çok arzu edilip sonra boş verilen şeyin gerçekleşmesi
(bkz: murphy kanunları)
o şey kesin istemekten vazgeçtiğinde seni bulacaktır.
o şey kesin istemekten vazgeçtiğinde seni bulacaktır.
devamını gör...
girilen her tanımın bir oyla başlaması gerekliliği
katıldığım başlık.
ilk öpücüğü birinin vermesi gerekiyor yoksa oy atmıyorlar.
ilk öpücüğü birinin vermesi gerekiyor yoksa oy atmıyorlar.
devamını gör...
murat övüç
küfür ederek para kazanan, bir sanat icra ettiğini iddia eden kişi..
en son yeşim salkım'a salladı, ağzının payını çok sağlam aldı.
hakikaten türkiye de bir vasfa falan ihtiyaç yok ünlü olmak için bu adamı görünce bunu net anlıyorum.
en son yeşim salkım'a salladı, ağzının payını çok sağlam aldı.
hakikaten türkiye de bir vasfa falan ihtiyaç yok ünlü olmak için bu adamı görünce bunu net anlıyorum.
devamını gör...
ölmeden önce yapılacak bir şey
seven sevdiğiyle sevişmeli.
devamını gör...
sharp objects
tek kelime ile bayıldım. böyle filmleri eleştiremiyorum. ters köşe, psikolojik tramva, geri dönüş yolculukları ve kaos havası sevenlere tavsiye olsun. geriliyorsunuz ama yormuyor absürtlüğün gizemin içinden sıyrılıp tuhaf bir hüzün duygusuna kapılıyorsunuz. dizinin müziklerini ve afişinide çok beğendiğimi belirtmek isterim.

devamını gör...
sizi kaybetmek istemeyen ama sizi sevmeyi bilmeyen insanlar
benimle ilgili sevdiği şeyleri söylerken ''beni sevmeni seviyorum'' demesinden anladığımdır.
coşkuyla sevip, mutlu etmek için çırpınırken yüksek ihtimal karşınızda odun gibi takılacaktır. anlayamadığım da bende coşkun bir nehir gibi akıp kalbine ulaşmak için sabırsızlanan seviyelerdeki bir sevgi nasıl ifade edilemez olabilir ki? böyle bir sevgi yoktur ki ifade edilemez olsun, zira olan bir şeyi saklamak pek de mümkün değil.
bir de huyları vardır ki tam kaybedeceğini anladığı an girişimlerde bulunur. he anladı galiba problemi, sıkıntı yokmuş dediğiniz an yani kalacağınızdan ve sevmeye devam edeceğinizden emin olduğu an hoop eski hale dönüyorlar. (bkz: yer mi lan anadolu çocuğu) *
yüksek ihtimal kaçıngan bağlanma sorunu, ıssız adam tripleri ama bunun farkında değilse ya da kabullenmiyorsa pek de şansı olmayan insanlardır. unuttukları da çok önemli bir şey var; çok sevip çoook değer verebiliriz ama kendimizi daha çok sevip çok daha değerli görüyoruz. bu yüzden uğraşılmazsın koçero. (bkz: next)
coşkuyla sevip, mutlu etmek için çırpınırken yüksek ihtimal karşınızda odun gibi takılacaktır. anlayamadığım da bende coşkun bir nehir gibi akıp kalbine ulaşmak için sabırsızlanan seviyelerdeki bir sevgi nasıl ifade edilemez olabilir ki? böyle bir sevgi yoktur ki ifade edilemez olsun, zira olan bir şeyi saklamak pek de mümkün değil.
bir de huyları vardır ki tam kaybedeceğini anladığı an girişimlerde bulunur. he anladı galiba problemi, sıkıntı yokmuş dediğiniz an yani kalacağınızdan ve sevmeye devam edeceğinizden emin olduğu an hoop eski hale dönüyorlar. (bkz: yer mi lan anadolu çocuğu) *
yüksek ihtimal kaçıngan bağlanma sorunu, ıssız adam tripleri ama bunun farkında değilse ya da kabullenmiyorsa pek de şansı olmayan insanlardır. unuttukları da çok önemli bir şey var; çok sevip çoook değer verebiliriz ama kendimizi daha çok sevip çok daha değerli görüyoruz. bu yüzden uğraşılmazsın koçero. (bkz: next)
devamını gör...
insan bilgisinin ilkeleri üzerine bir inceleme
george berkeley'in 17. yüzyıl felsefesi materyalist düşünceye karşı bir duruş için yazmış olduğu inceleme, kitap. bu müthiş çıkışıyla birlikte metafizik tarihinin doruğunu oluşturan ve idealist felsefenin zirvesi olan berkeley maddenin tamamen bir inkarını ortaya koyar. yapıtının ortaya koyduğu bu düşüncenin bilimselliği bilim çevrelerince sürekli olarak bir tartışma konusu niteliği gütse de materyalistler berkeley'nin bu görüşünü asla yanlışlayamamışlardır. yani hiçbir şekilde aksi iddia edilemeyen bir düşünce olduğu için 17. yüzyıldan bu yana geçerliliğini koruyan bir felsefeye sahiptir. metafizik anlayışın ne olduğunu eksiksiz şekilde öğrenmek isteyen her bir kişiye tavsiye edilir. önyargılardan arınarak okunduğunda kişide bir çeşit ''acaba'' yarattığı gözlemlenmiştir.
descartes 'düşünüyorum öyleyse varım' derken,
berkeley 'düşünüyorum öyleyse varsınız' der.
onun felsefesi doğrultusunda; hiçbir töz algıdan bağımsız var olamaz. ''masaya dokunuyorum çünkü var'' -değil- ''bu masa var, çünkü ona dokunuyorum''.
descartes 'düşünüyorum öyleyse varım' derken,
berkeley 'düşünüyorum öyleyse varsınız' der.
onun felsefesi doğrultusunda; hiçbir töz algıdan bağımsız var olamaz. ''masaya dokunuyorum çünkü var'' -değil- ''bu masa var, çünkü ona dokunuyorum''.
devamını gör...
meditasyon yapıp öz benliğe ulaşmak üzereyken dışarıdan gelen hanımların dikkatine anonsu
benzerini kuş gözlemcileri yaşar, sen kuşu ürkütmemek için sessiz sedasız kuşu çekmeye çalışırken , dayının biri gelir ve
- ''yeğenim ne çekiyon'' diye gür bir sesle seslenir.
o sırada kuş uçar gider tabi. sen dayının gırtlağına sarılmak istersin ama, ''heç dayı sağı solu çekiyom işte'' dersin. buradaki amaç, muhabbeti kısa kesip dayının uzaklaşmasını sağlamaktır.
o zaman dayı;
- ''e yeğenim beni çek'' der. '' ''şöyle yakışıklı cinsinden''
- ''yeğenim ne çekiyon'' diye gür bir sesle seslenir.
o sırada kuş uçar gider tabi. sen dayının gırtlağına sarılmak istersin ama, ''heç dayı sağı solu çekiyom işte'' dersin. buradaki amaç, muhabbeti kısa kesip dayının uzaklaşmasını sağlamaktır.
o zaman dayı;
- ''e yeğenim beni çek'' der. '' ''şöyle yakışıklı cinsinden''
devamını gör...
bu başlıkta kendimizi kandırıyoruz
her şey yolunda
devamını gör...
ağır kalp ağrısı yapan şeyler
tezin son 29 sayfasını kaydetmeyi unutmak.. tüm yazdıklarımın puff olması.. ağır gelir bünyeye.. o beğendiğin 29 sayfaya bir daha sahip olunamayacaktir artık..
devamını gör...
islam barış dinidir
değildir. cihat dinidir.
devamını gör...
japon olmayı arzulamak
sahip olmadığım bir düşüncedir. bence iş ırkta değil kafada bitiyor.
hangi ırka sahip olursan ol kendini geliştirmediğin sürece nafile.
hangi ırka sahip olursan ol kendini geliştirmediğin sürece nafile.
devamını gör...
hayattan bugüne dek öğrenilen en önemli şey
en iyi günler de en kötü günler de geçiyormuş..
devamını gör...
carnage
bir roman polanski filmi (dram/komedi). başrolde kate winslet, jodie foster, christoph waltz, john christopher reilly oynamaktadır. zaten tek mekan filmiydi. 4 karakter üzerinden ilerliyor hikayemiz. yasmina reza'nın vahşet tanrısı isimli oyunundan uyarlamadır.
ben christoph waltz ve john c. reilly için izledim tabii bu filmi, yoksa roman polanski umrumda değildi açıkçası.
oyunculuklar müthişti yine. christoph waltz'u ağzım açık izliyorum her seferinde. *
kısacası hikayemiz şöyle: ortada iki aile var, bu iki ailenin erkek çocukları kavga eder ve ikisinden birinin dişi kırılır. bunun üzerine aileler münakaşa etmek üzere bir araya gelir. güya orta yol bulacaklar. fakat yaşananlar neticesinde durum içler acısı bir hal alır. çocukların kavgası ailelerin kavgasına, ailelerin kavgası eşlerin kavgasına dönüşür. adı üstüne carnage. türkçeye acımasız tanrı olarak çevrilmiş.
aslında böyle bir tek mekan filmi insanı sıkabilirdi ama beni sıkmadı. zaten süresi de epey kısa: 1 buçuk saatten azdı.
film eğlenceliydi çünkü karakterleri güzel tanıtmışlardı ve psikolojilerini hatta felsefelerini anlayabiliyorduk. iyilik melekleri, iyilikten bıkmış iblislere karşıydı gibi bir şey söyleyebilirim bu bağlamda. fakat nihayetinde insana özgü o değişmez yasaları güzel tarif etmişlerdi.
kimse kendinden başkasını umursamaz. elbette ki her birimiz bencillikten uzak insanlar olmamızı sağlayacak bir değişime uğramayı ümit ederiz.
notum: 3,5/5
ben christoph waltz ve john c. reilly için izledim tabii bu filmi, yoksa roman polanski umrumda değildi açıkçası.
oyunculuklar müthişti yine. christoph waltz'u ağzım açık izliyorum her seferinde. *
kısacası hikayemiz şöyle: ortada iki aile var, bu iki ailenin erkek çocukları kavga eder ve ikisinden birinin dişi kırılır. bunun üzerine aileler münakaşa etmek üzere bir araya gelir. güya orta yol bulacaklar. fakat yaşananlar neticesinde durum içler acısı bir hal alır. çocukların kavgası ailelerin kavgasına, ailelerin kavgası eşlerin kavgasına dönüşür. adı üstüne carnage. türkçeye acımasız tanrı olarak çevrilmiş.
aslında böyle bir tek mekan filmi insanı sıkabilirdi ama beni sıkmadı. zaten süresi de epey kısa: 1 buçuk saatten azdı.
film eğlenceliydi çünkü karakterleri güzel tanıtmışlardı ve psikolojilerini hatta felsefelerini anlayabiliyorduk. iyilik melekleri, iyilikten bıkmış iblislere karşıydı gibi bir şey söyleyebilirim bu bağlamda. fakat nihayetinde insana özgü o değişmez yasaları güzel tarif etmişlerdi.
kimse kendinden başkasını umursamaz. elbette ki her birimiz bencillikten uzak insanlar olmamızı sağlayacak bir değişime uğramayı ümit ederiz.
notum: 3,5/5
devamını gör...
normal sözlük'e veda
açtığım başlığın sansürlenmesi ve tamamen engellenmesi, sonrasında sözlükten uzaklaştırma yemem. engelimin açılması ve reklam yapmak ile muamele görmem. herhangi bir art niyet göremiyorum-öyle düşünmek istiyorum- ancak moderasyon ekibi arasında ciddi bir iletişim kopukluğu var.
ilgili yetkili kadrosu ve gerçekten "kafa" yazarlara sahip bir platform, ancak gördüğüm muamele karşısında biraz örselendim. bir süre aranızda olmayacağım. iyi bakın kendinize, hoşçakalın.

ilgili yetkili kadrosu ve gerçekten "kafa" yazarlara sahip bir platform, ancak gördüğüm muamele karşısında biraz örselendim. bir süre aranızda olmayacağım. iyi bakın kendinize, hoşçakalın.


devamını gör...
bir konuyu öğrenmek için başlık açmak
sık sık gerçekleştirdiğim durumdur. araştırma yaptığım bir konuyu iyice araştırıp öğrenmek için başlık atıyorum veya tanım giriyorum aklımda kalması için çok hoş oluyor. bir nevi öğrenmek için yazmak gibi.
devamını gör...
yedi numara
yedi numara dizisin de haydar'ın armagan'a aşkını ifade etmek icin söylediği sözlerle dizinin ne kadar muhteşem bir dizi olduğunu varın siz düşünün yazar kardeşlerim
"sıfır bir değer değildir. bir sayı bile degildir. ancak başka bir sayının yanına gelince değer yaratır, tıpkı sevda gibi. sevdanın da tek başına değeri yok. ille de biri olmalı. sıfır ne kadar çoksa sayı o kadar çoğalır. sevda ne kadar çoksa insan o kadar çoğalır, büyür.
sana dese ki biri, "sevdamı al, kendine ekle, bir ömür ile çarp, sonra sonsuza eşitle". yine değeri sıfır mı olur senin için?"
"sıfır bir değer değildir. bir sayı bile degildir. ancak başka bir sayının yanına gelince değer yaratır, tıpkı sevda gibi. sevdanın da tek başına değeri yok. ille de biri olmalı. sıfır ne kadar çoksa sayı o kadar çoğalır. sevda ne kadar çoksa insan o kadar çoğalır, büyür.
sana dese ki biri, "sevdamı al, kendine ekle, bir ömür ile çarp, sonra sonsuza eşitle". yine değeri sıfır mı olur senin için?"
devamını gör...