şah hatayi deyişi.

"aman hey erenler mürüvvet sizden
öksüzem garibem amana geldim
şu benim halime merhamet eylen
ağlayu ağlayu meydana geldim

şah'ın bahçesinde men garip bülbül
efkarım artmakta halim pek müşkül
koparmadım asla kokladım bir gül
kafir oldum ise imana geldim

ikilik perdesi yoktur özümde
birliktir muradım özüm süzümde
gece gündüz daim hak niyazımda
kıblegahım şah-ı merdan'a geldim

gönül şahinini saldım havaya
akıl sefinesin vermişim zaya
yüzüm süregeldim men hak-i paya
server muhammed'e selman'a geldim

muhammed ali'nin kullarındanım
al-i aba nesl-i hayderidenim
imam-ı ca'fer'in mezhebindenim
derdimend hatayi dermana geldim"

spotify
devamını gör...

genelde maksadına ulaşamayan eylemdir. sanki tüm evren yırtık çorap giymenizi bekliyormuş gibi tam da o gün ayakkabılarınızı çıkarmanız gereken bir ortama girebilirsiniz. bu evrenin size senden gıcık alıyorum deme şeklidir.
devamını gör...

inkar edilemez bir gerçektir, insanın önce gözü ile beğendiği.
bunu destekler bilimsel araştırmalarda vardır.
örnek olarak, iş görüşmesinde, mülakatı yapan kişinin yargıya varma süresi 3 saniyedir.
3 saniyede bir fikir alışverişi olamayacağından ötürü, yargının sebebi dış görünüştür.
insan kesinlikle gözü ile beğenir fakat, sevgi tanıdıkça gelişir.

bu noktada sözlük işleri değiştiriyor, burada kişinin yazdıkları aracılığı ile iç dünyası, düşünme şekli ve hayat görüşü hakkında fikir sahibi olunup bu fikirlerden etkilenilebilir. hayranlık duyulabilir.

aşk da zaten hayranlıktır en temelinde. bu yüzden fazlası ile mümkün durumdur.
devamını gör...

bu sloganı tekrar hortlatalım arkadaşlar. bir oy ya. emek veriyor arkadaşlar. motivasyon,moral, azim için çok görmeyelim. *
devamını gör...

yaşamak için yemek gerektiğini biliyorum, hatta yaşamak için yeterli olan miktarın ne kadar az olduğunu da çok iyi biliyorum, ama çocukluktan verilmiş bize karbonhidrat zehiri, özellikle tatlı, bilinçaltımızda ödül kategorisine kaydedilmiş, çay sofrası, pasta kutlaması, pizza partisi filan, bizi mutlu eden esas şey yediklerimiz değil aslında, önceliklerimizi değiştirmemiz lazım, başka kavramlara odaklanmamız lazım, böyle yazması kolayda işte, o kafalara gelmeye yetmiyor, bülent ortaçgil inde dediği gibi "anlamak çözmeye yetmiyor" maalesef.
devamını gör...

benim o insan dediğim başlıktır.
takıyorum kartı dokunuyorum pislik tuşlara sonra parayı çekiyorum alıyorum elime pislik paraları.
devamını gör...

luis fonsi ve daddy yankee'nin şarkısıdır. youtube'de en çok izlenen videodur. an itibariyle 7.324.945.396 görüntülemeye sahiptir.
devamını gör...

yazar william golding'in sineklerin tanrısı kitabında bu duygudan bahsedilmiştir.romanda medeniyet sayesinde insanların bastırılmış olan vahşilik duygusunun üstü örtülmüştür ancak en küçük bir medeniyetin olmadığı ortamlarda insan kendi vahşiliğini rahatça ortaya çıkarmaya başlar.yani bu durum eğitim verilmeyen insanın ham hâli olan
- bu çocukluktan başlıyor- masumluk duygusunun nasıl başka yerlere sapıp vahşi olmaya evrileceğini medeniyetin insanlık için nasıl büyük bir kurtarıcı olduğunu anlatmaya çalışıyor.

(bkz: lord of the flies (kitap))
(bkz: sineklerin tanrısı (kitap))
devamını gör...

en güzel anılarımın çocukluk yıllarıma dayanması sebebiyle sık sık geleceğim başlık olacaktır.
bir gün annem ve ben şehirler arası bir yolculuğa çıkmıştık. araç dinlenme tesisinde mola verdi ve biz annemle birlikte lavaboya gittik. aracın kalkmasını dışarıda bekleyelim dedik, evet buraya kadar her şey normal. ardından, aracın kalkmasına yakın kapıya yaklaştık, tam o sırada bir kalabalık oldu ve ben annemin elini kaybettim. tekrar annemin elini bulduğumda annemin elinde bir gariplik hissettim. sanki biraz daha büyük, biraz daha tüylüydü ve ısrarla benim elimi tutmak istemiyordu. bu olaya o an anlam veremedim ama çok da önemsemedim, ısrarla sıkı sıkı tuttum annemin elini, elimi zorla tuttuğunu hissettiğim annem de bırakmadı sağ olsun anne yüreği sonuçta.
sonra otobüse bindik ve ben yerimizi bulabilmek için anneme baktım "yerimiz neredeydi?" dercesine. ama annemi görünce annemde de bir değişiklik olduğunu gördüm, annem annem gibi değildi biraz değişmişti. bir hayli esmerleşmiş bıyıkları ve sakalları çıkmıştı. işte o an anladım elini tutmaya çalıştığım kişinin annem olmadığını ve avazım çıktığı kadar tıpkı şu şekilde ağlamaya başladım "senin ellerin kıllı benim annemin elleri kıllı değildi, annneeeğğğ nerdesin kıllı elli adam var buradaaaağğğğ".
şimdi gözünüzün önüne şöyle bir manzara getirin lütfen;
adam bir yandan beni sakinleştirmeye çalışıyor bir yandan otobüstekiler ne olduğunu anlamaya çalışıyor bir taraftan da arkadan annemin sesi geliyor "buradayım buradayım sana seslenmeye çalışıyorum beni duymuyorsun annem, tuttun amcanın elini yürüdün gittin."
meğerse ben o kalabalıkta annemin eli diye amcanın elini tutmuşum, amca elimi bırakmak istemiş ama ben ısrarla amcanın elini bırakmamışım. bu olayın sonrasında sanki elini zorla tutmaya çalıştığım amca suçluymuş gibi adama kötü kötü bakmış "senin ellerin kıllı anneminkiler değil" demiştim. * annem amcadan özür dilemiş bana olayı anlatmaya çalışmıştı ama neden bilmem ben asla ikna olmamıştım. o gün bugündür el takıntım var sözlük, eller benim için önemli.
devamını gör...

ağırlıklı olarak 15. yüzyıl sonrası görülsede daha önce ki dönemlerinde de örnekleri görünen kuş evleri. cami, medrese kimi zamanda sivil mimarinin cephesini süsleyen bir unsur olmuş bu evler.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

şimdilerde kuşları yaralayan o sivri demirlere nasıl ulaştığımızı bir türlü anlayamıyorum bu inceliği görünce.
devamını gör...

çin'den başlayan ve hazar denizi, iran, kafkasya ve anadolu coğrafyaları üzerinden avrupa'ya uzanan yoldur.
devamını gör...

herhangi bir sorunu fiziksel şiddet uygulamadan çözerek çocuk büyütmektir. bunun iki ihtimali vardır;
- fiziksel şiddet uygulamadan fakat psikolojik, sözel, duygusal, cinsel veya ekonomik şiddet uygulayarak da büyütüyor olabilir. bu durumda tamamen şiddetin yokluğundan bahsedemeyiz. tam tersine fiziksel şiddetten daha kötü sonuçlar doğuracağı aşikardır. hal böyle olunca sağlıksız bir çocuk büyüyecek ve sağlıksız bir birey olacaktır.
- şiddetin hiçbir çeşidini uygulamadan çocuk büyütmek demek sağlıklı bir birey sağlıklı bir toplum demektir.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

kara erol.*
devamını gör...

değerli yazarlarımız bundan kaygı duyduklarını ve hoşnut olmadıklarını ifade etmişler. aynı yazarların sözlükte bilgiden ziyade trollüğe destek verdiğini görünce bir çelişki olduğunu görebiliyorum.*

tanım: bizim gibi gelişmemiş ülkelerde görülen durumdur.
devamını gör...

hiçbir mantığı olmayan durum. hayır yani yazarın ceza aldığını ifşa etmenin mantığı nedir? başka hiçbir sözlükte böyle bir şey yok. dikkatimi çekiyor burada sık sık yapılıyor. yazarın aldığı cezayı ifşalamak, bir sözlük kuralı da bizim mi haberimiz yok. bu davranıştan vazgeçilmelidir. ceza alan yazar ile yönetim arasında kalmalıdır.

bakın yazarı cezalandırdık, kendinize çeki düzen mi verin mi mesajı veriliyor, böyle bir mantıkla yazıldığını sanmıyorum ama bu uygulamadan vazgeçilmelidir.

çünkü uygulamanın açıklanabilir bir mantığı yok. yönetim yazarı cezalandırır, olay biter.

gidip de yazarın nick altına 'x saat cezalandırılmıştır' yazmak hiç doğru bir davranış değil.

eminim ki sevgili yoldaş, bu konuda gerekli adımları atacaktır, gereğini yapacaktır. çünkü bunlar cidden mantıksız davranışlardır.
devamını gör...

sarımsaklı yoğurt.. ve üstüne pul biberle kizdirilmis tereyağı.. oyyy ooyyy..
devamını gör...

aslinda "gozdagi vermek" tabiri yerine bel altindan tehdit etmesi de diyebiliriz bu duruma. gundemi takip edenler bilir, cin'in uygurlara yonelik olusturduklari iskence kamplari her ne kadar dunya basinindan saklanmaya calisilsa da, yaptiklari zulum bir sekilde ortaya dokulmekte. ozellikle bir kac ay once amerika'nin baslattigi kinama ve yaptirimlara sirasiyla kanada, avusturalya, yeni zelenda'da katildi. avrupa ulkelerince basta ingiltere ve hollanda'dan da yaptirimlara destek gelmesiyle bir cok ulke cin'e yaptirim uygulama karari aldi. cin tabii ki bu duruma sessiz kalmadi. gectigimiz gunlerde alinan bu yaptirim kararlari uzerine pekin'den bir aciklama geldi. cin'in disisleri sozcusu, cin'in icislerine karisilmamasi gerektigini belirtti.

"çin artık 120 yıl önceki çin değil. çinliler öfkeli değil, ancak öfkelenirlerse başa çıkmanız zor olacak" diye de ekledi.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel


kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel



haberin devami
devamını gör...

muazzam çalışkanlığıyla ün salmış, büyük iskender'in hocalığını yapmış ünlü makedon filozof. tam adı aristotle idir. biz bazen aristo deriz. stagira doğumludur, halkis ölümlüdür. eşi pitias'tır. platon'un öğrencisidir. ayn zamanda rakibidir.(düşmanlığa varacak şekilde) tabii saygıyı bırakmaz. bu küslüğün sebebi platon' un akademi'nin başına akrabası speussippos'u getirmesidir. aristotle anlam veremez. çünkü kendisi daha nitelikliyken, kendinden aşağı bir insan başa gelmemelidir.

hakkında çok şey söylenebilir. ancak söylemeye çekiniyorum. f. m. cornford'un dediği üzere "belki de sadece st. thomas'ın çalışkanlığının boy ölçüşebileceği bir adamın sisteminin ana hatlarını vermeye teşebbüs dahi edemem."

ama şunu söyleyeyim, etikten doğa bilimine kadar yazdığı her şey, günümüz portresine ışık tutmaktadır. marx'tan darwin'e...

ancak darwin için aristo. bazen cahilce konuşurdu. nitekim bilgisi olmadığı konularda ahkam keserdi. dr ogle'a şöyle yazar darwin(kısaca) : "kasların hareketin aracı olduğu konusundaki gibi bazı konulardaki cehaleti ne kadar tuhaf."
(darwin, f., yayına hazırlayan, 1887, life and letters of charles darwin, including and autobiographical chapter: john murray, london, c. 3, s. 252.)
devamını gör...

1860-1939 yılları arasında yaşamış art nouveau akımının temsilcilerinden, çek ressam, illüstratör ve grafik sanatçısı.
tam adıyla alphonse maria mucha, önce moravya ve viyana'da tiyatrolar için çeşitli resim çalışmaları yapmış, daha sonra münih'te ve paris'te sanat eğitimi almıştır.
1894'te paris'in ünlü aktrislerinden sarah bernhardt'ın bulunduğu ''gismonda'' isimli tiyatro için poster hazırlama fırsatı eline geçmiş ve bu poster sayesinde adını duyurmuştur.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel poster for ’gismonda’ (1894) kaynak

kariyerinin yükselişiyle beraber özellikle aktris için posterler hazırlamaya devam etti. bunun yanında ''mucha tarzı'' yani art nouveau popüler olduğu için bir çok poster, resim ve illüstrasyonlar hazırlamış ve bunlar çikolata, bisküvi ve şampanya gibi bir çok ürün ambalajında kullanılmıştır.

eserlerinde çiçeklerin, çeşitli bitkilerin ve motiflerin arasında güzel kadınların bulunduğu büyüleyici kompozisyonları görüyoruz. eserleri, gördüğünüzde mucha tarafından yapıldığını anlayabileceğiniz kadar orijinal. bir kaç tane iliştiriyorum.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel the precious stones (series) (1900) kaynak

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel f. champenois imprimeur-editeur (daydream) (1897) kaynak

kaynak
daha fazla eserini incelemek için buradan
devamını gör...

(bkz: ömürcek adam)

öpülepsi hanım sağ olsun ukde bırakmış. örümcek adam sanıp uzun bir tanım girdim, sonra domestic hıyar dedi ki bu terslikte bi iş var ve sildik tüm tanımı. *
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim