geceye ingilizce bir söz bırak
"my soul needs an escape."
devamını gör...
the painted bird
2019 yapımı petr kotlár isimli çok yetenekli bir çekya'lı çocuk oyuncunun başrol olduğu siyah-beyaz bir ikinci dünya savaşı filmi.
bir kült roman uyarlaması. filmle aynı adı taşıyan romanın yazarı jerzy kosiński. hikaye müthiş etkileyici. ancak film maalesef yönetmene kurban gitmiş, potansiyelini gerçekleştirememiş, muazzam olabilecekken kafa karışıklığına kurban giderek 2 yıl sonra adını kimsenin hatırlamayacağı bir iş olabilmiş.
ya bak çok sinirleniyorum ben böyle şeylere.
arkadaşım deli mi bu insanlar, manyak mı, yazık günah değil mi ya...
elinde muhteşem bir hikaye var. senaryon özene bezene yazılmış. anlatım dilin oturmuş. bölüm bölüm gidiyosun, yakışmış. harikulade oyuncuların var. muh-te-şem-ler. ama sen saçma sapan -yetmez- abuk sabuk, zorlama sahneler yaratmazsan ölecekmişsin hastalığına yakalanmış gibi izleyiciyi filmin içinden itmeye yemin etmişsin sanki... deli misin arkadaşım. salak mısın? ne gerek var!
ne oldu 3 küçük açı değişimi ile, joska'nın elini mükemmel şekle getirip o release sahnesini çektin de! "parmaklarını uzat, avcunu çökert, dur, tamam!" bir de zoom alayım, dur 3 derece sağdan. hah oldu.
olmadı ya olmadı. oooeeh dedirttin saçma insan. neden ya neden? sinek sahnesi... ahırdaki keçi sahnesi... ya hiç gösterme ya da detay aramayacağımız kısalıkta çek, bir görelim kaybolsun da, "hıhm oldu, tamam" demeyelim gözlerimizi devirerek. deli bu adamlar!
güzelim hikaye çöp olmuş. yazık günah ya. potansiyelin gerçekleşememesi kadar sinir olduğum az şey var. gıcık. sinir oldum.
bir kült roman uyarlaması. filmle aynı adı taşıyan romanın yazarı jerzy kosiński. hikaye müthiş etkileyici. ancak film maalesef yönetmene kurban gitmiş, potansiyelini gerçekleştirememiş, muazzam olabilecekken kafa karışıklığına kurban giderek 2 yıl sonra adını kimsenin hatırlamayacağı bir iş olabilmiş.
ya bak çok sinirleniyorum ben böyle şeylere.
arkadaşım deli mi bu insanlar, manyak mı, yazık günah değil mi ya...
elinde muhteşem bir hikaye var. senaryon özene bezene yazılmış. anlatım dilin oturmuş. bölüm bölüm gidiyosun, yakışmış. harikulade oyuncuların var. muh-te-şem-ler. ama sen saçma sapan -yetmez- abuk sabuk, zorlama sahneler yaratmazsan ölecekmişsin hastalığına yakalanmış gibi izleyiciyi filmin içinden itmeye yemin etmişsin sanki... deli misin arkadaşım. salak mısın? ne gerek var!
ne oldu 3 küçük açı değişimi ile, joska'nın elini mükemmel şekle getirip o release sahnesini çektin de! "parmaklarını uzat, avcunu çökert, dur, tamam!" bir de zoom alayım, dur 3 derece sağdan. hah oldu.
olmadı ya olmadı. oooeeh dedirttin saçma insan. neden ya neden? sinek sahnesi... ahırdaki keçi sahnesi... ya hiç gösterme ya da detay aramayacağımız kısalıkta çek, bir görelim kaybolsun da, "hıhm oldu, tamam" demeyelim gözlerimizi devirerek. deli bu adamlar!
güzelim hikaye çöp olmuş. yazık günah ya. potansiyelin gerçekleşememesi kadar sinir olduğum az şey var. gıcık. sinir oldum.
devamını gör...
sahibinin sesiyle okunan cümleler
alarko kombi gerçek kombi gerçek konfor
devamını gör...
28 şubat 2021 normal sözlük’ün çökmesi
sanki nefesim kesilmiş gibi hissettim kendimi. neredeyse ciğer gibi, mide gibi, böbrek gibi önemli bir organım olmuş sözlük.
devamını gör...
biontech vs sinovac
biontech oldum. aşı sonuçta beklediğimiz bir şeydi. hangisini olursanız her hâlükârda katkısı olacaktır diye düşünüyorum.
devamını gör...
osmanlıca
türkçenin ta başlangıcından beri, coğrafya, din, kültür, etkileşimler... etkisinde geçirdiği dönemler vardır. ben de konuya kısa bir ekleme yapayım.
türk 'yazı dili'nin tarihi gelişimi:
-eski türkçe (örn: köktürk yazıtları'nın türkçesi. örn: 'sekiz yükmek' gibi uygur metinlerini düşünün; uygur metinleri çin'le
komşu olunduğu için hem dinî hem dil anlamında çince etkiler taşır.)
sonra coğrafya değişikliklerinden ötürü iki kolda gelişir:
-kuzey-doğu türkçesi, batı türkçesi
kuzey- doğu türkçesi yine iki kolda gelişir: kuzey türkçesi, doğu türkçesi
-batı türkçesi (bizi asıl ilgilendiren burası.)
azeri türkçesi, osmanlı türkçesi (batı türkçesi de iki kolda gelişiyor.)
-osmanlı türkçesi: (artık türkler anadolu'da, sonra osmanlı devleti kuruluyor. biz, bu coğrafyada onların torunlarıyız ve bu dönem de yine üç başlık altında inceleniyor -tabii yazılı eserler incelenerek-)
-eski anadolu türkçesi
-osmanlıca (insanlar türkçe konuşuyorlar ama yazı dili arap harfleriyle ve arapça+farsça+türkçe şeklinde, yani osmanlıca.
yalnız bu dediğim aydın kesim için geçerli, halk edebiyatı arap harfleriyle de yazıya geçirilse özbeöz türkçe.)
-türkiye türkçesi (şu anda konuştuğumuz türkçe. aslında bu dönem bile birkaç başlık altında inceleniyor; milli edebiyat
dönemi ve sonrasında yeni kurulan cumhuriyet ve günümüz türkçesi gibi.)
en basit şekliyle yazı dili için yukarıdaki liste doğrudur. bu konuda internette yüzlerce araştırma, yazı, şema vb. bulabilirsiniz.
not: bu yazıyı zamanla geliştirip daha yararlı bir hale getirmeyi umut ediyorum.
türk 'yazı dili'nin tarihi gelişimi:
-eski türkçe (örn: köktürk yazıtları'nın türkçesi. örn: 'sekiz yükmek' gibi uygur metinlerini düşünün; uygur metinleri çin'le
komşu olunduğu için hem dinî hem dil anlamında çince etkiler taşır.)
sonra coğrafya değişikliklerinden ötürü iki kolda gelişir:
-kuzey-doğu türkçesi, batı türkçesi
kuzey- doğu türkçesi yine iki kolda gelişir: kuzey türkçesi, doğu türkçesi
-batı türkçesi (bizi asıl ilgilendiren burası.)
azeri türkçesi, osmanlı türkçesi (batı türkçesi de iki kolda gelişiyor.)
-osmanlı türkçesi: (artık türkler anadolu'da, sonra osmanlı devleti kuruluyor. biz, bu coğrafyada onların torunlarıyız ve bu dönem de yine üç başlık altında inceleniyor -tabii yazılı eserler incelenerek-)
-eski anadolu türkçesi
-osmanlıca (insanlar türkçe konuşuyorlar ama yazı dili arap harfleriyle ve arapça+farsça+türkçe şeklinde, yani osmanlıca.
yalnız bu dediğim aydın kesim için geçerli, halk edebiyatı arap harfleriyle de yazıya geçirilse özbeöz türkçe.)
-türkiye türkçesi (şu anda konuştuğumuz türkçe. aslında bu dönem bile birkaç başlık altında inceleniyor; milli edebiyat
dönemi ve sonrasında yeni kurulan cumhuriyet ve günümüz türkçesi gibi.)
en basit şekliyle yazı dili için yukarıdaki liste doğrudur. bu konuda internette yüzlerce araştırma, yazı, şema vb. bulabilirsiniz.
not: bu yazıyı zamanla geliştirip daha yararlı bir hale getirmeyi umut ediyorum.
devamını gör...
bedava kitap için 800 entry yazmak
bedava kitap için yazsak 8oo de bırakırdık yeğenn. hayda rinnaa rinna rina nayyy.
devamını gör...
bal şarabı
mitolojide, tarihte bilinen en eski alkollü içkidir. "tanrıların içkisi", "odin'in içkisi", "odin'in ganimeti" olarak da bilinir. geçmişi milattan önce 7000'lere kadar dayanır.
iskandinavlar savaşta ölenlerin valhalla'ya gittiğine inanırlardı. bu içkiyi de o sarayda güzel bir kız tarafından dağıtılan bir içki olarak kabul etmişlerdir.
eski yunanlılar ise bahar yağmurlarıyla balı karıştırıp şöminenin yanına koyarlar ve afrodit'i memnun etmek için içerlermiş. tapınaktakiler ise geleceği görmek için bu içkiden içerlermiş.
miti de şu şekildedir(mead of poem):
"aesir ve vanir arasındaki savaş sonrasında tüm tanrılar toplanıp bir kavanozun içine tükürerek antlaşma mühürlerler. bu tükürükler boşa gitmesin diye de o tükürüklerden bir insan oluştururlar. adı kvasir olan bu insan da dokuz dünyadaki en bilge insandır. dünyayı gezerek tüm bilgisini insanlara aktarır.
bir gün iki cücenin yanına gider(fjalar, galar). bu iki cüce bu bilge insanı öldürüp kanıyla balı karıştırır ve bal şarabını oluşturur. şarabı içen bilge ya da şairw dönüşmektedir. bu şarabı da kendilerine saklarlar.
şir, adamın yerini öğrenmesi için birilerini gönderir fakat bu bilgenin kendi kendine öldüğü söylenir. daha sonra dev gilling ve karısı bu cüceleri ziyarete gider. cüceler de kocasını boğup karısını da değirmen taşıyla ezip öldürür.
bu devler eve dönmeyince oğulları suttung ailesini aramaya çıkar. cüce kardeşlerle karşılaşır ve ailesini bu cücelerin öldürdüğünü öğrenir. bu dev cüceleri ölümle tehdit eder. cüceler de yaşamaları karşısında adamın kendisine üç kavanoz bal şarabı verir ve adam cüceleri bırakır ve bal şaraplarını alıp hnitbjörg dağındaki evine götürür. dağın derinliklerinde bir oda yaratıp kızı gunnloğ' u bu bal şaraplarını gece gündüz koruması için görevlendirir.
odin bunu duyduğunda o bal şaraplarına sahip olmak ister ve erkek kılığına girerek kendisine bölverkr (keder işçisi) adını verir.
bölverkr, jötenheim'a gider ve sonunda dokuz kişinin bir tarlada çalıştığı ve çim biçtiği bir vadiye gelir. bölverkr, tırpanların keskin olmaması nedeniyle köylülerin işlerinin yavaş ilerlediğini fark eder. sohbeti başlatan bölverkr, erkeklerin suttung'un kardeşi baugi için çalıştığını öğrenir ve bölverkr onların tırpanlarını keskinleştirmeyi teklif eder. bölverkr bileme işlemini bitirdikten sonra işlerinin hızlandığını gören köylüler bileme taşını almak için bölverkr'e teklifte bulunurlar. bölverkr de bu teklifi kabul eder ve bileme taşını havaya fırlatır. tüm köylüler dönerek almaya çalışırken tırpanlarıyla birbirini öldürürler. dokuz köylü de yere yığılır.
o akşam bölverkr, dev baugi'nin çiftliğine gelir ve baugi köylülerinin öldüğünü öğrenir. bökverkr de tüm sezonluk işi kendi başına yapabileceğini söyler fakat karşılığında kardeşi suttung'un şarabından ister. baugi bunu kabul eder.
bir sezon sonunda bölverkr dokuz köylünün yaptığı işten fazlasını yapmıştır. baugi ve bölverkr, suttung'un yanına gider fakat suttung bal şarabından vermeyi reddeder.
baugi ve bölverkr bal şarabını bulmak için dağa çıkarlar. baugi bir burgu çıkarır. dağı birkaç yerden delerek sonunda odayı bulurlar. bölverkr kendisini yılana çevirerek delikten girer. o sırada baugi yılanı öldürmeye çalışır fakat yapamaz.
bölverkr kendisini tekrar insana çevirir ve taburede bal şaraplarının yanında oturan gunnloğ'u görür. kızı kandırır ve üç gün birlikte yatarlar. sonunda kız bölverkr'in her istediğini yapacak duruma gelmiştir. bölverkr bal şaraplarından üç yudum almayı teklif eder. kız da bunu kabul eder. ilk yudumda birinci kazandaki tüm bal şarabını mideye indirir. ikinci yudumda ikinci kazanı ve üçüncü yudumda da üçüncü kazanı mideye indirir. (ağzında tuttuğu da söylenir.)mağaradan çıkarak kendisini kartala dönüştürür ve sarayına uçar. suttung bunu gördüğünde o da kendisini kartala çevirir ve peşinden uçar.
bölverkr sarayına döndüğünde herkes dışarıda kavanoz ve kazanları dizmiştir. bölverkr(artık odindir) tüm şarapları kazanlara doldurur ve şair olmayı hak eden insanlara bundan ikram eder."
iskandinavlar savaşta ölenlerin valhalla'ya gittiğine inanırlardı. bu içkiyi de o sarayda güzel bir kız tarafından dağıtılan bir içki olarak kabul etmişlerdir.
eski yunanlılar ise bahar yağmurlarıyla balı karıştırıp şöminenin yanına koyarlar ve afrodit'i memnun etmek için içerlermiş. tapınaktakiler ise geleceği görmek için bu içkiden içerlermiş.
miti de şu şekildedir(mead of poem):
"aesir ve vanir arasındaki savaş sonrasında tüm tanrılar toplanıp bir kavanozun içine tükürerek antlaşma mühürlerler. bu tükürükler boşa gitmesin diye de o tükürüklerden bir insan oluştururlar. adı kvasir olan bu insan da dokuz dünyadaki en bilge insandır. dünyayı gezerek tüm bilgisini insanlara aktarır.
bir gün iki cücenin yanına gider(fjalar, galar). bu iki cüce bu bilge insanı öldürüp kanıyla balı karıştırır ve bal şarabını oluşturur. şarabı içen bilge ya da şairw dönüşmektedir. bu şarabı da kendilerine saklarlar.
şir, adamın yerini öğrenmesi için birilerini gönderir fakat bu bilgenin kendi kendine öldüğü söylenir. daha sonra dev gilling ve karısı bu cüceleri ziyarete gider. cüceler de kocasını boğup karısını da değirmen taşıyla ezip öldürür.
bu devler eve dönmeyince oğulları suttung ailesini aramaya çıkar. cüce kardeşlerle karşılaşır ve ailesini bu cücelerin öldürdüğünü öğrenir. bu dev cüceleri ölümle tehdit eder. cüceler de yaşamaları karşısında adamın kendisine üç kavanoz bal şarabı verir ve adam cüceleri bırakır ve bal şaraplarını alıp hnitbjörg dağındaki evine götürür. dağın derinliklerinde bir oda yaratıp kızı gunnloğ' u bu bal şaraplarını gece gündüz koruması için görevlendirir.
odin bunu duyduğunda o bal şaraplarına sahip olmak ister ve erkek kılığına girerek kendisine bölverkr (keder işçisi) adını verir.
bölverkr, jötenheim'a gider ve sonunda dokuz kişinin bir tarlada çalıştığı ve çim biçtiği bir vadiye gelir. bölverkr, tırpanların keskin olmaması nedeniyle köylülerin işlerinin yavaş ilerlediğini fark eder. sohbeti başlatan bölverkr, erkeklerin suttung'un kardeşi baugi için çalıştığını öğrenir ve bölverkr onların tırpanlarını keskinleştirmeyi teklif eder. bölverkr bileme işlemini bitirdikten sonra işlerinin hızlandığını gören köylüler bileme taşını almak için bölverkr'e teklifte bulunurlar. bölverkr de bu teklifi kabul eder ve bileme taşını havaya fırlatır. tüm köylüler dönerek almaya çalışırken tırpanlarıyla birbirini öldürürler. dokuz köylü de yere yığılır.
o akşam bölverkr, dev baugi'nin çiftliğine gelir ve baugi köylülerinin öldüğünü öğrenir. bökverkr de tüm sezonluk işi kendi başına yapabileceğini söyler fakat karşılığında kardeşi suttung'un şarabından ister. baugi bunu kabul eder.
bir sezon sonunda bölverkr dokuz köylünün yaptığı işten fazlasını yapmıştır. baugi ve bölverkr, suttung'un yanına gider fakat suttung bal şarabından vermeyi reddeder.
baugi ve bölverkr bal şarabını bulmak için dağa çıkarlar. baugi bir burgu çıkarır. dağı birkaç yerden delerek sonunda odayı bulurlar. bölverkr kendisini yılana çevirerek delikten girer. o sırada baugi yılanı öldürmeye çalışır fakat yapamaz.
bölverkr kendisini tekrar insana çevirir ve taburede bal şaraplarının yanında oturan gunnloğ'u görür. kızı kandırır ve üç gün birlikte yatarlar. sonunda kız bölverkr'in her istediğini yapacak duruma gelmiştir. bölverkr bal şaraplarından üç yudum almayı teklif eder. kız da bunu kabul eder. ilk yudumda birinci kazandaki tüm bal şarabını mideye indirir. ikinci yudumda ikinci kazanı ve üçüncü yudumda da üçüncü kazanı mideye indirir. (ağzında tuttuğu da söylenir.)mağaradan çıkarak kendisini kartala dönüştürür ve sarayına uçar. suttung bunu gördüğünde o da kendisini kartala çevirir ve peşinden uçar.
bölverkr sarayına döndüğünde herkes dışarıda kavanoz ve kazanları dizmiştir. bölverkr(artık odindir) tüm şarapları kazanlara doldurur ve şair olmayı hak eden insanlara bundan ikram eder."
devamını gör...
tarihte bugün
1923 - mustafa kemal paşa, time dergisine kapak oldu.
1923 - yunanistan'da cumhuriyet ilan edildi.
1926 - türkiye'de petrol arama ve işletilmesinin devletçe yönetilmesini öngören kanun tbmm'de kabul edildi.
1958 - elvis presley askere alındı ve bu durum abd genelinde sansasyon yarattı.
1978 - savcı doğan öz öldürüldü.
2000 - varan turizm'e ait otobüs, yolcularıyla kaçırıldı. olaydan sonra yakalanan üç kişi, 36'şar yıl ağır hapis cezasına çarptırıldı.
2001 - apple şirketi mac os x 10.0 (cheetah)'ı piyasaya sürdü.
2007 - türkiye euro 2008 elemelerinde yunanistanı futbol maçında 4-1 mağlup etti.
1923 - yunanistan'da cumhuriyet ilan edildi.
1926 - türkiye'de petrol arama ve işletilmesinin devletçe yönetilmesini öngören kanun tbmm'de kabul edildi.
1958 - elvis presley askere alındı ve bu durum abd genelinde sansasyon yarattı.
1978 - savcı doğan öz öldürüldü.
2000 - varan turizm'e ait otobüs, yolcularıyla kaçırıldı. olaydan sonra yakalanan üç kişi, 36'şar yıl ağır hapis cezasına çarptırıldı.
2001 - apple şirketi mac os x 10.0 (cheetah)'ı piyasaya sürdü.
2007 - türkiye euro 2008 elemelerinde yunanistanı futbol maçında 4-1 mağlup etti.
devamını gör...
bir kadına en çok yakışan aksesuar
koluna takacağı adamdır.
bakın burası çokomelli, karizmatik bir adamla ne bir pandora bilenkklik yarışabilir ne de bir urfa akıtması...
erkekleri metalaştırmış mı oldum, çok pardon. pragmatist bir bireyim çünkü içinde bulunduğumuz hayat şartları bunu gerektiriyor.
bakın burası çokomelli, karizmatik bir adamla ne bir pandora bilenkklik yarışabilir ne de bir urfa akıtması...
erkekleri metalaştırmış mı oldum, çok pardon. pragmatist bir bireyim çünkü içinde bulunduğumuz hayat şartları bunu gerektiriyor.
devamını gör...
clubhouse
sonunda bir arkadaşa bakıp çıkıcam misali girip göz attığım uygulama. herkes bir entellektüel herkes bir şekil. profayl pikçırslara bir bakıyorsun sanki türkiye'de değil elfler diyarında yaşıyoruz. herkes ahkam kesiyor, hocamlar havada uçuşuyor. erkut hocam bu konuyu çok iyi bilir, sözü ahmet hocama bırakmadan önce son bir şey söliciiim gibi.....
yemin ederim bu kadar çok bilen vatandaşa sahip olmasına karşın bu kadar az gelişmiş bir ülke olamaz sevgili sözlük.
yemin ederim bu kadar çok bilen vatandaşa sahip olmasına karşın bu kadar az gelişmiş bir ülke olamaz sevgili sözlük.
devamını gör...
anakronizm
iki farklı zaman diliminde yaşanmış olayı, aynı zamanda yaşanmış olduğunu düşünme yanılgısına verilen isimdir. örneğin, kenan komutan'ın osman gazi ve fatih sultan mehmet'le şarap içmesi anakronizmdir.
devamını gör...
ankara'ya kar yağarken dinlenebilecek şarkılar
devamını gör...
yürümeyen ilişkiyi itmek
nafile çaba ve sorunun yürüyen ya da motorda değil, karşı tarafta olmasının en büyük kanıtının "itmek"/"gayret" olduğu eylem.
yoksa zaten ömrü ne kadar olursa olsun "o"'nun desteğe ihtiyacı yoktur.
yoksa zaten ömrü ne kadar olursa olsun "o"'nun desteğe ihtiyacı yoktur.
devamını gör...
günaydın sözlük
günaydın sevgili yazarlar.
güzel günler görünüz.
güzel günler görünüz.
devamını gör...
ölümün yok olduğu bir dünya
bu şey değil mi ya, öteki taraf?
huri falan tahsis ediyorlar hani, şarap falan da var.
sırça köşkler falan? ben mi yanlış biliyorum?
huri falan tahsis ediyorlar hani, şarap falan da var.
sırça köşkler falan? ben mi yanlış biliyorum?
devamını gör...
ali tatar
trajik ve dramatik biçimde yaşamına son vermiş kumpas mağduru yarbay. insanın kendi özgürlüğü uğruna yaşam özgürlüğüne son vermesi, cidden buruk bir duygu.
devamını gör...
çerkes
kendilerine ait yazılı olmayan kuralları olan anaerkil halktır. zorlu bir kültürü vardır, saygı takıntılı olduklarını söylemek mümkündür. gerçek çerkes kültürünü uzun uzun yazayım, siz de çerkes olduğunu söyleyen insanları aklınızdan geçirin bakalım. hangisi bahsettiğim gibi davranıyor?
- misafir geldiği zaman evin kızı ayakta bekler. sürekli hizmet için hazır durumdadır. anaerkil bir toplumda bu kadını küçümsemek demek değildir, sadece misafire verilen değer ile alakalıdır. misafirin bardağının ve tabağının sürekli dolu olabilmesi için bir gözcü bulundurmak gibi düşünebiliriz. misafir yolcu edilirken arabasına ya da durağa kadar eşlik etmek gerekir. hatta işleri abartıp onunla evine kadar yürümek çok görülen bir durumdur.
- çerkes gelinler kayınvalide ve kayınpeder ile konuşmaz diye bir bilgi geçer hani, o sahiden doğrudur. ancak bu kadının ezilmesi ile alakalı değildir. çerkeslerde samimiyet anlayışı daha katıdır sadece. mesela kayınpeder gelinin evinin önünden geçerken ayak sesi yapmaz ya da yüksek sesli konuşmaz. yani kültürel olarak iç içe yaşayıp fazla samimiyet kurma gibi bir mevzu yoktur. herkes kendi yerini bilir.
- çerkes eşler birbirlerine isimleri ile hitap etmezler. yine aşkitom minişkom falan böyle şeyler yoktur. çift resmen başkalarının yanında resmi bir tavır takınır. kavgalar, aralarının iyi ya da kötü olması ya da farklı detaylar asla dışarıdan anlaşılamaz böylece çünkü stabil bir davranış şekli geliştirmişlerdir.
- odaya giren kadın ya da kız çocuğu sonrası, etrafta yabancılar varsa, ailenin erkekleri ayağa kalkar. çocuğun yaşı önemli değildir. bazı kaynaklarda bunun tam tersi olduğu, erkek girince kadınların ayağa kalktığı yazar ki nasıl şuursuz bir abartma halidir belli değil. çerkesler pagandır, anaerkildir. hatta bir kadın bekarsa ve yaşı büyükse ailenin en saygı duyulan insanlarından biri haline gelir. boyleyken kadınlar kalkacak he mi? daha neler.
- müslüman olsalar bile hâlâ paganizm izleri devam ediyor demek mümkün. çerkesler çerkeslerden başka kimse ile evlenmez, ailesi bizi ayırdı bilmem ne geyikleri aslında kültürün kendisine uygun değil. bunun sebeplerinden biri insanları ırk, din ve dil olarak ayırmanın büyükler tarafından tamamen yasaklanması ve buna göre büyütülmüş olmak. diger sebep müslümanlık anlayışının daha değişik olması. birbirini seven insanları ayıran şeytani bir varlık olarak görülüyor. bunun aileye felaket getireceği düşünülüyor.
- çerkeslerde hapishane kavramı yok çünkü özgür insanlar. çocuklar bile çok özgür yetiştirilir, çocuk kendi kararını alır ve uygular. ceza genellikle toplumdan tamamen soyutlamadır. büyük suçlar işleyen insan ile kimse konuşmaz, iş verilmez, yok sayılır. yine kadına ve çocuğa karşı işlenmiş şiddet gibi suçlarda hâlâ toplumdan soyutlama eylemi devam ediyor diyebilirim. çerkes erkekleri gelip o kişinin uzaklaşmasını sağlıyorlar.
- çerkeslerde şiddet tercih edilmez. hatta bir baba kızını uyaramaz bile. bir yanlış görürse eşine ya da kız kardeşine söyler, kız çocuğu kadın tarafından uyarılır. dediğim gibi samimiyet anlayışı farklıdır.
daha uzatmak mümkün. çerkes kültürü çoğu yönüyle aslında eski türk kültürüne benzer. eski türk kültürünü bilen ailelerin insana yaklaşımı, misafiri ağırlaması, kadına, çocuğa ve aşka saygısı çok başkadır. ancak ülkemizi son 20 yıldır esir almış arap kültürü yüzünden bu iki güzel kültür ölüyor ki önlem almak lazım. evet..
- misafir geldiği zaman evin kızı ayakta bekler. sürekli hizmet için hazır durumdadır. anaerkil bir toplumda bu kadını küçümsemek demek değildir, sadece misafire verilen değer ile alakalıdır. misafirin bardağının ve tabağının sürekli dolu olabilmesi için bir gözcü bulundurmak gibi düşünebiliriz. misafir yolcu edilirken arabasına ya da durağa kadar eşlik etmek gerekir. hatta işleri abartıp onunla evine kadar yürümek çok görülen bir durumdur.
- çerkes gelinler kayınvalide ve kayınpeder ile konuşmaz diye bir bilgi geçer hani, o sahiden doğrudur. ancak bu kadının ezilmesi ile alakalı değildir. çerkeslerde samimiyet anlayışı daha katıdır sadece. mesela kayınpeder gelinin evinin önünden geçerken ayak sesi yapmaz ya da yüksek sesli konuşmaz. yani kültürel olarak iç içe yaşayıp fazla samimiyet kurma gibi bir mevzu yoktur. herkes kendi yerini bilir.
- çerkes eşler birbirlerine isimleri ile hitap etmezler. yine aşkitom minişkom falan böyle şeyler yoktur. çift resmen başkalarının yanında resmi bir tavır takınır. kavgalar, aralarının iyi ya da kötü olması ya da farklı detaylar asla dışarıdan anlaşılamaz böylece çünkü stabil bir davranış şekli geliştirmişlerdir.
- odaya giren kadın ya da kız çocuğu sonrası, etrafta yabancılar varsa, ailenin erkekleri ayağa kalkar. çocuğun yaşı önemli değildir. bazı kaynaklarda bunun tam tersi olduğu, erkek girince kadınların ayağa kalktığı yazar ki nasıl şuursuz bir abartma halidir belli değil. çerkesler pagandır, anaerkildir. hatta bir kadın bekarsa ve yaşı büyükse ailenin en saygı duyulan insanlarından biri haline gelir. boyleyken kadınlar kalkacak he mi? daha neler.
- müslüman olsalar bile hâlâ paganizm izleri devam ediyor demek mümkün. çerkesler çerkeslerden başka kimse ile evlenmez, ailesi bizi ayırdı bilmem ne geyikleri aslında kültürün kendisine uygun değil. bunun sebeplerinden biri insanları ırk, din ve dil olarak ayırmanın büyükler tarafından tamamen yasaklanması ve buna göre büyütülmüş olmak. diger sebep müslümanlık anlayışının daha değişik olması. birbirini seven insanları ayıran şeytani bir varlık olarak görülüyor. bunun aileye felaket getireceği düşünülüyor.
- çerkeslerde hapishane kavramı yok çünkü özgür insanlar. çocuklar bile çok özgür yetiştirilir, çocuk kendi kararını alır ve uygular. ceza genellikle toplumdan tamamen soyutlamadır. büyük suçlar işleyen insan ile kimse konuşmaz, iş verilmez, yok sayılır. yine kadına ve çocuğa karşı işlenmiş şiddet gibi suçlarda hâlâ toplumdan soyutlama eylemi devam ediyor diyebilirim. çerkes erkekleri gelip o kişinin uzaklaşmasını sağlıyorlar.
- çerkeslerde şiddet tercih edilmez. hatta bir baba kızını uyaramaz bile. bir yanlış görürse eşine ya da kız kardeşine söyler, kız çocuğu kadın tarafından uyarılır. dediğim gibi samimiyet anlayışı farklıdır.
daha uzatmak mümkün. çerkes kültürü çoğu yönüyle aslında eski türk kültürüne benzer. eski türk kültürünü bilen ailelerin insana yaklaşımı, misafiri ağırlaması, kadına, çocuğa ve aşka saygısı çok başkadır. ancak ülkemizi son 20 yıldır esir almış arap kültürü yüzünden bu iki güzel kültür ölüyor ki önlem almak lazım. evet..
devamını gör...