sabah yapılan ilk iş
kedi gibi gerinmek, yatakta sağa sola dönüp uyanmaya çalışmak.
devamını gör...
normal sözlük gartic.io etkinlikleri
sonuna yetişsem de çok eğlendim. atanamamış van gogh gibiydik şahsen...
devamını gör...
mutlu bir evlilik için ilk şart
mutluluğa o kadar kafayı takmamak, biz de mutsuz oluruz diyebilmektir.
devamını gör...
tuhaf takıntılar
birinin beni beklediğini bildiğim zaman çişimi yapamıyorum. isterse yarım saat çişimi yapmak için uğraşayım, kendime telkinlerde bulunayım, yine yapamam. beni bekleyen kişinin beklemeyi bırakması ve bıraktığını söylemesi ve hatta mümkünse alanı terk etmesi gerekiyor.
devamını gör...
yin ve yang
yin kötülüğü yani siyahı, yang ise iyiliği yani beyazı temsil etmektedir. siyahın içindeki beyaz bölge; her kötülüğün içerisinde bir iyiliğin olduğunu, beyazın içerisindeki siyah bölge ise; her iyiliğin içerisinde bir kötülüğün olduğunu ifade eder. tüm sembol aslında evrenin dengesini simgeler. iyi ve kötü bir aradadır, düşünmeye gerek yok aslında; şu an yaşadığımız dünyayı anlatıyor bize. tabi bir denge var mı bu konuda süpheliyim ben. artık yavaş yavaş grileşmeye, siyahlaşmaya başladı bu sembol benim için...
bu sembol bana hep aynı sözü ve hikayeyi hatırlatır;
--- alıntı ---
yaşlı kızılderili reisi ve torunu kulübelerinin önünde oturmuşlar, az ötede birbirleriyle boğuşup duran iki kurt köpeğini izliyorlardı.
köpeklerden biri beyaz, öteki siyahtı ve on iki yaşındaki çocuk kendisini bildiğinden bu yana o köpekler dedesinin kulübesi önünde boğuşup duruyorlardı. dedesinin sürekli göz önünde tuttuğu, yanından ayırmadığı iki kurt köpeğiydi bunlar. çocuk kulübeyi korumak için bir köpeğin yeterli olduğunu düşünüyor, dedesinin neden ikinci köpeğe gereksinim duyduğunu ve renklerinin neden illa da siyah ve beyaz olduğunu anlamak istiyordu artık. torununun bu yöndeki sorusunu, yaşlı reis bilgece bir gülümsemeyle yanıtladı: "onlar benim için iki simgedir yavrum." dedi; "biri iyiliğin, öteki kötülüğün simgesidir. aynen bu köpekler gibi, iyilik ve kötülük de içimizde sürekli bir savaş içindedir. onları seyrettikçe ben hep bunu düşünürüm. onun için sürekli yanımda tutarım onları." çocuk sözün burasına bir nokta koydu; "onların arasında bir savaş varsa, kazananı, kaybedeni de olmalı" dedi; yeniden sordu: "dede, sence hangisi kazanıyor bu savaşı?" reis, şu yanıtı verdi:
"ben, hangisini daha çok beslersem, savaşı o kazanır."
--- alıntı ---
bu sembol bana hep aynı sözü ve hikayeyi hatırlatır;
--- alıntı ---
yaşlı kızılderili reisi ve torunu kulübelerinin önünde oturmuşlar, az ötede birbirleriyle boğuşup duran iki kurt köpeğini izliyorlardı.
köpeklerden biri beyaz, öteki siyahtı ve on iki yaşındaki çocuk kendisini bildiğinden bu yana o köpekler dedesinin kulübesi önünde boğuşup duruyorlardı. dedesinin sürekli göz önünde tuttuğu, yanından ayırmadığı iki kurt köpeğiydi bunlar. çocuk kulübeyi korumak için bir köpeğin yeterli olduğunu düşünüyor, dedesinin neden ikinci köpeğe gereksinim duyduğunu ve renklerinin neden illa da siyah ve beyaz olduğunu anlamak istiyordu artık. torununun bu yöndeki sorusunu, yaşlı reis bilgece bir gülümsemeyle yanıtladı: "onlar benim için iki simgedir yavrum." dedi; "biri iyiliğin, öteki kötülüğün simgesidir. aynen bu köpekler gibi, iyilik ve kötülük de içimizde sürekli bir savaş içindedir. onları seyrettikçe ben hep bunu düşünürüm. onun için sürekli yanımda tutarım onları." çocuk sözün burasına bir nokta koydu; "onların arasında bir savaş varsa, kazananı, kaybedeni de olmalı" dedi; yeniden sordu: "dede, sence hangisi kazanıyor bu savaşı?" reis, şu yanıtı verdi:
"ben, hangisini daha çok beslersem, savaşı o kazanır."
--- alıntı ---
devamını gör...
bal porsuğu (yazar)
tanımlarını okumayı çok sevdiğim, bilgi fışkıran bir yazarımız. kendisini burada görmeye devam ederiz umarım. *
devamını gör...
hafta sonu tam kapanma ilan edilmeli
şu kaosçulardan fenalık geldi artık.
e tamam tut ki tam kapandık. 2 ay sonra 10 bine indi. ee? aşı yapamıyorsun topluma ne olacak sonsuza kadar kapalı mı kalacak insanlar evde?
kapatılan yerlerden ekmek yiyenler acından ölsünler mi?
ulan kimse demiyor ki aşılamayı programlamak, düzene oturtmak nasıl olur ona kafa yoralım, herkes kapanalım da kapanalım. isteyen otursun evinde kimseyi zorla dısarı cıkartmıyorlar.
e tamam tut ki tam kapandık. 2 ay sonra 10 bine indi. ee? aşı yapamıyorsun topluma ne olacak sonsuza kadar kapalı mı kalacak insanlar evde?
kapatılan yerlerden ekmek yiyenler acından ölsünler mi?
ulan kimse demiyor ki aşılamayı programlamak, düzene oturtmak nasıl olur ona kafa yoralım, herkes kapanalım da kapanalım. isteyen otursun evinde kimseyi zorla dısarı cıkartmıyorlar.
devamını gör...
tuğra
osmanlı padişahlarının imza yerine kullandıkları, özel bir biçimi olan sembolleşmiş (mühür) işarete verilen isimdir.
devamını gör...
intihar girişiminde bulunan sözlük yazarı
bu durumu yaşayan arkadaşa geçmiş olsun diyorum öncelikle.
olayın başını bilmiyorum ama bu başlıktan anladığım kadarıyla, başka başlıklarda bu arkadaş yine yargılanmış ki, ifade tutanağını yayınlamak zorunda kalmış. söylenen şeyleri az çok tahmin ediyorum. ben de şunu söylemeliyim; bir insan fiilen buna teşebbüs etmemiş bile olsa, aklından geçirmesi bile, zor bir durum içinde olduğunu gösterir. bu durumda birisini yargılamak hiçbirimize düşmez.
kaldı ki bu boyutta bir bunalım halinde olmayan birisinin aklına intihar gelmez.
nereden mi biliyorum? kendimden.
aklı başında hiç kimse ilgi çekmek için intihar edicem demez. hadi bir ihtimal dedi diyelim, siz yargılayınca ne değişecek.
o bir ihtimal dışında, bir ihtimal de intihar edebileceğini düşünün böyle durumlarda ve o saçma yargılarınızı kendinize saklayın.
herhangi birisi böyle bir düşüncesi varken, yapmaktan vazgeçse, ya da kötü sonuçlanmamış bir intihar teşebbüsü yaşasa bu en iyi haberdir. insanların hayatını yargılamayın.
olayın başını bilmiyorum ama bu başlıktan anladığım kadarıyla, başka başlıklarda bu arkadaş yine yargılanmış ki, ifade tutanağını yayınlamak zorunda kalmış. söylenen şeyleri az çok tahmin ediyorum. ben de şunu söylemeliyim; bir insan fiilen buna teşebbüs etmemiş bile olsa, aklından geçirmesi bile, zor bir durum içinde olduğunu gösterir. bu durumda birisini yargılamak hiçbirimize düşmez.
kaldı ki bu boyutta bir bunalım halinde olmayan birisinin aklına intihar gelmez.
nereden mi biliyorum? kendimden.
aklı başında hiç kimse ilgi çekmek için intihar edicem demez. hadi bir ihtimal dedi diyelim, siz yargılayınca ne değişecek.
o bir ihtimal dışında, bir ihtimal de intihar edebileceğini düşünün böyle durumlarda ve o saçma yargılarınızı kendinize saklayın.
herhangi birisi böyle bir düşüncesi varken, yapmaktan vazgeçse, ya da kötü sonuçlanmamış bir intihar teşebbüsü yaşasa bu en iyi haberdir. insanların hayatını yargılamayın.
devamını gör...
yazarlardan çaylaklara tavsiyeler
çok tanım değil kaliteli tanım girin.
devamını gör...
danla bilic’in ekrem imamoğlu röportajı
neden böyle bir videonun var olduğunu anlamadığım videodur.
futbolculara dmden yazarak yürüyen danla biliç böyle bir röportajı niye yapıyor.
kilolu insanlarla dalga geçen danla biliç böyle bir röportajı niye yapıyor.
hadi o prim için her şeyi yapar. siyasi bir kimlik olan ekrem bey neden şirin gözükmek için böyle bir mevzunun içinde yer alıyor.
ayrıca videoyu izlemedim ama soruların zor olmadığına eminim.
yapılan işe emeğe saygım var ama danla biliç o işin içinde bulunuyorsa maalesef.
futbolculara dmden yazarak yürüyen danla biliç böyle bir röportajı niye yapıyor.
kilolu insanlarla dalga geçen danla biliç böyle bir röportajı niye yapıyor.
hadi o prim için her şeyi yapar. siyasi bir kimlik olan ekrem bey neden şirin gözükmek için böyle bir mevzunun içinde yer alıyor.
ayrıca videoyu izlemedim ama soruların zor olmadığına eminim.
yapılan işe emeğe saygım var ama danla biliç o işin içinde bulunuyorsa maalesef.
devamını gör...
türk kadınıyla evlenmek
başlığın devamını; herkese nasip olamayacak güzellikte bir hayatın sırrına erişmek derim...*
niyetiniz iyiyse nasibiniz de iyi olur.
niyetiniz iyiyse nasibiniz de iyi olur.
devamını gör...
günübirlik hayatlar
irvin d. yalom'un 10 hikayeden oluşan gerçek psikoterapi anılarını birleştirdiği bir kitaptır.
psikoterapi öyküleri olduğu için ilgimi çeken bir kitaptı ama beklentimi pek karşılamadı. bir iki hikaye dışında diğerleri hep kendini tekrarlıyor gibi hissettim çünkü hep ölüm korkusunun hakim olduğu kişiler vardı. en beğendiğim öykü, kitaba da ismini veren günübirlik hayatlar öyküsü oldu.
kitapta da yer verilen bir alıntıyla sonlandırayım:
hepimizinki günübirlik hayatlar; hatırlayanın, hatırlanandan farkı yok. hem anılar hemde onların nesnesi. her şeyi unutmuş olacağın günler kapıda, her şeyin seni unutacağı günler yakın. bil ki çok geçmeden hiç kimse ve hiçbir yerde olacaksın.
marcus aurelius, düşünceler
psikoterapi öyküleri olduğu için ilgimi çeken bir kitaptı ama beklentimi pek karşılamadı. bir iki hikaye dışında diğerleri hep kendini tekrarlıyor gibi hissettim çünkü hep ölüm korkusunun hakim olduğu kişiler vardı. en beğendiğim öykü, kitaba da ismini veren günübirlik hayatlar öyküsü oldu.
kitapta da yer verilen bir alıntıyla sonlandırayım:
hepimizinki günübirlik hayatlar; hatırlayanın, hatırlanandan farkı yok. hem anılar hemde onların nesnesi. her şeyi unutmuş olacağın günler kapıda, her şeyin seni unutacağı günler yakın. bil ki çok geçmeden hiç kimse ve hiçbir yerde olacaksın.
devamını gör...
camide sümüklü burnunu secdedeyken halıya sürerek temizleyen mümin
olmaz demeyin. böyle bir şey var.
inanmayanlar olmuş. o zaman biraz ayrıntısını anlatayım. o sıralar 20'li yaşlardaydım. sanırım 22 olmalı. henüz dindar takılan bir tiptim. cumalarımı hiç aksatmazdım filan. cami içerisinde ön saflardan bir yere oturdum. benim ardımdan gelen cübbeli sarıklı bir adam hemen önümdeki safa oturdu. adam biraz kirli bir tipti zaten. neyse zaman geçti, ilk sünneti kıldık, hutbe filan derken. adamın hastalıktan gözlerinin yaşardığını gördüm. elini yüzüne gözüne sürüp halılara da tutuyordu. iğrenç bir manzaraydı açıkçası. hemen götüm götüm bir saf geriye kaydım bir şekilde, kalabalık cami içerisinde. sonra farz için kalktık. neyse bu herife gözüm takılıyor sürekli. sonra, o kadar ki secdede bile gözüm gidiyor pisliğe. işte neyse bu herifin akan göz yaşları ile birlikte secde ettiği noktaya baya baya burnunu sildiğini gördüm. inanılmaz bir andı ben için hayatım boyunca aklımdan çıkmıyor pislik herif, neyse işte böyle.
inanmayanlar olmuş. o zaman biraz ayrıntısını anlatayım. o sıralar 20'li yaşlardaydım. sanırım 22 olmalı. henüz dindar takılan bir tiptim. cumalarımı hiç aksatmazdım filan. cami içerisinde ön saflardan bir yere oturdum. benim ardımdan gelen cübbeli sarıklı bir adam hemen önümdeki safa oturdu. adam biraz kirli bir tipti zaten. neyse zaman geçti, ilk sünneti kıldık, hutbe filan derken. adamın hastalıktan gözlerinin yaşardığını gördüm. elini yüzüne gözüne sürüp halılara da tutuyordu. iğrenç bir manzaraydı açıkçası. hemen götüm götüm bir saf geriye kaydım bir şekilde, kalabalık cami içerisinde. sonra farz için kalktık. neyse bu herife gözüm takılıyor sürekli. sonra, o kadar ki secdede bile gözüm gidiyor pisliğe. işte neyse bu herifin akan göz yaşları ile birlikte secde ettiği noktaya baya baya burnunu sildiğini gördüm. inanılmaz bir andı ben için hayatım boyunca aklımdan çıkmıyor pislik herif, neyse işte böyle.
devamını gör...
zir zop
geç osmanlı döneminde kullanılan bir tür fesin ismiydi. sultan ikinci mahmut dönemine kadar başa sarık takılırken, bu yenilikçi padişahın başa geçmesiyle fes de hayatın içine girer. hatta fes ile ilgili bakanlık da kurulmuştur. kırsalda halk sarıklı iken, şehirde fes rağbet görmeye başlar.
devamını gör...
güne bir söz bırak
bill gates demiş ki: sınavlara çalışmaya daima geç başlayın. bu size zaman yönetimini ve acil durumlarla başa çıkmayı öğretir. "
ama sınav haftası için pek uygun bir söz değil sanki.* sınavları olanlara da başarılar dileyeyim buradan...
ama sınav haftası için pek uygun bir söz değil sanki.* sınavları olanlara da başarılar dileyeyim buradan...
devamını gör...
yazarların isimlerinin anlamı
çöl çiçeği, karanlıkta yol gösteren.
devamını gör...
hobi edin diyen tip
hobi ile uğraşıp kendini tedavi edemezsin, derdini azaltabilirsin.örneğin
bibliyoterapi kitaplarla yapılan terapidir.
bunu dışında günlük yazmak, film izlemek, yürüyüş,yüzme,el sanatları,müzik,...
bir şeylerle uğraşmak veya üretmek sürecinde kişi kendini dinler,dinlenir, düşünür,dengelenir ve daha iyi karar verir.böylece yanlış davranışladan uzak olur.
bibliyoterapi kitaplarla yapılan terapidir.
bunu dışında günlük yazmak, film izlemek, yürüyüş,yüzme,el sanatları,müzik,...
bir şeylerle uğraşmak veya üretmek sürecinde kişi kendini dinler,dinlenir, düşünür,dengelenir ve daha iyi karar verir.böylece yanlış davranışladan uzak olur.
devamını gör...
burger king'in logosunu değiştirmesi
şirketler logolarını sadeleştirme yoluna giriyorlar. mesela örnek olarak olarak instagram, nissan, snapchat, starbucks, mercedes, fiat, mcdonald's, mastercard gibi firmalar geliyor aklıma. güncel logoları ve bir önceki logolarına bakarsanız eklemeler değil aksine sadeleştirmeler yapıldığını görürsünüz. bir yerde okumuştum. şirketlerin logosunu müşterinin aklında kaldığı kadarıyla bile tam olarak çizebilmesi gerekiyormuş o logonun ilgi çekici ve ikonik olabilmesi için. mesela ben burada yazdığım tüm logoların güncel hallerini gayet rahat çizerim ki eminim siz de çizersiniz. sanat eseri çıkartmaya gerek yok ana hatlarını hepimiz biliyoruz. ama burger king'in eski logosunu çizemem çünkü yenisine göre daha karmaşık. starbucks eski logosunu çizemem çünkü daha detayları var. snapchat eski logosunu çizemem çünkü hayaletin nasıl yüz ifadesi nasıldı hatırlamıyorum. ama şimdi yüzü olmayan sadece bir hayalet logosu var ve rahatlıkla çizebilirim. ama bunun yanında logosunu karmaşıklaştıran firmalar var ki onların amacını anlayamıyorum. öreğin fanta. eski logosu daha akılda kalıcıydı. aklıma şu an gelen bir logo daha var ki bilmeyen yok. nike. dünyanın en basit logosu. tek bir kalem hareketiyle çizilebilir. dünya üzerinde bilmeyen yok neredeyse bu logoyu. bu yüzden logoların karmaşık veya çok renkli olması değil sade ve kolay çizülebilir, hatırlatıcılığı yüksek olması önemlidir.
devamını gör...
i. justinianus
bizans imparatorluğunun 4. yy.da yaşamış "büyük" sıfatlı impatatoru. kendisi illirya (arnavut) kökenlidir ve aslen soylu değildir. imparator i. justinus'un evlatlık çocuğudur. bizans'ın en çalışkan ve en zeki imparatorlarından biridir. tarihçi prokopius, onun insan olmadığını yazar. kendisinin gözlerini yuvalarından çıkarabildiğini ve hiç uyumayan bir imparator olduğunu anlatır.
yaptığı fetihlerle kuzey afrika'yı, italya'yı ve murcia'yı barbarların elinden çok kısa bir sürede almayı başarmıştır. bunu yapmasındaki gayesi, eski roma imparatorluğu topraklarını yeniden geri alabilmek adınadır. çok yetenekli bir askeri komutan olmasının yanında çok da hırslı birisi imiş kendisi. keza, onun bu kadar kısa sürede ele geçirdiği toprakları ise kendinden sonra imparatorlar elde tutmayı başaramamıştır. askeri dehasının yanında istanbul'un en güzide eseri olan ayasofya'yı inşa ettiren kişi de odur. kendisi döneminin en büyük dini mabedini inşa ettikten sonra ayasofya'nın içinden şu sözleri haykırmıştır:
- " ey süleyman, seni de geçtim! ".
yaptığı fetihlerle kuzey afrika'yı, italya'yı ve murcia'yı barbarların elinden çok kısa bir sürede almayı başarmıştır. bunu yapmasındaki gayesi, eski roma imparatorluğu topraklarını yeniden geri alabilmek adınadır. çok yetenekli bir askeri komutan olmasının yanında çok da hırslı birisi imiş kendisi. keza, onun bu kadar kısa sürede ele geçirdiği toprakları ise kendinden sonra imparatorlar elde tutmayı başaramamıştır. askeri dehasının yanında istanbul'un en güzide eseri olan ayasofya'yı inşa ettiren kişi de odur. kendisi döneminin en büyük dini mabedini inşa ettikten sonra ayasofya'nın içinden şu sözleri haykırmıştır:
- " ey süleyman, seni de geçtim! ".
devamını gör...