bu demek oluyor ki türklerin ingitere'de iş kurabilmesi için yapılan ankara antlaşması da artık bitmiştir.
devamını gör...

banabakpaşinyan - ilham aliyev
devamını gör...

uganda'da akşam olunca bazı insanlar, dört tarafı ağlar dolu bir yerden, gökyüzüne doğru projektörler tutuyor ve çekirge'lerin ışığa gelmesini sağlıyorlar.
ışığı görüp gelen çekirgeler iyice çoğalınca, ağları kapatıyorlar ve hemen kenardaki sac tava'larda patates kızartması gibi yağda kızartıyor ve yiyorlar, satıyorlar.
işin garibi, bu ülkede gıda dağıtımı yapan birleşmiş milletler çalışanları, çekirgelerin yenilmesini teşvik ediyor, çok zengin protein olduğunu söylüyorlar.
devamını gör...

oğullarına. kendimden biliyorum.
abimle büyük bir tartışma yaşamıştık ve en sonunda ikimiz de sinirden ağlamıştık.* ikimiz de haklıydık aslında. sonra annem bana susmam için bağırıp abimin yanına gitmişti. çünkü oğluşu ağlıyor.* ikimize de düşkündür aslında ama bazen farkı hissedebiliyorum.
devamını gör...


"bir zamanlar anadolu'da dersin. ücra bir yerde görev yaparken, işte böyle böyle bir gece yaşamıştık dersin. anlatırsın yani ne bileyim, masal gibi. "


2011 yapimi nbc filmidir. film bittikten sonra repliklerini çok düşündüm, çok güzel bir filmdi.
balon diyecek insanin filmden anlamadigi kanısına varabilirsiniz hatta.
çok düşündüren repliklerden birisi de şüphesiz "

ya doktor, bir insan bi başkasını cezalandırmak için hakkaten kendini öldürebilir mi doktor? olabilir mi böyle bir şey ya
" repliğidir.
devamını gör...

eğer gerçekse okullar açılmayacak demek anlamına gelebilir.
çünkü 6 eylül tarihinde çok ısrar ediyordu.
o zaman eyvah ki eyvah...
devamını gör...

devamını gör...

birilerinin gölgesinde yaşamaya alışkındırlar. kendileri bir şeyler başarmayı pek umursamazlar. başkasının fikrini, başkasının başarısını savunurlar. kötü bile olsa kendi fikirleri olsa daha çok saygı duyarım. ama sadece birilerinin arkasına sığınıp sağa sola sallarlar. içlerinde anlamsız bi kin olur. ama bu kini dışarı vurmaya cesaretleri yoktur, o yüzden birinin bir şeyin düşüncesi arkasında sığınarak sallarlar. bir şey söylediğinde de o insanı, o düşünceyi örnek gösterip seni taşlarlar. klavye delikanlısıdırlar.
devamını gör...

teknolojik aksamlardan falan bahsetmiyorsak, gm'in özellikle 90"lı yıllarda ürettiği cadillac araçlardır. eski tabirle yayla gibi araçlardır, şimdiki kutudan bozma çıtkırıldım oyuncaklara benzemezler. sürüş keyfi bambaşkadır, uzun yol konforu çok yüksektir.
iki kapıılılarda cadillac eldorado, 4 kapılılarda cadillac deville modelleri favori modellerim.

bestcarmag.com/gallery/1994...
devamını gör...

abilerim ablalarım z kuşağıyla alakadar açılan bir başlığa daha gönderi girmiştim ve sanıyorum ki orada kendimi anlaşılır bir şekilde ifade etmiştim. kendimi yinelemek istemiyorum. ama rica ediyorum genelleme yapmayınız. bizim kuşağımızda da kayda değer bir şeyler yapmaya çalışan birey sayısı küçümsenemeyecek kadar fazla. teknoloji çağına doğmuş olmamız da bizim suçumuz değil lütfen bunu da göz önünde bulundurun. hatta bu bir suç değil. geleceğin mesleklerinde bir tanesinin de youtuberlik veya tiktokerlik gibi şeyler olacağı internetin ya da görüntülü telefonların yeni yeni çıkmaya başladığı sıralarda bilinmese de bu tür teknolojilerin gelişmesiyle geleceğin meslekleri olacağı belliydi zaten. bir de bu yönden düşünü rica ediyorum. ve lütfen şunu da unutmayın, ileride sizin emekli olduğunuz mesleklerin başına bizler geçeceğiz. belki içimizden birisi cumhurbaşkanı bile olacak. üstelik bizim neslimizi kanser türü olarak adlandıran nesiller de bizim dünyaya gelmemizde aracı olan bir üst kuşak. yani sizin kuşağınız y kuşağı. bu durumda ben de siz y kuşağı büyüklerime şunu sormak istiyorum. madem bu kadar kötü görecektiniz z kuşağını, bu kanser türünü neden yaydınız? kendi kendimize mitoz bölünerek oluşmadık çünkü biz. hadi ben çocuk yapmadım diyorsanız da z kuşağından kardeşi olan birileri illa ki vardır. böyle yaftalamayın artık çok rica ediyorum. gençlerde yanlış gördüğünüz bir şey varsa bunu ona düzgünce söylemek bir büyük olarak sizin bir nevi göreviniz. böyle başlıklar açmak yerine bunun için uğraş gösterseniz inanın bir şey kaybetmezsiniz. hatta gördğünüz yanlışı düzeltmeye vesile bile olabilirsiniz.

teşekkürler.
devamını gör...

nickaltı avcılarına yakalanmamış yazardır. kokunuzu aldık geliyoruz çok yakında.*

pek severim kendilerini. okumayı da yazmayı da. ama biraz diyalog kurup tanımlarını inceledikten sonra daha iyi oluyor nickaltı girmek. aklımda var bir kaç canım yazarım nickaltı girilecek. sizleri de sıraya alabilirim. çokça yazın canlar.
devamını gör...

başlığı sanki annem açmış.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

bir tanıdığım burcu isimli asker arkadaşı olduğunu söylemişti.ötesi yok.
devamını gör...

bana stendhal sendromu yaşatan bir ağaç:
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

hoş gelmiş.
yavru antilop büyüsün onun için geç olmasın. kıymasın avcılar ona.
ajitasyon için mi bu isim allah aşkına yaz.
devamını gör...

okuyor, okutturuyoruz.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

bir fransız, bir alman ve bir türk müzede ‘adem ve havva cennet bahçesinde’ tablosuna bakıyorlarmış.

alman: “bedenlerinin kusursuzluğuna bakar mısınız? adem ile havva mutlaka alman olmalı” demiş.

fransız, alman’a karşı çıkmış: “havva ne kadar güzel, adem ne kadar yakışıklı. bu denli çekici olduklarına göre, hiç kuşkusuz fransız olmalılar.”

türk, tabloyu uzun uzun izledikten sonra kararını vermiş:

“bunlar kesin türk’tür. üstte yok, başta yok, elmadan başka yiyecek yok, ama hâlâ kendilerini cennette sanıyorlar.”
devamını gör...

hiç de ayıp olmaz. kendileri gibi minnoş yazarlara denk gelirlerse ne ala. sloganımız, seven sevdiğine portakal atsındır.
devamını gör...

doğru zaman geldiğinde hissedilen o ince sızı size kimi hatırlatıyorsa o doğru kişidir.
devamını gör...

at fobisi yaşamak için atın çiftesini yemek gerek. başka da bir şey düşünemiyorum. bir de yalan mı gerçek mi bilinmez atın ısırdığı da söylenir.
at ısırması deyince aklıma geldi. böyle ortaokuldayken sınıfta hiç sevilmeyen bir oğlan vardı. o gün okula gelmeyince öğretmen nerede olduğunu sınıfa sorar. babası rahatsızlanmış, güya babasını at ısırmış. tabi konu tam anlaşılamadı. oğlan sevilmiyor ya bir kere, sınıfın muzip öğrencileri yokluğunda dalga yollu öğretmene durumu şöyle anlatırlar.
"hocam, babası önce atı ısırmış, babası atı ısırınca at da babasını ısırmış. "
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim