yazarların başından geçen tebessüm ettiren olaylar
lisede bir derste hocamız, "türkiye'nin en çok alkol tüketilen şehri neresidir biliyor musunuz arkadaşlar? bakın hiç tahmin edemezsiniz," dedi.
"hocam konya mı?" diye bağırdım. kısa bir sessizlikten sonra bir şey demeden derse devam etti.
dersten sonra arkadaşlar sordu; konya doğru cevapmış. hayır yani bu kadar iddialı olmak neden?
"hocam konya mı?" diye bağırdım. kısa bir sessizlikten sonra bir şey demeden derse devam etti.
dersten sonra arkadaşlar sordu; konya doğru cevapmış. hayır yani bu kadar iddialı olmak neden?
devamını gör...
makinist ile son istasyon radyo yayını
artık yet her! bu sefer kesinlikle ve kesinlikle dinleyeceğim yayındır kendisi. artık ayıp olmayı bırakın yazarın yüzüne bakamıyorum.
müzik seninle olsun!
müzik seninle olsun!
devamını gör...
kadınları etkilemenin yolları
taktik maktik yok bam bam bam!
devamını gör...
kara cisim ışıması
kara cisim ya da siyah cisim olarak anılan ve üzerine düşen ışığı yansıtmayan teorik cismin, üzerine düşen tüm elektromanyetik dalgaları mükemmel bir şekilde soğurması ve sonra da elektromanyetik bir radyasyon şeklinde yayması olarak tanımlanabilecek ışınım.
***
bir cisim mutlak sıfır dediğimiz sıcaklığın üzerinde bir sıcaklığa sahipse, ışıma yapar, yani belirli bir miktarda enerji yayar. sıcak olan cisimler, daha soğuk olanlara kıyasla daha fazla enerji yayarlar. mesela normalde bir parça demirin sessiz sakin durduğunu görürüz ama ısıtılmaya ve akkor hale gelmeye başlayan demir, kırmızı, turuncu gibi renklerde parlamaya başlar. yani sıcaklık, cisimden yayılan enerjinin dalga boyunu belirler.
gün içerisinde çok çeşitli kaynaklardan elektromanyetik dalgalara maruz kalıyoruz hepimiz. bu dalgaların bir kısmını vücudumuz emip geri yayarken bir kısmını da yansıtıyor. bu, tüm cisimler için geçerli. eğer dengedeki bir cisimden bahsediyorsak, radyasyonun emilme hızıyla yayılma hızı aynı olmalı demektir. eğer elimizde mükemmel bir cisim varsa, bu cisim üzerine düşen tüm radyasyonu fire vermeksizin emecektir ve yansıtmayacaktır. gerçek hayatta karşılaşmadığımız bu teorik cisme kara cisim diyoruz.
--- edit ---
konuyla bağlantılı olarak şunu ekleyeyim: pirometreler, cismin yaydığı ışınımı ve dolayısıyla sıcaklığını ölçmek için kullanılır. cisme doğrudan temas etmezler. cismin yaydığı radyasyonu ufak bir düzenek aracılığıyla bir yere odaklayıp, bunun sonucunda bir elektrik enerjisi üretilmesini ve bunun da sıcaklığa dönüştürülmesini sağlarlar. yani çalışma prensibi, buradaki konuyla yakından ilgilidir.
hatırlatma için sevgili head'e teşekkür ediyorum.
***
bir kara cismin ışıması, birkaç yasa ile ifade edilir:
- planck yasası (herhangi bir kara cismin ışınımını genel olarak tanımlar)
- wien kayma yasası (ışınım frekansı ya da dalga boyu ile mutlak sıcaklık arasında ilişki kurar)
- stefan - boltzmann yasası (ışınımda yayılan enerjiyle mutlak sıcaklık arasındaki ilişkiyi gösterir)
rayleigh - jeans yasası daha önce bu ışımayı açıklamaya çalışsa da yasa ile gözlemler birbirine uymamıştır.
(bkz: morötesi felaket)
kara cisim ışınımının, dalga boyuna karşı radyasyon yoğunluğunu bir grafiğe döktüğünüzde, karşınıza şöyle bir görüntü çıkar:

görselin kaynağı
grafikte ışınımın sıcaklığa ilişkin değerlere bağlılığını da rahatlıkla görebilirsiniz.
***
her ne kadar doğada kara cisim diye bir şey doğrudan gözlenmese de, astronomide yıldızlar birer kara cisim gibi değerlendirilir. zira yaptıkları ışınımın grafiği, tıpkı yukarıda verdiğim grafik gibidir. yine astronomide kozmik mikrodalga arka plan ışınımı dediğimiz radyasyon da yukarıdaki gibi, planck eğrisine uyumlu bir grafik verir.
ayrıca dünya üzerinde kara cisim denen şeye en yakın madde için (bkz: vantablack)
***
bir cisim mutlak sıfır dediğimiz sıcaklığın üzerinde bir sıcaklığa sahipse, ışıma yapar, yani belirli bir miktarda enerji yayar. sıcak olan cisimler, daha soğuk olanlara kıyasla daha fazla enerji yayarlar. mesela normalde bir parça demirin sessiz sakin durduğunu görürüz ama ısıtılmaya ve akkor hale gelmeye başlayan demir, kırmızı, turuncu gibi renklerde parlamaya başlar. yani sıcaklık, cisimden yayılan enerjinin dalga boyunu belirler.
gün içerisinde çok çeşitli kaynaklardan elektromanyetik dalgalara maruz kalıyoruz hepimiz. bu dalgaların bir kısmını vücudumuz emip geri yayarken bir kısmını da yansıtıyor. bu, tüm cisimler için geçerli. eğer dengedeki bir cisimden bahsediyorsak, radyasyonun emilme hızıyla yayılma hızı aynı olmalı demektir. eğer elimizde mükemmel bir cisim varsa, bu cisim üzerine düşen tüm radyasyonu fire vermeksizin emecektir ve yansıtmayacaktır. gerçek hayatta karşılaşmadığımız bu teorik cisme kara cisim diyoruz.
--- edit ---
konuyla bağlantılı olarak şunu ekleyeyim: pirometreler, cismin yaydığı ışınımı ve dolayısıyla sıcaklığını ölçmek için kullanılır. cisme doğrudan temas etmezler. cismin yaydığı radyasyonu ufak bir düzenek aracılığıyla bir yere odaklayıp, bunun sonucunda bir elektrik enerjisi üretilmesini ve bunun da sıcaklığa dönüştürülmesini sağlarlar. yani çalışma prensibi, buradaki konuyla yakından ilgilidir.
hatırlatma için sevgili head'e teşekkür ediyorum.
***
bir kara cismin ışıması, birkaç yasa ile ifade edilir:
- planck yasası (herhangi bir kara cismin ışınımını genel olarak tanımlar)
- wien kayma yasası (ışınım frekansı ya da dalga boyu ile mutlak sıcaklık arasında ilişki kurar)
- stefan - boltzmann yasası (ışınımda yayılan enerjiyle mutlak sıcaklık arasındaki ilişkiyi gösterir)
rayleigh - jeans yasası daha önce bu ışımayı açıklamaya çalışsa da yasa ile gözlemler birbirine uymamıştır.
(bkz: morötesi felaket)
kara cisim ışınımının, dalga boyuna karşı radyasyon yoğunluğunu bir grafiğe döktüğünüzde, karşınıza şöyle bir görüntü çıkar:

görselin kaynağı
grafikte ışınımın sıcaklığa ilişkin değerlere bağlılığını da rahatlıkla görebilirsiniz.
***
her ne kadar doğada kara cisim diye bir şey doğrudan gözlenmese de, astronomide yıldızlar birer kara cisim gibi değerlendirilir. zira yaptıkları ışınımın grafiği, tıpkı yukarıda verdiğim grafik gibidir. yine astronomide kozmik mikrodalga arka plan ışınımı dediğimiz radyasyon da yukarıdaki gibi, planck eğrisine uyumlu bir grafik verir.
ayrıca dünya üzerinde kara cisim denen şeye en yakın madde için (bkz: vantablack)
devamını gör...
durduk yere insanın aklına gelen replikler
herkes cennette doğar bazıları cehennemde büyür, benim gibi...
devamını gör...
yazarların engellediği yazarlar
bu listede de yokum. *
devamını gör...
beşiktaş
şampiyonuz! *
devamını gör...
probis
muz aromasını aldığım an kendimi gurme sandığım püskevit.
devamını gör...
serendipity
tam çevirisi olmamakla birlikte; mutlu kaza, aramazken bulunan, mutlu tesadüf olarak türkçeye çevrilen kelime.
kelime ilk olarak 1754 yılında horace walpole'un arkadaşına yazdığı bir mektupta kullanılmış. etimolojik olarak ele alındığında ise "serendib'in üç şehzadesi" adlı eski bir pers masalına dayandığını görürüz.
masalda şehzadelerin kaza yolu ile birtakım şeyleri keşfetmesi anlatılır. tabii, hikayede mutlu son vardır.
walpole, bu hikayeden esinlenerek kelimeyi kullanmış ve literatüre geçmesini sağlamıştır.
kelime ilk olarak 1754 yılında horace walpole'un arkadaşına yazdığı bir mektupta kullanılmış. etimolojik olarak ele alındığında ise "serendib'in üç şehzadesi" adlı eski bir pers masalına dayandığını görürüz.
masalda şehzadelerin kaza yolu ile birtakım şeyleri keşfetmesi anlatılır. tabii, hikayede mutlu son vardır.
walpole, bu hikayeden esinlenerek kelimeyi kullanmış ve literatüre geçmesini sağlamıştır.
devamını gör...
makyajını sil tecavüzden kurtul
bazen kafamı duvarlara sürterek kıvılcım çıkarmak istiyorum.
devamını gör...
ev işi yapan erkek
normal erkektir ve ülkemizde normalleşmesi gerekmektedir.
aynı çalışan kadın gibi.
aynı çalışan kadın gibi.
devamını gör...
sarılmak
bir üst noktası sarıldığınız bireyin kokusunun sizin üzerinize sinmesidir.
devamını gör...
okuduğun bölümü söylediğinde sorulan garip sorular
bu nasıl yazılmamış acaba? ilk sıraya yazılması gerekirdi.
- iki yıllık mı? dört yıllık mı?
- iki yıllık mı? dört yıllık mı?
devamını gör...
özledim seni
"işte ben seni o ilk mısra gibi özledim." s. a.
devamını gör...
kum deresi katliamı
sand creek massacre.
bugünkü colorado topraklarında, cheyenne ve arapaho kabilelerine karşı gerçekleşmiş, kızılderililere karşı yapılan en vahşi katliamlardan birisidir.
colorado'ya gelen beyazlar, denver civarında altın bulduktan sonra, hükümet buraya vali atamış ve bu toprakların sahibi kızılderililerle karşılıklı barış içinde yaşayacağız denilerek antlaşma yapılmıştır.
bu vali tarafından kızılderili reislere amerikan bayrağı verilmiş, bu bayrak kampta dalgalandığı sürece amerikan askerlerinin hiç bir şekilde saldırmayacağı söylenmiş ve lyon kalesi civarında kamp kurmaları istenmişti.
29 kasım 1864'de, albay chivington ve 600 askeri yola koyulmuş ve şafak vakti, kızılderililer uykudayken saldırmışlardı. kızılderililerin erkeklerinin büyük çoğunluğu bizon avı için uzaklardaydı.
insanlar nal seslerini duyunca, bir savaş halinde olmadıkları için, ne oluyor diyerek, reiskara kazan'ın amerikan bayrağı dalgalanan çadırının etrafına geliyorlardı.
askerler ateş etmeye başlayınca insanlar kaçışmaya, erkekler silahlarını almaya çadırlara koştular. her yerden üstlerine ateş ediliyor, kadın, çocuk, yaşlı ayırımı yapılmıyordu.
zaten az sayıda olan erkekler kadınlara, çocuklara kaçma fırsatı verebilmek için ölene kadar direndiler. artık silahlar sustuğunda, her yer ceset doluydu. erkek, kadın, çocuk, bütün ölülerin kafa derisi yüzülmüş, hamile kadınların karnı deşilmiş, cinsel organları doğranmış, kolları bacakları kesilmişti.
kabilenin yanında yaşayan squaw'lar, yüzlerini göstererek beyaz olduklarını gösterselerde öldürüldüler. kaçabilen insanlarda, kış soğuğunda üstlerindeki elbiselerle kaçtıkları ve bazıları yaralı oldukları için sonradan ölenler oldu.
tabiki albay chivington verdiği raporda 600 civarında düşman kızılderili savaşçısı öldürdüklerini söyledi.
ama komutanlarından biri olan ve askerlerini saldırıya katmayan güzel insan silas soule ve iki teğmenin karşı ifadesi sonucu olay araştırılmış ama kapatılmıştır.
bugünkü colorado topraklarında, cheyenne ve arapaho kabilelerine karşı gerçekleşmiş, kızılderililere karşı yapılan en vahşi katliamlardan birisidir.
colorado'ya gelen beyazlar, denver civarında altın bulduktan sonra, hükümet buraya vali atamış ve bu toprakların sahibi kızılderililerle karşılıklı barış içinde yaşayacağız denilerek antlaşma yapılmıştır.
bu vali tarafından kızılderili reislere amerikan bayrağı verilmiş, bu bayrak kampta dalgalandığı sürece amerikan askerlerinin hiç bir şekilde saldırmayacağı söylenmiş ve lyon kalesi civarında kamp kurmaları istenmişti.
29 kasım 1864'de, albay chivington ve 600 askeri yola koyulmuş ve şafak vakti, kızılderililer uykudayken saldırmışlardı. kızılderililerin erkeklerinin büyük çoğunluğu bizon avı için uzaklardaydı.
insanlar nal seslerini duyunca, bir savaş halinde olmadıkları için, ne oluyor diyerek, reiskara kazan'ın amerikan bayrağı dalgalanan çadırının etrafına geliyorlardı.
askerler ateş etmeye başlayınca insanlar kaçışmaya, erkekler silahlarını almaya çadırlara koştular. her yerden üstlerine ateş ediliyor, kadın, çocuk, yaşlı ayırımı yapılmıyordu.
zaten az sayıda olan erkekler kadınlara, çocuklara kaçma fırsatı verebilmek için ölene kadar direndiler. artık silahlar sustuğunda, her yer ceset doluydu. erkek, kadın, çocuk, bütün ölülerin kafa derisi yüzülmüş, hamile kadınların karnı deşilmiş, cinsel organları doğranmış, kolları bacakları kesilmişti.
kabilenin yanında yaşayan squaw'lar, yüzlerini göstererek beyaz olduklarını gösterselerde öldürüldüler. kaçabilen insanlarda, kış soğuğunda üstlerindeki elbiselerle kaçtıkları ve bazıları yaralı oldukları için sonradan ölenler oldu.
tabiki albay chivington verdiği raporda 600 civarında düşman kızılderili savaşçısı öldürdüklerini söyledi.
ama komutanlarından biri olan ve askerlerini saldırıya katmayan güzel insan silas soule ve iki teğmenin karşı ifadesi sonucu olay araştırılmış ama kapatılmıştır.
devamını gör...
murat soner
neden 3 saatlik dizileri izlemek zorunda değiliz bize çok net anlatan insan.
oynatma hızını 1,5 yapmadan izlediğim tek yerli diziye bile katlanamıyordum zaten. kendisini izleyince neyseki tuhaf olan ben değilmişim.
oynatma hızını 1,5 yapmadan izlediğim tek yerli diziye bile katlanamıyordum zaten. kendisini izleyince neyseki tuhaf olan ben değilmişim.
devamını gör...
herkese koşarken kendine geç kalmak
kendine yaptığın en büyük haksızlıktır. bir zamanlar bende böyleydim ama akıllandım artık. hayatımda iyi insanları tutuyorum ve onlar için koşarım. ama ilk olarak kendim iyi olmalıyım. psikolojik, düşüncesel, duygusal ve fizyolojik olarak.
devamını gör...
vuraç
vur ve aç manasında bir kelime değil, bitişik olarak yazılıyor ve o şekilde okunuyor. türk dil kurumu sözlüğüne göre raket demek. beynelminel bir kelime olan raket yerine kim vuraç kelimesini kullanır ve kim bu kelimeyi duyduğu zaman anlar, orası muamma.
devamını gör...
sonradan yazar olanların yalnızlığı
gördüm seni yazar.
kendini dinleme
yaz bir şeyler
geçer gider.
kendini dinleme
yaz bir şeyler
geçer gider.
devamını gör...
