varoluşçuluk
varoluşçuluk, yirminci yüzyılın ilk yarısının sonlarına doğru fransa'da ortaya çıkan ve insanın kendi değerlerini kendisinin oluşturabileceğini; varoluşunu kendi kendine yaratabileceğini ve geleceğini de yine kendisinin kurabileceğini savunan bir felsefe akımıdır.
devamını gör...
çaylakların ne hadle yazarlara mesaj atması
başlığı komik bulup tıkladım, tanımlar daha da keyiflendirdi.
devamını gör...
humus
eski usul mermer havanda dövülüp yapılırsa, lezzeti üst seviyeye çıkaracaktır. sıcak ve soğuk seçenekleri olan meze çeşidi.
devamını gör...
okunması gereken kitaplar
kuyucaklı yusuf, kürk mantolu madonna, içimizdeki şeytan; yeni dünya, sırça köşk, kağnı, ses, değirmen okunması lazım gelen sabahattin ali'nin roman ve hikâyeleridir.
devamını gör...
momentum
mikro evrende p=e/c ile formülize edilen vektörel büyüklüktür. büyüklüğü dalga boyuyla ters, frekansla doğru orantılıdır.
ayrıca bugün uzun bir aradan sonra yeniden tanım girmiş ve çaylaklıktan kurtulmuş kıymetli bir yazardır. kalemin daim olsun.
ayrıca bugün uzun bir aradan sonra yeniden tanım girmiş ve çaylaklıktan kurtulmuş kıymetli bir yazardır. kalemin daim olsun.
devamını gör...
eniştesi tarafından tecavüze uğrayan adam
2. palu ailesi vakası.
buradaki tuncer de ailenin eniştesi. tuncer de ailenin bütün fertlerine tecavüz etmişti.
bu aileye gelecek olursak da enişteyle evli olan abla 2 ay önce bahsi geçen enişteden ayrılmış. çünkü eniste ailenin saf ve evlilik vaadiyle kayınçosunu kandırmış. suriyeli bir kadın bulduğunu ve kızın düğün masrafları için önden 5.000 tl istemiş. tabi mağdur aile bu para istemelerin önüne geçememişler.
enişte, kayınçosunun motorunu, kıyıda köşede biriktirdiği 50.000 tl 'yi de alarak evlenme vaadiyle dolandırmış . sonra saf kayınçoyu bankaya götürüp, elinde avucunda biriktirdiği parasını zorla bankadan çektirmeye çalışmışlar. adam da önce kaçmış eniştenin elinden ama, sonra "beni önce yemeğe götürdüler sonra dövdüler" demiş. ormana götürüp tecavüz etmişler.
bununla da bitmiyor tabi eniştenin yaptıkları.
ailenin tüm fertlerini 6,7 saatlik büyücü bir herife götürüyor. aile istemese de kızını, karisini ve dolandırdığı kayınçosunu da götürüyor. hatta boşanan eş "bizi götürdüğü büyücü hiçbir şey yapmiyor anca taciz ediyordu " diyo.
bulduğu suriyeli kadinla da iliskisi varmış zaten. anlayacaginiz bu eniste hem hırsız, hem dolandirici, hem sapık hem de yürüyen suç makinesi.
edit1: bahsi geçen enişte ve 3 kişi daha tutuklanmış.
buradaki tuncer de ailenin eniştesi. tuncer de ailenin bütün fertlerine tecavüz etmişti.
bu aileye gelecek olursak da enişteyle evli olan abla 2 ay önce bahsi geçen enişteden ayrılmış. çünkü eniste ailenin saf ve evlilik vaadiyle kayınçosunu kandırmış. suriyeli bir kadın bulduğunu ve kızın düğün masrafları için önden 5.000 tl istemiş. tabi mağdur aile bu para istemelerin önüne geçememişler.
enişte, kayınçosunun motorunu, kıyıda köşede biriktirdiği 50.000 tl 'yi de alarak evlenme vaadiyle dolandırmış . sonra saf kayınçoyu bankaya götürüp, elinde avucunda biriktirdiği parasını zorla bankadan çektirmeye çalışmışlar. adam da önce kaçmış eniştenin elinden ama, sonra "beni önce yemeğe götürdüler sonra dövdüler" demiş. ormana götürüp tecavüz etmişler.
bununla da bitmiyor tabi eniştenin yaptıkları.
ailenin tüm fertlerini 6,7 saatlik büyücü bir herife götürüyor. aile istemese de kızını, karisini ve dolandırdığı kayınçosunu da götürüyor. hatta boşanan eş "bizi götürdüğü büyücü hiçbir şey yapmiyor anca taciz ediyordu " diyo.
bulduğu suriyeli kadinla da iliskisi varmış zaten. anlayacaginiz bu eniste hem hırsız, hem dolandirici, hem sapık hem de yürüyen suç makinesi.
edit1: bahsi geçen enişte ve 3 kişi daha tutuklanmış.
devamını gör...
young sheldon
the big bang theory (dizi) sayesinde tanistigimiz guzel insan sheldon cooperin cocuklugunu ele alan guzel dizi. narrator seslendirmesini de jim parsons (yetiskin sheldon) yapmis, iain armitage da minik sheldon rolune cok guzel yakismis. ben diziyi basarili buldum.
devamını gör...
eşrefoğlu cami
eşrefoğlu cami 1296-1299 yılları arasında konya’nın beyşehir ilçesinde yapılmış ve hala kullanımda olan bir yapıdır. yapının en büyük özelliği içinin tamamen ahşap olmasıdır. caminin ortasının üst kısmı açıktır. kış vakti karlar yine caminin ortasında bulunan çukura dolar ve ahşap yapının nemlenmesi karşılanır, böylece sağlam kalması sağlanırdı. (üst kısım şu an kapalıdır ve camide ciddi çürüme olmustur.)caminin minberinde büyüklü küçüklü dairesel şekiller mevcuttur. 9 gezegeni (pluton ile birlikte) temsil ettiği söylenir. (ben pek inanmıyorum böyle olduğuna. ) yine caminin en kenarında yerde mahsen kapısı vardır. çilekeşhane olan o mahsenin bir de yine beyşehir’de bulunan kubâdâbad sarayina açıldığı söylenir.







devamını gör...
yoldaş'tan normal sözlük yazarlarına açık mektup
cevap olarak " seni sevdim be tosunum " yazdığım mektup.
devamını gör...
iç çamaşırı alışverişi
kadın çamaşırı satanların erkek, erkek çamaşırı satanların kadın olması yüzünden gerginlik yaratan durum. ters çevirin şu cinsiyetleri artık.
devamını gör...
aşık olmak
yok olmak
devamını gör...
hocam diye hitap eden insanlar
şahsımın da içerisinde yer aldığı güruhtur. üniversite hocalarıyla irtibatımdan dolayı ağzıma yapışmış adeta. çoğunlukla sizli konuşsam da ağzımdan hocam lafı da çıkmıyor değil.
devamını gör...
millete efendi olmaya değil hizmetkar olmaya geldik
hizmet-kâr
devamını gör...
dublajlı film seyreden insan
özellikle animasyon filmlerinde orjinalinden daha iyi olduğunu düşünüyorum. shrek, buz devri gibi filmlerde hala sıkça kullanılan espriler dublajından kaynaklıdır. (bkz: hanım hanım bunlar benim yavrularım) orjinalinden aynı tadı almazsınız bence.
ayrıca bazı filmlerdeki dublajlar da bana göre hiç de fena değildi. mesela rocky'nin şu tiradı buradan bana orjinalinden daha güzel geliyor, orjinalindeki dil kaba ve etkisiz geldi -belki benim yabancı dil bilmememle alakalıdır- , keza heath ledger'in oynadığı joker'in dublajını da beğenmiştim. velhasıl filme, konuya, oyuncuya ve dublajı yapan kişiye göre değişir dublaj olayı.
ayrıca bazı filmlerdeki dublajlar da bana göre hiç de fena değildi. mesela rocky'nin şu tiradı buradan bana orjinalinden daha güzel geliyor, orjinalindeki dil kaba ve etkisiz geldi -belki benim yabancı dil bilmememle alakalıdır- , keza heath ledger'in oynadığı joker'in dublajını da beğenmiştim. velhasıl filme, konuya, oyuncuya ve dublajı yapan kişiye göre değişir dublaj olayı.
devamını gör...
gözlerin istanbul oluyor birden
''ne güzel seni bulmak bütün yüzlerde'' dizesini daha yeni yeni tam manasıyla anlayabildiğim, müthiş bir titizlikle yazılmış yavuz bülent bâkiler şiiri.
lise 1'deyiz. okul açılalı 1-2 hafta olmuş. o zamanlar, edebiyata olan sevgim konusunda bilinçlendiğim zamanlar. okul kitabındaki şiirleri daha o sayfalara gelmeden okuyorum. şair acaba ne düşünerek bu şiiri yazdı diye kafa yoruyorum.
sonra, gözlerin istanbul oluyor birden şiirinin olduğu sayfaya geliyoruz. hoca kim okumak ister diye soruyor. o zaman ben mi gönüllü oldum yoksa arkadaşlardan biri güzel okuduğumu söyleyip beni mi önerdi şu an anımsayamıyorum fakat neticesinde ben okumuştum bu şiiri. yağmurlu havayı da çok severim, şiirin ilk dizesi ''seninle bir yağmur başlıyor iplik iplik'' olduğundan baya kalbime dokunmuştu o an.
şu anda da ilk dizeyi okuyunca içimde hoş bir sıcaklıkla yıllar öncesine, lise zamanıma gittim. şahsen şu an ''gözlerin istanbul oluyor birden'' sözü fazla romantik ve aşırı bir tabir gibi geliyor fakat şiirin geneline baktığımızda hoş bir şiir. eh, nihayetinde ''seninle bir yağmur başlıyor iplik iplik, bir güzellik doğuyor yüreğime şiirden.''
lise 1'deyiz. okul açılalı 1-2 hafta olmuş. o zamanlar, edebiyata olan sevgim konusunda bilinçlendiğim zamanlar. okul kitabındaki şiirleri daha o sayfalara gelmeden okuyorum. şair acaba ne düşünerek bu şiiri yazdı diye kafa yoruyorum.
sonra, gözlerin istanbul oluyor birden şiirinin olduğu sayfaya geliyoruz. hoca kim okumak ister diye soruyor. o zaman ben mi gönüllü oldum yoksa arkadaşlardan biri güzel okuduğumu söyleyip beni mi önerdi şu an anımsayamıyorum fakat neticesinde ben okumuştum bu şiiri. yağmurlu havayı da çok severim, şiirin ilk dizesi ''seninle bir yağmur başlıyor iplik iplik'' olduğundan baya kalbime dokunmuştu o an.
şu anda da ilk dizeyi okuyunca içimde hoş bir sıcaklıkla yıllar öncesine, lise zamanıma gittim. şahsen şu an ''gözlerin istanbul oluyor birden'' sözü fazla romantik ve aşırı bir tabir gibi geliyor fakat şiirin geneline baktığımızda hoş bir şiir. eh, nihayetinde ''seninle bir yağmur başlıyor iplik iplik, bir güzellik doğuyor yüreğime şiirden.''
devamını gör...
moderatör olmasını istediğin bir yazar bırak
kaynamış sütün üzerindeki ince kaymak tabakası.
benim tavsiyem.
benim tavsiyem.
devamını gör...
sildenafil
ilk üretim amacı yenidoğan bebeklerde görülen pulmoner hipertansiyon tedavisi içindir.
hatta haberlerde yeni doğmuş bebeğe viagra verildi diye araştırmadan yapılan haberle tepki odağı olmuştu.
daha sonrasında erektil disfonksiyon tedavisinde de etkili olmasıyla yaygın kullanım haline gelmiştir.
bu ilaç kullanımına bağlı mavi diskromatopsi yani birçok şeyi mavi görme durumu oluşabilir.
benzer etki mekanizması ile kullanılan daha uzun etkili tadalafil ve oral biyoyararlanımı daha iyi olan avanafil ajanlar vardır.
hatta haberlerde yeni doğmuş bebeğe viagra verildi diye araştırmadan yapılan haberle tepki odağı olmuştu.
daha sonrasında erektil disfonksiyon tedavisinde de etkili olmasıyla yaygın kullanım haline gelmiştir.
bu ilaç kullanımına bağlı mavi diskromatopsi yani birçok şeyi mavi görme durumu oluşabilir.
benzer etki mekanizması ile kullanılan daha uzun etkili tadalafil ve oral biyoyararlanımı daha iyi olan avanafil ajanlar vardır.
devamını gör...
lakap alabilmek için madalyalık tanım yazma işine girmek
son derece mantıklı bir iştir. lakabı olmayan yazar, kaymaksız kadayıf, salçasız yemek gibidir. hiç çekilmez. ne o öyle sefil sefil. off anlatirken bile bir bıkkınlık geldi.
devamını gör...