her şeye bilmiyorum diyen insan
          şahsım olur. laf anlamazlara laf anlatmayla uğraşmak istemediğim zamanlarda ismimi bile sorsalar bilmiyorum derim, o kadar ki bıktım insanlardan, hatta tiksindim. hepsinden nefret ediyorum! şu efsaneyi de yazmadan geçemicem; bildiğim bir şey varsa o da hiçbir şey bilmediğimdir. kimin sözüydü bu, bilmiyorum.
      
  devamını gör...
tam kapanma sırasında izlenebilecek film serileri
          arınma gecesini izleyin 4 filmden oluşan bi seri.
      
  devamını gör...
yazarların engellediği yazar adedi
          ara ara engellediğim yazarlar olsa da zamanla kaldırıyorum engellerini ama en fazla 3 kişi falandır zaten. şuanlık sıfır ama her an bu sayı bir olarak değişebilir*.
      
  devamını gör...
300 spartalı
          tarihi bağlamından koparılarak şaşalı bir hollywood şovuna dönüştürülen filmdir. filmde persler abartılı bir doğu despotizminin temsilcileri olarak tanımlanırken, spartalılar (evet hem de spartalılar) demokrasi ve özgürlük havarisi, fakir ama gururlu gençler olarak gösterilir. rahatsız edici bir filmdir. asıl dertlerinin tarihi bir olayı anlatmak değil, propaganda yapmak olduğu görülür. güncel politik gelişmelerle geçmişteki bir olay, tarafları üzerinden eşleştirilir ve al sana bol bol bilgisayar efekti sosuna bulanmış yarı cahil hollywood filmi daha. ne spartalılar ne persler doğru yansıtılır. hem dönemin yunan kültürü hem de pers kültürü kendi içinde özeldir. birbirlerini etkilemişlerdir. dönemin yunan kent devletlerinin ortaya koyduğu demokrasi tecrübesi başlı başına önemli ve nadidedir. yunan kültürü daha sonra büyük iskenderle birlikte bütün akdeniz coğrafyasındaki hakim kültür konumuna gelecektir ve bu çok uzun bir süre de böyle devam edecektir. hatta daha sonra kurulacak roma'nın da temeli esasında bu kültüre dayanır. persler de kurdukları ilk dünya imparatorluğu ile barış ve hoşgörü içinde yaşattıkları onlarca halkla, yol, posta, bürokrasi, vergilendirme sistemleriyle oldukça güzide örnekler ortaya koymuşlardır.
      
  devamını gör...
kaşar peynirinin yakıştığı yemekler
          sanırım her yemeğe koyabilirim diyeceğim başlık. 
öyle ki kardeşim " abla korkuyorum artık, tatlılara da kaşar rendeleyeceksin" diye sitem etmişti.*
  öyle ki kardeşim " abla korkuyorum artık, tatlılara da kaşar rendeleyeceksin" diye sitem etmişti.*
devamını gör...
20 mart 2021 türkiye'nin istanbul sözleşmesi'nden ayrılması
          hukuki açıklama yapmaya gelmiştim. sağolsun bazı yazarlar kısaca açıklamış, ben tekrar etmiyorum. sonuç olarak, dün gece yarısı meclisi yok sayan bir usulle halkın çok büyük çoğunluğunu yok sayan bir işlem yapılmıştır. 
kör göze parmak misali yapılan bu işlemin asıl amacı konusunda birçok değerlendirme ve tahmin yapılabilir ancak emin olun bunların aklına gelenin onda birini biz hayal bile edemeyiz.
şuan da tek söyleyebileceğim, ağzını her açtığında hukuk, demokrasi, insan hakları, kadınların özgürleşmesi diyenlerin bir hamleyle bunların hepsini bir daha düzeltilemeyecek şekilde yerle bir ettiğidir.
allah sonumuzu hayretsin.
  kör göze parmak misali yapılan bu işlemin asıl amacı konusunda birçok değerlendirme ve tahmin yapılabilir ancak emin olun bunların aklına gelenin onda birini biz hayal bile edemeyiz.
şuan da tek söyleyebileceğim, ağzını her açtığında hukuk, demokrasi, insan hakları, kadınların özgürleşmesi diyenlerin bir hamleyle bunların hepsini bir daha düzeltilemeyecek şekilde yerle bir ettiğidir.
allah sonumuzu hayretsin.
devamını gör...
toraja
          endonezya' nın batısında bir bölge ve bu bölgede yaşayan ve tüm dünyanın kendilerini ölü ritüelleri sayesinde tanıdığı halk. 
şöyle ki, toraja halkı inançları gereği ölmüş olan kişiyi hemen gömmüyor. ölüyü mumyalıyor, ona hasta muamelesi yapıyor, hatta yedirmeye içirmeye çalışıyor. ölüyü gömmeyi bekletmelerinin(ki bu aylar sürebiliyor) nedeni ise cenaze töreni sırasında fazla sayıda manda kurban edebilmek. çünkü ne kadar çok manda kurban edilirse o kadar varlıklı olunduğuna ve ölünün ruhunun göğe daha çabuk ulaştığına inanıyorlar.
ama toraja halkının ölü ritüelleri bu kadarla da bitmiyor. her sene ma'nene festivali adını verdikleri belirli günlerde, mumyalanmış cesedi mezarından çıkarıp, yeni ve temiz kıyafetler giydirip, varsa saçlarını tarayıp, inançları çerçevesinde gezdirip, tören düzenleyip tekrar mezarına yerleştiriyorlar. bu ritüelin amacı ise ölüye onları unutmadıklarını göstermek ve yeni nesille onları tanıştırmak.
cenaze töreni dışında hiçbir özel günleri de yok. düğünmüş, bayrammış, evlilikmiş. insan hayret ediyor ama neredeyde sadece ölmek ve iyi bir cenaze töreni için yaşıyorlar.
gezimanya.com/GeziNotlari/t...
toraja cenaze töreni
resimag.com/p1/e1ee2889f34d.jpeg
resimag.com/p1/88ae40e08c6c.jpeg
  şöyle ki, toraja halkı inançları gereği ölmüş olan kişiyi hemen gömmüyor. ölüyü mumyalıyor, ona hasta muamelesi yapıyor, hatta yedirmeye içirmeye çalışıyor. ölüyü gömmeyi bekletmelerinin(ki bu aylar sürebiliyor) nedeni ise cenaze töreni sırasında fazla sayıda manda kurban edebilmek. çünkü ne kadar çok manda kurban edilirse o kadar varlıklı olunduğuna ve ölünün ruhunun göğe daha çabuk ulaştığına inanıyorlar.
ama toraja halkının ölü ritüelleri bu kadarla da bitmiyor. her sene ma'nene festivali adını verdikleri belirli günlerde, mumyalanmış cesedi mezarından çıkarıp, yeni ve temiz kıyafetler giydirip, varsa saçlarını tarayıp, inançları çerçevesinde gezdirip, tören düzenleyip tekrar mezarına yerleştiriyorlar. bu ritüelin amacı ise ölüye onları unutmadıklarını göstermek ve yeni nesille onları tanıştırmak.
cenaze töreni dışında hiçbir özel günleri de yok. düğünmüş, bayrammış, evlilikmiş. insan hayret ediyor ama neredeyde sadece ölmek ve iyi bir cenaze töreni için yaşıyorlar.
gezimanya.com/GeziNotlari/t...
toraja cenaze töreni
resimag.com/p1/e1ee2889f34d.jpeg
resimag.com/p1/88ae40e08c6c.jpeg
devamını gör...
hiç swh kullanmayan yazar
          benimdir. ironi yaptığımı belli etmeyi sevmem anlayan anlar zaten.
      
  devamını gör...
yazarların bugün insanlık için yaptığı şeyler
          dünyanın merkezine yerleştirdiğim atom reaktör bombasını aktive edecek düğmeye basmadım. daha ne yapayım?
      
  devamını gör...
avokadonun tadı
          olgun olanı iyice ezip içine sarımsak, zeytinyağ, limon ekliyor tuz  ekip iyice karıştırıyoruz....
kahvaltıda sürümlük , akşam yemeğinde yancı, rakı sofrasında lezzetli bir meze, şarap yanı iyi bir aparatif
misssss miss ...
  kahvaltıda sürümlük , akşam yemeğinde yancı, rakı sofrasında lezzetli bir meze, şarap yanı iyi bir aparatif
misssss miss ...
devamını gör...
toplumun mcdonaldlaştırılması
          george ritzer tarafından yazılan kitaptır. 
ritzer bu kitapta hesaplanabilirlik ve öngörülebilirlik , denetim , akılcılığın akıldışılığı gibi kavramlarla mcdonalds şirketinin neler yaptığını ve amerikan toplumunun nasıl değiştiğini anlatıyor.
tüketim çılgınlığı özellikle çok güzel anlatılıyor. toplumların nasıl değiştiği inceleniyor. acayip güzel detaylarla ve çok güzel bilgilerle basitçe anlatılmış hoş bir eserdi tavsiye ederim.
toplum yaşamımızın değiştiğini mcdonalds üzerinden anlatmak bana çok şaşırtıcı ve garip geldi o yüzden çok başarılı bulduğum bir kitap oldu. bunu tavsiye eden öğretmenime buradan kucak dolusu saygılar ulan.
babacım ne anlatıyorsun sen benim vaktim yok okuyamam kitap falan diyen yazarlar için ritzer kısaca şöyle anlatır.
toplumun mcdonaldlaştırılması kavramının temsil ettiği akılcılaşma süreci, modern yaşamın ihtiyaçlarına hızlı ve etkili yanıtlar sağlayan dört temel unsura dayanır : verimlilik, hesaplanabilirlilik, öngörülebilirlilik ve denetim. akılcılaşma tüm yaşamlarına hakim olmakla kalmaz, yaşamın öncesine ve sonrasına da el atar : mcdoğumlar ve mccenazeler hep bu elden çıkmadır. ancak akılcılaşma ister istemez kendi içinde akıldışılığı barındırmaktadır ve bu da beraberinde insansızlaşmayı, insanlıktan çıkmayı getirir : standart büyüklük ve lezzetteki patateslerin ardında korkunç bir çevre tahribatı; parlak renklerle döşenmiş bol ışıklı ekonomik, pratik, öngörülemezliğin tehliklerinden uzak sofralarında "benliğin sınırlandığı, duyguların denetlendiği, ruhun boyun eğdiği" bir dünya vardır.
bu kavramları teker teker inceleyecek olursak basit şekilde
verimlilik: az ürünle çok ürün elde etme. mesela mcdonalds sınırlı bir menüye sahip seçenekler kısıtlı hamburger patates kola lan işte. mesela patatesler hileli uzun kesim kıvrımlı oluyor sebebi daha fazla görünmesi. ( vaay bütün sırrı çözdün demeyin )
hesaplanabilirlik: mesela mcdonaldslarda hız çok önemlidir gittiğiniz zaman 5 dakikada yemeğinizin geleceğini bilirsiniz. veya tadını bilirsiniz tadı kötü veya iyi değildir hep aynıdır. istanbul da yediğin big mac ile uganda da yediğin big mac aynıdır bunu bilirsin.
öngörülebilirlik: ne olacağını bilirsiniz gittiğiniz zaman robot gibi size aynı kelimeleri söylerler. hee kardeşim büyüt benim menüyü dersiniz. mcdonaldsa gittiğiniz zaman hemen karar vermek zorunda gibi hissedersiniz bunun sebebi onların öyle istemesidir. fiyatlar klasik ve öngörülebilir dünyanın her yerinde hemen hemen aynıdır.
denetim: mesela mcdonaldsa gittiğimiz zaman sandalyeler serttir ve rahatsızdır bunun sebebi orada daha fazla oturmaman içindir. orada bulunma süren denetlenmiştir. mcdonaldlaşmada hem müşteriler hem çalışanlar için denetim çok önemli bir olaydır. menüleri kaç dakikada sipariş verebileceğimize kadar her şey denetlenmiştir. sistem çok güzel kurulmuştur. patateslerin köftelerin kızardıktan sonra öteceğine kadar denetlenmiş bir sistemdir bu denetim meselesi.
akılcılığın akıldışılığı: ritzer bu konuyu sezaryen doğumu örneği üzerinden anlatıyor. normal doğum yerine sezaryen doğumun tercih edilme sebebinin bu bahsedilen kavramlar olduğunu savunuyor. hesaplanabilirlik , denetim ve öngörülebilirlik.
not: karnım acıktı. okunması gereken başarılı bir eser herkese tavsiye ederim. kitabın tek sıkıntısı bir süre sonra aynı olayları farklı farklı anlatmaya çalışmasıydı. okurken sürekli lan bunu biliyorum öğrendim işte tepkisi verdim. onun dışında gayet iyiydi.
  ritzer bu kitapta hesaplanabilirlik ve öngörülebilirlik , denetim , akılcılığın akıldışılığı gibi kavramlarla mcdonalds şirketinin neler yaptığını ve amerikan toplumunun nasıl değiştiğini anlatıyor.
tüketim çılgınlığı özellikle çok güzel anlatılıyor. toplumların nasıl değiştiği inceleniyor. acayip güzel detaylarla ve çok güzel bilgilerle basitçe anlatılmış hoş bir eserdi tavsiye ederim.
toplum yaşamımızın değiştiğini mcdonalds üzerinden anlatmak bana çok şaşırtıcı ve garip geldi o yüzden çok başarılı bulduğum bir kitap oldu. bunu tavsiye eden öğretmenime buradan kucak dolusu saygılar ulan.
babacım ne anlatıyorsun sen benim vaktim yok okuyamam kitap falan diyen yazarlar için ritzer kısaca şöyle anlatır.
toplumun mcdonaldlaştırılması kavramının temsil ettiği akılcılaşma süreci, modern yaşamın ihtiyaçlarına hızlı ve etkili yanıtlar sağlayan dört temel unsura dayanır : verimlilik, hesaplanabilirlilik, öngörülebilirlilik ve denetim. akılcılaşma tüm yaşamlarına hakim olmakla kalmaz, yaşamın öncesine ve sonrasına da el atar : mcdoğumlar ve mccenazeler hep bu elden çıkmadır. ancak akılcılaşma ister istemez kendi içinde akıldışılığı barındırmaktadır ve bu da beraberinde insansızlaşmayı, insanlıktan çıkmayı getirir : standart büyüklük ve lezzetteki patateslerin ardında korkunç bir çevre tahribatı; parlak renklerle döşenmiş bol ışıklı ekonomik, pratik, öngörülemezliğin tehliklerinden uzak sofralarında "benliğin sınırlandığı, duyguların denetlendiği, ruhun boyun eğdiği" bir dünya vardır.
bu kavramları teker teker inceleyecek olursak basit şekilde
verimlilik: az ürünle çok ürün elde etme. mesela mcdonalds sınırlı bir menüye sahip seçenekler kısıtlı hamburger patates kola lan işte. mesela patatesler hileli uzun kesim kıvrımlı oluyor sebebi daha fazla görünmesi. ( vaay bütün sırrı çözdün demeyin )
hesaplanabilirlik: mesela mcdonaldslarda hız çok önemlidir gittiğiniz zaman 5 dakikada yemeğinizin geleceğini bilirsiniz. veya tadını bilirsiniz tadı kötü veya iyi değildir hep aynıdır. istanbul da yediğin big mac ile uganda da yediğin big mac aynıdır bunu bilirsin.
öngörülebilirlik: ne olacağını bilirsiniz gittiğiniz zaman robot gibi size aynı kelimeleri söylerler. hee kardeşim büyüt benim menüyü dersiniz. mcdonaldsa gittiğiniz zaman hemen karar vermek zorunda gibi hissedersiniz bunun sebebi onların öyle istemesidir. fiyatlar klasik ve öngörülebilir dünyanın her yerinde hemen hemen aynıdır.
denetim: mesela mcdonaldsa gittiğimiz zaman sandalyeler serttir ve rahatsızdır bunun sebebi orada daha fazla oturmaman içindir. orada bulunma süren denetlenmiştir. mcdonaldlaşmada hem müşteriler hem çalışanlar için denetim çok önemli bir olaydır. menüleri kaç dakikada sipariş verebileceğimize kadar her şey denetlenmiştir. sistem çok güzel kurulmuştur. patateslerin köftelerin kızardıktan sonra öteceğine kadar denetlenmiş bir sistemdir bu denetim meselesi.
akılcılığın akıldışılığı: ritzer bu konuyu sezaryen doğumu örneği üzerinden anlatıyor. normal doğum yerine sezaryen doğumun tercih edilme sebebinin bu bahsedilen kavramlar olduğunu savunuyor. hesaplanabilirlik , denetim ve öngörülebilirlik.
not: karnım acıktı. okunması gereken başarılı bir eser herkese tavsiye ederim. kitabın tek sıkıntısı bir süre sonra aynı olayları farklı farklı anlatmaya çalışmasıydı. okurken sürekli lan bunu biliyorum öğrendim işte tepkisi verdim. onun dışında gayet iyiydi.
devamını gör...
yüksek sesle konuşan insanlar
          hastalığı nedeniyle kulağında problem olan insanlar dışında yüksek sesle konuşanların, karakterim böyle diyip kendilerini haklı çıkarmaya çalışmaları  hayli şaşırtıcıdır. 
bu nasıl karaktermiş diye sorulur.
  bu nasıl karaktermiş diye sorulur.
devamını gör...
yağmur yağdığında kaçmak vs yağmurda bilerek ıslanmak
          asit yağmuru değilse kaçmadığımdır. sabun muyum alüminyum neden kaçayım? (bkz: iğrenç espriler)
      
  devamını gör...
oglalalakota
          zarif bilgi nedir? bu yazarın yorumlarında görünendir.
oy verme konusunda da yarışılmaz.. sen ona 1 oy yaklaşırsan, o sana 3 oy yaklaşır.
(bkz: mahcup ediyorsun azizim)
  oy verme konusunda da yarışılmaz.. sen ona 1 oy yaklaşırsan, o sana 3 oy yaklaşır.
(bkz: mahcup ediyorsun azizim)
devamını gör...
bağıra bağıra söylenebilecek şarkılar
          tanrım kötü kullarını sen affetsen ben affetmem...
      
  devamını gör...
ünlü olmadıkları halde ünlü sayılan insanlar
          (bkz: fahrettin koca)
korona olmasaydı kaçımız tanırdık sonuçta dimi?
  korona olmasaydı kaçımız tanırdık sonuçta dimi?
devamını gör...
sözlüğü terk ediyoruz kampanyası
          saatlerdir bik bik bik...aga gideceksen usulca git işte neyin şovu bu. moderasyon bağa bakmir diye diye ne kafa ütüledin be.
gidiyorum bak, bak gidiyoruuuumcularun kampanyası. e git mınaki ağıt mı yakalım arkandan.
  gidiyorum bak, bak gidiyoruuuumcularun kampanyası. e git mınaki ağıt mı yakalım arkandan.
devamını gör...
öğrenciler için kaliteli web siteleri
          phet.colorado.edu
fizik, kimya ve biyoloji dalları üzerinde deney yapabileceğiniz site.
geogebra.org
geometrik şekil çizebileceğiniz ve grafik hazırlayabileceğiniz site.
dergipark.org.tr
ilgi alanınız hakkında bir sürü makale bulabileceğiniz website.
  fizik, kimya ve biyoloji dalları üzerinde deney yapabileceğiniz site.
geogebra.org
geometrik şekil çizebileceğiniz ve grafik hazırlayabileceğiniz site.
dergipark.org.tr
ilgi alanınız hakkında bir sürü makale bulabileceğiniz website.
devamını gör...
bir meriçin günlüğü
          sevgili günlük. bugün elit bir kafede otururken yan masaya tam bir afet-i devran, esmer güzelinin biri oturdu. meriçliğim içimde kıpırdadı resmen, kız sigarasını ağzına koyar koymaz altın zippo çakmağımı çınn sesi ile açıp seri bir şekilde ateşledim. kız şöyle bir gözlerimin içine baktı, sigarayı ağzından çekip; "uuğğşt küpek, sen beni ne sandın" demesin mi.. 
nerden geldiğimi şaşırdım, kıza bak çıkan sese, şiveye bak. sonra garson geldi; "abi ne yaptın yaa? çingene abi bu kız, babası at yarışından yüklü para tutturmuş, öyle düzelttirdi kaportayı takılıyor burada" deyince kendime geldim. demek ki neymiş? ota b*ka meriçlik yapıp zıplamamak gerekiyormuş.*
not: bu tanımda geçen hiç bir cümle gerçek değildir, tamamen eğlence amaçlı yazılmıştır. ben sigara içmiyorum lan bir kere, el alemin sigarası ne yakıcam.*
  nerden geldiğimi şaşırdım, kıza bak çıkan sese, şiveye bak. sonra garson geldi; "abi ne yaptın yaa? çingene abi bu kız, babası at yarışından yüklü para tutturmuş, öyle düzelttirdi kaportayı takılıyor burada" deyince kendime geldim. demek ki neymiş? ota b*ka meriçlik yapıp zıplamamak gerekiyormuş.*
not: bu tanımda geçen hiç bir cümle gerçek değildir, tamamen eğlence amaçlı yazılmıştır. ben sigara içmiyorum lan bir kere, el alemin sigarası ne yakıcam.*
devamını gör...
