24 aralık 2020 chp paylaşımı
“belki yerlisiniz ama ancak bu kadar millisiniz...” yazılarak twitter üzerinden de paylaşılmış videodur.
edit: sürpriz sonludur.
kafa sözlük'ün adeta chp'nin arka bahçesi olması fikri ile bağdaştırılmamalıdır, sadece bir tesadüftür.*
edit: sürpriz sonludur.
kafa sözlük'ün adeta chp'nin arka bahçesi olması fikri ile bağdaştırılmamalıdır, sadece bir tesadüftür.*
devamını gör...
çorum'da sarıkız paniği
"havanın ısınması ile" ne oluyor lan dedim... haber geçen yılın temmuzuna ait.
devamını gör...
şu an dinlenen şarkıdan bir cümle
hap koydum hap koydum, içine de hap koydum, kaynanamın adını, kuyruklu yılan koydum.
yemin ediyorum dengesizim. daha az önce içsel sorgulamalarimla kafamı patlatan ben açtım roman havası oynuyorum. iyi değilim evet.
yemin ediyorum dengesizim. daha az önce içsel sorgulamalarimla kafamı patlatan ben açtım roman havası oynuyorum. iyi değilim evet.
devamını gör...
seni sen yapan özelliklerin
parmak izim. dünyada sadece bana özgü olan desen.
devamını gör...
kadınlar parasız erkeği sevmez
sevilecek yanı kalmayan erkeğin, üstüne birde parasız kalınca, maruz kaldığı durum.
yerli diziler haylaz, işsiz ama sempatik erkek kahramanlar ile dolu.
(bkz: bir demet tiyatro) dizisinin (bkz: mükremin abi)'si, (bkz: leyla ile mecnun) dizisi (bkz: mecnun)'u vb.
yurdum kadınının para ile derdi yok yani beyler.
zamanın birinde, mutsuz bir adam varmış.
ıstediği her şeye sahipmiş ama mutlu olamıyormuş.
mutlu olamadıkça sahip olduğu her şeyi kaybetmeye başlamış.
en sonunda beş parasız kalmış ve tüm başına gelenleri parasız kalmasına yormuş.
arkadaşları ile küsmüş ailesi ile küsmüş.
onları da parasız kalmasına yormuş.
hiç kendinde kabahat bulmamış.
sonrası mutsuz son.
ezcümle paraya değil hayata kafayı yorun.
yerli diziler haylaz, işsiz ama sempatik erkek kahramanlar ile dolu.
(bkz: bir demet tiyatro) dizisinin (bkz: mükremin abi)'si, (bkz: leyla ile mecnun) dizisi (bkz: mecnun)'u vb.
yurdum kadınının para ile derdi yok yani beyler.
zamanın birinde, mutsuz bir adam varmış.
ıstediği her şeye sahipmiş ama mutlu olamıyormuş.
mutlu olamadıkça sahip olduğu her şeyi kaybetmeye başlamış.
en sonunda beş parasız kalmış ve tüm başına gelenleri parasız kalmasına yormuş.
arkadaşları ile küsmüş ailesi ile küsmüş.
onları da parasız kalmasına yormuş.
hiç kendinde kabahat bulmamış.
sonrası mutsuz son.
ezcümle paraya değil hayata kafayı yorun.
devamını gör...
abibliofobi
literatürde her şeyi okuyup tüketmekten ve okuyacak bir şey bulamamaktan duyulan korku demektir.
benim içinse aksine o kadar eser varken hepsini okuyamayacağım stresiyle yaşıyorum.
benim içinse aksine o kadar eser varken hepsini okuyamayacağım stresiyle yaşıyorum.
devamını gör...
sözdebilim
kadir mısıroğlu ya da yavuz bahadıroğlu'nun sözde tarihçilikleri de pek tabii örnek gösterilebilir buna. tarih gayet de bir bilimse; örneğin, herhangi bir savaşın kazanılmasını sergilenen stratejik üstünlükten çok askerlerin namaz kılmasına ya da içlerindeki allah aşkına bağlamak, düpedüz sözdebilim örneği sayılsa gerek.
bir de kendilerine "araştırmacı tarihçi", "tarihçi yazar" falan diyorlar ya, bitiyorum. diğer ve esas tarihçiler araştırma yapmıyorlar, yazmıyorlar sanki. kendilerini kanıtlamak istemekten kaynaklanan bir kompleks herhalde, "öz hakiki tarihçilik" gibi.
bir de kendilerine "araştırmacı tarihçi", "tarihçi yazar" falan diyorlar ya, bitiyorum. diğer ve esas tarihçiler araştırma yapmıyorlar, yazmıyorlar sanki. kendilerini kanıtlamak istemekten kaynaklanan bir kompleks herhalde, "öz hakiki tarihçilik" gibi.
devamını gör...
paulo fonseca
canımız, her şeyimiz, fenerbahçemizin yeni teknik hocası. 1973 doğumlu genç portekizli futbol hayatı boyunca sırasıyla; barreirense, leça, belenenses, maritimo, vitoria guimaraes ve estrela'da forma giymiştir. teknik direktörl,k kariyeri boyunca ise odivelas fc, cd pinhalnovense, desportivo aves, fc paços de ferreira, fc porto, fc paços de ferreira, sc braga, shakhtar donetsk ve son olarak roma takımlarını çalıştırdı. 4-3-3 , 4-4-2 son olarak da 3-5-2 varyasyonlarını denemesi her türlü sistemi oynatabileceğinin göstergesi bence. kendi ekibi ile geldiği takdirde başarılı olacağını umuyorum. yepyeni bir yapılanma, genç bir teknik direktör, başarıya aç bir takım bu sene canımız, her şeyimiz, fenerbahçemizi şampiyonluğa eminim ki götürecektir. geleceği parlak ve yükselen trendteki hocalardan olması da kendisinin bu konjonktürde en doğru seçimlerden olduğunu göstermektedir. ayağı düzgün stoper ve oyunu çift yönlü oynayabilen oyuncular ile oynamayı seven fonseca kendisine sabır gösterildiği takdirde mutlaka başarışlı olacaktır. şahsen beni heyecanlandırmakla kalmamış hafif ıslatmıştır da.
paulo fonseca'nın manchester city maçı öncesi verdiğı röportaj ise "geriye yaslanarak rakibi bekleyip kontratak kovalayıp oynamak benim için imkansız! çalıştığım küçük takımlarda dahi asla bunu yapmadım ve oyuncularım buna alışık değil." şeklindedir.
umarım en kısa zamanda resmi açıklama gelir ve fonseca'nın talimatları doğrultusunda gidecek ve kalacak oyuncular belirlenip hocanın direktifleri doğrultusunda hocanın oyun tarzına uygun oyuncular ile yeni sezona hızlı bir şekilde giriş yapılır.
bu sene olsun, artık lütfen olsun.
hayaller foncesa gerçekler perreira
paulo fonseca'nın manchester city maçı öncesi verdiğı röportaj ise "geriye yaslanarak rakibi bekleyip kontratak kovalayıp oynamak benim için imkansız! çalıştığım küçük takımlarda dahi asla bunu yapmadım ve oyuncularım buna alışık değil." şeklindedir.
umarım en kısa zamanda resmi açıklama gelir ve fonseca'nın talimatları doğrultusunda gidecek ve kalacak oyuncular belirlenip hocanın direktifleri doğrultusunda hocanın oyun tarzına uygun oyuncular ile yeni sezona hızlı bir şekilde giriş yapılır.
bu sene olsun, artık lütfen olsun.
hayaller foncesa gerçekler perreira
devamını gör...
yazarların başından geçen tebessüm ettiren olaylar
birkaç yıl önce çalıştığım bir kafede (o zamanlar saçım çok kısa ve şapka takıyorum) bir müşteri bana ben başka yere bakarken "bakar mısın yakışıklı" şeklinde seslendi. kendimi böyle hissettim demek ki dönüp "buyrun efendim" dedim. benim dönmemle birlikte kahkaha atmaları bir oldu ve söyleyecekleri şeyi unuttular bir an için. benim çok sevdiğim bir anı oldu. çok da komik buluyorum ve ben de o anda tebessüm etmekten kendimi alamamıştım doğrusu.
devamını gör...
yol vermek
bir ilişki bittiği zaman bitiren tarafın kullandığı tabir. "moruk ne oldu senin manita? yol verdim kanka ya". bu şekilde muhabbetlere zaman zaman denk geliyoruz.
devamını gör...
yazarların kimseye söyleyemediği dertleri
az önce ağlayarak günlüğüme yazdım. belki başka bir zaman buraya yazarım.
devamını gör...
covid yalanına inanmıyorum
şimdi ben tam olarak nedir ne değildir uzman olmadığım bir alanla ilgili asla ahkam kesemeyeceğim. fakat medya aracılığıyla bize yansıtılanların çoğuna inanmıyorum. zekasını kullanan bireylerin de bunun farkında olduğunu düşünüyorum. yine çıkar ve para hırsıyla ilgili bir çok şeyin çarpıtılarak bize aktarıldığını düşünüyorum . tabi ki siz yine de maske takın o ayrı bir konu, dikkat edin . ama bir de şunu izleyin derim :
devamını gör...
cinsiyetçilik
ing: sexism.
toplum tarafından kadın ve erkeğe verilen cinsiyet rolü ile bağlantılıdır. kısaca cinsiyet rollerine örnek verecek olursak: ''kadınlar kırılgandır, kız çocuğu bebekle oynar'', ''erkekler ağlamaz, erkek dediğin silahla oynar'' gibi rollerdir. bu roller masum görülmemelidir çünkü çocuklar üzerinde büyük etkiler oluşturur ve bir cinsiyeti diğerinden üstün hale getirmeye veya bir diğerini aşağılamaya çalışır. buna da cinsiyetçilik denir. cinsiyet rolleri ve bu rollerin yarattığı cinsiyetçilikten ötürü bireyler (kadın erkek fark etmeksizin) zorluk çekmektedir.
cinsiyetçilik, hayırsever cinsiyetçilik [benevolent sexism] ve düşmanca cinsiyetçilik [hostile sexism]'i içerisinde barındırır. hayırsever cinsiyetçilik 'olumlu' gibi gözükse de düşmanca cinsiyetçilikten daha tehlikeli olabilir.
kadın ile erkek eşittir. biyolojik farklılıklar elbette cinsiyetler arası olabilir, özellikle güç konusunda. fakat zaten aynı cinsiyette olanların da birbirinden farklı birçok özelliği vardır. aslında bakarsak herkes birbirinden farklıdır. sırf farklılık var diye cinsiyetçilik yapılamaz, bir cinsiyet diğerinden üstün görülemez. cinsiyet eşitliği, herkese aynı fırsatı vermek, cinsiyetlere rol biçmemek ile alakalıdır.
toplum tarafından kadın ve erkeğe verilen cinsiyet rolü ile bağlantılıdır. kısaca cinsiyet rollerine örnek verecek olursak: ''kadınlar kırılgandır, kız çocuğu bebekle oynar'', ''erkekler ağlamaz, erkek dediğin silahla oynar'' gibi rollerdir. bu roller masum görülmemelidir çünkü çocuklar üzerinde büyük etkiler oluşturur ve bir cinsiyeti diğerinden üstün hale getirmeye veya bir diğerini aşağılamaya çalışır. buna da cinsiyetçilik denir. cinsiyet rolleri ve bu rollerin yarattığı cinsiyetçilikten ötürü bireyler (kadın erkek fark etmeksizin) zorluk çekmektedir.
cinsiyetçilik, hayırsever cinsiyetçilik [benevolent sexism] ve düşmanca cinsiyetçilik [hostile sexism]'i içerisinde barındırır. hayırsever cinsiyetçilik 'olumlu' gibi gözükse de düşmanca cinsiyetçilikten daha tehlikeli olabilir.
kadın ile erkek eşittir. biyolojik farklılıklar elbette cinsiyetler arası olabilir, özellikle güç konusunda. fakat zaten aynı cinsiyette olanların da birbirinden farklı birçok özelliği vardır. aslında bakarsak herkes birbirinden farklıdır. sırf farklılık var diye cinsiyetçilik yapılamaz, bir cinsiyet diğerinden üstün görülemez. cinsiyet eşitliği, herkese aynı fırsatı vermek, cinsiyetlere rol biçmemek ile alakalıdır.
devamını gör...
eski sevgilinin evlenmesi
eğer içinizde hala ona karşı duygular varsa, mükemmel bir haberdir.
ayağınızdaki bir prangayı daha çözdünüz demektir. arasam mı aramasam mı, acaba bana geri döner mi, bir gün tekrar olur mu sorularından kurtulmaktır.
gece yatarken onu düşünerek, arada bir eski fotoğraflara denk gelip bakarak, eski mesajları okuyarak, boş boş hayaller kurarak geçireceğiniz zamanın artık size kalacağını gösterir.
şimdiye kadar çok boş vaktim oldu da ne oldu, daha mı mutlu oldum diye sorabilirsiniz. haklısınız da. ama böyle düşünmek zorundasınız. yoksa hayat geçmez.
ayağınızdaki bir prangayı daha çözdünüz demektir. arasam mı aramasam mı, acaba bana geri döner mi, bir gün tekrar olur mu sorularından kurtulmaktır.
gece yatarken onu düşünerek, arada bir eski fotoğraflara denk gelip bakarak, eski mesajları okuyarak, boş boş hayaller kurarak geçireceğiniz zamanın artık size kalacağını gösterir.
şimdiye kadar çok boş vaktim oldu da ne oldu, daha mı mutlu oldum diye sorabilirsiniz. haklısınız da. ama böyle düşünmek zorundasınız. yoksa hayat geçmez.
devamını gör...
gabriel garcia marquez
büyülü gerçekçilik akımının öncüsü kolombiyalı yazar.
cien anos de soledad, en amor en los tiempos del colera, cronica de una muerte anunciada, memoria de mis putas tristes başta olmak üzere 20. yüzyıl edebiyat tarihine geçen pek çok eser vermiştir. 1982 yılında nobel edebiyat ödülü'nü almıştır. ölümünden sonra kolombiya devlet başkanı tarafından "bugüne kadar yaşamış en büyük kolombiyalı" ilan edilmiştir.
cien anos de soledad, en amor en los tiempos del colera, cronica de una muerte anunciada, memoria de mis putas tristes başta olmak üzere 20. yüzyıl edebiyat tarihine geçen pek çok eser vermiştir. 1982 yılında nobel edebiyat ödülü'nü almıştır. ölümünden sonra kolombiya devlet başkanı tarafından "bugüne kadar yaşamış en büyük kolombiyalı" ilan edilmiştir.
devamını gör...
yazılı olmayan kurallar
her kız kötü bir ayrılıktan sonra güzelleşir. doğanın yazılı olmayan kuralıdır bu.
devamını gör...
almanya'da evsizler için kurulan uyku kapsülleri
evsizleri barındırmak için bir alman şehrinin sokaklarına kurulan rüzgar ve su geçirmeyen uyku kapsülleri. iki kişinin sığabildiği ahşap ve çelik kabinler soğuğa, rüzgara ve neme karşı koruma sağlıyormuş. ayrıca temiz hava sirkülasyonu da mevcutmuş. bizim belediyelere örnek olması dileğiyle. özellikle de kendi görevi olmasına rağmen camileri evsizlere açmıyor diyerek yok yere diyanete yüklenen ibb'ye.
--- alıntı ---
kapsüller, 8 ocak'ta münih'in 120 km batısındaki ulm şehrinde, şehir sözcüsünün söylediğine göre parklara ve evsizlerin uyuduğu diğer yerlere yerleştirildi.
mahremiyet sağlamak için kapsüllerde kamera bulunmuyor ancak kapıların açılması, bölmenin temizlenebildiğinden emin olmak için kullanımdan sonra bölmeyi kontrol eden sosyal hizmet çalışanlarını uyaran ve de bu benzersiz barınma biçimini kullanan herkese yardım sağlayan bir hareket sensörünü tetikliyor.
kapsüller ayrıca güneş panelleriyle donatılmış ve bir radyo ağına bağlanarak sakinlerinin mobil ağlara bağımlı olmadan iletişim kurmasına olanak tanıyor.
--- alıntı ---
kaynak: www.indyturk.com/node/30488...
--- alıntı ---
kapsüller, 8 ocak'ta münih'in 120 km batısındaki ulm şehrinde, şehir sözcüsünün söylediğine göre parklara ve evsizlerin uyuduğu diğer yerlere yerleştirildi.
mahremiyet sağlamak için kapsüllerde kamera bulunmuyor ancak kapıların açılması, bölmenin temizlenebildiğinden emin olmak için kullanımdan sonra bölmeyi kontrol eden sosyal hizmet çalışanlarını uyaran ve de bu benzersiz barınma biçimini kullanan herkese yardım sağlayan bir hareket sensörünü tetikliyor.
kapsüller ayrıca güneş panelleriyle donatılmış ve bir radyo ağına bağlanarak sakinlerinin mobil ağlara bağımlı olmadan iletişim kurmasına olanak tanıyor.
--- alıntı ---
kaynak: www.indyturk.com/node/30488...
devamını gör...
yanlış bellek ve yanlış bilgilendirme etkisi
hatırladıklarınızın doğru olduğunu ve değişmediğini düşünüyor musunuz? eger öyleyse, muhtemelen yanılıyorsunuz. birisi" kendi gözlerimle gördüm" dediğinde insanlar buna inanmaya meyillidir. bununla birlikte, bir olaya tanıklık etmeniz ile bir başkasına anlatmanız arasında, özellikle de konuyla ilgili bir kişi size yönlendirici sorular yöneltiyorsa, hatırladıklarınızda büyük değişkenlikler olabilir.
profesör elizabeth loftus bir olayı sahneleyip farklı kişilere olay hakkında sorular sorduğunda genellikle hepsinin farklı anlatımlarda bulunduğunu fark etti.
görgü tanığı hataları mahkemeler için ciddi sorunlar oluşturabiliyor. 1973'te bir davada 17 tanık, polis memurunu vuran kişi olarak bir adamı teşhis etti. daha sona ortaya çıktı ki adam, suç mahallinin yakınında bile değildi.
loftus şöyle açıklıyor:" bir olayı tecrübe ettiğimizde yaptığımız şey, belleğimizde onu depolayıp ileride başka bir vesileyle depoladıģımız şeye dönerek onu olduğu gibi okumaktan ibaret değildir. aksine, hatırlama ya da tanıma sırasındı, olayı birçok kaynaktan gelen bilgileri kullanarak yeniden oluştururuz. bunlar hem olayın orijinal algısını hem de olaydan sonra çıkarılan sonuçları içerir. zamanla bu kaynaklardan gelen bilgiler bütünleşir, böylece tanık, belirli bir detayı nasıl bildiğini söyleyemez. artık sadece birleşmiş bir belleği vardır." başka bir ifade ile, beyin, olaya dair gerçek deneyimini alır ve olanı açıklayacak makul bir hikaye oluşturur. daha sonra başka bilgiler veya öneriler gelirse beyin, belleği yeni girdilere uyacak şekilde yeniden yapılandırabilir. loftus, tanıkları sorulan soruların onların hatırladığı şeyi değiştiriyor gibi göründüğünü fark etti ve bunun ne derece kolay olabileceğini bulmak için bir deney yaptı.
100 öğrenciye zincirleme bir araba kazası içeren kısa bir film izletti. filmi gördükten sonra öğrenciler, altı kritik soru içeren bir anket doldurdular: sorulardan üçü filmde görülen, üçü de görülmeyen şeylerle alakalıydı.
deneklerin yarısı için sorulan kritik soru " kırık bir far gördünüz mü?" biçiminde sunuldu. diğer yarısı için ise "kırık farı gördün mü? "şeklinde soruldu. ikinci soru, filmde gerçekten görülmüş olsun olmasın, kırılmış bir cam olduğu anlamına gelir.
"kırık far" grubunun %15'i ; " kırık bir far" grubunun ise %7'si var olmayan bu ögeyi gördüklerini söyledi. başka bir deyişle "kırık bir far"dan, "kırık far"a geçmek, aslında öğrencilerin %8'inin anılarını değiştirmiş gibi görünüyordu.
lotus, sorudaki diğer küçük değişikliklerin nicel kararları etkileyip etkilemeyecegini bulmak için, başka bir öğrenci grubuna da benzer bir film gösterdi ve arabaların birbirlerine " çarptıklarında" ya da "tosladıklarında"ne kadar hızlı oldukları sordu. bir hafta sonra, filmde öyle bir şey olmamasına rağmen, kırık camı görüp görmedikleri soruldu. arabaların" tosladığı" yüklemiyle soru sorulan öğrencilerin içinde kırık camı gördüğünü söyleyenlerin sayısı, arabaların "çarptığı " yüklemiyle soru sorulan öğrencilerin içinde kırık camı gördüğünü söyleyenlerin sayısının iki katını geçiyordu.
bu deneyden de" filmle ilgili hatıraları küçük cümle değişiklikleri içeren sorular tarafından açıkça değiştirilebiliyor" çıkarmını yaptı.
lotus son olarak şu sonuca vardı:
görgü tanıkları sadece hız değil, aynı zamanda zaman ve mesafe konusunda da isabetli tahminlerde bulunulamıyor. buna rağmen mahkemelerde her zaman nicel kararlar vermek zorunluğu ile karşı karşıyalar. kaza araştırmacıları, polis memurları, avukatlar, muhabirler ve görgü tanıklarının sorgulanması gereken diğerleri, kelimelerin alttan alta taşıdıkları ince telkinleri göz önünde bulundurmaya çalışmalıdır. bir görgü tanığını sorguladığınızda elde ettiğiniz, gördükleri olmayabilir.
profesör elizabeth loftus bir olayı sahneleyip farklı kişilere olay hakkında sorular sorduğunda genellikle hepsinin farklı anlatımlarda bulunduğunu fark etti.
görgü tanığı hataları mahkemeler için ciddi sorunlar oluşturabiliyor. 1973'te bir davada 17 tanık, polis memurunu vuran kişi olarak bir adamı teşhis etti. daha sona ortaya çıktı ki adam, suç mahallinin yakınında bile değildi.
loftus şöyle açıklıyor:" bir olayı tecrübe ettiğimizde yaptığımız şey, belleğimizde onu depolayıp ileride başka bir vesileyle depoladıģımız şeye dönerek onu olduğu gibi okumaktan ibaret değildir. aksine, hatırlama ya da tanıma sırasındı, olayı birçok kaynaktan gelen bilgileri kullanarak yeniden oluştururuz. bunlar hem olayın orijinal algısını hem de olaydan sonra çıkarılan sonuçları içerir. zamanla bu kaynaklardan gelen bilgiler bütünleşir, böylece tanık, belirli bir detayı nasıl bildiğini söyleyemez. artık sadece birleşmiş bir belleği vardır." başka bir ifade ile, beyin, olaya dair gerçek deneyimini alır ve olanı açıklayacak makul bir hikaye oluşturur. daha sonra başka bilgiler veya öneriler gelirse beyin, belleği yeni girdilere uyacak şekilde yeniden yapılandırabilir. loftus, tanıkları sorulan soruların onların hatırladığı şeyi değiştiriyor gibi göründüğünü fark etti ve bunun ne derece kolay olabileceğini bulmak için bir deney yaptı.
100 öğrenciye zincirleme bir araba kazası içeren kısa bir film izletti. filmi gördükten sonra öğrenciler, altı kritik soru içeren bir anket doldurdular: sorulardan üçü filmde görülen, üçü de görülmeyen şeylerle alakalıydı.
deneklerin yarısı için sorulan kritik soru " kırık bir far gördünüz mü?" biçiminde sunuldu. diğer yarısı için ise "kırık farı gördün mü? "şeklinde soruldu. ikinci soru, filmde gerçekten görülmüş olsun olmasın, kırılmış bir cam olduğu anlamına gelir.
"kırık far" grubunun %15'i ; " kırık bir far" grubunun ise %7'si var olmayan bu ögeyi gördüklerini söyledi. başka bir deyişle "kırık bir far"dan, "kırık far"a geçmek, aslında öğrencilerin %8'inin anılarını değiştirmiş gibi görünüyordu.
lotus, sorudaki diğer küçük değişikliklerin nicel kararları etkileyip etkilemeyecegini bulmak için, başka bir öğrenci grubuna da benzer bir film gösterdi ve arabaların birbirlerine " çarptıklarında" ya da "tosladıklarında"ne kadar hızlı oldukları sordu. bir hafta sonra, filmde öyle bir şey olmamasına rağmen, kırık camı görüp görmedikleri soruldu. arabaların" tosladığı" yüklemiyle soru sorulan öğrencilerin içinde kırık camı gördüğünü söyleyenlerin sayısı, arabaların "çarptığı " yüklemiyle soru sorulan öğrencilerin içinde kırık camı gördüğünü söyleyenlerin sayısının iki katını geçiyordu.
bu deneyden de" filmle ilgili hatıraları küçük cümle değişiklikleri içeren sorular tarafından açıkça değiştirilebiliyor" çıkarmını yaptı.
lotus son olarak şu sonuca vardı:
görgü tanıkları sadece hız değil, aynı zamanda zaman ve mesafe konusunda da isabetli tahminlerde bulunulamıyor. buna rağmen mahkemelerde her zaman nicel kararlar vermek zorunluğu ile karşı karşıyalar. kaza araştırmacıları, polis memurları, avukatlar, muhabirler ve görgü tanıklarının sorgulanması gereken diğerleri, kelimelerin alttan alta taşıdıkları ince telkinleri göz önünde bulundurmaya çalışmalıdır. bir görgü tanığını sorguladığınızda elde ettiğiniz, gördükleri olmayabilir.
devamını gör...