muhteriz
          çok ince düşünmek yüzünden aşırı derecede ölçülü hareket eden anlamına gelen arapça kelimedir.
belirdi çehre-i zerdinde muhteriz katarat (hüseyin siret).
bana karşı mağrur ve muhteriz bir tavrı vardı (reşat n. güntekin).
  belirdi çehre-i zerdinde muhteriz katarat (hüseyin siret).
bana karşı mağrur ve muhteriz bir tavrı vardı (reşat n. güntekin).
devamını gör...
atm'lerde hâlâ kart kullanan insan
          benim o insan dediğim başlıktır.
takıyorum kartı dokunuyorum pislik tuşlara sonra parayı çekiyorum alıyorum elime pislik paraları.
  takıyorum kartı dokunuyorum pislik tuşlara sonra parayı çekiyorum alıyorum elime pislik paraları.
devamını gör...
hiç iyi geceler mesajı almayan insanlar
          iyi geceler, günler, günaydın, nice yıllara vesaire.
bunları bana en son telefondan kim yazdı hatırlamıyorum.
  bunları bana en son telefondan kim yazdı hatırlamıyorum.
devamını gör...
kafa sözlük yayın hayatına 2013 yılında başlamıştır
          bugün karşıma böyle bir haber çıktı. habere göre, kafa sözlük 2013 yılında yayın hayatına başlamış. şaşkınım.
kafa sözlük yayın hayatına 2013 yılında başlamış olan interaktif bir platformdur. 2019 yılına kadar yaşanan bir takım teknik aksaklıklardan ötürü zaman zaman yayın hayatını durdursa da, bilinen en eski ve köklü sözlük sitelerinden birisi olarak kabul görmektedir.
buradan
  kafa sözlük yayın hayatına 2013 yılında başlamış olan interaktif bir platformdur. 2019 yılına kadar yaşanan bir takım teknik aksaklıklardan ötürü zaman zaman yayın hayatını durdursa da, bilinen en eski ve köklü sözlük sitelerinden birisi olarak kabul görmektedir.
buradan
devamını gör...
kendinle aran nasıl sorunsalı
          fazla gelgitli.
      
  devamını gör...
iş görüşmesinde sorulan saçma sorular
          neden biz?
çünkü her yer çalışan arıyor ve benim de mükemmel seçeneklerim var ama yine de sizin kaşınız ve gözünüz çok güzel. yani ne bu narsistlik değil mi? ben seni övmek zorunda mıyım?
iş var dediler geldik...
  çünkü her yer çalışan arıyor ve benim de mükemmel seçeneklerim var ama yine de sizin kaşınız ve gözünüz çok güzel. yani ne bu narsistlik değil mi? ben seni övmek zorunda mıyım?
iş var dediler geldik...
devamını gör...
gereksiz yere pahalı olan şeyler
          ucuz ne bıraktılar ki? her şey ateş pahası!
      
  devamını gör...
altındağ'da suriyelilerin 2 genci bıçaklaması
          "fazla merhamet vatana ihnettir." 
mustafa kemal atatürk
adam geleceği görmüş... ne diyebilirim ki
  mustafa kemal atatürk
adam geleceği görmüş... ne diyebilirim ki
devamını gör...
çocukluğun sonu
          arthur c. clarke'ın 1953 basımı kitabı. çocukluğun sonu ismiyle türkçe'ye çevrilmiştir. 
 
uzun zamandır ara vermiştim bilim kurgu okumaya, şahane bir başlangıç oldu benim için bu kitap.
 
yazar, kimi yerde verdiği inanılmaz detaylarla büyüledi beni kimi yerde ise sabit fikirleriyle şaşırttı. böyle ilerici bir kitapta ne sabit fikrinden bahsediyorsun derseniz bilimin yalnız(!) batıdan doğduğu iddia ediliyor kitapta.
 
“insanın bir eksiği yoksa, hırsızlık yapmak anlamsızdı. (...) psikolojik sorunlarının çoğu çözüldüğü için insanlar çok daha sağlıklı ve aklı başında davranıyordu. (...) her türden çatışma ve anlaşmazlıkların sona ermesi, yaratıcı sanatın da bitmesine yol açtı. hem amatör, hem profesyonel sayısız icracı bulunsa da, bir nesil boyunca edebiyat, müzik, resim ya da heykeltıraşlık alanında gerçek manada başarılı hiçbir eser çıkmadı.”
 
      
  uzun zamandır ara vermiştim bilim kurgu okumaya, şahane bir başlangıç oldu benim için bu kitap.
yazar, kimi yerde verdiği inanılmaz detaylarla büyüledi beni kimi yerde ise sabit fikirleriyle şaşırttı. böyle ilerici bir kitapta ne sabit fikrinden bahsediyorsun derseniz bilimin yalnız(!) batıdan doğduğu iddia ediliyor kitapta.
“insanın bir eksiği yoksa, hırsızlık yapmak anlamsızdı. (...) psikolojik sorunlarının çoğu çözüldüğü için insanlar çok daha sağlıklı ve aklı başında davranıyordu. (...) her türden çatışma ve anlaşmazlıkların sona ermesi, yaratıcı sanatın da bitmesine yol açtı. hem amatör, hem profesyonel sayısız icracı bulunsa da, bir nesil boyunca edebiyat, müzik, resim ya da heykeltıraşlık alanında gerçek manada başarılı hiçbir eser çıkmadı.”
devamını gör...
üniversiteden mezun olacak yazarlara tavsiyeler
          muhtemelen mezun olmak üzere olan kişilerin heyecanla beklediği ama zaten duymuş oldukları tavsiyelerdir. 
heyecanlısınız, biliyorum. hayatınız değişiyor artık ve işsizlikle boğuşan bir ülkede sizi strese sokacak bir döneme giriyorsunuz. ama korkmayın, derin bir nefes alın ve her şeyin iyi olacağına inanın. biraz pozitif düşünmek kimseye zarar vermez. *
öncelikle ben 2 yıl kadar önce mezun oldum ve mezun olduktan 2-5 ay sonra ilk işime girdim, çalışırken daha iyi bir iş teklifi alıp iş değiştirdim. eski iş yerimde de yeni iş yerimde de sevilen bir insan oldum. bir de benimle aynı donanıma sahip bir arkadaşım ise daha yeni iş buldu ve bu durum kesinlikle şans ya da tesadüf değil, eylemlerimizin sonucu. bu bilgiler ışığında affınıza sığınarak bir şeyler bildiğimi düşünüyorum ve birkaç tavsiyede bulunmak istiyorum.
- öncelikle iş bakarken tek bir alana bağlı kalmayın. çoğunuzun mesleği ya da okuduğu alanlar buna izin veren alanlar diye düşünüyorum. sosyal bir alandan mezunsanız mesela, iş bulma ihtimaliniz olan paralel alanlara da bakın. sosyal medya uzmanlığı gibi işler mesela birçok alanın mezunlarının başvurabileceği alanlara giriyor.
- birçok ilana başvuracaksınız, başvurun da zaten, ama cevap almadıkça çekinmeyin. :) başvurduğunuz ilanlar genelde hayalinizdeki iş olacak ve çoğunlukla onlardan herhangi bir geri dönüş almayacaksınız. çünkü şartları iyi işler tecrübe istiyor genelde.
- ilk başta tam içinize yatmasa da yapmak isteyeceğiniz alanla uzaktan da olsa alakası olan işlere başvurun. alanınızla alakalı hiçbir şey bulamıyorsanız bile çağrı merkezi elemanlığı, müşteri temsilciliği gibi alanlara yönelin. bu tavsiyeyi vermek istemezdim ama eğer aileniz zengin değilse ne yazık ki atmanız gereken bir adım. çünkü iş verenler boş duranları sevmiyor, bir yandan böyle bir işte çalışıp bir yandan da daha iyi bir iş aramaya devam edin. inanın şansınız o zaman daha fazla olacak.
- iş hayatına girdiğinizde atılgan olun. yapmanız gereken şeyleri öğrenirken bol bol soru sorun, ilgili olduğunuzu muhakkak fark ettirin. yoksa siz arka planda o alanda birçok yeni şey öğrenseniz bile bu fark edilmediği sürece bir değeri olmuyor. meraklı olun ve bunu fark ettirin.
- yine iş hayatında bilmiyorum kelimesini unutun. bilmediğiniz konular olunca çok gerek olmadıkça bilmediğinizi söylemeyin, "hemen gerekli bilgileri edinip geri dönüşte" bulunacağım tarzı laflarla işi lehinize çevirin.
benden şimdilik bu kadar, oldukça klasik tavsiyeler biliyorum ama yine de ben de yazayım dedim. umarım hepiniz çok iyi yerlere gelirsiniz, bol şans diliyorum.
  heyecanlısınız, biliyorum. hayatınız değişiyor artık ve işsizlikle boğuşan bir ülkede sizi strese sokacak bir döneme giriyorsunuz. ama korkmayın, derin bir nefes alın ve her şeyin iyi olacağına inanın. biraz pozitif düşünmek kimseye zarar vermez. *
öncelikle ben 2 yıl kadar önce mezun oldum ve mezun olduktan 2-5 ay sonra ilk işime girdim, çalışırken daha iyi bir iş teklifi alıp iş değiştirdim. eski iş yerimde de yeni iş yerimde de sevilen bir insan oldum. bir de benimle aynı donanıma sahip bir arkadaşım ise daha yeni iş buldu ve bu durum kesinlikle şans ya da tesadüf değil, eylemlerimizin sonucu. bu bilgiler ışığında affınıza sığınarak bir şeyler bildiğimi düşünüyorum ve birkaç tavsiyede bulunmak istiyorum.
- öncelikle iş bakarken tek bir alana bağlı kalmayın. çoğunuzun mesleği ya da okuduğu alanlar buna izin veren alanlar diye düşünüyorum. sosyal bir alandan mezunsanız mesela, iş bulma ihtimaliniz olan paralel alanlara da bakın. sosyal medya uzmanlığı gibi işler mesela birçok alanın mezunlarının başvurabileceği alanlara giriyor.
- birçok ilana başvuracaksınız, başvurun da zaten, ama cevap almadıkça çekinmeyin. :) başvurduğunuz ilanlar genelde hayalinizdeki iş olacak ve çoğunlukla onlardan herhangi bir geri dönüş almayacaksınız. çünkü şartları iyi işler tecrübe istiyor genelde.
- ilk başta tam içinize yatmasa da yapmak isteyeceğiniz alanla uzaktan da olsa alakası olan işlere başvurun. alanınızla alakalı hiçbir şey bulamıyorsanız bile çağrı merkezi elemanlığı, müşteri temsilciliği gibi alanlara yönelin. bu tavsiyeyi vermek istemezdim ama eğer aileniz zengin değilse ne yazık ki atmanız gereken bir adım. çünkü iş verenler boş duranları sevmiyor, bir yandan böyle bir işte çalışıp bir yandan da daha iyi bir iş aramaya devam edin. inanın şansınız o zaman daha fazla olacak.
- iş hayatına girdiğinizde atılgan olun. yapmanız gereken şeyleri öğrenirken bol bol soru sorun, ilgili olduğunuzu muhakkak fark ettirin. yoksa siz arka planda o alanda birçok yeni şey öğrenseniz bile bu fark edilmediği sürece bir değeri olmuyor. meraklı olun ve bunu fark ettirin.
- yine iş hayatında bilmiyorum kelimesini unutun. bilmediğiniz konular olunca çok gerek olmadıkça bilmediğinizi söylemeyin, "hemen gerekli bilgileri edinip geri dönüşte" bulunacağım tarzı laflarla işi lehinize çevirin.
benden şimdilik bu kadar, oldukça klasik tavsiyeler biliyorum ama yine de ben de yazayım dedim. umarım hepiniz çok iyi yerlere gelirsiniz, bol şans diliyorum.
devamını gör...
celp kağıdı
          askerlik korkusu olan bireye geldiğinde yutkunmasına ve renginin solmasına neden olur.yapıp kurtulduğu zaman gözünde büyüttüğünü anlayacaktır.
      
  devamını gör...
tiktok fenomeninden pis fakirler açıklaması
          keşke bende o mayodan olsaymış. bana senden daha çok yakışırdı. çünkü bende o göbekten ve bir karış bacaktan yok. *
      
  devamını gör...
karşı cinste çekici gelen özellikler
          evet karakterli.. ahlaklı olsun.. ama poposu güzel ve ince belli olsun..
      
  devamını gör...
soba üzerine portakal kabuğu koymak
          şimdi kombi üzerine koyduğum kabuklardan medet umduğum, eskiden kokusu çok sevildigi için evlerde yapılan hede.
      
  devamını gör...
yazarların üzülünce yaptıkları şeyler
          internette anlamsızca gezmek falan bir şekilde kendimi oyalamaya çalışıyorum yoksa çok daha kötü oluyor.
      
  devamını gör...
crimson peak
          2015 yapımı gotik romantik bir guillermo del toro filmi. klişeler ile dolu senaryosu, rahatsız edici düzeyde belirgin hikaye hatları ile insanı bunaltıyor olsa bile; muhteşem mekan tasarımları, çalışkan bir görüntü yönetmeni, kaliteli oyunculuklar, iyi cast seçimi ve dönemi yakalayan kostümleri ile vasatın bir tık üstü bir film. öncelikle; bu ne kadar korku filmi diye pazarlansa da korku filmi değil. filmin ana karakteri edith'in söylediği gibi: "bu hayalet hikayesi değil, içinde hayaletler olan bir hikaye." ki toro pek çok söyleşide dile getirdiği 'korku, türüne bakılmaksızın her filmin bir parçasıdır' fikrini açık ara bu filmde de yansıtıyor ama filmin süresinin kısalığından ve vaktin iyi değerlendirilmemesinden ötürü çok yarım kalmış gibi bir havası var. ne iyi bir senaryo ne de çok katmanlı bir hikaye sunuluyor, sanki film yalnızca izleyiciyi görsel olarak doyurmak üzerine çekilmiş. mantık hataları, kopuk ilerleyen senaryo, verilemeyen bazı duygular derken çok eksiği var ama görsel olarak bu kadar mı iyi olur bir film yahu?
ki gerçek anlamda bir görsel şölenden bahsediyorum. sharpe malikanesi başta olmak üzere filmdeki pek çok mekan tasarımı resmen bir ruha sahip. tablo gibi izlenmek üzerine düzenlenmiş zaten hikayenin yarısını toro bu canlı tablolar üzerinden vermiş ama yine de yetersiz çünkü temeldeki hikaye oldukça zayıf bir ingiliz romantizmi.

oyunculuklar gerçek anlamda oldukça iyiydi ama senaryonun basitliğinin gölgesinde kalmış gibilerdi. tom hiddleston sen yaşayan bir ilahsın, tüm güzelliğini eski tanrılardan almışsın çiçeğim sen oyunculuk yapamasan da olurdu ama tertemiz iş çıkarmış iki gözümün çiçeği. yüz ifadesinden, bakışlarına kadar rolü oynamış gibi. acınası, hayalperest, baskılanmış ve çocuksu bir adamın tüm ifadesini bir bakışı ile sunuyor. jessica chastain için diyecek tek bir kelime yok, muhtemelen filmdeki en temiz oyunculuk çıkaran kişiydi. mia wasikowska'da bence rolünün altından olması gibi kalktı ama üst düzey bir şey de görmedik.
izlenmeyecek bir film olmamasının yanı sıra türünün hastasını bile biraz sinir edebilir. toro ismini görüp hemen atlamamak lazım geliyor. ben tablo gibi bir film izlemek istiyorum diyenler için listeye eklenilesi.
  ki gerçek anlamda bir görsel şölenden bahsediyorum. sharpe malikanesi başta olmak üzere filmdeki pek çok mekan tasarımı resmen bir ruha sahip. tablo gibi izlenmek üzerine düzenlenmiş zaten hikayenin yarısını toro bu canlı tablolar üzerinden vermiş ama yine de yetersiz çünkü temeldeki hikaye oldukça zayıf bir ingiliz romantizmi.

oyunculuklar gerçek anlamda oldukça iyiydi ama senaryonun basitliğinin gölgesinde kalmış gibilerdi. tom hiddleston sen yaşayan bir ilahsın, tüm güzelliğini eski tanrılardan almışsın çiçeğim sen oyunculuk yapamasan da olurdu ama tertemiz iş çıkarmış iki gözümün çiçeği. yüz ifadesinden, bakışlarına kadar rolü oynamış gibi. acınası, hayalperest, baskılanmış ve çocuksu bir adamın tüm ifadesini bir bakışı ile sunuyor. jessica chastain için diyecek tek bir kelime yok, muhtemelen filmdeki en temiz oyunculuk çıkaran kişiydi. mia wasikowska'da bence rolünün altından olması gibi kalktı ama üst düzey bir şey de görmedik.
izlenmeyecek bir film olmamasının yanı sıra türünün hastasını bile biraz sinir edebilir. toro ismini görüp hemen atlamamak lazım geliyor. ben tablo gibi bir film izlemek istiyorum diyenler için listeye eklenilesi.
devamını gör...
jan van eyck
          gençliğine dair tarihi bir bilgi bulunmamakla beraber kendisiyle ilgili bilgilerimiz 1422 sonrasında başlıyor. 

en ünlü eserlerinden biri arnolfini'nin evlenmesi isimli tablosu giovanni arnolfini'nin ve giovanna cenami'nin evliliğini temsil ettiği düşünülse de kesin bir bilgi yoktur. asıl karısının 1433'te ölmesi ve bu tablonun 1434'te yapılması arasında ikinci kez evlendiği düşünülüyor. kimilerince ise bu tablo bir evlilik tablosu değildir. ön planda dar alanda boydan yer alan iki varlıklı çifti (giovanni di nicolao arnolfini ve giovanna cenami) görüyoruz. çiftin üstünde yer alan şamdanda tek bir mum yanmaktadır, bu mum hz. isa'nın varlığını ve insanlığın geçiciliğini temsil etmektedir. ön planda yer alan köpek ise evliliğin sadakatini temsil etmektedir. çiftin arkasında dış bükey bir ayna bulunmakta bu ayna sayesinde ressamı ve diğer figürleri arkadan bir göz gibi görebilmekteyiz. bu dış bükey aynanın dış bezemesi olarak da daire biçimleri bulunmakta. bu daire biçimlerinin içinde ise hz. isa'nın kutsal sahnelerine yer verilmiştir. böylesine ufak bir alana detaylı bir çalışma gerçekten hayret verici açıkçası. eserin boyutlarından bahsetmek gerekirse genişliği 60, uzunluğu 82 cm'dir.
  
en ünlü eserlerinden biri arnolfini'nin evlenmesi isimli tablosu giovanni arnolfini'nin ve giovanna cenami'nin evliliğini temsil ettiği düşünülse de kesin bir bilgi yoktur. asıl karısının 1433'te ölmesi ve bu tablonun 1434'te yapılması arasında ikinci kez evlendiği düşünülüyor. kimilerince ise bu tablo bir evlilik tablosu değildir. ön planda dar alanda boydan yer alan iki varlıklı çifti (giovanni di nicolao arnolfini ve giovanna cenami) görüyoruz. çiftin üstünde yer alan şamdanda tek bir mum yanmaktadır, bu mum hz. isa'nın varlığını ve insanlığın geçiciliğini temsil etmektedir. ön planda yer alan köpek ise evliliğin sadakatini temsil etmektedir. çiftin arkasında dış bükey bir ayna bulunmakta bu ayna sayesinde ressamı ve diğer figürleri arkadan bir göz gibi görebilmekteyiz. bu dış bükey aynanın dış bezemesi olarak da daire biçimleri bulunmakta. bu daire biçimlerinin içinde ise hz. isa'nın kutsal sahnelerine yer verilmiştir. böylesine ufak bir alana detaylı bir çalışma gerçekten hayret verici açıkçası. eserin boyutlarından bahsetmek gerekirse genişliği 60, uzunluğu 82 cm'dir.
devamını gör...


