kitap bölüm bölümdür, hayatını aylaklık ederek ve türlü zevk alemlerinde sürdüren racinin aynalı baba ismini taşıyan ve şapkasına kirik ayna parçaları taşıyan biriyle tanışmasıyla başlar. bana gore bu şapkadaki aynalar , kişinin aynalı babaya baktığında gülmesini sağlasa da aslinda güldükleri, alaya aldıkları kisi özbenlikleridir. çünkü insan bir hiçtir. kendini ehemmiyetli sansa da, kürkler giyip, saraylarda otursa da varacağı yer hicliktir. aynalı baba ile racinin zaman geçirdiği yer de mezarlık olması bundandir ki raci türlü yerlere ney eşliğinde gider. (bkz: astral seyahat)e benzer. ılk bölümünde budayla tanışır ve hiçlik tepesine (bkz: nirvana)ya ulaşmaya çalışır. ama hickimse ilk elden oraya ulaşamamıştır. ıkinci bölümde ise insanın içindeki duyguların savaşına tanık oluruz. ve iyi olanlar kotu olanları yenebilecek mi yenemeyecek mi onu düşündürür. tam kötüler kazanacakken aşk kazanır. tabi buradaki aşk ilahi bir anlam içermektedir. kitap fazla metaforiktir. bir bölümünde gözlerinde soğan siskasi olan bir evde dogar. herkes görüyordur ama aslında kördür, ama deryanın icinde olup deryayı bilmeyen balık gibi farkında degillerdir kör olduklarının. bu ve bunun gibi bir-çok bölümden oluşur. ve her bölümde felsefe-din ağırlıklı tasavvufi bir yolculuk geçirir raci. ve dönüşümünü tamamlar.
aynalı baba diye birinin gerçekte olması ve filibeli ahmetin otobiyografisine benzemesi bana hep kitabın bir tarafının gerçekle iliskisi oldugunu düşündürmüştür.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

türküde geçen "meni" sözcüğü, mormeni olarak birleşik yazılmak gerekiyor. o zaman böğürtlen olduğunu anlıyoruz mormeninin.

mormeni, ermenicede moreni olarak var, anlamı böğürtlen demekmiş.

“baḥçalarda moreni
ben islam sen ermeni
ya sen islam ol ahçik
ya ben olam ermeni”


sözcüğün bir diğer yerel kullanımı: mormorik.

latince morum, "böğürtlen" ve mōrus, "karadut ağacı"; italyanca mora/moro, "dut, karadut"; ispanyolca mora ve portekizce amora yine "böğürtlen" demekmiş.

tdk'ya göre de mormeninin anlamı "böğürtlen".
devamını gör...

af
işlemediği günahın bedeli
yüzsüz bir ziyaret

yatıya kalır mısınız bayım
bütün ev sizin olsun
bir tek tezgahta yatmayın
orası kedimin yeri
göğe bakıyor

vahşetin prangaları
kırılıyor
kuşların kanadında

yatıya kalmaz mısınız bayım
bu sefer sizi güzel ağırlarım
bir tek masa ve sandalyem
işte orası olmaz
orası aslanımın yeri
yattığı yeri belli ediyor

ormanın kalbi
kanıyor
kuşların uçuşunda

yatıya kalın bayım
kitaplığımda gezdiririm sizi
bir tek nurullah ataç
onun kitabını alamazsınız
bir türlü bitmek bilmiyor

kelimeler kanatlanıyor
kuşların süzülüşünde
yakalayamıyorum

affedemiyorum sizi bayım
ne yapsam olmaz
bir tek aşkınız
hayal ettiğim aşkınız
veremiyorum işte onu size

ateş küle dönüyor
saatlerin ölümünde
sadece seyredebiliyorum

saplayın hançeri bayım
kalbimin orta yerine
artık dayanamıyorum
devamını gör...

çokoprensin kuzeni.
devamını gör...

memur kafalı adamın yapmaması gereken eylem. risk alabilenlerin işi. büyümeyi, insiyatif ve sorumluluk almayı zorunlu kılan hal. zor iş.
devamını gör...

beyoğlu, istanbul, türkiye
8 mart 2021

yazık
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

amerika’da ki yargı sistemini ülkemize alsak ya? amerika’nın işe yaramaz bir çok geleneğini ve hayat tarzını alıyoruz da ağır cezalar veren yargı sistemini neden almıyoruz? bu kişi izolasyonda müebbet yemeliydi. sonradan vatandaş olmuş ise, vatandaşlığı alınıp ülkesine deport bile edilmeli ki, vergilerimiz ziyan olmasın.
devamını gör...

geçim sıkıntısından intihar eden insanları, geleceği çalındığı için intihar eden gençleri düşünürsek hakkımızı helal etmemiz saçmalık olur.
devamını gör...

efendilik ve olgunlukta şu sözlükte üstüne tanımıyorum. allah yolunu açık etsin, kalbindeki güzelliği hayatinin her anına nasip etsin. nice iman sağlık huzur dolu onunla olsun.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

cenk'in arka bahçesi ukdesi.

müzeyyen senar'ın o kadife sesiyle okuduğu güzide parça.



bir su içtim destiden
yavrum sensin beni mest eden, hey
aman sensin beni mest eden, hey
cennet mekanın olsun
yavrum seni bana dost eden, hey
aman seni bana dost eden, oy
hey
bursalı mısın kadifeli gelin
çaydan mı geçtin
yanakların al al olmuş
konyak mı içtin, hey
konyak mı içtin
içtiğimiz konyak
mezemiz kaymak
sen kimin yarisin yavrum
her anın oynak
aah! yer yanın oynak
arabaya sen bin
faytona ben
anasını sen al, oğlunu ben
aah! oğlunu ben
bir su içtim pınardan
yavrum sensin beni ayartan, hey
aman sensin beni ayartan, hey
eller ne derse desin
yavrum ben ayrılmam o yardan
aman ben ayrılmam o yardan
hey
bursalı mısın kadifeli gelin
çaydan mı geçtin
yanakların al al olmuş
konyak mı içtin
aah! konyak mı içtin
içtiğimiz konyak
mezemiz kaymak
sen kimin yarisin güzel
her yanın oynak
aah! her yanın oynak
arabaya sen bin
fılıçkaya ben
anasını sen al, oğlunu ben
aah! oğlunu ben
devamını gör...

arabesk + flamenko karışımı ilginç bir 90'lar şarkısı, kader'den...

devamını gör...

güne enerji, mutluluk ve neşe katan ışık kaynağıdır.

sabah güneşi sidikliye akşam güneşi güzele vurur

her ne kadar hakkında ileri geri konuşulmuş da olsa güne iyi bir başlangıç yapmak için birebirdir.güzel bir günün habercisidir.
devamını gör...

perde yavaş yavaş açılıyor
sen farkına bile varmıyorsun
kaderinin ayak sesleri
her an bir yerlerde
belki pusuda
belki sokağın köşesinde

bence girme o sokağa
yolu uzatırsın kim bilir
yok yok vazgeçtim
seçim senin
bakalım ne olacak

ne diyorduk
evet tik tak!
saat işliyor

yine geç mi kalacaksın
açılan perdeden her an
bir tren çıkabilir

en iyisi seyircileri mi korkutmak?
yine işi şakaya vurdun

neyse ben bir bilet alacağım
ama önce biraz para biriktirmem lazım

serin bir yaz sabahı
- bir bilet lütfen, neresi olursa...
devamını gör...

fyodor mihailoviç dostoyevski'nin 1866 yılında yayımlanan şaheseri. romanın kahramanı raskolnikov, kendisini napolyon ile kıyaslar ve şu soruyu sorar; “niçin bir kenti kuşatıp halkını topa tutmak daha saygın bir biçim sayılıyor, işte bunu bir türlü anlayamıyorum.” aradan geçen 150 yıldır bu sorunun cevabı bulunamamış olacak ki; şehirlerin bombalanması basit birer “balistik sorun” olarak kalırken, bu duruma karşı yükselen tepkiler, anayasal düzene karşı işlenen suç muamelesi görebiliyor. kitaplığımın her daim baş köşesinde kalacak bir kitap.
devamını gör...

her aşk bir gün biter sözünü hatırlatmıştır.
devamını gör...

çoğu zaman haksız olursunuz ve toksik olarak görülürsünüz.
devamını gör...

telli telli, vira vira, maskeli balo, olmasa mektubun, yeşilmişik, aşk yeniden, yedikule, başka türlü bir şey ... liste uzar gider ama grubun adı zikredilince akla ilk bu şarkılar gelir. bu şarkılar olsun ya da başka şarkılar olsun hepsi birkaç neslin hafızasında iz bırakmış, hayatının önemli anlarına eşlik etmiş ve dinlerken duygulandığı şarkılardır.

çocukluğumuzun, okul zamanlarımızın arka fon müziği olmuşlardır. akıllı telefon ve internetin yaygın olmadığı zamanlarda radyoda çıktığında veya başka bir yerden kulağımıza geldiğinde çok değerli gelirdi. bunca yıllık bir grup olmasına karşın, benim de zamanında seyretme imkanımın olduğu konserlerini genç izleyiciler dolduruyor ve konser performansı çok dinamik geçen gruplardan da biri olmuştur.

1978 yılında kurulmuş ve ankara çıkışlı olan grup, ilk zamanlar protest müzikle kariyerine başlamış. fakat 12 eylül darbesi gerçekleşince, o dönem ilk çıkardıkları buğdayın türküsü albümünün kayıtları yok edilmiş. grup, o zamandan sonra çizgiyi değiştirerek akdeniz tınısına sahip aşk konulu çalışmalara ağırlık vermiştir. grup elemanları kurulduğundan bu yana değişmiş, geçmişten bugüne tek değişmeyen de grubun solisti derya köroğlu olmuştur.
devamını gör...

örneğin: azerbaycan türkçesi ya da nogayca şive kapsamındadır. karadeniz’de bir laz’ın konuştuğu bozuk türkçe ise “ağız” mefhumu kapsamında değerlendirilir.
devamını gör...

neden-sonuç ilişkisi kuramadıklarından bilgi birikimlerine katkı sağlamakta başarısız olurlar. yaşadıkları çevreyi de kendilerine benzetip, korkularını en aza indirmeye çalışırlar. bu yüzden kendilerini rahat hissettikleri gruplar içerisinde yer alarak kendilerine ilke edinecekleri kutsallaştırılmış değerler yaratma ihtiyacı hissederler. bu gruplar toplum geneli olarak din, futbol takımı, siyasi parti, ırk ve ideolojilere göre ayrılır. kendilerini geliştirmeyen ve bu anlamda bir amaç hissetmeyen kişiler, hiçbir katkısı olmayan bu gruplara kendilerini adarlar. iç dünyalarının yetersizliği yüzünden dış dünyaya karşı yaşadıkları bu korkuyu ancak bir yere bağlılık duyarak bastırabileceklerine inanırlar.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim