kendi kendine konuşmak
          bazen laf lafı açar bir türlü noktalayamazsınız ya böylelikle garip bir döngüye giren eylem.
      
  devamını gör...
sözlük yazarlarının bildiği diller
          tatlı dil (bkz: türkçe hariç hiçbir dil)
      
  devamını gör...
knut hamsun
          gerçek adı knud pedersen olup, kimi kitaplarında knud pedersen hamsund takma ismini kullanmıştır, 1885 yılında mark twain için yazdığı bir yazıda matbaacı adını yanlışlıkla knut hamsun olarak yazınca bu yanlışlık hoşuna gitmiş olmalı ki edebiyat hayatında bundan sonra bu ismi kullanmıştır.
henry ford gibi o da nazi destekçisi ünlülerdendir. 1920 de kazandığı nobel edebiyat ödülü nü 1943 yılında hitlere verilmek üzere alman propaganda bakanı joseph goebbels' e yollayacak kadar koyu bir nazidir.
hamsun, ikinci dünya savaşı'nda norveç'i işgali sırasında almanları desteklemiş bu nedenle norveç halkı karşısında itibari yok olmuş, savaştan sonra hain olarak hapsedilmiştir, 1859 doğumlu olduğu için yaşı nedeniyle aleyhindeki suçlamalar düşmüştür. bununla birlikte, almanlarla işbirliği ettiği için mahkum edilmiş ve kendisini mali açıdan bitiren bir para cezası ödemek zorunda kalmıştır.
hamsun’un nazilerle işbirliği, itibarına ciddi şekilde zarar verir, ancak ölümünden sonra eserlerine olan ilgi artar ve dünya çapında eserleri yeni dillere çevrildikçe uluslararası okuyucuların ilgisini çekmeye başlar. 1949'da, 90 yaşındayken, kısmen anı, kısmen kendini savunma niteliğindeki paa gjengrodde stier (on overgrown paths) ile dikkate değer bir edebi geri dönüş yapmıştır,
ancak norveç halkının nazi sempatizanı knut hamsun'a tepkisi çok manalı olmuş, savaş sonrası yazdığı kitaplarını ona hiç tepki vermeden, herhangi bir taşkınlıkta bulunmadan kapısının önüne teker teker bırakmışlardır.
bu norveçlilerde sanıyorum bir şey var, bir de bunların vidkun quisling denen gene ikinci dünya savaşında norveç işgali sırasında almanlarla işbirliği yapan başbakanı var ki soyadı olan quisling kelimesi ingilizcede "düşman işgal gücü ile işbirliği yapan kişi, hain" anlamına gelmektedir, anlayacağınız soyadı ingiliz dili ve edebiyatına geçmiş..
bir başka meşhur nazi sempatizanı için #154424
zaman içinde edit: #1072505 vidkun quisling
  henry ford gibi o da nazi destekçisi ünlülerdendir. 1920 de kazandığı nobel edebiyat ödülü nü 1943 yılında hitlere verilmek üzere alman propaganda bakanı joseph goebbels' e yollayacak kadar koyu bir nazidir.
hamsun, ikinci dünya savaşı'nda norveç'i işgali sırasında almanları desteklemiş bu nedenle norveç halkı karşısında itibari yok olmuş, savaştan sonra hain olarak hapsedilmiştir, 1859 doğumlu olduğu için yaşı nedeniyle aleyhindeki suçlamalar düşmüştür. bununla birlikte, almanlarla işbirliği ettiği için mahkum edilmiş ve kendisini mali açıdan bitiren bir para cezası ödemek zorunda kalmıştır.
hamsun’un nazilerle işbirliği, itibarına ciddi şekilde zarar verir, ancak ölümünden sonra eserlerine olan ilgi artar ve dünya çapında eserleri yeni dillere çevrildikçe uluslararası okuyucuların ilgisini çekmeye başlar. 1949'da, 90 yaşındayken, kısmen anı, kısmen kendini savunma niteliğindeki paa gjengrodde stier (on overgrown paths) ile dikkate değer bir edebi geri dönüş yapmıştır,
ancak norveç halkının nazi sempatizanı knut hamsun'a tepkisi çok manalı olmuş, savaş sonrası yazdığı kitaplarını ona hiç tepki vermeden, herhangi bir taşkınlıkta bulunmadan kapısının önüne teker teker bırakmışlardır.
bu norveçlilerde sanıyorum bir şey var, bir de bunların vidkun quisling denen gene ikinci dünya savaşında norveç işgali sırasında almanlarla işbirliği yapan başbakanı var ki soyadı olan quisling kelimesi ingilizcede "düşman işgal gücü ile işbirliği yapan kişi, hain" anlamına gelmektedir, anlayacağınız soyadı ingiliz dili ve edebiyatına geçmiş..
bir başka meşhur nazi sempatizanı için #154424
zaman içinde edit: #1072505 vidkun quisling
devamını gör...
araç kullanıyorsanız bu mesajı okumayın
          komik mesaj. 
arabada olsam ilk cümleyi okuyup,
sonra s. soylu öyle dedi diye
bir telefona,
bir sağa sola bakardım muhtemelen,
polis var mı yok mu diye.
tam ceza yedirtecek sms.
  arabada olsam ilk cümleyi okuyup,
sonra s. soylu öyle dedi diye
bir telefona,
bir sağa sola bakardım muhtemelen,
polis var mı yok mu diye.
tam ceza yedirtecek sms.
devamını gör...
günün şiiri
          "yaşamak şakaya gelmez,
büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın
bir sincap gibi mesela,
yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden,
yani bütün işin gücün yaşamak olacak.
yaşamayı ciddiye alacaksın,
yani o derecede, öylesine ki,
mesela, kolların bağlı arkadan, sırtın duvarda,
yahut kocaman gözlüklerin,
beyaz gömleğinle bir laboratuarda
insanlar için ölebileceksin,
hem de yüzünü bile görmediğin insanlar için,
hem de hiç kimse seni buna zorlamamışken,
hem de en güzel en gerçek şeyin
yaşamak olduğunu bildiğin halde.
yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı,
yetmişinde bile, mesela, zeytin dikeceksin,
hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil,
ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için,
yaşamak yanı ağır bastığından. "
nazım hikmet / yaşamaya dair
  büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın
bir sincap gibi mesela,
yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden,
yani bütün işin gücün yaşamak olacak.
yaşamayı ciddiye alacaksın,
yani o derecede, öylesine ki,
mesela, kolların bağlı arkadan, sırtın duvarda,
yahut kocaman gözlüklerin,
beyaz gömleğinle bir laboratuarda
insanlar için ölebileceksin,
hem de yüzünü bile görmediğin insanlar için,
hem de hiç kimse seni buna zorlamamışken,
hem de en güzel en gerçek şeyin
yaşamak olduğunu bildiğin halde.
yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı,
yetmişinde bile, mesela, zeytin dikeceksin,
hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil,
ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için,
yaşamak yanı ağır bastığından. "
nazım hikmet / yaşamaya dair
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının karalama defteri
          kimseye, kendinize bile söylemediğiniz şeyler var di’ mi? düşünmenin bile size rahatsızlık verdiği gizli dilekleriniz. keşkeleriniz. eğlencesine kurduğum hayallere bile konu etmiyorum ben onları. en gizli, en dip yerlerime saklıyorum. başka türlü tehlikeli şeyler yaptırıyorlar bana çünkü. söylemiş miydim, ben pek öngörülebilir biri değilimdir.
siz nasıl yapıyorsunuz? çoğu sizle, doğrularınızla çelişen ama yine de istemekten kendinizi alıkoyamadıklarınızdan söz ediyorum. karanlık arzularınızdan. heh aynı şeyi konuşup anlayalım da gerisi akar bir şekilde.
konular; ana, bana, durumlara göre değişiyor hep. bundan 5 yıl önce bambaşka şeylerdi mesela. ondan 5 yıl önceyse üff öyle böyle değil. şimdininkileri oturup yazmamı falan beklemiyorsunuz değil mi?
buraya kadar da normaliz. yalnız değilim. olmasam gerek.
ama mesela ben denize bırakıyorum onların hepsini. bu ya da buna benzer şeyler yapıyor musunuz siz de? bırakıyorum; bazen soruyla, bazen kızgınlıkla, bazen en dingin halimleyken bile nabzımı hızlandıracak kadar güçlü bir motivasyonla, istemle. deniz doğrusunu bilir, verecekse o verir, alacaksa o alır gibime geliyor. saçma mı? umrumda değil. işe yarayan ilk saçma şey bu değil öyleyse bile. deistim ben. babamın okuduğu kurandan daha çok sakinleştiren bir şey olmadı ömrüm boyunca beni.
kim aksini iddia edebilir ki hem? kim kendinden her zaman bekleneni istiyor olduğunu/olacağını garanti edebilir? hanginiz ben düşündüğün ya da hatta düşündüğüm kişi değilim diye bağırmak istemiyor ara ara? kendime kızmıyorum yanlış anlamayın. yandaş aradığım da yok. tespit tespittir.
domates sevmeyebilir, domates çorbasına bayılabilirim.
dondurma seviyor olmamsa hiçbir şeyi değiştirmiyor. böyleyken böyle.
  siz nasıl yapıyorsunuz? çoğu sizle, doğrularınızla çelişen ama yine de istemekten kendinizi alıkoyamadıklarınızdan söz ediyorum. karanlık arzularınızdan. heh aynı şeyi konuşup anlayalım da gerisi akar bir şekilde.
konular; ana, bana, durumlara göre değişiyor hep. bundan 5 yıl önce bambaşka şeylerdi mesela. ondan 5 yıl önceyse üff öyle böyle değil. şimdininkileri oturup yazmamı falan beklemiyorsunuz değil mi?
buraya kadar da normaliz. yalnız değilim. olmasam gerek.
ama mesela ben denize bırakıyorum onların hepsini. bu ya da buna benzer şeyler yapıyor musunuz siz de? bırakıyorum; bazen soruyla, bazen kızgınlıkla, bazen en dingin halimleyken bile nabzımı hızlandıracak kadar güçlü bir motivasyonla, istemle. deniz doğrusunu bilir, verecekse o verir, alacaksa o alır gibime geliyor. saçma mı? umrumda değil. işe yarayan ilk saçma şey bu değil öyleyse bile. deistim ben. babamın okuduğu kurandan daha çok sakinleştiren bir şey olmadı ömrüm boyunca beni.
kim aksini iddia edebilir ki hem? kim kendinden her zaman bekleneni istiyor olduğunu/olacağını garanti edebilir? hanginiz ben düşündüğün ya da hatta düşündüğüm kişi değilim diye bağırmak istemiyor ara ara? kendime kızmıyorum yanlış anlamayın. yandaş aradığım da yok. tespit tespittir.
domates sevmeyebilir, domates çorbasına bayılabilirim.
dondurma seviyor olmamsa hiçbir şeyi değiştirmiyor. böyleyken böyle.
devamını gör...
streç filmin ucunu bulmak
          alanını daha geniş olması sebebiyle bantın ucunu bulmaktan kat kat daha zor olan eylemdir.
      
  devamını gör...
israil
          israil'e hak sahibi demek için vicdanını biraz devre dışı bırakmak lazım. çünkü bu şahıslar bugün bir hata yaparsa gelecek iki neslinin güvende olamayacağını, hatasından onların acı çekeceğini kabullenmiş demektir. ayrıca ülkemizde ne zaman israil seviciliği boy gösterdi? hani insan hakları, emperyalizm karşıtlığı, kadın ve çocuk hakları? ya söylemleriniz çelişiyor ya da zaten yanlışsınız. akıl ve vicdan muhasebesine davet ediyorum. ve lütfen hikayelerinizde ralph'i paylaşıp burada sivilleri her seferinde katleden bir devleti savunmayın. yarın da biri çıkar çin'in tarihsel hakkı deyip uygurlara yapılan zulme destek verir. yanlış kapıları aralamayın.
      
  devamını gör...
boş a4 kağıdının fotokopisini çekerek sonsuz kağıt üretmek
          sözlüğün seviyesine bi şey oldu birkaç dakika içinde... hayırlısı.
      
  devamını gör...
yazarların bugüne kadar hissettiği en büyük fiziksel acı
          ilkokul 4.sınıfa gidiyordum. bahçeye çıkmak için koşuşturuyorduk her zamanki gibi. o sırada bi yere takıldım nolduğumu anlamadan düştüm ve sol el bileğim çatladı ya da kırıldı o an. ben tabii yine hüngür hüngür ağlamaya başladım*. öğretmen hemen annemi aradı bi hastaneye gittik ve röntgen çekilirken ordaki görevli personel bileğimi çok hızlı bi şekilde döndürdü ve çok ciddiyim okuldan hastaneye gidene kadar acıdığından daha çok acıdı o an. zaten çatlak olma riskiyle gitmişiz oraya, biraz yavaş ve dikkatli davransaydı keşke. hala unutamıyorum ya.
      
  devamını gör...
aziz nesin
          oğlu ali nesin’in izmir selçuk’da bir matematik köyü bulunmaktadır. 
bu köyde bütün işler, (yemek,bulaşık,temizlik vb.) imece usulü yapılmaktadır.
  bu köyde bütün işler, (yemek,bulaşık,temizlik vb.) imece usulü yapılmaktadır.
devamını gör...
yazarların doktorlar dizisinde unutamadığı sahneler
          levent'in yumrukla hastaları hayata döndürmesi.
hasan'ın bir kuzunun hayatını kurtarması.
suat'ın "ellerim benim her şeyim." diye triplere girmesi.
  hasan'ın bir kuzunun hayatını kurtarması.
suat'ın "ellerim benim her şeyim." diye triplere girmesi.
devamını gör...
girişi güzel olan şarkılar
          mor ve ötesi- cambaz
      
  devamını gör...
uyku kalitesini düşüren şeyler
          sivrisinek.
      
  devamını gör...
take me to church
          dikiz aynamda güneş batarken kulağımda yakışıklı bir ses:
      
  devamını gör...
günaydın demeyen insanlar
          mesleğimin ilk yıllarında, henüz meslektaşlarımın gerçek yüzlerini görmeden önce; ben hepsini entelektüel, hepsini eğitim neferi sandığım zamanlardan birinde çok erken bir saatte okula geldim ve ilk sigaramı içmek için sigara odasına uğramadan önce öğretmenler odasına girdim. 
her insanın yapacağı gibi içeri girdiğim zaman orda oturan bir meslektaşımı görünce de “ günaydın” dedim ama cevap alamadım. ben de duymamamış olabileceğini düşünüp bir kez daha tekrar ettim günaydınımı ama yine aynı sessizlik.
ben de çıktım sigara içmek için sigara odasına gittim, 10 dakika sonra bir arkadaşım gelince olayı ona anlattım ve bana şöyle bir açıklama yaptı:
“ bir kadın namahrem bir erkekle aynı odada yalnız kalır ve onunla konuşursa söz zinası yapmış olur. “
bir günaydınla cehennem yolunda insanlık için küçük kendim için büyük bir adım attığımı öğrenmiş oldum böylelikle. yani siz siz olun yalnız insanlara selam vermeyin.
t: söz zinası yapmak istemeyen bir insan olabilir.
  her insanın yapacağı gibi içeri girdiğim zaman orda oturan bir meslektaşımı görünce de “ günaydın” dedim ama cevap alamadım. ben de duymamamış olabileceğini düşünüp bir kez daha tekrar ettim günaydınımı ama yine aynı sessizlik.
ben de çıktım sigara içmek için sigara odasına gittim, 10 dakika sonra bir arkadaşım gelince olayı ona anlattım ve bana şöyle bir açıklama yaptı:
“ bir kadın namahrem bir erkekle aynı odada yalnız kalır ve onunla konuşursa söz zinası yapmış olur. “
bir günaydınla cehennem yolunda insanlık için küçük kendim için büyük bir adım attığımı öğrenmiş oldum böylelikle. yani siz siz olun yalnız insanlara selam vermeyin.
t: söz zinası yapmak istemeyen bir insan olabilir.
devamını gör...
fenafillah
          yaratıcı ile bir olmak değildir. yaratıcı nın özünde (fena, fani ) yok olmaktır.
"yok olmak" (fena) muttakilerin özelliğidir.
"onlara bir iyilik dokunduğunda, nasıl tepki verirlerse; kötülük dokunduğunda da aynı tepkiyi verirler." yani iyiliğe ve kötülüğe karşı aynı hal üzerinde olurlar. hallerinde bir değişiklik göremezsiniz.
  "yok olmak" (fena) muttakilerin özelliğidir.
"onlara bir iyilik dokunduğunda, nasıl tepki verirlerse; kötülük dokunduğunda da aynı tepkiyi verirler." yani iyiliğe ve kötülüğe karşı aynı hal üzerinde olurlar. hallerinde bir değişiklik göremezsiniz.
devamını gör...


