kaliteli çayın sırrı
-mümkün mertebe kireçsiz su
-çaykur'un sarı ve mavi paketlerinin karışımı
-porselen çaydanlık
-çayı sıcak suyun üstüne dökmek olarak açıklanabilecek sırladır.
-çaykur'un sarı ve mavi paketlerinin karışımı
-porselen çaydanlık
-çayı sıcak suyun üstüne dökmek olarak açıklanabilecek sırladır.
devamını gör...
müstemleke
istimlak edilmiş anlamına gelir.
devamını gör...
homofobi
herhangi bir şiddeti doğurmadığında elbette suç değildir. fakat yine de hastalıklı bir düşünce olduğu doğrudur. zira homofobi, cinsel tercihi yüzünden kendisiyle belki herhangi bir şekilde ilgisi bile olmayan bir insana karşı duyulan aşırı tepkiyi belirtir. sadece hoşnut kalmama ya da tasvip etmemekten bahsediyorsak belki bir nebze kabul edilebilir olabilir, evet. fakat yalnızca kendi cinsine karşı cinsel istek duyuyor diye bir insandan nefret edebilmek, yadırgayabilmek ya da işi ayrımcılığa götürebilmek pek de hoş karşılanamaz bana kalırsa.
devamını gör...
burnun insanın kötü tasarlanmış organı olması
tam aksine tasarım harikasıdır.
devamını gör...
ilk gidilen tiyatro oyunu
pamuk prenses ve yedi cüceler. sene 1997.
devamını gör...
otobüs şoförü kadınlar
şu an ki mevcut olan mesleğimdir.
bıyıklı ve göbekli sevecen tombik şoförlere selam olsun.
iyi sürüşler efenim.
bıyıklı ve göbekli sevecen tombik şoförlere selam olsun.
iyi sürüşler efenim.
devamını gör...
üç kelimelik hikayeler
anılarını yitiriyor sokaklar
devamını gör...
termodinamiğin birinci yasası
ünlü fizikçi james prescott joule 1843'te düzenlenen "british association for the advancement of science" toplanrtısınında 1 pound suyun suyun sıcaklığını 1 fahrenheit arttırmak için gereken enerji miktarının hesaplanabileceğini, hatta yaptığı ölçümlerle bunu bulduğunu söylüyor..ama o zamanlar ilgi görmüyor bu ..değeri sonradan anlaşılıyor tabi..adına da termodinamiğin birinci yasası diyorlar…
joulun ısının mekanik eş değerini ölçtüğü,ölçüm mekanizması şu
şimdi newtonun enerjinin korunumu prensibi vardı zaten..enerjinin korunumu hareket gerektiren sistemler için uygulanıyordu…ancak joule ; bir sisteme ısı vererek yada bir sistem üzerinde iş yaparak; sisteme enerji verilebileceğini veya sistemden enerji alınabileceğini bize göstermiş oldu…
işi daha ileri götürmüş ve bir direnç üzerinden geçen elektrik akımının ısı yaydığını bulmuştur adına da joule yasası denmiştir efem (bu elektrikle ilgili yalnız)…iç enerji mekanik enerjiye dönüşebilir o halde…böylece enerjinin korunumu doğanın evrensel bir kanun haline gelir..
özetlersek termodinamiğin birinci kanunu sistemin iç enerjisini; sisteme ısı verilip yada alarak veyahut sistem üzerine, sistem tarafından iş yapılarak değiştirilebilir der…
enerji yoktan var edilmez vardan da yok edilmez şeklinde bir savla darwinistlerin pek bir sevdiği yasadır efem..
joulun ısının mekanik eş değerini ölçtüğü,ölçüm mekanizması şu
şimdi newtonun enerjinin korunumu prensibi vardı zaten..enerjinin korunumu hareket gerektiren sistemler için uygulanıyordu…ancak joule ; bir sisteme ısı vererek yada bir sistem üzerinde iş yaparak; sisteme enerji verilebileceğini veya sistemden enerji alınabileceğini bize göstermiş oldu…
işi daha ileri götürmüş ve bir direnç üzerinden geçen elektrik akımının ısı yaydığını bulmuştur adına da joule yasası denmiştir efem (bu elektrikle ilgili yalnız)…iç enerji mekanik enerjiye dönüşebilir o halde…böylece enerjinin korunumu doğanın evrensel bir kanun haline gelir..
özetlersek termodinamiğin birinci kanunu sistemin iç enerjisini; sisteme ısı verilip yada alarak veyahut sistem üzerine, sistem tarafından iş yapılarak değiştirilebilir der…
enerji yoktan var edilmez vardan da yok edilmez şeklinde bir savla darwinistlerin pek bir sevdiği yasadır efem..
devamını gör...
tembel insan
kardeşimdir.her işine başkası koşar.yerinden kalkıp su içmeye bile üşenir,sizden ister.tek başına ayakta duramaz. benden uzak olsun.
devamını gör...
2 senedir istanbul'u kazandık diye gezen muhalif
konuşmayı bilmeyen muhaliftir. doğrusu için ibbb şeçimlerini bir senede 2 kere kazandık diye dolaşması gereken muhaliftir.
devamını gör...
seni seviyorum ile seviyorum seni arasındaki fark
t: birincisi aşk ikincisi ise insan olarak seviyorum manasında.
devamını gör...
japon denince akla gelen ilk şey
devamını gör...
hamile karısının karnını açarak poz veren adam
bu başlığın açılması bile ülkemizin bu zihniyetten rahat bir 50 sene daha kurtulamayacağının göstergesidir.
(bkz: bi bitmediniz)
(bkz: bi bitmediniz)
devamını gör...
hayatınızın mottosu olan sözler
1984'te gördüğüm bir cümle. okuduktan sonra aklımdan da hiç çıkmadı.
" akıllılık çoğunluğa bakılarak ölçülmez." işte bu yüzden çoğunluk ne derse desin sen hep kendi yolunda yürü yalnız olsan bile.
" akıllılık çoğunluğa bakılarak ölçülmez." işte bu yüzden çoğunluk ne derse desin sen hep kendi yolunda yürü yalnız olsan bile.
devamını gör...
etiyopya
hz. isa'nın doğumunun farklı hesaplanmasından dolayı diğer takvimlerden farklılık gösteren, 13 aydan oluşan, güneş esaslı kendi takvimlerini kullanan ülke. yaklaşık 7 yıl geriden gelmektedirler, şu an 2014 yılı içerisindeler.
devamını gör...
sözlükteki dağınıklığın toplanması gerekliliği
küçük yaşta olup sürekli kendini övenler mi dersiniz, tuhaf tuhaf hikâyeler anlatanlar mı dersiniz sözlükte birkaç zamandır oluşmuş ciddiyetsiz duruma el atılmalıdır.
devamını gör...
cesur yeni dünya
yıllar sonra tekrar okunduğunda etkileri farklılık gösteren muazzam distopik roman. 20. yüzyıl kurgu romanlarının en başarılısı ve yanılmıyorsam 1932 senesinde yazılmış. huxley, birinci dünya savaşında yaşananlar ve savaş sonrasındaki belirsizlikten o kadar etkilenmiştir ki başta devlet, ekonomi ve ekonomi eksenli değişen siyasal-sosyolojik travmalara şahane eleştiriler getirmiştir.
ahlak, yalnızlık, doğa, teknoloji, endüstri, birey-toplum ikilisi ve bağı, tanrı, üreme, yaradılış, duygu, bilim, bilinç, hipnopedya, sorgusuz sualsiz ifadeler, hizmet, sınıf gibi daha birçok, bize biç yabancı olmayan meseleye getirdiği eleştiriler sebebiyle tekrar tekrar okunmaya değer bir kurgu.
-- spo --
kitabı daha önce hiç okumayanlar için, hollywood filmlerinden aşina olduğumuz bir kurtarıcı, bir büyük kahraman bulamamak hayal kırıklığı oluşturabilir. ancak zaten amaç bir çıkmaz, bir anti-ütopya yaratmak olduğundan o hayal çok da kırılıyor denmez. bernard marx karakterinden daha sert, daha gerçek çıkışlar bekliyorsunuz ama olmuyor. helmholtz, gereğinden fazla arka planda kalıyor. lenina'dan beklenen o aydınlanma anı hiç yaşanmıyor. soma'yı ve etkilerini birebir yaşamak istiyorsunuz. vahşi'yi kurtarmak... kurgunun yönünü komple değiştirmek, insanları uyandırmak... ama hiçbiri olmuyor. çünkü distopya olmak bunu gerektirir.
romanın sonlarına doğru vahşi ve mustafa mond arasındaki diyalog tekrar tekrar okunasıdır. o bölüm bana matrix serisinin ikinci filmindeki neo-mimar diyaloglarını anımsattı tekrar okuyunca.
-- spo --
huxley, distopyasını yazarken içinde bulunduğu çelişkiyi oldukça dürüst aktarmıştır. yani yarattığı evrendeki distopik gidişatın aslında mümkün, yaşanabilir ve haklı yanları olduğunu yansıtmayı başarmıştır. bazı noktalarda her şeye rağmen okuyucuda da "acaba"lar oluşmuyor değil.
ilgili olarak (bkz: soma)
ahlak, yalnızlık, doğa, teknoloji, endüstri, birey-toplum ikilisi ve bağı, tanrı, üreme, yaradılış, duygu, bilim, bilinç, hipnopedya, sorgusuz sualsiz ifadeler, hizmet, sınıf gibi daha birçok, bize biç yabancı olmayan meseleye getirdiği eleştiriler sebebiyle tekrar tekrar okunmaya değer bir kurgu.
-- spo --
kitabı daha önce hiç okumayanlar için, hollywood filmlerinden aşina olduğumuz bir kurtarıcı, bir büyük kahraman bulamamak hayal kırıklığı oluşturabilir. ancak zaten amaç bir çıkmaz, bir anti-ütopya yaratmak olduğundan o hayal çok da kırılıyor denmez. bernard marx karakterinden daha sert, daha gerçek çıkışlar bekliyorsunuz ama olmuyor. helmholtz, gereğinden fazla arka planda kalıyor. lenina'dan beklenen o aydınlanma anı hiç yaşanmıyor. soma'yı ve etkilerini birebir yaşamak istiyorsunuz. vahşi'yi kurtarmak... kurgunun yönünü komple değiştirmek, insanları uyandırmak... ama hiçbiri olmuyor. çünkü distopya olmak bunu gerektirir.
romanın sonlarına doğru vahşi ve mustafa mond arasındaki diyalog tekrar tekrar okunasıdır. o bölüm bana matrix serisinin ikinci filmindeki neo-mimar diyaloglarını anımsattı tekrar okuyunca.
-- spo --
huxley, distopyasını yazarken içinde bulunduğu çelişkiyi oldukça dürüst aktarmıştır. yani yarattığı evrendeki distopik gidişatın aslında mümkün, yaşanabilir ve haklı yanları olduğunu yansıtmayı başarmıştır. bazı noktalarda her şeye rağmen okuyucuda da "acaba"lar oluşmuyor değil.
ilgili olarak (bkz: soma)
devamını gör...
sözlükten hiç çıkmayan yazarlar
sözlük o kadar kendine bağlıyor ki insanı... çıkmak mümkün olmuyor. hep burada olan yazar. sözlüğü sevmiştir. yazarlara yapılan kitap destekleri de sözlüğün güzel tarafı. kitap kurtlarına önerilecek tek adres kafa sözlük.
devamını gör...
şarkı isimlerini 128 milyar dolar ile değiştiriyoruz
madrigal - seni 128 milyar dolar etmeler
devamını gör...