murnau'nun 1922 yılında beyaz perdeye aktardığı kült korku filmi.

bram stoker'ın 1897 tarihli drakula kitabının da sinemaya ilk uyarlamasıdır. bu yönden bakıldığında da tarihteki yerini almıştır.

her ne kadar murnau, nosferatu'yu dracula'dan uyarlamış olsa da, film en başından itibaren bambaşka bir yola sapıyor. bunun en önemli nedeni bram stoker'ın salon beyefendisi, asilzade dracula'sının, anlatılanlara göre murnau'nun kafasında yarattığı canavar ile çok fazla alakası olmaması.

murnau'nun vampiri çok daha korkutucu olmalıydı, insanların yüreklerinde öyle bir yer etmeliydi ki, tüyler diken diken tabirini tam olarak karşılamalıydı.bu yüzden çıkış noktası dracula olsa dahi murnau farklı mitleri incelemiş ve kafasındakine yakın bir vampiri bulabilmek için üretim aşamasında cidden uğraşmış...

tüm bunların ışığında filmde karşımıza; kel kafalı, uzun ve garip burunlu, kara elf kulaklı, ork suratlı, aksak yürüyüşlü, kambur ve de kurt adam pençeli bir yaratık çıkıyor. siyahlar içerisindeki çift düğmeli paltosu ile dracula da kimmiş diye caka satıyor.

filmin ana karakterlerinden birisi olan thomas hutter, wisburg'da karısı ellen ile birlikte yaşayan gayet basit bir adam. renfield isimli emlak danışmanın yanında çalışıyor ve kont orlok ile bir emlak antlaşması yapmak üzere transilvanya'ya gönderiliyor.

hikaye bilindik bir şekilde başlıyor lakin hutter bu yolculuğa çıktığı esnada eline bir kitap geçiyor. o kitapta ilk vampir nosferatu'ya dair çokça bilgi var. bölgeye geldiğinde yerel halkın anlatıları ile iyice tedirginleşiyor. aslında hayaletler diyarı hiçte bu basit adama göre değil.

filmin en büyük başarısı bir sessiz sinema örneği olmasından mütevellit, duyguların mimiklerle yansıtılması noktasında kendisini gösteriyor.

tüm o korkutuculuğu ve ürperticiliği mimikler üzerinden ve sahne akışlarından sağlıyor olması da filmi eşsiz bir örnek haline geliyor. tabi tüm bu nitelemeleri yaparken filmin 1922 yılında çekilmiş olduğunu da unutmamanız lazım.

filmin, o dönemde seyirciye bu korku havasının aktarılması yönünde ciddi anlamda başarılı olduğu, dönem yayınlarında ve anlatılarında açıkça görülüyor. tabi filmi ilk kez izleyeceklerin muhakkak güleceği ya da het höt diyecekleri yerler elbet olacaktır.

ama şu bir gerçek ki; ışık/gölge kullanımıyla ve nosferatu'nun duvara yansıtılan gölgesi ile kurbanına yaklaştığı anın verdiği hissiyatla, bu film korku filmlerinin babası olduğunu ispatlıyor.

filmi izlerken bir zaman makinesine atlamanız ve yaşadığınız dönemde çekilmiş olan filmleri kısa bir süreliğine kafanızdan silmeniz hayrınıza olacaktır. bu şekilde filmi izlerken alacağınız tat bir kaç kat artar.

mümkünse bu filmi bir şeyleri gömme terör örgütüne mensup arkadaşlarınızla kesinlikle izlemeyeniz zira bu durumda ne filmden bir şey anlarsınız ne de filmi izlediğinizi hatırlarsınız. benden uyarması.

eğer bu şartlara uyarsanız aktarılmak istenen sessiz dehşet senfonisini derinden hissedebilirsiniz. filmi izlemeyip de benim yazdıklarımdan sonra izleyen arkadaşlar gelip, bu da neymiş yahu demesinler vallahi kalplerini kırarım. sizin gönül gözünüz kapalı ise bu gariban tosbağacık ne yapsın?

tabi bir de filme bir saygı duruşu yapmak lazım. onu da ''ıron maiden'' zaten yapmıştı; şuraya iliştirivereyim.



kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

dibine ikinci tanım: nosferatu adının kökeni yunanca nosophoros kelimesidir. veba taşıyan anlamına gelir. kimilerine göre katıksız vampir ırkının ilk temsilcilerini oluştururlar. kimi efsanelere göre de lanetlenmiş bir vampir klanının adıdır.
devamını gör...

bir kıyıdan baktım dünyaya
ellerimde tuz avucumda sedef
bir mavilik bir açıklık
özgürlük hasreti
yüreğime vuruyor

nerede nerede insanlar

dünyayı güzellik kurtaracak
bir insanı sevmekle başlayacak her şey
devamını gör...

ne meyvesi vardır, ne doğru dürüst gölgesi. ama sanki, kar yağsında görün benim güzelliğimi der.
devamını gör...

30 yaş altıyım üçürmayın abilyey duyun.
devamını gör...

kapadokya'da bulunan tarihi bir yer altı şehri. yerin tamı tamına 7 kat altına inerek kilisesine ulaşmak mümkün. inişler ve çıkışlar yalnızca bir koridordan ile sağlanabiliyor ve epey dar.
klostrofobisi olanlar için fiyasko ile sonuçlanabilir, onun dışında çok keyif alınabilecek bir hayli enteresan bir yer.
devamını gör...

kafa sözlüğün normal bir sözlük olmadığının kanıtıdır. amaç köy okullarında çocuklara kitap göndermektir. masum çocukların gözlerinin gönderdiğimiz kitapların üzerinde dolaşacak olması bir insanın hissedeceği en büyük mutluluklardan bir tanesidir. kim düşündüyse teşekkürü borç bilirim. bende kitap göndererek katkıda bulunacağım. babama kargoya vermesi için kitapları vermiştim babam aradı az önce şirketteki arkadaşlarda kitap vermek istedi daha fazla toplayalım dedi çok sevindim daha fazla kitap gönderme şansı elime geçti mutluyum.
devamını gör...

ara ara aklıma gelen korkunç derecede kötü gerçekliktir. sen ki koskoca matematiği, geometriyi vs. bul. ama yine de gidip pc oyunu oynayama. insan düşündükçe kahroluyor.
devamını gör...

latince 'yanan taş' anlamına gelen bu elementi bazı simyacılar 'felsefe taşı' olarakta nitelendirmiştir. periyodik tabloda 's' simgesi ile gösterilir.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

basligi da bu sekilde acmaniza sebep olacak durum. saniyorum ki eksi sozlukun ilk zamanlarinda epey yaygin bir durum oldugundan 2000lerin basindan beri interaktif sozluk okuyanlarin gozlerini coktan alismistir bu sekilde yazilan tanimlari okumaya.
devamını gör...

tabi ki johnny bravo.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

sercan şef de ne güzel yapardı lan. neyse lezzetli bir hayırlama tekniği. severek kullanacağız.
devamını gör...

sırf namaz kılıyor, her vakit camiye gidiyor diye hiç kimseye güvenme. o kişinin akçeli işlerinde nasıl olduğunu araştır, ona göre işini sağlama al. dolandırıcıların her zaman hukuk bilgisinin iyi olduğunu unutma, seni hukuki bir açık bularak mahkemelerde süründürebileceğini hatrından çıkarma. mahkeme sürecinde her türlü kılığa girebileceğini, o dindar diye güvendiğin adamın hiç ummadığın bir gün "bizim de hayat tarzımızda değişiklikler oldu" diyerek dinini bile satabileceğini bilmeni isterim..
devamını gör...

olaya radikal yaklaşacağım.
yok alttaki yazar, yok üstteki yazar, yok şu an ne dinliyon, yok şu an nerdesin, yok ebesinin şeysi gibi başlıklara müsade etmemek ve tespit edilen aktrolleri engellemektir.
ilk etapta yazar sayısı artış hızını düşürecektir. fakat uzun vadede, aranan içeriklerde ekşinin liderliğini zorlayacak ve en çok ziyaret edilecek sitelerden biri olacaktır. çünkü insanlar işe yarayacak bilgiler-deneyimler-cümleler-kaliteler aradığında en aktrolü bile bizi ziyaret edecektir.
eğer ekşi gibi gidecekse yanına bile yaklaşamaz kafa. fark yaratması gerek.
devamını gör...

en güzel maden sularından birisidir.
devamını gör...

daha çok uzağa gidin.
devamını gör...

(bkz: ay hadi inşallah)
devamını gör...

ne diyebilirim ki, kendi etmiş kendi bulmuş.

istanbul'da cezaevinden çıktıktan sonra corona virüs şüphesiyle yurda yerleştirilen kişi, 6. kattan çarşafla kaçmaya çalışırken düşerek öldü.

olay, 2 mayıs pazar günü saat 06.00 sıralarında maltepe mimar sinan erkek öğrenci yurdu'nda meydana geldi. corona virüs şüphesi bulunan pakistan uyruklu ali muhtar (36) maltepe cezaevi'nden çıkarıldıktan sonra il göç idaresi'ndeki işlemleri bitene kadar pandemi yurduna yerleştirildi.

muhtar, yurtta 2 gün kaldıktan sonra kaçmak için odalardan topladığı perde ve çarşafları birbirlerine bağladı. perde ve çarşaflara tutunarak 12'inci kattaki odasının penceresinden aşağı sarkan muhtar, 6'ıncı kata kadar indi.

muhtar, çarşafların kopması sonucu 6'ıncı kattan, yaklaşık 25 metre yükseklikten aşağı düştü. kanlar içinde yerde yatan muhtar'ı gören görevliler, durumu sağlık ve polis ekiplerine bildirdi.

kısa sürede olay yerine gelen sağlık ekipleri, ali muhtar'ın hayatını kaybettiğini belirledi. polis ve savcı incelemesinin ardından muhtar'ın cenazesi adli tıp kurumu'na sevk edildi.

buradan
devamını gör...

birine yağmur yürekli demek çok hoş değil mi ya
devamını gör...

çok güzel bir bilgisayar oyunu serisi olan ''euro truck similatör''ün kısaltmasıdır.
devamını gör...

dünya üzerindeki birçok gölün farklı farklı renklere sahip olduğunu biliyoruz. bu renklerin içinde kahverengi, yeşil ve hatta pembe tonlar bulunuyor.

denizlerdeki, göllerdeki ve okyanuslardaki bu renk cümbüşünün sebebi olarak araştırmacılar "ötrofikasyon"u ya da ötrofikasyon sonucu oluşan "alg patlaması"nı görüyor. elbette, sadece bahsettiğim iki nedenden ötürü oluşmuyorlar. birçoğu bulunduğu alan içerisindeki kayaların vs. iç katmanında bulunan kimyasallardan da oluşabiliyor.

bazı göller göle karışan ölü canlıların vücudundaki kimyasallar sonucu pembeleşiyor. bu pembeliğin en güzeli ise ta avusturalya'da bulunuyor. 250 metre genişliğinde ve 600 metre uzunluğunda olan hillier gölü yılın büyük bir bölümü pembe renkte.
<a href="ibb.co/s1C1nz1"><... src="
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel; alt="images-1" border="0"></a>

turistik bir alanda olan gölü yıl boyu binlerce kişi ziyaret ediyor. yolunuz düşerse benim yerime birkaç fotoğraf çekersiniz sanırım. *
geçen yıldı sanırım; gölün sırrının tuzu yiyip tüketen bir mikrop olduğu bulundu fakat bilimsel bilgilerin çoğu değişebilir. bakalım, başka neler çıkacak?
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim