çağan ırmak'ın senaristliğini ve yönetmenliğini üstlendiği; çetin tekindor, hümeyra'nın başrolünde olduğu 2011 çıkışlı dram filmi.

dedemin insanları, küçük bir kasabada yaşayan on yaşında bir çocuk ve dedesi aracılığıyla, bir ailenin ve bir ülkenin geçirdiği büyük değişimi anlatıyor. filmin mübadele yıllarına uzanan hikayesi birinci dünya savaşı ile değişen, parçalanan hayatları sinemaya taşıyor.
ek olarak,

çağan ırmak bu senaryoyu, kendi dedesinin gerçek yaşam öyküsünden kurgulayarak yazmış.

edit:imla.
devamını gör...

açız olm.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

öncelikle bireylere kadın ve erkek olarak bakmaktan önce "insan" olarak bakmayı denemeliyiz.
insan olarak baktığımızda da fark ederiz ki "her insan farklı karaktere sahiptir."
kadın ve erkek ilişkilerinde yaşanan iyi veya kötü şeyler "her zaman" böyle devam edeceğinin göstergesi değildir.
hepimiz farklı insanlar olduğumuz için ilişkiler farklı, durumlar farklı olur.
diğer türlü içimizde ön yargı taşırız, bu da böyledir, beni üzer vs deriz mesela. bu da gerçekten "sizi seven" i incitir ve uzaklaştırır. sonuç siz kaybedersiniz.
özetle insanız ve farklıyız.
devamını gör...

sanki dünyanın yarısı kadın değil. sanki ülkenin yarısı bu döngüyü geçirmiyor. zaten bu kadar pahalı olmaları bile saçmayken şimdi de ihtiyaç dışı mı sayılıyor! hangi kafada bu insanlar hâlâ aklım almıyor.
devamını gör...

evlilik tarihimizle eşiminin ve benim ismimizin harflerinden oluşan şifre.
not: yeni evliyken böyle sacmaliklar yapıp sonra alıştığınız için birakamadiginiz şifreler oluyor. evet.
devamını gör...

(bkz: manga'nın birinci olamaması)
devamını gör...

cougar tipi bir helikopterle yaşanmış elim kazadır.

google'da biraz araştırdım ve ordu envanterine 1977 yılında girdiğini gördüm. yani tam 44 yıl önce. savunmaya bu kadar bütçe ayrılıyor, ihalarımız, sihalarımız, yerli üretim helikopterlerimiz falan var ama 9 tane gencecik askerimiz uçan bir tabutta şehit oluyor.

bu işin uzmanları "o helikopterlerin bakımı ve modernizasyonu sürekli yapılıyor." diyecektir. inanırım, sürekli yapılıyordur. ama 1977 model bir aracı ne kadar modernleştirebilirsiniz?

maalesef ateş yine düştüğü yeri yakacak. ailelerin çektiği acıyı tahmin edemiyorum. çok zor çok.

edit: işimbu'nun uyarısıyla cougar'ın ordu envanterine 95-96 yılında girdiğini düzeltmek isterim. ilk üretim yılı 1977'ymiş. ama cougar'ın sabıkası kabarık. link
devamını gör...

ben artık anlayamıyorum bunları.
inancı gereği başörtüsü takıyor ve bu tamamen kendi kararı. bu kadar basit. senin ne hakkın var başörtüsünü çıkarmasını söyleyip üstüne bir de senin gibi tipler imam hatipte olur demeye.
herkes istediğini giymekte ve istediği şekilde ibadet etmekte özgür. ister şort ve göbeği açık kıyafetle gezer ister başörtüsü takar. kimsenin karışmaya hakkı yok.
devamını gör...


whatsapp için faydalı "mesaj tepkileri" özelliği geliyor. artık gelen bir mesaja emoji ile tepki verilebilecek.

twitter veya instagram'daki gibi yani. harika bir şey olur o zaman. çok sevdim ben. 'görüldü atsam ayıp olur mu' derdi de kalmaz.
devamını gör...

bunu diyen parti'nin genel başkanı bir kadın için "kız mıdır kadın mıdır bilemem" demiştir.
devamını gör...

mavi,
bir renkten daha fazlası bence.
sonu olmayan bir gökyüzü,
umut dolu bir deniz.

cemal süreya
devamını gör...

sidious dayı zippo’ya saldırdın şimdi sıra lilium’a mı geldi? milleti eleştirince elinize sanki bir şey geçiyor, gerçekten anlam veremiyorum bu duruma. bi salın lan milleti, herkes özgürce yazsın çizsin, niye herkesi kendiniz gibi yapmaya çalışıyorsunuz? saçmasınız anasını satıyım.

yalnız bir şeyi fark ettim, bazıları yazılarıyla ön plana çıkmayınca milletin nikaltına gidip orada ahkam kesip ön plana çıkmaya çalışıyor, bu sayede oy kasmak istiyorlar. çok basit bir hareket ama kendileri bunu bilmiyor. gerçekten çok yazık.
devamını gör...

benim de fark ettiğim fakat dert etmediğim sorunsaldır. yani ben bir başlığa girdiğim zaman, genelde tüm entryleri okuyorum. ama ekşi sözlükte mesela bir olaya binlerce tanım giriliyor. hepsini okuyamıyorum ki, üç beş sayfa en fazla. burada ama bu sayede tüm yazarları tanıdım resmen. kim ne düşünüyor biliyorum, yazarların önceki entrylerini bile hatırlıyorum.

bu yüzden demek istiyorum ki: az olsun bizim olsun.
devamını gör...

korku, doğaüstü ve aksiyon türünde 10 ciltlik manga serisi. mangakasının çizimlerini çok beğenmemin yanında, tarihin en karizmatik vampirlerinden birini yaratmış olması da muhtemel (parlayan vampirlere hayran nesle aşina değiliz!).

güzel çizimler, iyi bir hikaye, güçlü yan karakterler ve muhteşem bir baş kötü (ya da iyi?). daha ne olsun derseniz; "bu mangada karşınıza çıkan ve çıkacak olan silahlar hayal ürünüdür. sonra çıkıp ta 'böyle bir silah yok ki' ya da 'silahlardan zerre anlamıyor bu' demeyin. hepsi milyonlarca kurşun alabilen kozmosilahlardır." gibi açıklamalar yapan komik de bir mangakası var.

not: 13 yaş üzeri içindir. yiğenleri, kuzenleri uzak tutun kitaplıktan.
devamını gör...

az önce açtığı başlığı kategorize ederken gördüm bu kişiyi. girdiği tanımı çok begenmem sonucu profiline girdim ve iyi ki de girdim. o kadar güzel tanımları var ki dostlar. kitaplara çok büyük sevgisi olan herkesin tanımlarına aşık olacağına eminim. editörlüğümun bana kazandırdığı en iyi şeylerden biri oldu bu yazarımızi keşfetmek. sadece yazdığı tanimlardan bile çokça saygımı kazanmış yazarımızdir insanolunbiraz. sevgilerimi saygılarımı iletiyor, tanimlarini büyük bir merakla takip ediyorum.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

ben mesai yapıp yeni bir özellik kazandırdığım zaman daha da fazla hissedilen ortamdır.

ps: test amaçlı tanım girmem gerek fakat saçmalayacak başlık bulamıyorum.
devamını gör...

1469- 1539 yılları arasında yaşamış, tek tanrılı din olan sihizmkurucusudur.

guru nanak, pakistan doğumlu bir hintlidir. sonrasında kurduğu dinin içeriğini de etki edecek olan, müslüman komşuları tarafından büyütüldü. nanak, sandalyeden ayağı yere değer değmez, babası ona sığır çobanlığı görevini verdi. ama nanak zamanının çoğunu meditasyonla geçiriyor; başı boş kalan sığırlar da komşunun bahçelerine giriyorlardı. babası büyük ihtimalle ‘ne yapacağım bu tembel oğlanla’ demiştir. köylüler ise ,sıcak havanın etkisiyle olsa gerek, o meditasyon yaparken mistik olaylar oluyor diye yeminler ediyorlardı. hatta biri ‘bu çocuk ermiş gibi bir şey’ diye yeminler ederek, babasını onun din eğitimi alması konusunda ön ayak oldu. okulda onu ilk keşfeden öğretmeni oldu.

müslüman komşularından bahsetmiştim. onların da etkisiyle tek tanrı kavramı kafasında bu şekilde oturmuş oldu. ailesinin inandığı çok tanrılı dinleri reddetti; ha bir de hindistan’daki kast sistemini de. tanrı her kuluna eşit davranmalıydı; bu durumda kast sistemi de olmamalıydı.

sonrasında evlendi ve ticarete girdi. babası ise ‘madem evlendin elin iş tutsun’ diyerek onu ticarete yöneltmeye çalıştı. ona bir miktar para veren babası, ondan parayı katlamasını beklerken, o yolda gördüğü aç, fakirlere parayı dağıttı. döndüğünde tabi babasından fırçayı yedi. ama o diretti; parayı dağıtarak daha büyük bir kazanç elde etmişti. babası ne yapacağım bu çocukla diye düşünürken, aklına kızı geldi. kızından, ona bir iş bulmasını istedi. kızı ise ona tahıl ambarında iş buldu. bu sefer dikiş tutturmuştu, iş yerinde sevildi ve sayıldı. bu sırada günlük olağan meditasyonlarını yaparken, müslüman mardana ile tanıştı. her sabah buluşup, kara nehirin orada beraber ibadet ediyorlardı. ama bir gün nehre yüzmeye giren nanak kayboldu. herkes öldü diye düşünürken, 3 gün sonra nehirden sağ salim çıktı ve ‘hindu yok, müslüman yok’dedi. artık onun mistik güçleri olduğuna herkes inanıyordu ve onu ‘guru’ilan ettiler.

bu olaydan sonra hayatı değişti; daha çok meditasyon yapmaya başladı. baktı olmuyor; kankası mardana ile şehri terk etti. ikisi bir nevi serseri hayatı sürdürdüler. gel zaman git zaman , artık inançları oturmaya başladı: tek bir tanrı var, müslüman yok, hindu yok, tüm insanlar kardeş.

guru nanak, bu aydınlanmadan sonra ülkesine geri döndü. kartarpur kentinde, oluşturduğu yeni dinin kurucusu olarak ve ona inananlardan oluşan bir topluluk kurdu. kural açıktı: hangi dinden veya statüden olursa olsun, tüm insanlar eşittir.

her şey iyi gidiyordu. babür şah o dönem agresif bir yayılma politikası izliyordu. sonra kafası hindistan’daki lodi hanedanlığı’na taktı. guru nanak ile yolları bu şekilde birleşti. nanak, savaş ve şiddet karşıtı söylemlerinden dolayı tutuklandı. kısa bir süre yattıktan sonra, babür şah kendisini huzuruna çağırdı.

nanak, ona inancıyla ilgili bilgi verdi; babür şah da etkilenmiş olacak ki,ona gördüğü bir rüyayı anlatıp yorumlamasını istedi. rüya kısaca şöyleydi: hindistan zenginlik içinde yüzerken birden yangın çıkıyor ve her şeyi yok ediyordu. nanak da fırsat bu fırsat diyerek rüyayı şöyle yorumladı: siz tüm inançlara saygı gösterirseniz hindistan’da bolluk olacak,eğer bu yoldan saparsa ülke üzerindeki hakimiyetini 7 kuşak içinde kaybedecekti. fazlasıyla ikna edici konuşmuş olacak ki, babür şah onun dediklerini harfiyen uyguladı ve çocuklarına da aynı öğüdü verdi.

guru nanak,1539 yılında , kartarpur/pakistan’da vefat etti.
devamını gör...

öyle bir şaşkın, öyle bir pesimist, öyle bir hicran yarası.*

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

moments facti memorias.

anlar anılara dönüşür....
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim