...karl raupp ...
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
...harry anderson ...
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
...antonio ermolao paoletti...
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
...charles haigh wood...
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
...louis marie de schryver...
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
...walter moras...
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
...rowland wheelwright ...
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
...ascan lutteroth ...
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

tabi ki gazi mustafa kemal atatürk sorgulamayın bile ...
devamını gör...

spor yapmak ve dil öğrenmek bence.
yaşlanınca o kollar havaya kalksın, yere bağdaş kurup oturmak istiyorsan yapıcaksın maalesef.
devamını gör...

tam olarak beni anlatan başlık*.zaten sözlüğün ilk zamanlarından beri burdayım ama sınav için kısa bi ara vermek zorunda kalmıştım*. herkesin de bildiği gibi çok zor bi sınavdı ama sınav geçti ve sonunda özgürüz*.belki mezuna kalacağız,bi süre daha bu çileyi çekeceğiz; belki de hayalimize, gerçekten güzel bi üniversiteye kavuşacağız ama iki ihtimalde de önümüzde 1-2 ay gibi bi süre için mola verme şansımız var.yks’ye giren her öğrenci için çok zor bi yıldı o yüzden de dinlenmeyi hak ettik bence. 1-2 ay kendinize izin verin,önünüzde sizi bekleyen olasıklara karşı daha güçlü durabilmek için yapın bunu en azından.ben bu dinlenmeyi hak ettiğimizi düşünüyorum ya*.
devamını gör...

psikoloji bir disiplin olarak teşekkül ettiği zamanda tüm bilim adamları tarafından topa tutulmuştu. psikologlar şarlatan ilan edilmiş, adeta bilimin içerisine sokulmaya çalışılan bir 'din' olarak telakki edilmişti. şimdi birazdan psikoloji okuyanlar buraya gelip, yok efendim wundt laboratuvar kurdu, yok efendim piaget çocukları topladı deney yaptı gibi entryler girecek olsalar da bilim tanımı gereğince psikoloji bu tanımın dışında kalır. bilim kısaca, fenomenlerin birbirleriyle ilişkisini inceleyen disiplindir. psikoloji disiplini içinde bahsedilen fenomenlerin hiçbirinin nedensellik prensibiyle incelenme imkanı olmadığı gibi ekstra kurgusallık içerir. niçe'nin dediği gibi imgenin imgesidir. (aslında bugünün fiziği de klasik bilim tanımının dışındadır. neyse bi de bilimcilerden linç yemeyelim) ancak bu psikolojiyi haddi zatında değersiz kılmaz. bilim olmayan her şey değersizdir gibi saçma bi anlayışa sahip değilsek bu sorun olamaz kendi adımıza. bütün disiplinlerin bilimsel tanım ve kavramlarla iş görmesi beklenemez, beklenmemeli.
devamını gör...

benimdir. lütfen kötü şeyler söylemeyin, iyi insanlarız.
devamını gör...

güneşin en tepede olduğu saatlerde, otobüs durağında tek başıma otobüs bekliyormuş gibi hissediyorum. güneş yüzünden uykum da geliyor ama uyumamam lazım. bu benim genel hissiyatım zati.
devamını gör...

düşünceler ve düşüncelerin davranışlara etkisi üzerine bir kitap. ezcümle, eğer size pembe bir fil düşünme dersem sürekli gözünüzün önüne pembe bir fil gelecektir. yani düşünmemeyi düşünmek, düşünmek istemediğinizi düşünmenize neden olur.
devamını gör...

birçoğumuzun videolarla gördüğü ve korkuttuğu duruma neden olabilecek bir nedeni genel kültür olsun diye aydınlatmak istiyorum.
ani bir şekilde olan bu durumun yüksek ihtimallerinden birisi hipertrofik kardiyomyopati ile açıklanabilir.basitçe kalp kasının çok kalın olmasından dolayı ventrikül boşluğu(kalbin toplandığı boşluk ) çok küçük kalıyor ve yoğun aktivite sonrası kalp atımının hızlanmasıyla beraber yeterli kanın vücuda pompalanamamasıyla gerçekleşir.
ayrıntı olarak;
genetik geçiş paterni yüksektir,patogenezde beta-miyozin ağır zincirinde nokta mutasyonu vardır.
asimetrik septal hipertrofi(muz şeklinde sol ventrikül) tipiktir.
ara ara senkoplara neden olur bu da çok üzerine gidilmese de önlenmesi açısından önem arz edebilir.
devamını gör...

beklenen gün gelecekse çekilen çile kutsaldır.
illaki çilesiz hayat olmaz.
daha önce bir çok enrty de yazdığım gibi varoluşun kendisi başlı başına bir çiledir.
kimi insan daha az çeker, kimisi ise bir ömür.
zaten hayat da böyledir işte.
biraz güleceğiz, biraz ağlayacağız, biraz da yaşacağız.
devamını gör...

'' beni anlamıyorlar, ben bu kulaklara göre ağız değilim.”
(bkz: böyle buyurdu zerdüşt)
devamını gör...

doktor mehmet mutaf'ın unutulmaz klasiği.
devamını gör...

edit: bari wikipedia'ya bak

shalom (hebrew: שָׁלוֹם‎ shalom; also spelled as sholom, sholem, sholoim, shulem) is a hebrew word meaning peace, harmony, wholeness, completeness, prosperity, welfare and tranquility and can be used idiomatically to mean both hello and goodbye.

edit2: konuyu açan kişi (bkz: kalender)'nin çaldığı sahte kaynak video'ya kadar birebir aynı. açıkcası eğitim şart, git bi kelimenin anlamı ne demek onu araştır.

esselamu aleyküm (barış üzerinize olsun) anlamına gelir...

selam = barış
aleyküm = üzerinize

(bkz: eğitim şart)
devamını gör...

öncelikle düzenin niteliğinden bahsedelim. en üst trofik düzeyde olan ve tabiri caizse dünyayı sömüren insan türünün düzene mükemmel demesine şaşırmıyorum. kafanızı kaldırıp doğaya baksanıza biraz. düzen işliyor ama mükemmel mi? yeni lider olmuş erkek aslanın eski lider aslandan olan bebek aslanları öldürmesi mükemmel mi? yumurtadan yeni çıkmış istilacı kuşun henüz yürüyemezken yuvanın asıl sahibi yumurtaları yere atıp kırması mükemmel mi? bir arının gelip iğnesiyle solucanı felç etmesi ve solucanın içine güvesini koyması, güve büyüyüp yavru arı olunca solucanı içten yiyerek uçup gitmesi mükemmel mi? anlayacağınız dünyadaki düzen sadece öldürmeye dayalı. antik roma’daki gladyatör savaşlarını bilirsiniz. onlarca gladyatör birbirini öldürür ve hayatta kalanı özgürlüğünü kazanır. bu düzen mükemmel mi? kim ölmeyip daha çok öldürürse o kazanır. peki bu düzen sadece insan için mi mükemmel? hayır. düzenin bize mükemmel görünmesi çok normal çünkü biz düzenin en iyi ürünleriyiz. mesela müslümanların genellikle savunduğu şeylerden birisi güneş’e daha yakın olsaydık biz olmazdık o yüzden düzen mükemmel. doğru olmazdık. bu sefer de sıcağa en iyi adapte olabilen en başarılı tür olurdu. o zaman da o tür derdi ki “yahu güneş’ten biraz daha uzak olsak hiçbirimiz olmazdık o zaman düzen mükemmel”. yani siz zaten bu düzene iyi adapte olabildiğiniz için varsınız. düzen mükemmel değil siz bu düzende başarılı oldunuz. milyonlarca yıl önce dinozorlar dünyanın hakimiydi bir göktaşıyla yok oldular. şimdi biz hakimiz ve mükemmel dediğiniz düzen sonumuzu getirecek.
peki düzen var mı? evet var ama düzenin kendisi kaosa sebep oluyor. yerçekimi bir düzen midir? kesinlikle öyledir. uzay-zaman örtüsünü bükebilen her cisim kütleçekim kuvveti uygular. peki bu neye sebebiyet veriyor? bir kara deliğin gezegenleri yutmasına sebebiyet veriyor. mesela bir yıldızın çekirdeğindeki hidrojenin bitmesi sonucu süpernova patlaması yapması düzen mi? evet. neye sebebiyet veriyor? milyarlarca taneciğin evrene saçılmasına yani kaosa. o tanecikler dünyadaki gibi yaşam başlatıp düzene sebebiyet verebilir mi? evet verebilir. peki dünyadaki yaşam bizim dünyamızda olduğu gibi kaosa sebebiyet verebilir mi? kanıtı dünyamız zaten. kısaca bir düzen var ama bu düzen mükemmel değil, düzen işliyor ama bazen kaos düzeni bazen düzen kaosu doğuruyor.
peki gelelim rastgele olup olmayacağına. tesadüf olabilir mi? kesinlikle olabilir. planck sabiti başka bir şey olsaydı, kozmolojik sabit başka bir şey olsaydı, ışık 300.000 km/s değil de 250.000 km/s hızla yol alsaydı da düzen olmayacak mıydı? olacaktı. bu yeni düzen de canlılığa sebebiyet vermeyecek miydi? verecekti. ve o canlılar da “bak ışık 250.000 km/s ile gitmese biz olmayacaktık demek ki hassas ayar var” diyecekti.
canlılığın oluşmasına 10 katrilyonda bir ihtimal verelim. evrende kaç gezegen var? neredeyse sonsuz. olasılık bilimine göre zaten canlılığın olması da kesin zaten zira 10 toptan birisi sarıysa ve 10 top alırsanız sarı topunuz kesinlikle olur. 10 katrilyonda bir ihtimalle canlılık oluşuyorsa ve evrende 10 katrilyon tane gezegen varsa canlılığın oluşması muhtemeldir. henüz en yakın komşumuz mars’ta bir canlılığın olup olmadığını bilmeyen insanlığın evrende hiç canlının olmadığını, evrenin insanlık için yaratıldığını iddia etmesi de kibirlilikten başka bir şey değildir.
kısacası ayar hassas filan değil, biz ayarların ürünü olduğumuz için ayarlar hassas geliyor.
he ayar kendi kendine oluşabilir mi? bilmiyorum. bu yüzden agnostiğim zaten.
devamını gör...

koordinat sisteminde yatay(x) ve dikey (y) eksenlerinin dik bir şekilde kesişmeleri ile meydana gelen bir düzlemde iki doğrunun kesişme noktasına orijin (0) denir.
devamını gör...

son zamanların her şehrin kendine özgü kahve pazarlaması, bilmeyen kahvenin ana vatanı zan edecek, birde markanın ya önüne ya arkasına, .... bey , .......
efendi gibi eklemeler yapıp efsaneleşmiş gibi yapıyorlar ya, yok kardeşim ben normal , arabic, orta kavrulmuş,ince çekim kahve alayım bana yeter...
devamını gör...

ruhi su o en alışık ve en âşık olduğumuz enstrümanına yani sesine yüklenince bambaşka bir hâle bürünen türkü.

dün gibi veya asırlar öncesi gibi aşina bir zaman diliminden çıkıp geliyor yanımıza, yanığımıza..
sakin sakin okunan bir türkü bu, kim kim için yaktıysa çok sakin, çok güzel sevmiş o kızı o kadar belli ki?
ne bu zamanın gel geç aşklarına benziyor ne de öyle salt bağırma ile iş yaptığını sanıyor, usulca dokunuyor, usulca vuruyor ne varsa yakıp yıkıp geçiyor.

aradan 500 sene de geçse bu ses ve bu türkü aynı şekilde vurup geçecek,hiç değişmeyecek, aynı asillik ve aynı sakinlikle bambaşka insanlara dokunacak, aynı dertten muzdarip olan bambaşka insanlara..



spotify

youtube
devamını gör...

bir dönem antalya'da yaşarken kaldığım lojmanın kedisine verilmiş isim: "sebati". kim bi kediye bu ismi verir kardeşim? nasıl bir kafa bu.
devamını gör...

xavier de maistre kitabıdır.

ilkokul yıllarımda romatizmal bir hastalıktan ötürü birkaç ay yatağa mahkum kalmıştım. yürümekte çok zorlanıyordum ve doktor en az üç ay sadece iğne olmak dışında yataktan çıkmamam gerektiğini söyleyince saçma bir mahkumiyet başlamıştı benim için.

o dönemde hayatımı kurtaran şeyin edebiyat olduğunu söyleyebilirim çünkü günlerce kitap okuyup hayal kurdum bir odanın içinde. odamdaki bu yolculuklar esnasında birçok insanla tanıştım. jules verne bunlardan biriydi ve beni dünyanın her yerine götürdü. ve ben o hastalık esnasında ilk öykümü yazdım. bir bilimkurgu öyküsü idi, dönüşüm geçirmiş örümceklerle savaşan sıradan bir kahramanın öyküsü. odada yapılabilecek yolculukların doğrudan etkisini hep hissettim hayatım boyunca.

içinde bulunduğumuz bu saçma ve gerçeküstü dönemde karantina ve sokak kısıtlamalarına girip girip çıkarken, odalarda ışıksız kalmaya alışırken ve dahi bu dönemi fakirsek cinnet zenginsek cennet tadında geçirirken okunması gereken bir kitap.

evlerde kalıp kendi kendimizi sorgulamak için bolca zaman bulmamız kendimizi tanıyıp yeni bir arkadaşlık edinmek için ideal bir fırsat olabilir ve biz de maistre’nin yaptığı gibi düşsel bir yolculuğa çıkabiliriz kendi odamızda. bence okuyun, delirmeden önce yapacağınız en iyi şey olabilir.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim