi sayısı: 31,4 milyon.
2. czn burak - takipçi sayısı: 17,6 milyon.
3. hande erçel - takipçi sayısı: 17,5 milyon.
fenomen kelimesi ile sosyal medyada takipçi sayısı ima edilir. kimi ise fenomen kelimesini insanlara örnek olan kişi olarak tanımlar.
kimi ise olağanüstü insanları tanımlamak için kullanır. kimi de heyecan yaratan insanlar için kullanır.
eğer en fenomen yazarı takipçi sayısına göre belirlersek 13 ocak 2021 tarihi itibari ile
yoldaş benjamin franklin 188 takipçi
ıvanmılınskı 111 takipçi
uykusuzkahve 104 takipçi
meja 102 takipçi
celebrant 95 takipçi
hi my i run 86 takipçi
zülal_kalender1 80 takipçi.
  sosyal medya bu kelimeyi “yüksek bir izleyici kitlesine sahip olanlar” için kullanmaktadır. örneğin türkiye’de instagram fenomenleri 2020 yılında şunlardır.
1. nusret - takipçi sayısı: 31,4 milyon.
2. czn burak - takipçi sayısı: 17,6 milyon.
3. hande erçel - takipçi sayısı: 17,5 milyon.
fenomen kelimesi ile sosyal medyada takipçi sayısı ima edilir. kimi ise fenomen kelimesini insanlara örnek olan kişi olarak tanımlar.
kimi ise olağanüstü insanları tanımlamak için kullanır. kimi de heyecan yaratan insanlar için kullanır.
eğer en fenomen yazarı takipçi sayısına göre belirlersek 13 ocak 2021 tarihi itibari ile
yoldaş benjamin franklin 188 takipçi
ıvanmılınskı 111 takipçi
uykusuzkahve 104 takipçi
meja 102 takipçi
celebrant 95 takipçi
hi my i run 86 takipçi
zülal_kalender1 80 takipçi.
devamını gör...

